19 Ekim 1934 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 6

19 Ekim 1934 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA: 6 Berlin mektubu: Bütün kuvvetler Hitlerin Çünkü Adolf Hitler hem Gümhurreis, ham Başvekil ve hem de Führer - bulunuyor. Berlin — Hindenburg öleli Adolf reisicümhurluk ile baş- vekâleti nefsinde birloştir- miş ve Vaymar kanunu esas. isinin rejsicumhura verdiği bher türlü haklarla başveki. le tevdi ettiği bütün vazife- leri sırtına almış bulunuyor, Meselâ Almanya namına uz. laşımalar yapmak ve imzala- mak; yabancı devletlerin el- çilerini kabul ve elçiliklerini tasdik etmek; bilümum hü. kümet memurlarının memu. riyetlerinitasdik veya tensik etmek; orduya herhangi bir emir vermek; — (Reichstagli toplamak veya dağıtmak, her haagi bir mücrim hakkında son (yüksek bağışlama — af. vıali) vermek gibi bütün ha- hlar bugün hep Hitlerin eli- ndedir. Fakat Hitlerin elind. eki huvvet bulunla bitmiyor. O şimdiye kadar gelip geçen hükümet adamlarının malik oldukları bütün bu gibi ha- klara ilâveten yeni teşkilâ- tın kendisine verdiği «Füh. rerb lik dolayısile de birçok haklara maliktir ki, nasyonal sosyalistliğin rejsine temin ettiği bu haklar diğerlerinden hiçte aşağı değildir. Hulâsa Hitler Almanyada kendinden evel gelip geçen devlet ada. mlarından hiç birisinin hiç bir zaman malik — olmadığı kadar geniş hak ve kuvvete malik ve tam manasile her şeye hâkimdir. Hitlerin Almanyda malik olduğu hak ve kuvyeti - di- ğer memlaketlerin devlet re- islerile ölçmek te pek kolay değildir. Gerçi mesolâ Bir- leşik Amorika Cümhuriyet- lerinde ve Amerikanın lâtin Irkına mensup bazı devlet- lerinden — reisicümhurlukla Başvekilliğin aynı şahışta birleşmesi ve Başvekilin re- is sıfatını taşıması âdet hük- münde ise de, Hitlerin vazi- yeti buna benzememektedir. Çünkü Hitler Başvekil bulun- duğu için reis olmamış, bel- ki bütün bir millet kendisi- ni hakiki «Führor» olarak tanıdığı ve her şeyi ele al- masını istediği için bu iki büyük vazifeyi üstüne almış. tır. Birçok devletlerin toş- ilâtından esas ndeddilen ve Vaymar kanunu esasisinde da tespit edilmiş ölan Başvekâ- letle Reisicümhurluğun ay. Ti ayrı <ellerde — bulunması pronsibi; bggünkü Almanya- ya hükim olan ( birleşmek ) ve Führere bilâkaydüşart itaat etmek düşüncesi karşısında tam bir. münasabotla yıkıl- miş bülünüyor, Zaten Vaymar kanunu es- asisinin gayesi o zamana ka- dar müstakil bulun»n muh- telif Alman hükümetleri bi- rleştirerek — kuvvetli — bir (Alman birliği) vücude get- irmekti. Fakat kanun bir taraftan >bunü yapmağa çal- işirken diğer laraftan siyasi ve idari kuvveti birkaç ole dağıtarak.kuvvetler arasında elindedir! mekle bu birliği gene ken- disi saremış oldu. Çünkü ku- vveti dağıtmak ve onun pa rçaları arasında — muvazona tominine çalışmak fikri ya- vaş yavaş haddini geçerek son senelerde — Almanyanın siyasi hayatına hâkim olan | nifakı doğurdu. Bugün Alm- anyayı idare edenlerin kan- satine göre Vaymar kanunu esasisinin iki büşük yanlış- ından birisi işte bu (parlâ- mantarizme) — fazla — hür. met etmesi; diğeri de vilâyet hükümetlerile merkezi hük- ümet arasındaki münasebet- leri tanzim için koyduğu ma. ddelerde Alman birliği mef- | humuna zit — olarak vilâyet hükümetlerine — fazla hak vermiş — olmasıydı. Bi- rinci şıkkın mahzur- ları malüm: — Parlâment- | arizm diye — başlanılan iş yavaş yavaş fırkacılığa çeve rilmiş, (Reichstag)ın kuvveti muhtelif gayeler güden bin | bir fırka arasında paylaşıl- mış; içtimalarda yalnız fır- kaların bir taraflı istifade- leri gözetilmiş; — kanunlar milletin umumi fuydası ye. rine fırkaların menfaatlerini temine çalışmış ve hüküme- tler muhtolif fırkaların kuv vetleri nispetinde yanyana getirilmesile kuruldukların- dan bu kuvvetlerle birilikte mütemadiyen değişip dur- muştur. Parlâmentodaki bu fırka mücadelelerine morke- zi hükümetle vilâyetler ve bilhassa Prusya hükümeti arasındaki çekişmeler — de ilâve olununca Almanyanın da. bili ve harici voziyeti pek acıklı bir manzara arzetme- ğe başlamıştı. Şimdi ise bütün — kuvvet bir tek elde birleştirilmekle devletin manzarası bambaş- ka bir şekil almış oldu. Ar- tık binbir fırkalı parlâmento ile idare edilen devlet yok. Führerle — idare edilen ona yani Adolf — Hitlere itaate mecbur bir hükümet var. Ve her türlü kanan yapmak hakkı ancak bu hükümete aittir. Eskiden küçük birer hükümet tavrını takınan vi. lâyetler de şimdi yalnız bir vilâyet olduklarını anlamış bulanuyorlar. Her hükümette siyasi mü- eadelelerden uzak — ve şah- son gayrimesul, bitaraf bir rejisin bulunması - ve icabın da hakemlik yaparak fırka- ların arasını bulmağa çalış- ması icap ettiği hakkındaki nuzariye bugün Almanyuda şiddetle — reddedilmekte ve zaten kavga — edecek fırka | kalmadığı için böyle bir ha. keme hacet'kalmadığı söyl enmektedir. Bundan başka bugünkü Almanya — bitaraf ve güyrimesal — bir reisten ziyade tarih ve millet önün- da bütün mesuliyeti sırtına alacak küdar cesur ve mil leti arkasından sürükliyecek kadar sevilen bir rois iste TURKDİLİ İtalya ile Habeşistan arasındaki münasehetler dostanadir. Habaşistan sefirinin beyanatı «İl' Giormale d' İtalia» ya- nyoz. Habeşistan — imparatorlu- | ğünun Roma sefiri M, Noğ- radas, Habeşistan ile İtalya | arasındaki münasebetler ha- | kkında Giornale d'İtalja ga- zetesine aşağıdaki beyanatta bulunmuştur; «Epice zamandanberi ba- zı gazeteler Habeşistan- İtal- ya münasebetlerine dair bir takım neşriyatta bulunmak- tadırlar, — Bu — gazetelere göre, Habeşistan ile İtal- ya arasında eyi münasebet- ler mevcut değildir; ve bu iki devlet — arasında yakın zamanlarda bir harp vukua geleceği söylenmektedir. Bazı ecnebi gazeteleri Habe- şistanın- İtalya müstemleke- lerine hücum edeceği habe- rini yazmaktadırlar. Diğer- leri de, İtalya hükümetinin Habeşistanı istilâ etmek ni- yetile Kızıldeniz müstemlek- esinde, milis askerleri tahşit ettiği iddiasında bulunuyor- lar. Benim hükümetime atfe- dilen bu şayialar asılsızdır. Habeşistan hiç bir zaman böyle bir niyet beslemamiş tir. — Haboşistan hükümeti imza ettiği muahedelero ri- ayet etmektedir ve muaho- delere sadik kalacaktır. İtalya ile Habeşistan arasında 1928 senesinde bir dostluk muahedesi imza — edilmiş, aynı tarihte bu iki devlet arasında yirmi sene müddet- le bir ademi tecavüz misa. kı da aktolunmuştur. Habeşistan ile İtalya ara- sındaki münasebet Habeşis- tan tarafından hiç bir vakit bozulmıyacaktır. İmparatorumuz, ordumuzu yeni ve moderan silâhlar ile teçhiz. — etmiştir. Fakat bu yeni silâhlanma — ile İtalya #leyhinde hiç bir hareketle bulunmıyacaktır. Almanyenın nüfusu Berlin, 17 (A.A) — Res. mi istatistiklere nazaran Sar hariç olmak üzere Alman- yanın nüfusu 66 milyon 200 | bindir. Bugünkü Alman devlet roisinin hukuki vaziyetine gelince alâkadar makamlar bunun tamamile kanuni ol- duğunda müttefiktirler. Hat- tâ o kadar kanuni imiş ki 19 ağustosta yapılan intiha. bata hacet bile yokmuş ve bu intihabat daha ziyada siyasi ve ahlâki — sebepler dolayısile yapılmış imiş. Çünkü her türlü hak ve hâkimiyetin — doğrudan doğruya millete ait olduğunu bilen — nasyonalasosyalisiler büyük siyasi bir adım atar. ken milletin reyini sormayı ahlaki bir. borç — bilmiş- tir. — Bu itibar ile Hitler 19 ağustos intihaba- tını yaptırmakla konunların ve herşeyiu fevkinde olarak milletin hak ve hâkimiye. tine hürmet ettiğini cihana bir defa daha jspat etmek temiştir. | kardeşi Yugoslavyanın Facialı Tahi Bu memleketin hiç bir hükümdarı sulhun emniyetin tam dadını datmış değildi " Deyli Meyl — gazotesinde siyasi bir muharrir «Yugos- lavyanın facialı tahtın ser. Tevhasile yazdığı bir maka- lede diyor ki: Bütün bir tarihte Yugos- lavya tahtını bir fecaat kâ- busu bürümüştür. Ba mem- leketin hiç bir hükümdarı sulhun ve — emniyetin tam zevkini tatmış değildir. Ka- tillerin çılğın eli suikastçı. ların kana boyanmış elleri hemen hemen daima Bol- grattaki Kral sarayının ko- ridorlarında dolaşmış gibi- dir. Sırp Krallığı takriben 800 sene evel tesis olunmuştur. Bundan 600 — yıl evelinden 1918 senesine kadar ise Sırplar Türklerle muharebe halinde bulunmuşlardır. Bun- dan başka Avusturya ile bilâhare Avusturya - Maca- ristanla devamlı bir ihtilâf, Sırpları uğraştırmıştır. Kral Aleksandr, Karayo- rgi hanedanından bulunuyo. rdu. Karayorgi on dokuz- uncu asrın başlangıcında Tü- rk hâkimiyetine karşı isyan ve ihtilâl çıkarmıştı. Bundan sonra — takriben yüz ssene kadar Sırbistan Karayorgilerle Obrenoviçler arasında jhtilâf sahnesi oldu. Birinci Karayorgi, 1805 te muvakkaton Türkleri püskür- tmeğe muvaflak olmuşsa da sekir sene sonra kaçmağa mecebur kalmış'ı. Sonra 1815 te Milos Obr- enoviç muvaffakıyotle ihtilâi çıkardı ve Babiâli ile uyuş- arak Karayorgiyi ortadan kaldırdı. Minosun, fırtınalı saltanatı 1839 senesinde Sirp parlâm- entosunun kendisini tahttan indirmesine — kadar sürdü. Parlâmento birkaç yıl sonra tekrak Aleksandr. Karayor- giyi, tahta çıkarmış, fakat 1858 de onu sürgüne gön- dererek 80 yaşında olan Mi- losu, tekrar çağırmıştır. İki sene sonra oğlu Mihael tahta gölmişse de bu da 1868 senesinde Karayorgi hanoda- nı taraftarlarından birisi ta. rafından öldürülmüştür. Bu cjnayete rağmen o za- man bu hanedanı ele geçir- mek suikastleri — muvaffak olmamış ve Mihaelin, amca zadesi Milan henüz bir çoc- uk olduğu halde — tahta çı- karılmıştı. Bunun üzerine parlâmen- | to, Karayorgi hanedanı mü. essinin torunu —ye Mar- silyada öldürülen Kral Alek- sandrın babası olan Petroyu krallığa seçti. Kral Petronun ve oğlunun zamanlarında sıkıntı ve ısti- rap içinde geçmiştir. Bulgar muharebesinden bir — sene sonra Balkun muharebesi çıkmış ve 1914 genesinde ise büyük herp patlak ver. miştir O itiborla Prons Aleksadrin hayatı daha ziyade askeri mektepte, orduda, harpte kumanda mevkiinde geçmiş. tir. #e sle - 1909 senesinde eksöantrik | ; Şi , Prang 86311 86320, 88131.88140, hükümdarlık hukukundan fer agat ettiği için -Prescs Alek- sandr Veliaht ilân olunm. uştu. Babasının sıhhati o günlerde ziyadesile bozuld. uğundan o buhranlı günler- de ziyadesile Sırp milleti Ve- Hahten birçok şeyler bekle. meokte idi, Emektar Mareşal Putnik majyetinde — olduğu halde Aleksandr, 1914 senesinde Sirp ordusunu, Avusturyalıl- ara karşı muvaffakıyetle se. vketti. Fakat 1915 sonbah - arında Makenzenin muvaffa. | kıyetli bir hareketi üzerine mağlüp olup Karadağ yolile Draç ve Korfoya kadar ric ate mecbur oldu. — Yollarda soğuktan ve — açlıktan ölen sskorlerin yanında bütün şi- kâyetlere, bütün ricalara ra. ğmen büyük bir metanetle haroket otti. Nihayet ne bir binecok, ne de — yürüyecek bir halde olmadığından bir teskore içinde Draça getiril- mişti. Kral Milan, 1889 da on üç yaşındaki oğlu Aleksan- dr lehine tahttan inmişti ki bu zat, Obrenoviçlerin s0. nuncusu olmuştur. 1900 senesinde Kral Alek. sandr, bir Çek mühendisin. den dul kalmış bir kadınla evlenmek — suretile Avrupa Kral saraylarınmı müteessir etmişti. Bunun üzerine Bel- grattan çıkan askeri bir ihtilâl neticesinde, Kral ma- beyincisi, iki kardeşi, Baş- vekil ve Harbiye — Nazırı 1903 senesi haziranında Bel- gratta öldürülmüşlerdi. Aleksandrı, 1916 senesinde Pariste ve Londrada çiğnen- miş milletinin haklarını mü- dafaa etmek ve geri almak için çalışan parasız bir pre- ns halinde görüyoruz. Nihayet müttefiklerin zaf- eri Sırbistanın geri alınma- sını, hattâ büyümesini temin etti ise do sulh muahedesi aktedilirken istikbalde çıka- cak birçok pürüzlerin de to- humu ekilmiş oldu. Esasen 1918 — senesinde Zagrepte, Hırvatlar ve Sloy- enlerle birleşma kararı ilân edilirkon ; taliin eli Aleksa- Ergani istikrazınIn tahvil | leriudan ikramiye kazananlar Brgani istikraz tahvilleri. nin üçüncü ikramiye keşid- esinde 30000 Ijralık büyük ikramiye 191777 numarayo, 15000 liralık ikinci ikramiye SÜSTİ numaraya, üçer bin liralık üç “ikramiye 50872, MO48SI, 177139 numaralara, 909 liralık beş ikramiye 36467, 41491, 107108, 188342 188349 — numaralara isahet etmiştir. 120 şer İlira kazanan nu- maralar — şunlardır: 7781 numaradan 7790, 22571 22580, 24364-24370, 27301.27310, 33021 33039, 36461-36466, 36468-36470, 33101-38110, 41492 41500, 50873-50880, 68531-68540, 10488 1-104890, 107101- | 107107, 107109 197110, 110482.110490, 110881. ( tür. Askeri 19 BİRİNCİ ndr aleyhinde — hare” yordu. 1921 sonesinde » vefatı üzerine krallığ” Birkaç sene sonra okratik idarenin ni görerek ordunun " zaherotile diktatört€ğ” &n etti.. Asırlardanberi bu hükümdarına Arıs 07 nihayet — memleki kargıaşalığının bir halinde kralı da Küt rek bütün dünyay! dürürmüştür. Kücük kralın ingille hayatı — «Deyli Meyl» hususi muhabiri Kral Aleksandrın ğu haberi, bütün Yi sarstığı ıırılırd'_ a ya tahtının varisi hti on bir. yaşı! Londranın Surrey bulunan Saudroy / deki arkadaşları neşeli oyun ©: gi Bu facia, her telefonla mektebe se de resmi mak! yit edilmaden evel nın ölümünü ço ' mek muvafık g Velihat Prens Pet? yortusundan sonra be talebe kaydolü! geçen ay — İngilterel” mişti. İ Mektep — açılma İogiliz münhbiyeı. tereye gelmiş ve Vi det Londra - otelle rinde oturmuştur. Burada iki oda * şlardı. Otelde — OtTE müddetçe hiç bir nin kabul edilmem” prons — hakkında F suallere cevap ve! ne dair sıkı talil miş bulunuyordu. Küçük Prens lk arak Yugosla' aşmış anasından, ” ayrılmış — bulunu: Kendisinin emnij'. da bulundurulmas! * giltere hükümetinc” birler alınmıştı. Küçük Prens sini, yüzmesini VE kullanmasını bilme* A Bir Yu Şahrinda —bir h Yunanistanın sehrinde bidayet ? sinin nakli yü arasında hoşnutsü olmuş, nümayişler küt müdahale etmiş kı dağıtmıya müY mamıştır. Müma)y” grafhaneyi zapte! cadeleyi idare buııyn’ıyerlq iştir. bütün halk — sil Vaziyet tehlikeli B tedil 110890, Ti ; 119211-119220, — 133330, — 137919i 152251-152260. Ji 160050, — 1622177 175711-175720, — O yi 171138, — 1711508 188341-188348, (l 189520, — 191771 191778.191780, — 19 ie 200 numi

Bu sayıdan diğer sayfalar: