21 Mayıs 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

21 Mayıs 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

21 MAYiS 1935 SALI Toprak sıyasamız Hiç şüphe edilemez *i Türk w lusunun ekonomi alanında kalma- sı, köylünün kuvetlenmesile ok masın ! Ötedenberi yazdıklarımızı tek - rar etmiş olmakta işin büyüklüğü bizi düşüncelerimiz üzerinde 1s - rarla tekrara zorluyor, onun için hoş görülsün ! Biz öyle bir devlet ve ulusuz la, memleketin her yönünden kanık - Mması köylünün kuvvetlenmesile İm- kânlıdır. İşte bunun içindir ki mem leketin sorav yükünü omuzlarında taşıyan ve her gün onu ileriye götüren Cumuriyet Ha'k Partisi nin, sıyasal ekonomi düsturları a rasında, köylünün her yönden kuvvetlenip yükselmesini sağlıya- cak esaslarım bulunmasıdır. Bu temeller arasında en açık olanlar- dan birisi de topraksız köylünün toprak sahibi edilmeleridir. Bu defa dördüncü kurultayla büyük kararlar alan Cumuriyet Halk Partisinin büyük iş hüküme H, önümüzdeki aylar ve yakın yıl - lar içinde inanılmalıdır ki ulusu - Mmuzun, devrin arzu ve istekleri - ne uygun tarım ve ekonomi yaşa yışlarında yep yeni büyük işler ya pacaktır. Tarıra ekonomisinde toprak, öy le bir kuvvet kaynağıdır ki her şey odur veya ondan her şey beklenir Bundan dolayı, tarım ekonomisi nin tez elden düzeltilmesinde top rak işleri ilk iş olarak alınmalıdır. Bunu, esasen hükümet de anlamıs ve işin üzerine elini koymuştur. Yalnız şurası bilinmelidir ki, bir ulusun toprak işi halledilmekle dü- zeldilemez. Önceden iyi araştır- malarla ulusun toprak eksiklikler bilinmeli. Zira büyük ve değişi! sekiz tarım iklimi olan Türk ülke sinin birbirine benzerleri bulun bu benzerler üzerinde ay malı, yapılmalı, bil rıca araştırmalar giler elde edilmelidir. Çeşitli ve büyük iklimlerin top türk yurdunun tarım e- konomileri hiç de birbirine benzi yemez. Bundan öi birbirine benziyen ve uyğun olan yerler i- çin almacak çareler önceden aran malr ve bulunmalıdır. Zira yüz - lerce yıllardanberi yürüyüp gelen ve her geçen yılda köylüyü yiyer bir toprak derdi vardır. O derd ler bulunmalı, bilinmeli, ona © re çareler bulunmalıdır. Düşünüşüme göre o derdler kı saca şunlardır; 1 — Mirasın doğurduğu erazi parçalanmasından ileri gelen bo zukluklar. 2 — Gelişi güzel toprak bağış lamasından ileri gelen kötülükler. 3 — Toprakların en ufak par- çalar halinde alınıp satılmasından doğan yanlışlıklar. 4 — Ekonomik isteklere göre ailelere düşecek en büyük ve en küçük arazi parçalarınımn kanım larla çerçevelenmemesinden ileri gelen düzensizlikler. 5 — Arazi ölçülere değil, sınır- lara göre idarf kararlarla büyüyüp küçülmesinden ileri gelen durum - lar, 6 — Geçen asırlarda yönetsel baskılardan kurtulmak ve yahut başka düşünce ve etkiler altında olarak evkafa, devlete, tekke ve zaviyelere verilmiş olan arazinin ulusal toprak sıyasasını bozmasın. dan doğmuş olan düzensizlikler. — Hele araz l lu olan Ankara Birası Hakikiğ “Maksim Gorki,, uçağının İçi. Maksim Gorki — | uçağgı (Başı 1. inci sayıfada) Maksim Gorki ölüleri için Moskova, 20 (A.A.) — Gazete ler, Stalin, Kalenin ve Molotof - un imzalarını taşıyan bir bildirik neşretmişlerdir. Bu bildirikte Mak- sim Gorki uçağının uğradığı kaza- ya'karban giden arkadaşların . & lümünden doğan kederden be': dilmekte, ayleleri ve dostları için başsağı diledikleri bildirilmekte - dir. Elçimizin başsağısı Moskova, 20 (A.A) Türki- ye büyük elçisi B. Vasıf Çınar, Maksim Gorki uçağının uğramış olduğu felaketten dolayı dış işler komiserliğini başsağlamıştır. Yeni üç uçak Moskova, 20 (A.A) — Halk komiserleri kurulu ile Sovyet Rus- ya komünist partisi merkez ko - mitesi, parçalanmış olan Maksim Gorki uçağının kipinde üç uçak yapılmasını kararlaştırmıştır. Bu uçaklardan birincisinin adı Vla - dimir Lenin, ikincisi Yossif Sta - lin, üçüncüsünün de Maksim Gor- ki olacaktır. —— —— — konomi varlığımızın, “kaynağı ol duğu hakkındaki kangatların za yıf olmasından ötürü zaman za - man çıkan çeşitli kanunların ton rak sıyasamız üzerindeki yönets ! etkileri. 8 — Derebeylik devirlerinder kalma, altından kalkılamıyaca! ölçülerde yurdun hâlâ bazı yerle rinde çok büyük arazinin bulun ması, 9 — Elde bulunan arazi yasa sında saltın sahiplik anlatan hü kümlerin olması. (Cumuriyete ka dar, arazinin rakabesi beytülma- le aitti. Köylü üşrü nizamisini vermek suretile ancak süreksiz ka- yıtlarla arazisinin kiracısı gibiydi Yukarıda başlıca dokuz rakaır da özlerini sayabildiğim maddeler, yüzlerce yıllardanberi türk köy - lüsünün tarım yaşayışında ekono- misini öyle bozmuştur ki bu bozuk şartlar üzerinde düzgün ve ıı_luııfn isteğine uygun iş görmenin imk& ni yoktur. Bu yönden, Eı'nıdı'n önceki yazılarımda da dedıgıı_n gi- bi, bizde toprak işi ön ve hüyu)ı işlerden sayılarak ele l.lmıp devri- mizin arzu ve isteklerine uygun bir surette saltık kotarılmalıdır. Kastamonu saylavı Tahsin Coşkan Üç ünlü profesör, ”Boz- kurt,, cemiyetine onursal üye oldular Cenevre, 20 (A.A) — Anado- hu ajansının özel aytarı bildiriyor : (Bozkurt) türk talbe cemiyeti, Cenevre üniversitesi profesörlerin den B. Pitar ile bayanı, arsmlu - sal yazmanlardan — Bayan Noel Roje ve profesör Malş'i cemiyetin onursal üyeliğine almaya — karar vererek bunları bir toplantıya ça gırmıştır. Bozkurt basşkanı B. Aziz Sey- lan profesörlere — (hoş geldiniz) diyerek, türk gençliğinin kendile- rine olan bağlılıklarını kısa ve fa kat pek içtem sözlerle anlatmış ve kendilerini cemiyet üyeleri a rasında görmekten duyduğu kı vancı bildirmiş, cemiyetin kırmı zı-beyaz renkli kordelasını göğüs- lerine asmıştır. Yazılariyle, konferanslariyle yıllardanberi türk dostu olarak tanınmış olan profesör Pitar, türk gençliğinin candan gelen bu hare- ketinden çok sevindiğini söyliye rek türk gençliğine yarın için dü- şen işlerle birkaç yıl önce Anado- luda Hitit eserleri üzerinde yap - tığı araştırmaları anlatmıştır. Profesör Malş da Bozkurt ü - yelerine minnetlerini söyledikten sonra, türk üniversitesinin yeni - den kurulması gibi pek şerefli bir ödevi yapmış olmakla duydu- gu kıvancı bildirmiş ve demiştir ki: «Türkiye üniversitesi, — batı memleketleri — üniversitelerinden hiç bir ayrımı olmıyan bir üniver- sitedir, bunu söylemekle haz du- yuyorum. ,, Bayan Noecl Roje ise, heyeca- nının fazlalığı yüzünden duygula rınt gösteremiyecesini söyliyerek teşekkürler etmistir. Bundan sonra, Bozkurt tara - "ından hazırlanan büfede çaylar içilmiş ve içtem konuşmalar ya - pıldıktan sonra toplantıya son ve- rilmistir. Türk Tayyare Cemi- yeti altıncı kurultayı Türk Tayyare Cemiye- ti altıncı kurultayı, mayı- sın (24) üncü cuma günü saat (14) de Tayyare Ce- miyeti merkez kurağında toplanacaktır. Üyelerin ve delgelerin hazır bu - lunmaları rica olunur. İs- tiyen herkes kurultay gö- rüşmelerini dinliyebilir . . .. .| Düyü, I Tecim ve Endüstil © kurultayı bugün toplanıyor (Baş 1. incl say da) nız başma başaracağı bir şey ol | maktan çıkmış olduğudur. Öyle sanıyoruz ki, standardizasyonu bu bakımdan anlamık ve anlatmak, kurultayın en verimli bir işi ola | caktır. Malın standardizasyonu ve işle menin teylorizasyonu, — goysal bir alındıktan — sonra yapılacak şey, bu büyük hareket çevresinde ulusal kuvetleri iyi ve verimli bir halde toplamaktır. Bu üretmenden mesele olarak işin başarılmasında, çıkat yapan tecimere kadar, her- kesin bilgili, istekli ve şuurlu ola rak çalışması en değerli bir garan ti olacaktır. tecim ve endüstri bir çok öteki işler a standardizasyonu böyle Onun için, odalarımız, rasında, bir anlamla kavramak için gerekli olan her kararı alacaktır. Kurultayın kounşacağı işler ara- sında başka bir önemli şey daha görüyoruz: Varant meselesi. Bu- nun için burada uzun uzadıya söz söylemek lâzım gelmez. Yurdu muzda eskidenberi tecimerlerimi - zin istekle beklediği bir tecim a- raçı olan varant, şimdiye kadar bir türlü pratiğe geçemedi. İstan- bul gibi büyük tecim hareketleri - nin olduğu şehirlerimizde bile bu yolda yapılan denemeler fayda veremedi. Açıkça söylemek lâzım gelirse, o denemelerin sonsuz kal - ması, sebepsiz değildir. Çünkü, varant işi, ister istemez stanndar- dizasyona bağlıdır. Standardize olmamış malların, üzerinde va - rantaj ya hiç olmaz, yahut istenen genişlik ve kolaylıkta yapılamaz. Demek ki ilk önce yapılması lâzım olan şeyi yapmadan varantaja geç mek yanlıştır. Kurultay işleri ara- sında gördüğümüz bu sıkı bağlılık bunları hazırlıyanların ne kadar pratik bir gözle kurultayı topla - makta olduklarını isbat etmekte - dir. Buraya kadar yazdıklarımız, ku rultayda görüşülecek olan şeyl-rin hepsi değildir. Kurultayın het günkü konuşmalarını okuyucuları- mıza yakından bildireceğiz. Yal. nız şunu işaret edelim ki Ekonomi Bakanlığımız, tasarladığı büyük işlerin hazırlanmasında yepyeni 'e metodla çalışmaktadır. İlk ön ce ilgililerin sözlerini dinlemek ve birlikte verilen kararları benimsi - yerek pratiğe geçmek. Geçen tü- tün kurultayı böyle olmuştu. Metr Salem'le Faraci'nin cezaları onaylandı Asliye birinci ceza hakyerince alamca verdikleri için kasanan Me- ter Salem ve Leon Faracinin ceza- ları yargutayca onaylanmıştır. İzmir'de köy muhtar- larına kurs İzmir, 20 (A.A.) Köy muhtar - ları kursu Halkevinde açılmıştır. İlkin bütün muhtarları kursa gel. mişlerdir. İlk olarak General Dirik, “Türk devriminde kö kurulu,, hakkında bir ders vermiş- tir. Kurultayın bilânçosu y, sekiz günlük çalış Bu sekiz gün ve kamutay Büyük Kurul ) ve dinlenme bil- ki, nomal brtaril « bü. ' çerçevesine &ğ vab - verirken usUz ve arssız srkadaşları ye Herkes ndan sarılmıştı. Kurultayın iki anlamı vardı. Biri, parti üyelerine yıllık kinav- Tarının hesabını vi ri, öteki de ge- Tecek dört yıllık çalışma — programım, daha geniş bir parti kadrosu içinde ko- k ihtiyacını bile işine o kadar ciddiğ, partinin ve hükümetir ve bütüm ulusa karşı nuşörak saptama Hükümet inin hesabını verr, t yallik çalışma — dev- ek için ulusun karşısıma alın açıklığı ve vicdan rahat- liğiyle çıkmıştı. Onun içindir ki her bakön, âytr ayrı, verdiği uzun izahlar eybirliğiyle onandı. Hükümet ve partinin, uzun deneçler bazırladığı parti - program tüzüğü — iç- ten görüşülerden sonra kabul edildi. ve —uzün — düşüncelerle yeni ve Dört yıl önce tutacağı yolun ancak ana hatlarını çizmiş olan parti, bu defa, ye- ni çalışma devresine, çok daha geniş ve olgun bir programla, çok daha güvenli olarak giriyor. Kurultayın bir başka faydası da, bölgelerinin ihtiyaçlarını yakından bi. len parti arkadaşlarının hükümet üye- lerile görüşmek, onlara derdlerini an- latmak, ve bazı işlerin nedeu başarıla. mamiş kaldığım kendi ağızlarından dinlemek fırsatını bulmuş olmalarıdır. İki taraf, karşılıklı bir güven ve içtem Fik havası içinde çok âçık ve candan konuştular. Çünkü aytaşmalara ve ten- kidlere yurd ve ulus sevgisinden başka hiç bir şahıs veya sınıf asığı karışmış değildi. Gerçi, (1 oruntakları tarafından ileri sürülen bütün dileklerin kabul edilme. sine imkân bulunamadı, Ancak bunun sebebleri kendilerine uzun boylu anla- tıldı. Dilekler, söylenmesine lüzum kal- madan, ortadadır. Bunlar aynı zaman- da hükümetin, hepimizin dilekleridir. Hepimiz biliyoruz ki memleketin daha çok yola, okula, damızlığa, tohuma, ta- rım yaraçlarına, hekime, baytara ve da- ba Birçok şeylere ihtiyacı vardır, Am cak gene hepimiz biliyoruz ki, hükü. met bütün bu ihtiyaçları, hiç bir yaban c yardıma dayanmadan, denkliğine tl. tiz bir özen gösterdiği büdcesile karşı lamak zorundadır. İhtiyaçları daha tez karşılamak için vergileri artırmak yo- Juna gidemez. Çünkü dilekli örasın. da vergilerin ağırlığından da beLsedil- miştir. Görülüyor ki, bütün ihtiyaçları hep birden karşılayamamıak — içimizin acrör olse da, yapılacak işleri, en önem- lilerini başta tatarak, yıllara bölmek, memleketin genliğini her yıl bir parça daha artrrarak plânlı bir şekilde hare- ket etmek Iâzımdır. İşte, memleketin her yanından ge- len parti arkadaşları, durumu, yalrır kendi bölgeleri bakımından değil bür tün memleketin ihtiyaçları ve kapasi- tesi bakımından görmüş, bütün bu ge- teklikleri eyice kavramış olarak yerle- rine döndüler ve çevrelerine anlatacak- lardır ki hiç bir şey unutulmuş veya savsanmış değildir, ve bütün umudlar ergeç, fakat kesin olarak gerçekleşe- cektir. Yaşar Nabi NAYIR Bira Zevkini Verir

Bu sayıdan diğer sayfalar: