9 Şubat 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

9 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FAŞ SAYIFA 4 1935 te Japonya ll Popolo d'ltalia, 27 ikincikânun 1935 'Tokyo muhabirimizden: Garb devletleri Japonyayı iyice ta: miyorlar, Bazı Avrupa ulusları, Japon- yanın Turandot ve Butterily melo dram. malarında gördükleri gibi, çiçek açmış kiraz ağacı ve Ghescie dansözleri ile do- Tu bir memleket olduğunu zanntemekte- dirler. Bazıları da Japonya'yı ticari ve içtimal bir Dumping ulusu saymakta - dırlar. Başkalarına göre Japonya Cen - giz han ve Timlürlenkin hareketlerini tekrar etmekte bulunan bir millettir. Hakikat şudur ki, Japonya bütün bu düşüncelerin yeridir. Japonyanın sıyasal, içtimal, askeri, döni, fenni, sınaf, ticar? ve mali âmilleri. ni tetkik etmeden önce, bu ulusun asıl unsurlarını tesbit etmek icabeder Japonyanın büyük bir ulus olduğu - nu kimse inkâr edemez. Japon ulusunun yüksek kaliteleri vardır. Bunlara karşı. dık bu milletin birçok noksanları da mevcuddur. Japonyayı teşkil eden esas unsurlar gunlardır: 1 — Japonya savaşçı bir ulustur. Ja ponun evi basittir ve bir çadıra ben: mektedir, Japon erkeği zâhiren zarif ve nazik ise de hakikatta sert ve kabadır. Japon kadını kocasının sertlik hare . hetlerini sevmektedir. Japon çocukları Bamurailerin kılıçlarını ve karakırılerin bançerlerini tahayyül ediyorlardı. Bu « gün japon çocuklarının kafalarını tay- yare, top ve denizaltr. gemisi doldur - maktadır. Japonun gıdası mutfaksızdır ve harekette bulunan bir ordunun gıda. #ma benzemektedir. Japon ulusal şarkı. ları, aşktan değil, harb hadiselerinden Bahseder. Japonyanın edebiyatı “kah « gamanlığı tasvir eden, manzumelerin « Gen ibarettir. 2 — Japon ulusu fazla vatanperver- Gir. Japonyada komünistler ve müebbet hapse mahküm olanlar dahi vatanperver Girler, 3 — Japonya'da imparator yalnız hü ktimdar değildir. Japonya İmparatoru Mâhlandırılmış bir şahsiyettir. 4 — Jepon ulusu, gayet disiplinli- Gir. Disiplin, Japonyada bir #det, bir te- Blattır. $ — Japonlar mütecanis bir ulustur. Bu tecanlis yalnız ırki değil, fakat dü- yünce, duygu, Adet, ahlâk, zevk, gıda, metod ve hayat sistemi noktaf nazarın- 'dan da mevcuddur. Formozalılar 4 mil. yon ve Korcalılar 24 milyondur. Bunlar yabancı unsurdur. Japonya bu İki unsu- TU mütecanis bir şekle koymak İçin, bü- #ün gayretini sarfetmektedir. 6 — Japonya kuvvetli bir devlettir. Japonyada her şey devletin kontrolu al- tındadır. 7 — Japonyalı vatana taalluk eden her şey hakkında idealisttir. Diğer işler- de japonyalı poritif, maddi ve hisabcı. Gır. 8 — Japonyalı ahlâklıdır. 9 — Japonlar fakir bir millettir. 10 — Japonlarm garblılaşması zahiri- 'dir. Japon ulusu, Asyalı ve Asyaya men sub bir ulustur. 11 — Japoaya bütün Avrupa mede » niyetinin en ileri tesiratına maliktir. Japonyanın genel işleri (posta, telgraf, #elefon) birleşik Amerika'dan daha iyi Hdare olunmaktadır. Buna karşı japon mlusu garb medeniyetinin ruhi kısmı « Bin yüzde seksenini, bilmemektedir. Japonyada bir inkılâb yapmak mümkün YBeğildir. Ancak imparator arzu ederse Ankılâb tahakkuk edebilir. Japonyanın umumt? vaziyetini göster. (dik. Bu hakikat karşısında Avrupa ulus. Jarının müteyakkız olmalarını temenni ederiz. TÜRK ÇOCUKLARI TÜRK KUŞU'na uçucu üye yazılınız Almanya ve Lehistan General Göringin Lehistan seyahati ve B. Hitlerin söyledikleri Berlin' yor: "aymis gazetesine bil- General Göring'in Varşovaya yap tığı seyahat, ilk günlerde hususi mahi- yette telakki edilmişse de sontadan resmi ağızdan bu hadise aydınlatılınca büyük bir ehemmiyet kazanmıştır. Prusya başvekili ve rayştağ Bialovieza'da yapılan bir av partisine Lehistan cümhur reisi tarafından ça- ğarılmıştır ve General oraya yolda Varşovi bur Üstü sıyasal bahisler üzerinde konuşması ka- rar altına alınınış demektir. reisi giderken kaltp Lehistanın kal- şahsiyetlerile görüşmesi ve 'Tam fransız bakanlarının Londrayı ziyaretleri sırasında ua gelen bu seyahatin ona karşı yapılmış bir nüma- yiş olduğunu söylemek mübalaga yap- mak demektir Fakat Leh yıldönümünd. - Alma pılan bu ziyaret, iki lostluğu göstermek is- anlaşmasınmn ulus arasındaki tiyen bir nüm Alman gazeteleri bu bararetle ku elçiliğe ilk defa olarak yük değiştirilmesi eri büyük bir re kabul yapmış, Bay Hitler de Gazeta Polska'ya uzun beya- natta bulunmuştur ki alman başkanının söyledikleri burada neşrolunmuştur. Bay Hitler, nasyonal sosyalizmin bir prensib olarak gayri mill nek denilen şeyi kabul etme ve al- man sınırları n gini yabancılara saygı beslediğini söylemiştir. Bay Hit- an sonra sözlerine devam ede- Bunun ne demek olduğ izah edel Alman ulusu ile lch ulusu arasın- da eyi münasebetler kurmak dileğinde- yiz, Geçen asırların tecrübesi şunu gös- termiştir ki gerçek değerleri sanlar zorla milliyetlerinden mazlar. Bunu yapmak güçt muvaffakiyet çok ağır yürür. Şurası muhakkaktır ki böyle bir teşebbüs ya- pılacak olursa ! olan in- ayrıla- ; bunda la ancak deği yahut değeri az unsurlar elde © bilir. Bu dı çok tehlikeler ve pü: tan geri kalmaz. ğersiz m Onun için en sağlam s:yasa tarafın da milliyetleri korumasıdır ki bu da karşılıklı bir anlaşma sayesinde imkân altına girer. Biz Jehlilerle anlaşmakla bize bırakmış olduğu ış bir yanlışı vaktinde tashit duk. Çünkü yıllanmış bir hakikat gibi almanlarla lehlilecin biribirlerile düş- man olmaları ve buna devam etmeleri tarihin ve kötü etmiş ol- gerekliği dü: üyordu. Ben, bilakis, ortada bulunan bir- çok engellere ve güçlüklere rağmen bu iki ulusun anlaşma: sini Avrupa medeniyeti bir vazife telakki ederim. Nasyona) sosyalizm, en kuvvetli ve devamlı line getirmek için elinden gelen hiç bir şeyi yapmaktan geri durmıyacak. YT Bundan sonra Bay Hitler'e bir Av- rupa paktı hakkınde ne düşündüğü so- rulmuş, alman başkanı verdiği cevabta bunut hakkında şimdiden kati bir şey söylemek mümkün olmadığını, zaten konuşmalarım da pek ye: aşladığ söylemiş ve demiştir ki: “— Almanya bütün — komşularile dost geçinmek ister ve bu uğurda elin- den gelen her şeyi yapar, lmanya, bir daha kendi müsavilik haklarından vaz geçmeğe caktır, Biz, ulutlararası bir - iş yesinde alman ulusunun menfsatine v gün olmiyan bir neticeye, yani bir sa- razı olmiya- arzumuzla gireceğimizi ve böyle bir telakk , bundan sonra - uluslar r sorulan bir sar vab o şunları söylemiştir : — Biz, uluslar derneğinden çekil- dik. Çünkü bu kurum bize vâdetmiş ol- izim müsavi haklarımızt hak- duğu şek rmadı. Biz yeniden müsavilik etmek Üzere uluslar k değilir ncıya — kadar ymızı pazarlık Müsavilik hiç bir Bu, ileri sürülen bir şart değildir: u hadi in akışının bir icabıdır Diğer taraftan leh dışarıişler baka- Bek de Fölkişer Beobahter ga- zetesine Almanya — Lehistan nt B ni Bay da beyanatta buluni B, Aleksandro Lerunun sözleri at yapmış- lar ve aytıca disinden, gazetele- rinin hususi radyosile birkaç söz söyle- ir. Onlar B. Leru'- e birkaç söz i B. Leru bütün yatıştırılması y mesini | nişle nun nazik sanırl. İspanya zünden İspanyaya sürülmek istenen le- iftiraları - reddedici ihtilalinin keleri mahiyette aşağıy İspanyol hükümet adamlarının de- ve yapılatı bir söylev vermiştir. Bunu yazıyoruz ini, İspanyadaki işlerin ehemmi- , etrafımızı saran şartların veha- metini ve ülkemizin geçmişile gelece- ğini eyice takdir edebilmek için ekse- riya, Avrupada kendi yazılarını -idare kaydettiği en büyük bir sava mağa mecbur kalan adam yarum. Her ülke Zavaş eden barıştı ldu. Barış ise $ başka bir $a- esnasında ve onu takik mağa de devam Fr. ndan aycı ka- an fevkinde bir mevki alan ikbalin takdirini celbeden Briyan görülmektedir. Briyan büt şın bekçisi idi. düşüncesini luslar arası nfederasyonu büyük biz irade ve yürek kendini koy- k için bütün Beklemekle kazılmış, vermemek ve bekliye nları düşünmek gerekti beraber, tarike derin izlerle verimli ve ölmez enerjilere sahib olar spanyol ulusunun istikbaline olan ina- nı hiç kaybetmeden ilerlemek gerektir. Hi çbir kötü vaziyet ispanyol ulusu- na, kendisine ve şerefli mukadderatına olan güvenini kaybettirmemiştir. Bu- gün olduğu gibi başka zamanlarda da ispanyolların fena kullanılan — ve fena istikamet verilen enerjileri, daima hak- sız olduğu kadar sebebsiz dahili bir ih- tila) şeklinde tezahür etmiştir. Bu ihti- eli yenecek kudrette olmıyan ve yen- memeleri gereken kimseler, sınamala- rın verdiği derse uyacak ve yöndem ve taktik değiştirecek yerde, çaresiz kala- rak eskidenberi bilinen ve kimsenin al- urdular, kılmak dırış etmediği vasıtaya baş Yenilen dileklerini muzaffer veya geri dlmak için uluslararası mu- i kurumlarmna güçlük! da uğ- rşt bir iftira hü- ümete ve on yani birçok ortasıı n İspanyaya — * na başladılar. ve serbest bir şekilde kendilerini idare eden ulusların hakiki mız| Japonlarla Mongollar Harbar'da çarpışmalar; zayiat belli değil 1 gubat 193$ tarikli Deyli Telgraf gazeresine Tokyo muhabiri şu telgrafı çekiyor Bugün japon bakanlığın- bildirildiğine göre kumandası altında 200 Mançuko aske- ri Mongol çetelerini- sonkânunun ba- gal etmiş oldukları Harbar püskürtmüşlerdir. B harbiye dan bana resmen miralay Vada'nın bulunan 200 japon şındanberi köyünü rada çarpışmalar olmuş, her iki taraf da za- yiat vermişlerse de tarı hakkında henüz hiç bir un hakiki mik şey bildi- rilmemiştir Miralay Vada'nın kuvvetleri Hai- kalkarak andar evvela mongolların b bulunan adama bu alandı Harbar'a gitmi n çekil- mesini teklif etmiş, fakat bu teklif red ol uştur. Bunun tTine miralay m ederek ları Kum senin geçmemesi hakkında kati €: püskürtmüstür. ndan bundan sonra sınırı kim- vermiş, şayed mongollar tara Harbat bu mıntakanın en mühim birisidir. Bu & Mançuko, yarısı da di ti Mongolistarı da bulunan Bo « erindedir halde Mongollara burayı işgal in balıkçılık menfaatleri ol. un sekizinci günü Har- çete efradı on İki k dığ: halde bunlar, bütün rini püskürtmüşler ve başı Hondos'u öldürmüşlerdi. Bu Mvaffakiyet üzerine oradaki kuvvetle- l kizinde teklifine kabile reisi red cevabı ver- mişti, Her ne kadar bu mongollar, Rusy ğt olmasından şüphe edilmek - ra bu çarpışmadan her yerden evel Moskova haberdar olmuştur. in bu duruma rağmen Japon hadisclerde rusla- rın hi olmadığını mektedirler. — ——— menfaatine karşı hiç bir enternasyona- bunun onları hakikati tahrife lizm Üstün tutulamaz — ve itihardaen düşürmeğe, ve yurdu lekelemeğe hakkı yoktur. İlkteşrinde patlıyan ispanyol ihti- lalinin feci vakaları, tafsilatile öğreni- lince bunlara sebeb olan adamlarla ti- yasal partileri itibardan düşürmeğe ki- fayet edecektir. Ulusul sıyasanın ted- rici ilerleyişinde bir yavaşlık olursa bundan, hükümetin başına geçebilmek için gerekli olan ekseriyeti kaybetmek- le beraber hürriyet ve demokrasiye o- lan inanlarını da kaybeden kimseler hakimiyete saldıracaklar- mesul olacaklar ve ulusal kan, ateş ve dinamitle dır. İspanyol tümhuriyeti karşı kendini müdafan etmiş ve enerji ile, fa tidal ile ve şiddet göster- meksizin galib gelmiştir. Şimdi de demapoji acun karşısında yeni cümhuriyete dönerek ona iftira etmekte, hükümete karşı beceriksizce ithamlarda bulunmakta ve bu - suretle de ayaklanmayı ve bunu yapanları şe- reflendiren kanlı ve cinayetli ifratları örtmek istemektedirler. Fakat bu a- maclarına varamıyacaklar ! Uluslararası yaşayışta kendilerine düşen mesuliyeti, üzerlerindeki vazife- yi ve içinde bulundukları â olduğunu bilen İzpanya ulusu ve is- panyol cümhuriyeti, böyle acıklı tec- rübelerden acr gören bütün ulusları he- demaçojiye h, ulusun kendi y derin saygısını, in- gini, barış, düzen ve hürriyet için ve daima ilerl yen soysa! bir adalet ( kardeşçe ça Hşacaklarını bildirirler, 9 ŞUBAT 1938 CUMARTESİ İngiliz - fransız itifakı Deyli Meyl ge zetesi *İngiliz — Fransız ittifakr,, başt Jiğt altında şu baş yazıyı yazıyor: Londrada ingiliz ve fransız diplo* matları arasında merakla bekl nuşmalar dün başladı ve jhi gün bitecektir. Bu konuşmal, Avrupadaki gergin) 2 şubat 1035 tar barışı pekiştirmektir. İngilterenin bu işte güdeceği sa hangi lere göre yasaların biribi diği sırada İngiltere ve Fransa için gü“ bilir ve bu suretle yeniden kurulaca yeni bir ittifak, Avrupada bir güc ve nüfuz sahibi ola onarılması için Almanyaı süyük ak, barışın karşı yapıl- m gelen mü pacaktır. Şuraşının a açıkça söylen- mesi gerektir ki Almanyanın doğu Av- Tupasında serbeşt davranmas; brerakılmalıdır ? nokta vardır: İng Jekrlikları yas imkân ngi bir sıyasal ya İ bir Çekoslava yarattığı bir ülkedir. ni yaratmış olan bu zuhu İle tabhan doğduğu gündenberi bütün lah yapmağa hasretmiştir. lâhiyetlerin bildirdiğine Nüfus ile nisbet olunursa, tahana z Bitaraf &a« göre burada anın het tarafından fazla silah yapılmaktadır. Bu devlet kendi idaresi altında bu- et miş ve bu suretle kendisine yaşama bakkr veren bir muahedenin esaslarını giğnemiştir. Bugünkü günde Çekoslovakya'nın merkezi olan Prag, Almanya deki propagandal merkezidir. Bu yüzden bu ülkenin gün de Avrupanın en mütbiş ulus: manya ile çarpışması ihtimalin dışında değildi. Bu ülkeyi ve öteki küçük anlaşma devletlerini İngiltere, kendi havalarına bırakmalıdır. Bunların — gelec şünmek bize düşmez. Bunları dışarıda bırakmak - şartile İngiltere ile Fransa arasında koruyucu bir ittifak yapmak her halde bir takım tehlikeler çıkarmasına ihtimal olan Lokarno andlaşmasından daha eyid Bundan başka B. Hitler, bi sız — İng hareket olduğunu, bunda Alımany iz anlaşmasının al bir tehdid bulunmadığını & Yalnız Pransa, İngiltere ve İta da Almanyânın Versay m Sıkı bağları İçinde kalma kabul ahede haklı olduğun tir. etmeleri gerek- Tayyareden düşen altınlar bulundu Paris'ten Londraya giden bir tay- yareye yükletilen altın külçeleri yolda tayyareden düş- müşlerdir. Bu meseleden haberi olmu- yan ve bir değirmende çalışan İş dınlar kendi aralarında bu işi Jarken içlerinden Diyon adir birisi gel ormanı yakınında bir çayırda, yarr yarıya kara gönülmüş sandık parçaları gördüğünü hatırlamıştır. Bunun üzerine kocasile birli niden çayıra gitmiş ve gördüğü s. Jarın altın sandığı olduğunu anlamış« tır. Mesele Uazmon jandarmasına aks etmiş ve oraya giden jandarmalar, san- dıkların biribirlerinden sekiz metre uzaklıkta olduğunu görmüşlerdir. Ça- yırda araştırma başlamış ve 40 ile 80 santim arasında toprağa gömülmüş o- altın külçelerinin hepsi —bulunmuş « 1 milyon 200 bin frank değerinde o- lan bu külçeleri bulana, değerin y onunun mükâfat olarak verileceği söy- lenmişti. Bu tahakkuk ederse Bayan Di yon ve İşsiz kalan kocası 120000 frank, yani aşağı yukarı on bia Bra kazanmış olacaklardır. varla —'M.M-_—. ee XP £ AĞ

Bu sayıdan diğer sayfalar: