18 Şubat 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

18 Şubat 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

15 ŞU3BAT 1235 PAZARTESİ ——— Yarı - sıyasal —. Karamelad Paris revülerinin şekeryanığı rengın deki dansözünün âdeta acıklı bir flim de başrolü oynuyabileceğini, kimse hatı- Fına getiremezdi, Paris gece hayatının Na servetlerle, ne çeşidli insan malzeme- ti ile beslendiğini anlatmağa lüzum Yoktur. İnsan malzemesi üzerinde zokâ ile zevkın nasıl işlediklerine gelince,ku- Yümcunun göz nuru ile el hüneri bile bunun yanında basit kaiır. İncesi ile kabası arasında, şehevi | insan teheyyüclerinin her türlüsünü ve hepsini, alkole susamış damaklar ve Sok görmekten blaze olmuş — gözlerle Börüp tatmağa gelen bezğinlere hizmet &tmek ve bunları memnun etmek kolay değildir. Tok adamı harekete getirmek için, nasıl tabla tabla yemekler çıkar - mak gerekirse, Paris gece hayatını imal €den meşhur “boite'larda da, bunların Programlarını — hazırlıyan — ahçıbaşılar, “işitilmemiş,, ve “görülmemiş, in pe - #inde öylece dalak çatlatırlar. Jozefin Beyker, bu sıcak kanlı zenci kızı, işte bu biçim mutfakların mahsulüdür. Bir Bebat ki, bakımla, emekle, hepsinden Önce de ince bir ihtisasla, beyaz etten Yelpazeler gibi açılan revü “ensemble” larının ortasında bir siyah zambak gibi durmaktadır iş. Meğer revü gibi pörsüyeceği sa- nilan “kara kız” , içinde, özsanatın da Sebennemini taşırmış. İşte bir nokta ki ırkları biribirinden Aşağı yahud yukarı diye ayırmak iste - Yenleri cpiyce düşündürse, yeridir, Zu- Zu filminde Jozefin her hangi bir beyaz sinema yıldızı kadar, duygulu ifadeli ve #erçek idi. Duygularını dışarıya vurur- ken, bir hareket olsun, bir şarkı olsun, bir bakış yahud bir çığlık olsun — içli kadının ârızalı hassasiyeti ile güzel ka- dının kusursuz miymarisini, tam bir im- tizaç halinde gördük. Tam vasıflı insan dişisinin, yalnız rengi başka idi. Sevinç- leri ile içacıları, bizimkiler gibi, bizim tanıdıklarımızdaki gibi, bizim sevdikle- Yimizde sezip anladıklarımız gibi idi. Çok- tuhaftır ki, Tarzan filminde kurşün yahud peksimet taşıyan dövme- K yarıhayvanlarla Zuzu aynt beyazlar tarafından sahneye çıkarılmakta ve ay- Ti töhmet altında tutulmaktadır: vah « vilik” * gerçekten, Zuzu ile o dövmeliler #rasında bir insan ve hayvan farkı, var- dir. Çünkü onlardan hiç birinin üzerin- de Zuzu'yu meydana getiren insan #meğinin binde biri geçmemiştir. Zuzu, Paris'in gecehayatı atelyelerinde, bezgin beyaz'ın ihtıraslarını kamçılamak — için Yetiştirilmiş bir “Tüks - mata” dır. Ama Syle kalmamış ve, verilen cana kendisi de can katarak, gördüğümüz gibi, filim- ler çevirmeğe ve aramızda, bizim gibi bir insan olarak, yaşamağa başlamıştır. — Bu demek değil midir ki, bu medeniye- Hin de her şeyde sadece kendine pay biç Meğe kalkışması, birkaç yüzyıl gibi kısa bir zaman mesafesinden sonra, hayatın Samariyle cezalandırılması mukadder bir nobranlıktan başka bir şey değildir? Yözefin Baykor, şimdilik, alkolden bağlamış boyaz damakların an « Sak lezzet aldıkları, aroması / kuvvetli, *Ezotik ve baharlı bir “olabilir. Hakikatte, o, bıyıul.ıki':. ve olgun Sanin siyah'a da girmeğe başladığını it- Bat eden bir sembol'den başka bir HY “Meğildir, BURHAN BELGE —.. — Dokuma sanayüi hammaddesi hakkında bir tamim Dokuma sanayii mamulatının datış kıymetinden yapılacak ibti- et madde tenzilatı hakkında Ma- 've Bakanlığı alakadarlara bir ı_"""m yapmış ve tatbikatta yapı- n bazı yanlışlıkların bu tamim şoasları dairesinde düzeltilmesini ı Ç ULUS _M bahçeli evler koope-| Amerikalı bir gazeteci bayzn Bay Raşid Rızanın temsilleri | ’ ; 4 Raşid Rıza trupu Halkevinde haftada iki defa vereceğini evel- ce bildirdiği temsillerine muntaza- man devam ediyor. Cumartesi ı_k: t tiyatro repertuvarımın en iyi :ı.i:ıeılırinden biri olan Aktör Kin'i oynadı ve halk değerli sa - natkârı Kin rolünde heyecanlı al- kışlarla karşıladı. Sşlı akşamı “Bir avuç AÂteş,, piyesi ulcı-ır & dilecek ve ondan sonra Henri Du- vernois'nın La Fugue adlı meşbur piyesini oynıyacaktır. Bu münase- betle kıymetli sanatkârımızın res- samımız Bay Saib tarafından ya- pılmış bir portresini koyuyoruz. Yunanistan kültür bakanlığı fstanbul, 17 (Telefon) — Ati- nadan 17 tarihile bildiriliyor: A - çık bulunan kültür. bakanlığına Aristisisin tayini takarrür etmiş - tir. Yeni bakanın yarın yemin et- mesi muhtemeldir. Bir tekzib İstanbul, 17 (Telefon) — Ati- nadan 17 tarihile bildiriliyor: Ga- zetelerin erkânıharbiye reisinin is- tifası hakkındaki haberleri dün gece hükümet bir tebliğ ile tekzib etmiştir. Ayasofya avlusundaki hafriyat İstanbul, 17 (Telefon) — A- yasofya avlusunda hafriyata de- vam edilmektedir. Şimdiye kadar Ayasofyanın dış kapısının uvı.ıı kısmmna aid olduğu tahmin edi - len bir çok oyma taşlar bulunmuş- tur. Hafriyat bittikten sonra bun- lar bir tak şeklinde avluda kurula- caktır. Bankalardan alınacak muamele yergisi hakkında bir tamim Bankaların ne gibi muamele - lerinin muamele vergisine tâbi bu- lunduğuna dair Maliye Bakanlığı a farklarının maumele vergi- “Sine tâbi olamıyacağı tasrih edil - mektedir. Hamam ve fırın işletenlerin Kir yergisi Maliye Bakanlığı, hamam ve fırın işletenlerin beyını_uınqo ü- bi tutulmalarını istiyebileceklerini ı bir tamimle vilayetlere tebliğ ct - | ! iyi sonuçlar almasını dileriz. ratifi toplanlısı Kuruluşunu, — Ankaranın belli | | başlı ihtiyaçlarından birini karşı- Jaması dolayısile fırsat düştükçe yazdığımız Bahçeli Evler koope- ratifi bugün Halkevinde saat 18 de ilk (müessisler toplantısı) nı yapacaktır. Başındakilerinin özel teşebbüs ve gayretlerile kurulup bir çok yurddaşı zahmetsizce ve ağır bir yük altına girmeden (ev sahibi) yapacağına inandığımız bu ulusal | kurumun bugünkü toplafıtısından Kütahyada yer sarsınlısı oldu — | Kütahya, 17 (A.A) — Akşam saat birde burada on beş saniye kadar süren bir sarsıntı olmuştur. Sarsıntı şiddetli olduğundan her- kesi korkutmuştru. Hukuk fakültesinin yeni imtihan talimatnamesi_ İstanbul, 17 (Telefon) — Hukuk fakültesi yeni imtihan talimat - namesine göre bu yıl imtihanlara 20 mayısta başlanacaktır. İmtihan lar arasında fasıla yoktur. Önce yazı ile sonra da şifahi imtihan - lar yapılacaktır. Tahrirt imtil da muvaffak olamıyan ve yıl için- de 105 gün devam etmiyen talebe imtihana giremiyecektir. Sabahla- rı saat 8 - 9 arasında yapılmakta olan umumi derslere gelmiyen ta- lebeler de imtihana giremiyecek - lerdir. Amerika'nın meşhur gazeteci suharrirlerinden “Mülâkat kıra - liçesi,, lakabını kazanmış olan Mis Betti Ros İtalyadan ülkemize ge- lecek burada kadınlığımızın ileri hareketleri hakkında tetkikler ya. pacaktır. Acunun hemen — her tarafını gezmiş, bir çok uluslara mensub büyüklerle konuşmuş olan bu genç kadın gazeteci, yaptığı müşahede- lerden aldığı ilhamla “Başlar ve kitablar,, adlı bir eser yazmıştır. Genç gazeteci Ankaraya da gelecektir. Hava durumu Ziraat Bakanlığı meteoroloji enstitüsünden alınan malümata İ i ; göre, son 24 saat içinde İzmir ve Bir sefıelık_m_u!_ıaberc MA üŞ RE NL istatistiki yıları ve Ortaanadolu yağışlı geç- miştir. Yağış, İzmir ve Manisa çevreleriyle Akdeniz — kıyısında yağmur ve Ortaanadoluda kar şek linde olmuştur. — Antalyada gece saat 22 de başlıyan yağmur saba- ha kadar devam etmiş ve 97 mili- metrelik yağış bırakmıştır. Karın kalınlığı Ankara çevresinde 10, Yozgad'da 11, Afyon'da 24 san- timetreyi bulmuştur. Hava sühunetinde bir gün e- vele nazaran Trakya ve Ege mın- takalarında beş derece etrafında bir düşüklük kaydedilmiştir. Bu - na karşılık Ortaanadolu ile cenub- anadolusunda ve Karadeniz kıyı- larında beş derece etrafında bir yükseliş kaydedilmiştir. Trakya mıntakasile Ege mıntakasının İz - mir çevresinden maada yerlerin- de ve Ortaanadolunun Konya ve Göller havzasından maada yerle- rinde ve Doğuanadolusunda gece sühunet dereceleri sıfırın altında bir ilâ 6 derece arasındadır. En yüksek sıcaklık Adanada 17 dere- cedir. Ankarada saat 14 de hava sü- huneti sıfırdan yukarı dört dere- ceye kadar çıkmıştır. İzmir panayırı gelecek yıl daha canlı olacak İstanbul, 17 (Telefon) — Bi - rincikânunda Türkiyeden ecnebi memleketlere ve ecnebi memle - ketlerden Türkiyeye telsizlerden 30813, kara batlarından 12375 deniz kablolarından 4164 adet tel- graf çekilmiştir. Aynı Avrupa memleketlerile yapılan telefon konuşmaları 6914, Ankara ile İs- tanbul arasındaki mükâleme ade- di de 11242 dir. Türk - Yunan mahkemesi İstanbul, 17 (Telefon) — Muh telit türk — yunan mahkemesi a- zaları Atinadan İstanbula geldi - ler ve perşembe günü işe başlıya- caklar. Mahkemede görülecek 79 dava var, Ve bu davalarda iste - nen tazminat mikdarı altı milyon Hiradır. Yeni gümüş paralar İstanbul, 17 (Telefon) — Ye- ni gümüş paraların basılmasına .devam olunuyor. Şimdiye kadar yalnız İstanbul piyasasına 1 mil - yon 300 bin lira verilmiştir. Ya - kında Kırıkkale — fabrikalarında ü ş 5 - 10 ve bir kuruşluk nikel paras | ,, İzmit, 17 ÇALA) —— Uluslara - ların pullarının kesilmesine başla- elirdkü'ükdür e geçen K y Hl::' ıkîılı:ıkur. Panayır komite- si nlığına şimdiden gerek Yunan borcları aa ee ar ÜlmziLredi ai dan bir çok firmalar müracaat et- mektedirler. Kastamonuda sürek avı Kastamonu, 17 (A.A) —Vilayet içinde muzur hayvan mücadele- sine başlanmıştır. Bugün avcılar kulübüne mensub üyelerden sek- sen kişilik bir kafile yakın köyler- de bir sürek avı yapmışlardır. İstanbul, 17 (Telefon) — Atina'dan 17 tarihiyle bildiriliyor: İngiliz alacak. hlariyle uyuşmak üzere Londra'ya giden Maliye Bakanı dün sabah alacaklılar ve- killerine yunan hükümetinin son cevabı- ni verdikten sonra cevab beklemeden hareket etmiştir. Heyet Reisi Pesmezoğ- lu Paris'te bir hafta kadar kalacak - ve önümüzdeki haftanın sonuna doğru Ati- hU YMERLIİ KR, şubattadır SAYIFA 3 Düşünüşler,. Raşid Rıza Tiyatorsunda Aktör Kean Yaşar Nabi NAYIR Aleksandr Düma, Kean'i 1836 da yaz- dı. Demek ki gelecek yıl piyesin tam üncü yıldönümüdür. Bir asır, bir ti- yatro eserinin ömründe mühim bir müd- detti asrın öldüremediği bir piyes “eğerini kâfi derecede isbat etmiş sayı- labilir. Fransız sahne eserleri arasında bir tasnif yapılsa, elbette ki Kean birin. ci sınıf piyesler arasına ayrılamaz, Bu « nunla beraber, Dumas pöre'in birçok te- maşa eserlerinde olduğu gibi bunda da zamana karşı koyabilen bir hayatiyet ve özlük vardır. Uzun zaman daha çok bir romancı diye tanılmış olan bu fran- sız edibinin sahne eserleri bugün bize romanlarından daha canlı — görünüyor, Çünkü onun yayılmaya ve ö'çüyü kayb. etmiye çok müsaid olan fazla velüd mus — hayyelesi için piyeslerin dar ve mazbut çerçevesi toplayıcı ve teksif edici bir rol oynamıştır. Bununla boraber Dumas'nın — piyeslerinde bile bu - dağınıklıktan ve — muhtelif parçalar arasında nisbetsizlik « —— ton eser kalmamış döğildir. Bunu Kean —— -de de görüyoruz, bazı tiradlarında deha hacmi alan esar bir çok yerlerinde en is- tidadsız kalemlerden çıkmış karalama - — lar gibi yavandır. Esaxen bu nisbetsiz'ik — Dumas pöre'in belli başlı karakteristiği değil midir? Aktör Kin adiyle dilimize Mahmud Yesari tarafından çok muvaffakiyetle çevrilmiş olan bu eser türk sahnelerin- de yaratıcısı olan Raşid Rıza tarafından — birçok defalar oynanmış ve her defasıa- da aynı coşkun alkışlarla — karşılanmış tır. Bu muvaffakiyetin sebebleri kolayen — anlaşılabilir: Kean bir dava eseridir, ah —— lâki bir değer taşır ve soy asaletine karşı ruh asaletinin müdalaasını yapar. Bun- dan başka sanatın ve tiyatronun yüksek vazifesini, aktörün sanatına karşı bazan cezbe haline gelen derin aşkamı anlatır. Mevzu tamamen realist, yazılış halkıa kolayca anlıyabileceği kadar açık ve imajsızdır. Bütün bunlara sade bir ha « yat felsefesini, canlı bir hareketi ve se- si pek fazla yi İtmeye müsaid tirad « ları ilâve ediniz: işte Kean. < Kean, türk seyircilerine tereddidsüz sunulabilecek eserlerden biridir. Çünkü bizde oynanmak üzere seçilecek piyes- lerde yukarda saydığım vasıfların aran: — ması doğru olacağı kanaatindeyim. Temsile gelince: ilk önce şunu söy- liyeyim ki elindaki eleman azlığiyle Ra. şid Rıza'nin bu eseri sahneye koymaya karar vermiş olması bir cesarettir. Çün- kü Kean şahızları fazla olan eserlerden biridir. Bu eleman azlığı temsilde baş « tan sonuna kadar hissedildi. İyi bir amatörün de muvaffakiyetle oynıyabi « leceği bazı en kolay roller bile aksadı. Raşid Rıza ve Şaziye istisna edilirse, sahnede umumi bir acemilik havası hâ- kimdi Oynıyan genclerin çoğu söze ne- vede başlayıp nerede dürülması - lüzım geldiğini, nasıl duracaklarını ve ellerin- den nasıl istifade edeceklerini bilmiyor- lardı. Yalnız Pistol rolünü aynıyan Bay Bedri de, jestlerinde ve hareketlerindeki — mübim kusurlara rağmen, kuvvetli bir — tiyatro istidadı seziliyor. Mesleğinde — sebat eder ve bilhassa tiyatro kültürüne — ehemmiyet verirse ilerisi için kendisine ümid bağlanabilir. Bay Nocati için, eğer Prens Dögal'den başka bir völde — olsaydı, muvafıktı diyebilirdik. Şazi « — ye kolay ve kısa olan rolünde diğer bazı —— piyeslerdeki daha yüksek muvaffakiyet- leri derecesine yükselmeye imkân bula- Eserin hemen bütün ağırlığı omuz « — Tarında olan Raşid Rıza'ya gelince, o tam manasiyle karşımızda Kean olmuş- tu, İki saatten fazin bir müddet zarfın. — da değerli sanatkâr mizansenin. deko « rasyonun, arkadaşlarının kusurlarını tek — başına örtmek için kendi ebadımı birkaç — misline çıkarmıya çalıştı. ve itiraf et » meliyim ki, muvaffak da oldu. Bazı ti - radlarında o kadar samimi ve içten kos — pan bir heyecanla ürpermesini ve ür « — tün kusurlar biran için gözlerimizden — siliniverdi. Piyes kadar nisbetsiz olan temsil içinde Dumas pöre'in kudretiyle birle « — şen Raşid Rıza'nın sanatı seyircilerimi- ze gerçek tiyatronun ne olduğunu sezdi- — recek anlar yaşattı. Ve İşte salonu inlet

Bu sayıdan diğer sayfalar: