16 Ekim 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

16 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

16 İLKTEŞRİN 1935 ÇARŞAMBA — ULUS SAYRYA 5 lllmıbul mektubu YABANCILAR VE ŞEHİRLERİMİZ Bit yabancı için, yabancı bir şehirde, meselâ İstanbulda ente- resan olan şey nedir? Kenarlarına giçek dikilmiş ada yolları mı, kal- dırımsiz bakımsız iç mahalle so- kağı mı, çarşaflı dilenci mi, kafes mi, cami mi, müze mi, pis pahalı oötel mi? Ben İstanbulda Beyoğlu cad- desine benziyen bir yerde oturu- yorum, oturduğum yerde hiç kim- senin konuştuğu dil komşusunun- kine benzemez, Türkçeyi Hüseyin ile ben konuşurum. Bir gün Hüseyine bü yüz çe- şid dilden hangisini daha çok be- ğendiğini, hangisinin daha çok güzel olduğunu sordum. Yahudi- ce mi, rumca mı, rusça mı, ingiliz- ce mi, fransızca mı, almanca mı, italyanca mı?... Anlamadı. İnanmadı da. Bön- bön yüzüme baktı, şaka mr ediyor- sun dedi; — Hepsi bir türlü frenkçe ko- nuşuyorlar işte! Hüseyin daha askerlik çağına girmemiş tertemiz bir Anadolu çocuğudur. Sordum, araştırdım, o- nun kafasında Türkiye - içindeki Türkiyeden, Türkiye dışındaki frenkçeden başka hiç bir dilin ayrı coğrafyasını bulamadım. Arabça- yı kapalı, bulanık bir anlatışı var- dı, bunu; Mekke, Medine, Kur'an, cennet, cehennem ile karıştırıyor, fakat bu dil nerede? Yerde mi, ökte mi konuşulur pey ayırd e- Semiyurdu. Bazı fena misalleti olmasa, kim bilir belki bu ayırdsızlık pek iyi bir şeydir. Geçenlerde gazete- ci arkadaşlardan biri, evinde ken- disine yemek yedirdiği, yazıları için materyel verdiği bir sovyet gazetecisine - evi için yazdığı şey- lerden dolayı - ağız dalusu -atıp tutuyordu, onu; kendisinin bu ala- turka hamamlı, zengin döşemeli paşa konağında yadırgıyarak 0- turduğunu anlamadığı için, Cahil, kaba, geri buluyordu. le birkaç genclik yı- lını ingiliz afrikasında geçirmiş, gazeteci bir kadınla tanıştım, bu kadın italyanların Habeşistana gitmesine, şu veya bunun için de- il; £ — Belki kazanırlar da Habe- şistana italyan avrupasını götü- M“' Si Diye kızıyordu. Çölün, çöl ge- celerinin, çöl yıldızlarının, çöl gü- neşinin, çöl adammın şiirini yapı- yor, — Çölü bozacaklar, çöl adamı- nm rahatını kacıracaklar, Diye kederleriyordu. Bir defa ben bu kadına; çarşafını çıkaran türk kadırını anlatmak istedim; — Yazık! kim bilir o zaman ne reldi, Kib[)edi. Bir defa da, İstanbulun yeni nlânından, ağaçlanacak park- larından, temizlenecek sokakların- dan bah--decek oldum, yalan! di- bağırdı; Ka — Bu güzel tabiati bu kadar canavarca öldüremezsiniz! (1). — Ne yapmalı? ç Haydi sovyet gazetecisi için çare bulunur, ona; i — Yanlışlık oldu, size tesir yapan dekor bizim bugünkü de- ğil dünkü yaşayışımızdı.. Falan denir, fakat; bu genc ga- geteci kadın; o nasıl tatmin edile- bilir?.. vv Biz bir sergiyi görmek için Le- ipzig'e gittiğimiz zaman, alman- ların elimize tutuşturdukları pro- gramda, - gazeteci, mühendis ilh, gibi meslek adamlarının hususi toplantılarında söyleneceklerden başka - kırktan fazla konferans vardı. Bu konferanslarda alman- lar; Leipzig'e gelen yabancı yerli, 200.000 ziyaretçiye Almanyanın sosyal, ekonomik, sıyasal duru- (1) Kadın hâlâ İstanbulda olmasay. dr bu çok söylenmiş iki cümleyi, uy- duruyor, veya - düydüklarırı yâzıyor hissini yermemek için bu vazıya aBla- mazdrm, mundan, rontgenin kimyada, ma- deni eşyada, endüstrideki yeni ro- lüne, demir, çelik, hafif maden dökümlerine, yeni yapı malzeme- lerine, yeni sosyetenin sosyal, sı- yasal, ekonomik yeni şartları için- de yeni tekniğe nasıl ve niçin uy- duğuna kadar her şeyi anlatıyor- lardı. Halk devlet hizmetinde yük- sek sanat. Alman ekonomisinde nasyonal sosyalist mühendisi. Nasyonal sosyalizmin ekono- mi anlayışnın temeli. Teknik nasyonal sosyalizmin dünyayı görüşüne göre tensiki. Yahut; — Son zamanlarda harb silah- ları arasına karışan - tayyare şe- hirlerin yapı tarzına, yapı malze- mesine tesirler yapmıştır, yeni bi- naları, hangi tarzda hangi malze- melerle yapmalı? — Şehirlerde, şehirler arasın- da ray üzerinde işliyen motörlü nakil vasıtaları yanında — raysız motörlü nakil vasıtaları çoğalmış, bu yüzden şehirlerde, şehirler a- rasında yolların yapı tarzları ve malzemeleri değişmiştir, yeni yol- ları hangi malzemelerle ve nasıl yapmalı? Köprüler, taş mı, beton arme mi, çelik mi olmalı?.. İlh. ilh. ilh.. Niçin? Almanlar niçin böyle ko- nuşuyorlardı, rejim mi, endüstri mi, tecim mi propagandası yapı- yorlardı? Belki hepsini bir arada yapıyorlardı, belki — ziyaretçilere yeni alman rejimi kadar, bu re- jimi yaratan, alman zekâsını, al- man ilmini, alman tekniğini, al- man gücünü tanıtmak istiyorlar- dı. Üzerine yabancılara kendileri- ni tanıtmak ödevini alan hiç bir almanı bize: Memleketlerinin Eyubdaki Pi- yerloti kahvesine benziyen (2) gülünç ve iğrenç taraflarını gös- termedi, belki yoktu da ondan göstermedi. Fakat onlar neyi, ni- çin yaptıklarını biliyorlardı. Be- zirgân turizmini bir tarafa bırak- mışlar Almanya icin çalışryorlar- dı, konuşuyorlardı. Neset Halil ATAY (2) Bütün seyahat acemtelerimizin ve bütün levanten dostlarımızın İstan. bula gelen her yabancıya mutlaka göster- dikleri ba kahve, Eyub mezarlık'arımın taşları üzerine — yerleştiritlmiş birksç tahta masadan, bacakları kırık — kötü birkaç sandalyadan ibarettir. Yabancı Eyub iskelesinden buraya — gelinceye kadar dünyanın en sefil mansaraların. dan birkaçıı görür. Yarı çıplak cuklar, çarşefla dilenen çingene kadın ları, mezarlıklar arasında otlayan hay. vanlar, eğlenmeğe, yemek yemese ge len ayleler, gömülen ölRler ilh. h. ilh ço İÇ HABERLE SLARI İSTANBUL TELEFONLARI : İstanbul ve İzmirde Türkkuşu İstanbul, 15 — İstanbulda açı- lacak türkkuşunun bazırlıklarına başalndı. Sovyet Rusyaya giden talebeler döndükten sonra bunlar- dan dördü İstanbulda öğretmen o- larak bu teşkilâtın haşında çalı şacak diğer dördü İzmirde açıla- cak türkkusuna gideceklerdir. Atatürk köprüsü İstanbul, 15 — Uray Atatürk köprüsünün eksiltme tekliflerini öbürgün kabul edecektir. İstanbulda nüfus sayımı na hazırlık İstanbul, 15 — İstanbulda nü- fus sayımında çalışacak memur- lar bugün üniversite konferans salonunda toplandılar. Kendileri- ne sayım işlerinde nasıl çalışacak- ları anlatıldı. İstanbulda yeryer bu türlü toplantılar yapılmakta ve memurlara ödevleri anlatılmak- tadır. Üniversiteye girenler İstanbul, 15 — Şimdiye kadar üniersitenin türlü fakültelerine giren talebe sayısı 1500 e yaklaş- ti. Dil, tarih fakültesi için sınaçlar İstanbul, 15 — Ankara Dil, ta- rih ve coğrafya fakültesine alma- cak 40 yatılı. talebenin sınacına bugün Üniversitede başlandı. Sı- naca 200 genç girdi. Münih kısırlaştırma konferansı İstanbul, 15 — Ayın 23 ünde Münihde toplanacak - kısırlaştır- ma konferansına Gülhane hasta- yurdu doğum ve kan hastalıkları uzmanı Dr. Ali Esad - girecektir. Kongrede Almanyada kabul edi. len kısırlaştırma kanununun tat- bikinden almanâ neticeler, kadın kısırlığınım, tıbbi ve cerrahi teda- vilerinin son senelerde verimleri incelenecek ve kadın hastalıkları üzerinde serbest önergeler yapı- lacaktır. Yunanistan buğday alacak İstanbul, 15 — Yunanistanın İstanbul piyasasından 7 bin ton buğday almak istediği haber veri- —— e— | liyor. Fakat fiatların yükselme te- İş kanunu projesi Kamutayda iş kanunu projesini ince. liyen özel komisyon toplantısında proje- nin 1, 2 ve 3 Üncü maddeleri Üüzerinde incelemelerde bulunmuştur. Komisyon her 3 madde hakkında hükümetten bazı malümat istediğinden maddelerin görü- şülmesi cuma gününe birakılmıştır. Ka misyonun cuma günkü toplantısında b maddeler hakkında Ekonomi Bakanlı . ğından iş ve işçiler büresu şefi Enis Be- hiç komisyona lâzım gelen izahları ve- recektir, Düyunu umumiye komiseri Düyüunüumumiye — komiseri R. Ali Riza dün akşam Parix'e gitmek üzere Tstanbul'a hareket etmiştir. Yabancı dil kurları Kültür bakanlığında üniversi- tede okutulmakta olan yabancı dil- ler kurlarının tedrisatını mestr içinde bitirmek imkânları araştırılmaktadır. mayülü bu isteğin yerine getiril- mesine imkân bırakmıyacak gibi- dir. Holandadan Hava Kuru - mumuza gelen teşekkür telgraf Ankara, 15 (A-A.) — Gecenlerde bir Fokker uçağı ile Ankarada düşüp ölen hollan- dalı uçman Baron Sandberg'in ce- nazesine bir çelenk gönderen türk hava kurumuna Hollandadan şu mektub gelmiştir: “Hislerinizin tercemanı olarak güzel bir çelenk yollamakla ötlen Baron Sandberge karşı kurumu- nuzun gösterdiği son saygılar bi- zi son derece duygulandırmıştır. Büyük minnet hislerimizi - bildir- memize izin vermenizi rica eder, türk dostlarımızın bu acıklı kayıp- tan duydukları kederin bizde, acı- dığımız ölüye duyduğumuz gibi, kıymetli bir hatıra bırakacağıma i- bu sö- | nanmanızı dileriz.,, N. V. Nederlandsche Vlieg- tuigen Fabriek Türk - İran - İrak andlaşması Tahran, 15 (A.A.) — İran ga- zeteleri, İran, Türkiye ve İrak a- rasında bir saldırmazlık paktının yapılmasını memnuniyetle kayde- derek bu paktın şimdiki şartlar i- çinde aldığı önemden bahsetmek- tedirler. Fırtına, batı ufkunü karartırken, doğu yeni bir güvenliğe kavuşmuş oluyor. Pakt, İranın uluslar sos- yetesine sadakatini isbat etmekte- dir. Sayım memurlarına konferarns Bugün yekünu 2500 kişiye va- ran Ankara şehri sayım ve köntrol memurlarımna halkevinde istatis- tik genel direktörü B. Celâl Ay- bar ve yardımcısı 8. Selim Aykut tarafından konferans — verilmiş, memurların duraksadıkları yerler izah olunmuştur. Bu konferans, salonda yer bu- lamıyanlara yarın B. Selim Aykut tarafından tekrar edilecektir. İstatistik genel direktörü B. Celâl ve yabancı danışmanı Eski- şehire giderek sayım hakkında konferans verecektir. Ayın 17 inci günü de İstanbul radyosu aracile ve bundan sonra Taksim stadında istatistik genel direktörü İstanbul sayım memur larına sayım hakkında iazhat ve- tecektir. Diltarih fakültesine girecek talebeler Şehrimizde yeni açılmış olan dit tarih fakültesine şe'nrimizde ve İstanbulda alınacak parasız yatı talebeleri için yapılacağını yazdığımız yarışma sınaçları dün başlamıştır. Sınaçlara bugün de devam edilecektir. Bu sınaçlar so- nunda kazananların adları ay so- nuna kadar ilgililere bildirilecek- tir. İstanbuldan ve buradan sınaç- lara giren talehe sayısı 150 ye ya- kındır. Tişi mü: Aı 'i î;. Kar manyanın yen ktaf T C . . Türkiye elçisi Almanyanın Arıkara Büyük et- çiliğine tayin edilen B. Von Kel- ler 1899 tarihinde dış işleri mes- leğine girmişti. 1901 den 1908 e kadar Kahire, Kapstat ve Kalkü- tada —muhtelif memuriyetlerde | bulunduktan sonra 1912 den 1920 ye kadar dış bakanlığında direk- tör &ıfatiyle çalısmıştır. 1914 ten 1916 ya kadar genel savaşa iştirâk etmiş 1915-1916 senesinde alman genel karargâhında çalışmıştır. Muhtelif arsrulusal konferanslara iştirak etmiştir. 1920 den 1924 € kadar Belgrad'da, 1924 ten 1928 e kadar Brükselde, 1928 den 1932 ye kadar Buenos - Ayreste büyük elçi olarak bulunmuştur. 1933 se- nesi ilkteşrinine kadar Almanya- yı uluslar gosyetesinde temsil et- miş, daha sonra dış bakanlığında orta elçi ünvaniyle vazife almış- tır. İzmirde üzüm satışı İzmir, 15.(A.A.) — Bugün bor- sada beş kuruş on paradan on se- kiz kuruşa kadar 7597 çuval üzüm satılmıştır. Bütün satış yekânu 305.188 çuvaldır. Lise ve orta okulların parasız talebeleri Lise ve orta okullarına gire- cek parasız yatı talebelerinin sı- naç kâğıtları Kültür bakanlığınca incelenmiş ve sınaçları kazananla- rın listeleri hazır! » Bakan- lık bu listeleri bir iki güne kadar ilgili direktörlere bildirecektir. Avrupaya gidecek talebe Türe fakültesi diplomalıların- dan Avrupaya gidecek talebele- rin smaçlarına dün Ankara türe fakültesinde başlanmıştır. Dün meden? hukuktan smaç yapıl- mıştır. Sorular Kültür bakanlığın- dan kapalı zarf içinde gönderil- mektedir. c Gündelik Ateş ve balta : (Başı 1. ci sayıfada) dolayı taşıyorlar; kıyılarını yiyor- lar, Denize döküldükleri yer - lerde liman taşını için çok zararlı olan deltalar vücuda geliyor. Or- man bütün bu kötülükleri önle - dikten başka, yağmur — sularımı toprağa sindire sindire verir; ne - hirler onunla düzen bulur. “ Ormansızlık yüzünden yer- altı su seviyesi, yavaş yavaş, alça- lır ve düşer. Ziraat kuraklığa mah- küm kalır. Ürün azalır; nüfus — seyrelerek göçler başlar. Endüs - trileşmek için esas olan içpazar büzülür, daralır ve kuvvetini kay- beder. (Alman yazarı sanki Ana- dolumuzu anlatıyor! ) * v Orman, iklimi vücuda ge- tiren, akar suları düzene koyan, ziraat topraklarının verimini a - yarlıyan, halkın zengin bir endüs- tri ve medeniyete kavuşarak, bu- nun devam etmesine imkân bıra - kan büyük unsur... * Önceleri bunları göz ö son SÖ yıl içinde gittikçe artan ke- reste ihtiyacıma rağmen, Hitlerin iş başma geçtiği tarihe kadar, Al manya sahasının dörtte biri or manla örtülü idi. — Yalnız büyü': harbtan Hitler'e kadar, Almanya nan İiberal ekonomi ve sıyasa sis temi, yarının aleyhine bugün için fazla kazanç prensipi gütmek, or- manlar için de bir tehlike olmuş- tur, K Çiftçinin sıkıntısını sömüre - rek, ucuz ucuz orman — parçaları satım alıp (alman yazarı sanki A- nadoluyu anlatıyor!) bunları her türlü kaidelere zıt olarak — sözde işleten müteahhidler, alman or - manlıklarını dümdüz tarlaya çe - viriyorlardı. * Hitler yeni bir kanunla or - man felaketini önlemiştir. Bu ka - nunda muhafaza tedbirleri ile ye- ni orman koruma tedbirleri var - dır. 2,2 milyon hektar toprak ye - niden ağaçlanacaktır. (Not - Bu son satırı okuduğum vakit, daha geçenlerde havadan — Almanyayı seyredişim halırıma geldi. İki ta- rafı ağaçsız bir şose bile olmıyan, göz hiç bir zaman geniş ve boş ' bir düzlüğe düşmeyen Almanya, ormanlanmak ihtiyacı duy- makta, dır.) * .. Faşist İtalya, bir çok zor - lukları önliyerek, orman felaketi- nin tam zamanında önüne geçti. En şiddetli tedbirler, İtalyada a- hmmıştır. * Arnerikada eski ormanlıklar ve çayırlıklar yerinde bugün ku - raklık hüküm sürüyor. Bunun ö - nüne geçmek için Ruzvelt yeni bir orman sıyasasına başlamıştır. Me- sela Kanada'dan Teksas'a- kadar 1600 kilometrelik bir sahaya ye & şil bir orman şeridi çekiyor.,, Musolini, Hitler ve Ruzvelt'in tedbirlerini tetkik edelim. Türk ormanlarını ateş ve bal - tadan kurtaracağız. Ormanları - miızin muhafazasın: birakınız, A- nadoluyu ağaçlargak zoru altın - dayız. F.R. ATAY b kaldık

Bu sayıdan diğer sayfalar: