18 Şubat 1937 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

18 Şubat 1937 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AA e Ç” t ! K3t Ö T LT U 18 ŞUBAT 937 “Yeniden Kurulan Dostluk...,, Tevfik Rüştü Arasın Kont Çıyano ile Milânoda yaptığı konuşmalardan sonra Türk - İtalyan dostluğu bir kat daha kuvvetlenmiştir. Berliner Tagblat gazetesi, “yeniden kurulan dost'uk, başlığı altında yazdığı bir makaleyi son İtalya - Türkiye Bötüşmelerine tahsis ederek diyor ki: Devlet adamlarının, poli tika sahnes'nde çoktan unu tulmuş olan kulisleri tekrar tanlandırmak ve yeni dev” rin dekorlarını, sanki hiçbir zaman bakik! bir değer ifa de etmemiş gibi, bir. ham lede süpürüp atmak imti yazları vardır. Nitekim Kont Ciyano ile Türkiye Dış Bakanı Rüştü Aras, Milâno — tebliğlerini, 1928 denberi âdeta iki dev let arasındaki münasebetleri bulandıracak hiçbir. hâdise Zeçmemiş gibi o tarihte ya Pilmiş olan İtalya . Türkiye dostluk paktına istinad ettir- Mişlerdir. 30 Mayız 1928 tarihli ol- “n bu andlaşmanın birinci Maddesi der ki: “Bu andlaşmayı imzalıyan her iki taraf da, ister poli tik, isterse ekonomik mahi yeti halz olsun, diğerinin oleyhine olan bir andlaşma Veya bağlanmaya girmeme Yİ taahhât eder,, Türkiye, Habeş anlaşmaz lığında İtalyaya karşı tertip | edilmiş olan zecri tedbirlere İştirak etmiş bulunmasının, Milletler Cemiyeti kararla Timin iki taraflı andlaşmala 'dan daha ziyade müessir ©lduğuna inanmasından ileri #eldiğini ve kendisinin diğer milletle bir safta bulun Matı dolayısiyle de. İtalya: Din, Ankaranın gültüğü po İltika / karşısında, Milletler temiyetine sadık kalan di #er milletlere duyduğundan fazla bir iğbirar hissetmem © lüzim geldiği bürhanını eri #ürebilmiştir. Ancak, 1935 36 kışında Tq,u"_ İngiltere tarafından teklif edilmiş olan Akdeniz Yardım paktına girip Akde- BİZ döğusunun emniyeti için Yapılan deniz görüşmelein de büyük bir rol oynadığı Zaman — bütün — Akdeniz devletleri arasında, Ro Madan en acı sözleri İngil- tere ile Türkiye işitmişti Türkiye ile İtalya arasın daki güçlükler, itilâf devlet- lerinin cihan harbı politika *“ından doğmuştur. İtalyanın cihan harbına Rirmesini temin eden 1915 tarihli gizli andlaşmada, ya 1N şarka ait çok geniş ölçüde tutulmuş vatİler bulunduğu gibi, Sen Jan Dö Morlen Bizli andlaşması da, aslan Payı İtalyaya verilmek şar tiyle, Türkiyeain Küçük As- Yadaki topraklarının teaksi Mini ihtiva ediyordu. Cihan harbında Osmanlı Mparatorluğu çöküp yıkıldı fakat, Atatörk Türkiyesi to- Praklarına el sürdürmemek için, tekmil güçlüklerini ye Nmesini bildi. alya sulh andlaşmaların da, yakın şarktan eli boş çı tı. O, galip devletler ara *#inda en ziyade memnun *lmıyan bir devletti; ne Ad riyatikte ve ne de sömürge meselesinde tatmin edilme- miş olduğu için Türkiye le alyanın yakın şarktaki ya yılma düşüncelerine karşı te: mkinli davranmak mecburi yetinde idi. On iki adanın ve Türki yenin kara topraklarına çok şakın bir mesafede olan Kastellorizo adasının İtalya nin elinde bulunması, Muso lainin yakın şarkla ilgili sö | zleri, Ankarada asabiyet uy- andırıyordu. Hem Türkiyenin ve hem de İtalyanın dış politikada Moskova ile birlikte çalıştığı devirlerde görüş ayrılıkları - nn ortadan kaldırılmasına imkân hasıl oluyordu. İtal ya, Fransanın kurduğu kü çük anlaşmaya, bir mukabil siklet olmak üzere, bir Ka radeniz paktı yapmak ga yesini güdüyordu. Fakat Ba- Ikan devletlerinin bir kısımı ve hususiyle Yugoslavya, ve lev pek uzaktan bile olmuş olsa, Sovyetlerin tesirine tâ bi het hangi bir pakta gir memek azminde idiler “Balkan, Balkan millet'e | rinindir.,, Düşüncesi gittikçe kuvve tlendi; Türkelen andlaşması hiç beklermiyen bir meyva verdi; Balkan devletleri İta Iyamın faaliyetine lüzum bı rakmadan kendi aralarında birleştiler. Habeş anlaşmaz- lığı Töürkiyenin yükünü bir taraftan hal tı, diğer va- raftan da ağırlaştırdı; hafıf- letti çünkü İtalyanın yayıl- man, Doğu Afrıkası istika- metini tuttu. Ağırlaştırdı çün kü Doğu Afrikasında girişilmiş olan sefer dolayisiyle on iki ada syratle ve gizliden giz liye askerileştirildi. Akdenizin şarkında asa biyet hüküm sürüyordu. Ha beş buhranının ortadan ka tnliği, doğrudan doğruya gidermedi:. Akde niz yardım paktı teahhürle feshedildı; Negösün Cenev- rede kabul görmesi de, İt alyanın Montrö konferansm- na iştirak etmesine mani oluyordu. ; İngiliz İtalyan Gentlem ans ÂAgreementin yapılması üzerine Akdenizdeki gergin lik umumi bir şekilde ha fifledi ve tabii olarak buna ltalyan Türk yaklaşması da yle, Boğ uydu. Esas itil etrafında azlar andlaşması da bir İtalya Türk anlaşm ezlik noktası mevcut değil dir. Ve tabii olarak buna, İt- alyan Türk yaklaşması da uydu Esas itibariyte, boğ azlar andlaşması etrafında: da bir İtalyan Türk anlaş- mazlık noktası mevcut de gildir Doğu cenubunda yeni bir takişaf başlamıştır: Mussoli- ninin | sonteşrinde söyledi ği nutuktanberi Macarista- nn ilgili olduğu İtalya-Yu göslavya yaklaşması, Bulgar Yugos'av dostluk paktı. İt alyan » Türk görüşmeleri bu yeni zincirin halkalarıdır Deyli Telgraf — gazetesi, Cenevreden gelmekte olan | bir yekün tutmaktadır. TÜRKDİLİ Pek yakında, Sovyetler Birliğinde, *Puşkin ve dünya edebiyatı. namı — altında mühim bir tetkik eseri inti- şar mevkiline çıkacaktır. Bu eserin muharriri Neyş tad, Tase Ajansının muhar- rirlerinden birisi ile yaptığı bir konuşma esnasında, bu ba- his etrafında ezcümle demiş- tir kiz Puşkin dünya içindeki yüksek göstermek için, eserlerinin B4 lisana tercüme edilmiş olduğunu söylemek kâfidir. Hu 84 lisanda 1500 Puşkin tercümesi! vardır. Şâlrin bir çok eserleri, bazı lisanlarla bir kaç kere tercüme edilmiş- Ur. Meselâ, “Maça kızı,nın Almanca 12, çekçe 10, Fran mzca 7 ve İngilizce 6 tercü mesi vardır. “Kaptan kızı, da Almancaya 1., Çekceye 9,Fransızcaya 8 ve İngilizceye 7 kere/çevrilmiştir. “Boris Godunov, da aynı vaziyette dir. Bu dramın halen 10 edebiyatı mevkliini | Almanca, 9 Fransızca tercü, mesi mevcuttur. Puşkinin “İvgen Oniegin, gibi tercümesi cidden güç manzum romanı dahi, Alman. ca, İagilirzce, İtalyanca, Çek. ce, Lehce, İsveçce, Macarca ve Şırpça ve salre İisanlar tercüme edilmiş bulunmak- | tadır Dünya edebiyatında Puş kin hakkında yazılan tenkit ve tetkik eserleri de büyük Daha 1830 senelerinde, Avrup. münekkitleri, Puş kinin Byron, ö-Liller, Sheks- pera gibi şilrinin şahikaları ile ayoı seviyyede bulundu- ğunü tesrlim ve tasdik eyle - meğe baş'amışlardır. Bütün dünya edebiyatcı- Tarı Aleksandr. Puşkli P Rüştü A , İtalyı İletler cemiyeline avdet et mesi mevzuuna da — temas ettiğini bildirmektedir Rüştü Aras. — Mi ânoda, yalnız boğazların askerileş tirilmesi dolayisiyle nüfuzu çok yükselmiş olan bir me mleketin dış bakanı sıfatiy le de konuşmuştur. Bu tti barla, İtalya ile tekmil Bal- kan koömpleksinin yakınlaş masından bahsetmek müm kündür Frankfurter Seytung ga zetesi de, İtalya - Türkiye münasebetlerinde vuzuh,, ba şlığı altında yazdığı bir ba şmakalede. geçmişteki İtal yan - Türk münasebetlerinin tarihçesini yapımakta ve 1928) andlaşmasındanberi geçen | günler içinde bu münasebet: lerin — muhtelif işaret ederek şöyle demek tedir. Rüştü Arasla Kont Çıyano-| nun Milânoda konuştukları şeyler, yalnız. bir sonu de ği bir. başlangıcı da ifade etmektedir. İngiliz Akdeniz andlaşması devletlerinin yeni anla, lara girişmelerini kolaylaş tırdı Çünkü bu vaziyette, bir tarafı tutmak mecburl- yetinde kaldıkları herhangi bir. anlaşmazlığa karışmış olmuyorlar. Türkiye ile iyi bette olması İtalya içim çok ehemmiyetlidir. safhalarına | SAYFA: 3 Dünya Edebiyatında Puşkin re' getirdiği realist metodun, gerek şilr gerek nesirde yük sek ve seyyal üslübunun ve ayoi zamanda ümanistliğinin beynelmilel sanat âlemindeki ehemniyetini tebarüz — ettir mekte müttefikdirler. Puşkin, kendisile muasır garpli edipler ve muharrir ler üzerinde ve aymı zaman da bunu takip eden edebi yat nesilleri üzerinde büyük tesirler icra etmekten bali kalamazdı. Nitekim Hoff- man, Fallersdeben, — Heine, Vaozv ve daha — diğer bir çok edipler, Puşkin İirizmi nin tesiri altında kalmışlar ve bu İlrizmi tekrar etmiş lerdir. Fransız münekkitleri, Pro- sper Merimeenin kendi *Ca. rmen, — eserini, — Puşkinin *Çingene, eserinin tesiri al. tında yazmış olduğunu ile vi sürmektedirler. — Esasen Merimee, Puşkinin perestiş- kârı arasında idi ve Puşki- ni dünyanın en büyük şâiri diye anardı. Prosper Meri. meenin — 1868 de yazdığı Aleksandır Puşkin eseri her- kesce malümdur. “Borts Gödünov, ve “İv. gen önleğginin, dünya ede biyatında — bıraktığı iz çok derindir. Gödünovun tesiri bugüan dahi bakidir. Meselâ Heisler Puşkinin dramının bir nevi devamı telakki edi- lebilecek olan “Godunovun çocukları, dramını Alman- yada 1923 senesinde neşre- tmiştir. Tanınmış Çek muha- | rri 1 Pfleger *Pan Vişineki, esetini, — ivgen | tesiri altında yazmıştır. Puşkinin nesirdeki üslübu da, bilhassa Fransız edebi yatı üzerinde çok büyük te sirler dera etmiştir. Pros- per Merimee, Maupassant, Marcel Pravost gibi bir çok büyük muharrirler, bu seh har üslübun kavrayıcı tesiri altında kalmışlardır. İngİlizK ralının Sıhhatı Niyuz Kronikl gazetesinin hususi — muhabiri, — İugiltere hasta olduğuna ve | hastalığının endişe uyandır- | dığına dair çıkan havadis leri tekzip ettikten sonra; kral muhitine endiş> veren şeyin “istikbal, — olduğunu söylüyor ve şöyle diyor: *Kral Sekizinci Edvard, tabıl şersit altında tahta çı- kan diğer krallar gibi, Tac giyme merasiminden henüz 18 ay uzak bulunuyordu. Halbuki şimdiki kral ve kr- aliçenin önünde mayısa kâ- dar ancak altı ay vardı, zaman Taç giyme merasimi, bu gün henüz ilân edilmemiş olan birçok angajmanları ihtiva etmektedir. Saray di- vanına mensup eşhasın ta rifine göre bütün bunları: Herhangi insandan istemek pek fazladır. Kendisini çok iyi tanıyanların ifadesine gö re bu günkü kral altıncı Jorj, kardeşi Vindsor Dükü kadar tahammöül istidadında değildir. Ve herhangi yersiz bir ifrat mücwsif — neticeler tevlit edebilir. | riye ile Sancağın arasında Kudüsde Çeteler adam öldürüyor | Kudüs, 17 (Radyo) — Bir Arap köyü reisi haydut çe teler tarafından öldürülmüş- tür. Bu köy yakınında 20 yap larında bir kadın da ölü bu lunmuştur. Valânsiyo, 17(Radyo) — Asiler — ileri hareketlerine devam ediyorlar Öğleden sonra Argandiya- nın hakim sırtlarını ele ge- çirmişlerdir. Komünistler Darlet teşkilütinda kulla- nılmıyacaklar Bern, 17 (Radyo)— Fede ral meclisin bir kararı ile komünist teşkilâtlarına âza olanlar devlet teşkilâtında kullanılmıyacaklardır. ö aai açi Göring - Varşovaya vardı Varşova, 17 (Radyo) — Göring buraya gelmiştir Bu akşem — Almanyanın Varşova sefirine misafir ol- acaktır. Göring birkaç gün sonra yapılacak av partisine iştirak edecektir. Fransız Gazeteleri diyor ki: (Suriyelilerin manevrasına hakıp herkesi gücendir. , Miyelim.) gazetesindeki makalesinden: Mantıkan Suriye heye. tinin Parise değil Cenevre- ye gitmesi lâzımdı. Çünkü, İskenderun meselesi Millet. ler cemiyetine terkedilmiş tir. Hakikaten, heyet Şam- dan Cenevreye gitmek üze ve bareket etmişti. Suriye Başvekili ve Dahiliye vezi rinin Parise gelmesi hazırlık | mahiyetinde — müzakerelere girişmek içindir. 9 Eylülde yapılmış olan Suriye Fransa muahedesinin vaziyetini tenvir etmek (â zımdır. Bunu inkâr etmiyo ruz. Fakat bu, ancak reviz yon elemanları tayin edil- dikten sonra olabilir. Suriyelilerle — yaptığımızı Türkler için bozduktan son ra, lürklerle yaptığımızı da Suriyelile — için bozacak değiliz. Aklımızı başımıza alacağımız. zaman gelmiş tir — Her şeyden evvel Su ki vaziyeti tesbit etmek 'â zımdır. Şüphesiz ki — Suriyeliler 9 eylül muahedesinin değiş tirilmesine razı - olmıyorlar ve bir alay itirazlarda, ta leplerde bulunuyorlar. Bu taleplerin içinde bir tanesi yoktur ki Cenevrede varılan Sancak anlaşmasına muğa yir olmasın Meseleyi hal'edecek olan Milletler cemiyetidir. Suri yelilerin manevrasına kapı: hp herkesi gücendirmeye | duğu ve eğer Şuşning Başvekâletten İstifa mı Edecek? Daly Herald gazetesi ya- zıyor: 1934 de öldürülen Dolfu | *U istihlâf ederek Avustur- ya başvekili olmuş olan Do- ktor Suşning. aşk yüzünden mevkiini terketmek — üzere dir. İyi malümat slan Avus- turya mehafilinde dolaşan haber bu yoldadır Ayni mehafil, Başvekilin Lonra Orta elçiliğini kabul etmesi muhtemel olduğunu söyle - mektedirler. 41 Yaşında olan Doktor Şuşingin, başından nikâh geçmiştir. 12 yaşında bir oğlu vardır. 32 yaşındaki güzel karısı, bundan 18 ay evvel bir otomobil kazas n: da ölmüştü Başvekilin ken- disi dahi bu kazada lanmıştı. Şimdi Doktor Şuşningin Viyanalı bir kadına âşık ol- yara lenirse, her halükârda, başvekâlet mev- kiünde kalması münasip ol- mıyacağı fikrinde bulundu - ğu söylenmektedir. Doktor Şuşning istifa et - tiği taktirde Avusturya baş: vekilliğine, Viyana belediye relsi Her Şmitin getirilece- ği sanılıyor. Viyana polis vAĞöÖTR H Skaklırda har mal dahilindedir. Bunların ikisi de Doktor Şuşningin Na- zilerle dostluğunda fazla ile- ri gittiği ve Hababurg kra- İcılarına pek az hahişger olduğu kanaatini besliyen bir siyasi grupa mensuptur. Doktor Şuşningin vazife hayatı pek fırtınalı geçmiş tir. Bir taraftan İşçi sınıfına düşman kesilmiş, diğer ta- raftan faşist Haymverlerinin lideri prens Ştarhembergin kukanç rekabetiyle uğraşmıya mecbur olmuştur. Geçen te- şrinevelde Haymverleri fes: betti ve bu ruretle Ştarhe mberg, siyasi sahnede göz den silindi — gitti. — Şuşning Avusturyanın diktatörü idi., O ——meam MÜFTÜLÜKTEN Rasathane direktörlüğü nün tesbiti veçhile 22 Şubat 937 pazarlesi günü kurban bayramıdır. Kesilecek kur ban hayvanlarının deri ve bağırsaklarını Hava kuru muna verdiğlmiz gibl deri ve bağırsakların toplanma sında lâzum gelen yardım ve kolaylığı da göstermek borcumuzdur. Zamanımızın enmükem - mel ve en — kuvvelli -silâhı tayare olduğu malümdur. Her devlet Hava kuvvetleri ni dalma arlilırmakladır. Bizde bu fırsattan istifade ederek,bu - silâhımızın ço | galması için el birliğile ça lışılması sevgili halkımız- Tim. dan rlca olunur, |Öksürenlere: KATRAN HAKKI EKREM

Bu sayıdan diğer sayfalar: