12 Ağustos 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

12 Ağustos 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 * .. . B. Çaldarisin bir diyevi Yunan başbakanı B. Çaldaris, gönlerde tedavi için Almanyaya gitmek Üzere Yugoslavyadan geçerken Bled'de Kıral aaibi Prens Pol ve başbakan Sto- yadineviç ile görüşmüştür. Başbakan politika gazetesine fi söylemiştir: " — Kıralın dönmesi ihtimali etra- son fında yapılacak geneloy en kanuni ve en hür bir şekilde yapılacaktır. Ulusa, re- bir halk G&onsültasyonu sonücuna bağlı buluna- jim değişmesi işinin geniş akkında söz vermiş bul, yeter cek geneloy yüzdesine gelince, hakkında müsbet bir rakam veremiye - ceğim, Çünkü bu yalnız benim tara- fımdan değil fakat bütün hükümet ü - kotarılabilecek bir cağı Rejimin değişmesi üyoruz. görüle - bunun yeleri tarafından iştir.,, Yugoslavya ile Yunanistan arasın daki ilgiler hakkında da şunları söyle- miştir: * — Dost Yugoslavyada bulunmak - tan pek çok bahtiyar olduğumu söyli- yebilirim. Memleketinizde , Blcd'de bu kısa bulunuşum sırasında gerek ki- ral naibi Prens Pol, gerek başbukan B. Stoyadinoviç ile tanışmak şerefine ere- ceğim. Bu konuşmalar — sırasında — il- gilerden de bahsedilecektir. Bu konuş- malar sırasında ne gibi işlerin görüşü- deceği hakkında şimdilik bir şey söy - Nyemem. — Fakat kesin olan bir şey varsa o da bu konuşmaların iki memle- &et arasındaki dostluk bağlarını kuv - vetleştireceğidir. O bağlar ki gittikçe kuvvetleşen Balkan paktı ile başlamış ve bunu imza edenlerin karşılıklı iyi ilgilerine dayanmış bulunmaktadır. Yugoslavya ile Yunanistanın ilgile- rini tam ve iyi bir düzene koymak için led'de iki memleket delegeleri ara - sında son günlerde yapılan konuşmala- rın iyi biteçeğine inanmaktayım.,, Elen başbakanı, Yunanistan ile Bul- garistan arasındaki ilgiler hakkındaki Soruya şu cevabı vermiştir: “ — Nevilly andlaşmasının imzasın- danberi iki memleket ilgileri çok dost- gadır. Vakıa, en önemli kısını ekonamik olmak Üzere arada kotarılmamış bazı meseleler k &ün kota: dır. Fakat ekonomik meseleleri kotar- mak için daha önceden öteki meseleleri konuşmak daha iyi bir hareket olacaktır. Başbakan, Yananistan ile Arnavut- duk arasındaki ilgiler hakkında da de- miştiz ki: — Her iki memleket arasındaki ilgiler iyidir. Arada kotarılmamış ola- rak kalan kültürel ve dinsel özde bir kaç meseledir. Bunlar hakkında da La Haye hakem mahkemesi kararımı vetmiştir. Yunanistan, şimdi Arnavut- Juğun bunları yeritmesini beklemekte- dir.. Başbakan diyeyinin sonunda Alman yaya yalnız sihhati için yaptığı yolcu- lağun Yunanistandaki rejim işi itfe ile şu ve Almanyda eski kıral Yorginin tek bir delegesi ile buluşacağı hakkındaki söylentileri yalanlamıştır ——— er Türkiyenin kapasitesizliğini bir a- ta sözü haline getirmişti. etin başladığı de böyle saman alevi gibi parlayıp sö- Cumut devrimlerin meceği ve sonunda Türkiyenin eskisi gi- bi her çeşit devlet için açık bir pazar 0- hup k umut edilmişti. Kakta devam edeceği sanılmış ve Böyle düşünenlerin he kadar ya- mıldıklarını anlamak için bu günkü Tür kiyeye şöyle bir bakmak yeter. Her yıl düzenli bütce ç gelen dış tecim bilânçoları dışarıdan beş yapılmış larile giretleri denk para almaksızın on bir yılda 2800 K, demir yolu yer yer açılan cım kumaş, şeker, kok ve — gaire...fabrika- 1 ve kurucu çalışmalar baş döndürücü bir hızla ilerledikce Türki- ye dışarıya ları bu yapı yalnız hem — madde satan ve yapık alan yarı sömürgelikden çıkı- yor. kuv vetli bir devlet oluyor. Dışarıda tanın- Ekonomi ve sü bakımlarındı mağa ve sayılmağa başlanıyor. Bugünklü Türkiye başardığı — bu: eserler sayesinde ve durmadan d3 daha bir çok büyük islerle şimdiden Büyük Devlet denilen hatırı sayılır, az sıulusal meselelerde sözünün bir önemi olan ülkelerden biri olmuştur. Biz nümüzdeki yakın yıllarda bu gerçenir bütün dünya — tarafımdan — onaylanacı- Çaına İnanıyorur. /Fransada sıyasal akışlar Noye Zürher Saytung — gazetesine Tuluzdan yazılryor: Bütün dikkatini yalnız Parit üzeri- ne dikmekte olan yabancı memleket - ler, genel olarak güney Fransadaki sı- Güney Fransa, yalnız saylav, seçimi ile kendi- ni hatırlatmak için arada bir oraya uğ- tadığı zaman ağıza alınmaktadır. Va - kat belli başlı bir sıyasası olan güney Fransaya, çok az önem veriliyor. Gü- yasal cereyanları bilmiyorlar. ney illerinin hatırı sayılacak ölçüde bir basını vardır; fakat buradaki gazetele- rin bir çok sıyasal cereyanlarla olan bağları Fransanın dışımnda çok az bilin- mektedir. sına altı tane büyük ga zete kılavuzluk etmektedir. Solcu ola- rak, Marsilyada (Pötl Marseyyez) , Monpeliye'de (Pöti Meridional), Tu - tuzda (Depeş), sağcı olarak da, (Mar- vey « Maten), (Ekler) ve (Ekpres) ga- zeteleri en ileri — gelen gazetelerdir. Bunların içinde günde on beş defaya kadar basım yapan ve bir çok illere da- katılan gazeteler vardır. En büyükleri olan Depeş, 400.000 basmaktadır. bu ga- zetelerin sıyasada güttükleri ana çizgi adamakıllr belli olmuyor. Yukarda sa- yılırken de kaydedildiği — gibi sıyasal karakterleri genel olarak bellidir; an « cak, takımdıkları tavur ve durumlarını iyice anlatmak çok güçtür; hattâ ga - zetelerin sahibleri bile bunu anlatabi- lecek kudrette değildirler, İşte bu durum da, güney Fransada- ki sıyasa için kayde değeri olan bir me- seledir. Bir çok partilerin ve parti - ciklerin bulunduğu bir yerde, bunların her biri için ayrı bir gazetenin çıkarıl- ması zaten mümkün değildir.. Onun için burada çıkan gazete, bir çok hal - Jerde, bütün bir sryasal grupun eğlim. lerini denkleştirmeğe — çalışmaktadır. İşlerine yarayan şeylerden biri de hiç bir partiye bağlı olmamalarıdır, ancak hiç bir tarafta en ufak iİki par birbirlerine yaklaştıracak yetkileri yok- tur. Buralarda gazete sıyasal kılavuz- luk yapacak kapasitede değildir; en çok yapabildiği şey, kendisine yakın duy- duğu grupların eğlimlerini aydınlat maktır. Nitekim bu örneğini de aydınlatmaktadır. Laval hü kümetinin kararnameleri ne gün ve ne de Fransanm Ööbür taraflarında üsnomal hiç bir sinirlenme doğurmadı. urn son hadiselerin En solcularla en sağcılardan başka ne kadar gazete varsa hepsi de Parisin ka rarmı hoş gördü. Mar yönist istiyen karargâhların kopardık- latı yaygarayı herkes bilir; fakat kı - ralcıların itirazlarını bilen azdır. ralcılar, bir halk kategorisinin ka bir halk kategorisi hesabına yüküm & mekte olduğunu t ve enflas- tına g kararnameleri demagojik bir eser diye görmektedirler. Ne var ki, çoğu ses- ler old ü gazetelerinin £ lerini çıkarmıyan ki: 3 biçim ürütmelerine al tmiyor $haç) ile (ulusal gönüllüler) in yayılması sinirleri bozuyor. Sağcı ne sa hepsi de bu hareket- leri sempati ile karşılıyorlar. Kıralcı teler Ateşhaça halk cebhesine ğir basan bir karşılık g kadar gazete gazı larından geçici bir su sımdan gidiyorlar. Kentliterine karşı bir inan taşım; ruyucu tavır da bir göst bir şey değildi gazetelerin dö La Rok'a yardım ettik- dıklarından takındıkları ko- işten başka Kıralcı olmıyan sağcı leri Marsilyadan başka güneyin hiç bir tarafında (Ateşhaç) — ilerliyememiştir. Bu harekete uymuş olan da, henüz kendi çük şehir lerdeki gruplar aras disiplinlerinin kurulamamış olması yü- zünden, bunların herhangi bir hareket kapasiteleri yoktur. Yalmız büyük şe- hir havası içinde yaşayan Marsilyada, sırtını Parisesdayamış olan bu hareket hakiki Halk cebhesinin partileri, hepsine ina etkilerini yapabildik - ler terafından o kadar büyük ğ bir kuvvet olmağa başlamıştır veya bir leri gaze bir koruma görmüyorlar; böyle olduğu halde, son uray secimlerinde her ta - nılıiler, rafta xa Buğgün artık gü Fransasımı sotyalistler — yönetiyorlar Her şehrin uray sryasaları türlü ve de- ğişik yollardan gittiği halde, . rın genel eğlimlerinin sosyalistlik ya- nn tutmakta oldi Belli başlı üç şehirde seçilmiş olan şarbayla- apaçıletır. rın her biri, yelnız parti wıyasacıları olmakla tanınmış kimseler değil, aynı zamanda her biri halk tarafından hem tanmmış ve hem de sevilmiş birer şah- siyettir. Bu da, tlerin taktik Üstün- lüğünü göstermektedir. sosyı Sosyalistler, e olan tile 1 bilmişlerdir. Buna bir ör- bu parti hsiyetlere her yanda n çoğunluklar kazanması nek olarak Monpeliye şarbayı ve se - çim Tistesi gösterilebilir. Yoksullar arası şan bir bay daha da yoğrulup çalı - bekim diye tanınmış olan şar- başlangıçlarda iken faşistliğe karşı koyanlar arasında bulunuyordu. 9000 öy kazanarak bütün sosyalist Tis- tesini arkasından ükledi. Karşı tara- fim 10.000 oyaş bir bir de radikal grupu dığından kuvvet ve kudretini atolik, bir kıralcı ve sında paylaşıl- aybetti. Bu seçim manevrasının anlamı, bü- tün bir grupün zaferini güven altına almaktır; nitekim bunu her tarafta ba- şardılar. İşyarlar, bundan böyle de kamusal paralarla zenginleştirilecektir. Meselâ, Tuluz şehri son on yıl içinde isçi ve işyarlarımın saytsmı 1500 den 4500 © çı- karmıştır; yoksullara yapılan evler me- selesinde skandal denecek ölçüde arsa spekülasyonları yapılmış ve şar kuru - lunda bulunan üyelerin her biri kısa zaman içinde, adamakıllı para sahibi Danzig ve Polony: Danzigle Polonya laşmazlık her şeyden tir, fakat bu anlaşmazlığın epey kaygu verici sıyasal gelişimler yapacak özde olduğu açıkça görülmektedir. Berlin m açıktan açığa şevklendirilen naziler, sosyal-demokratlar ve nasyo - Danzigde bunların, nalistlerle — çarpışarak iş başma geldikleri zaman, ele geçirdikten sonra Polonyaya yaklaşmaya çalışma - özgür şehrin senasını ları ve bu hükümete, Danzigin eski yö- vermedikleri azları vermeleri hayret uyandır- mlerinin bir türlü mışti. Bunün, leh — alman yakınlaş- masının dolayısiyle yaptığı etki oldu- ğu belli idi ve bunda, — Polonya ile Danzig arasındaki ilgilerin gelişmesi- ne elverişli şartlar görülmek istenili - Ancak, bu güzel durum çok , finansal ve ekonomik bakım- yordu. sürmedi dan olan ilk güçlükler, Danzig sıyasa- sının böyle bir evriminin ne kadar suni olduğunu — gösterdi. Demagojük olan nazi sıyasası, pahalıya mal olmaktadır. Nitekim Danziğ finansı da bu durum- dan zarar görmekte gecikmedi ve Dan- zigin parası olan florin tehlikeli bir tehdit altında kaldı. Deanziğ senası, Raylış'la başka yer- lerde bir çok defalar kötü kullanılan, fakat Danzig gibi toprakları başka bir memleketin ekonomisine bağlı yerler. de daha güzel bir şekil alan tedbirle- re baş vurdu. Danzig orunları, döviz alım satımını buclandırmakla işe bap ladı ki, bu tedbir devallasyon, enflas- yona bir hazırlık demektir; sena son - radan, Polonya ile Danzig arasındaki ekenomik ilgiler üzerinde derin yan - kılar uyandırdığı - için Varşovada bir Ççok protestolarla karşılanan bu kararı luslar Sosyetesinin toplantısı 6 ağustos 193S tarihli Fölkişer Beo- bahter gözetesi, uluslar — sosyetesinin soön toplantısını incelemekte ve demek- tedir ki: Habeş meselesinin kökten değişti- ğini ve 1906 da yapılan — andlaşmanın sonucunda üç büyük devletin, bu mem- leketteki asığları da aydınlanmış oldu- ğunu hemen hemen otuz yıldanberi bil miyen avrupalı kalmadı. kü meseleyi 1906 andlaşmasi doğurmuş. tu. İtalyanın mümkün olduğu kadar büyük ve bir tek parça sömürge elde etmek için harisce uğraşmalarını da bi- lenler vardır. — İtalyanlar bu gayeleri- ne varmak ve karalarıma kuvvet verdir- mek için, bir çok şeyleri, belki iç se yazalarını, belki de Strezada yaptıkları gizli anlaşmaları da işin içine katıştır- mışlardır. Günün birnide Ual-Ual'da ufak bir sınır hadisesi oldu. — ($ birincikânun 1934) Bu hiç de hoş olmuıyan bir mese- le olmakla beraber, düzeltilmesi de © $ değildir. Fakat bu me- selede işi güçleştiren şey, hadisenin olduğu yerin 1928 denberi italyı kadar zor topraklar nüz daha k Ancak bu ha- disenin, 1906 ve sonraları 1925 andlaş- sını yapanların asığlarını buclandı- tabileceğini — hiç kimse iddia edemez. Bu hadise, belki o andlaşmaları yapan- lardan bir devletin İ erinin büyüklü ğünü gösterebilir; fakat bu da henüz n n lan bir sey değildir. nde da- katımlanmaktadır. ı olarak bir kura na alınmı ha başka şe Meselâ, karşılık efradınm si danberi asker taşrı hiç de hoş kaçmıyan barb söylevleri de ak karşılıklı bir yürüyüş yapıl Meszle daha başka türlü de 1906 ar şiddetli bir biçim vermeğe baş maktadır. anlatılabilir; nın asığlarına ital- lamışlardır. Ancak, bizler, Cenevrede söylendiği gibi, sağduyunun harba üs- tün geldiği bir devirde yaşadığımızdan uluslar sosyetesi de, bu meselenin ken- dine düşen bir ödev olduğunu sandı. Ne var ki, italyanlarla habeşliler 1928 de yaptıkları ayrı bir andlaşmada, ara- larında çıkacak olan — anlaşmazlıkları yargıca vermeyi kararlaştırdılar. İşin birinci kssmı budur. Yölu yor- damiyle, lazım olan şeyler yapılmağa başlad Bunun üzerine, Habeşistan uluslar sosyetesinide üye olan bir devlettir, uluslar sosyetesinin iki üÜyesinin saç saça, başbaşa gelmeleri doğru değildir, diyenler ortaya çıktı. Fakat bunlar apa- çık olarak, işlerin yargıçla düzeltilmesi yanımı tutanlardan azdırlar. En sonra, Kelloğ paktı elde bulün. dükça artık harb olamaz, diyenler de oldu. Fakat, bu pakta işaret edilme- si, yalnız Birleşik Amerikanın cumur başkanına bırakıldı. Mesele, yargıç ve uluslar sosyetesi yoluyla düzeltilmek çerçevesi içine so- du ve asıl zorluklar da ondan son- ra baş gösterdi. Görüşmeler sonucun- da, üçler kendi aralarında didişmeğe koyuldular. Üç devlet tarafından Ha - beşistan Üzerine bir koruma konulma- sı ileri sürüldü. Müusolini, harb için harcadığı paraları göz önünde tutarak ve hem de haklı olarak, bu önergeyi ka etmedi. Habeşistan, sıyasal koru- ak için (küiltür değişmesi için de- bir görüşmeye yanaşmadığın - oyun da başarılamadı. Ne de olsa prestij bakımından bir şey yapmak y Öyle ise, ilk önce zor kullanılmama- hıdır, denildi. Bu düşünceye uygun ö- nergeler de yapıldı, fakat gene kebul ümü altına girilmişti. edilmedi. Kısa habı Macar ortodoksları Noye Fraye Prese gazetesinin İs - tanbul aytar bere göre, macar hükü daki ortodokslara ayrı bir kilise yapıl- verilmesi için, İstanbul - gazetesine verdiği bir ha- eti Macaristan masına izi daki ortodoks patrikliğine baş vurmuş- tur, Romanya ve Yugoslavya patrikleri sıyasal ve dinsel etkiler dolayısile ma- car hükümetinin bu isteğini hoş görme mişlerdir. Macarıstandaki ortodoksların herhangi bir ayrılma hareketi önüne geçmek ve iki taralı da hoşnud edebi- lecek bir sonuca varmak için Sensinod kurulu gelecek hafta yeniden toplana- taktır. 12 AĞUSTOS 1935 PAZARTES c ——— ——— değiştirerek, kambiyo kontrolunu kurf du. Danzij sinden çekinerek, kell Polonya da bu yüzden florininin düşm toprağına gönderilen malların gütt rük resminin zloti ile ödenmesini is * tedi. Datzig senası başkanı bu tedbi! re kar$ı hemen ve resmen protesto €& ti ve Danzig gümrüğüne, Varşova hil! n bu tedbir€ Sena baş * kanı o sıralarda gazetelere verdiği yevde, Polonyanın ekonomik tedbir * lerle Danzigi hükmü altına almak İf tediğinden bahsetti. Versay andlaşmasının 104 üncü mad mamasını emretti. desine göre Danzig şehri Potonyantif gümrük smırlarının içerisinded lonya tarafından alımıp, Danziğ Gdinyay mek gibi bir sonuç veren * la yapılan alış veriş çevire dbirlerifi doğurduğu güç duruma karsşı koymal için senadan geniş yetkiler almış olall sena başkanı, hemen, Alr len yiyecek, içecek ile maden köümür * olarak Danzige Bİ” Hiç Danz luyla kendi topraklarını basmasındali çekinen Polonya da derhal korunma garelerini kuvvetlendirdi. Ortada o * lan bir şey varsa o da bu yüzden Dam rlaştırdı sim vermiyen bu malların, zig limanının çalışmalarının felce uğ* | radığı ve şehrin yiyecek, içecek bul * ması işinin tehlikeli bir duruma düş * tüğüdür. Danzi£ senası tarafından alıman tedbirleri el * bulduğu içifk bunlara karşı, Polonyaya giren mallar rın Danziğ yoluyla girmemesini sağlt* ta haklı olt | duğunu söylemektedir. Danziğ senası" | nın, oradaki Polonya komiseri olan B | Pape'ye verdiği bir notada Polonyayf Versay andlaşmasiyle bütün öteki an” laşmaları, Danziği aç bırakarak boz * mak istemekle suçlandırmaktadır. Banzig ve Varşova arasındaki an * laşmazlık böyle bir şekil almış olmaklâ beraber, Danziğ senası başkanı, arayâ kimseyi sokmadan Polonya ile doğru * dan doğruya kanuşmalar yapmak ça * relerini araştırmaktadır ki, bu da u * kuzlar sösyetesinin yüksek komiseri * nin işe hiç karışmamasını istemek de * mektir. Halbuki Versay andlaşması * nan 108 üncü maddesi, bu andlaşma yü* zünden Danzigle Polonya arasında çi” kacak bütün İlk kararı verecek olun kimsenin, ulut“ lar sosyetesinin bu delegesi olduğunu söylemektedir. Berlinden — öğüt al * madan hiç bir işe girişmiyen Dansiğ" | deki nasyanal-sosyalist orunlar, ödevi bu gibi anlaşmazlıklarda işe karışmak olun uluslar sosyetesi delegesini ne içik bu meseleden uzak tutmak istiyorlar? Sözün kısası şudur ki, tenanın Dan * ziğle Almanya arasındaki bütün güm * rük duvarlarını kaldıran — kararnamet&i üzerine, Polonya da Danzigden gelecek olan bütün mallara sınırlarını kapa * mıştır. j Varşova hükümeti, deki anlaşmalar aykırı yacak olan tedbirler alm: alnaşmazlıklar hakkındâ | Buna göre, anlaşmazlık kcekin — bif | safhaya girmektedir. Nazi gazetelerir — alman mallarının Danzige gümrüksül olarak girmelerinin Polonya ile çar * 1 pışmak için yapılmış bir hareket de * ğil, ekonomik bir korunma tedbiri ol" duğunu anlatmağa çalışarak — Danzif * | den yanâ çıkmakta ve Danzigin hakl rını anlamadıkları için p0 | m etmektedirler. Bu af laşmaztığın leh — alman ilgileri üz€" kiğ ihtiyaçla lonvalılara & rinde uyandıracağı yankıları yakımdaff geçirmek ilgen olacaktır, çüü” arasında, Dafi* Rgözdi Polonya ile Almarı zig ve Memel işleri gibi meteleler hef zarnan çıkmaktadır ve 1933 de yapılafi teh tarılması için hiç bir esas bulunma * alman anlaşmasında bunların kö* maktadır. Tan, Paris - $. 7. 9İ$ Kiralık ucuz odalar Banyo, su, elektrik, kışın k"’: rifer. Kooperatif arkasında B. A Nazmi apartımanı. Tel: 272 —— ağlık Yurdu Bir Hastabakıcı arıyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: