2 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

2 Ocak 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 B. Laval dış sıyasasını anlîıyor Geçen gün fransıs meclisinde u, B. Laval'a berleri arasında okurlarımıza bi önce B. Laval'in parlamentoya rinden aynen aşağıya dercediyor hakkında bugün çmaya benim iste- karar verdi. İtalyan a acele son ve iim zerine Habeş anlaşmazlı | ameye gayret eden. fransız hüküme- dünün, ingi likte dost- a bir hal süreti aramak için ne gartlar altında çalışmış olduğunu on ün önce sizlere anlatmıştım. z hükümetile Ü n teçebbüsün iki bökümete yapı: O lan teşviklerden nasıl ilham almış olduğunu söylemiştim. Bu teçebbü- gü Milletler Cemiyeti/ paktına ve - iyetine uygun olduğunu da b O kurlatmıştım. Nihayet, anlatmıştım ki k 'nutkunu verirken nihai haddına varmış olduğumuz artık meseleyi doğrudan / doğru - ilgili iki “ Milletler Cemiyetinin kararına bırak anlaş- ölmüş Habeş hükümeti, yapmağı 1 fedakârlık hissesini pek ağır buldü. İtalya - hükümeti, teli lerimizin tetkiki hususunda kendisin- den beklemek hakkımız olan istical 've anlayışı göstermedi. İlâve edeyim ki bu arada söylenen bir nutukta bizim. vazifemizi - kolaylaştırmış ol- omadı. Esef ettiğim bu hâdiseler vaziyeti düzeltmedi, ve vahim meseleler ih- das etti ki bunlar üzeriz da bulunmayı vazife biliyorum. .En mühim mesele, yapmış olduğum “güyasanın memleket menfaatlerine aygün olup olmadığını bilmektir. Fransız meclisi önünde - tetkik edil- mesi lâzım gelen tek mesele budur. Harcadığım gayretlere esef etmiyorum Günün birinde sulhu tekrar kurmak Bilinmesi lâzım gelen X R, f ; İ b le izahlı düne karşı girişmiş olduğu tes “ llere mühalif hareket etmiş olup ol- O madığım, halde ve istikbalde emni- timizi tehlikeye koyup koymamış bulunduğumdur. Pakta karşı saygımızı yalnız söz- de değil fakat fiillerle - belli ettik. — Ne Cenevre'de, ne de başka bir yer. “de, hiçbir zaman — tenhhudlerimizin dışına çıkmadım. Büyük ve hür bir memleketin mümessili sfatiyle, Mil- “hetler Cemiyetinin diğer birlikte, tecavüze karşı aecri tedi der almak üsüllerini tetkik ettim ve deklif edilen / tedbirlerin hiç bi karşı engel olmadım e kadar iztirap veric hükümet mesile b 4g siyaseti hakkın- telgraf ha ldirmiştik. Bu görüşmelerden yaptığı diyevi fransız gazetele- sun, bütün bu tedbirler, bizde kat ü bir surette tatbik edildi. Paktın 16 ct maddesinin 3 üncü fıkrasının - yerine gel husu. sunda, zecri tedbirlerin tatbiki dola- yısile İtalya tarafından tecavüze uğ- takdirde - kar havada yardımına koşmak üzere İn- giltereye karşı Fransayı teahhüd al- tına sokmakta tereddüt etmedim. Bu hususta © zaman ingiliz elçisine ya- bizzat Sir Samoel olan beyanatı, | kamoyda — yanlış bir mahal kalmaması için, tekrarlamak zerime büyük mesuliyetler aldığımı — hissediyorum. Esasen bu mesuliyetler paktın,” önün den kaçılınmaz neticeleridir. Ve bu mesuliyetler bana İngiltere ile İtal ya arasındaki gerginliği hafifletmek her çareye baş vurmak vazifesi- yükliyordu. Önüne geçmek için ne lüzımsa yaptığım bir harba memleketimizi de ükliyebilecek olan bir hâdisenin “arihte bir sürü misali olduğu gibi ikmasından duyduğum korkuyu, kâ- siçin itiraf etmiyeyim ? Paktın bizi yapmakla mükellef küttuğu vazifelerin sert olduğu nis- bette, sulhçu bir hal şeklinin munü haklı göstermek — bususunda biçbir şeyi ihmal etmemeye kendimi mecbur hissediyordum. ize kadar genişleyebilecek olan anlaşmazlığı süratle mek hususundaki sabi izahi işte budur. Werle ! üzerine ambargo meselesini etik. İşte o zaman - tehlike mize apaçık göründü. Sir Samoel Hor filvaki, Avam k: marasında düşüncelerini şöyle anla- tıyordu : « Bilhassa petrol ambar- gosundan dolayı ve hele Milletler Cemiyetinin olmıyan radıi da, denizde ve Hora Milletlerarası düşünceye burada - açıkça ram. Bunu yapmakla istiyo tüzu sona irdir gayretimin 'beraber petrol tetkik bütün him bir şekle giriyordu. 'tan, hiçbir mesul hükümetin küçüm- seyemiyeceği — haberler geliyordu. — B. haberlerden çıkan neticeye göre Ral- 'ya petrol ambargosunu / askeri bir tedbir veya İtalyaya karşı harb de- mek olan bir hareket telekki ede- cekti. » Sir Samocl Horle beraber — Millet- lerarası mevzuat çerçevesinde sulhu koruyarak memleketimizin menfs derini müdafa; taları aradım. tekliflerimizi etmek için en Mübal makul sayılan buluyorduk. Bundan başka bu teklifler değişmez şeyler de değillerdi. Sir Samoel Hor, avam kamarasın- da, heyecanlı ve hattâ bizi en fazla şiddetle muhakeme et- olanların bile takdirini kazan. mış olan bir vakarla bütün bunları izah etti, müşterek eserimizi müda- faa etti. Yarın ne olacaktır ? Paris teklif- leri ölmüştür, bu anlaşıldı; - fakat uzlaşma yolu yine açıktır. Milletler Cemiyeti kanseyi toplan- dı. Konsey tekrar e başla- maş olan 18 ler komitesini yeniden canlanı Ekonomik tazyik ted- “birlerini kararlaştırdıktan s01 vazifet bun- ların tatbikine nezaretle mükellef olan irtibat ve telif komitesi faaliyet sahasını genişletecek midir ? Ekono- mik ve finansal sahalarda - şiddetli tedbirlerin daha önceden alınmış ol- duğünü hatırlatmama izin verir mi Bunlı z olduğunu kim iddia etmek isteyecektir ? Ve bun- ları genişletmek istemekle anlazmaz- tmek tehlikesi karşısında heğı geniş bize diyorl imızda / ehemmiyetli olan şey, illetlerarası kanununa saygıdır. Şüphesiz, fakat bu kanun harba mani olmak, tesirlerini tah: için düşünülmüştü, yoksa, onu umu- mileştirmek için değil . . Osten Çemberleyn, avam kamı sındaki nütkunda - bu noktaya kuv- vetle işaret etmişti : » Sulhu iade edecek zecri tedbirler meriyette bu- dunduğu şu sırada, Milletler Cemi yeti unutmamalıdır ki zecri tedbirler it etmek başlı başına / bir gaye değil, fakat gayeye varmak için bir vasıtadır; ve eğer bu gayeye, konuşma - yöliyle daha çabuk varılması imkânı varsa, ki bu her zaman için hakikat olmak dâzımdır, zira konuşmaksızın gaye- ye ancak iki taraftan birinin veya ötekinin bitkin bir hale gelmesi ile yarılabilir. bu konuşmalara girişmek yalnız pakta uygun bir hareket ol- makla kalmaz aynı zamanda paktın tecavüze uğradığı takdir etmiş olduğunuza —günün - birinde ezef edeceğinizden korkmuyor musu- B. Lavalden sonra söz alan fransız sox- yalist partişi başkanı B. Leon Blum iş olan ittihamlı Bu ittiham esaslı Burada nâzik bir meseleye temas ediyorum : Milletler Cemiyeti. naza- k, kuvvetini / evrenselliğinde bulmalıdır; hakikatta bu evrensellik hiçbir zaman tamamile gerçeklene- memiştir, ve iki büyük devletin, J: ponya ile Almanya'nın birlikten çe- kilişleri hatrımızdan çıkmış değildi Cenevre mücssesesine düşen vazife bu yüzden çok daha - ağırlaşmıştı Gerçi evrensellik prensibine itiraz edilmesi için bu bir sebeb teşkil Fakat, Milletler Cemiyeti larının ölçüsünü tanımazsa, sahada, kendini ederdi. Esasen hiçbi yapmaktan çekinmedi imkân- pratik akamete mahküm zaman bunu Her zaman ilân etti ki umumi vecibeler yanında türlü tazyik şekilleri vardır. Mını kavi yardım paktlarının formülü Ce- nevre'de Sarlanmış ve üsülleri ora- Bunların hedefi '€n nâzik mıntakalarda bir karşılıklı yardım esası hazırlamak değil midiç? da düşünülmüştü. kalınmıyacağını kim garanti eder 7 Bu neviden anlaşmaların - bulunma- ması yüründen paktın 16 mcı mad. desinin tatbiki dai içinde kalacaktır. Bugünkü, buhran içinde — Milletler Cemiyetinin faaliyeti güçlüklere uğ- ramış olabilir ve daha da uğrayabi- lir. Bundan kollektif emniyet prensi- bine karşı makul hiçbir netice çıkar- mak doğru olmaz. Bugün bütün milletlerin menfaati- 'ne zarar verecek mahiyette olan ve ancak sulh düşmanlarına yarayacak bir anlaşmazlığa nihayet vermek su- retiyle Milletlerarası kanuna saygıyı temin etmek bahse konmuştur. Av- rupanın zaten ikrarsız olan mu- yazenesini büsbütün tehlikeye düşü- rebilecek bir buhranın uzamaz ağırlaşmı mevzudur. un önüne geçmek bahse Milletler — Cemiyetinin prensiplerine halel vermeden, ve iz- tikbal için karşılıklı zin hiç zaifletmeden - fili olarak bu yolda çalışmak lâzımdır. teahhüdlerimi Hâdiseleri hatırlattım. Prensipleri andım. Tteahhüdlerimizin biç birine 4 değilim. aykırı hareket eti Eğer ineilir hül İtalya İngiltereye k; Son gelen “L'Örop Nuvel” muası milletler arası bir buhran do- Burmuş olan İtalyan - Habeş metele- #ine uzun bir etüd ayırmıştır. Bu ya- süldesn bir İhdien - fagilis herbi'ühai malini gözeten kusmı aşağıya - alıyo- BİR HARP OLURSA İstrateji uzmanlarının hükmü dir. Süveyş kanalı demez. İngiltere, daha harbın - başlangı cında, İtalyayla Afrikadaki ordusu ara- l ingiliz kat taarruz'a zaptedi ındaki münakaleyi kesebilecektir. yanların bütün umabilecekleri, donanmasının hareket üsleriyle arasını kesmektir. Fakat bu donanma, eğer is- ndine bir yol açıp Cibralta'ya ve- 'ya Kap'a ulaşmaya, büyük kayıplar pa- hasına da olsa muvaffak olacaktır. Ka da Libya ve Eritre'deki italyan or düları Misir ve Sudas vakkaten işgal edebilirler. Fakat bu za- fer pek süresiz olur ve önüne geçilemez bir mağlübiyetle neticelenir. Bu mağ. lübiyetin ne neticeler doğuracağı önce den tahmin edilmiştir: İtalya donanma- sant ve on iki adayı kaybedecektiş. — Fa- kümen ve mü- kat bu harbta ingiliz donanması, deniz- altılar ve tayyareler tarafından hırpala: 'narak kısmen tahrib edilmiş olacaktır ki bu, bütün Avrupanın muvazenesini bo zacak müdhiş bir sarsıntı olur. Zayıflı yacak olan muhafazakâr kuvvetlere karşı Avrupa haritasını değiştirecek yeni it- tifak'ar imkân dahiline girecektir. İtal- yanın da bu hususta rolü olacaktır. M. &- lübiyetinden sonra Dalya silahsızlardı. rılmıyacaktır. şimdi biliyoruz ki - bir milleti uzun zaman silahsız tut mak kabil değildir. Hattâ, basit bir sö- çünkü ge kavgası yüzünden har topraklarına kadar götürmeğe de cesa- ret edilmiyecektir. Bu süretle küskün, kızgın ve mağlüb bir millete ga dibin kasmen harab edilmesinin verdiği büyük itibare sahib olarak az zamanda kalkını ni yükseltince, bütün garb medeniyeti. nin yıkılışıni — hazırlamamak memnun etmeye acele edecek'erdir. 1935 harbından sonra İtalya, 1814 den sonra- aktır. Ve bir gün yeniden seri. için onu 2 YONKALUR A ceğim ki, iki büyük demokrasi ara- sında'açık görüşmeler, sulhun k runmasma gerekli olan sıki etbirli. &ini ancak kuvvetlendirebi nak üzere, hiç k elbirliğinin Avrun Başta ben h zansız - ingiliz 'da emniyetin barlıca unsuru olduğu- nt inkâr edemez. Ben bu etmiş de; ne bi miş değil de, ingi kararlaştırılmış. olan liz hükün bulunmayı düşünmüyorum. birliğine aykırı hareket ğilien. Hdi memleketi birbiri- glıyan dayanışmaya halel ver. ücam edenlere z Diş Bakanile - Paris'de teklifleri red- Girişmiş olduğum teşebbüsten do- layı şimdi pişman değilim; çünkü bu teşebbüsün şmazlı; vermekti. Bu gayret boşa çıktığı için hevesim kırılmış değildir. Daha ziyade muvaffak olamıyacak daha başka teşebbüsler de yapılabi Umudsuzluk bana yasaktır. Hâdi- seler ne olursa olsun, — YK YAYT imanlı ve yorütmar bir Faaliyete ı harh edebilir mi? r ki Almanyanın vaziyetinde - bulunacak- Musolini, harita üzerinde bütün mümkün ittifakları hesaba — katmı dan, İngiltere ile münasebetlerini bos meyi gözetmiş değildir. İngiltereyi ve Fransayı yoklamıştır. Fakat bunların hiç biri İngiltereye karşı gelmiye ni yetli değillerdir. Şu halde kendini tek başına müdafaa etmek müdhiş haki kati karşısındadır. Bunun için kati lü- zum olmadıkça bu işe girişmiyecektir. Hakiki bir asker ancak kati anladığı zaman intihar e olarak manda italyandır. Onun kuvvete müracaat yeni kombinezon- lara yol açar. Musolini'nin harbı ilün etmesi bütün Avrupada, yapılacak o- te karşı bir iğrenme ve çekilme hareketi görüle- cektir. Belki o zaman İtalyaya “Afri kadaki parçası” terkedilecektir. Hat- tü harb başlamış olsa bile İtalyanın elindeki son vasıtaları, yani ne düş- man filoyu torpillemek için ölmiye ha- üzerine yürümeye'hazır Libya ordu. sunu hemen kullanmıyacağı düşünü- lebilir. Diplomatik bir zafer ümidiyle, ki ordusunu açlığa mı mahküm etmek Bu takdirde ordusu komşu Sudan'a girerek yiyeceği temin edecektir. Bu teşebbüs, habeşlerin sisteminin bir devamından yani ye- için yürüyen ve öldürenleri oksulluk harbı”. Büyük tehlike kar- şesindi herhalde böyle olacaktır. Fakat kuvvete müra- caat usülü kabul edildiği andan iti- baren kim harbın hududunu daralt. alcrm hiç kir senin ummadığı yerden çıkı Sonra, harb fikri bir defa ciddi olarak gözetilince vakit kaybetme! kahul edilmek istenmiyecektir. İnzit- tere Akdenizdeki deniz bir istiyecekler? italyanların tahı makla övünebilir? Kı derini hum - kuvvetlendirivar,

Bu sayıdan diğer sayfalar: