26 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

26 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

-3 - 1937 -. SPOR Yarın Ankaragücü Fenerle karşılaşıyor ürkiye şampiyonunun Ankarada alacağı netice merakla bekleniyor Yarın Ankara Gücü ile karşılaşacak olan Fenerbahçe takımr Yarın milli küme maçlarının ikinci haftasıdır. Beşiktaş İzmire gidecek; Do. ğan spor ve Üç okla karşılaşacaktır. An- kara sporcuları da şehrimize gelecek Fenerbahçeyi beklemektedirler. Fenerbahçe yarın Ankara — gücü ile, pazar günü de Gençler birliği ile maç yapacaktır. Her iki maçta stadyomda o- lacak ve saat 15.30 da başlayacaktır. Milli küme maçlarının geçen haftaki ne- ticeleri herkesçe bilinmektedir. Fener- bahçe Beşiktaşa, Ankara gücü Gençler birliğine, Üç ok da Doğan spora yenil- mişler, Galatasaray ve Güneş berabere kalmışlardır. Takımların geçen aylarda. ki oyunlarına göre bu neticeler hiç bek- lenmiyordu. Bir çok futbol meraklıları “sürpriz” den bahsetmektedirler. Fakat aslına bakılırsa sekiz takım, az çok fark- la biribirine denktirler. Kazanış ve ye- nilişleri maç günlerindeki kudretlerine bağlıdır. Bu sebeble biz neticeleri ga- yet tabil görmekteyiz. 'Yarın ve pazar günü Ankarada yapı- lacak maçlara gelince: Fenerbahçe, Ankara gücü ve Genç- ler birliği takımlariyle bir çok defalar karşılaşmıştır. Bu maçların çoğu ve hat- tâ hepsi İstanbul şampiyonunun üstün- lüğünü gösteren bir şekilde son bul- muştur. Fakat her defasında ınaçları gö. renlerin tasdik edecekleri bir vaziyetle karşılaştık: Ankara takıımları son temas- larında Fenerbahçe kadar değilse de bu takıma yakın bir teknik göstermişlerdir. Hattâ üstün oldukları cihetler vardır. Binaena'eyh bu defaki karşılaşmada ge- çen günlere nazaran daha ümidliyiz ve Ankara için daha iyi neticeler bekli- yoruz. Futbol Federasyonundan: Fikistür mucibince bu hafta Anka- rada yapılacak milli küme maçları: 1 — 27 cumartesi saat 15.30 da An- kara gücü - Fenerbahçe 2 — 28 pazar saat 15.30 da Gençler birliği - Fenerbahçe Tefrika No: 19 3 — Maçlar şehir stadında oynana- caktır. 4 — Maçları Kemâl Halim idare e- decektir. Yan hakemleri İbrahim ve Ah. met'tir. 5 — Takımlar 15.15 te sahada hazır bulunacaklardır. Kros kanteri müsabakaları için seçim 28 mart pazar günü saat ikide ye- ni statda yapılacak Türkiye kros kan. teri müsabakasında Ankara mıntakası- nı temsil edecek atletleri seçmek için son müsabaka dün akşam saat 17.30 da Ankara stadyomunda yapılmıştır. Neticeler şunlardır : Muhafız Gücünden: Veli. Demir Spordan: Galib, Salim. Ankara Gücünden: Ali, Şevki (bü- yük), Şevki (küçük) Hüseyin, Mithat, Kâzım. Altınordudan: Reşat. I RADYO I ÖĞLE NEŞRİYATI 12.30.12.50 Muhtelif plâk neşriyatı. 12.50-13.15 Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları. 13.15-13.30 Dahili ve harici haberler. 17.30-18.30 İnkılâb dersleri (Halkevinden nakil) AKŞAM NEŞRİYATI 18.30-18.45 Muhtelif plâk neşriyatı. 18.45-19.00 İngilizce ders (Azime İpek), 19.00-19.30 Türk musikisi ve halk şarkı- ları (Ferit Tan ve arkadaşları). 19.30- 19.45 Saat ayarı ve arabca neşriyat. 19.45 -20.15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşları) 20.15- 20.30 Konferans: Parazitolog Nevzat (Sokucu haşerelerin hastalık naklinde rolleri). 20.30-21.00 Havayn gitarı: Sad- rettin (Piyanist Marsel Bi iştirakiyle). 21.00-21.15 Ajans haberleri. 21.15-21.55 Stüdyo salon orkestrası, 21.55-22.00 Ya. rınki program ve istiklâl marşı İsmail, Ali, /heykel öne doğru düşüktür. ULUS Memleketten kısa haberler * Eski paraların ayrılması: Mersin Halkevi müze komitesi, eski paraların tasnifiyle uğraşmaktadır. Okullarda ve kültür direktörlüğündeki eski eserler de alınmakta ve müze deposuna konulmak. tadır. Bunlar tesbit edildikter Halkevinde müzeye ayrılan bü; ya konulacaktır. Diğer taraftan da vilâyet mıntakasın- da bulunan eski eserlerin alınmış fotoğ- rafları büyütülmektedir. Bunlar şimdi- lik on sekiz parçadan ibarettir. Müze komitesi halkın elinde bulunan eski e- serleri, kıymetli yazma kitabları bedeli karşılığında ve iyi fiatlarla satın almak- tadır. * Mersin'de meyvecilik tetkikleri: Bir müddettenberi Mersin'de bulunan ve orada meyvecilik üzerinde tetkikler ya- pan profesör Glaysberg bahçelerdeki etüdlerine devam etmektedir. Profesör Halkevinde kalabalık bir dinleyici küt- lesi önünde narenciye - fasrlesinin hu- susiyetlerini anlatmıştır. Profesör bahçe sahiblerinin suallerine cevab vermiş ve bu mevzu üzerinde alâkalıları aydınlat- mıştır. Tetkikler bir müddet daha de- vam edecektir. 3* Bursada resim sergisi: Bursa: Halk evinin resim sergisi ayın yirminci cu- martesi günü Vali B. Şefik Soyer'in bir nütkiyle açılmıştır. Sergi İstanbulun müstakil ressam ve heykeltıraşları tara- fından hazırlanmıştır. Ressam B. Mah- mud (modern sanat ve resim) hakkında enteresan bir konuşma yapmıştır. * Heykel: — Dün gelen Kars gaze- tesinde şu fıkrayı okudul “Karsımızda iki Atatürk heykeli var. Birisi bir ,türkün yaptığı bütün heykeldir. Bu kadar kötü yapılmış hey- keli bir de Edirnede görmüştüm. Bu Atatürkün heykeli olmaktan zi- yade ondan başka birinin heykelidir. Biz ki Atatürkü defalarca yakından görmüş bahtiyarlarız. Heykeli yapanın Karstaki bu hey- kele ne kadar ehemiyet verdiğini hey- kelin dikilme töreninde heykeltraşın bulunmadığından — anlayabiliriz, hem Eser her itibarla bir ticaret âbidesidir. Böyle me- rasimler ki her sanakâra nasib olmıyan şereflerdendir. Sonra bu kötü yapılmış heykelin kaidesi etrafındaki zincirler kopuktur. Bunu biz belediyenin dik- katsizliği sanıyorduk. Meğer bu esaret zincirlerini kıran bir kahramanlık sem- bolü imiş(!).” 3* Giresun fındıkları üzerinde çalışma- lar: Giresun fındıklarının ıslâhı ve yeni fındıklıklar kurulması üzerinde çalışıl- maktadır. Halkevi bu mevzu üzerinde salâhiyetli olanların konferanslar ver- mesini temin etmiştir. Fındık bahçele- ri ağaçlarının dikme, gübreleme ve fın- dık toplama üzerinde en iyi çalışma şe- killerini anlatan bu konferanslar çok a- lâka görmektedir. Ayrıca ziraat direktörlüğü Rize Na- renciye fidanlığından getirttiği 1000 mandarin ve 500 portakal fidanını'v pa- rasız halka dağıtmıştır. * Adana'da işçi meselesi: Seyhan vilâ- yetinde kanun çerçevesine giren iş yer- lerinden Ceyhan, Osmaniye, Dörtyol kazalariyle Payas ve Misis nahiyelerin- de birkaç güne kadar tesbit ve tarama işi başlıyacaktır. Bu işler organize edil- dikten sonra Adananın en büyük arzu- larından biri olan işçi meselesinin hal- line doğru büyük bir adım atılmış ola- caktır. Adanada muhtaç - çiftçilerimize Klevland tohumu ve çiğit dağıtılmasına başlanmıştır. Ceyhandan 50 ton çiğit gönderilmiştir. $ Konyada kütüphane: Konya vilâye- tinde büyük ve zengin bir kütüphane kurulmasına karar verilmiş ve gereken tedbirler alınmıştır. Bu ehemiyetli ve çok hayırlı işe Konyada bulunan kütüp- hanelerin birleştirilmesi ile başlanacak ve kütüphane kurulduktan sonra birkaç tane de okuma salonu açılacaktır. Vilâyetlerin hususi Vekâlet, programlarda müşterek hükü Vilâyetlerin 937 büdce projeleriyle beş yıllık çalışma programları - tasdik edilmek üzere İç bakanlığa gelmeye başlamıştır. Bakanlık, bu programlarda müşte- rek hatlar bulunmasına ve vilâyetleri- mizin bayındırlığının bir sistem içinde ğerçekleştirilmesine dikkat etmekte, bu vasıfları taşımıyanlarda değişiklik- ler yapmaktadır. Bilhassa yol ve kültür işlerinin vilâ. yetlerin birbiriyle olan alâkaları ve e- konomik münasebetleri göz önünde bu- lundurularak hazırlanmasmna ehemiyet verilmektedir. Programları gelen ve tetkik edilen vilâyetleri srrasiyle neşredeceğiz: Kırşehir vilâyeti Gelir ve masraf denk olarak üç yüz otuz beş bin kırk yedi lira otuz kuruş- tur. Bunun 222,097,30 lirası âdi hizmet- ler için masraf, 112,950 lirası fevkalâde masraftır. Büdcede: Husust idarelere 45.338 lira, 'Yol ve köprü işlerine geçen seneye göre (16.649) lira fazlasiyle 96.622 lira, Kültür işlerine geçen seneye göre 23.958 lira fazlasiyle 126.980 lira, ziraat ve baytar işlerine 3.930 lira, srhat iş- lerine 17.130 lira, türlü ve müşterek masraflara 45.046 lira ayrılşmıştır. Büd- ce geçen seneye göre 50.673 lira bir faz- lalık göstermektedir. Kırşehirin beş senelik iş programı 1937 senesinden 1941 senesine kadar her sene olmak üzere akarların bitiril- mesi ve ıslahı için en az 2500, en çok 5000 lira, yollar için en az 4000 en çok 15000 lira, mekteb inşası için en az 5000 en çok 30000 lira, tohum getirtilmesi, meyva sergisi ve haşerelerle savaş için en az 1000, en çok 2500 lira, Tohumluk ve aygır getirtilmesi, bulaşık hastalık- larla sava şiçin en az 1000 en çok 13000 lira, Hastahane binasının ıslahı, tıb a- letleri temini için en az 1000 en çok 10000 liradır. Tokad vilâyeti Gelir büdcesi 614.908, masraf büd- cesi 384.008 lirası âdi, 230.900 lirası fev- kalâde büdce olmak üzere 614.908 lira- dır. Hususi idareye 53.360, yol ve köprü işleri için 22.284, kültür işlerine 157.060, ziraat ve baytar işlerine 16.205, sıhat iş- lerine 39.496, türlü ve müşterek masraf. lar için de 95.603 lira ayrılmıştır. Beş senelik programı şudur: 1937 den 1941 senesine kadar her se- ne: maarif işlerine 5000, ziraat işlerine 3000, bayındırlık işlerine 3000, sıhiye işlerine 4000 lira sarfolunacaktır. Beş sene içinde 113 menfez ve köp- rüryapılacak ve 180 kilometre şose ya- prlacaktır. Yapılacak şoseler şunlardır: 'Tokad - Turhal, Turhal - Amasya, Turhal - Zile, Zile - Zile istasyon, To- kat - Sıvas hududu, Tokat - Niksar, Niksar - Reşadiye, Niksar - Ünye, Nik- sar - Erbaa, Erbaa - Samsun yolları. mler olmasını temin edıyor | BiBLİYOGRAFYA | YURD Partimiz tarafından köylere armağan edilmek üzere basılan bu güzel ve tek köylü gazetesinin 15 mart tarihli 87 in- ci sayısı çıkmıştır. Dıvar ksmı iki renk« le basılmış olan bu sayı ayrı bir estetik kıymet arzetmektedir. Büyük — krtada güzel klişelerle süslenmiş olan bu sa- yıda bütün köyleri okula kavuşturacak olan eğitim inkılâbı, yeni orman kanu- nu, yeni fabrikalar, merinosculuk, to- hum meselesi, sağlığı koruma - bilgisi hakkında çok faydalı ve özlü yazılar vardır, köylü ile bir konuşma, köy kal - kınmasını anlatan ve bir köy öğretmeni tarafından yazılan bir şiir vardır. Tirajı 70.000 e varan bu köy gazete- sinin, her gün biraz daha tekâmül ede- rek kendisine çizilmiş olan hedefe doğ- ru şuurlu yürüyüşü çok öğülmeye de - ğer bir keyfiyettir. ——— 70 yaşındaki tayyareci kadın bulunamıyor Londra, 25 (A. A.) — Askeri taj relerin yardımı ile yapılmış olan bütün araştırmalardan sonra 70 yaşındaki ka. dın tayyareci düşes de Bedford'un diri olarak bulunması ümidi tamamile kesil- miştir. Hatırlardadır ki düşes, Pazarte- si günü civarda su altında kalmış olan yerler üzerinde bir gezinti yapmak üze- re yalnız başına tayyare ile havalanmış- tı. Düşes, yaşmın geçkin olmasına rağ- men tayyaresini muntazam surette ida- re ediyordu. Sık sık hava seferleri ya- pan düşes, bu sayede “ uçan düşes ” lakabını kazanmıştır. Ulus tayyare ile her sabah İstanbula sevkedilmekte- dir! SaBahla Ulda oölEyi İstanbuldadır. İSTANBULDA ULUS SATILAN YERLER Köprüde: Kadıköy iskelesinde Beyoğlunda: Haşet şubelerinde Bayazıt meydanında: Aksaray Top- kapı tramvay yeri tütüncü Hamdi İshak Sultanahmet Ayasotya karşısında: Tramvay durağında tütüncü Kâmil. g Grandet DET T N rER ae aa emamaamammarır eee izarer İ Yazan: Honore de Balzac Türkçeye çeviren: Nasuhi tutunuz da böyle bir düelloyu bitiren oymalı güzel tabancalara | r,faydasız bir deli- kanlının hayatı h_ Z imişçesine sürmek- sından ibaret Baydar verdi. Babası Charles'a yalnız başına ve müte- vazi bir surette seyahat etmesini söylemiş olduğundan bilhassa kendisi için kiralanan posta arabasının kupesinde seyahat etmiş 3clecek haziranda Baden kaplıcalarında buluşacağ 31 o aile kadınını karşılamak üzere sipariş edilmiş bulunan güzel arabayı da bu münasebetle kull:nmamı:z olduğuna mem- nun olmuştu. Charles, amcasının evinde yüzlerce kişi a n a| Evtügenie l ile tanışacağını, amcasının ormanlarında sü- rek avları yapacağını, hulâsa orada şato ha- yatı geçireceğini umuyordu. Onu Saumur'da bulacağını sanmıyordu. Zaten kasabaya an- cak Froidfond şatosunun yolunu sormak maksadiyle inmişti; fakat orada olduğunu öğrenince de kendisini büyük bir konakta göreceğini tahmin etmişti. Saumur'da veya Froidfond'da olsun, amca- sının evindeki misafirliğe münasib bir tarz da başlamak gayesiyle en zarif seyahat tu valetini yapmıştı. Tours'da bir berber onun kestane rengi güzel saçlarını yeniden kıvır- mıştı. Charles orada çamaşır d irm beyaz ve güler yüzünü zevkli bir şekilde çer- çeveliyecek toparlak bir yakalığa uyan si- yah setenden bir kravat takmıştı, Yarı ilik- lenmiş bir seyahat redingotu bçlıne yapışı- yor ve altında bir beyaz yelek daha bulunan Kişmir şalından yapılma bir yeleğin görün- mesini temin ediyordu. Bir cebe gelişi güzel yerleştirilmiş saati, bir altın zincirle rozet deliklerinden birine bağlı bulunuyordu. Si- yah ipekli işlemelerle dikîş yerleri süslen- miş kül rengi pantalonu yandan ilikleniyor- du. Kül rengi eldivenlerinin yeniliğini işle- meli altın sapı, ihlâl etmiyen bir bastonu za- rif bir tavırla sallıyordu. Nihayet, kasketi de pek şıktı. Bir parisli, ancak en yüksek taba- kadan bir parisli gülünçlüğe düşmeden böyle cihazlanabilir ve bütün bu budalaca şeylere — bir civanmerdlik edasının, güzel tabancaları, sağlam atışları ve bir de Annet- te'i olan bir delikanlının edasının takviye ettiği — kendini beğenmişlik ahengi vere- bilirdi. Şimdi, gerek Saumur'luların ve gerek genç parislinin mütekabil hayretlerini eyice anlamak ve salondaki soluk gölgelerle bu a- ile levhasını teşkil eden simalar arasında yolcunun zarafetiyle husule gelen tezadı görmek istiyorsanız Cruchot'ların halini ta- savvur ediniz. Üçü de tömbeki kullanıyor ve yakaları katkat olmuş sarımtrak kıvrım- lı gömleklerinin önünü kir içinde bırakan si- yah tanelere çoktanberi ehemiyet vermez olmuş bulunuyordu. Gevşek kravatları, bo- yunlarına takılır takılmaz birer sicim halini alıyordu. Altı ayda bir çamaşır yıkatmaları- na imkân veren bol eşyaları dolaplarda dur- maktan sararıp eskiyordu. Onlarda zevksiz- likle şiyhuhatin eksiksiz bir anlaşması var- dı: paçavralaşmış elbiseleri kadar yıpranmış olan çehreleri sat zülmüş, katılaşmış ve| sırıtıklaşmıştı. Bi nden örnek alarak gi- yinmek itiyadını herkesin hissetmeden kay- bettiği vilâyetlerde tuvalet denilen şeyin i- fade ettiği veçhile hep noksan, hep eski olan diğer elbiselerdeki umumi ihmal de Cruchot- ların kayıdsızlığı ile pek iyi itilâf ediyordu. Esasen Grassins'cilerle Cruchot'cuların ta- mamiyle mutabık bulundukları tek nokta moda korkusu idi. Parisli delikanlı tek gözlüğünü takıp sa- lonun acaip süslerini, zeminin tahtalarını, tahtaların rengini veya bunlar üzerine sinek- lerin bırakmış oldukları sayısız tenekleri tetkika başlar başlamaz tombala » 1ayanlar hemen başlarını kaldırıyor ve bir zürafa gör- seler ıne kadar hayret gösterirlerse o kadar şaşıyorlardı. Modayı takib eden bir kimsenin cahili ol- mayan Mösyö des Grassins ile oğlu da u- mumi duygunun anlatılmaz tesirine kendi- lerini kaptırdıklarından veya yanlarında lere, göz işaretleriyle, “işte parisliler bö: dir!,, demek suretiyle o duyguyu muvalık (Sonu var) v büdçeleri ve programları

Bu sayıdan diğer sayfalar: