3 Ocak 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 5

3 Ocak 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— İkinci kâcun Çalışmş! Muallim Daoğanı — derse kaldırdı.. Doğan çovab ve Temedi.. Muallim — sordu: - N diye çal şmadın Oğ Üm,, Doğan: — Vallahi - çalıştım! Muallim: — Neye çalıştın? Doğan: — Efundim kitabım ka Ybolmaşta.. Onu aradım bulmak — için iki saat ça- | z SS AUA GERER GKKĞ AĞA KKK KKK A SNĞ GAS GAG GA GS KG A GA # liştm. Heden yapılır? Yine bir gün — müallim eşya — dersinde talebeleri birer hbirer kaldırarak - 80. ruyordu. Sıra Doğana gel. mişti,, Muallim onu du ka İdırdi va - sordü: — Oğlum üzerindeki pa- ntolon neden yapılmıştır? Doğan cevab — verdi: — Babamın eski — paoto. lanundan. .. * Bir hasab meselesi Yıldız babasına sordü: — Buba dünya güneşin O etrafında tamam devr.ni Üç yüz altmış beş günde yapı- yor,, Ya ataret kaç günde bu devrini ikmal eder. Babası cevab . verdi: — Seksen sekiz günde ik- Mmal eder. Yadız atldı: — Oh ne eyi keşki biz Oradı olsaydık Bi osı sordüt — Nedan kizim... Yıldz cevab verdi: — Oraduki memurlar da- ha çabuk möoş alırlar da Şendil a — Öksüz Gecenin soğukları Göğsünü deler kızın Hiç kimsede sormuyor e? Diye senin s.zın.. *e Ayağında fotin yok, arça parça gömleği. Kış vurub soldurmuş bü *Ddİ açmış çiçeği-. e ı Belki hasta zavallı Belki de midesi boş Avram oo bunlura ma... Yardımına koş'. | çgd ık masalları: Evbankası. Suad — anaesini pek çok severdi. Annesi, bubası da | Suadi öyle severlerdi. Su ad harzıman okadar eyi hare- kot eder. Öyla akıllıca işler yapırdıkj annesi ona çok em- miyet ettiğinden — küçük kız kardeşinin —adını bile ona buldurmuştu Suad bu minimini babeğin ismini «Aytene koymuştu, Kardeşinin çok güzel olma- sını istiyordu. Kıtublarından | birinde de eyi huylu, güzel | bir kızın ismi sAytenedi. - | Suadin annesinin büyük | bir arzusu vardı: Güzel bir | ev salın almak, orada gü- | neşli ndaları süsliyerek yav. rularına şirin bir yuya ha- zırlamak Oturdukları ev kendileri- nin değildi, hem bahçesi de yoktu. Bir bahçeleri olsa Surzd ne güzel çiçekler yetiş- tirebilirdi. Ba evde büyük annesi misafir geldiği zaman yatacak bir oda bile yoktu. Bugün elişi dersinda Su d büyük bir kumbara yapmı- şt. — Hocasi ona kumhara jile neler yapabileceğini de — anlatımıştı. Güzel oymalarla nen — kumbu Saad getirdiği — zaman annesi ona hemen bankas » ismini — verdi. Bu küçük bankaya her zaman — para koyacaklar ve bu poralarla güzel evlerini — isted.kleri gıbi yaptıracaklardı. Bir gün annesi kutuyu — gösterdi. Artık | dolmuşdu. Hemen — böşaltt- | dar. Fakat, bu para eve | kâfı değilvi. Bununla ev. in — toprağını alacaklardı, | Hemen — toprak alındı. | Kumbarayı tekrar doldur- | mağa başladılar. Paraları — arttıkca — koyu- | yorlardı. Fokat, ov — par- ası okalar kolay birikmi- yordu. ki. Ayten dört — ya- şna — geldiği halde &v parası — tamam olmuştu, Bır gün babaları sevinçle gel | di. Hepsini etrafına çoğuırdı: -Çocuklar dedi, senelerden beri güzel yuva istiyorduk değil m Şimdi eğer hepi: miz eyi çalışır, -cesur olur. sak o'vıııııı olacak.. süsle. ayı eva «ev Suütde Çocukların hepsi istiy- 1 orlardı Hatta — küçük Ayten bile anne- #inden bir. evin İâzini oldu- ganu okadar'çok dinlemiş- ti ki, «ben de çalışıcı ğim baba, diye tekrar» ediyordu. Babaları, peki — çocuklar dedi, $ mdiden güzel, büyük lkh bir ormanda iş Bütün kış bu »ğaç- Uğı A şuca ağıç buld ları kesdirmekle gn ve ilkhaharda bana bunlar birçok para getire. | cek, Fakat, ormandan her | vakit eve gelemem. Anne- | niz evde benim işimi de gö | na yuvarlana recek, Ayten — ona yardım | edı cek beraber kalacak. Suad. — şimdi mekteabi bitirdi, evimizi alıncıya | ADĞ S da bir iş — buldu, orada güözel ev eşyaları yapm. ağı öğrenecek, —hem şi- Ümdi para kazanacak, hem evimiz yapılmca — eşyaları- na yardım edicık. Anne- leri ve hergşeye — raziydi. Ve dünyada güzel, tem- iz bir. evdan başka isted- iği — birşey yokdüu. Suad de bü işe çok İ şŞti. Ayten annesine l yardım düşünüyordu Babası — ona Idü, Ayten deki işlerine cek, tabaklarını —kurulata- cak, annesi sokağa çıkt- iğe zamonlar evde — bekli- yecekti. Hepsinin — evleri- ne birer yardımı olacak- tı. Babaları “artık hazırlan- mişti. Ormanda senelerden- beri bekliyen yüksek oğ- açlar onu davet ediyorlardı. Her sere biraz daha bü. yüyüb güzelleşerek iş gör. mek için beklemişlerdi. Hor biri minimini bir fıdan iken dev gibi yüksek, kuvvetli olmuşlardı. Şımdi, yaprak- lorını dökmüş bekliyorlardı. Okadar sakin duruyorlardı ki baltaların sesleri orma- minin bir ucurdan diğer uc- una aksediyordu. Güneş do. garken gelen adamlar, güneş ortadan epeyce kaybolub ve dünya — karurıncıya kadar durmadan çalış yorlardı. Or- man çok sessizdi. Yalnız ça- lışan adaatlardan başka kim. se yoktu, kar yeğdıkca her taraf beyozlanıyordu. Rüz- nas- edebilcceğini da iş ba. annesinin yardım ede- #v- gör eslikce ağaçlar uğul | düyor, fakat buü, evlâtleri. n düşünen bubayı hiç kederlendirmiyordu. Beyaz — karların — ortasın- da çalışmak ona yarınki sıcak — yüvası için — öyle büyük bir sevinç - veriy- ordu. ki.. Bazan geceleri heb be raber — kütüklerden yapıl mış bir evde ateş büğ- inda — otururlarken — arkada- şlarına, çocuklarını — anlatıy. or, annelerinin nasıl kendi- gine yardım ettiğini söylüy- or, göceler tatlı imasallarla geçiyordu. Bütün kış keskin baltala rla #ğaçlardan büyük kütü klar devirmekle geçti, artık ilkbahar'da geliyordu. Orm: atın — kenurındaki dere buz östüden sıyrılmiş güzel şarkılar — söyliyerek akıyordu. Kütükleri aşağıya taşımak için davet eder — gibi — sesleniyordu Suları — gittikce genişliyor, kuvvetleniyor, kışın dağlar- da biriktirdiği karlar, sular, kollarını açarak — ona kavu şuyordu. Güzel kütükler artık sula: ra teslim edilmişti. Yuyarla ilerliyordu Derenin kenarından — giden büyük anneniz de | gdamlar kütükleri takib edi- yorlardı Sular bir aralık kuvvetle akarken kütükler n , Olduki karışmı d VN FDT biribjiı-inı İkoyarak VgözrmEnNAN anunun * Türk Dili çocuk için olan bu sayfayı her Perşembe'! ©e e İ tertip edecektir. minimini yavruların alâkasın tap- $ iyabilmek bize haz verir. ıııııııııııııııııııııııııı—i Kış geceleri | Faidalı bilgiler: Edison kimdir ? Deralerime çalışıb Bellıyinm neneme Yalvarırım homen ben Bir masal söylesena * Nenem kurt masalları Anlatır, ben dinlerim Nanemin masallarını, Dersim gibi bellerim * Dişarda firtinalar Kavuruürken hor yeri Boş oturmakla geçmez Uzün kış geceleri... Yaramaz kaldılar, ilerlemek için mut- laka — ayrılmaları İâzımdı Şimdi cesur bir adamın de- reye atılarak —bunları ayır- masından başka çare yoktu. Elinde baltasıla Suadin ba- bası ilerlemişti. O, evinin yapılması için hiçbir şeyden korkmıyacaktı. Kütüklerden ati yarak çağlıyın derenin tüm ortasına gelmişti, ke- nardaki adamlar eçabuk, at- la kenara» diye haykırıyor- Tardı. Çönkü artk biriken sular çoşmuş, kütükleri sıç- ratarak köpürerek sürüklü- yorlardı. Bir dakika içinde Suadin babasını dalgalar çekib sü- rükliyebilirdi. Fakat cesur adam hemen sıçradı, üç ad- imda sahili bulmuştu, artık sular coşğun dalgalarla kıv- rılarak ilerliyorlardı. En — güc iş bitmişti. Bir za- man sonra kütükler kolayca derenin kenarındaki fubrik- aya gölmişlerdi. Orada yon- tularak düz-lülerek köoreste haline geloceklerdi. Suad artık babasını bekl- iyordu. Ona yaptığı işi ne güzel öğrendiğini göstermek için sabırsızlanırken,bir gün | neşeli — gözlerile babasını kurş sında buldu. Hepsi sevinmişlerdi. Bab- aları hepsinden fuzla sevin- mişdi Çocuklarının işlerini gözel — yoptıklarını gö[mok ona öyle sevinç ve- rmişdi ki.. Hemen masanın üstündeki «ev bankasıynı boşalttılar. İçinde birçok ara birikmişdi. Zaten babaları Ja ormandan çok para kazanmıştı. Artık ev yapılmağa başlandı Ev yapılırken babaları di- yordu ki:«Annesine bu kadar eyi yardım eden Aytenin mi- nimini güneşli odasını un- utmıyalım. Saadin bahçesini oz daha — geniş — alalım, Bahçe — üstündeki oda da onun olsun, Benimle annele. rine bir oda yetişir, sakın bize bu kadar yardım eden büyük anneyi unutmıyalım? Geldiği geceler nerede kul- acak? Mınimini mutfağımıza bir güzel, havalı yemek od- agı yepacak poram z da xar. Ev bankasında odalar - için halı parası bilo artıyor.» Küçük aile evlerine yerleş- tikleri zaman Suadın kumba- rasını kordolâlarla söslemiş. lerdi. Şimdi artık ev banka- sı Suadin odas.nda duruyor, Suad ona arttrdığı paraları! kendi yaptıracağı ARTĞOA parı T Ü KÜ güzel | En fakir amelo, en küç- | ük işci bile günün birinde memleketin ve belki de düny- anın en büyük adamları ara- sına geçebilir. Onun içit sa. kın: «Artık öğrenmek neye yarar? Ben fukir bir amele. yim, yahut bir. çocuğum daha büyük işler yapamam.» | demeyiniz. | İnsan kendi işine ait olan | yazları — okursa ve okuyub öyrendiklerini yapmak için uğraşırsa mutlaka ilerliyec- ek, yeni ve faydalı şeyler bulacâk ve biraz da zekâsı varsa hem kendine hem da memleketine büyük hizmetl- er edebilecektir. İşte — Amerikalı me- şhur E lisonun hayatı bunu gös| teriyor. Tomas Edison 19 | gubat 1848 senesinle Ame- | rikanın küçük bir şehrinde doğdu. Babası 0 kadar fa- kir idi ki oğlunu ancok sekiz hafta mektebe gön. derebildi. — Bereket vergin annesi çok zeki ve — okuü- vınuş — idi. Bütün bildik- lerini oğluna öğretti. Edison on yaşna kadar tarihe dair birçok — eserler okudu. Fakat en çok sev- dikleri fizik ve kimya ki- tobları idi. Onları eline ge- çirince bitirmeden — bırak- mozdı, On iki yaşında hayatını kezanmağa mecbur — oldu. Şimendiler yolu üzerinde ga. zete ve sigara satıcıl ğna başladı Bu işleri çok dik katle ve muvaffakıyetle ya ptığı için aydan itjbaren | kendisine dört yardımcı tut moğa mecbur olmuştu. Sene | nihayetinde babasına iki bin dolar, yani beş yüz altın li- ra verdi. Edison bundan | bahsederek: İşte bu, haya- | tumda en büyük sevinç gü- nümdür, der. Bir taraftan böy'e çalışı- rken © kadar jş arasında Edison yine — mütemadiyen okur ve okuduklarını tetkik ederdi. Birçok fikirlerle be- | raber o fikirleri ifade etme- Ki de — öğrendi. Şimendifer içinde kendi başına bir gu- zate çıkarmağa ve yolculura satmağa başladı. Gozetesi çok — satılıyordu, Vâkin kimya — ve fizik merakı da artmıştı. Vagond - aki matbassında — bir kimya ve fizik teorübesi ya- Trea memuru fena halde kı- zdı. Kimyager — matbaacıyı kovdu. Edisonun, cesareti kırılım - amışlı. Başka bir — gazete kurdu. Bu esnoda canını te- hlikeyo atarok bir istasiyon momurunun oğlunu bir kaza- dan kurtardı. Bu hizmetten müteşekğir olan memur da Edisonun, simendifer telgra- fhonesindeki atelyelerini te- ikketmesine müsaade etti. Edison bu suüretle asıl işini bulmuş olüyordu. İki - ayda gayet mahir — bir telgrafcı oldu. Elindeki tel- graf makinelarında bir ta. kım islahat yaptı. Bü sa- yede âlimlerin dikkatini cek betti. O zaman Edison he- nüz on beş yaşında bir ço- cuktu. O yaşta herkes ta. rafından tanınmıştı. Adını «Küçük Franklen» koydular. Franklen de — Amerikanın Edisondan — evel — yaşamış meşhur bir mucididir. Bu andan itibaren elektrik hakkında mütemadiyen tet- kikatta bulundu. Hiç kimse- nin hatırına gelmiyen şey- leri icat etti. — Telefonu işe yarar bir hale koydu Fono- ğrafı icat etti. Telgrafı, di- namoyu, dikiş makinalarını ve daha birçok makinaları düzeltti. Daha sonra her gün ve her yerde kullanılan elektrik Tambalarını yaptı. * Bdisonun büyuk veküçük icat ettiği şeyler yüzü ge- çor. — İnsonların yaşamasını kolayluştırmış, bütün — dün- yaya hizmet etmiştir. Seksen yaşını geçtiği za: manlarda dünyann en bü- jyük elektrik fabrikalarından birinin sahibi bulunuyordu. Kendi de dünyanın en bü- yük ülimlerinden ve zengin- lerinden sayılırdı. Görüyorsunuz ki öğrenmek ve okuduklarını — tecrübeye ve yapmağa çalışmak merakı en fakir bir amele çocuğunu bile dünyanın en büyük ins- anları ana koyebilir. Bugün dünyaya gözlerini kapamış olan Edison bünya dürdukça yaşayacak büyük adamlardandır. Çocuk esirgeme kurumunun te- Çocuk Esirgame Kurumu | taruf.ndan haz rlanan « Lüke» tebrik tolgref kâğıtları sur- eti hususiyede Vıyanada ba- stırılimış çok zarif ve süslüd- ür. Bu kâğıtlar her telgraf merkezinde — bulunur. Tebrik | Telgrafinızin bu süslü kâğıtla muhatabınıza verilmesini is- terseniz, — arzunuzu telgref memuruna söyleyiniz. Telgr. brik telgrafnameleri. af ücretinden başka verece- ğiniz 15 kuruş maksadınızı temin eder, Bu suretle-hem çocuk esirgeme kurumunun bakmakta olduğu kimaesiz we fakir yavruların bakımı- , yardım hemde telgeafi- : nızı çektiğiniz zata karşı da fazla sayğı göstermiş olur- sunuz SANEA AĞ .

Bu sayıdan diğer sayfalar: