11 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

11 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

11 İLKKÂNUN 1934 SALI ULUS Ankara'da b'r sovyet resim sergisi Birkaç güne kadar Ankara Sergievi binasında Sovyet ressamlarının bir te- #im sergisi açılacaktır. Buradaki resim- Ter, dahs evel Venedik'teki uluslararası 14 üncü resim sergisinde gösterilmiş- tir. Sergi Ankara'da birkaç gün devam edecek, sonra İstanbul'da tekrar oluna- Caktır. Resim ve ressamlar hakkında imdiden okurlarımarza şu malümatı ver- 1 faydalı bulduk: Sovyet ressamlarından Bogoroçki Sövyet Rusya'nın 15 yıllık sanat ça- hışmalarının bilançosunu göstermek Ü. zere Moskova'da açılan büyük sergileri Yüz binlerce kişi gezmiştir. Bu sergiler, Sövyet sanatının tuttuğu yeni yolları, bu sanatın realist temayüllerini göster - miştir. Bu yeni, realist sanat, bundan daha 15 yıl önce, sanat killtüründe formalizm ananelerinin, mevzusuz Öz sanata tap. at kübizm, romantizm, rasyonalizm, Primitizm ve empresyonizm, zamanın - dan kalma uüsüllerin hâkim olduğu bir Mmemlekette kökleşti. Yeni realist sanatın Sovyet Rusya'da doğuşu, yaltız muhtevasının esasının de- #işmesi şeklinde görünmez. Bu, yeni bir arttistik heyecanım doğması, yahut sos. yalistlik yapısının heyecanının — sanata girmesi demektir. Sovyet hükümeti ve bunun soysal kurumları, rus ressamlarının, memleke. tin yeni yaşayışını ve sosyalist yapısınır tanımalarını mümkün kılmak için onlara türlü kolaylığı göstermektedir. — Genc, ihtiyar, az veya çok müsştsid bütün res. samlar her yıl, masrafı hükümet veya Soysal kurumlar tarafından verilen uzun yolculuklar yaparak kolhozları, Sovyet Birliğinin uhusal cümhuriyetlerini ve az Çok ehemmiyetli sanayi merkezlerini ge- zerek, baştan aşağı değişen tabintim ye. ni peyrajlarını ve Rusya'nın yeni adam- darını yerinde tanırlar. Sovyet ressam. larının bir çok tabloları. Sovyet Rusya - Hin kuruluşunun başkıca safhelarını ak- Settirmektedir: — Dneproges, M::uyh:ı._ Rorsk, kolhazlarda yaşayış. Yada n::ıî çay evleri, (Krasin), (Ma- İlgin) ve (Celyuskin) burkrranlırımın Yazanı ANNIF VİVANTI Astrid sarsıldı. Anladı ki, Onun için, kendisi, daima yaban - Sı, düşman ve hâkimlerin utanı- Tacak ırkma mensubtu. “Şayed dostlarınız beni ziya- Tet...... Biran, cümle kapısının İngiliz askerleri tarafından kırıl- Gığını, vestibülde seslerini, sonra *$iğin üzerinde Norman Grey'i, =u-i fırlamış ça bılı::ıd yüzba lorman Grey'i hayalinde can- l'ndndı. Saad düşüncesini sezdi; acı bir mümıeyişle. — Müsterih olunuz, — dedi; ğh“ç saata kadar sağ ve salim .meşheırd’ı Hotel'inizde olacak- & Daha yakın, daha şiddetli ye - '_blryıylm >şi, genç kızın ce- 1 ovle anlasılryordu yendiği kutub buzları ve nihayet, Mos. kova'da (Metro) yapılması.. Bununla beraber sovyet sanatı, sov - yet hakikatinin mucizelerini sadece re - simle tesbit etmekten çok daha yüksek ülküler de götmektedir. Sovyet ressam. lart yalnız yeni mevzularla dolu tablo - lar değil, Rusya'da doğan yeni adamın yaşayışını, insan münasebetlerinin bü - tün iç manasını gösteren, yeni düşün . gelerle dolu tablolar yapmağa çalışıyor- lar. Sövyet sanatının bu yeni muhte . vası, onun benliğine bağlr olması gere - ken yeni realist şekilleri haiz olmalıdır: İşte sovyet sanatının ve Rusyadaki ta « nat münakkitlerinin güttükleri parola . budur. Rus sanatı, yeni biçimler bulmak için yaptığı araştırmalarda, sanatta birbiri arkası sıra gelen (sol cereyanları) nı ye. nileyen kimselerin tavsiye ettikleri gibi, geçmişle alakasını kesmeğe çok meyyal değildir. Kübizm ve fütürizm'in, (Müze sana- tına), Venlis dö Milo ve Rafail'e karşı rınım karakteristiği, insanlığın malik ol duğu bu kültürel mirasın çok büyük ©- lan değerini takdir etmektir. Sovyet ressamı geçmiş zamanların sanatma, yeniden yaşatmak, diriltmek Tatediği örneği bulmak için müracaat et mer. Rus sanatı, — retrospektivizm'e ve atilizasyon'a yabancı kalmaktadır. O, hakikatten ayrılmadan, realizm bayrafı. ı devşirmeden tarihi geçmişten istifade edebilmek için, çok daha çetin bir yol seçmiştir. Sovyet ressamları, geçmiş- teki üstadları, yalnız (şekil) üstadları oldukları için sevmezler. Onların sanatımım da, yaşadıkları za- mana göre bir takım temayülleri vardı ve içinde yaşadıkları zamanı çok iyi tas. vir etmişlerdi. Sanatlarının orijina! şe- killeri, klasik mükemmelliği, kendi za- manlarının doğurduğu büyük düşünce. lerinin, yüksek duygularının birer neti- cesi idi. Sovyet resmi, üslüb nüanaları, temsil edilen hakikatin türlü biçimleri ve artis- tik mefhumu itibarile çok değişiktir. Bu teşrin ihtilalinden biraz önce gelen za- mandaki birbirine zıd artistik ananeler- de aramak gerektir. Bu kaynakları, Sovyet Rusyanın ulusal kültürlerinin birbirleri üzerinde yaptıkları — ve bil . hassa son yıllarda memleketin artistik yaşayısında görülen — nüfuzlarda da a- ramalıdır. Sovyet sanatı üxlübları birleştinmek, srilleri ve janrları standardize etmek düşüncesinde değildir. Sovyet Rusya- nn artistik kurumları sanattaki muhte. Tif yaratıcı temayüller arasında görülen açık ve doğru gayretlere yardım ederek, zamanları temsil etmek iddiasında bu - lunan gruplanma teşebbüslerine — her- hangi bir biçimde olursa olsunlar — karşt durmaktadırlar. Sövyet sanatında mühim bir yer tu. tan artistik temayül eköller arasımda, birinci derecede İ, Brodski, V. Yakovlef Tefrika: 27 Benim Günahım (MEA CULPA) İtalyanca azlından türkçeye NÜSHET HAŞİM SINANOĞLU cevireni ki, muhacimler, silâh geslerinin şiddetinc böyle duruşlar ve süküt larla ara vererek işkenceyi ve deh şeti uzatmak zevkini alryorlardı. Saad yeniden dönüp pencere- lere baktı; sonra birdenbire du- vara doğru atılarak ışıkları sön- dürdü. Aynr anda, karanlık oda- da, o Üç canlı krenızı mustatil sıç rar gibi oldu. Ufukta, batının al mucizesi tekrarlanıyora benzior- du. Arab yüzü bu ışıkla fantasitik bir şekilde aydınlandı. Sert bir hareketle orta pencereyi ardmna kadar açtı. Sanra boğuk bir sesle bağırdı: — Köyü yakıyorlar... “Köyü yakıyorlar,,... ah, evet!. nışanlısı, dostları, #“cehennemlik zenciler,, €, “kurd yerliler,, c ders veriyorlardı. İ & Korin kardeşlerle Rlangina gibi res samların içinde bulundukları grupu bil- &sa rikretrack gerektir. Bumnlar, eşer. lerinin ideolojik biçimi bakımından, bir- e benzemezler. Bu Ustadların tablolar yaratarak, eserleri- 'arak sade bir resim yapmayı Bu grup içinde en tanınmış olan, İ. Brodski'dir, Onun Braygel ve Mille- Yi batırlatan ince pizajları birçok portreleri ve tarihi tabloları var- dir. Halk kütlelerini, değişik top- Tantıları, mitingleri gösteren derin mev- zulu tablolarında Brodski güzel sanat. lar akademisinde talebeliğini yaptığı Repin'in realist sanatına çok yaklaşır. Yeni mevzulara ve yeni realist üs- 1âba geçiş, Petrov Vodkin, Pol Kur- neçov ve M. Saryan gibi ressamların eserlerinde görülür. Bunlar önceden “sanat acunu,,nun temayüllerine katılmadıkları için, her biri kendi yaratıcı benliğini, artistik haşmetini muhafaza etmekle beraber, bu ekole husust bir oryantalizm neo- primitivizm cereyaniyle Gogen ve Ma- tis'in renklerini getirmiştir. K. Petrof-Vodkin, renk zenginliği- ni ve önceden dinf resimler yapmak için kullandığı paletinin derinliğini, klasik kompozisyonun rasyonalist kaj- delerile mezcedebilen çok büyük bir üstaddır. Son yıllar içinde bu büyük lstad, sanatında realizme doğru göze çarpar bir İlerleme olduğunu gösteren birçok janr tablolar ve portreler yarat. muştur. Bunlar içinde en göze çarpanları ve uzun yıllar içinde yarattığı eserlerin en eyileri, kendi yaptığı portresi e “Pençeredeki genc kıx,, ve “Komlserin ölümü,, isimli tablolarıdır. Söyyet Ermenistanımın en büyük resim Üstadı olan M. Saryan da aynı yoldan yürümektedir. Saryan, fransız artistik kültürünü, kendi memleketinin ulusal ve kültüre! ananelerile birleş. tirmektedir. 8. Gerasimof, İstomin ve Çerniçef, söylediğimiz grupa kıemen katılan üç büyük sovyet ressamıdır. 8. Gerasimof, şimdiye kadar az görülür bir yoldan geçmiştir. Tlk tablolarındaki karanlık ve betbin romantizm, yerini şimdi yük- sek mevzulu tablolarına sokarak renk- lerle anlattığı biz dramatizm'e brrak- mıştır. S. Gerasimof, kendisine mahsus bir görüşü olan, hakikati romantik ve ha- yal! renklerle tasvir edebildiği halde hakikatten ayrılmıyan realist bir res- samdır. Son yıllarda ortaya koyduğu Böze çarpar eserleri arasında 1929 da yaptığı “Balıkçılar, ve 1933 te yaptığı *“Kızıl partizanların yemini,, adlı tab- Toları zikrolumabilir. Buraya kadar, eski kübik üstadları- nan eserlerini tahlil ettik. Fakat sosya- list realizme olan müşterek temayül asıl genc ressamların eserlerinde — görülür. Çünkü onlar son on beş yıl içinde artis- Saad Nasir, pencereye karşı kaskatı, zaman zaman canlı alev- lerin parıltıları arasından geçen ©o büyük ateşe gözlerini dikmişti. Astrid, onu, bir nefesin kesik kesik ahengi ile kâh canlanan kâh kısılan o kırmızı fon üstün - de görüyordu. — Allahu Akbar!. Allahu Ak - bar!... Bütün arabların bu passiyon nidası, onun ruhunun derinliğin - den, hem inilti hem dua halinde çıkıyordu. Ve Astrid, bütün o parçalan- Tarş ve ezilmiş ırkın iniltisini, iş - gence altında ezilen bütün bir in- sanlığın haykırışını duyuyor gibi oluyordu. Bu, hükmeden ve ya- kıb yıkan imparatorluğun sarı- şın yabani hayvanı tarafından bo- yunduruk altına alınmış ve tek - melenmiş kabilelerin iniltisi idi. Tî:â?erık ona yaklaştı; elini — Saadt. Saad!... Öbürü elinden kurtuldu: — Gidin, gidin, çabuk! Sesinde kin ve siddet titri- yordu: i Soyadf Anadolu Ajansı Genel Müdürü Bay Muvaffak Mencmenlioğlu; Elâziz say- lavı Bay Fazıl Ahmed Aykaç, Anadolu Ajansı muhasebecisi Bay Cemil Ok- ten; Maliye Başmüfettişi Rüşdü, kar- deşi Hakkı, Rmlâk Bankası memurla- rından Yusuf, Turhal şeker — fabrikası memurlarından Reşad ve Ziraat Ban- kasından Kemal Koray; Matbuat U- mum Müdürlüğü mensublarından Bay Şakir Hazım Gökmen soyadını almış- lardır. Başar — Eski liman şirketi genel müdürü Bay Hamdi ve kardeşi diş dok toru Bay Mehmet Necati ve allesi. Adal — Eski Trabron defterdarı Mehmet Nuri, oğlu Emniyeti umumi - ye şube 4 müdürü Ozman Sabri ve mülkiye mecmuası umumi — neşriyat müdürü Hasan Şükrü. Akkurt — Matbaammız - çinkografı Bay Hamdi. İzgi — Cilt ve zührev£ hastalıklar mütehassısı Dr. Fahri. Ergü — Ziraat Bankası müfettişi Kâmi. Kayalıbay — Mütekaid binbaşı Ha- HL —— ——— ——— — — tik tahsillerini yaparak göze çarpma- ğa başlamışlardır. Bu grup içinde A. Deyneka, birinci değilse bile en ön srrada bir yer İşçal etmektedir. O, Sovyet Rusyanın yeni adamlarını gösterir tablolar yapan bir ressamdır. Ekseriya, antrenman yapan genc sporcuları, herhangi bir hareket esnasında, fotoğraf makinesiyle alm- maş gibi, tesbit eder. Tablolarında renk- ten ziyade çizgi hâkimdir. A. Deyneka, yeni şehirlerin bir mimar cetveliyle çizilmişe benziyen yeni pey- zajlarımın bir propagandacısıdır. Bogorodeki ve Riajeki son yıllarda Sövyet Rusyanım yeni adamlarının por- trelerini ve büyük tablolarını yapan müs- tald gene ressamlardandır. Riajaki, muasır Sovyet — kadınının birçok portrelerini yapan, derin görüş- Yü bir portre ressamıdır. — İtalya'dan döndükten sonra son zamanlarda Ria- Jaki bir sıra çok kompleks kompozis- yonlar ve birkaç şahsı ihtiva eden por- treler yaratmıştır. Bunların arasında ”Kızıl ordü askerleriyle konuşma,, adlı olanı, modellerin tablodaki tertib tar. zt ve rengi itibariyle çok alâka verici- dir. Bazı münakkidler artistik meharetin haddinin tecribi formalizm'e vardığına eski artistik ananeleri yıkmak pahası» ma olsa bile muhakkak surette yenilik yapmak gerektiğine, sanatla —hayatın artistik değerlerle halkın arasına açıl- dığına yıllarca bizi inandırmağa çalış- toılar. Edebiyat ve neşriyatçılığın heyecan dolu mevzu ve janrlarımı halka anlata- bilmek için şüphesiz büyük bir ustalık Vâzımdır. Bu da sanatı, eskiden vardığı yük- sekliğe çıkarmak için, yarınki sanatın bugünkü yükseklikleri — bile geçmesi için tutulacak biricik yoldur. — Gidin!, kendi insanlarınıza dönün! Kendi insanları!.. evet, silâh- sızların üzerine silâh çekenler, te- cavüz ettikten sonra cezalandıran- lar, öldürdükten sonra yangına verenler kendi insanları idi. İçinde, Tüzgâr - k. alev gibi bir şey alevlendi: deli - Tik mi idi?. nefret mi, yoksa ıstı - rab mı idi?.. Kendinde adaletsiz - liğe ve gaddarlığa karşı bu pas- siyonlu dehşeti uyandıran Micha- el O'Reyliy'nin kanı mı idi? Hıçkırarak önünde diz çöktü. Fakat onun önünde, yalnız onun önünde diz çökmeyordu. Be yaz ırkların, hürriyetlerini, mu- kaddes gururlarını, kendi hayat - larını yaşama ve kendi tanrıları - na tapma haklarını gasbettikleri yer yüzünün bütün ezilmişleri önünde, insanlığın bütün paryala rı önünde diz çöküyordu. Böyle dize gelmiş, af dilemek istiyordu: hebsine, adaletsizlikle- rin, tecavüzlerin, hakaretlerin, taarruzların ve cefaların bağış- lanmasını dileyordu. Ümitsiz bakışlarını ona kaldı- rarak hıçkırdı: SAYIFA 5 alanlar Özkan — Nafra kütüphane memuru Nizami. Başaran — Tayyare Cemiyeti veznes darı İbrahim. Dündar — Divanı işleri müdürü Hikmet, Baykal — Nafra zat işleri muamelât kalemi şefi Bay Celâl ve karısı Hik- met, oğlu Kayhan, kızı Gülümser. Giray — Nafra tahsis memuru Adil karıst Hacer. Erdoğan — Nafıa sicil kalemi kâti- bi Emin, karısı Nadire, Tuncer — Nafıa sicil kalemi şefi ZUlfi, karısı Didar, oğlu Zeki, oğlu Fevzi. Baran — Mütckald kaymakam Zeki, yüzbaşı Turgut, mülâzım Suphi, Üskü dar tramvay şirketinde Hilmi, hukuk fakültesinden Salâhattin, Faruk Ünlütürk — Kültür bakanlığı mu- hasebe mümeyyizi Avni. Öztürk — Kültür bakanlığı muha- sebe memuru Muharrem. Akad — Kültür bakanlığı muhaseba memuru Hamdi. Ece — Riyaseti cümhur köşkünde Mehmed. Erdem — Riyaseticümhur köşkünde Kemal, Akbaş — Riyaseti cümhur köşkünde Nureddin. Ziraat Vekkleti Neşriyat Müdürlü. ğünde soy adı alanlar: Öktem — Müdür Cevat Rüştü. Tüney — Mütercim Receb Şakir. 'Taş — tetkik memuru Turan , Karagöz — Kâtib Hüseyin Aral — Daktilo Feride Yalçın — Odacı Hasan, Ziraat Vekâleti Teftiş Heyetinde soyadı alanlar: Önen — mümeyyiz Halil. Kayaoğlu — memur Muharrem, Yöntem — Odacı Abdullah. Ankara Gücü kulübünde - soyadı alanlar: Durukan — Ankara Gücü kurumu fahrf başkanı ve Askert Fabrikalar Umum Müdürü General Eyüp: Kara Budak — Ankara Gücü başka n ve silâh fabrikası müdürü kayma- kam Bay Fikret. Akgöl — Genel yazganı Bay Hik« met. Altınay — Muhasib Bay Kemal Demirden — veznedarBay Nihat Bozkurt — İdare müdürü Bay Sa« Mhattin. Güç — Umumi kaptan Bay Hüseyin Denktaş — Alan — komiseri Bay Hüenü, muhasebat zat DOKTOR ALİ VAHİT ÇOCUK HEKİMİ Kooperatif arkasında sa- bahtan akşama kadar hasta larını kabul eder. Telefon: 1303 - 3129 85565 — Af afl.... Ötede alev alev yanan yangın damarlarını tutuşturuyordu; yan- gin, ona, bu cefayı ödemek için, kendini feda etmek ve ceza çek - mek arzusu, hiç olmak, ateşe ken dini arzetmek ihtiyacını veriyor- du. Bu arzu, bu hirs bir. sayıkla- ma ile boğazını sıktı. ırdı: — İntikamını al!... ödet!.. on- lar nasıl yere uruyorlarsa, nasıl parcalıyorlarsa, nasıl harab edi - yorlarsa.. sen de. sen de yere vur!. parçala!. harabet! Ve sarışın başı ile ayaklarına düştü. Erkek, gözlerini o ince yara- dılışın üzerine indirdi, ve karan- lık yüreğinde, yıkmak, harahet - mek kini, şiddeti ve kudreti alev- lendi. Genç kız, başının üstünde ölü- mün nefesinin gectiğini duydu. Fakat öbürü hirden bire eğil- di, onu kaldırdı, bağrına bastı. Koyu esmer elleri başımı kapata- rak ve o sarışın saçlarını okşıya - rak eğildi, ağzının üstünde Aağzı ile hıçkırıkları ve haykırısı 'boğ - ' dn. — Sonu var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: