Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
KALeR 27-4-1937 : İCMML ÖL Roma —- Berlin mihveri ve ÂAvusturya A vusturya baş vekili Schuchnigg ile Mussolini arasındaki görüşme- den sonra Avusturyanmn' Berlin - Roma mihveri üzerindeki vaziyeti azıcık daha tavazzuh etti. Filhakika AVlîl' turya halâ bu mihver üzerindedir. Fakat gittikçe mihverin Roma tara- fından uzaklaşarak, Berlin tarafına yaklaşmaktadır. Bir Roma gazetesinin turya nazileri n resmi par- alı- yazdığına göre, Avus bundan sonra hükümetin F tisi olan Faterland Front içine nacak ve yakın zamanda naziler kn,- bineye de gireceklerdir. Avusturya'- nın Almanya ile birleşnıesin_e t.ıraf- tar olan ve bugüne kadar siyas! faa- liyetten resmen menediln?i.g Pulunan bu zümrenin, evvelâ parti ıçın_e ıl.m- ması, sonra da idare înesulı.yetıne teşrik edilmesi, hükümetin — nihayet bunlara devri edilmesi için birer mer- hale olsa gerektir. Buna İtalya başvekili- nin nasıl razı olduğu ve Avu.stı:ıryîı istiklâline düşkün olan Schuschmşş - in nasıl muvafakat ettiği sorulabilir. Hakikat şudur ki Avusturya'nın Al- mesi hâdisesi, her k.e- se ve her şeye rağmen yürümektedır. Bu, tarihin mukadderatıdır. Almın- ya, milli birliğine kavuşmak için on- dokuzuncu asrın ikinci n.ısfındfn_ sonra iki büyük harb ynpmışt_xf: Pın Habsburg Avusturya'sı ile, Dıgerı.de üçüncü Napolyon'nun Fransa'sı ile. 1867 senesinde şimali Almanya kon- n teşkili ile başlıyan Bismark Al- bir manya ile birleş federasyonunu,; ve 1870 senesinde de _ manya'sının kurulmasiyle . yen! merhaleye — giren — cereyan, .an Avusturya'yı Almanya'ya ılhl_mk;ı götürebilir. Mussolini'nin realizmi, bu neticeyi görmesinde ve bunu Alman- Ya'ya bir karşılık mukabilinde - ve dirhem dirhem satmak - istemesinde- dir. Avusturyadaki İtalya nüfu:ı:fıuı:::; fiyesi geçen sene L’n:ıırheııılıe:ı'zı :ı Ğ Yesiyle başlar. Uzun zaman yı_uı: Avusturyada âleti olı!ı bu prens siy: set sahnesinden çekildıkteı.ı ıoıırîı Ayusturya değilse de gayrı reımı. Avus- türya, Berlinin kuvvetli cazibesine ka- — Milatak Almanyaya doğru meylelmekîe L—M* Ve resmi Avusturyayı da arka: Sindan sürükledi. Akdenizde vekîfnh; a Yeni « iyetler yüklenme yeni mesuliy! balaik Mecburiyetinde kalan İtalya, Yardımını temin etmek için Avusturya u.z erinde fedakârlık yapmak lüzumunu Ssetti. Geçen senenin temmuzunda İ- talyanın tavasutu ile yapılan alm_aı_ı ; b_f’ustm-ya anlaşmasının, eski mahmisıni “İsbütün Almanyanın kolları arasına a- tacağmı Mussolini bilmez değildi. Ger- ;l Bi anlaşma ile Avusturyanın *'iıükle- !l. tanınıyor. Almanya Avusturyanın 1Ç işlerine karışmamayı teahhüd edı'yordıı: Fakat Avusturya istiklâli hakkımdaki d'_'“n noktai nazarı ile Avusturya nok- tai nazarı biribirine uymuyordu: e Ya, Avusturyanın istiklâline, ancak bu- Nu alman menfaatine uygun şekilde kı_d- ı_andıkça riyaet edecekti. Avusturya; 18- tiklâline güvenerek Habsburg hanedanı- hi geri getirmeği düşününce Berlin razi olmadığı gibi, Roma da buna muvafakat etmedi. Bu sıralarda alman dış bakanı on Neurath'ın Viyanayı ziyareti, aZ öi ldı, Avusturya hükümetinin devrilme- Siyle neticelenecek bir darbeye sebeb 0- luyordu. Almanyaya iltihak lehine teza- hürat yapan ayni avusturyalılara ertesi ha&a, Viyanaya futbol oynamak için ge- len bir italyan takımını oyun ,,ha.mda:ı *.— şlıyarak çıkardılar. Avusturya iıtildf- ."î" koruyucusu ve Âvusturya istiklâ- linin düşmanı hakkında yapılan bu mu- Amele karşısında: — Acaba şu istiklâl korunmaya de- _İer mi? Ve korunuyorsa kimin menfaati için? diye sorulsa yerinde bir sual ol- Maz mı? ç İşte iki muahedenin garanti altına al- dığı ve bir kaç senedenberi İtalyanın 'îl toruduğu bu istiklâldır ki Venedik mit- lâkatiyle bütünlüğünden azıcık daha aybetmiş ol ü ş oluyor. Aşı ESMER - Bir fransız ticaret cemi- yeti Ankara'ya geliyor Paris, 26 (A.A.) — Bir fransız tica: tet heyeti yeni türk - frnasız ticaret mu- Yo İKein . vüze ü k üzere bııgl'in Ankara'ya hareket etmiştir. K— -DIŞHABERLER V Asile;' Bilbao'ya yiyecek sevkini protesto ettiler İngiltere Bilbao'nun ablukasını tanımadığını bildirdi ve mukabil bir protestoda bulundu Bask cephesindeki şiddetli harb devam ediyor Londra, 26 (Hususi) — Hükümetçi kaynaklardan bildiriliyor: Diğer cephe: lerde sükünet hüküm sürmesine mukabil, son günlerde Bask cephesinde büyük bir faaliyet vardır. Bu cephede hükümet kuvvetleri kahramanca mukavemet et- mekte ve âsilere mühim telefat verdir- mektedirler. Âsiler Elgueta - Elorrio böl- gesinde şiddetli bir taarruzla Eibar'ı kü- satmak istemişlerse de milisler tarafın- dan püskürtülmüşlerdir. Havas müuhabiri, âsilerce işgal edi- len Elgueta kasabasını ziyaret etmiştir. pışmalarda pek çok hasara uğra- banın bütün evlerinde kurşun ve obüs izleri görülmektedir. Bi- naların bir çoğu tamamen yıkılmıştır. Âsi askerler şarkı söyliyerek sokaklarda dolaşmaktadırlar. Hükümet tayyareleri dün öğleden Malagayı bombardıman etmişler- il dün öğleden sonra ve akşam üzeri âsi tayyareler Madrid'i bıîm- bardıman etmişlerdir. Jarama ceı,'ı.heîın. de de bir âsi hücumu püskürtülmüştür. Bilbaoya yeniden yiyecek gönderildi İngiliz yardım komitesi t taraf'mda.n Bilbao'ya boyuna yiyecek gönderilmek- tedir. Üç vapur Bilbao'ya varmış ogup başka bir çok vapurlar da buraya .dogru yola çıkmış bulunmaktadırlar. Yı;_ıeoek yüklü vapurların gelmesi halkın iaşesi bakımından tehlikeli olmağa başlayan vaziyeti düzeltmiştir. Âsiler memnun değiller Âsiler şimdiye kadar dokuz ingiliz yük vapurunun Bil_bao'ya erzak getir- mek suretiyle buraya konulmuş olan ablokayı bozmuş olduklarını ve ingiliz harb gemilerinin. yük gemilerini dur- durmak istiyen Almirante Cervera kru- yazifesine karıştığını ileri t etmekte ve ingiliz hü- gibi hâdiselerin tekerr_ü- dbirler almasımı 15- hükümeti bun- protesto etmiş- liz elçisi de âsi hareketini pro- İngiltere ab- Son çar mış olan bu kasa sonra dir. Buna mukab vazörünün sürerek şikâye kümetinin, bu rüne engel olacak te temektedirler. Burgos' dan dolayı İngiltereyi tir. Buna mukabil ingi hasmane bir ur edilmiştir. T Âsilere göre cephelerdeki vaziyet Âsi kaynaklardan bildiril.iyor k I'ı’.:;; ko kuvvetleri Bask cephesıîıd'e i n hareketlerine devam ederek ıkı. yeni ka- saba ile hâkim bazı noktalar işgal e.t- çok esir alınmış ve mü- mâalzeme ve cephane ele r hükümet mev- evam etmekte- kruvazörün testoya mem' lokayı tanımamaktadı mişlerdir. Bir! him mikdar da ştir. Tayyarele dımana d a'da neşrolunan bir tebliğe göre Franko kuvvetleri dün ak- am Bilbao'ya doğru inmeğe başlamış- , kta müstesna olmak r, Birkaç no : lardıe hükümeıçilerin mukavemeti Za- geçirilmî zilerini bombar dirler. Salamank üzer! yıflamağâ başlamıştır. Son haberlere göre âsiler Durango Ve Eibar kasabala- 1 etmişlerdir. Madrid, Santander ve Leon cephe- nde tüfek ateşi, Aragon, Koîdobı ve Gırnata cephelerinde topçu .duel?o— su teati edilmiştir. _Kordoba Ş'mîl;”' de âsiler yeni mevzıl.er" elde etmiş kı:iı- ve çok arızalı bir arazi üzerinde beş ki- lometre ilerlemişlerdir. Deniz muharebeleri - 'den bildiriliyor: Kanarias kru- hükümetçilerin Jaime I kruva- zörünü Akdeniz kıyılaı:ında ı.ı.arfya o- turmağa mecbur etmiştir. Hükümetçi destroyer Ve romorkörler, karaya oAtu- ran geminin yardımına koşmîışfur. y- rıca Kamarias ve Baleares âsi kruva- si sahilleri bombardımandan dönen hükümetçi destroyerleri bo;n: bardıman etmişlerse de bunla.r Bİ gemileri uzaklaşmağa mecbur etmişler dir. rını işga leri Sevil vazörü, görleri âl Âsilerin Kanarias kruvazörü tarafından karaya oturmağa mecbut edildiği bildirilen Jaime I kruvazörü F ASIN İCTTAÜİ Garbte sağlam hava SON POSTA'da Muhiddin Birgen, Dögrele karşı kazandığı zaferden sonra Belçika Başvekili Van Zeeland'ın, A- merika reisicümhuru tarafından Ameri- kaya davet edildiğini, Almanyanın da yeniden toplanacak milletler arası bir iktisadi konferansa iştirâke amade bu- lunduğunu memnuniyetle kaydederek bunun dünya sulhu lehine sayılacak bir hadise olduğunu belirtiyor : “Almanyasız iktisadi veya siyasi bir sulh mümkün olmadığına göre, eğer Almanya böyle bir dünya konferansına iştirâk edecek olursa ve bu konferans müsbet neticelere varabilirse ©o zaman, bir müddet için olsun dünyada sağlam bir sulh havası esmesi mümkündür. An cak bu netice de basit ve kolay varıla- bilir bir şey değildir. Her şeyden evvel Almanyanın bu konferansa iştirâk arzu- sunun ne dereceye kadar samimi mak- sadlarla yapıldığını bilmek icap eder, Mümkündür ki Almanya, böyle bir tek- lifi reddetmek için “evet !” demiştir. Belki de konferansa, yeniden kendi da- vâları lehinde propaganda yapmak için girecektir. Belki de konferans esnasın- da diğerlerinin vermeğe muvafakat et- meleri mümkün olmıyan şeyleri istiye- cektir. Bugün iktisaden kalkınmak için sermayeye ve sermayenin yardımına muhtaç olduğu görülen Almanyanın ye- ni bir hamle yap dan evvel bir nefes Eden — Van Zeland Brüksel'de konuşmalar başladı Belçika Başbakanı Van Zeland Brüksel, 26 (A.A.) — Dün buraya gehzıiş olan B. Eden, indiği otelden doğruca başbakanlık dairesine giderek BB. Van Zelanc ve Spaak'le konuş- muştur. Saat 10.30 da başlıyan bu ko- nuşma, saat 12.45 de bitmiştir. Bu konuşmalar hakkında Londrada tasrih edildiğine göre, B. Eden'in bu ziyareti B. Van Zelandın ziyaretine bir mukabeledir. Onun için konuşmalar B. Van Zelanda tevdi olunan ekonomik va- zile hakkında görüş teatisine vesile ola- caktır. İngiliz gazetelerinin fikirleri Londradan bildiriliyor: Obserresi, Brüksel seyahatinin yeni şartlar altın. da çok dostça bir temas kurmağa ma- tuf olduğunu yazıyor. y Fransız - ingiliz beyannamesini tef- sir eden Deyli Telegraf, şimdi Belçika- n:n Almanyandan da buna benzer bir garanti almağa çalışacağını ve bu su- , retle Belçikanın istiklâlinin üç büyük devlet tarafından garanti edilmiş ola- çağını yazıyor. Deyli Heralda göre, şimdi yeni bir batı paktı için gayretlerde bulunulmak- tadır. , Deyli Ekspres de B. Eden'in yol- culuğunun baş gayesinin bir dünya konferansı imkânlarını gözden geçir- mek olduğunu ve B. Van Zelandın tem- muzda Vaşingtona gideceğini haber ve- riyor. * Neler konuşuldu? Konuşmalar hakkında muhafaza ölü- nan ketumluğa rağmen, Eden, Van Ze- and ve Spaak, Almanyanın bir garb esi içinde Belçikayı garanti eylemek hususunda elve: bekl inde uyuşmuş- daki konuşmalara Paris: el paktı çerçev! etmesini elde rişli zama lardır. Bu yol! Suriyede Türk düşmanlığı Türklere sempati gösteren arabları bile tevkif ediyorlar Haleb, 26 (Hususi) — Suriyenin a. mudiyesinde kışla civarında bir bina sureti mahsusada Cemil paşa oğlu Meh. medin suriyeli eşkiya olan adamları ta. rafından yakılmıştır. Maksat halkı telâ. şa ve heyecana düşürmek ve hâdiseyi türklere atfettirmek ve bu arada türk hal kının malını mülkünü talan etmektir. Haleb'te edilenle Şama, 26 (Hususi) — Halbedeki türk mevkufların muhakemesine devam olunmuştur. Antakya belediye reisi Ha. cr Ethe. mahkemede kendisinin evinde tal..ibat yapılmadığını ve bu arada mah. keme edilenlerden şikâyeti bulunmadı. ' 5N K ğını söylemiştir. Bir türk kaymakamı azledildi Haleb, 26 (Hususi) — Kırıkhan kay- makamı olan Süreyya Halef hiçbir se- beb ve kanuni mülâhaza nazarı itibara alınmıyarak azledilmiştir. Türklere sempati gösteren arabları da tevkif ediyorlar Humus, 26 (Hususi) — Suriyede türklere karşı sempati git gide artmak. tadır. Bunun en güzel misali Suriyede türklerin değil, türklere sempati göste. ren Arapların bile tevkif edilmiş olma. larıdır. Halbte araplar arasında tevkif edilenlerin sayısı gün geçtikçe artmmak. tadır. Londra ve Brüksel arasında devam olu- nacaktır. Her iki tarafca da Brüksel'de yapılan müzakerelerden memnuniyet be- yan olunmaktadır. Belçika gazetelerine göre Belçika gazeteleri umumiyetle fran- sız - ingiliz beyannamesinden memnun görünmektedirler. Yalnız sosyalistlerin organı fikir yürütmemekte, müfrid sağ cenahın organı ise kurmaylar arasındaki anlaşmanın artık mevcud olmamasına & seflenmektedir. B. Van Zeeland'ın organı sayılan En- depandans Belj gazetesi Belçikanın tam bir istiklâle sahib oluşuna sevinmekte, katoliklerin organı olan “Yirminci asır” gazetesi kurmaylar anlaşmasının bozul- masına memnun olmakta ve alman ta- ahhüdünün de öteki taahhüdlere inzi- mam edeceğini umarak ingiliz - fransız beyannamesinin buna engel olmryacağı- nı söylemektedir. Reksistlerin gazetesi alma devri geçirmek istemesi de müm- kündür. Bu takdirde konferansa haki- katen uzlaşmak fikriyle gidebilir. Bütür bunlar ancak konferans esnasında an- laşılacak şeylerdir. Fakat her ne olursa olsun bugün av- rupa dünden daha sakindir. Garbde sağı lam bir sulh havası eser görünüyor. Ha kiki bir sulha kavuşmak için, tahakkuk etmesi lâzım gelen şartlar çok ve bun- ların temini de müşkül olmokla beraber bugünün dünden daha sakin olduğu mu- hakkaktır. ” AKDENİZ CÜMHURİYET'te Yunus Nadi, Ak deniz devleti olarak Türkiye gibi Yu- goslavyanın da ehemmiyet ve haklarım- dan bahsederek diyor ki : “Açık denizlerin herkese serbest ol duğunu biliyoruz. Asırlar ve asırlardır sahillerinde barındığımız ve boydan bo- ya her yanında bayrağımızı dolaştırdı- ğımız yakın bir denizden bahsolunca onu herkesten önce kendi — havzamız saymaklığımızı tabii görmelidir. Bir ya- zımızda daha söylemiştik: Akdeniz için bizim denizimiz diyenler vardır. Evet bizim deniz ama, yalnız her hangi bir millet için bizim deniz değil, bilhassa Akdenizin sahildarı bütün milletler için bizim deniz! içinde Yugoslavya da ol- duğu halde Balkan Antantı devletleri- nin başlıcaları Akdenizin içinde — yaşa- yan milletlerdir. Ve biz deniz yollarını da inhisarcı bir kendimize tahsis etmiyoruz. Denizyolları sulh ve sükün içinde bütün milletlerin bütün bir emniyetle geçecekleri yollar olmalıdır. A.cknli olan Lö Peyi Reel de ayni ümidleri bes- lemektedir. S .d Dün sergiyi gene binlerce kişi gezdi Kömür sergisini dün yine binlerce ankaralı gezmiştir. Sergi bugün 5 ku. ruş duhliye ile ge. !lecektir. Dün sergi. de çok güzel bir sesli kültür filmi gös. terilmiş ve filmi ekonomi bakanımız B. Celâl Bayar da seyrederek beğendikleri ni söylemişlerdir. Serginin müddetinin uzatılması ba. his mevzuu değildir. Bir elen gazetecisinin fikri Proya gazetesi muhabiri ve yunan endüstrisi umumi ajanı B. F. Triand beynelmilel kömür sergisi hakkındaki intibalarını şöyle yazmaktadır. “ Ben bilhassa birinci derecede kıy. metli mütehassıs artistlerin elinden çık. mış olan serginin sanatkârane tanzimi. ne hayran oldüm, Soba gibi, demir eş. ya gibi hakikatta bir güzellik olmıyan eşyanın bu kadar ahenkli, hoş ve ens. trüktiv bir şekilde takdimi cidden müş- kül bir işti. Anadolunun göbeğinde bu. gün milli ekonominin mlhim bir unsu. ru olacak olan kömür ve onu kullanacak en pratik, en modern vasıtaları halka en geniş ve en salim bir yoldan tanıtan bir hava esiyor.,,