13, MAYIS 1935 PAZARTESİ Viyana, 12 (A.4A.) — Brno'da çıkan ve . sak edilen Arbayter Saylung gazetesini s tıkları anlaşılan 39 kişiden 25 ine ağır | pis cezası verilmiştir. Ötekiler de şimdi hapistedir. NTINC[ lL. No: 495 Adımız, a_ılılımızdır. ni W Gündelik S SE AA < Kronik. PLÂNLI TÜRKİYE Buy uk Kuruıtay’ PartlSının ü . | Dilimiz, dileğimiz, B bdtdi Hesaplarını Çok Beğendi. Bu betkemizde (makale) kullandı- ğimiız - kelime karşılıkları şunlardır: Değişke: Tadil — Örtünlük: Müphe- miyet — Tecim; Ticaret — Tarım: Zi- raat — Dengey: Merkezi sıklet — Yo- ru: Tefsir — Savaş: Mücadele — Ber- kite: Müeyyide — Bozutçu: Müfsid — Asığlanmak; İstifade etmek — Ey- cillik; Hayırhahlık — Hoşgörülük: Mü ha — Uyuşkanlık; İtilâfper- verlik — Yasav: İnzıbat — Yağınç — Suikasd — Aytışma: Münakaşa. Halk partisinin son program değişkeleri üstünde fikir adamları- nı bir daha durdurmak isteriz. Çünkü bu programda, ne ekono- mi, ne kültür, ne de rejim bakı- mından herkesin başka türlü hü- kümlerde bulunabileceği örtün- lükler kalmamıştır. Nasıl demok- rat, ne kadar halkçıyız? Nereye kadar devletçiyiz? Bütün bu ay- tışmalar, parti adamları için, ta- rihe karışıyor. Programın ruhu, — Türkiye'yi yüksek devlet kontrolü altında plânlaştırmaktır. Ne ekonomi, ne tecim, ne bayındırlık, ne tarım, ne de kültür işlerinden hiç biri, kontrol ve plânlaşma çerçevesi dı- şında kalmamıştır. Rejim için en sağlam dengey, devletçilik ve plânlaşma düsturun- da bulunmuştur. Daha düne ka- dar, parti içinde kalarak, en - sağ ve en - sola kadar kayabilen söy- lev ve yazılara sık sık rastlayor- duk. Şimdi bu kayışlar, artık, par- ti prensiplerini iazhlamağa çalı- şan birer yoru değil, parti pren- siplerine karşı gelen birer s a v a ş sayılabilir. Eğer aynı kaypaklık iş mekanizması içinde olursa, bu- nun adına da bozgunculuk adı verilmek lâzımdır. Plân, bu asrın son yıllarının ke- limesidir. Plân, devlet ve halk kuvvetlerini toplu çalıştırmak, u- lasal enerjiyi tam veriminde ve değerinde tutmak demektir. Bu- nun esaslı berkitesi ise, herkesi, bu sarsılmaz halk kararına, inan- dırmak, bozutçuların ve şahsiğ politika güdenlerin, parti kuvvet- lerinin hiç birinden asığlanması- na meydan bırakmamaktır. Bizim kusurlarımızdan - biri, eycillik ve hoşgörürlükte, kendi hesabımızla parti hesabını biraz fazlaca karış- tırmaklığımızdır. Şahsiğ uyuşkan- lıkta istediğimiz kadar genişleye- biliriz. Parti her şeyin üstünde, sıkı ve sert bir yasav ister. Bu ise, gene her şeyin üstünde, prensiple- re inanmak, prensiplere bağlan- Mak, prensipleri kavrayıp, onları her türlü yağınçlara karşi koru- makla sağlanabilir. Balkan Konseyinde B. Titülesko'nun .diyevi -Bükreş, 12 (A.A.) — Balkaüi antanti bakanları bugün saat 13, 30 da işlerini bitirmişlerdir. Bay Ti_tüı“koı gazetecilere şöyle de- miştir: “— Sıyasal konferansı tam bir anlaşma ile bitirdik..,, Yarın öğleden sonra bir bildiriğ verilecektir. Yarınki görüşmeler- antantının ekonomik şubelerinin başkanları en fazla Türkiye Kamutayı ikinci başkanı (Sonu 5 inci sayıfada) Dilek Komisyonunun Çalışmalarına Kurultay Üyelerinin Çoğunluğu Katılıyor ve Konuşmalar Çok Faydalı Oluyor H.P. dilek komisyonunda yur%uu türlü dileklerinin könuşul- masına devam edilmektedir. Dün Bayımdırlık Bakanı Bay Çetink_a- ya ile bayındırlık dilekleri üzerin- de konuşulmuş ve komisyon baka- nın verdiği cevabları alkışlarla karşılamıştır. Öğleden sonra İç Bakanı Şükrü Kaya ile iç işleri ü- zerinde konuşulmuş, dokuz buçu- ğa kadar süren bu konuşmalarda iç işlerine aid genel dilekler ara- sında bakanın köylüye toprak ver- mek bahsi üzerindeki izahları al- kışlanmıştır. Komisyon gece saat on buçukta üçüncü oturumunu yapmıştır. Pek kalabalık olan sa- londa kültür dilekleri konuşulmuş ve bu dileklerin gifiı'îşi('.:ılıııeıı:l gece rısından sonraya kadar sürmüş- Zulr Parti, dünkü genel kurul hak- kında ve komisyonların çılı_şıı_ıı— sı üzerinde şu bildiriği vermiştir: Bildiriğ “«C. H. P. Büyük Kurultayı dün 15 de Asbaşkan Renda'nın baş- kanlığında toplanmış ve kesab ko- misyonunun daha önce Jağıtıla_n raporu okunmuştur. Raporda bü- tün defterlerin ve harcama belge- lerinin çok düzgün ve her harca- ENLİK ULU î— ». Büyük Kurultayın dünkü toplantısındâ alınan bir resim mıştır. Programın üzerinde üyel| " bir şekilde yapıldığı, Genel Baş- | rin çalışmalarına zaman ve kurul. kanlık divanınca kurulan kontrol | tayın çoğunluğunun, konuşmala- kurulunun dört ayda bir hesab iş- | rına büyük bir ilgi ile katıldığı di- lerini incelemiş oldukları, büd lek komisy da bulunmalarına dışında hiç bir harcama olmadığı, | imkân vermek üzere başkan top- hesab işlerinde görülen düzgünlü- | lantıyı 13. Mayıs. pazartesine bı- ğün övüme değer olduğu söylen- dikten sonra partinin parasının derin bir kıskançlıkla ancak haki- kiğ ve zorağ ihtiyaçlara harcan- mış ve her yıl sonunda gelecek yı- la önemli denecek kadar bir para artırılmış ve bu sonucun, partimi- zin her alanda olduğu gibi, para işlerinde de ergeni ve düzenini göstermiş olduğu yazılıyor. Rapor okunduktan sonra raportör Damar Arıkoğlu kürsüye gelerek her ba- kımdan düzgün olan hesablar hakkında genel kurulun istiyece- ği izahlara karşılık vermeğe hazır olduğunu söylemiştir. Genel kurul raporu oybirliği ile kabul etmiştir. Bundan sonra yurdun her yanın- dan Büyük Kurultaya gelen yüz- lerce telgraf okunmuştur. Dil devrimini özel bir önemle kovalayan parti yeni program tas- lağını öz türkçe olarak bastırmış ve dünkü toplantıda komisyonun raporu ile birlikte üyelere dağıt- rakmıştır. Dilek komisyonu, dün gece üçe kadar çalışmış ek i dilekleri üzerinde konuşmuştur. Dün sabah da bayındırlık işleri üzerinde ça- lışan komisyon genel kurul top- lantısından sonra iç işleri dilekle- rine geçmiş ve toplantısı gece geç vakte kadar sürmüştür. Komisyon bugün de öğleye kadar çalışacak- tır. Öğleden sonra genel kurulda program ve tüzük'ün görüşülmesi- ne başlanacaktır. Bundan sonra her gün toplanacak olan Büyük Kurultay gerekirse geceli gündüz- lü toplantılarına devam edecek- Öt Hesab Komisyonu Parti hesab- larını çok beğendi Dün Büyük Kurultayda oybirliği ile kabul ol hesab komi raporu- nun özetinde deniyor ki:; “931 başlangıcından 935 — yılı nisan sonuna kadar tam dört yıl (Sonu 6. cı sayıfada) Soldan: Program komisyonu rapor törü Ferid Celâl -konuşurren — Kurultaydan bir köşe Yazımı okurken, biri sordu: — Berkite nedir? — Çirkin mi buluyorsunuz? — Hayır! tok ve güzel bir ke: lime! fakat ne dediğini anlamı- yorum. — Peki demektir ? Yüzüme baktı. Duruksadı. — Berkite işte bu müeyyide demektir. — Ya kuram ? — Kurmak, kurulmak ne ol - duğunu bilirsiniz. Kuram bu ke- limeden structure - karşılığı ola - rak yapılmıştır. Biz, okurlarımızın, gazeteler - de kullandığımız koyu osmanlı - caları anladıkları sanısında oldu- ğumuz için, eğer bunların yeri - ne türkçe yazarsak, anlıyamıya - cakları — kuruntusuna düşüyoruz. Fakat asıl sakatlık, bugün yalnız kendi sezi kte olduğ , ka- ğşak dilden yana binbir kanıt ararken, bir, Sınıf davası Güttüğümüzü — düşünememek liğimizdir. Bu dil, yalnız, bir sı - nıfin, 1920 ye kadar arabcalı farscalı okullardan çıkan otuz - dan yukarı yaşta, son derece sa - yısı az bir sınıfın malıdır. Gele - cek yıl hiç arabea yazıyı bilmi - yen Türk çocuklarının Orta mek- teblerden çıkacaklarını -biliyor - müsunuüz ? |— Türk yazısından Bbaşka yazı bilmiyen, Türk gramerinden baş- ka gramer öğrenmiyen yüzbin - ler, arkamızdan geliyor. Türkçeden başka bir şey anla- mıyan milyonlar ortasında oturu- yoruz. Sonra biz, kendimiz de, din kültürünün alaca bulaca ke - limelerini, Batı kültürünün yeni ve açık kavramlarına yamama - ğa çalışarak, ve bunu becereme - diğimiz vakit, kimimiz almanca, kimimiz fransızca, kimimiz ingi - lizce kelimeler kullanarak, boca - layıp duruyoruz. müeyyide n Mareşal Pilsudski öldü Dün, gece yarısmdan sonra kendi radyomuzla —dünya ha- berlerini dinlerken, Paris istasiyo- nu oğultulardan dolayı kaşını eyi- Mareşal Pilsudski ce alamadığımız bir haberde, Ma- reşal Pilsudski'nin öldüğü habe- rini verdi. Hemen Leh istasiyonlarını, bu arada Varşova'yı da açınca, bun- ların matem alâmeti olarak istasi- “ yonlarını işletmekle beraber neş- | riyat yapmadıklarını gördük. Bir , ara lehçe konuşmağa başlıyan spiker, ağır bir sesle Mareşal Pil. sudski'den bahsetti ve bu arada kendisinin vasiyetnamesini de zik. retti. (Sonu 2. nci sayıfada)