9 Şubat 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

9 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 ŞUBAT 1915 CUMARTESİ Yeni hekimlikte eski türk tedavi usulü Bu sen senelerde bilhassa dört beş senedenberi Avrupa bekimlik uleması, Cin'de 3000 sene evel teessüs etmiş ve © zamandan heri tatbik edilmekte olan ampirik bir takım tedavi usutl H hazır teanince izah ve tefslir İstiyorlar. Cin usulü tedavileri fında en maruf olanı — Teha - Tehenn Vveya Acupunctule'dir. Bu tedavini Sâsı ağaılacı vücudeun muühtelif yer e iğne saplamakla izale etmektir. Bu İş için kullanılarn iğneler altın, gümüş Veya çelikten mamuldür. 1 santimetre- Gen 28 santimetreye kadar bir uzunlu- Ba malikticler. Etlerin içine yavaş ya- Va$ sağdan sala bir hareketi devriye ve- Tilerek batırılır. Hustalığın nevine gö- re vücudun 388 noktasından batrerlır. Acupuncture veya çinlilerin Teha - Tehenn usulü tedavirinden iştikak edön diğer bir çsulü vedavi vardır. Bu da burün içindeki zarı yakmakla yapılan tedavidir. Bu usut hali hazırda birçok €tibbu tarafından hat karaciğer, böbrek meya- sine arasında te- bel ağrısın « xpandi « sancılarında, kaburgalar karrür eden nevraljil dt (Lümbago,) *it krizlerinde, yanıklarda, ameliyatlar- da, siyatiklerde, — vechf nevrajilerde, Hâd ve müzmin romatizmalarda husule Belen ağrılarda tatbik edilmektedir. Butun zarırın yakılması uzviyet üze- Tinde ne gibi bir tesir yapahilir. 'Bunu anlamak icin burun iç zarımm hangi tzuvlarla münasebette — bulunduğunu bilmek larımdır. Bu zat boyun, lisan ve boğaz, kol, kalb, mide, karaciğer, dalak, böbrek ve barsaklarla temasta bulunmaktadır. Bu- Tün zarr Üzerinde yaptığımız koterti- Zasiyon yani yakma ameliyesinin mü- nebbih tesiri sempatik denilen Esâb va- Sitasile muhtelif uzuvlara dağılır. Ve orada sıkışmış bir halde bulunan ince kan damarlarının genişlemesini intac ederek ağrının kaybolmasına hizmet e- der. Yukarda gördüğümüz gibi Avru- pa literatörüne göre bu tedavi Çin'den meşet ettiği iddia ediliyor. Bunun ne dereceye kadar doğru olduğunu takdir edemem. Valnız şu kadar var ki bu usul memleketimizde nalband ve köylüler a- rasında babadan kalma bir usulü teda- vidir, İştihasızlık ve dermansızlık gös- teren her beygirin burnuna ufak bir boru vasrtasile toz halinde göztaşı eki- Hir. Bu vasıta ile yukarda saydığımız uzuvlardan herhangi birinde darlaşmış O©lan kan damarları genişler ve hasta- hk bertaraf olur. Bizim Çin'le ilmi ve edebi bir mü- nasebet tarihimizin mevcud olup olma- dığını bilmiyorum. Yalnız selçuki zamanında Anadolu'nun Çin ve Hin- distanla münasebatı ticariyede bulundu- Gu ve hettâ Çankırı ve Kayseride mü- him panayırlar kurulduğu rivayet edil- Mektedir. Ticari münasebetimiz olabi- lir, fakat ilmi münasebetimiz mevcud olsaydı bug günde âsürına tesa- Güf etmekliğimiz lazım gelir. Kendile- Tile ilm? münasebette bulunmadığımız ve Tisanımı bilmediğimiz bir milletin tababetini nasıl almış olabiliriz. Kana- ULUS Belediyecilikbilgileri ve Jmumi merkesi Brükselde bulunan uluslar arası şehirler ve mahalli idareler bizliğinin — teşebbtisli ile Temmuz 934 Lyon belediyecilik toplantısı için ortaya irisi hak- htelif konulan iki meseleden he kında toplantıya iştirak eden m memleketlerin verdikleri cevapları lâsa edeceğiz. Bu meselelerden birincisi için mem. leketimiz. hakkında yazılan cevaplar şöyle hulâsa edilebilir. Türkiyede mahalli idare, vilayetler hususi idaresi, belediye idareleri ve köy idaresi adiyle üçe ayrılmıştır, Bun- lardan her birisi kendi kanunlariyle 1ta- nıtmış hükmi şahsiyeti haiz olup idarc şekilleri mezuniyetlerin — genişletilmesi ve vazilelerin ayrılması esasına daya- aır, Bu esaslar memleketimizde ilmi vasıflarda tetkik mevzuudur. Vilayet, belediye ve köy mahalli idarelerinin hukuk! ve kanuni vaziyet- leri, hukuku idare dersleri arastada en mühim okutma bahisleri arasındadır. Bununla beraber, belediyecilik ve ma. halli idare bilgileri başlı haşına ve müs- takil bir ilim olarak kabul edilmiş ma- hiyette değildir. Bilgi bakımından — mahalli idare iş- leri, Ankara hukuk fakültesinde, İstan- bul üniversitesinde, sıyasal bilgiler oku. lunda, Güzel sanatlar akademisilc, Mü- hendis yüksek mektebinde — okutul- maktadır, Bunlardan mühendis mektebinde bilhassa şehircilik dersleri verilmek. tedir. Siyasal bilgiler okulunda idari bilgiler için mahsus bir şube vardır. Bu okulun, parısteki siyası bilgiler okuluna gök benzer bir proğramı vardır. 1877 de kurulmuştur. Memleketin yüksek idare şubelerine ve bu arada mahalif idarele- re memur yetiştirir. Bu müessescelerden —muhtariyetle idare edilenler yoktur. Ankaradaki Ma- lerin mali mesaili ve bütçe usulleri bil- hassa okutulmaktadır. Bu mekebe ma- halli idarelerde memur ulanlar, devlet mâliye memurlariyle birlikte devam ederler. Polis mektebinde de belediye zabıta memurları için ayrıca ders veril- mektedir, Bütün bu müceseselerin mali idareleri devlet bütçesinden teminolunur. İlmi vetkiklerine gelince: Dahiliye Vekâletince çıkarılan İda- re meçmuasında mahalli idare bilgile- ti hakkında yazılar bulunur. Hususi müteşebbisler tarafından çıkarılan Mimar mecmuası da şehirci- lik hakkında nesriyatta bulunur. Uluslararası mahalli idareler, şe- irler ve belediyecilik hakkında iki ——— atimize göre Çin değil eski bir tlrk usulü tedavisidir. Bu hususta muhte- rem müverrihlerimiz bizleci tenvir e- derlerse minnettarları olacağız. SAMUEL AYSOY sehirlerin temizliği K. NACİ KICIMAN eserimiz ve türk belediye dair de ayı;ca bir tetkikimiz e türk mahalli idarelerinde mali esas- le bir kitab intişar etmiştir, Belediyecilik hakkında İstanbul belediyesi ayrıca bir mecmua çıkarmak- tadır. Aylık soysal bilgiler mecmuası da mahalli idare meselelerine duir ya- zalar neşreder, mevzuatına basılmış Liyon toplartısının müzakere mev- zuu olan ikinci mesele hakkındaki ce- wabımız şöyle hulasa edilmiştir : 'Türk belediyeleri, hükmi şahsiyeti haiz oldukları için kendi işlerini kendi uzuvları vasıtasile görürler, Bundan dolayı da şehir ve kasabaları temizle- me ve süprüntüleri toplama — işlerinde merkezden kendilerine direktiller ver- mek ve tavsiyelerde bulunmak için imerkezi bir olis teşkilatı yapılmamış- tır. Merkezden yalnız satın alınacak vasıtaların cins ve nevileri hakkında tavsiyeler yapılır, Bununla beraber, bu iş için teşek- kül etmiş olan ingiliz hükümet ofisi- nin istatistiklerine tamamen tetabuk etmese dahi belediyelerimizin bütün idari ve mali faaliyetleri ve belediye vazifeleri hakkında Başvekâlet maka- mma bağlı istatistik umum müdürlüğü tarafından neşredilmiş — kitablarımız vardır. Bu istatistiklere göre: 1929 senesinde bütün türk belediye- lerinde 374 süpürme arabası, 1506 çöp arabası, 335 memur ve 22383 amele kul- Tanılmış ve bunlar için senede 1.773.084 türk lirası masraf edilmiştir. 1930 senesinde; 340 süpürme arabası, 1544 çöp ara- bası, 323 memur ve 28.058 amele kulla- nulmış ve (1.578.326) lira masraf yapıl- mıştır. 1931 senesinde: 369 süpürme arabası, 1617 çöp ara- l W <Mt SK bası, 303 memur ve 28804 amete kulla- KISA DUYL nılmış ve (1.389.209) liza sarfedilmiş: tir, 1932 senesinde; 36S süpürme arabası, 1573 çöp ara bası, 297 memur ve 27.855 amele kulla- nilmiş ve (1.364.053) lira masraf yapıl- mıştır. Bu #statistiklerde örnek olarak bi kaç belediye aytı ayrı tetkik edildiği takdirde: Ankara belediyesi: Temizlik işi için senede - (140.080) Hra sarfetmekte, yani bütçesinin yüz. de 13 buçuğunu bu işe tahsis eylemek tedir. İstanbul delediyosi: Tanrifat hizmeti için bu belediye bütçesinden (643.335) lira ayırıyor. Ya- ni bütçesinin yüzde 10,9 nu bu işe ver- mektedir. * İzmir belediyesi: Her temizlik hizmeti için (126.927) lira tahsisat veriyor, Yani bütçesinin yüzde 12 sini bu içe ayır- mıştır. sene .. .. Dünkü Atlıspor K EE gezintisi Dün Mubhafızgücü binicileri Atlı spor kulübü üyelerile birlikte güzel bir av binişi yapmışlardır. Binişe saat dokuzda kulüb mane jin- den başlanmış, Telsiz — Mamak yolu ile Cebecinin arkasındaki sırtlardan İncesu vadisine geçilmiş buradan da Kavaklıdere — Yenişehire geçilerek kulübte nihayet verilmiştir. Yüze yakın binicinin iştirak ettiği dünkü biniş arazinin çamur — almasına Tağmen muntazam geçmiştir. Dört nal, ların kısa ve fasılalı yapılması çok eyi olmuştur. Kulübe dönüldükten — sonra binici- ler hazırlanan büfede ağırlaamışlardır. Resimlerimiz binicilerin kulübte SAYIFA & LAR Lilyan Harvey evlenmiyecek Deyli Meyi gazete bici yazıyor: İki sene Amerikada Holivudda kal: dıktan sonra Lomdraya dönen ingiliz filim yıldızı Lüyan Harvey burada bir ing” * kumpanyasının çevireceği üç filimde rol alacaktır. Bunlardan birincisi, “Valse davet,, isimli, ikincisi ise Grim'in seri hikâ . yetzrinden mevzu alan “Evel zaman içinde,, isimli bir fitim olacaktır. Her ne kadar aslında ingiliz isc de Lilyan Harvey şimdiye kadar alman ve amte:/ za filâmlerinde rel almıştı. İlk defa olarak ingizil sözlü filminde oy - mıryacaktır. Öteki filim yıldızları ilk defa ingi- Hz filimlerinde yşöhret kazandıktan sonra Holivuda giderler, Lilyan Harve- y'inki bunlarla taban tabana zid bülün- maktadır. Meşhur filim yıldızını dönmeğe ikna eden Bay Lorcas Ho« vard, bana dün Harvey'in bugün Holi» vudda bulunan bütün ingiliz yıldızla. rını Londraya getirmeğe muvaffak ola. cağını söylemiş ve demiştir ki: "— Şimdi elimde hepsi de yıldız ol muş ve şöhret kazanmış 24 isim vardır ki ingilizdirler, Kendilerile müzakere- ye girişip önümüzdeki on iki ay içinde hepsini İngiltereye getireceğimi umu- yorum.,, Mis Lilyan Harvey, kendisinin nı- şanlandığını ve evlenmek üzere olduğu haherini tekzib etmiş ve demiştir ki: “— Eğer benim gibi Holivudda be- nim gördüğüm izdivacları görmüş ol. saydınız, o zaman siz de evlenme ile mesleki biribirine kacıştırmamanın doğ Tu olacağını takdir ederdiniz. Çok defa bu işlerin sonu gelmedi. Ben, bir zevce olabileceğimi anladığım gün evlenirim, Fakat o güne kadar ha- yır filim muha. Londraya - MA ika: 14 Büyük hikâye İ Bu da bir hikâyedir Yazan: Yaşar Nabi NAYIR Kendisile ne az meşgul oluyor. Halbuki Turgud bu gece onunla başbaşa kalmayı, bir Yıl öncesinin hatıralarını yeniden yaşamayı genc kız nasıl olur da duyduğu bu ihtiyacı ez. Bir yıl önce kendisine yabancı lan bu kadın yalnız ona aitti, şimdi ki ken- disinin olduğunu söylüyor, herkese aittir. Bir an yalnız kaldıkları zaman bu hal- lerinden ne kadar canımın sıkıldığını Aysu- 'a anlatıyor: — Düşün ki, diyor, bu geceyi haftalar- danberidir ben yalnız seninle başbaşa bir- geçirmek ümidile bekledim. Halbu- GÜĞi Mahükanrbile barar gö yalnız lhn..m_"ı sun, Tam bir yıl öncesini batırlıyor musun, A,ııını?-Nılii”' bir ge- çeydi o! Biz şimdi hiç olmazsa o gecenin hatırasını yaşıyabilirdik. Ne yazık! — Fakat ü ”h'ı:'"â:î Sun, arkadaşlı bizi bekliyorlar. y bnları bın::ız:kl;ıqıw doğru *lur mu? Durup dururken dedikodulara mu hlırhyılıı? y Dedikodu... Beraber - gittikleri bir balo- | da kendisile biraz olsun meşgul mazur göstermek için hdbhııhıb budur. Ailesi, muhiti, hiç lıı ııyi olmadığını, icab ederse hepsini çi; çelıilocsîı:î bir gün söylemiş olan kadınla şimdiki Aysun aynı insan ıılı! z Turgud Aysun'un üzerindeki hâkimiye- tinden artık hiç bir eser hl—_.ol_biı- nu hissediyor. O artık, muhayyelesinin uy- İ: ; iyetini tekrar elde etmek için son bir te- KDüi Z (aa et 9p müreken götürmez bir sesle diyor ki: — Onların yanına dönmiyeceksin, ınl'ı- yor musun? Eğer tekrar oraya vü- cudumun seni rahatsız ettiğini anlar ve şim- di buradan giderim. Bir an iki düşman gibi bir'ı:irluine ba- kıyorlar. Sevgi ve şefkat bu kızgın l lerden buhar haline gelip uçmuştur sanki. — Hayır, diyor, Aysun, onları yalnız bı- manasız ve nıgi.n— Mhlnık hoşuna gitmiyorsa, hiç düşünme, git. Bununla beraber her ikisi de yerlerinden - ve aynı sert biribirlerini değildir. Onun içindir ki ayrılık adıramı ilk | kendisini baklı göstermek - için bir mazeret olarak atmağa hiç biri cesaret edemiyor. vwermekten çekiniyor. Mademki aralarında- ben Turgud cevab veriyor: — Hakkın var, burada daha fazla dura- | miyeti kendisinden esirgiyor. Aysun'a haki- mayız. Fakat karar verecek sensin. Benimle mi geliyorsun, onların yanıma mı dönecek- sin? Unutma ki iki taraftan birini tercih et- Aysun bir defa daha: — Gidiyorum. Diyor ve kımıldamadan Turgud'a bakı- yor. Genc adam hiç bir zâf alâmeti gös- termeden: — Pek âlâ, diyor, güle güle, Ve arkadaşlarının bulundukları köşeye doğru ilerliyen Aysun'un arkasından bir an baktıktan sonra, (: inin mukavemetini kaybedeceğinden korkarak hızla kapıya doğru koşuyor ve düşünüyor ki bir balo ge- cesi başlamış olan macera tam bir yıl sonra gene bir balo gecesi sona ermiştir. Bu geceden sonra yeniden barışmak ve münasebetlerini tazelemek için ilk teşebbü- sü Turgud yapıyor. Biliyor ki bu beyhude bir teşebbüstür ve ergeç gelecek olan sonu birkaç gün geciktirmekten ki rabıtayı kesmek - istiyen odur, ı,iıldı bunu niçin açıkça söylemiyor, neden böyle bir vaziyette en fazla takdir edeceği sami- *li ZĞele - Öi d Si a ada GkiRRİRdz LA kati itiraf ettirmek için sonuna kadar ta- hammül göstermeğe ve hattâ izzetli nefsin: den fedakârlık etmeğe bile hazırdır. Tek ona kendisini aldatmış olmak zevkini vere — fazla korktuğu, gururuna en ağır gelen şey, — Tekrar görüştükleri zaman Aysun, balo gecesi olan hâdisenin bütün kabahatini Tur-. gud'a yüklemeğe çalışıyor. Kızgın u yor ve bu yaptığını hiç bir zaman affedi yeceğini ona söylüyor. - Turgud hissediyor ki bu hareket tarzı ha kuvvetli bir ayrılık sebebi bulmak için şimdilik bir bazırlıktan başka bir şey değil- dir. Daha ziyade eyiliği, saflığı ve samimiye ti için sevdiği genc kızım bütün bu meziyet- — lerini iğreti bir elbise gibi üzerinden sıyırıp

Bu sayıdan diğer sayfalar: