1 Temmuz 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

1 Temmuz 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17-941 EE EN ASONE BEDELİ Adres değiştir. mek (25) Key İBIGU Dünyanın Siyasi Manzarası | TAN r.... 750 , 8 Ay i—A bütün #mda tan ve redilmiştir. tebiiğ leri gizlemek Londraya büyük ve kati zate man halkı tatmin ? — Vichy, Se batı kesmiye ka Alman Tebliği : Iman mahafilinin, Soyyet- Alman harbi hakkında verileceğini birkaç gündenberi ilân ettikleri fevkalâde tebliğ dün bütün gün Alman radyola- ri tarafından, muhtelif lisanlar- la, musiki, ve şarkı parca- lariyle, hattâ harp sahnelerini andıran gürültülerle karışık 0- Tarak, cok mufantan ve miihey- yiç bir surette neşredilmiştir. Harbin bâsladığı pazar saba- hındanberi geçen bir hafta zar - fında cereyan eden askeri hare- kât hakkında mufassal malü - matı İhtiva eden bu tehliğin en #ayan, dikkat olan kısmı, Soy - yetlerin 4700 tayyare ve 2400 tanklarının tahrip edildiğini, buna mukâbil Almanların sade- ce 150 tayyare kaybettiklerini bildiren kısmidır. Bu tebliğde Almanların tank zayiatı hakkında malümata te- sadüf edilmemektedir. Sovyet orduları Başkuman - danlığının muntazaman verdiği tebliğlerle Alman orduları Bas- kumandanlığının nesrettiği bu haftalık fevkalâde tebliğ karsı- Jaştııldığı takdirde, iki ordu ilerleyiş ve gerileyiitri Bu kındaki mlümatın birbirine uyduğu görülmektedir. Filhakika Sovyet tebliğleri, Sovyef kıtalarinın şimal ve mer kez cephelerinde her gün ne kadar geri çekildiklerini açık bir surette bildirmektedirler Fakat bu iki tebliğ, cok esaslı diğer iki noktada birbirleriyle tezat teşkil etmektedir. Bunlardan biri Alman tebli - ğinin, Sovyetlerin kuvvetle bir- leştikleri, hattâ mukabil taarru- za geçtikleri Besarabya cephe- sinden hiç balısetmemeleridir İkincisi de hakkında verilen rakamlard 30 Temmuz tarihli Sovyet tebliği: Harbin ilk haftasında Alman zayiatının 2,500 tank, 1.500 tayyare ve 30.000 esir ol- duğunu; Sovyet zayiatının ise, 850 tayare, 900 tank ve 15.000 esir v kayıptan ibaret oldu- ğunu bildirmektedir. Sovvet tebliği ayni zamanda, Almanların ilk günlerdeki i, 1400 Kr, 1 sene 2800 Kr, Ecnebi )Tü, Ecnebi 400 Kr. 3 Ay BDO Ke, 1800 . 159 . Ay 800 surette taarruz hudut bo- yunca büyük miktarda ettikleri rlü vasıtaları tankları ile Sovyet setr kıtala- | rına karşı kazandıklarını ve üç dört gün sonru Sovyet kuvayi külliyesi ile temasa geldikten sonra mühim ilerleyişler kay « aleme 2. de bildirmekle- ir Sovyetlere Göre: vyet mahafi ağ göre: Al Ss manlar, Sovyet zayiatı hakkında hakikatten çok uzak olan bu cok mübalâğalı rakam- ları, bir hafta içindeki muvaf- fakıyetsizliklerini gizlemek mak sadiyle vermişlerdir. Çünkü Al tahşit manlar, muhasamat başladığı zaman, bir yıldırım harbi ile Kiyef ve Smolensk'i ilk hamle- de zapteceklerini söylemişler - di. Halhuki, Alman kıtaları he- nüz asıl Rus arazisine ayak has- mamıslardır ve muharebe hâlâ eski Polonya topraklarında eç- reyan etmektedir. Londra mahafili de: Halka kısa bir zamanda parlak muzaf. feriyetler vaadeden Alman ku- mandanlığının, efkârı umumi - yenin sabırsızlığın, ve endişe - sini teskin etmek maksadiyle eye ir rakamları dedirler, Mutantan bir surette ilân e dilen bu fevkalâde tebliğin Al. man milleti üzerinde yaptığı tesir hakkında gelen haherlere yet kuvvetlerinin ku- vayi külliyesinin bataklıklarda esir veya imha edilmesi gibi, büyük ve kati bir zaferi bekli- yen Alman halkım bu tebliğ tatmin etmemiştir. Sovyetlerin, Ploeşti mıntaka- sına petrol tesisatında tahribat ve sabotaj yapmak maksadiyle | birçok paraşüteüler ve fahri kâtçılar indirdikleri ve bunla - rın ancak bir kısmının yaka - landığı ve Sovyet tayyarelerine işaretle haber vermekle ze nun 500 Rumen komüni kazçuna dizildiği bildirilmekte, Vichy'nin Kararı : S ovyet - Alman harbini a- lâkadar etmek üzere son lu hah x SY MERMİ Yer er ik ve konsolosluk memurl: rmin, memleketin dahili emni yetini ihlâl edecek de hareketler- bulunmalarından (o dolayı, münasebet - in, Almanya ile işbirliğinin yeni bir tezahü- rü olan bu hareketin, bu harp bakımından ancak sembolik bir kıymeti vardar. TAN (Cumhuriyet Devrinde de | Türk Gemicil wv. igi Nasıl Doğdu Ve İnkişaf Etti? smanlı imparatorluğunda 19 uncu asrm ortalarına ticaret o gemiciliği ni muhafaza etmek htelif limanlarından ve İstanbuldan Hindistan sula- rma kadar sefer yapmaktaydı. Zamanın şartlarına göre, bu ge- miler, Bartın tezgâhlarında i- mal edilir, üç, dört direkli ah- sap gemilerdi. Bundan başka Sinopta, büyük mikyasta gemi tezgahları mevcuttu, İnebolu kazasile Trabzon vilâ- yetinin muhtelif köylerinde, bil- hassa Sürmene okazasma tâbi Sârgona köyünde de büyük yel ken gemileri yapmak kabildi. Bu gemiler, ekseriyetle sahil se- hirlerinde, derebeylikten henüz ticaret sermayedarlığına tahav. vül eden kiraselere aitti, Meselâ: Rizede Tuzcu oğulla- Tına ait muhtelif büyüklükte yelken gemileri bulunmaktay- dı. Mahalli tabirle bu, büyük yelken gemilerine kulet denil- mekedir. Osman Nuri, (Mecellei umu- ru belediyenifi birinci cildinde) İstanbulun iaşesinden bahseder- ken, İstanbulda büyük yelken gemilerine sahip olan Türk aile. lerinden bahseder. İstanbulun aşesi için verilen o kararlarda, ekseriyetle isimleri Türk olan bu firmaların, Romanyadan ne mikdar buğday getireceğinden bahsedilmektedir. Bu kararlar- dan anlaşılıyor ki, aşağı yukarı İkinci Mahmut devrine kadar İstanbulun iaşesi, bu büyük yel. ken gemileri vasıtasiyle temin edilmektedir. Fakat buharlı ge. milerin sularımızda seyrüsefere baslaması üzerine bu eski arma. törles - İeirdelikisserant?e yerd yük yelken gemilerine sahin o- lan aileler, zamanının icapları- na intibak ederek, buharlı ge- milerin armatörü olamamışlar, bu suretle Türk denizcilik ta- rihi içinde silinip gitmislerdir. Bugün eski Türk armatörlerinin vaziyeti. hakkında daha etraflı malümat slmak için, İstanbulun Diğer cihetten, Mösyö Melo.| &* tof tarafından kobul edilen Mister Cripps, İngiliz heyetini takdim ederken, bu hevetin hu kadar çabuk gelmesinin İngil - terenin ishirliği hususundaki iyetini gösterdi, lemi İ Amerikanın Moskova Sefiri de Mösyü Molotofla bir saat gö- rüsmüstür. Bütün bu hâdiseler, İngilte - renin ve Amerikanın Sovyefle- re yardım etmek hususundaki isticallerini göstermektedir. M. ANTEN ———3 RE ÖĞÜTLERİ Z: Sıcak dehiz suyunun vücuda tesiri, tabii hararetindeki deniz Suyunun tesirinden epeyce fark- lıdır. Sıcak su, bir kere vüksek-; çe hararetiyle tesir eder, Sonra| da, suyun icindeki tuzlu madde-| lerin ciltten içeriye daha az geç - mesiyle... Deniz suyunun harareti ne ka- dar yüksek olursa ve terkibinde. ki tuzlu maddeler ne kadar cok 0- lursa bunlar ciltten içeriye o ka- dar az geçerler. Cildin üzetinde yapışır, kalırlar, Bunun da vücu- de ayrıca tesiri vardır: O tuzlu maddeler cildin üzerinde bir ten- bih tesiri yaptıklarından vücudün uzuvları bundan İstifade edi Kalp kuvvetlenir, damarların «indeki tansiyon szayıflar. icin vaz yük idrarda azot ve Bunların birincisi e, ikincisi de sinir- in kuvvetli olmasına lâztmdir. İdrarda bunların mikdarı azaldık. <a vücudün içinde kalan mikdarı artar demektir. Onun için sıcak deniz suyu ile banyo bir coklarına iyi gelir. En ziyade vücutlarından cokça azot ve fosfor kaybeden, hem vücutla. fosfor azalır. vücudün şel ere Şişman oluy da birdenbire | a: Mikroplu hâd rümatizma has- talığından sonru yürekleri kuv- vetsiz kalmış olanlar sicak deniz banyalarından istifade ederler. Çünkü tuzlu maddelerin cilt üze. rinde yapısıp kalarak vilcndü 0- radan tenbih etmesi kalbe kuvvet getirir, Bilhassa, kemik hastalığına tulmus çocuklarla yolunda bi yemiyen çocuklara sıcak deniz banyoları iyi gelir, onların kemik lerini düzeltir, vücutlarını büyü- tür, Sıcak deniz suyu banyolarının bir iyiliği de, lüzumunda, bütün yıl devam edebilmesidir. Deniz suyunun ( terkibindeki tuzlu maddelerin azalıp coğalma. sına göre faydaları baska baska Iduğundan, sıcak deniz suyu banyosuna bayağı su ilâve ederek! o maddeleri azaltmak, yahut tuz. lu maddeler ilâve ederek deniz suyunu daha ziyade tuzlu yap- Fakat bunların zayıf, hem de daima halsizlik- vu harbin Amerikada yaptı. #ı yeniliklerden biri de sanat sahssındadır. Son zaman- larda Amerikanın mütehassıs antikacılari şurada burada keş- fedilen antika tabloların çoklu- Huna şaşıp kalmaktadırlar, Bun ların hemen hepsi dünyarın en meşhur tablolarının taklitleri fakat ta kendileridir. Ve- lâsguez, Rembrandt, Vermeer #ibi dünyaca meşhur artistlere ait olan bu eserlerin tabil ki kıymetleri son derece yüksek- tir, Avrupanm muhtelif müzele- rinde bulunmaları icap eden bu eserlerin veni dünyada ne işleri var? İşte harbin tesiri burada işin içine giriyor. Bugün dünya- da en yüksek kiymeti olan para Amerikan dolarıdır. Halbuki bütün bir demokrat dünya ile kavgası olan Almanyanın Ame- rikan dolarına çok ihtiyacı var» dir, İşte bu ihtiyacı telin etmek için baş vurdukları çarelerden biri de Amerikaya bu tabloları ihraç etmek olmustur. Orada satılan bu tablolardan elde €- dilen bu para Amerikadaki Al man ajanları tarafından lâzım olan hususlarda kullanılmakta ve bazan da muâvven vasıtalar. İn Almanyaya çönderilmekte- dir. Bu tablolardan bazıları vak- tiyle Frederik * Wilhelm müze- sinde bulunuyordu. Simdi yeni dünyada olduğu söylenen bu €- serler arasında Jan Vermeer'in “2 genc kadın ve inci gerdan lık”, Raphael'in meşhur “Vir- gin ve cocuğu” yahut diğer is- miyle “Madonna di Casa Co lonna”, Velasawez'in “bir kadın portresi”, Rembradt'in “bir ra- hip portresi”, Fra Filipo Lippi'- eki Yazan:”— HÜSEYİN AVNİ Bugün kabotâj bayramı Yurdumuzun her tarafında bü- tün denizciler, Cümhuriyet re- ğiminin, bahsettiği bu güzel gü, edeceklerdir. Kabotaj bayramı mtinasebetiyle, Osmanlı İmpa- ratorluğunun muhelif safhala- rında Türk gemicili; huriyet devrinde Trk armatör lüğünün doğuş ve teşekkülü ve inkişaf seyri hakkında yaptığı- mız bir tetkiki aşağıya yazıyo” r iaşesi ve liman (hareketlerine dair, eski kayıtları karıştırmak lazımdır. Maylesef, bu hususta elimizde fazla malümat yoktur. * m dokuzuncu asrın orta- larından sonra, sahilleri mizde Avrupanm buharlı ge- mileri gittikçe artmıya başi mıştır. Fakat bunların arasın- da, kabotajın Türk bm ağına intikaline kadar en kuvvetli ee- nebi vapur kumpanyaları Lojt Pake ve Mesajeri idi. Umu; harpten evvel Çarlık Rusvasr! sit bir vapür kumpanyası Ka- radenizin en kücük kasabdları arasında bile vapur seferleri yapmaktaydı. Vâkıa arasıra, Türk limanlarında İdarei Mah- susaya ait, Gümüşyen kumpan- yasına ait bir iki vapura da te- sadüf etmek mümkündü Fakat umumiyet itibariyle, Tör yerkilleri ndeki mal kumpanyalarının fiili inhisa! altına girmişti, Geçen umumi harp seneleri, Türk armalörlüğünün bir nü- ve halinde teşekkülüne sebebi- vet vermiştir. Malümdur ki, g€- çen umumi harpte, sahillerimiz arasında vapur seferlerine im- kün yoktu. Bu imkânsızlık, kü- cük yelken gemileri ve-yelken | hattâ kayıkları mo- işleten kücük sermayedar- ve mülesebbisler icin, fır- Sutlar temin etmiştir. Bugün: nınfış armatörle. rinden bir çoğu bu inkişaf mer- halesinden gecmiş müteşebbis- lerdir. Büyük vapurların sahil lerimizde işlemesine imkân ol madığını gören bu müteşebbis- ler, bin bir fedakârlıkla sahil lerimiz arasındaki nakliyatı te- min etmişlerdi Pek tebii olarak hem tehli- keli olan bu ticaret, ayni zaman. da çok kârlı bir işti, Samsun- dan, İstanbula bir iki seler ya- pan 100 tonluk bir motör, para- sını bir kaç misli çıkarmaktay- dı. Bu, süratle para kazanmak si, kücük bir.motör sahi- günün birinde zengin bir nilerini tör lar bini, armatör haline getirmistir. * * mumi harp seneleri, ar- matörlüğün doğusu için müsait bir zemin hazırlamıştı. Fakat bu zemin üzerinde inki- $ef etmek icin, sahillerimiz ara- sındaki kabotaj hakkının Türk bayrağına intikal etmesi Jâzım- dr. İste, her tarafta “Denizciler bayramı” diye tesit edilen bu- gün bunu temin etmiştir. Kâabotajın Türk bayrağına intikalinden sonra, Türk arma» törlüğünde seri bir inkişaf mü- sahede edilmistir. Evvelce bit tek vapur sahibi olan bir firma, kısa zamanda bir kaç vapura sa- hip olmuştur. Diğer taraftan seyrisefain İ- daresi (bugünkü denizyolları) de tonajimı genişletmek imkân- Tarımı alda etmis hiza hiudiin İf su hediye etmiştir, Harpten evvel, Türk arma- törleri, yalnız Türkiye kara su- larında değil, Akdeniz limanları arasında da seferler vapmakta idi. Hasılı kabotafın. Türk bay- rağına intikali, tarihte Türk ar- matörlüğünü tekrar dahâ geniş| bir şekilde ihya etmiştir, Raphael'in “Virjin ve çocuğu,, adh tablosu nin “Virgin”, Jan Van Eyke'nin “John Arnolfini", iğ portresi” “altın mih- , yine Jan Van Eyke'nin “kalpaklı adam”, Domininco Venezano'ya atfedi- len “bir genç kadın” tabloları da vardir. Almanlar simdiye kadar bu tabloları Rusyâdan geçirerek Viâdivostok yoliyle gönderiyor. lardı. Şimdi artık bu ticaretin de ya nihayete ereceği yahut da Almanların baska bir vol bular cağı tahmin edilmektedir. iŞehir İşinden Bitün d —. Çalışankadıni- Arasında 25 ; e: Fabrikada tesis edilen çocu | çalışan kadınla- Tımızın, bilhassa. onların evde kalan yavrularının duru- munu öğrenmek istiyordum. Bu- gün, yolumun üstüne, Tütün İn- hisar idaresinin Üsküdarda, Şem. sipasudaki fabrikası düstü. Dört köşe büyük bir avluyu saran azametli, kızıl boyalı bina- ların bir kapısından girdim. Ka- pıcıya, İsi müdürünü gör- mek. istediğimi söyledim. İki da- kika içinde haber götürüp getir- di. Bir küçük odada, üstü türlü gazete, mecmua kolleksiyonla. riyle dolu masasının önünde: fab. rikanım genç, 2eki, ve çalışkan müdürü Feridunla görüştük: Fabrikada (1000) kadın çalişi- yor. Ağır isleri kadınlara birak- mamak için, müessesenin hafif işler görülen bu kısmına daha zi- yade kadın işçi alınmış; iyi bir düsünüş. İş kanununa göre, fabrikaya (44) yaşından başlıyarak işçi alı- rür; kuvveti olan her yaşa kadar çalışabilir, Çalışma zamanı yasa (8), (8,5) saattir. Öğle üzeri bir saat, sabah ve öğleden sonra (15) er dakika istirahat ve yemek za- yevmiye değil, saat hesabiyle ve. rilir. Çünkü işci, bazan bir günün üç dört saatinde çalısarak izin al-| mak isterse, böyleliklegündeliği ni kaybetmemiş olur, o gün câ- lıştığı saatlerin parasını alabilir. Çalışma ücreti (5) kuruştan başlarsa da isci acemilik zamanı nı çabuk geçirdiğinden, bu para cabuk artar, (20) kuruşa kadar... Saat başına (20) kuruş, zararsız bir ücret... Erkeklerde bu ücret” (16) ku- ruştan başlar, (30) kurusa ka-| dar... İş kanununun bu kararını doğru bulmadım. “Eski ve eksik bir düşünceye göre: “Erkek aile babasıdır. çoluk çocuk besler!” derler; İyi.ama, kadın da çok de fa tek basına ailenin hem anası hem babası oluyor. Erkeksiz ka- lan kadın; hem. kendisini, hem çocuklarını gecindirmeye mecbur kalıyor. Şu halde, hic olmazsa kocası olmıyan, çocukları ve ken- disine muhtac ana, baba ve kar- desleri bulunan ve bir erkek gibi aile hâmisi olan kadın icin olsun. istisnai bir şey yapılsaydı, diye düşündüm. Lİ Di zamanında, üç hafta önce, üc hafta da sorra ol- mak üzere kadma, altı hafta i- zin verilir. Lâkin evde aileden yakın bir kimsesi olmıyan isci kadın için bu” cocuğu evde birs- kıp çalısmaya kosmak elbet güc bir şeydir; ne vazık ki fabrika- nın yanında kurulması lâzım ge- Ten böyle bir kreş henüz yanıla- mamıgsır, Yalnız. mek fakir isci kadının dört, bes vasından yüka- rı çocuğu icin bir yuva vardır yuvaya sabahleyin #&€- lir, aksama kadar kalarak bakı- lar, yer, istirahat eder; oynar, ter.| biye görür; ilk mektep cağıns kadar himaye edilir ki bu da pek teşekküre değer bir seydir. Bay Feridunun sövlediğine gö. re, bu vuva teşkilâtı ilk defa ve valnız İnhisar idarelerinde ku- rulmuştur. İşci, vazife zamanında bir ka- zaya uğrarsa, (6) hafta tam üc- ret alır. Hastahaneye gönderilir, ilâcı yaptırılır. Hastalararak gelemiyecek olur sa (3) hafta yarım; (3) hafta da dörtte bir ücret alır. Hastalık u- zarsa, hastahaneye gönderilir, i- lâcı da tedarik edilir, İş kanunu burada da biraz sı- kı davranmış gibi... Cünkü bir in İnhisar İdaresinin Sm Fabrikasında Neler Gördüm YAZAN: ŞÜKÜFE NİHAL liyor, pında k yuvasından bir görünü ması lâzımdır; çünkü has, man daha ziyade İtinai taçtır. İldelarını fabrika etse de, daha iyi osırımal vetli yemek, belki #aha sig yinmek gibi bir takım ihiğL, vardır ki, ilk zamanlarda, mazsa, hastalık belki cali cebilecekken uzar, tehiki sekil alabi lân dinlemiyen ev kirası si de düsünülmiye değer. Ügi Fabrikadan ayrılan isçi, İç, yıl çalışmadan sonra her VE; bir yevmiye; üc yıldan sor; yıl icin (15) günlük tam ye olarak ikramiye alir, ben İsci çalıstığı zamanlı Tüma sandığı) birakir, Fabrikanın sıhhi duruş; mükemmeldir. Dört doktğa yy. dır. İşciye (7.5) kuruştan ik * kuruştan sebze ve pilin, üzere gayet ucuz öğle yömeğ. rilir. Yakında bu yemeği siz olarak verilmesi düğü tedir, ger ii *. P kn F” Feridupun# © oldu« re gösterdiği çokk” saret alarak » fabriksiyi! istedim; iş âmiri Bay Eki refakativle bu arzum da Yi geldi, Yalnız vaktim * azdı, bese geliyordu. Fabrika dağ” büyük. i r salona girdim; güneşliği” valı, temiz, sessiz... Dört ki cak, rahat masaların önündö sılıklı oturmuş beyaz gön ikişer kadın çalışıyor. Yanl daki yaprak tütünleri ayırıp teliyorlar. Salonda her yi genç kız ve kadın ver. Bu, Ki icin temiz, yıprandırmayan işi, Sıra şıra aralarından başlarında durarak derin değ baktım. Eski tâhiriyle âdeta © vi) bir manzara. Çalışan Ki yuvasını, çoçuğunu besliyen dın, boyun eğmiyen, zelil gigi yan kadın: dert çöken, yokiğ ceken fakat sabretmesini, bil kadın;'ne.vüksek bir v Hepsi o kadar temiz, © m sakin, memnun yüzlü, © çalışmanın, kendi kendinin bi olmanın gururiyle desu kit İste, dedim, £ yeryüzünü cok saymı görmiye lâyik ölü. vs kadındır. Sabahtan aksamğnpe dar, sonü gelmiyen günler ses mütevekkil çalışmal ği” line geçecek bir kaç kuruşa vüzünde ondun daha çok hak! zanmış hanıti kadın vardır? “İ O, vatanın ekmeğine en: lâvik olan en öz çocuğudur. Göİ- sıl sonsuz bir ant ve ferağ sahibidir; kazandığı şeyi ne #ösi ne eğlenceye; uncak yaşama Dot cunü ödemeye: cocuğunu, vekili kuvvetlendirecek nesli besii büyütmiye harcar, Bu büyük it sanın daha iyi bir hayata Gi mesini dileyelim. Fabrika kupanacaktı; (fi yı gösterelim, dediler, Yuvada / saşkırlığım gidi ten art. Fabrika kreslerin| N valarını yalnız Rusyada gğı tüm. Esef ederim Kİ Şündiyi zl dar böyle mükemmel bir yaf sestmiz olduğundan haberim YO tu. Yurdumun bazı köselerini İY tanımamış olduğuma üzüldüm Temiz bir avluda iki hengit nin gözü önünde tertemiz, SU hatlı, gürbüz vavrular oynuyo! Yanımdan gecenler, tatlı bif & rinlikle gülerek bana selâm diler, Selâmlarımı aldım başları oksadım. İceriye girdik: cot mumte2” bir yatakhane... Yavruların ö istirahati iin temiz küçük insan hastalanır hastalanmaz pa- rasının eksilmesi değil, arttır (Arkası 4 üncü”

Bu sayıdan diğer sayfalar: