18 Eylül 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

18 Eylül 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İalyan gazeteleri Fransaya ve - ingiltereye çatıyo cenevre toplantısı do'ayı- le, İtalyan gazeteleri İngi- ll"!n Fransaya ve Sov Yet Rusyaya karşı - şiddetli trçınlık göstermektedir. ve tebebi — şudur: İngiltere ile Fransa, İta- İyayı karşı bir cephe al- Milardır. Ve B Litvinof Bulki dev'ete iştirak et Miştir, İtalyan gazetelerine göre Tansanın — İngiltere ile ay Di hareket ve fikirde bulu. hması için Fransada ve evrede mühim teşebbüs- ler yapılmaktadır. Meselâ Litvinof İtalyan mura hasının — meclisten çekilme- Münasebetile İtalyanın har tketini takbih ederek u!'us- ÜY gösyelesinin 15 inci Ve 20 inci maddesinden bahsetmiştir. lulyın gazeteleri — İngil- lerenin acun — masonlarını Omünistlerini ve sosyalist- lerini İngiliz tezine taraf- farlık etmeğe teşvik etti Üini yazmaktadırlar. İıılyın gazetelerinden an- Ayılıyor ki Franın genel ka Moyu Lüâvalın asıl — Roma Anlaşmasından memnun de- kildir ve Lavala karşı zıd- TÜyet göstermektedir. dan bahseden 7 eylül tari- hi d Pop D. İtelia diyor ki: v/ede bulunan bir Fra Büz saylavı, Laval kabinesi Bun hin hayatının yalnız üç ha- Fta kaldığını temin etmiştir talyan gazeteleri ulusal so VWetesinin teşkil ettiği beşler ömitesinden hoşlanmıyorlar 7 Eylül tarihli Korye'a de 'a bu hususta diyor ki: luslar sosyetesi beşler ko Mitesini seçerken, İtalyan Murahhasları toplantıyı terk *tmişlerdir. Murahhaslarımı Zin bu hareketi İtalyanın kendi siyasasında serbest lacağına delalet etmekte dir Zaten İta'ya, Ve İngilterenin Habeş mese le çok alâkadar olmala- T hasabile bunların bu ka- Miteye girmelerini isteme Miştir. Bu komite ne yapa Fransa Hikâye:2 gazetelerde görduklerımız | | termektedirler. | *İtalya upkı Almanya ve .. ıı bilir? Ual - Ual komitesi bu hususta iyi bir misaldir. Bu komitenin kararı - bir riyakârlık — örneğidir. İta!- yan gazeteleri bir taraftan ve Fransız gazetele Diğer tarsftan — da çok nüfuslu ve — müstemlikemiz Almanya ve Japonya dev- letlerine karşı sempati gös İngiliz rine çatmaktadırlar, olan Meselâ 7 eylül tarih'i İ: Popolo D İtalinin başmaka- lesinde şöyle yazmaktadır: Japonya gibi acun üzerinde toprağa muhtaç olan büyük uluslardan biridir. Japonya kendi işlerini Mançuride ve Çinde halletmektedir. Alama nya ise, yakın zamanda mü- stemlike mese'esini ortaya atacaktır Çünkü 75 milyon nüfuslu bir ulus Avrupa dı- şında bir menfeze malik ol madıkça yaşıyamaz., Temps, Gitornald d talia gazetesine şiddetli hücumda * bulunmaktadır. Bu gazete- nin kabahati B. Edenin Mussoliniye yaptığı teklifin İtalya tarafından esas olarak kabul edilmesi lâzım geldi- ğini yazmasıdır. Aynı gaze teTimes gazetesine de çatıyor Çünkü Times gazatesi şun ları yazmıştır: İtalyanın Ha beş murahhasları ile karşı karşıya bulunmak istememe- leri küstahane ve — müteca- vizane bir harekettir. Eğer İtalya hükümetinin semora- mik bazı kısımları — doğru ise İHabeş imparatoru — da kuvvetli islâhatçı bir hükü- mdardır. Hıbqllllpırılonı, kendi iptidai ulusunu mode | rn esastlar üzerine yürütme ktedir.,, | G'ornale d İtalia diyor ki: İtalya. — Habeşislan için ra- dikal bir halarza — ediyor. İtalya İngiltere ve Fransanın kendi müstemlikelerinde gütdükleri formüllere benmer, îundan bund an, UUUW ilk sigara Londrada Haymarket de bir tütüncü, bundan — tam yüz yıl önce İngilterede Sa tılan ilk sigarının yıldönümü nü kutlulamak için, bu sıra larda İngilterede satılmakta olan bütün sigaralardan bir sergi açmış'ır. Sigara İngil- tereye girdiği zamav, enfi- yenin kredisi düşmüş ve tü- tün tecimi için yeni bir de vre açılmıştır. Şapkamızın içindeki sıcaklık Bir adamın şapkasının içi-| ne kadar sıcak olur? Bunu hiç düşündünüz mü? Ame- rikada düşünülmüş ve bir adamın şapkası içinetermo metro konu'arak sınamalar yapılmıştır. Alınan sonuçlar şöy edir. Dışarda hararet derecesi | 7İ Fahrenayt iken şapka | nın içinde 90 derece görül- müştür. Öğle vakti dışardaki ha- raret 9) Fahrenayt olmuş, şapka içerisindeki termamet | re 108 derece göstermiştir Akşam üzeri dışarda Ö8 içe- ride ise 8B8derece — sıcaklık olduğu görülmüştür. Dışarıdaki hararet 78 iken bir motör bapağının içinde. ki hararet de ancak 98 dir. Varın kıyazlayın. Talefon rekoru Kafkas dağlarının en yü- Elburs tebesine (5,597 metre) bir telefon hattı | ksek noktası olan yapılmıştır Bundan yükseklere daha telefon kurulmadığı — için, Sovyetler yeni bir. rekor dıhı kırmışlar denilebilir Sııılııuı Malmüdürlüğünden: Sındırgının Kurtuluş ma- hallesinde evelce dispanser olarak kullanılan hazineye ait harap bina (300) lira muhammen bedelle 13 9 935)| tarihinden itibaren 20 gün müddetle satılığa çıkarılmış tır. İsteklilerin 3-10 935 ta- rihine kadar Sıngı Malmü dürlüğüne müracaatları. bir formül — istiyor. (4 —1 - 100) Dördüncü Balkan güreşleri (Baştarafı birinci sayfada) kat Saim hakim oyunu i'e 6 dakika 55 saniyede raki- bini tuşla yenmiştir 72 kiloda Zaharya ( Yu- nan) ile bişer | Yugos'ay) gü- reşmişler, Zaharya 8 daki kade tuş'a galip gelmiştir. 79 kiloda Kokoş (Romen) ile Vefokis (Yunan) güreş- miş Yunan, 13 dakikeda tu şla galip gelmiştir. 87 kiloda Halkoviç (Yu goslav) ile Avgüstin ( Ro men) güreşmiş, Halkoviç | 9 dakikada tuşla galip gel miştir. Ağırsıklel: Çoban Mehmet ile Begaç (Yugoslav) arasında olmuş, Çoban Mehmet, 3 dakika | 30 saniyede tuşla galip gel miştir İkinci olarık tekrar ha fif sıkletle güreştirildi. 56 Kiloda Tojar (Romen) ile Tot (Yugoslav) — güreş | mişti, Tojar sayı hesabı ile galip gelmiştir. 6! Kiloda Talisr (Yunan) ile Yaşar arasında olacak- dı. Fakat sonradan Görgü: Romen) arasında yapı'ma: sına karar verildi. Bu ka- rara rağmen Görgös güreş- te hazır bulunmadığından Talis hükmen galip — ilân edildi ve tekrar Yaşar ile güreştiri'di. Bu güreşte Ya şar J1 dakikada tuşla galip ge'di. 66 Kiloda Boloan — (Ro- men) ile Vatirnidis | Yunan) arasında yapıldı. Bor'osn sayı hesabile galip geldi. 72 Ki'oda Valantin (Ro- men) ile Zahariya (Yunan) arasında olmuş, — Zahariya 15 dakikada tuşla galip ge- | İmiştir. 87 kiloda Mustafa ile Av. güstin (Romen) arasında ya- pı'mniş. Müstafa — çok faik | güreşmiş ve sayı hesabile İ galip gelmiştir. Ağır siklet Çoban Mehmet ile Lalâs Yunan) arasında — olmuş, Çoban Mehmet rakibinin sırtını | dakikada yere ge- tirdiği halde hakem görme diğinden maça devam edil miş ve Çoban Mehmet 4 dakikada tuşla galip gelmiş- tir. Bundan sonra her kilo- nun galipleri arısından Ba:- Ikan şampiyonları seçildi. Dereceler şunlardır: Kilo Birinci İkinci Üçüncü 56 Romen Türk — Yunan 6! Türk Yunan Romen 66 Türk Romen Yunan 72 Yunan Romen Yugoslav 79 Türk Yunan Romen 87 Türk —Romen Yugoslav Ağır siklette: Birinci Türk, ikinci Yu- | göoslav ve üçüncü de Yuna ndır. Bütün şampiyonlar ilân edilirken; hepsinin madal yaları göğüs'erine takılmış- tır. Birinci gelenlerin ulusa marşları söylenmiştir. Ondan evel, yeni bestele nmiş olan Balkan marşı ba ndo tarafından çalınmıştır. Bizim - birinci'iklerimizde | plusal marşımız — çalınırken zaten heyecan içinde olan seyircilerde buna iştirak et- miş'erdir. Bunu müteakip, her ulu sun aldığı puvanlar okunm- uştur. Puvan Derece Türk — 17 — Birinci Romen — 10 — İkinci Yunan — 9 — Üçüncü Yugoslav — 6 — - Bulgar — O - Ve seyirciler arasında ha- zır bulunan Korgeneral Fa hrettin bütün güreşçilerin #eyri ayrı ellerini sıkmak suretile tebrik — etmişlerdir. En son olarak Atatürkten, Bulgar — kralından, Arna: vutlük — kralindan, — gelen Stelyazı'arı okunmuş — ve halk - tarafından alkışlan mıiştir. Türkdili: Güreşçilerimiz çok kuvet- li rakiplerini yenerek dör- düncü Balkan — güreşlerini büyük bir Fark a kazanmış: lardır. Bumuvaffakiyetlerin- den dolayı - duyduğumuz sevinci açığa vururken ken dilerini candan kutlularız | olunur. — Milli Müdafaa Vılılııu Levazım şubesi birinci şube müdürü binbaşı Ali — Riza vekili avukat Sabri Koça- &n İstanbul Beşiktaş Vali- deçeşme 180 numaralı ha nede Ahmet Şahin kızı ve Harbiye fen tatbikat mek- tebi ikinci sınıfda Demir- yolu zabiti İhsan — validesi Lütfiye aleyhine açdığı ka- ti nafaka davasının bakıl. makta o'an muhakemesinde müddeialeyhinin — namına gönderilen davetiye zahrında ki mübaşirin meşruhatına nazarafi damadı — bulunan Demircide baytar Ali nez- dinde olduğu bildiri'miş ve davetiye berayi tebliğ De- mirciye — gönderilm'ş isede oradanda tarihten beş gün mukaddem İstanbula gittiği ve ikametkâhının -meçhul bulunduğu davetiyeye ilişik mübaşirin yazısından anla şgı'mağla mahkemece ilânen teblikat ifasına karar veril- miş olduğundan yevmü mah- keme olan 30 Eylâl 935 saat 10 da Balhkesir sulh hukuk mahkemesinde hazır bulunması tebliği makat na kaim olmak üzere i ân Bürhaniye asliye mahkemesinden: Bürhaniyenin Memiş ma- hallesinden mua'lim — İlyas kızı Ayişe Mürvet tarafın- dan zevci Susağırlığın — firt nahiyesinden tüfenkçi usta- 81 Ahmet oğlu — Mustafa aleyhine — açılan boşanma davasında tahkikat safhası hitam bularak evrakı dava> nın mahkemeye — tevdiine karar verilmiş ve muhake” me günü olarak tayin edi- len 25 7935 çarşamba gü- nü saat 14 de müddelaley- hin Bürhaniye asliye hukuk mahkemesinde bizzat hazır bulunması veya vekil gön. dermesi aksi halde giya- bında devamı — muhake: me olunacağı ikametgâhının meçhuliyeti hasebile tebliğ makamına kaim olmak üze- re ilânen lebliğ olunur. e — Korniy Ustanın Sırrı YAZAN: Alphonse Daudet Köylüler ona: — İkindin hayırlı olsun K“'niv usta hâlâ değirmen tilik mi? Diye bağırarak so 'uyorlardı İhtiyar neşeli bir eda ile | Seyap veriyordu: Hâlâ — değirmenmci'ik *ğullar.. Tanrıya çok şükür iş eksik olmuyor. . Bunun üzerine bu kadar in nereden çıktığı sorulur. Sa, bir parmağını dudakları Tin üzerine koyuyor ve vaku "'*! bir eda ile cevap ve Yordı, *Sus! ihracat için çalışı: ı.'lıııı Bundan daha faz l. hlr.!y öğrenmeğe im yoktu Değirmenini ziyarete ge €: Bu da kabil değildi — “raya küçük Vivet bile gi- 'Miyordu. İ u,'f',r_nınlı blııondoıı ge ÇEVİREN: Kemal Demiray çi irken, kapı kapalı, dönen büyük kanat'ar değirmenin önünde otlıyan ihtiyar eşek pençere kenarında güneşli yen ve size yaramaz bir eda ile bakan — büyük zaif kedi görülüyordu Bütün bunlar bir esrardı ve köylüleri dedi koduya sevkediyordu Herkes Lorniy ustanın sırrını kendine göre izah ediyordu Fakat, fikir- ler şöyle toplanıyordu: Bu de-| ğirmende un çovallarından daha fazla altın çuvalı var- dir. Mürürüzamanla herşey n Taşıldı. Bakınız nasıl: Filütünle gençleri dans ettirirken günün — birinde, oğullarımdan — büyüğü ile Vivetin birbirlerine âşık ol- duklarını gördüm Doğrusu buna kızmadım. Çünkü ne olursa olsun Kornik adı evi mizde hürmetle anılırdı. Za- ten, bu güzel küçük Vive tin evimde dolaştığını gör mek bana bir zevk vercek. U. Yalnız, bizim âşıklar he men heman her zaman, bu luşmak fırsatını buldukları ndan herhangi bir kaza ko- rkusile, işi derhal — yoluna koymağı muvafık buldum. Ve bu hususta büyük baba ile birkaç kelime görüşmek üzere değirmene kadar çık mayı faydalı buldum. Ah, ihtiyar sihirbazın, beni ne şekilde kabul ettiğini gör meli idi. Kapuyu açtırmak imkânsızdı. Anahtar deliği - nden mümkün olduğu ka- dar fikirlerimi — anlatmağa çalıştım. İhtiyar sözümü bi tirmeğe fırsat vermedi. Ba na filütümden başka birşe yle meşgul olmamamı, eğer oğlumu evlendirmek için sı- kışmış isem un fabrikasında kız arıyabileceğimi kabaca ve bağırarak söyledi. Bu fe na sözleri işidince kanımın beynime sıçradığını düşünün Fakat yine kendimi tutmak için kâfi derecede — soğuk | | kanlı'ığımı da muhafaza et | dim ve !... du. Aşağı odada aynı sefa tim. Bu ihtiyar deliyi deği- rimeninde bıra, k, — hiç umulmadık muvaffakiyetsi zliğimi çocuklara anlatmak yalnız ikisi değirmene git meği rica ettiler Ret edeme- İşte — âşıklar gitti Onlar tam yukarı çıktık: larında Kornmiy usta da değir- menden çıkmış bulunuyor Kapı sımsıkı kilitlenmiş. fa- kat ihtiyar saf deli giderken seyyar merdiveni dışarıda | birakmıştı. Bu meşhur deği rmende ne olduğunu gör mek için çocuklar derhal pençereden içeriye girmeğe karar vermişler.. Tuhaf şey! Taşın. bulun duğu oda bom boş! Ne bir çuval, ne bir buğday dane si, ne dıvarlarda ve ne de örümcek ağları üzerinde azı cik olsun un yoktu. Hattâ değirmenleri kokuya gark eden üğütülmüş buğdayın sıcak güzel kokusu da his olunmıyordu. Tünek ağacı tozla örtülmüştü ve büyük zaif kedi üzerinde uyuyor let ve bakımsızlık göze ça- rpiyordu. Kötü bir baht, merdivenin bir basa mağında bir parça ekmek ve nihayet bir köşe- de de'iklerinden — kireç ve enkaz döküntüsü akan üç dört çuval.. Korniy ustanın sırrı burada idi. Değirmenin şerefini ku rtarmak ve buğday üğüt- tüğüne herkesi inan: dırmak — için yollarda do laştırı'an bu dökülmüş di var sıvaları idi. Zevallı değirmen! Zavallı Korniy!Uzun zamandan beri fabrikacılar elinden son mü şterilerini de almıştı. Kana tHar mütemadiyen dönüyo- rdu, fakat değirmen — taşı boşa çalışıyordu Çocuklar bu gördüklerini göz yaşı dökerek, bana an- latmağa geldiler. Bunları işidince yüreğim parçalandı. Bir dakika bile kaybetmeden komşulara ko - ştum. Ka Onlara herşeyi iki kel ile anlattım. Evlerde ne ka- dar buğday varsa, hemen şimdi Korniy ustanın değir - menine götürmek İâzım ldiğine karar verdik Söz ve- rilir verilmez işe başlandı. Bütün köy yola döküldü ve buğday yüklü bu eşek kafi- lesile yukarı çıktık... Değirmenin — kapısı ardı- na kadar açıktı.Korniy ue ta, kapının önünde, bir ço- val — özerine olurmuş, başı elleri arasında ağlıyo rdu, Değirmene döndüğün - de, içeriye girildiğini ve acı sırrının. meydana — çıktığını anlamıştı: — Bana yazık! diyordu. Artık ölmekten başka çare kalmadı Değirmenin şerefi mahvoldu. Değirmenine türlü türlü isimler takıyor; bir insana söyler gibi ona hitap edi- yor, ve boğulurcasına hıç kırıyordu. (Bi tmedi. ) ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: