20 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

20 Temmuz 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Habeşistan bilmecesi Tanınmış fran sız yazarı B. Pi- yer Bömea'nın, dünkü sayımız - da ilk parçasırıt neşrettiğimiz bu * yazısı, kısa bir seri halinde bir kaç gün devarr edecehrir. Yazan: Piyer Bönua Fransız akademisi üyelerinder İ'iyır Bönuz'nın habeş İmparatoru tarafından kabırlönü gösteren ve bir habeş tesimcisi tarafından yapılan resim En güzel sömütge şehirlerimizden biri olmak üzere bulunan Cibuti'den en sonra, vapura binip dönmek — sırası geldiği zaman baha ..ceğim. Şimdilik wakit geçirmeden, beyarlar giyinmiş 0- ldan bu baylarla bayanlardan, Negüs'den, Saba melikesinden — ve Habeşistandan bahsetmek istiyorum... Bununla beraber, şimdiden söyliye- yim ki, Cibuti'nin bizim için iki taraf- lx faydası vardır. Bu faydalar, bazı kur- naz kimsejerin, bu yerden - tabiiğ ken- di asığlarına olarak - vaz geçmemiz yo- dundaki sözlerini dinlememek için ye- teç. Her şeyden önce bu Timan bizi u- zak doğu, Büyük Okyanus ve Hind de- nizi sömürgelerimize bağlayan büyük deniz yolu üzerindeki ilk konaktır. Bu işleri bilen birisi şumları yazmıştı; “Ci- buti'yi bırakmak, oraya Babülmendeb'in öte yanındaki sömürgelerimizin satılık olduğu hakkında bir levha asmakla bir- dür.ş Bu fena bir görüş değil, fakat hep- si bu kadar değil: Cibuti aynı zaman- da, denizden Habeşistanın başşehri A- disababa'ya giden habeş - fransız de- miryolunun başlangıç noktasıdır. Şim dilik kırallar kıralının — toprakları üs tünde başka demiryolu yoktur. Bu öc- miryolu, kolayca anlaşılacağı gibi, bi- zim faydamıza olarak, ilerde — istervek vaz geçebileceğimiz bir düurum — yarat- maktadır. Fakat şimdiki hadiseler bu durumun önemini azaltmaya yardım e- decek gibi değildir. Tabiiğ Adisababa'dan — Cibuti'ye “yoldan,, gitmenin imkânı yoktur. 700 kilametrelik olan bu yolu almak - için hedefe varılacağından emin olunmaksı- zın, dört hafta yürümek lâzımdır. O- nun için, fransız - habeş demiryolumun beyaz ve altın renkli vagonlarından bi-- | gine binmek daha rahat ve daha akıllır ca bir iş olur. Bu kumpanyanın bütün işyarları tabiiğ fransızdır. Bu da benim gibi, ana dillerinden başka bir dille tuz istedikleri zaman kendilerine - her za- man şeker getirilen yolcuların hoşunu Bgitmiyecek bir şey değildir. Orada ben ne tuz, ne de şeker iste- dim; çünkü ittiyaç hissedebileceğim her şey bana önceden verildi. Burada, en büyüğünden en küçüğüne kadar, bütün demiryolu işyarlarıma — bundan dolayı açık olarak teşekkür ederim, on- lar beni, değeri ve kırılma ihtimali faz- daca büyütülen bir kolu gibi, “götürü, olarak Cibuti'den alıp Adisababa'ya ka- dar bıraktılar. Onlara böylelikle ödedi- ğim minnet borcunun, girdiğim — serü- venin tehlikeli özü hakkında pek de yüksek bir fikir vermiyeceğini — iyice “histediyorum. Ben hiç şüphesiz, haya- tt Habeşistan'da tehlikeye girmemiş bi- ricik yolcuyum. Fakat bön, minnet ve hakikat adlı iki melek arasında ilerliyo- rum. Şimdiye kadar böyle rahat ve gü- zel bir yolculuk yapmadığımı — açıkça söylemezsem hem biriye, hem ötekine saygısızlık etmiş olurum. Asıl güçlük- lerin de dönüşte, Liyon garında bir taksi bulmak gerektiği zaman başladı- ğını söylemek zorundayım. Cibuti ile Adisababa arasındaki bu yol iki günde alımabilir. Fakat ben bu yolu ddtl_gündı aldıysam bu yalnız be- ni lluı.lıuüxuı bir şeydir. Çünkü yol- ılı eğ ek ve Hartar"ı, çocukluğum. 'oDKcUktu Ih kapalı, sırlı bir yer söylenilen Harrat'ı görmekrin- tedim. Kompartimanımdan, bana yapı- lan nazik tavsiyelere karşr gelmek için değil, vicdanmı rahat olsun diye çik- tım, Kendi keyfime — kalsaydı hiç çık- mazdım. Bundan birkaç yıl önce 'Ya- hiti'de, beni adayı gezmeye kandırmak için uzun uzun söz söylemek lâzımgel- mişti. Güzel Papete limanının ortasına demirlemiş olan vapurda kalmak © ka- dar işime geliyordu ki. Fakat, madem- ki birçok ciddiğ adamlar var, benim de ciddiğ olmam Tâzım, işin doğrusu, ele- fantiyazie ve cüzam hastalığiyle dolu olan Harrar'da, dünyanın bütün bulaşı- <i hastalıklarını taşıyan sinek — yığın- ları altında, güzel göreylerden yana çok verimli olan rahat vagonumu aradım. Avaş ve Borşotta garları arasında bir yerde tam dört saat, bir dakika bile » turmak ihtiyacını hissetmeksizin, va- gönün penceresinden baktım. Tan ye- ri ağarıyordu, sıcak memleketlerde gö- rülen muhteşem bir tan yeri.. bu top- raklarıa el değmemiş yabaniliği üzerin- de onun ihtişamını bir düşünün. Her tarafta, her yerde, gazal ve ge- yik sürüleri otlayordu, Bunlar arasın- da boyları bir tavganınkinden pek de Piyer Bönue Adisababa'da dostlarında” birinin yabtn kedisiyle oynuyor.. büyük olmıyanlar bulunduğu gibi, doru atları andıran pek kocamanları da var- dı. Bütün bu hayvanlar hiç bir kaygu göstermeden, lokomotifin geçişine sa- kin sakin bakarak, belki de onu bir ağabey sayarak otlayorlar, ancak tren yavaşladığı zaman korku gösteriyorlar. dı. Tren durursa hepsinin bir anda sa- vuşmağa hazır oldukları belli idi.. Sonra, çabucak kaçabileceklerini bildikleri için daha teklifsiz olan kuş- lar vardı; yılanlardan korunmak için yuvalarını ağaç dallarının ucuna yapan çulha kuşları; bengalli'ler, papağanlar; kocaman gagalarının — muvazenelerini bozduğu tokanlar, leylekler ve beyar kartalfar, balıkçıllarla akhabalar... ve işlemeli çelik renginde parlak tüylü, koyu renkli karatavuk'lar ... Geceleri, küçük istasyonlarda dur- duğumuz zaman sırtlanların güldükleri ve çakalların ağladıkları duyuluyordu. Kırmızı bir ay, yüce dağların arkasım- da kaybolmak Üzere idi. Kırmızı du- manlarla tutuşan lokomotif bu kayalık kaos arasında yokuşlardan çıkarak, al- tımda mağdenden örümcek ağını his- settiğim köprüler özerinde selleri aşa- rak, inildeye inildeye ilerliyordu. Biri- birlerinden aşağı yukarı — otuzar kilo metre uzakta olan istasyonlardakinden başka, tabiiğ ne bir ışık, ne bir yol Vantilatörler artık haya vermez öaldü. İtalya Cenevreye gîdeoek mi, gitmiyecek mi? tarihli Deyli yazdığı 13 temmuz 935 Herald'ın sıyasal yazarı bir betkede diyor ki: Habeşistan mesclesini görüşecek ©- lan Uluslar Sosyetesi konseyi bu ayın sonunda Bay Litvinof'un başkanlığı al- tında toplanacaktır. Herhalde anlaşamazlık yalmız yar- gaç tarafından kotarılamıyacak kadar kapsallıdır ve Uluslar Sosyetesi and- laşmasının 12 ve 15 inci maddelerine uygun olarak sösyete koönseyi #unul- ması gerekecek derecede önemli görül- mektedir. Ön beşinci maddenin ikinci böleği böyle meselelerin yazı ile ve sair haher yolları vasıtalariyle elden geldiği ka- dar Uluslar Sosyetesi konseyine bildi- rilmesini gerekli gösterir Gerek burada, gerek Cenevrede, *- ğer İtalya hüklümeti Habeşistana kar- şı bir takım yeni ve haklı şikâyetlerde bulunmıyacak olursa, 6 zaman anlaya- mazliğin barışçıl! bir hava Içinde kota- tılabileceği umudları gösterilmektedir. Herhalde sotyete könseyinin böyle şikâyetlere adam akıllı kulak sarnası ve bütün — anlaşmazlığın esası olan bu gibi sızıltıları birer birer gözden ygeçir- mesi başlıca ödevi olacaktır. Görünüşten öyle hükmolunabilir ki italyanların yeniden ileri sürecekleri belgeler eskilerinden ve eskiden umul- duğundan çok geniş olacaktır. Herhalde konseyin tutturacağı dü- Tüst ve tam gerçin yolu bundan önceki- lerden daha üstün olarak işi kotarmağa yardım edecektir. İtalyan gazetelerinin yazdığı bir ta- kım yazılardan İtalya'nın sosyete kon- seyinin böyle bir çağırısına kulak a8- mıyacağı, kidip orada meseleyi anlıt- mıyacağı da seziliyor. Fakat böyle bir hareket, konseye karşı kesin ve son bir meydan okuma olacağı için soruk ğcvenkıde buna ih- timal verilmemektedir. Bundan dolayı konseyle ilgili olan devletlerin Ttalya Uluslar Sosyetesi ile Hlişiğini keser ve sonra harb çıkarsa ne yapmak gerektiğini şimdiden kesin bir karar altına almaları gerektir. N Bu ayın sonunda yapılacak bir top- lantının kesin bir karar veremiyeceği, bunun otomatik olarak yapılacağı söy- lenebilir. 25 mayısta alınan bir karara göre anlaşamazIığı inceliyecek olan dört yar- gaç eğer anlaşamazlarsa ©o zaman hir be- şinci yargaç seçmeleri ve gerçin süresi- nin uzatılması yazılıdır. Bundan dola- yı aralarında anlaşamıyan dört yargaç muz arasında yargaçların — anlaşması. yahut beşinci bir yargaç — veçmeleri, yahut gerçin süresini uzatmaları ihti- malleri vardır. Bakalım hangisi olacak? —oN e lar, Fundalıkların sıcak nefesi boğazı. mıza dokunüyor, Kocaman bir şimşek, görünmeyen semayı yukardan aşağıya yartıyor. Sağanak bir başlasa! fakat da- ha yağmtır mevsiminde değiliz, yağ- mur yağamaz, yağmıyacak... Bu sabah ssat sekizde, çiçekler, ça. h kuşları ve sinekler memleketi — olan Büzel Dire - Dana şehrinden çıktık. Afdem büfesinde durarak, çok iyi bir öğle yemeği yidik ve Kiyanti şarabı iç. tik. Alaca karanlıkta Avaş köprüsün- den geçtik... yeniden gece oldu. Yaya ve sırtında çanta ile yürürken görmek. tense, trenden görmesi şüphesirz daha iyi olan bu yerlerden geçtikten sonra yarın sabah tan yeri ağarırken Adisa. buba'ya varacağız. Çünkü, görüyorsunuzya, kendisini size tanıtmak için daha fazla gecikmek istemediğim dostem Sir Erik Stördi'nin de söylediği gibi, Adisababa yolu uzun; hkemen hemen Tipperari yolu kadar üzun. (Sonu var) <omez v H TEMİOZ mscımlmı_ Yunan cumuriyel ş çileri çalışıyor B. Papanastasyu, kıralcı- lık hareketleri için nediyor? Riçi Kalder imzasile Deyli He- rald gazetesinde yazılıyor: “Şimdi sürgünde bulunan ve ölüm cezası hükmü giymiş olan B. Venizelos, kıral Yorgü'nin yunan tahtımna yeniden geçirilmesi için yapılacak herhangi bir girgi ile çarpışmak üzere Yunanistana dönmeğe andiçmiştir. Bizi, Genel oyda yunan ulusunu kı- rallığa oy vermemesi gerektiğine iaan- drracaletır. Yok eğer, bütün bunlara kar- yen olarak kıcallık gelecek olursa o ra- mân Yunanistanda sürekli bir iç savaşı başlıyacaktır » Bu sözleri kızallığa ayrışık olan par- t İiderlerinden olan Papamastasyu, Londra'da yaptığımız hbir görüşmede söyledi. Bu gözleri, yakın bir zamatda al- nının yazısı bellrecek olan kıral Yorgi- nin oturduğu ötelden yarım mil uzakta konuşuyorduk Bay Papanastasyu, Amerfkaya git- mektedir. Kırallıktan yana — ve yahat kırallığa karşı oy verecek — olan yunan geneloyundan önceki bir ayı orada ge- girecektir. Her ne kadar bu parti lideri, yaptı- Çi bu gezinin Özel olduğunu söylemiş- *e de gene Amerikada yetleşmiş olan milyocalarca yunanlıya karşı olan lgisi> ni gizlememiş ve bunların cumuriyete hağir ve bayrı olduklarını töylemiştir. Bo yananlılardan para toplanacağı hak- kında da Papanastaeyu hiç bir şey söy- dememiş, yalnız demiştir ki: "Kıcallığın — Yunanistana — dönmesi kesin olarak memlekette bir iç harbı doğureacaktır. O zaman demokrasi ortadan kalka- cak ve kıralirk faşizmin kılık değiştir- miş, kötü bir sembolü olacaktır.,, “Eğer genelay dürüstçe — yaprlacak olursa o meman cumuriyetin kazanacağı şüphesizdir. Kıralcılar, şimdiye kadar yapılmış o- lan seçimlerde hiç bir zaman bütün rey. lerin Üçte birinden fazlasını kazanama- mışlardır. Bugünkü zayıf hükümetin arkasında General Kondilis ile General Metaksas vardır ve bu iki adam, kırallığı getirr mek behanesi arkasında diktatörlük yapmak istemektedirler. *“Kondilis, yunan işlerini görüşmek füzere Romaya gitti. Bu göretim ne gi- bi hedefler güttüğünü biz apaçık bili- TİZ. Fakat biz de uykuda değiliz.. Bu ge- neloydan ne türlü asığlar çıkarılabile- ceğini keşstirenlerdeniz. Bizim de bazırlığımız — tamamdır. Yunanistanda Gcumuriyet bir süredir. tehlike İle karşı kargıya bulunmuştur. Fazla tez canlılık göstermiş — olan Venizelos silahlı azıya kalktı. Çünkü teblikeyi görmüştü. Fakat ben bu hare- kete karşı idim; çünkü henüz vakti gelmemişti. Eğer bir iki ay daha beklemiş ol- saydı, 6 zaman onun gördüğü tehlike berkes tarafından apaçık — görünmeğe başlıyacak ve hareket başarı ile sonuc. lanacaktı. R. Veniselos, bugünkü günde gene anayasayı üç zabiti öldürten hükümete karşı korudağu için ulusal bir kahra- man gibi tutulmaktadır. O, şimdi ölüm cezasına büküm giy- miştir ve yabancı memleketlerdedir. Beni de sorguya çektiler; fakat su- çum görülmediği için bıraktılar. Ben ve Venizelos, birlikte yarattığımız cu- müuriyeti ölünceye kadar savgamak yo- lunda çalışmaktan hiç çekinmiyeceğiz.., Bu eski yunan başbakanının Londra- ya yaptığı bu göretin başlıca ergelerin- den birisi İngiltere hükümetinin Yu- nanistanda kırallığın yeniden diriltil. mesine karşı ne gibi bir durum takın- dığını yakından anlamak içindir. Bayv Papanastasvu dedi ki: lenevre kongresınde doğu tütünleri Bilindiği gibi doğe tütünleri mese- lesini bütün genişliğiyle ve her bakım- dan inceliyerek buhranın tütün endüs- trisinde yaptığı çokzararlı etkileri a- taltmak gayesiyle alımacak — tedbirleri görüşmek ve ilgili memleketlere tavsi- yelerde bulunmak üÜzere bir komite ku- Tulmuştu. Stresa konferansının bir kararma uyguan olarak Cenevrede — toplanan bu komisyon işini bitirmiştir. Görüşülen konunun öneminden do- Tayı hemen bütün devletler bu komite- ye delegeler göndermişlerdi. Yunan, bulgar ve türk delege daha komitenin ilk toplanışında üç devletin arzularını anlatan birge bir bildirik ver dikten sonra bütün konferana devamın- ca birlik hareket ettiler. Komitenin incelemeleri gu üç nok- 'ta üzerinde oldu: Doğu tütünleri için çıkıtların genişlemesi, doğu tütünleri- ne karşı ağır gümrük resimlerinin in- dirilmesi, ve bu maddenin çıkatçılarını şevklendirmek için almacak tedbirler. Bundan sonraki aytışmalar bu güm- Tük meselesi üzerinde yapıldı, ve bir- çok devlet delegeleri - üretmen mem- leketlerin yardımıma koşmak lüzumunu yadısamadan - doğu devletleri tarafın- dan çıkarılacak tütünler için gümrük- lerinde daha büyük bir kontenjan payı ayırmaya niçin yanaşamıyacaklarını an- lattılar. Bu sebeblerin en önemlisi bir- çök devletlerde tütünden alınan güm- tüğün bu devletlerin finanslarında rol oynaması ve bunlar azaltılırsa önceden hazırlanmış olan bildcelerde sarşıntıla, ra sebeb olacağıdır. Bazı devletlerde de, ağır gümrlik ryesimleri ne kadar kötü kaliteden olsa da, yerli tütlin ekimini artırmak yolun da etkin olmaktadır. Bu itirazlara ver- dikleri cevabta bulgar, türk ve yunan delegeleri, giretçi devletler tarafından doğu tütünü çıkaran memleketlerde ü- retmenlerin düştükleri kötü durumu gi- dermek için yapılacak yardımın yalnız Avrupa dayanışması bakımından değil, aynı zamanda bu devletlerin kendi asığ: ları bakımından da Küzumlu olduğunu söylediler. Komitenin çalışmalarını kapayan ra- porda her iki tarafım ileri sürmüş ol- dukları bütün kanıtlar açık ve sarih olarak gösterildikten sonra tütünler için daha faydalı bir rejimin kurulması çareleri incelenmektedir. Bundan baş- ka rapor her üç üretici memlekette ta- kas yedekleri kurulması imkânları araş- tırılmaktadır. Bu yedeklerin fhııı edilmesi işi Uluslar Sosyetesinin — fia- nansal komitesi tarafından yapılacaktır Verilecek avanslar tütünle ödenecektir. Eksperler komitesinin rtaporu Avru- pa komitesine gönderilmiştir. Bu rapor aynı zamanda Uluslar Sosyetesinin e- konomik komitesi tarafından da ince- kenccektir. Bu hutustaki kararlar ihti- mal ki gelecek Londra ekonomik kon- feransında bir karara bağlanacaktır. Lö Mesaje Daten Güvenç Spor kulübü kanlığından: 17.v0,935 kongresinde ekseri- yet olmadığından köngre 20.vr. 835 tarihine geri bırakılmıştır. A- zaların saat 14.30 da Belediye sa- Tonunda bulunmaları. “Pronscs Marina'nım kent dükü ile evlenmesi, İngilterenin *Yananistanda kırallığın kurulması için etkisini kul- lanacağı yolunda bir yayıntı ortaya çıktı. Fakat ben, İngilterenin “bu işe ne doğrudan doğruya, ne de araçlı olarak karısacağına kanığ bulunmryorum.., B. Venizelos, Paris'te — bulunuyor. Kendisini tehlikelerden korumak — için özel gizli koruyucuları bulunduğu git cski yunan diplomatına bir şey yapıl- mamasına fransız polisi de dikkat ct Mmaktadir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: