26 Mart 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

26 Mart 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İsveç prensesi İngrid ile Dani- marka veliahdının nışanlanma me. Tazimi münasebetile — Reisicümhur Atatürk'ün İsveç Prensi Güstav Adolf'a gönderdiği telyazısı ve kar- fılığı şudur: lsvoç Prensi Güstav retlerine Adolf Haz- Istokholin Prenses İngrid Hazretlerinin Danimarka veliahdi Prens Fredrik ile mışanlanmaları haberini büyük bir memnuniyetle öğrendim. Bu mesud vesile ile zatı asilânelerin- | buyurmalarını ve mufahham nışan- | hlar mezdinde saadet ve — vefah te- || mennilerime tercüman olmanızı ri- <a ederim. Kamâl Atatürk Türkiye —Reisicümhuru Kamâl Atatürk Ankıra | Kızım Prensetin nışan merasimi muz tebriklerden dolayı zatı devlet. lerine teşekkür ederim. İzhar buyu. rulan bu hayırhahlık ve sempati do- , laliye müsteşarı geliyor — İstanbul, 25 (Telofon) — Şeh- rimizde bulunmakta olan Maliye " Bakanlığı müsteşarı bay Faik, bu şaraki trenle Ankaraya hareket etti. . Tapu ve kadastro kanun projesi Tapu ve Kadastro genel müdü- ru Bay Cemal, Genel müdürlü - ğün yeni çalışmalarına esas ola - cak kanun projeleri etrafında ga - zetemize şunları söylemiştir: * — Kamutay'da, teklif ettiği- miz üç kanun projesi vardır. Bun- lardan gümrüklerin ve husust ba- zı tasarrufların ilgası hakkındaki projeyi geri alıyoruz. Yeni tapu kanuniyle hüküm itibariyle bir benzerlik olmamasını temin için tetkik edeceğiz ve başlı başına bir proje halinde Kamutay'a sevkede- ceğiz. Tapuda işi olanlara bir ko- Jaylık olmak üzere hazırlayarak Kamutaya verdiğimiz gezici tapu memurlukları Kadastro memur- Tarmın bareme tâbi olmaları hak - kındaki lâyiha gda Maliye encü - menindedir. Yeni baştan bir kere daha mezkür encümende gözden geçirilecektir. Genel müdürlük, teftiş heyeti ve tapu idaresi teşki. lâtı hakkında iki kanun proji hazırlamış ve bunları Maliye Ba - kanlığına vermiştir. Teftiş heyeti lâyihasiyle müfettişlerin — vazife ve salâhiyetleri, sağlam esaslara bağlanmakta, aynı zamanda teş - kilâtımızı teftişe kâfi gelmiyen kadro biraz genişletilmektedir. Tapu idaresi teşkilât kanunu pro- jesine gelince; mevcud teşkilât baştan aşağı değiştirilmiş ve pro- je, tapu işinin ehemmiyeti göz ö - nüne alımarak hazırlanmıştır. Ta- pu idaresi teşkilâtında yapılacak değişiklikler, kadrolara katiyen temas etmemektedir. Kadastro ULUS Türk tarihi araştırma kuru: mu başkanlığı Profesör Yusuf —Akçura'dan açılan Türk Tarihi Araşlırma Kurumu başkan. Eğına Bolu saylavı ve başkan — vekili Hasan Cemil, başkan vekilliğine de ku- rum üyelerinden ve Ankara kız lisesi tarih okutmanı Bayan Âfet divanca se- gilmişlerdir. (AA,) Karşılıklar kılavuzu telif hakkı 'Türk Dili Araştırma Kurumunca hazırlanan ve 25 mart 1935 gününden başlıyarak Ankarada çıkan —Ulus gaze- tesinde yayılan ”osmanlıcadan türkçe. ye, kargılıklar kılavuzu üzerindeki her türlü telif hakları, hakkı telif kanununa göre Kültür Bakanlığınca türk dili araş- tırma kurumu adına tescil edilmiştir. (KA.) Amerika sefiri İstanbul, 25 (Telefon) — A - merika sefirinin nisanın 6 sında geleceği haber alınmıştır. Türk inkılâbı dersi Hukuk Fakültesinde bugünkü Türk İnkılâbı dersini profesör Bay Mahmud Esat Bozkurd . ve - recektir. ——— ——— ——— nizamname projesini de tamamen hazırladık bugünlerde Devlet Şü- rasımâ vereceğiz. ,, Bay Besim Atalaya operasyon yapıldı Öğrendiğimize göre apandi - sitten hasta olan Türk Dili Araş - tırma Kurumu üyelerinden Aksa- ray Saylavı Bay Besim Atalay'a dün Operatör Bay Ömer Vasfi ta- rafından muvaffakiyetle operas - yon yapılmıştır. Hasta iyidir. Ka- mulaydaki ve Araştırma Kuru « mundaki arkadaşları Bay Besim Atalay'ı yoklamışlardır. Sayın saylavımıza sağlık dileriz. Eski eser arayıcılar Istanbul, 25 (Telefon) — Bir müddettenberi Trova harabelerin- de eski eserler arayan amerikalı - lardan müteşekkil heyet ,dün ak- şamki trenle Ankaraya hareket etmiştir. 2004 sayılı kontenjan kararnamesi 2004 sayılı kontenjan karar - namesinin kliring İistesinden an- laşmaları meriyette — bul vıduğu müddetçe istifade edecek memle- ketler gümrüklere bildirilmiştir. Bu memleketler şunlardır: Almanya, Avusturya, Belçi - ka Çekoslovakya, Fransa, İspan- ya, İsveç, Hollanda, İsviçre, İtal - ya, Macaristan, Norveç, Yugos - lavya, Yunanistan, Estonya, Bul- garistan, Jaopnya, Rusya, Finlan- diya, Amerika, Danimarka, Mısır, Suriye, Fılistin, G KKT ni Si Ölen iki saylavımız anıl- dı, üç saylavımız andiçti Kamutay, dün saat 14 de Bay Tevfik Fikret Sılay'ın başkanlı - ğında toplanmış ve başkanlıktan gönderilen iki tezkere okunmuş - tur. Bu tezkerelerden birinde; Kar$ saylavı Bay Yusuf Akçura'nın 11 - 3 - 935 gün üakşamı Erenkö- yündeki evine dönmek üzere Haj darpaşa istasyonunda treni bek - lediği sırada ansızım ve diğerin « de de; Tokad saylavı Faik Ber « mekin 16, 17/3/935 gecesi Anka- ra'da oturduğu evde eceliyle öl - dükleri bildirilmekte idi. Bunun üzerine başkan, bu iki arkadaşın — değerli hatıralarına saygı olarak bir dakika susulaca- ğını söylemiş ve bir dakika su - sulmuştur. Bundan sonra, Başkan ölenlerin yerlerine seçim yapıl - ması için başkanlık divanından hükümete bildirileceğini söylemiş ve yemin etmiyenleri andiçmeğe çağırmıştır. Bunun üzerine Bay Hüseyin Cavid (Çoruh), (İçel), ve Celâl Sahir (Zonguldak), andiçmişler ve alkışlar nışlardır. Ruznamede konusulacak - bir şey olmadığından perşembe günü saat 15 te toplanılmak üzere celse- ye son verilmiştir. —— Y istiklâlini 114 üncü yıldönümü İstanbul 25 (Telefon) — Yu- nan istiklâlinin 114 üncü yıldö « nümü, bugün (dün) konsoloshar nede bir resmi kabul yapmak su- retile tesid edilmiştir. DUYUKLA RKamı'ıt_ay'dl sus — Hele — (PFr.) Particuliğrement, tout particuliğrement Örnek: Her işte, hele ulusal işlerde elden gel- difi kadar özen göstermelidir — Her işte, alel. ıs mülJi işlerde alâkaderilimkân didir, itina göz- d — Ayrı aytı, birer birer, teker teker lelitlök — Genel olarak — (Fr.) D'une façon abso- d'une façon gönerale 'nek: Bu sözüm yalnız size değil, genel ola « “Tak bütün işmenleredir — Bu sörüm hasren size değil alelrtlak bütün memrırlaradır. Rasgele, nasıl olursa olsun — n'impörte guci, güeleengüe dek: Rasgele bir işmen çağırınız —— Alelrtlâk memuş Çiğırınız. — Bütün, genel olarak —« (Fr.) En gönü- meralement (Fr.) N'im. — Sancak — (Fr.) Etendard ilem (cihan anlamına) — Acun — (Fr.) Monde lemşümül (cihanşümul) — Acunsal — (Fr.) Mon- irdek: Acunsül bir 2d kazanmak ne büyük ©- urdur -— Alemşümul bir şöhret ihrsz etmek ne ük şerefrir, (kâinat anlamına) — Evren — (Pr.) Univers l (kâinat anlamına) «« Evrensel Universel - (Fr.) lenön — Açıktan, açıktan açığa, gözgöre üi — Açık saher — Tanlayın «« (Fr.) Dös Vaube Örnek: Tanlayın kıra çıktıra — Alesseher kıra tam » Bir düzeyde — (Fr.) Unilormüment — Örnek: Kazancımızı aramızda bir düzeyde pay- — Daşıfız «« Kârımızı meyanemizde alesseviye tak- — &im ederiz. t — Uzun uzadıya * Aşçağı yukarı li —& Arka arkaya v — Alev (alev-yalav'dan) — (Fr.) Flamme h — Karşı — (Fr.) Contre ek: Bu işte bize karşı mısınız? —(Fr.) Etes- contre nous dans cette affaire Aleyhte olanlar — Karşı olanlar Örnek: Bu önergeye kazşı olanlar ellerini Kkal- dırsın! (önerge — teklif) Aleyhdar — Karşın Örnek: Ben bu işte size karşınım. Aleyhte söylemek — Kötülüğüne söylemek — — (Fr.) Dire du mal, parler en döfaveur Örnek: O, her vakit herkesin kötülüğüne söyler (Fr.) Tout le temps, il dit du mal des autres. Leh — Yana — (Pr.) Pour Örnek; Bütçe için 399 saylavdan 250 si yana 149 u kârşı oy verdi — Bütçe hakkında J99 me- bustan 250 si Jehte 149 w aleyhte tey verdi. Lehte olmak — Yana olmak — (Fr.) Etre pour, ötre en favcur Lehdar (taraftar) — Yanat — (Fr.) Favorable Örnek; O, bütün Kamutay hayatında bize ya. natlıktan ayrılmadı. Lehinde söylemek — İyiliğine söylemek — (Pr.) Par- Ter pour, parler en sa faveur Örnek: O, her yakit senin iyiliğine söyler. Âli — Yüce — (Pr.) Haut Alicenzb — Ala —« (Fr.) Gönüreux Örnek: Akılık, ahlâk güzelliğinin parlak bir beldeğidir — Alcenablik hüsnü ahlâkın Alâmeti bahiresidir. Alil (âmâ anlamına) — Kör — (Pr.) Aveugle Aklil — Sakat »« (Fr.) Estropit Alil İğcil — (PFr.) Intirme, invalide Örnek: İğcil savaşçılar — Malül gaziler Alim — Bilgin — (Fr.) Savant Aliyyülâlâ — Eneyi — (Fr.) Trüs bien | Âlârâl — Enyüce — (Pr.) Suptricur Allah — Tanrı — (Fr.) Dicu Allaha ısinarladık — Esen kâl — (Fr.) Adicu Allâme — Bilge — (Fr.) Savantissime Alüde — Bulaşık — (Fr.) Souill Amâ — Kör — (Pr.) Avcugle Amâ — Körlük Amâde — Hazır (T. Kö.)y — (Fr.) Prüt Amedü şüd — Gelim gidim — (Fr.) Va et vient Amel (fil) — İş, işlev — (Fr.) Acte, action Örnek — Her işlev tepkisiyle eşittir — Her amel aksülameli ile müsavidir. Amele — İşçi —- (Fr.) Ouvricr Amelmande — İşten kalmış - pable de travailler (Fr.) Tnvalide, inca- Amik —- Derin — (Fr.) Profond Âmil — Elke — (Fr,) Facteur Örnek: Sosyal işlerin etkelerı çok ve katışıktır. — İçtimdi işlerin amilleri müteaddit ve mudil- dir. Âminen — Sağlıkla — (Fr.) Sain et sauf Âmir — Baş, üst, buyurman — (Fr.) Chef, sup&ricur, celui gul ördönne oU commande Örnek: Üstten aldığım emre göre — ÂAmirimden aldığım emre nazaran — Her işte bir buyurman olmalı »« Her işte bir âmir olmalı. -âmiz © - le karışık Örnek: Lütifeâmiz © Şaka ile karışık AÂm ve şamil — Kapsal — (Fr.) Englobant, extensil et comprihensif Örnek: Am ve şamil hareketler — ketler Kopsal hare. Amm — Amca — (Fr.) Öncle paternel Amme, ammete »- Hala — (Fr.) Tante paternelle AÂmme — Kamuğ — (Fr.) Le public Örnek; Çalışmamız kendimiz için değil, kammığ içindir. « Siyimiz nefsimiz için değil, &mme i. çindir. Hukuku âmme — Kamusal türe — (Fr.) Droit public Örnek: Özgenlik kamusal türenin en değerli bü- kümlerinden bitidir * Hürriyet, hukuku âmme- nin en kıymetli ahktmından biridir. Amüd — Dike — (Fr.) Perpendiculajre Amudi (kaimen) — Dikel »- (Fr.) Perpendiculaire- ment Amudu fıkari -« Bel kemiği —- (Fr.) Colonne vertE- brale Ğ * âmuz — Öğreten — (Fr.) Çul enseigne, gul instruit Örnek; Marifetimuz — Bilgi öğreten, Ân — An (T.) — (Pr.) Moment - An'ane — Anana (anmaktan ana ana sözünün tekrar- danmasıdır — tekrar: T. Kö.) «« Pr. Tradition Ancehlin — Bilmiyerek, bilmezlikle — (Fr.) Sans sa- voir, sans connaissance de cxuse Andelip — Bülbül — (Pr.) Rossignol Anif — Sert — (Pr.) Dur, sövöre Ânifen — Demincek, biraz yukarıda — (Fr.) Tout â Vheure Anilgıyap — Arkadan, kendi yokken — (Fr.) En sağf absence Örnek: 1 — Arkadan söz söylemek syıptır « Anilgıyab söz söylemek ayıptır. 2 — Kendi yokken hakkında hüküm vermek doğru mudur? <« Anilgiıyab bakkında hüküm vermek doğru mudur? Ankarip — Yakında — (Fr.) Prochainement Ankastin — Bile bile, bile istiye — (Pr.) Expros, M7 tentionnellement Örnek: J — Bu işi bile bile yaptım — Bu işi ankasdin yaptım. istiye bu işe giriştim — Ankasdin bt işe giriştim. Ansamimilkalb — Özyrürekten — (Pr.) Sincöremenli en toute sincerite, du fond du cocur Örnek; Özyürekten size saygılarımı sunarım — Ansamimülkalb size arzı ihtitam ederzim. Anut — İnatçı (T. Kö.) — (Fr.) Tötu, entött Âr — Ar (1) — (ÇPr.) Honte Örnek: Arsız — Biâr AÂrâ (Bak: Rey) — Oylar — (Fr.) Voix, votes Örnek; Bu sorumda oylar dağıldı — Bu meste. dTede ârâ teşettüte uğradı. *ârâ — Süsliyen, bezeyen, pare, gü örne Örnek: Alemir$ — Acun süsliyen (bezeyen) Meclistrâ — Dernek şenlendiren, Arâm — Dinlenme * (Pr.) Repos Arâmgâh — Dinlenek — (Fr.) Licu de repos Örnek: O gece çay kıyısında bir dinlenek tut. tular — O gece çay sahilinde bir âramgâk itti. baz ettiler, Araste — Bezenmiş — (Fr.) Döcort, ornt şenlendiren — (Er.) Çul Arâyiş — Süs — (Fr.) Parure, öornement Âraz (Bak: alâmet) — Beldek (“symptöme,, anlartf Terim koluna verilmiştir. ) Arazi — Toprak — (Fr.) Terre, terrain Örnek; Ekilmemiş toprak — Arazii gayr; mef Tua — (Pr.) Terre non cultivde, (ılmçeı_u"âgııelüle yazılarak türkçe gân'!fP miştir. Divanı Jügat-it.Türk'te “ır,, er demektir. gün Anadoluda *ırsız,, sözü vardır. Radlot'ta Kıf| ve Azeri lehçelerinde “ar,, , Kazan Jehçesinde “ern bu anlamadır. Araboa “âr,, hayâ demek olmayıp kusur ve ı,ım mektir. Bundan gelen “tâyir,, de kınamak anlı dadır. ———

Bu sayıdan diğer sayfalar: