11 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

11 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A K A A ULUS ——— 11 - 3 - 193757 —— 2 Palitika bahisleri : İnhisarlar “Ankara - Bükreş |Vekili İnsanlar, iki şey sevmeğe alış- malıdır: Kitab ve çiçek. Bunlar - dan birincisi, kafalarımızdan, ce- haletin pasını; ikincisi de, mizac- larımızdan, kabalığın ve hoyratlı- ğın nasırlarını sökecektir. Kitab, kendi değerine inanan insanın, ölünceye kadar, en yakın dostudur. İyi kitab ve fena kitab diye bir şey yoktur. Okumasını ve kafasını durmaksızın inşa etmesi- ni seven için, fena kitab, iyi kitabi takdire yarayan bir zarurettir. Gölge olmasa ışığı tanırmıyız? Demiyorum ki, her kitab sonu- ma kadar okunabilir. Bazan bir göz gezdirme bile, önümüze çıkan yeni tanıdığa ısınmak yahud ısın- mamak için kâfidir. Şu var ki, ge- zen göz, gezmesini bilirse, takıla- cağı noktalar bulur. Ve bu nokta- ların çoğaldığını gördü mü, artık ondan ayrılamaz. Bir de vardır ki, kitabtan önce, gelip, şöhreti sizi bulur. Yahud kitabın üzerindeki imza, kitabın kalitesi için tecrübe edilmiş bir garantidir. Kısaca, kitabı sevme - nin bir usulü ve mektebi vardır. Ve kitab sevgisi, insanın değeri için şaşmayan ve aldatmayan bir ölçüdür. Sadri Ertem, genç türk muhar- rirleri arasında, tanınmış bir arka- daştır. Eğer kitablarını ya!.adan takib ettinizse, onun, bir cemiye- tin yahud bir davanın bünyesi içi- ne, bir köstebek gibi girdiğini ve yoklanmadık, didiklenmedik, tah- — İilin neç” rinden teşrih edilmedik noktalar bırakılmadığını görmüş- — sünüzdür. Bilhassa sosyal makta - — ları,tam yerinden yani sosyal — Mmünasebetlerin düğüm noktaların- dan geçirmesini bilir. Bundan başka, bu muharrir, ki- tablarının hiç birisinde “şekil” i — “öz” e tercih etmemiştir. Konuş - — tuğu gibi yazmayı kâfi görerek, yani her türlü stilizm endişesine muayyen bir had tanıyarak bü muharrirlik kuvvetini, asıl, dava- larının tahliline ayırmıştır. Sadri Ertem'de cümle ve kelâm, gaye değil vasıtadır. Bunun içindir ki, — yabancılarm objektif alâkalarını, Yazan: Sadri Ertem onun kitabları hem çekmeğe hem tatmin etmeğe muvaffak olmuş - tur. Ankara - Bükreş, Romanya hakkında bir röportaj'dır. Kitabı okursanız, kendi kendinize sorar- sınız: acaba kaç ay kalmış? Hal- buki, muharrir, Romanya'da bir hafta on gün kalmıştır. Yalnız, ge- zerken okumuş ve okuduklarına göre gezerek gördüklerini ve duy- duklarını notlar halinde tesbit et- miştir. Adı gibi çalışkan ve köste- bek kadar mevzuu tanımak bah- sinde kararlı ve işgüzar olmak va- sıflarına malik olunca, geriye, ka- fanın teşekkül tarzı, üslüb ve zeyk kalır. Bunlar, Sadri Ertem'de mevcuddur. Bu muharrir her şeyden önce, günümüzün meselelerini günümü - zün tetkik adesesi altına koyması- nı bildiği Ankara - Bükreş se- yahatnamesi, Rumanya'yı her ta - rafından herkese gösterecek ve anlatacak kadar canlı bir eser ol- muştur. Sadri Ertem'in çok türk oldu- ğunu işaret etmek lâzımdır. Kita- bı okursanız, göreceksiniz ki, mu- harrir Romanya'yı anlatmağa baş- lamadan bu memleketi Evliya Çe- lebi'nin nasıl anlattığını öğrenmek istemiş yahud bu hususta öğren - diklel hafızasında tazelemiştir. Buna lüzum görmüştür. Bundan başka, Romanya'ya bakış, tamamen, Türkiye'den bir bakıştır. Bugünkü Türkiye'den ve dünkü yani tarihi Türkiye'den. Öyle ki, osmanlı tarihi ile 1937 Romanya'sı arasındaki, — kültür muvasala hatları tamamdır. Ve Ankara - Bükreş, bu muvasala katlarını kendi kendine tesis et- mek zahmetine girişmiş ciddi bir muharririn ciddi bir eseridir. Ciddi dedim ise, kitabın miza - cını ve iklimini değil, muharririn eser vermek cehdini kastettim. Yoksa Ankara - Bükreş'in, bizinı tanıdığımız ve sevdiğimiz zeki ve spiritüel Sadri Ertem'in bir o ka - dar neşeli ve ferah eseri olduğuna şüphe yoktur. Burhan BELGE Dü K Glanbula gidiyor Pazar günü İstanbulda yapılacak o- | K — lan büyük hava tezahürlerine iştirâk — etmek üzere bugün şehrimizden beş — tayyarelik bir Türkkuşu filosu daha İs- ğ tanbula gidecektir. ."' - Filo; bir Yünkers, bir Gordon, bir — Uz2, bir Rönişberber tayyarelerinden — we yedeklerindeki plânörlerden mürek- — kebdir. Filoya pilot B. Basri kumanda — edecektir. Montrö anlaşması | pulları İstanbul, (Telefonia) — Darbhane /— ve damga matbaası boğazlar anlaşması- nın imzası dolayısiyle kullanılan posta kolleksiyonundan 150 kolleksiyon hazır- lamaktadır. Bunlar boğazlar mukavele- sine iştirak eden delegelerle, Montrö konferansında temsil edilen devlet reis- lerine ve dış bakanlara verilecektir. IKÜÇÜK IÇ HABERLERİ I * Ziraat vekâletinin zeotkini işlerine bakan dördüncü seksiyonu ve haralar - atcılık işleri mütehassısları B. Salâhad- din Batu ve Dr. Çiki, önümüzdeki yıl çalışmalarını - programlaştırmak — için gereken tetkikleri yapmak üzere vekâ- let tarafından Karacabeye gönderilmiş- lerdir. * Ziraat vekâleti yeni orman kanu- nunun tatbiki etrafındaki hazırlıklarına devam etmektedir. Dün sabah bütün 'orman umum müdürlüğü müdür ve şef- lerinin iştirakiyle ziraat vekili B. Muh- lis Erkmenin reisliğinde bir toplantı ya- pılmış ve toplantı saat bire kadar sür- müştür. Bir Türkkuşu Filosu Hukuk Fakültesi Dekanı İstanbul, (Telefonla) — Hukuk fa- kültesi dekanı Sırddık Sami sıhhi se- bebler dolayısiyle bu vazifeden çekil- Mmiştir. B. Ali Rânâ Tarhan'ın Trakyada tetkikleri İstanbul, (Telefonla) — Trakyada gümrük ve inhisar işlerini tetkik eden gümrük ve inhisarlar vekili B. Ali Rânâ Tarhan bugün İstanbula döndü. Gaze- tecilere Trakyada idari mahiyette tet- kikler yaptığını, Uzunköprüde gümrük işlerini etüd ettiğini söylemiş, inhisar- lar idaresinin Ankaraya taşınıp taşın- mıyacağı hakkındaki suale de idarenin yeni bina yapılıncaya kadar iki sene daha İstanbulda kalacağını söylemiştir. Edirnede hava kuru- muuun kadınlar kolu kuruluyor Edirnede ikisi halkevinde biri de Yeni İmaret Halk Partisi ocak binasın- da olmak üzere üç büyük toplantı ya- pılmıştır. Bunlardan biri, Hava kurumunda bir kadınlar kolu teşkil etmek maksa- diyle yapılmıştır. Edirnenin bütün mü- nevver kadınlarının iştirâk - eti toplantıda bir idare heyeti seçilmiştir. İdare heyeti hemen faaliyete geçmiştir. İkinci toplantı gene Halkevinde E- dirne zirat kredi kooperatifinin senelik kongresi idi. Bu toplantıya da 150 kişi kadar iştirâk etmiş bulunuyordu. Top- lantıda kooperatifin senelik faaliyeti raporu okunmuş, yeni idare heyeti se- çilmiş ve kooperatifi ilgilendiren me- seleler üzerinde uzun boylu konuşma- lar yapılmıştır. . Üçüncü toplantıda Yeni İmaret Par- ti ocağının yeni binasının açılması mü- nasebetiyle tertib edilmiş ve ocak bina- sı törende hazır bulunan vali Osman Şahinbaş tarafından yapılmıştır. Mersinde sırt hamallığı kaldırı'iyor Mersin, 10 (A.A.) — Şehrimizde sırt hamallığının kaldırılması — esas i- tibariyle kararlaştırılmıştır. Bu kara- rın yakında tatbik edölmesi için alâka- dar müesseseler şimdiden - faasiyete geçmiş bulunmaktadır. Uşak Gençler birliğinin yıldönümü Uşakın Gençlef birliği 14 üncü yıl- dönümü münasebetiyle Halkevi salo- nunda bir balo vermiş ve balo saba- ha kadar devam etmiştir. Balo çok ne- zih ve eğlenceli olmuştur. Maliye memurları halka bütün kolaylıkları gösterecekler Maliye vekâletinin direktifleri Maliye Vekâleti, yeni teşkilât kanununun ana gayesi hazine men- faatiyle vatandaş hakkının bağdaşmasını temin edecek seviyede me- murlar yetiştirmektir. Vekâlet buna büyük bir ehemiyet vermektedir. Ve bu gaye ile maliye meslek mektebinin randımanını artırıp mezun- larını çoğaltmakta ve mezunları finans makinemizin en fazla ıslaha muhtaç sahası olan şurk vilâyetlerimize göndermekte idi. Vekâlet, bir taraftan bu şekilde ça- lışırken diğer taraftan da memurların halkla en fazla temas halinde olduğu vergi tahsil işlerinde kolaylık, sürat temin etmek ve herhangi bir haksızlığa mahal vermemek için azami duyganlık göstermelerini bütün teşkilâtından 15- rarla istemiştir. Vekâlet bu arada Ma- liye memurlarının vergi konulmasında gösterdikleri alâkasızlığa da temas et- miş ve memurların maliye dairelerinde evrak beyannameleri tetkik ve muame- lelerini yapmakla vazifelerini ifa etmiş sayılamıyacaklarını, masası başından kımıldanmıyan, kanuni hak ve salâhi- yetlerini kullanmıyan, kanuni vazife- lerinden haberi olmıyan, şahsi ve mü- esseselerin maliye idarelerine karşı o- lan vazife ve mecburiyetlerini bilip ta- kip ettirmiyen bir memurun maliye teşkilâtında çalışacak vasıfları taşımış sayılamıyacaklarını da bildirmektedir. Maliye memurlarını iyi çalıştırma- ya ve onların faaliyetleriyle yakından alâkalanmaya mecbur bulunan malmü. dürü, varidat müdürü ve defterdar gibi amir vaziyetinde bulunan maliye me- murlarının bütün bu sayılan işlerden pek büyük mesuliyet hisseleri olduğu- nu, şimdiden sonra işlerini lâyikiyle yapmıyanlar veya alâkasızlık gösteren- ler hakkında gerek memur ve gerek a- mir olsun pek şiddetli cezalar tatbik edileceğini de bildirmiştir. Vekâlet bundan başka vergilerin bü- tün safhalarının ve bilhassa cezat hü- kümlerinin halka etraflı anlatılmasını türlü sebeblerle konulma ve alınmasın- da bilhassa güçlüklere rastlanılan ve- raset ve intikal vergisi üzerinde me- murların fazla dikkat ve alâka göster- melerini istemiştir. Ölenlerin menkul mallarını, banka ve sigorta şirketlerin- de para, esham ve tahvilât ve hayat si- gortası kıymetleri mevcud olup olma- dığının da dikkatle tetkik ve takib e. dilmek suretiyle veraset ve intikal ver- gisi vaziyetinin daimi surette kontrol edilmesi hususunda dikkati çekmiştir. —— G OD LA LT DA D SAA SA AT Güzelliğin Yardım gören Bir sinema gaze- Frankfurter Zei- * — ee tesinde şunları o- kuduk: “Meşhur sinema yıldırzı.... güzellik enstitülerinin hazırladıklari kremlerden bıkıp usanmış olduğu iç'n, yüzünün derisini sütle yumuşatmağı tecrübe etmiş ve buna ,eski zaman gü- zellerini taklid ederek, haftada bir kere de, yumurta akı sürmeği ilâve etmiştir. Yumurta akı yirmi dakikada kurumakta sonra, yüz sıcak su yıkanıp limonla oğuşturulmaktadır.,, Güzelliğin malzemesine dikkat edi- yor musunuz: yumurta akı, süt ve li- mon... Acaba midemiz gibi cildimiz de bu gibi şeylerle mi rahat edebili - yor.? ile Para insanı mesud eder mi? Paris - Soir gazetesinin, Paris s0- kaklarında gelip geçenleri durdurup kendilerine bir takım sualler sorarak cevablarını alan anketçi muharriri, bu sefer de, “para insanı mesud eder mi?,, Sualini anketine mevzu yapmış- tır. Para insanı mesud eder mi? Bir aktör, buna şu cevabı veriyor: — Hayır, paranın insanı mesud edeceğine inanmıyorum, zira tek saa- det kalbimdedir. Bir telgrafçı: — Öteberi almak için, evet, para insanı mesud eder ama hisleri bakı - mından hayır... Comedie - Française artistlerinden Bayan Serviere: — Evet, para insanı mesud eder, çünkü para ile, satın almabilen bütün saadetleri elde etmek kabildir. İhtiyar bir balon satıcısı: — Para zararlı bir şey değildir; fakat saadeti temin eden yalnız pa- ra olamaz. sıhat her şeye üstündür. Bir lokantacı: — Bazan para insanı mesud eder, zira parası olan ekseriya istediğini ya- pabilir, tabii her vakit değil.. Gazete müvezzii bir kadın: — Para insanı mesud etmez, sa « dece saadetine yardım eder. İnsan, parası olmazsa kendini çok bahtsız sanır. Parası olunca bu bahtsızlığını unutabilir. En güzel cevab sizce hangisidir. Bize kendi cevabınızı bildirir misiniz? Zihin ve mide Zihinlerimiz, midelerimiz gibidir: mühim olan, ikisinin de içine koydu - ğumuz şeylerin azlığı veya çokluğu değil, onların ne kadar hazmedebil . dikleridir. — Albert Fay Nock tung yazıyor: Al- manya Maliye Nazırı Bay Reinhardt, 1933 den beri, kendi dairesince, ev - lenmek isteyen 700.000 gence, para yardımlarında bulunulmuş olduğunu bildirmiştir, Maliye nazırının dediğine göre dev- letin avans şeklinde yaptığı bu para yardımları sayesinde 500.000 - çiftin evlenmeleri kabil olmuş ve devletin bu tarzdaki müdahalesi neticesinde kurulmuş olan yuvalar vatana yarım milyon çocuk vermişlerdir. Bir kadının suali Bir dolandırıcı bankerin karısı, ko casiyle arasıra buluşabilmek için tev- kifhane gardiyanını kandırmış ve do- landırıcı da bu adamım gafletinden istifade ederek kaçmıştır. Bu hareketinden dolayı kadını mah- keme üç sene hapse mahküm etmiş, jüri ise hükmün teciline karar ver - miştir. İntibalarını öğrnemek üzere mü - racaat eden gazeteciye genç kadın soruyor: “Bir kadın, kendisine her türlü iyiliği etmiş, saadetin her tür- lüsünü tanıtmış olan kocasını, taliin nikbetine uğradığı zaman, erkeği il: aralarında mevcud bağları çözmeğe, onu unutmağa ve herkesle beraber tel- in etmeğe mezun mudur?,, Bu gibi suallerin cevablarını ferd- ler teker teker başka türlü, cemiyet ise büsbütün başka verecektir . Karabükte inşaat başlıyor Karabük demir ve çelik fabrikaları« nın yapılmasını üzerine alan Brassert şirketi delegesi B. Makenzi, iktisad ves” kâleti ve Sümerbank umum müdürlüğü ile temasta bulunduktan sonra İngilte- reye dönmüştür. B. Makenzi ay sonun- da tekrar Ankaraya gelecektir. İnşaat işlerinde çalışacak olan fen heyetine mensub üç mühendis bugün Karabüke hareket edeceklerdir. İstan« buldan gelen daha dört mühendis de pazar günü gidecekler ve hepsi derhal işe başlayacaklardır. Bunları daha bir çok fen adamları takib edecektir. Yolcu salonu e vı: projesi seçildi İstanbul, (Telefonla) — Yolcu salo«s nu projesini tetkik eden jüri komisyons ları bugün hep beraber bir toplantı yap« mışlar ve kararlarını vermişlerdir. Mü« sabakaya iştirak eden 23 mütehassıstan üçü maket göndermediği için müsabaka dışı sayılmış, inşaat esası olacak proje ile ikinci ve üçüncülüğü kazanan pro« İeler tesbit edilmiştir. Öbürgün jüri kararını verecektir. Halk konseri Cumhurbaşkanlığı filarmonik orkeste rası 16 ıncı halk konserini Müzik öğret- men okulunda yarın saat 15.30 da ve« recektir. Program şudur: Şef: Hasan Ferid Alnar 1 — W. A. Mozart (1756 - 1791) , Sihirli Flüt (Zauberflöte) ope«s rası uvertürü 2 — Franz Schubert (1787 - 1828) antrakt mü- Rosamunde, birinci ziği 3 — Hasan Ferid Alnar (1906) Üç orkestra parçasız a) Zeybek havası b) Çifte telli €) Sirto 4 — W. A. Mozart Do majör senfoni (Jübiter) a) Allegro vivace b) Andante cantabil ç) Allegro (Menuetto, Trio) ç) Molto allegro Gelecek konser 20-3-937 cumartesi günü saat 15.30 dadır. HAVA Dün Ankarada bir yaz havası vardı Dün şehrimizde hava umumiyetle açık geçmiş ve sıcaklık sıfırım üstünde 21 dereceye kadar yükselmiştir. Mete- oroloji işleri umum müdürlüğünden al« dığımz malümata göre dün yurdda ha- va umumiyetle bulutlu geçmiş ve hiç bir yerde yağış olmamıştır. Dün en dü- şük sıcaklıklar sıfırın altında olmak Ü« zere Sivasta 2, Erzincanda 6, Erzurum- da 7, ve Karsta 12 derece kaydedilmiş- tir. En yüksek sıcaklıklar sıfırın üstün- de olmak üzere Nazillide 20, Manisa, Silifke, Dörtyol ve Urfada 21 derece« dir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: