20 Ocak 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

20 Ocak 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-—İ eeT ULUS Sancak meselesi ve dünya gazetelerinin neşriyatı Sancak meselesi hâk kında dünya basınında tesadüf et devam ediyoruz. Aşağıda okuyacağınız üç makale, üç ayrı memleketin, inin organı olan La Rö- ü de Hollandanın De Standaard gazetesinde intişar etmiş- Mısırın el. Belağ'da, publigue'de ve üçüncüs İransız radikal sosyalistle: imiz yazıları almakta yani biri tir. Bunları tefsire lüzum görmeden oldukları gibi neşre diyoruz. İskenderun meselesi ”Bu meselenin soğuk kan- hlıkla halli lüzumdır. Suriyeli kardeşlerimize bir nasihat. Ni- çin bu gürültü?.,, 9 İkinci kânun 1937 tarihli “el. Be- Tağ'dan: Eğer insan, bazı kardeş gazetelerde İskenderun meselesi hakkında yapılan neşriyata göz atarsa, Türkiye ile Pran- #a arasında hemen bir harb zuhur ede- ceğini ve İngiltere'nin bu harbta Fran Sanın yardımına geleceğini ve - bütün Milletler Cemiyetinin de, netice ne o- Tursa olsun, Fransa tarafına katılaca - ea tahmin edebilir. Bazı arkadaşlar, “İskenderun meselesini, İspanya mese- “lesi kadar büyütmekte ve İskenderun — geselesinin barış için teşkil ettiği teh- “likenin İspanya tehlikesinden aşağı ol- — madığını iddia etmektedir. Niçin bu ada heyecan ve bu. kadar. asabiyeti “biz, bu meselenin türk görüşü ile fran- #ız görüşü arasında bir anlaşmazlıktan “ âbaret olup ve bu anlaşmazlığın eski - den mevcud olduğu / kanaatindeyiz. “Nasıl inanılır ki, Türkiye, ikinci de - “recede addedilen İskenderun meselesi için, harba doğru yürüyecektir? Bu neşriyat niçin? Ve hangi ga - ile Türkiye - Suriye - dostluğunun iyi komşuluğunun gömülmüş oldu. fikri bir kin şeklinde ortaya atılı - a News Chronicle gazetesi diyor idi “Türkiye hükümeti harbtanberi, devletlerin tutmuş oldukları yo 'aksine olarak, dostça hareket et - “miştir. Bu böyle olunca, kazanılmış bir Âyi nam ve şöhretin, sırf İskenderun “yğruna feda edileceğine inanmak güç- tür.” Bu gazete, çok isabet etmiştir. ““Biz de, ingiliz gazetesiyle aynı fi kirdeyiz. Çünkü boğarların tahkimi me- / gelesini maharet ve dürüstlükle hallet- . miş olan Türkiye, İskenderun işini / harbla halledemez: Türkiye - hakkında — çıkarılan şayialar ve yapılan gürültü. “der faydasızdır. Böyle işlerde - soğuk kanlilik Yâzımdır, ve bu mesele ancak — goğük kanlılıkla hallolunabilir. Şimdi esas meseleye geletim: Tür- “âkye ile Franta arasında - müzakereler — yapılırken, Fransa - bunları / Milletler Cemiyetine havale etmekle büyük bir “hatada bulunmuştur. Çünkü bu mece - “lenin Milletler Cemiyetine havale edil- mesi, garezkârlara fırsat verir ve an - “aşmazlık çerçevesi de genişleyebilir. & — Bu mesele, ancak, Fransa ile Tür kiye arasında, doğrudan doğruya hal- dedilecekti. Zaten fransız gazeteleri — e fransız hükümetinin bu hareket tar —ai beğenmemişlerdi. Pransız basını, türk dostluğunun ehemiyetini kaydet- miş, Milletler Cemiyetine tevdi edil- meden evvel, bu meselenin - doğrudan doğruya Türkiye ile - halledilmesinde asrar etmiştir. Zaten türk delegasyonu, İskenderun bitaraf bir. komisyonun Sancağına gönderilmesini man, bu isteği ilk kabul eden — Fransa olmuştur. Fransa her halde, ansızın yapılmış bir teklif karşısında bulun - mamıştır. Ve yalnız türk delegeleriy- Je uyuştuktan sonra bu mesele ortaya “atılmıştır. Bundan daha garib bir şey de vardır. Fransanın Milletler Cemi- yetindeki nüfuzu malümdur. — Fransa, Müzakereleran 18 ikinci kânun tarihi: he bırakılmasına muvafakatini Türki - '“yenin Paris büyük elçisinden Bu münasebetle Petit Parisien gazete- si l ki; *“Fransız hükümeti, Türkiye büyük elçiliğine — başvurarak konsey toplantısının 18 ikinci kânuna kadar tehiri hususunda — Milletler Ce- miyeti sekreterliği nezdinde teşebbüs- te bulunması için Bay Suaddan ricada bulunmuştur. Şimdi biz - Türkiyeden bu talebimizin kabulünü rica ederiz. Zira bu suretle, bu tarihten evvel nirlerin yatışmasına imkân hasıl ola - caktır. Diplomatik görüşmelerin inkı- taa uğrıyacağı hakkındaki şayia asılsız olduğu gibi bu mesele hakkında bazı giddetli tedbirlerin alındığı da yalan- dır (aynen). Kemal Atatürk büyük bir önderdir. Memleketini yanlış yürüt - mez. Binaenaleyh bu meselenin yakın- da tesviye edileceği ümidindeyiz.” Öyle ise Pransa niçin bütün dünya- da gürültüler ve patırdılar çıkarmış- tır? Fransa, yeni Türkiyeyi iyi —tanır ve onun kadar iyi tanıyan yoktur. Genç Tütkiye, birçok kıtalarından vazgeç - miş ve yalnız türk unsuru bulunan ara- zi ile iktifa etmiştir. Türkiye, bütün şarkın müttehid olmasına — çalışmıştır. Evet, yeni Türkiye şeref ve haysiye - tine karşı çok hassastır. Ve bu şeref ve haysiyete karşı tecavüz etmek isti- yenleri tepelemeğe hazırdır. İnkâr edilmez ki Türkiye, gerek ya- kın şarkta ve gerek şarkın ortasında sulhun en büyük âmili olduğu gibi Türkiye, öyle bir âmildir ki bu kıta - Jarda barışa tecavüizü kuvvetle red ede- cek derecede kuvvetlidi Biz tekrar ederiz ki İskenderim meselesinin doğrudan doğruya ve Tice Fransa ile Türkiye arasında hallo- Tunması Tazımdır. Suriyeli kardeşlerimiz, Gazi Atatür- kün sayesinde, Türkiyenin kalkınma - sınt adım adım takib etmişlerdir, Tür- kiyenin muvaffakiyetini ve yükselme- sini dilemişlerdir. Suriyeliler, Türki- yenin kuvvet ve kudretini hayranlık - Ja karşılamışlardır. Bugün suriyeliler iraz da hakları vardır) -Türkiyenin Suriyeye karşı aldığı durumdan müte- essirdirler. Suriyeliler istiklâle kavuş- tukları zamanda bu hareketi beklemi - yorlardı ve Türkiyenin, manda — sahibi. Fransadan, daha fazla merhametli dav- ranacağını ümid etmişlerdi. — Bilhassa 'Türkiye, birçok defalar, Suriyede biç bir emel — beslemediğini — söylemiştir. Fakat eğer suriyeliler, biraz haklı ise- der de, komşu ve dost bir devlet ” olan Türkiyeye karşı Suriyenin — Pransayı tahrik etmesi doğru değildir. Biz, böy- le bir hattı hareketten bulanık sularda Aavlanmak istiyenlerin istifade edecek- lerinden korkuyoruz. Suriyeliler düşünsünler. Yarın yük- #ek siyaset icabiyle Fransa ve Türkiye uyuşurlar, o zaman Suriye zararda ka- Jacaktır. Suriye ile Türkiye — arasında çıkarılmış olan bu ihtilâf, emperya - Tist hedefler için yaratılmıştır. Mandanın — acısını gören - Suriye, Türkiyenin dostluğunu ve — kıymetini takdir etmelidir. Suriyeliler, emper - yalist devletlerin tuzağına düşmemeğe dikkat etsinler! Havacılık ve Spor'un 183 üncü Sayısı - çıkmıştır. Bütün Kitapçılarda var- dır.. Okurlarımıza tav- siye ederiz. Kayıp anahtar Kavaklıdere ile Taşhan ara- #ında bir otomobil benzi depo: u kapağına ilişik 3 anahtar Kaip olmuştur. Gazetemiz ilân Memuruna getiren memnun edi. lecektir. 1—210 Suriye hadiseleri Joan - Pierre Görard, La Rö- pubilgue gazelesinde yazıyoı İskenderun Sancağında, bizzat en - ternasyonal komisyonun önünde yapı: Jan tezahürler ve mukabil tezahürler gitgide vahimleşmektedir. - Komisyo - mun bunlara mani olmaya - ve zihinler- 'de sükünü tesise gayri kadir. olduğu meydana çıkmaktadır. Çok esefe değer ki yapmaya mecinır olduğumuz ilk müşahede şudur: Mil - letler Cemiyetinin zayifliği. Meseleyi Cenevre konseyine arzetmeyi — gerekli görmüş olmamız, şu saatte, pratik ola- Tak bir şeye yaramamıştırı. — Ankara hükümetiyle doğrudan doğruya müza- kerelere girişmek Tüzumundan bu - bi zi vareste kılmadı. Telgrafların meydana — vurdukları ikinci müşahede, o zamana kadar bu mıntakada üstü örtülü bir halde bulu- 'nan bir arab - türk &, daha - doğrusu Fransız ordusunun poli teskin ve tahdid etmişti, fakat pek sı- rasız bir şekilde ortaya çıkarılan en - ternasyonal mesele, bunü / açıklamış, meydana vurmuş ve bu itibarla müz - minleştirmiştir. 10 eylülde imzalanmış olan fransız Suriye muahedesi, aradan henüz beş ay Beçmiş olmasına rağmen, şimdiye ka- dar ancak felâketli tesirler icra etmiş- kir. Onun içindir ki bu muahedenin ta- gediği zihniyetin uygun ve ifadesi münasip olup olmadığını kendi ken- dimize sormak mevkiinde bulunuyoruz. İlk nokta üzerinde, şunu müşahe - deye mecbur kalıyoruz ki Suriyede va- ziyet 10 eylülden evvel daha kötü de- ğildi. Bilâkis. Gerçi bir Suriye tahri kâtı meveuddu. Fakat bu ancak olduk- ça mahdud entelektüci muhitlere mün. hasır kalıyordu. Fransız yüksek — ko - miserlerinden bir çoğu - bilhassa içle- rinden en dikkate değer olanı, Henry de Jouvenel - günün birinde Şamlıla - Tın istiklâl emellerini tatmin mecburi- yetinde kalırsak, dalma bizim sadık tebaalarımız olmuş olan dürzileri, ale- vileri ve türkleri feda etmenin ihtiyat- sızlık olacağını ve bunlar ye Politikasr takib edilmesinin —mutlaka Tüzümlü olduğunu * anlamışlardı. — B. Henry de Jouvenel dalma - azlıkların korunmasına matuf bir durüm almıştr. ki üstelik bu fransız ananesine de uy- gun bir haldi. 10 eylâl muahedesi işte bunu yap - mamıştır, ve işte bu muahedenin ikinci 've en mühim kusuru budur Suriye bil- hassa komplekx bir memlekettir; bura: St bir rklar mozalki, bir dinler arap- saçı, bir feodalite yuvasıdır. Tecanüs. Süz ve kendine has bir bünyeyi haiz - dir, Eski osamalı poli! &t da, yani her Suriye politikası mahir bir muvazene oyunu olacaktı. - Manda sahibi devletin rolü daimi bir tevzin ve hakemlik rolüydü. Herhangi bir Su- riye hükümeti bin temayül arasında Büç bir dozaj olmalıdır. Suriye muahedesinin imzası Pa « betinde nazik olan bu memleketin va- ziyetine az çok vakıf olan her kimse, derhal bu muahedenin azlıklar hakkın- da himaye kayıdlarını muhtevi olması icab ettiğini düşünmüştür. İlk karışık- Jıklardan birkaç gün sonra neşredilen bakanlığın yarı resmi bir notu, hakika- ten bu hususun düşünülmüş ve her tür- Jü tedbirlerin alımmış olduğunu — bize düşündürecek mahiyetteydi. Halbuki öyle görünüyor ki bu ted - 20/1/1937 —— |Karışmazlık komitesi (Başı 1. inci sayfada) ni bildirmiştir. Almanya — ile İtalyanın delegeleri, Sovyetlerin bu kararını şid- detle tenkid etmişler ve ispanyol banka- &t altınlarının “bitaraflaştırılması” key- fiyetinin, doğrudan doğruya müdahale meselesiyle aynı zamanda - halledilmesi dâzım geleceğini ileri sürmüşlerdir. Bu- 'nunla beraber murahhaslar bu ihtilâfın tebliğe sokulmamasına karar vermişler- dür. Komite mahfilleri — bedbindirler ve kan ciddi ihtilâfların nihayet ale- etmekte- dün niyete vurulmasından endişe dirler, Bahri ve askeri / ekisperler de dün toplanarak İspanyaya giriş noktalarının kontrolu hakkında teklif edilen - birçok plânların telifi şekillerini görüşmüşler. G Karadan konteel meselesi, şimdiye kadar kendi arazisinde yabancı gürmen istemiyen Portekiz'in kararına bağlıdır. Miaamalih, — Portekiz karadan kontrol teklifini kabul etmemekte ısrar edecek Glursa tâli karışmazlık komitesinin neti. cede Portekizin deniz tarafından kontrol edilmesine karar vereceği tahmin edi- fiyor. Bahrt ve aekeri — — öler bugün teke rar toplanacaklardır. Kakat bunların fa- aliyeti ancak dün komitenin girdiği çık- mazdları kurtulmak kabil olursa müsmir olabilecektir. İtalyan cevabi hazır Roma, 19 (A.A.) — Haber verildiği- ne göre İtalyanın gönüllüler - meselesi kakkında ingiliz notasına vereceği vab bugün veya yarın verilecekti İyi haber alan mahfiller, italyan ce- vabının Sovyet notası da dahil - olduğu halde diğer devletlerin cevablarını dik- kate alacağını bildirmektedirler. Sovyet cevabı Roma'da umumiyetle gönüllüler meselesindeki ingiliz teşebbüsünü ihti- mal akamete/ uğratabilecek mahiyette telakki edilmektedir. Hollanda Başbakanı — B. Koljin'in mensup olduğu siyasi partinin organı olan “De Standaard” gazetesi, I1 son kânun tarihli sayısında Hatay mese- desinden şöyle bahsetmektedir: Suriyede bir değişiklik — olmuştur ve bu son hâdiselerin de bize gösterdi- üzere bir safhanın — sonu geldiğine değil, böyle bir safhanın - başlamakta olduğuna delâlet etmektedir. — Fransa ile Suriye arasında bir anlaşma yapıl- dığı malümdur. Bu anlaşma mucibin - birler alınmamıştır, bilâkis. Muahede metni elimize geçtiği zaman, burada fransız - suriye “ebedi dostluk” una, Milletler Cemiyetine, istiklâle dair mü-) kemmel cümleler gördük fakat metni okuduk, tekrar okudük, ve bu azlıklar meselesine dair ne bir madde, ne - bir satır, ne de bir. kelime bulamamakla hayretler içinde kaldık. Halbuki bütün Suriye meselesi bu - dür. İşte bu. unutüştur. ki, / Sancaktaki vatandaşlarını himaye etmek — isteyen türklere karşı bizi müşkül mevkide bi raktı. Gerçi bize türklerin bu vilâyet - te azlıkta olduklarr söyleniyor, bu pek de, doğru değildir. Sancağın — 220.000 kişilik müfasu arasında 80 ilâ - 85.000 türk, 60 ilâ 65.000 arab ve 25000 erme. ni vardır. Bunlar bizcat “Temps” in ver- diği rakamlardır. Bu şartlar içinde, türi der mütlak azlıkta olabilirler fakat nisbi ekseriyettedirler. Bilhassa hukuki meseleleri ilâniha- ye münakaşa etmek- beyhüdedir. Her şeye hâkim olan üç vaka ve Sancak'ta kuvvetli bir türk toplu- Tuğu mevcuddur. Bu topluluk, burada mühakeme e- decek olmadığımız. fakat hakemlik ro- Jümüzün bizi müşahedeye mecbur kıl- dığı sebebler dolayısiyle Şam suriyeli- leri ile geçimsizlik içinde yaşamakta - dır ve daima böyle yaşamıştır. Üçüncü vaka, bu azlığın haklarının ilen korunmasını temin etmek bizim mizdi. çıkmaza girdi Diğer taraftan / öğrenildiğine püre, iyan notasında Valans hükümeu aa kendi saflarında döğüşen bütün yaban- cıları ispanyol tabiiyetine kabul etmek hususundaki emirnamesinin ingiliz tek- in halisliğine ciddi bir mani teşkil ettiği kaydedilecektir. İspanyaya giden gönüllüler Paris, 19 (A.A.) — kko dö Pari ge- zetesi son zamanlarda cumhüriyet İspanm yasına giden gönüllülerin bir listesini yazıyor. 21 birincikânun — 1936 dan 9 ikincikânun — 1937 ye kadar 700 kişi Fransa » İspanya hududuna gelmiş ve 3 ikincikânundan 7 ikincikânuna kadar da 700 kişi Perpinyan'dan geçerek İs- Panyaya gitmiştir. TL ikincikânunda — bomba imalinde mütehassıs 25 ingiliz Perpinyan'a gel Miş ve bir otobüsle Barselon'a gitmiş- dir. Lord Plimut'un bir teklifi Londra, 19 (A.A.) — Deyli Herald ve Niyuz Kronikl gazetelerine göre, karışmazlık tâli komitesinin dünkü top- Jantısında ispanyol altını üzerine ambar- g0 konulması meselesinde görüş anlaş- Mazlığı belirmiştir. Lord Plimut her şeyden önce — tâli komitenin bu husustaki salâhiyeti me- selesinin tetkikini ve sonra da bu altın- Jarın hakiki sahiplerinin düşüncelerine müracaat edilmesini teklif etmişti. Sovyet büyük elçisi Maiski bu tekli-. #i kati olarak reddetmiştir. İngilterede bir imparatorluk konferansı toplanacak Londra, 19 (A.A.) — Taç şenlikler rinden sonra bir imparatorluk - konfe- ransı toplanacaktır. Bu konferansın 1932 Ottova konferansından daha ehe- aniyetli olacağı söylenmektedir. Standard gazetesi diyor ki: ce Suriye yakında istiklâlini ilân ede cektir. Bu vaziyet Suriye - arablarınn başlıca arzularına cevab verdiğine gi fe, geçen kışki ayaklanmaların teker « Tür etmiyeceği umulabilir. Bununla beraber yeni anlaşma hâd bir şekilde ortaya başka bir meseleyi Ççıkarmıştır. Bu da İskenderun ve An » takya üzerindeki türk — mutalibatıdır. Her şeyden önce vaziyeti iyice göz &- 'nüne getirmek gerektir. Bu topraklar. da halkın / ekseriyetini / teşkil eden 280.000 türk oturmaktadır. Şüphesiz, bu 'nürus buraya dün yerleşmiş değildiz. Türkiye bu meseleyi, bazı taktik se « beblerden dolayı dış politikasının ö safına koymamıştır. Bununla beraber, Türkiyenin mutalebatı bundan 15 ydl önce yapılmış olan Ankara — muahede- sinin akdi tarihinden itibaren — başlar, Atatürk, o zamanlar memleketin ortar sına kadar ilerlemiş bulunan yabancı küvvetlere karşı serbest kalmak / için İskenderan ve Antakya'nın, manda ah 'tma konulmuş olan Suriye toprakları içinde kalmasını kabul etmiş, fakat bur ranm türk sakinlerine istiklâl verilme- sini de şart koşmuştu. Mesele anlattığımız gibi muvakkat bir şekilde hallolunduğu zaman vazi - yet böyle idi. Fakat ondan sonra iki mühim hâdise oldu. Bunlardlan bi “Türkiyenin boğazlar konferan- sında kazandığı muvaffakiyet, ikinci- si de Fransa - Suriye muahedesidir. Yakın Şark memleketleri arasında. ki münasebetlerin inkişafı bakıbından, bu mesele günün birinde - büyük bir ehemiyet iktisab edebilir. Arablar türk dostluğuna büyük bir ehemiyet verdike leri cihetle, yakmda memnuniyet ve « rici bir hal suretinin bulunacağı umu- habilir. Yalnız Fransa değil, İngiltere de bu meselenin halline alâka göster - mektedir. İngiltere bu sıralarda İskem- bulunan — Kıbris derun'un karşısında adasını tahkimle meşgul / bulundurul. maktır. Bu toprağın yeni bir anlaş - mazlık kaynağı olmasını - istememekte- dir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: