11 Mayıs 1940 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 6

11 Mayıs 1940 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TÜRK ATLETİZMİ İNKİŞAF HALİNDE Iyi idareciler elinde olan gençlerimiz bize iftihar veriyor TTürk atletizmi büyük bir hızla ga- e ulaşmak Üzeredir. Mevsim ba O'mamıza rağmen bir ay için dört Türkiye rekoru — kırılması da Türk, Yunan, Misır, Filistin iz, İtalyan atlet'eri arasında ya mlan müsabakalarda 6 birincilik gib: ök iyi bir derece almamız atletizmdi u sene her senekinden daha iyi ol- iğumuzu göstermektedir. 11 inci n oyunlarınım memleketimizde piması kararlaşmış — olduğundan” sene atletlerimiz Balkanlı kardeş | istanbul veya Ankarada kar - Hüçaklardır.. | çi pacaklardır. “Geçen sene umuümi puvan Vaziye-| Beyoğluspor takımı bu maçta ga- ti 38 üncü olan atletlerimizin bu! e daha yüksek bir derece alacak- arını ümit ediyoruz. Bilgi'i eller tarafından idare edil- ğe başlıyan Türk atletizmi üç dört evvelki derbederliğinden kurtul. üştur. Bilhassa federasyon — başkanının, tlelizm mütehassısının, atletizm tek ik komites'nin hazırladığı program ları lüyikile tatbik etmeleri bu sene ir senekladen fazla verim'i olacağı bir delildir. Burhan Felek, Adil y, Semih Türkdoğan, Firuzan flekil! ve Tevfik'ten müteşekkil ve hepsi de zamanında atletizm yapmis şampiyon olmuş olan milli atlet- den atletizmin yükse'mesi için daha lerimizden mürekkep teknik komite igler bekliyebiliriz. — Programit ve tecrübeli çalışması ile birçok yel atletlerin yetişmesinde yeğâne İmi' Kan atletizm federasyonunun müte yassısı Nalli Moran'ın da asıl vazife- ü Şimdiden sonra başlamaktadır. İki gün içinde 800 ve 1500 de iki Türkiye reköru kıran Riza Maksut ir ay içerisinde sırıkla yüksek atla- m iki yeni Türkiye rekoru yapar Muhittin Mısırda en kuvvetli Balkar “Yakibini 110 metre maniada geçen nik İki senedir 400 metrede geçili Miyen Gören'den mevsim başında yaptıkları çok iyi dereceleri bu sene- Ba'kan oyunlarında da tekrar et- küme maç'arına bu oyunlar en cıddi birer antrenöman ol: Turnuvayi en iyi oynıyan takımın kazanmasını dileriz. s. T, Terfi müsabakası Birinci kümeye terfi müsabakası için Beyoğlaspor ile Beylerbeyi ta - kımları yarın saat 5 de Fenerbu |stadında ikinci karşılaşmalarını ya- lip veya berabere ge'diği takdirde birinci küme de Hilâl takımının yeri-| ni alacaktır. “Yeni Hâkem Kursu Fanliyete Başladı. Yeni açılan futbot hükem kursu dün akşam ilk dersine başlamıştır. Yeni hâkem namzetleri arasında ta- ninmiş futbolcular vardır. Bu iş ar- tık ehline bırakıldığı cihetle yeni kur sun bundan evvelkilerden daha çok| verimli olacağı muhakkaktır, Güreşçilerimiz geliyor. Mızırda iki muvaffakiyetli maç ya parak kazanmış olan İstanbul Güreş| kllbü takımı bugün saat 4,30 da ge lecek olan Basarabya vapurile yur- da avdet etmiş bu'unacaktır, istanbul Lisesinin Spor Bayramı Bugün Fenerbahçe stadında İstan bul lisesinin senelik kutlulanacaktır. Programda atletizm ve futbol ol-| mak üzere iki spor hareketi vardır. Evvelâ mektebin atlelizm şampiyo nası yapılacak bundan sonra lise ve orta kısımlar arasında bir futbol ma çı itra edilecektir. Taksimdeki Tenis Kortları Taksimdeki tenis kortları İstanbu! bölgesi tarafından satın alınmış ıslah edilmeğe başlanmıştır. spor bayramı vel gülle atmada, Jerfi'nin de yük tek atlamada kıymetli dereceler ya- caklarını Ümit ediyoruz. Bilhassa vasat bir futbolcudan zi- fevkalâde bir atlet olan Melih, laşılmıyan bir sebepten dolayı 1s- rar ettiği futbolden vazgeçip atletizm dmanlarına başladığı gün Balkan!a- en yüksek atletlerinden biri ola- yilir. Ba saydığımız atletlerden başka ustafa, Hüseyin Neriman, — Vasfi, nan, Galip, Fikret, Po'at, Yavru, Abdurrahman gibi birçok — istidath imiz vardır. Bunlardan da bü ümitler beklemekteyiz. — Ji inci Balkan oyunlarında seha seyirci avantajları da lehlerinde atletlerimizin bütün enerjileri'e her zaman için İyi derece bileceklerini göstermelerini bek- Sayar İngiltere imparatorluğu Genelkur- Beşiktaş Galatasarayia, Fe .'may Başkanı Sir İronside 6 mayıs Vefa ile karşılasıyor — |1880 de doğmuştur. (19) yaşında or- -Bugün Taksim stadında yapılacak (duya girmiş ve hemen Boerler har- ylan Vğ: “:'W“h“':î:l“'“-k bine iştirak etmiştir. DAy - Beşiktaş maçları futbol merak| - pi vAL harpte yüzbaşı bulunuyor- için iyi ve aevkli birer mesgalıla, ye Fransaya yîınn ilk zabitti. Rütbeleri sırasile ihraz eylemiş ve harbin dördüncü senesi general ol- muştüur. General Sir William Edmond İronside -Bu oyunların hususi mahiyette olu li takımların rahat ve şuurlu oyna- n yardı ğ | n tbol seyredeceklerdir. Harpten sonra Connberiy askeri|di nazarı dikkati APL Bir Fütbol | İmektebini idare etmiş ve 1939 senesi|celbetmiş ve tah - sonlarına kadar kaldığı Cebelüttarık | Kikat ilerlemiştir. gönderdikleri bir kısım dan s#onra Fenerbahçe ve atiliğine göküdüğlena Kidkiatar itasaray her ne.kadar zayıf düş-! Y17 d vel Hindistan İ dı:nkm kuvyetli ;: da bir kumandanlık mevküni işgal takviye ederek hemen hemen | *Ylemiştir, ti kuvvetlerini bulmuş gibidirler. Vefa ile Beşiktaş ta bugün en kuy| T ve kuvvetli bir natıka sahibidir. li şekillerile sahaya çıkacaklardır, |Kızı da orduda bilftil hizmet etmek- B münasebetile takımlar| tedir. Mizır cağından takım arın işi ciddiye alacakları şühhesiz- dir. Bu bakımdan bugünkü maçlarda takımlar yalnın kendileri için oyntya cak'ardır. ş “î“";îîı FİKRALAR-. General uzun boylu, geniş hafızalı| ruf ve sevilen. bir || için tetkikler Komisyon projeleri hazır- hyarak tetkik için vekâ- lete gönderdi Pendikle Tuzla arasında kurulacak muazzam irsane için yapılan tet - kikler neticesinde hazırlanan rapor- lar Münakalât vekâletine gönderi! miştir. Şarkın en büyük bahri inşaat tezgühlarının kurulacağı - bu maha bir tersane şehri haline getirilecek, ve Pendikle Tuzla arasında bultur Pavli adaşının karşı taraflarında hâ- li arazide tersanede çalış mühendisler için bir köy kurulacak- Pavli adasile kar: da bulunan 'Tavşan adası arasında yapılarak koy lodosa karşı m altına ahnacaktır. Bundan Pavli adasınım diğer cihetine, Pendik muna doğru elli, altmış metrelik arak bir mendirek daha ayni şekilde tersane ma t men mahfuz bir hale getirilece ktir. lacak en sön sistem Sa- t vleri, Burada ) tezgâhların mektep| nayi fabrikaları inş mendirekler ve işçi ra sarfedilecektir. İnşa edilecek 07 bin tondan büyük gemileri bayuızla milyon lirava mal ola- bih bir havuz yapılacaktır. Son iskandiller- mak için iki cağı tahmin edilen bü, de tersane mahallinde 6 İ derinlik olduğu görülmüştür. ğlik kı için gavel ka - ya Sahile doğru clan kısımda © sım kumluk olduğ lay bir tarzda taramacaktır. Müna. kalât Vekâletine gönderilen raporlar son bir tetkikten geçirilacek ve er binaları vesaire için sekiz milyon li-|Y taçtan zi-|, yükseltilmemesi Hakkında Dahiliye Vekâletinin mühim bir tamimi Ankara, 10 (Hususi Muhabirimiz- Sen) — Koordinsayon Heyeti, Milli| Zorunma Kanununun otuzuncu mad desine göre körs bedellerinin arttı- rlamıyacağı hakkında bir karar ver, mişti. Dahiliye Veki Hususi ida- re ve belediyelere a't binaların icarı; işinde bu kararın nasi? tatbik edile- eğini besbit Hususi ida Te lup ta hâlen icarda bulunan gayri ve belediyelere ait menküllerin icar mukavelesi bitti; zaman, içindeki kiroct icar akdini kiralamak isterse ga ul art- tırmaya çıkarılmıya: pilacaktır. Gayrimen! içindeki — kiracı konturatı yengemek istemezse veya Bayrimenkul bulunursa — geçen bi maksızın — Vil, Beldiye kur'a çekilecel en. seneki icar bedel N talipler kur'aya iştirak etti: vecektir. Eski icar be tallp çıkmadığı takı sillme kanununa gür: li takdir ettir tır. Bu takdird ki sene icar bedelini geç- momek üÜrere en fazla pey sürecek olana ihale edilecektir. Esoslı tamir veya ilâveler yapmak, © imar etmek suretile bir £ kıza bir zamanda faaliyete geçil mektedir. MAHKEMELERDE : Ekmek parasını çıkarmak istemiş Beyazıttaki Nurinin garajındaki su borusundan 6 metre kadar kesip koluna dolayarak evine — yollan Hüsnü adında bir hamal yakalan mıistir Üçüncü Sulh Ceza m muhakeme edilen Hüs: aç kaldığını ve nihayet o geci tar verdiğini söylemiştir. mahkeme Hüsz hapis cezasına mahküm etmistir, Klorformlu Haydutlar | Son posta ile gelen Amerika gazete lerinde okuduğumuza göre Nevyor- İkun göbeğinde müt hiş bir hırsızlık vakası olmüş ve bir ev güpegün - düz tepeden tırna Ba kadar soyül - muştur. Hırsızlar evin ka pisnı — çalmışlar, derhal içeri gire- rek, ev sahipleri - nin Üzerine saldır mıçlar ve hepsini klorform ile u- yutmuşlardır. Son- re da ev sa nin ni taklid cd rek bit nakliye şirkeline müraca- atle bütün evin eş yasını kendi yer- lerine taşıtmışlar - dır. Hırsızlığın klor- formlusuna henüz hiç tesadüf edil - memişti. Bu çeşi- T Ahmed Vefi beylediğini lediğini haber dini huzuruna Şimdi bu saat; mek parasını temin için çalmağa kalında bi Neticede| Sulh.C yü 2 ay müddetle| muhabemi ihi fıkra sada vali bulunduğu sırada, bir gün bi köylü kadın ken- disine mürceaetle, eratini kay- ve aradığı bulamadığım ve vali paşa tek gözlüğünü Takarsa Kkayıb şey- lern bulunduğu yeri keşfey - nun için köyünden Bursaya kadar geldiğini ifade eder. Paşa, kadınm hangi köyden olduğunu ve saatini ne kadar vakiltenberi — kullandiığını ve Ne zaman kaybettiğini soarup anladıktan sonra beklemesini emreder, Ve çar- şeya adam gönderip Münasip Turum amıma taze iken bul rum. Sen vaktini geçirmi; imenkulün kıymetinde tebeddül h: sule getirmiş eneye n ve bu sebeple geçen ran malüm olan be- elinin — arttırılması ime kanununa göre vilâyet da- imi en belediye encü - ni icar bedeli tak ür olunacak, faka: bu bedel, geçen #ne rayitine Müstenid bulunacak « tır. î Bir hırsız mahkürı oldu hamamında züccaciyeci Le- ediyormuş en yakalanan AL isi — Sultanarmed ine verilmiş ve sonunda bir &y hapir mahküm olmu Sesadına Tabii Öyle Olacak Eski tamanlardı Fr: da bir mü- harrir, ç Poşanın Bur- iuharrir: - Hazırım, di- ceketini çı- haelde — Bana evvelâ demiştir. aldığından bu- etmediğinden, mukharrir, bir çok bekledi Cıkıp gitmiştir. Rer Söze Cevap Buldun Meşhur Misir va Karakuş bir gün karısına: Şu bize ayak kabı diken Abdul lahın adı ne idi? der, Kadın: — İşte, adının Abdullah olduğu - söylüyorsun ya. bir müddet çağırır ve: — Hanım, ben kayıbları bu- al, kullan, bir icap etmiş isel Birden yerden altı kişinin kalktı- ği görüldü.. Otların arasında saklan- mıya çalışan kimse bir pusuya düş- tüğünü anlayınca iki parmağını ağ- zına sokarak sert üç ıslık çaldı... Pet ro bir hamlede çocuğun üzerine atı- larak onu yaka'adı.. Derha! ağzını e- liyle kapamaya çalıştı... diğerleri İyardım ettiler.. yakalanan — Raskol- du. Şeren fevkalâde ehem miyet verdiği bir işle vazifedar kılın- miştı... Petro, çocuklara emir verdi: — Esiri gu dere kenarına götürü- nüz.. ve kollarım bağ'ayınız... Çocuklar Raskolu, — bellerindeki kayışlarla bağladılar... Dere kenarı- na sürük'ediler... le bakalım Raskol... Burada © arıyorsun ?.. — Beni mazur görün, haşmetme- ab, size hiçbir malümat veremem... — İşkence yaparını... — Ne yaparsanız, yapıniz.. zanne- diyorum ki böyle bir şey oyunda yok tu... — Yoktu amma, senin de bize ha- kikati söylemen lüzım geliyordu, söy- lemiyorsun, — Hiçbir esir, vatanıma hiyanet e- - Rl_r esir b Bir çeir. mahvol- |muş, hattâ ölmüş bir insan demek- |tir.... Onu hasmı isterse çiy, çiy yer. — Onu yapsanız dahi kumandanı- mı ele vermiyeceğim haşmetmeab.. — Güzel.. Sen asil olmiya — lâyık bir Russun.. Peki seni de boraberi- mizde götürelim.. Bu tevakkuftan istifade eden Çir- jkof maiyetile dere kenarına yetiş- mişti... S arıştı: — Haşmetmcala. dedi.. Ukakta müteaddit ıslık sesleri- tekrarlandı.| durdu... Bu esir herhalde aralarında muayyen bir işareti verdi... Şimdi on lar plânlarını değiştirecekler... Petro yanındakilerden birine sıs- lendi: — Koş ileriye Jan Poleni bana ça- in uk gösterilen istikamete fırla- ... Biraz sonra keskin boru sesleri duyuldu... Doktor diyor ki: Kabızlık saray kadınlarını zemmet- - miş, Kadımlar, mul. Kabızlık vücudün en büyük düş- harriri saraya ge-|manıdır. Kabızlık olunca vücüdden (Seni dü-)dışarı çıkması icap eden zehirli mad deler uzviyet içinde kalarak imlisüs eder. Hariçten giren yabancı zehirler (Bibi tesir ederler. Hastalık ve rahat» sızlıklar tevlld ederler. | Bu meyanda baş ağrısı, baş dön- 'ler gelir, Daimi kabızlık çekenlerin y|üzviyeti daimi 2ehir tesiri altında - dır ve bunun içindir ki bu gibi kim- seler, zayıf, kansız, iştihasız. olurlar ve hastalıklara karşı mukavemetleri, çok azdır. Datmi kabızlığın önüne geçmek, çin ilâçtan z y0!le hergün muâyyen saatte dışarı çıkma itiyadını meyda-| na getirmek daha doğrudur. Bu da her gün muayyen saatlerde kabineye| gitmeyi âdet edinmekle olur. Bun -| |dan başka kabızlığa istidadı olanlar İsebze ve yemiş gibi nebati şeyleri Jfazla yemelidirler. Yumurta, süt ve et az miktarda yenmelidir. Şarap ka-| bizlik yapar. Av , manltarlar, baharat, kabızlık çekenlere — tavsiye edilmez. daha kaybolursa kırk sekiz şa-f Pu W N AYT RAT AT in asıl şayanı || ati geçirmeden müracaat et | Ne diye soruyor - ”ereyim ? dikkat tarafı, bu || Diyerek kadıtt memnunen kö | S0? — Emzr -— W t şebekenin çok ma || yüne gönderir. — Sanatının ne Birinci liste Şey. | Otuğunu soracak-| — Kabak köftesi operatör tarafın - tim. Zeytinyağlı yaprak dolması dan idare edilmesi imiş. — Canım, sanatının da ayakkabıcı Sütlüç ——— — — |olduğunu söylüyorsun ya! deyincel İkinci liste faaliyete ge ine göre, İronsi-| Karakuş, hiddetlenecrek: Ciğer < Te N S GA :. N 11 Mayıs 1940 —— Na. 10 Esiri şu dere kenarına götürün ve kollarını bağlayın Petro maiyetindekileri derenin ka- ranlığı içine çekti, hepsini yere ya- tırdı... Kendisi sürünerek, ileriye doğru gitti... Otların, ve çalıların hi- sırdadığı.. bir takım ayak ses'erinin “endi taraflarma doğru ge'diği gö- rülüyordu.. dikkat etti... Tam bez ki- şi, Şeremiyetiyefin adamlarından beg kişi, kendi taraftına geliyordu... Hle- men otların arasına uzandı... Çok he- yecanda idi... Bu beş kişi onu esir e- debilir, hattâ oyunu kazanabilirdi. Onlar, bazan sürünüyor, bazan av ğa kalkarak, etrafı dinliyordu... On, yirmi adım ilerde arkadaşları var- dı... Fakat onlara varmak için bir kü- me ağacı geçmek lâzımdı... Aklına gok kurnazca bir hareket geldi.. He- |men bir ağaça tırmanmah idi... Der- hal ayakkaplarını çıkardı.. Çorap'a- rıni da — çıkardı.. — Ayakkap'arını bağlari'e birbirine düğüm'edi, omu- zuna attı. Ve kalın bir ağaca sürat- le tırmandı... Nefes, nelese yüksek /dallara doğru çıkıyordu... Ağacın üst dallarından birinden ileriye — baktı. Jan Polen, üç arkadarile bu'undufu yere dağru ge'iyordu. Herha'de Pet- Tamın - geri dönsün'er - diye vandi- ği son emri a'mış olmalı idi... Fakat ©o da büvük bir tehlike içindeydi. E- ğer bu istikamette yürüyürüne de- vam ederse o2 dakikaya kalmaz ar- xadaşlarfe esir olacaktı. Onu dur- durmak, ve bu Şeremetiyefin beş ki- şisini €le geçirmek Hazımdı..: — Biraz düşündü, yıldırım gibi bir fikir di- mağında par'adı.. Raskolun verdiği islik hem bu boş kişiyi şazırtarak dereye doğru yürütecek, bem de Jan Polen ve arkadaşlarını yerinde dur- duracaktı.. Defhal parmaklarını 4; zna sokarak keskin üç mlık çaldı.. n dalları erasında — bir-dakika Z durdu.. sonra i'criye bak- tı.. Jan Polen ve arkadaşları gözük- müyordu... Demek onlar - düşmanın yakında olduğunu anlıyarak gizlen- mişlerdi... Diğer beş kişi ne yapıyor- du?., Üç dakika daha sükünetle bek'e « Bulunduğu ağacın yanında daha geniş bir ağaç vardı.. Ona geçti. Dalların, yaprakların arasından sak- lanarak, ağaçtan ağaca geçti. Bir era bir ses isitti.. Dere boyunda yere sinmiş bekleyen arkadatlar'ını gör dü..-On'ara naml işaret verebilirdi?. Biraz daha düşün eivardakl'eri — kamırabiliri on'arı kaybedebilirdi... arkadaş'arı ya büsbütün gi ler veya savuşacaklardı... — Dürünlür- ken bir gey buldu.: Omuzundaki 2- yakkaplarından birini dereye doörü fırlatamaz miydı?... Bu güretle on metre aşağıda dere boyundaki arka- gaşlarını bu atılan ayakkalı #lâke- dar edecekti.. Herkes onün ayakkü- bısını tamıyacaktı... Gayri ihtiyar? vu karı bakınca kendisi de —bulunduğu ağacın üstünde onlara istediği işare- ti verebilecekti... — Mükemmel diye söylendi... Bu, böyle olmalıdır... Ayakkaplarından birini diğerinden ayırdı... Dikkatle ve iyi hesaplıyarak dere boyunda yere yüzükoyun yatan arkadaşlarının nazarı dikkatini cel- bedecek tarzda fırlatıp attı.. Ayake kabı., havada uzun bir kavis çizerek.. dere kenarına düştü.. Birden çocuk- ların yerden - #ırladığı fukat sonra yi ne uzandıkları görüldü.., Gayri ihti- yari herkes havaya başını kaldırmış- tı... İçlerinden birki düler.. -Petro eliyle yapıyordu... Evvelâ beş parmağını gösteriyor, sonra uzakları işaret ediyor, sonra da ağacın altını gösteriyordu... Çirkof derhal anladı: — Yatın çocuklar dedi.... Şimdi düşmandan — beş kişi onun ağa- cmin altında imiş.; Dağılarak ve ya- iyılarak onları liş Biz, Dapliç üç kigile bu esiri muhafaza ediniz, biz ileriye gidiyorur... Hemen, sağa, sola yayıldılar... Ve Petronun bulunduğu ağacın etrafını sardılar yavaş |uzakdan Yavaş

Bu sayıdan diğer sayfalar: