29 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

29 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

UbUS- — ? Politika bahis»lg_*ğî Radyoda Türk sesi Bugün biliyoruz ki, yıllardanberi ü o j yonu yapılmak üzeredir. Yakın birzaman içinde, Türkiye, sesini, yurmağa başlıyacaktır. Fakat kuvvetli bir radyo istasyonu, beklediğimiz büyük radyo istas- du- ses duyurma işinin ancak tek- nik tarafını halleder. Geriye, bu işin politik ve estetik tarafı kalır ki, bunun kilovat kuvveti ile hiç bir alâkası yoktur. İşin bu tarafı harice 1smarlanamaz. Bunu memleektin kültür seviyesi halledecektir. 'Tersine çevirelim: işin bu tarafı, kendi kültür seviyemizi cihana ilân etmek demektir. Futbolcularımız dışarda yenilince nasıl bir ıstırab duyarız, bilirsi- niz. Sergilerimiz muvaffak olamayınca, aynı acıları duyarız. Memle- keti dışarda, lâyık olduğu gibi temsil etmek, inandığımız bir prensip olduğu halde, başardığımız bir nokta olamamıştır. Bu hatayı mikrofon önünde tekrar etmekten sakınmalıyız. 22 bu ay tarihli Haber gazetesinde, okurlardan birisi, “türk sesi- ni işittirmek,, bahsinde fikirlerini bildiriyor. Kısaca demek istiyor ki: alafrangayı yabancı istasyonlara bırakarak, kendimiz sadece alatur- ka çalalım ve söyliyelim. Bizde yurddaş, fikirlerini bildirmekte serbesttir. Fakat bu, her yurddaşa, her mesele hakkında salâhiyetle söz söylemek hakkını ver- mez. Radyo politikası gibi mesuliyet ve salâhiyet "steyen bir içte, söz ve karar, ancak devletindir. Ve hiç şüphe etmeyiz ki, devlet, büyük is- tasyon biter bitmez, bu davâyı, lâzım geldiği gibi halledecektir. Müzikte alaturka - alafranga bahsine gelince, gelen seneler isbat edecektir ki, böyle bir ikilik mevcud değildir. Srek - semitik ve bizans- h müzik mekteblerinin bir terkibi olan alaturka müzik, bugün 30 - 70 yaş arasında olanların hoşuna gidebilir. Araştırırsak, bunların, daha birçok şeyler hoşlarına gitmektedir. Şu var ki, onların bütün hoşlarına giden şeyleri türk cemiyetinde muhafaza etmek lâzım gelirse, inkı- lâba lüzum kalmaz. Bir devre geçirmekteyiz ki, eski ile yeni henüz yanyanadır. Müzi'c ba- kımından, yeni türk müziğini yaratmak vazifesini almış genç müzis- yenlerimiz bu vazifelerini yapıncaya kadar, ne alaturkacıları sustur- mağa ne de alaturkayı kaldırmaya imkân vardır. Bakınız ne haldeyiz ki, bir yurddaş, bizim radyoyu kapatarak Mısır radyosunu dinlediğini biliyor da, alaturka çalacak bir türk istasyonunu haricin dinleyip din- lemiyeceğini sormak lüzumunu duymuyor. Sonra da, sesimizi duyur- maktan bahsediyor. Fakat bu yurddaşın bir dereceye kadar hakkı var- dır. Çünkü, alaturka, bir zevk olarak mevcud olduğu gibi her türlü müsamahalardan da kuvvet alınaktadır. — B. B. ğ_skele resimleri indiriliyor Resimlerde yüzde25-75 ucuzluk yapılıyor Ekonomi Bakanlığı, iç mübadele hayatında ehemiyetli bir - yeri olan deniz taşını ve iskele resimleri mevzuları üzerindeki tetkikleri- ne devam etmektedir. Bu tetkiklerin gayesi, şiıtlam elden geldiği kadar ucuzlatılması ve böylelikle üretim pazarlariyle yoğaltım pazarları arasındaki fiat far'zının asgari hadde indirilmesi- dir. Ekonomi Bakanlığı deniz taş:n iş- leri üzerinde hususi bir ehemiyeti o- lan türlü limanlar ve yeni iskelelerden belediyelerce “müruriye” adiyle alın- makta olan resimlerin çok yüksek oldu- ğunu tesbit etmiştir. Bakanlık iktısadi hareketleri ve iç mübadeleyi tazyik e- den bu resimlerin normal bir şekle ko- nulması için yeni bir tarife listesi ha- zırlamıştır. Ekonomi Bakanlığ-, Kamutayın ge- çen devresinde kabul ettiği kanunlar arasında bulunan ve kendisine iskele Tesmine aid tarifeleri değiştirmek hak- kını veren kanunun hükümlerine daya- narak hazırladığı tarifeyi, bakanlar he- yetince tasdik edilmek üzere Başba- kanlığa vermiştir. Bakanlık, kanunun kabul tarihinden yürürlüğe giriş tarihi olan bir mart 937 arasındaki müddet içinde, bütün bele- diye ve husust idarelerden gönderilen , tarifeleri tetkik ederek yeknasak bir hale koymuştur. Bu tetkikler Biştirmeler neticesinde iskele resimleri türlü maddelere göre yüzde 25-75 de- Tecesinde ucuzluk temin etmiştir. ve de- Ne kadar ucuzlatılıyor? Bakanlar heyetinde olan projeye göre, hububat ve saire toprak mahsul- leriyle kymeti az gıda maddeleri, kö- mür ve diğer bütün hammaddelerin hir tonundan alınmakta olan resim 20 ku- Tuşa, yaş ve kuru sebzd ve meyveler, madenler, mayi mahruklar, gıda mad- delerinden alınan ücret ton başına 60 kuruşa mamul olmıyan inşaat malzeme ve kıymetli gıda maddelerinden alınan ücretler ton başına 75 kuruşa - indiril- Mmiştir, Ayrıca endüstride kullan:lan kimya maddeleri, bütün işlenen eşya- dan alınan ücretler ton başma 200 ku- tuşa, ince alât ve edevat tıbta kullanı- lan maddeler ipekli dokuma ve saire yüksek kıymetli eşyanın tonundan alı- nan ücret 500 kuruşa indirilmiştir. Koyundan alınan iskele resmi 1 ku- Tuşa, sığırdan alınacak ücret dahi 10 kuruşa indirilmiştir. Bu mikdarlar azami mikdarlar olup hususi vaziyetlere göre bunların aşağı- sında ücret al:nması da caizdir. 29 - 3 - 1937 —— Bir Alman Kooperatifcilik kongresinc2 kabul edilen dilekler seyyahı Geçtiği yerlede Tükiyeye dair konferanslar veriyor Hafta içinde şehrimize B. Herman Kolp adında bir alman seyyahı gelmiş- tir. Bu seyyah gezdiği yerler hakkında seri konferanslar vermekte ve karısı da projeksiyonla kendisine yardım etmek. tedir. Küçük otomobil ile bir çok mem- leketler gezen B. H. Kolp uğradığı yer- lerin resmi makamlarından aldığı vesi- kalarla bin sayfayı geçen büyük bir cild yapmıştır. Bu cildi içinde 52 türlü lisan vardır. Yazıları birbirine benzemiyen bu memleketler hakkında konferansçının dikkate değer malümat sahibi olduğu, görünmektedir. Türkiyeye Bulgaristan yoliyle gel- miştir. Edirne, Lüleburgazdan geçerek İstanbulda bir müddet kalmış ve 73 kon- ferans vermiştir. Konferansları türk diliyle vermektedir. Esasen B. Kolp se- kiz lisan bilmektedir. Türkçeye on sene evvel Türkiyeye gelmek istediği zaman başlamış ve o zaman burada bir buçuk sene kalarak bir yabancı için güzel sa- yılacak derecede dilimizi öğrenmiştir. Bu seyyah kendisiyle görüşen bir arka- daş mıza: “— B k harbta çocuktum, Silâh arkadaşlığı dolayısiyle türkler hakkın- da büyük bir sempati duyuyordum. Onun için dilinizi öğrenmeğe çalıştım..,, de. miştir. Bu seyyah muhtelif memleketler. de Türkiye hakkında bin beşyüze yakın konferans vermiştir, Alman sayyah ve karısı İstanbuldan sonra Bursaya uğramışlar ve orada ye- di konferans vermişlerdir. Sırasiyle İnegöle, Bozüyüğe, Eski- şehire gelerek halkevleri ve mektebler- de “şimalf Avrupa memleketleri,, mev- zulu konferanslarına devam etmişlerdir. Şehrimizde bulunduğu günler zar- fında sekiz konferans veren konferans- çı buradan Kayseri yoliyle cenub vilâ. yetlerimize geçecek ve Suriye - Flistin yoliyle Mıs ra oradan Sudan ve Habeşis- tana gidecektir. Seyyahların yolculuk- ları Afrikanın cenubunda bitecektir. B. H. Kolp ve karısı şimdi arapça. ya çalışmaktağırlar. Fğkat türkçenin Bosnasaraydan itibareri ta Pekine kadar her yerde bilinen bir dil olduğunu ve Suriye, Filistin, Irak, İran, Afganistan Orta Asya ve hattâ Çinde türkçe dil ile anlaşmanın kabil olduğunu söy- lemektedirler On yıl evel Türkiyeyi gören seyyah intibalar.nı şu cümlelerle hulâsa etmiş- tir: : “— Her uğradığım yerde yol ve mek. 25 mayısın kooperatii günü olması isteniyor Türk Kooperatifçilik Cemiyetinin evelki gün Ankara Halkevinde- ki yllık toplantısından dünkü sayımızda bahsetmiştik. Bu toplantı esnasında aşağıdaki dilekler ittifakla kabul edilmiştir: İzmit vilâyetinde Bu yıl büdce 915,300 lira İzmit vilâyeti umumi meclisi çalış- masını bitirmiştir. Vilâyetin 937 büd- cesi 915.300 lira olarak tesbit edilmiş- tir. Bu yeni mali yıl içnde vilâyetimiz- de ehemiyetli işler yapılması kararlaş- tırılmıştır. Bu meyanda ziraat ürünle- rine zarar veren hastalık ve haşeratla geniş ölçüde mücadeleler yapılacağı gi- bi hayvan hastalıklarına karşı da esaslı korunma tedbirleri alınmak üzere köy- lerde birer hayvan mezarlığı yapılması, vilâyetteki bataklıkların bir an — önce kurutularak hem sıtma yataklarının yo- kedilmesi hem de verimli topraklar mey- dana getirilmesinin temini için geçen senelerde alınan bir akskavator maki- nasına ilâve olarak daha iki tane maki- na satın alınması kararlaştırılmış bu- lunmaktadır. Kamutay Çağrıları * Dahiliye Encümeni 29-111-937 pazartesi günü sat 10 da toplanacaktır. * Millt Müdafaa Encümeni 29-11I- 937 pazartesi günü Heyeti Umumiye- den sonra toplanacaktır. teb yapıldığını gördüm. Yeni cereyan yeni fikir köylere kadar girmiş.. Evelce başka dindendir diye yüzümüze bak- mıyan muhafazakâr köylü yerine, ko- nuşan, yol gösteren açık fikirli insan. lar kaim olmuş.. Zannederim hiç bir mem leket on sene içinde bu kadar yol ve mek teb yapmamıştır. fabrikalar.. Türkiye kısa bir zamanda çok inkişaf Sonra etmiş, yepyeni bir memleket olmuş.. Muhakkak bu çalışma ile daha da iler. liyecektir.,, Kokteyl Herkes kokteylden bahseder. Bir çoklarımız kokteyli çok sever. Fakat a- caba kokteyl içerken kimse, bu kelime- nin nereden geldiğini merak etti mi? Son zamanlarda Londrada çıkan bir davâda hakim kokteyl kelimesinin ne- reden geldiğini öğrenmek istemiş ve bir dil mütehassısının bilgisine başvurmuş- tur. Bu mütehassısının söylediğini gö- re kokteylin aslı, “Ouene de cog” yani horoz kuyruğu imiş. Eskiden İngiltere- de horoz ler ve bir çok kim- seler müşterek bahse girermiş. Hangi tarafın horozu kazanırsa, o zaman ha!k © horozun şerefine içermiş. Horozun kuyruğunda ne kadar tüy varsa, o ka- dar çeşid içkiyi biribirine karıştırmak daâdet olmuş ve bu suretle kokieyl meydana gelmiş!...... Kadın köşesi Yemeğe bazan fazla tuz atarsınız. Fazla tuzlu yemek de hani yutulur şey değildir. Yemeğe karışan tuzu nasıl çıkarmak - kabildir bilirmisi- niz? Tencerenin üzerine bir tülbend ge. ç yenir riniz ve bu tülbendin üzerine biraz tuz serpiniz, yemeği tekrar kaynatınız. Be- zin üzerindeki tuz buharlarla içerideki tuzu çeker ve yemek - tuzluluğu gider. Amma yemek zehir man diyecek zenberekse o za- zümüz yok. YANKILAR Kısa hikâye Bir adam ticarete karar vermişti. Tecrübesi çoktu. Fakat parası yoktu. Parası çok fakat tecrübesiz bir adam buldu. Ve ticarete başladı. Aradan bir ay geçmişti. sordular: — İşler nasıl gidiyor? O şu cevabı verdi: — Onun parası var tecrübesi yoktu. Benim tecrübem var param yoktu. Şim- di onun parası bana, ona geçti! Kendisine benim tecrübem Yumurtlama rekoru İtalyan gazetelerinin yazdıklarına göre, Çerignola: kasabasında bir kadı- nın tavuğu 40 günde 122 yumurta yu- murtlamıştır. Hattâ bir gün 22 yumur- ta yumurtlıyarak, yumurtlama rekoru- nu kırmıştır. Galiba tavuklar da dam. ping'e başladılar! veyahud tavuk nüfu- su da İtalyada insan nüfusunun fazla- laşmasiyle yarış ediyor! Amerikada milyonerler Birleşik Amerika hükümetlerinde 1929 yılında her biri bir milyon dolara sahib 43.000 kişi vardı. Bu mikdar 1932 de 19.000 kişiye düşmüştür. Bir milyon dolardan fazla geliri o- lan irad sahibleri 513 kişi iken 149 ki- şiye inmiştir. 1933 de Nevyorkta bir milyon dolar gelirim vardır. diyebilen yalnız ihtiyar Rokfeller vardı. Hatırlıyor musunuz? 1 —Türk Üniversitesi ne zaman kuruldu ? 2—Rontgen x şüaını ne zaman keşfetti ? 3 — Buğday kanunu ne zaman kabul edildi ? 4 — Antiseptik madde ilk defa ne zaman kullanıldı ? 5 — Dış borçlar meselesini hangi senede hallettik ? Dünkü suallerin cevabları: S — Ankaranın kaç evinde su var- dır; kaç evi susuzdur ? C — Ankaranın 17372 evinden yal- nız 2258 inde su varsa geri ka- Jan 15064 ü susuzdur. S —İş Bankası ne zaman kurul. muştur ? C — 26 ağustos 1924 de. S — İlk karantina ne zaman beklen- di ? C — 1348 senesinde Marsilyada 40 gün. Karantina kelimesi de bu- radan geliyor. S—İlk nüfus sayımı ne zaman yapıldı ? C — 28 ilkteşrin 927 de, S — İlk anatomi eseri ne zaman yazıldı ? C— 1541 senesinde padualı salius tarafından. Var- 25 mayıs gününün bütün memlekette ve bilhassa köylerde kooperatif günü olarak kabulünün hükümete teklifi, Kongreye gelib de cemiyete henüz üye kaydolmamış olan kooperatifçi arkadaşlarımızın cemiyete kayıdları Ti« cası, Köylerde tasarrufu emniyetli bir şekle koyan bu usul altında zirat kredi kooperatiflerine tevdiler yapılabilmesi. çarelerinin aranması, Kooperatif sosyetelerinin doğma- sını ve inkişafını hazırlayan mesleki cemiyetlerin, ve karşılıklı yardım cerni. yetlerinin memleketimizde kurulması- nın temini, Bilhassa köylerde tarım odalarının kurulması, Çift hayvanlarının ve yıllık mahsul geliriyle ödenmiyecek her türlü tarım maizemesinin orta vadeli kredi ile alın- masının usul ittihazı, Borçları beş sene tecil edilen zirat kredi kooperatifi ortaklarının faizleri- ni on beş senelik tecil faizine indirmek, Satış kooperatiflerinin ilk tesis ve işleme masraflarını devletin bu koope- ratiflere avans olarak vermesi, Buğday silolarının bu koperatiflere bağlanması, Ziraat maddelerinin tadil ve islahr ve imali gayelerini güden üretim koo- peratifleri hakkında da tarım kredi ve satış kooperatifleri hakkında olduğu gi« bi teşvik ve himaye kanunları yapılma. sı, Sulama kooperatiflerinin mecburi bir kooperatif halinde teşekküllerini te- min ederek hasıl olacak kârların kapitak lere dağıtılmasına mani olunması, ve kooperatif prensibleri dahilinde yeni bir sulama kooperetif kanunu yapılma- sını veyahud devletin yeni sulama ka- nununa bu hükümlerin girmesini temin etmek, Zirat kombina denilen teşebbüslerin ilk başta kooperatif halinde kurul- ması ve idare edilmesi, Afyon inhisarının kooperatifleşti- rilmesi, Küçük sanatlar erbabr kanunundan dolayı hükümetimize teşekkür eden ce- miyetimiz bu kanunda sanatlar kelimesi yerine (Artizan) kelimesinin konması- nı rica eder. Ev yapı kooperatiflerinin ucuz ev kaidelerine riayet etmesi hakkında hü- kümler konması, ve hükümetimizin bu kooperatifleri himaye ederek nasıl fi- nanse edileceklerini tayin etmesi. Ev yapı kooperatiflerinden ucuz ev kaidelerine riayet edenlerinin kazanç ve saire gibi vergilerden muaf tutlma. sı, İlk okullardan başlanarak okul ko-« operatiflerinin kurulmasının teşviki, Ticaret kanunumuzda kooperatife dair (481) inci maddesinde kapitale kâr verilmesine müsaade eden hükmünün kaldırılması, ve kârın muameleye göre verilmesinin temini, Kooperatif unvanının himayesi, Kooperatiflerin teşekkül ve teessüsü icön tâbi olduğu formalitelerin basitleş- tirilmesi, Kapitale kâr tevzi etmiyen ve yal- nız ortaklariyle münasebetleri olan ko. operatif muamelelerinin ticaret muame- lesi addedilmemesi. Hava açık ve durgun Dün şehrimizde hava açık ve dur- gün geçmiştir. Isr gece sıfırın alt'nda 2 dereceye kadar düşmüş gündüz ise sr- fırın üstende ancak 16 dereceye kadar yükselebilmiştir. HAVA Dün en yüksek dereceler sıfırın üsün« de olmak üzere Antalya ve Malatya da 25, Urfada 27 derece olarak kayde- dilmiştir. En düşük dereceler sıfırın al- tında olmak üzere Bolu ve Beyşehirde 4, Kütahyada 5, Eskişehirde 6 derece. dir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: