12 Haziran 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

12 Haziran 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

OKG aDerrazı SOVYETLEE Bay İ;enesin konuşmaları Moskova, 11 (A.A) — Tasa ajanısı bildiriyor : « Bildirildiğine göre B. Be- nes ile BB. Litvinof, Stalin ve Molo - tof arasındaki konuşmalar, Sovyetlerle Çekoslovakya arasındaki ilgilerin şekli bakkında tam bir hoşnudluk uyandır - aıştır. Bu yıl içerisinde her iki ülke- nin birbirine yakınlaşması ve genel ba- rışt sağlamak yolunda elbirliği ile ça - hışması yi şler başarıl - mıştır. İki ülkenin devlet adamları, hükü- mnetleri arasında yapılmış olan azlaş - ma ve andlaşmaların, elbirliğini de- vam ettirmek ve aradaki tecimel ilgi - leri uygun bir tarzda genişletmek için sağlam bir temel kurmakta — olduğunu Göylemişlerdir. — Tlim, edebiyat ve arlar alanında her Kti ülke için de isteğe değer olan sis - tematik yakınlaşmaya özel bir önem ve tilmiştir. Sovyet ve çok devlet adamları, her Aki memlekette bugün bulunan ileride kurulacak olan kurumların, her iki hükümetin, — aralarındaki kültürel bağları tağlamlaştırmak — yolunda var- mak istedikleri amacın gerçekleştiril - mesi için gereken tedbirleri hazırla - tak işiyle uğraşmalarını kararlaştır - anışlardır. Bu konuşmalar sırasında arsrulusal durum da gözden geçirilmiştir. Her iki devletin adamları, — genel barışım sonucu hakkında — ortalıkta bhir korku hissi olduğunu — teslim etmek zorunda kalmışlar ve arsıulusal türlü konferans- lar veya Cenevredeki konuşmalar sıra - gında birleşik çabalamalarla Avrupa ül- ——— ——— —— rılır; her bölge merkezi hava yoluna uğrak ve ana durak olur; ana durakla- ra, meydansız köylere kadar inip ka'ka- bilen heva araçları verilir; bir kısım uçaklar, çekirgeye karşı, ve orman, 3- Baç hastalıklarına karşı kullanılacak yolda peşinden hazırlanır. Yük ve yolcu taşrma işinden başka. Ca iki iş daha görecek olan ana durak- darda bulundurulacak insan, uçan “ve uçmayan gereç, bir hava yolunun aslın- da ihtiyacı bulunduklarından —ancak yüzde 20 kadar fazla olacaktır. Hava yolunun atölyesini, hangarlarını, maki. Histini, malzemesini, uçmanını hattâ açaklarını kullanacak (sağlık ve soysal yardım düzeni) ile (tarım işleri) düze- ni hava yollarr kurumuna küçük para yardımları yaparak büyük sonuçlar ele geçirmek durumundadırlar. Görülüyor ki (devlet hava yolları) işi, yurdun faydası bakımından önem verilecek degerdedir. Şakir Hazım GÖKMEN nden büyük veya ÜTÜ ÜNEEEERĞEŞÜME DIŞARDAN GELEN SON DUYUKLAR kelerinin güvenliğini sağlamak için ya- prlan çalışmaları onamışlardır. Bildiriğ şöyle bitiyor: « Her iki taraf, barışım bölünmez - liği esası Üzerine, evrensel baysallığın düzenini kurmak — keyfiyetinin önemi hakkında uyuşmuşlardır. Sovyetler, Fransa ve Çekoslovakya arasındaki andlaşmalardan sonra genel güvenliğin daha geniş bir tarrda ku - rulması için yaptıklâı dovam etmeğe karar vermişlerdir.» çabalamalara İzvestiyanın bir yazısı Moskova, 11 (A A.) — İzvestiya ga- zetesi, Bay Benes icin yazdığı bir ya- zıda diyor ki “Barış için savaş,, Sövyet Rusya i- çin gelişi güzel bir söz değildir, bunun tamtertine bir iş ve yapış programıdır. Bazışın korunması ile ilgili olanların beptinin birge uğraşıcaları iledir ki ye- ni bir felâketin önüne geçilebilir. Pa- kat bütün bu uğraşmalar, batışı bozma- ya yeltenecek herhangi bir memleket büyük bir dayanıklık karşısında kalaca- Binı bilmedikçe istenen sonuçları vere- mez. Bazı memleketlerde güvenliği i- nanca altına alacak ve harb tehlikesinin önüne geçecek bit anlaşmaya girmek isteğinin olmaması, barıştan yana olan- ları uyanık bulunmak zorunda birak. maktadır. Çekoslovakya ile Sovyet Rus- ya, Avrupada barış ııguıııııu nın biri- Teştirmek için ilk adımı atmışlardır. B. Benes, bu işte değerini göstermiştir. Kendisinin Moskovaya gelişi rus ve çe- koslovak uluslarının harb uğrundaki uğraşmalarının önemli bir evresini ta- mamlamıştır.., Sovyet endüstrisinin gelişimi Moskova, 11 (ALA) — Ağır endüstri ikincikânun - çinde piyasaya 9 milyar 212 rubla kıy- metinde eşya vermiştir. Bu rakamdan geçen yilm aynı devresine nisbetle yüz- de yirral beş fazlalık vardır. Altın üretimi yüzde 32, bakır yüzde 67, alüminyüm — 99, çelik 31 ve font güzde 25 artmıştır. Kamyon yapımın- da yüzde 32, lokomotifte yüzde 48, marşandiz. vagonu yüzde 135, kembine makincler beş defa, traktör yüzde 20, asitfürik ve süpersülfat üretimi yüz - de 32, maden kömürü yüzde 13 ve neft yüzde ? artmıştır. ——— .. Yılm ilk garden partisi 6. Temmuz 1935 cumartesi gü- nü Güvenc spor Bomonti bahçe- sinde veriyor. Fevkalâde caz, zen- gin kotyon ve sürprizler gubesi mayıs devresi i - DAĞINIK DUYUKLAR: B. Leon Blumun bir söylevi Mülhuz, 11 (ALA) — Sosyalist kon- gresinde B. Leon Blam demiştir ki: tlerei Almanya ulusal top * rağı basacak olursa, gerçek olarak sa - narım kir Fransanın bütün işçileri düş mana karşı dikileceklerdir. Bugün ve bugünkü baller içinde, Fransanın B. Hitler tarafından yenil - mesini düşünmek imkânr yoktur. Çün kü Hitler Bunu başarmak için Sovyet Rusya ile de harbetmek zorunda kala - caktır. - Komüniştler sosyalistler şimdi, uhusal mesele Üzerir ztık bir genel formül bulmak mümkündür. B. Stalinin di - ni, buna Fransada verilen anlama abul etmeliyiz... İngiliz sosyalistlerinin toplantısı Londra, 11 (A.A.) — Bristolda top- lanan (sosyalist birliği) konferansı, ço- Hunlukla bir karar vermiştir. Bu karar, arsrulusal durumu ince - lemek ve hükümet sıyasasına toplu o - larak karşı gelmek çarelerini aramak için, işçi hareketinin bütün oruntakla - rent bir araya getirecek bir konferarsın toplanması hakkındadır. Sir Stafford Krips demiştir ki: “— Kapitalistlerin emri ile ve ka- pitalistlerin işine yarayacak tonuçlar için açılacak bir harba biç bir zaman girmiyeceğiz. Gelecek işçi bükümeti, İngilterenin girdiği bütün — yükenleri değiştirmek hakkını elde etmelidir., İngiltere Almanyaya yüzde 35 nisbetini veriyor mu? Paris, 11 (A.A) — Deyli Telgraf'a Tokyodan gelen bir habere göre İngil- tere, Almanyaya kendi donanmasmın yüzde 35 1 nisbetinde bir donanma bu- Tandurmak bakkını — vermektedir. Ja - ponya, İngilterenin bu kararını kabul etmektedir. ANKARA RADYOSU Bugünkü program 19.30 - Tayyarecinin saat 19.40 - Musiki: Bela Barbock: macar havaları Piyano: Ulvi Cema) 20. —- Kızılay haftesı 20.10 - Musiki: Saint - Saena; Kuğu kur Dvorek: Humoresk Philips. Visperi Valse Chmitt: Çardaş Saksafon: Nihat Esengin Piyano: Ulvi Cemal Erkin 20.30 - Dans musikisi 20.50 - Haberler, BİRLEŞİK DEVLETLER'DE: Şako barış andlaşma - sınım taslağı Vaşington, 11 (A.A.) — Şako dava: sına son verecek olan barır taslağı, ta- pıldığına göre, süel hareketin durdurul- mast için 12 gü lağın parlamento- lar tarafından onaylanması için 20 gün, askerin salıverilmesi için de 90 gün önel vermektedir. Bu önel içinde doğrudan — doğruya görüşülecek ve bunlar — sonuclanmazsa Lahey kurumuna başvurulacaktır. Barış protokolu $ maddeliktir. Birinci madde, Arjantin başkanımım, protokol, savışanlarca kabul edilir edilmez barış konferansımı topları tıya çağırmağı gerekleştirmektedir. Ba mş konferansı, sonuca varmak müm- kün olmadığı anlaşılıncaya kadar süre- €ek olar, doğrudan doğruya görüşmeler sırasında Bolivya ve Paraguay ile bir likte çalışacaktır. Rarış konferansı, me- sele, Lahey kurumuna — gönderilmedik çe ödevini bitirmiyecektir. Bu madde nehirler üzerindeki taşın işleri ile teci- mel kolaylıklar da pözetilmiştir. İkinci maddede bırakışma — şartları vardır. Nötür güci bir komisyon, tavaş alanına varacak ve bir arada saptana- cak bir tarihte bugünkü durumu göz ö- nüne alacaktır. Her iki taraf, bundan böyle biribirlerine saldırmamayı, silâh- Tarmı arttırmamayı ve tutsakları değiş- meyi yükeneceklerdir. Üçüneüi maddede, askerin 90 gün yazılıdır. Her bia kişilik bir cumurluk içerisinde salrverilmesi iki taraf, ancak beşer kuvvet alkkoyacaktır. Nötür komisyon, bırakışma etrasın- da, ele geçirilmiş — olan mevzileri için kefil olacaktır. Dördüncü madde, zorla ele geçirilen toprakların mülkiyetinin tanımmaması hakkında, B. Stimson'un 9 ağustos 932 tarihli diyevini onaylamakta ve berkit- mektedir. Beşinci madde, henüz belli olmayatı bir tarihte ateşin kesilmecini emretmek- te ve protokolun iki tarafça tanınması * gereken töreni göstermektedir. R. Valles, Bolivya delegeleri ile gö rüşmüştür. Ve harb eden devletler de- legelerinin, yakında barışı kutlamak için verilecek olan şölene geleceklerini ummaktadır. ULUS, hazırlanan AN- KARA TELEFON REH - BERİ için ilânlar alma - &a başladı. ŞONURD, SAYIFA & YUNANİSTAN'DA: | B. Çaldarisin utkusu Atina, 11 (A.A.) — Çaldaris hükümetinin utkusu, çok olarak görülmektedir. Parlamentanım 390 saylavlığından 287 sini hükümet kendine sağlamıştır. Bununla beraber, elde edilen saylavlıkların çokluğu, partizanla- rın sayı bakımından çoklukların dan değil, seçim sisteminin saltık çoğunluk aramamasından ileri gelmiştir. En çok oy toplayan lis- te, saltık çoğunluğu kazanmamış olsa bile, seçilmiş sayılmaktadır. epi oy topladıkları sanılan komünistlerin parlamen- toda hiç bir oruntakları olmıya- caktır. Öte taraftan, B. Metaksas'ın 7 saylav çıkaran kırallık partisi de nisbiğ oruntama sistemile, şimdi- kinden çok saylavlık elde edebi- lirdi. Bu sebebten, her partinin ka- zanmış olduğu oy ile oy vermiyen- lerin sayısı tam olarak bilinmedik- ce, kesin bir sonuç göstermeğe imkân yoktur. Bu sayı da ancak bu gece, yahut yarm belli olacak- tır. Bununla beraber, parlamento- da en sol ayrışık partiler hemen hemen bulunmadığından, Çalda- ris hükümeti daha şimdiden, ka- rarlarında tamamen özgürdür. Parlamento 1 temmuzda top- lanacaktır. Böylece, Venizelistler komünist - lere oy vermişler Atina, 11 (A.A.) — Venize. Tistlerin komünistlere oy vermiş oldukları, cumuriyetçi — şeflerden Kafandaris ile Mihalakopulos'un dünkü, venizelist Neo Kozmos ga- zetesinin üsnomal sayısında çıkan, diyevleriyle de gerçekleşmektedir B. Metaksas ne diyor ? Atina, 11 (ALA.) — B. Metak. sas, Röyter aytarına aşağıdaki sözleri söylemiştir: “— Seçimin sonucu partiye kadar olmakla beraber, kırallık için çok uygundur. Çünkü hükü- metin bütün adayları, kırallığın geri gelmesine söz vermişlerdir. Hükümet, genoya baş vurmadan da kırallığı getirebilecektir.,, - ——— ULUS'un romanı Tefrika: 95 San Michele'nin kitabı Türkçeye çevtren: Nasuhi BAYDAR Yazan: Aksel MUNT Hayır! Yalnız beni istiyor ve başka kim- seyi istemiyordu. Kanığdı ki ben kendisini, bu kadar yabancı arasında, babasız bir ço- cukla yalnız başma bırakmıyacaktım. Bun- dan başka, kaybedilecek vakit de yoktu. Ço- cuğun doğumu çok yakındı, hergün, her dakika beklenebilirdi. Bir araba getirerek, oturmakta olduğu Rusya oteline gitmesini söylemek üzere acele ayağa kalktım. Sayın papas Conatan, doğacak çocuğu görebilseydi nesi var ,nesi yok, verirdi. Co- natan ki o çocuğun anasımı hırsla sevmişti. Onların sevgisi, eşsiz bir sevgi, yanıp tutu- gan iki hayatm, uyumlu iki yüreğin bir tek hayat ve bir tek yürek halinde birleşmesi olmuştu. Bütün bu yakılıp acınmaların gonucu hüngür hüngür bir ağlayıştan sonra vücu- dunun her tarafının korkunç bir. titreyişle garsılıp kıvranması oldu. Birdenbire yüzü gözü bembeyaz kesildi, oturduğu yerden kı- mıldamaz oldu ve bir saldırıştan korkuyor- muşçasma karnma sarıldı. Korkularım yıl- ginlik haline geldi. Ciyovanina ile Rozina köpeklerle birlikte Villa Borgeze'ye gitmiş- lerdi. Anna da uzaklarda idi. Evde kadım yoktu, bekleme salonu lımca hınç dolu idi. İskemlemden fırlayıp dikkatle bakmağa başladım. Birdenbire bu yüzü tanıdım; onu iyice tanıyordum; ömrümün on beş yılını, her ülkeden ve her yaşta isterik kadınlar a- rasında boş yere geçirmemiştim. Gözlerini silmesini, kendine gelmesini ve sözlerimi kesmeden dinlemesini, ona sert sert emrettim, Ona bazı özel sorular sor- dum. Sayın Conatan'la onun vakitsiz ölümü hakkında verdiği kaçamaklı cevaplar mera- kımı uyandırdı. Görüşmelerimizin sonunda kendisine - kabil olduğu kadar tatlı bir dil- le - çocuğu olmayacağını söyledim. Suratı mosmor, ateş püskürerek kana- pesinden fırladı ve “doktor, sayın Conata- nın hatırasına hakaret etti,, diye cıyak c- yak bağırmağa başladı. İki gün sonra yolda ingiliz papasa rast- lıyarak, Madam Conatan'a bakmağı üzeri- me alamamış olduğuma esef etmekle bera- ber gene beni kendisine tanıtmış olduğun- dan dolayı teşekkür ettim. Papasın çekin- gen hali dikkatime çarptı. Madam Conata- nın ne olduğunu sordum. Doktor Cons'un bakmakta ve yakında doğacak çocuğunu beklemekte olduğunu söyliyerek birden bi- re yanımdan ayrıldı. Her şey yirmi dört saat içinde bir bom- ba gibi patladı. Herkes bunu biliyor, bütün yabancı hekimler bunu biliyor ve sevinçten ellerini uğuşturuyor, bütün hastalar bunu biliyor, iki ingiliz eczacı bunu biliyor, Babu- ino sokağındaki ingiliz furuncu bunu biliyor, gezi acentesi Kuk bunu biliyor, Sistina caddesindeki bütün pansiyonlar bunu bili- yor, bütün ingiliz tirum'larında yalnız bu konuşuluyordu. Az sonra, Romadaki bütün ingiliz kolonisinin her üyesi benim büyük bir gaf yapmış, sayın papas Conatanm anr- sına hakaret etmiş olduğumu öğrendi. Ve herkes şunu da öğrendi ki doktor Cons, Rusya otelinden bir yana kımıldamamış ve gece yarısı bir ebe kadın çağırılmıştı. Erte- si gün, Romadaki ingiliz kolonisi iki düş- man parçaya bölündü. Çocuk doğacak mı, doğmuıyacak mr idi? Bütün ingiliz hekim- lerle hastaları ,papaslar ve onlara bağlı o- lanlar, Kondotti sokağındaki ingiliz eczacı çocuğun doğacağından şüphe bile etmiyor. lardı. Bütün hastalarım; Piyazza' Manyanel. lideki öteki eczacı, Piazza di Spanyadaki bütün çiçekli kadınlar, Trinita dei Monti'» daki bütün model kızlar, bütün eski eser sa- tıcıları çocuğun doğmıyacağını çok kesin bir dille söylüyorlardı. Ingılu furuncu iki taraf arasında kalmıştı. Dostum ingiliz kon solosu, istemiye istemiye olsa bile, bana karşı idi ve bu da bir takım yurdseverlik | sebeplerine dayanıyordu. Daha sonra, Rusya oteline doktor Pin- kilton'un konsültasyon için çağırıldığı ve onun "Mıdam bır değil, iki çocuk doğura- Rusya otelimne, özel dağlı rubalarile bir. sütninenin girdiği görülünce dostlarım rasında detin bir umusa belirmeğe başladı. (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: