2 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

2 Nisan 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Garbta fikir hareketleri Gandi köngreden niçin çekildi. — Uzakşark'ta, “Fırtımadan önceki Gandinin bundan dört ay evel kon . greden çekildiği — hatırlardadır. Çekil . mek hususundaki kararının sebeblerini © sıralarda Hindistan matbuatına ver » diği bir *tebliğ,, de bildirmişti, Flk de- fa olarak “Europe,, dergisinde neşredi- Jen ve Hindistan vaziyeti hakkında (dikkate değer noktalara dokunan bu #tebliğ,dİn başlıca parçalarını tercüme ediyorur: Müşterek gayemizden bahsederken bütün kongre üyelerinin “tam istiklal,, tabirini aynı surette anlayıp anlama . dıklarını araştırmak mecburiyetinde . yim. Ben, Hindistan için bu ingilir ta- birinin ingilizcede — taşıdığı manada “tam istiklal ,, istiyorum, Benim için “Purna Svaraj,, sözü “tam istiklal, sözünden daha geniş bir mana taşır, Fakat bu sözler de izaha muhtaçtır. Hiç bir kelime, hiç bir tabir yoktur ki herkes tarafından aynı tarzda anlaşıl- sın. Bu sebebtendir ki türlü vesikler- le Svaraj kelimesini bir kaç türlü tarif ettim. Bunların hepsi doğru olup bir. birlerini nakzetmezler; fakat her biri matamiamdır ve bir araya getirilseler bi. le natamam kalırlar, Yalnız bugün bu moktayı işlemek istemiyorum. 1908 denberi durmadan tekrar et . tim ki “çare,, fle “gaye,, mefhumları birbirinden ayrıdır. "Çare,, lere hâ - kim olabilirsek de “gaye,, ye olamayız. Fakat biz, gayeyi düşünmeyenler — ve mahiyet ve mana itibariyle bir olan va- sıtalar ve çarelere baş vurabiliriz. An. cak köngre üyelerinden bir çoğunun benim, inkâr edilemez bir hakikat say. dığım şeyleri kabul etmediklerini gö- rüyorum. Onlar, baş vurulan çare ve vasıtalar ne olursa olsun, gayeye eri » şildiği vakit meşru sayılacakları fik » rindedirler. İşte bütün bu ayrılıkların bir araya toplanmasıdır ki kongre programını a. kamete uğratmıştır. Çünkü ona inan. maksızın yalnız sözle tasdik etmekten başka bir şey yapmamış olan üyeleri, tahakkuk ettirme zamanı gelince ta » bil olarak muvaffak olamadılar, Benim yurda, kongre programından başka tek« Tif edecek programım yoktur. “Dokü- nulmazlrk,, la mücadele, hindli ve müs. Tümanlar arasında birlik, içki yasağı, köy sanayiini tekrar — yaşatmak için yalnız Hindistanda yapılmış ve Hin . distanda çıkan mallar kullanılması, 700.000 köy vaziyetinin wlahı gibi nok- talardan mürekkeb bir program, yür « dumuz için beslediğimiz sevginin bü - tün dileklerine cevab vermelidir. Ben şahsen, bir hind köyüne, ve tercihan sınır Üüzerindeki köylerden birine çe . kilmek isterdim. “Hüdat Hizmetkâr . lar,, (1) gerçekten şiddet — aleyhinde İseler, şiddet aleyhtarlığının yapılma- sına ve hind — islâm birliğine hizmet ederler. Ziraş; ruhlarında, s#özlerinde ve fiil ve hareketlerinde şiddet düş- manı iseler, ve bundan başka hind—is- lâm birliği fikrine sadık iseler bu ül . kede en ziyade muhtaç olduğumuz şe. yin yapılmasırnıı şüphesiz temin eder « ler (2). İçimizdeki ahlak düşkünlüğü mese- Tesini en sonuna bıraktım, Zaten bun - dan her fırsatta bahsettim. Kongreye gelince, kongrenin ülkede en kuvvetli teşekkül olduğu ve ülkeyi bihakkin temsil ettiği fikrindeyim. Onun İlk günündenberi tarihi, sarsılmaz bir fe. dakârlık tarihidir. Fırtınalara ve sar . #ıntılara hiç bir müessesenin göstere- miyeceği mukavemet şiddetiyle karşı koydu. Bugün, seciye itibariyle leke- siz ve vefalı bir kadın ve erkek kütle- sinden müteşekkildir. Binaenaleyhı en. dan, yüreğim parçalanarak aytılaca . ğim. Kongrenin, hattâ 6000 üye ile ol » Bun idaresi pek güç olduğunu tecrlübe gösterdi. Hakikatte bu yeküna hiç bir zaman varılmış değildir. Başka taraf « tan kongre kayıdlarının hiç birinde ha- ——— (1) Şimali . garbi sınırları bavali- sinde bulunan Gandi târaftarı müslü « — Mman gönüllüler. (2) Hükümet, Gandinin Şimali . gersi havalisine gitmesine müsasde et. r 'otir. durgunluk,, kiki listeler bulunmadığına göre “mu, rahhas heyet,e gerçekten bir murahhas heyet adı vecilemez. Binaenaleyh bin geçmen başına bir murahhas olmak ü. zere murahhas heyet üyeleri sayısının 1000 € indirilmesini teklif ederim. Bu suretle bu bin kişi 1 milyon seçmeni temsil edecektir ki 315 milyon nüfusu olan bir ülke için pek fazla değildir. Fakat bu takdirde kongre, kemiyet iti- bariyle kaybettiğini keyfiyet bakımın. dan telafi edebilir. Kongre bir demokratik mahiyet ar- zediyorsa, büyük bir itibar kazanıyor we nüfuza sahib bulunuyorsa bu, her seneki toplantılarına gelen murahhas. ların ve seyirci balkın adedi sayesin . de değil, her gün genişliyen eseri sa- yesindedir. Garb demokrasisi buhranlı bir devre geçirmektedir; dileyelim ki demokrasinin hakiki? mahiyetini orta- ya koymak Hindistana — nasib olsun. Hakiki demokrasi, murahhasları bu - Jundukları kimselerin ruhunu, ümitle. rini ve emellerini temsil eden birkaç kişiden mürekkeb mahdud bir murah . has heyetle “gayrı kabili telif,, değil- dir. Demokrasi ruhu dışardan değil, içimizden gelmelidir. Ben burada, en belli başlı değişik- likleri saydım. Kongre üyeleri ekse- riyetinin bu değişikliklere dahi lü . zum görmiyeceklerinden korkarım. An cak ben kongrenin sıyasasını jdare e . deceksem gerek bu değişiklikler, ge - zekse onların gerçekleştireceği karar - lara, gayemize bir an evel varmak için ihtiyaç vardır. Gönüllüden mürekkeb herhangi bir teşekkül, kararları bütün Üyeleri tarafından can ve gönülden ye- rine getirilmezse muvaffak — olamar. Keza, hiç bir lider, direktifleri sada. katle, gönül rızasiyle ve akıllıca takib- edilmediği takdirde, giriştiği işi ba . şaramaz, **. Aynı dergi, Uzakşark vaziyetini tet- kik ederken bugün orada bilkuyvve çar- pışan küvvetlerin bir nevi — muvazene yapmış olduklarını ve fakat — dinamik kuvvetlerden hasıl olmuş — bulunan bu muvazenenin pek yakında çözülüvere- çeğini yazıyor: Birleşik Devletlerle Japonyayı bir. birine düşman eden sebebin, Çin piya. sasına hakimiyet davası olduğunu ar- taik isbata bile kalkışmağa Kirum yok- tur. Halbuki Sokolsky ve V. H. Mal. lory gibi bazı yazarlar, iki ülkeyi ran sebeblerin maddi olmaktan ziya. de ruhi olduğunu iddia ediyor ki bu, mescleyi ters tarafından muhakeme et- mektir, Çin'in dış ticareti Istatistikleri bi. z2€ açıkça gösteriyor ki Birleşik Dev- letler, ökonomik bakımından Japonya. nm çindeki rekatetinden ürkecek va. ziyette değildirler. Elimizdeki rakam- lara göre Birleşik Devletler 1931 den- beri Japonyanın çin idhalatında tuttu- ğu birinci sırayı İşgal etmiş olup bu . gün, Amerikanın çize idhal ettiği mal. larımn yekünu, japon idhalatının iki mis Tine çıkmıştır. Bundan başka ham pamuk ve tütün gibi maddeler hususunda Birleşik Dev- letler çin piyasalarında üdeta bir inhi- sar sahibi gibidirler; çinin idhal etti- ği otomobil, radyo, matbaa mürekkebi, yağ, fotoğraf malzemesi ve yulaf gibi malların yüzde 65 ini Bizleşik Devlet. lerden alıyor, Nankin hükümeti mali. yesinin, demiryollarının ve tayyarele- rinin filen amerikalılar elinde bulun- duğu da malümdur. Binaenaleyh Çin, mali ve ökonomik bakımlardan Birle- şik Devletlerin hakimiyeti altında bu. lunuyor. Buna mukabil Japonya, baş. Jıca ihracat mallarından olan pamuklu- Tar için çin piyasasına tâbidir. Ğ iyor ki Uzakşarktaki japon— amerikan davasının asıl sebebleri ru- hi olmaktan siyade maddidir. Tagiltere bu davada, klasik “oportü- nizm,, vaziyetini almışsa da kendine çizdiği hareket hattı ingiliz menfaat- lerinin korunması kaygusundan ziyade xYâbancı_gîız_çtelerde o_kudı;klağ.ım! il sıyasal durumu nasıl görüyor? | Meşbur ingiliz — diplomatlarındar B. Vinston Çurçil, Deyli Meyl gaze. tesinde “dışarda bugünün mühim bâdiseleri,, başlığı altında yaz- miş olduğu bir yazıda diyor ki: “Eski günlerde, her nekadar kıtaya yakın bağlarla bağlı idiysek' de ve içerde gene biz, aramızda emniyet içinde idik. Do- p nanmamız, dünyanın en kuvvetli donan” ması idi ve tayyarecilik o zaman daha çolukluk devrinde idi. Bununla beraber dünya hâdiseleri. nin Üzerimize yapmış olduğu dayanı! « maz baskı karşısında büyük savaşlara katılmaktan geri durmamıştık. Bu adadan ayrılamayız. Öyle oldu- gu halde korunma silahlarımızı, hele hava kuvvetlerimizi bir bayli ihmal et. tik. Bundan başka bir takım andlaş- ma ve anlaşmalara da girerek Avrupa işlerine pek ziyade karıştık. Bununla beraber, şurasını da söyle- mek gerektir ki her ne kadar Özlense de bu izole bulunmak, pek pratik bir şey değildir. Şu halde bütün gücümüzü harcıya, rak Avı ret etmeli olduğu mesele, Almanyanın — yeniden silahlanmakta olduğu ve günden güne silahlarını artırdığıdır. Uluslar, bundan yirmi yıl önce as- kerlik gücü yerinde ve organizasyonu mükemmel ve tam olan Almanyanın bütün dünyaya karşı savaşa giriştiği ve hemen hemen bütün dünyayı yene. ve beğenilse vaziyetinde ada barışı pekiştirmeğe gay- iz, Bütün Avrupanın meşgul cek bir duruma da yaklaştığını unut- mamışlardır. Şimdi, enerjik bir idare altında ken- disini toplamış, silahlanmış ve bilhas. sa hava silahlarını pek ziyade mükem- melleştirmiş olan 70 milyonluk alman ulusunun ne dehşetli bir kılıç sallaya- bileceği, berkesten fazla, onun istilası- na uğramış olan ülkelerin halkı bilir- ler. Görülüyor ki bütün alman çocuk - larına savaş, büyük bir onur kaynağı olarak öğretilmekte ve alman gençliği mecburi askerlik — kararını büyük bir kıvançla alkışlamaktadır. ——— — ——— ——— — dominyonlarda hasıl olan aksülamelle. rin tesirinden doğmuştur. İngiltere, gerek dominyonlara ge - Tekse Birleşik Devletlere kullandığı li« sanda Japonya bir deniz silahlanması- Çin'in mülki tamamiyetine el uzattığı takdir. yarışına kalkıştığı ve yahut de anlaşmaya nibayet vereceği yolun. dadır, Fakat herkes bilir ki Japonya ile Birleşik Devletler ergeç deniz si- lahlanması işinde anlaşacaklardır. Çi- nin mülki tamamiyetine gelince Ja « ponya, bu tamamiyetten — geçenlerde bahseden Cenubi Afrika başbakanı ge. neral Smut Cenubi —Afrikanın “mülki tamamiyeti,, hakkında ne dü. ünü sorabilir! Herhalde Japon- ya, Çin ile münasebetlerinin, İngilte- re ilç cenubi Afrika arasındaki mi sebatın aynı olmasına çoktan razıdır. Filhakika, Japonyanın — geçen sene Tokyo ile Nankin arasında trpkı böyle bir müna. sebet kurmak gayesini gütmüştür, Birleşik Devletlere gelince bunlar, Uzakşarkta Statüko'nun muhafazasına taraftar olan yegâne devlettir. Fa- kat bu statüko öyle bir vaziyet ifade ediyor ki onda, emperyalizmler ara. sındaki gerginliğin şiddeti, muvakkat bir zaman için bir nevi muvazene vü- cuda getirmiştir. Fakat bu, bittabi, fırtınadan önceki durgunluktan başka bir şey olamaz, çünkü dinamik kiv . vetlerden hasıl olmuş bulunan bu mu. vazenenin bozulması mukadderdir. Fil- hâkika İngilterenin Birleşik Devletle- Ti Japonya aleyhine süremiyeceği, Birleşik Devletlerin dominyonları İn- giltere aleyhine tahrik edemiyeceği, Japonyanın İngiltereyi Birleşik Dev . Tetler aleyhine kışkırtamıyacağı zaman gelmek üzeredir. içinde takib ettiği sıyasa, Bugünkü Almanya, savaşın bittiği günkü Almanya değildir ve burnu ha. vada uluşların ileri süreceği teklifleri kabul edemez. Onum için almanlar, bir taraftan silahlarını ve tersanelerini kuvvetlendirmek, bir taraftan da yeni yeni ittifaklar yapmak suretiyle ha - zırlıklar yapmaktadırlar. Bugünlerde ingiliz dışarı işler ba- kant Berlindedir. Sir Con Saymenin bu görüşmeden maksadı, B. Hitlerden Almanyanın, İngiltere de dahil oldu . ğu halde, bütün komşulariyle — ileride nasıl geçineceğini ve Avrupa ailesiyle sürekli münasebetlerine nasıl devam e- deceği hakkında fikir almaktır. Bu noktadan genel bir anlaşma ola- caktır. Almanya dünyanın ileri gelen devletlerinden biri olarak kendisine düşen rolü yapmadıkça medeniyet & . lemi için hiç bir istikbal yapmak müm- kün olamıyacak, — bilakis bu takdirde bir çok felaketler baş gösterebilecektir. Herhalde Sir Con Saymen, Londra- ya döndükten sonra bu bahis üzerinde bir çok lakırdılar edebileceğiz.. Berlin konuşmalarından çıkan sonuclar 27 mart 935 tarihli Deyti gazetesi yazıyor: Herald “ İki gün içinde on Üç saat süren Saymen — Hitler görüşmesinden çı . kan sonuçlar pek memnuniyet verici bir durumda değildir. Bu sonuçlar şöy- lece hulasa olunabilir: (1) B. Hitler, açıktan açığa Avru- panın kendisinden bhiç bir imtiyaz bek. lememesini söylemiştir. (2) Fransa ve öteki devletler, si- lahsızlanmak yolunda yeni bir hareke- te geçmelidirler. (3) Öteki devletler de müsavi dere. tcede silah kuvvetlerini indirmeyi ka - bul edecek olurlarsa B. Hitler, bir si. lahsızlanma anlaşmasını imzalamağa hazırdır. (Böyle bir teklifi Fransa İle İtalyanın kabul edeceği umulamaz.) (4) Almanya, eğer xendisine müsa vi haklar ve taviz verilecek olursa U. Tuslar Derneğine dönebilecektir. Hit. Terin bu tavizden kasdı yahut da eski alman kolonilerinin geri ya Memel'in, verilmesi olduğu anlaşılmaktadır. (5) Almanyanın doğu andlaşması - ha girmesi umutları sarsılmıştır. (6) Almanı nin teklif ettiği hava Lokarnosuna gir- meğe hazır oldüğünü bildirmektedir. , Fransa ve İngiltere. Sir Con Saymen'in vaziyeti 27 mart tarihli Deyli Meyl gazete- vi, "Sir Con Saymenin vazifesi, başlı. ı altında yazmış olduğu bir başyazıda diyor ki: “Dün gece Berlinde B. Hitler'le yap- tığı konuşmaları bitiren Sir Con Say- meti bu ince ve nazik vazifeyi muvaf- fakiyetle görerek herkesin takdir ve sempatisini kazanmıştır. Bu hususta çıkarıları bildiri, konuş. maların tamamile dostça bir hava için- de geçtiğini ve her iki hükümetin de Avrupada barışı sağlamlaştırmak ve pe kiştirmek maksadınt güden bir sıyata tutturduklarını tebarüz ettirmektedir. Bundan gerçek bir anlaşmaya varı- Tabileceği umutları uyanmış — bulun . maktadır. İngilizlerin — bu — konuşmalardaki maksatları nazi rejiminin otuz Şilldan- beri kurulmuş ve sürmüş olari İtansız - ingiliz dostluk bağlarını zayıflatmıya. cak bir surette Avrupayı barışa ulaştı rmak yolunda bir elbirliği yapmaya “taraftar olup olmadığını anlamaktır. Çok yazık ki, tam bu ebemmiyetli 2 NİSAN 1938 $i Kısa duyuklar Dil bilen adam Geçenletde Fransada büyük bit B susluk davasının görülmesine b Bu işten suçlu olanlarili yısı 33 dür. Fakat bunlardan 15 nesi kaçmış ve bir tanesi de Finlatf| yada hapsedilmiştir. Onun için müb keme şimdilik 21 kişinin davakffl bakmaktadır. ehemmiyt? dolayısiyle dava gizli olarak cereyf| etmektedir. | Casuslar arasında, Fransa deniz #f kanlığı gifre şefi olan profesör Mal adlı birisi de vardır. Bu adam tam | dili konuşup yazmakta, öteki dilleri de anlamaktadır. mıştır, Meselenin Fransız P.T.T. memurlart komisyon ulıyorlar. Fransız P. T. T. bakanı B. Mani Fransada telefon abonelerinin fiatlâ rın ycuzluğuna rağmen öteki ülkelerdi daha az olduğunu görerek, yeni abeffi bulan memurlara abone başına 25 ile frank arasında kemisyon vereceğil ildirmiştir. Bakanın bu iş hakkında — yazdili tamimden anlaşıldığına göre Frami 1.300.000, Almanyada 2.960.000, İngil trede 2.109.000 ve Amerikada 7.426.0Wü telefon abonesi vardır. Bu sayılara re Fransada nüfusun yüzde 3 ü, Alm yüz 45, ğu, Amerikada ise yüzde 1354 İ yada yüzde 6.$ i, İngilterede telefon kullanmaktadır. Kaçırılan — adam Berthold Jakob adtı bir alman gaf€* tecisi, oturmakta olduğu İsviçrede Beff şehrinden kaybolmuştur. Bu adam At manyanın silahları ve ulusal — koruml vasıtaları hakkında bir çok kitablar V€ yazılar yazmıştı. Alman — kanunlarit na göre bu gibi hareketler, yurda hiyâ” net telakki edilmektedir. Bethold Jakob'un, Bern'de oturafi doktor Veleman adlı birisi tarafındafi temerküz kampında mahpus bulunduğu rivayet edilmektedir. Söylendiğine göre doktor Velemafi Almanya dışında bulunan Hitlere kat* gı olan kimseleri hile ile Almanyayâ gönderip tevkif ettirmektedir. Bu işif İsviçreden başka Danimarka, İngiltet re, ve Fransada da kolları bulunmaktâ* dır. İaviçre hükümeti Berthold Ja « kob'un kaçırılmasını bir izzetinefis me selesi yaparak onun kendisine teslimi" ni resmen Rayh'dan istemeyi düşün * mektedir. B. Hitler sebzeden haşka bir şey yemiyormuş j B. Hitler sebze ve meyvadan baş' © ka bir şey yememektedir. Etasen yöe diği şeyler çok basit olduğu için bun* ları pişirmek güç değildir. Onun ye“ meklerini, vaktiyle Münihte kendisint arkadaşlık etmiş olan birisi hazırla * maktadır. ğini yemekte ve gece saat 11 & doğru da bir kahvaltı yapmaktadır. İngiltere bakanlarının Berlinde bu lundukları — sırada B. Hitlerin oulara , vereceği ziyafet için fon Noyrat kendi aşcısını Büzer'e göndermiştir. Bu aşe — et, fon Noyrat İngilterede elçi bulun* —| duğu zamandanberi onun yanında çalı$ maktadır. ——— ve nazik dakikalarda Memelde istenil* miyen hâdiseler olmuş ve siyasal cinar — B. Hitler yalnız öğle yemi yetlerden dolayı dört nazi ölüm cezâk BInAa (M'p!"llml’î"ı Bunların temyiz hakları vardır. V€ şok umülür ki Memel hükümeti, bun* — lar hakkında en büyük cezayı tatbik etmiyecektir., & Makalenin bundan sonraki kısımla* rında Avrupada ortalığı karıştıtmak İ tiyenlerden, Litvanya durumundan VE £ Rusyadan bahsedilmekte ve öylece y" İ zı bitirilmektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: