28 Kasım 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

28 Kasım 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 6. — VAKIT. 28 Teşrinisani 1929 Samimibirarzu Operet hadisesi etrafında! Yunan sefiri Anka- Müddei umumi muavini Şükrü ve san'atkârı Muhlis Sabahattin Beyler ne söylüyorlar? İzmirde “ telefoncu kız , ope teti temsil edilirken çıkan hadi. seyi iki gün evvelki sayımızda »akletmiştik — Son gelen İzmir sazetelerinde okuduğuduza naza- an bu hadiseye git tahkikat ik al edilmiştir. Alâkadarların birinci stintak (dairesinde isticvapları apı mış ve ewak müddei umu- wiliğe verilmiştir. Hadise mahkemeye intikal et- nek üzeredir. İsmir gazeteleri di- ğer taraftan müddei umumi mu- avini Şikrü ve Operet müdürle rnden Muhlis Sabahattin beyle kadise etrafında görüşmüşlerdir. Hizmet ve Ahenk reliklerimizin yazdığına nazaran Şükrü bey şu beyaratta bulunmuştur : “Söyleni'en | şarkı, o tamamile mahiyeti cürmiyeyi haizdir. Tabii müdde: umum! bulunmak sıfatile bu cürme muttali olunca şarkının devamını muvafıkı kanun görme- diğimden komiser muavinine o kısmın sahnede oynatılmamasını emret iştim. Em:imin infazı hu- susurda gö:dü üm teahhur dola- yıs'le komiserin yanına giderek emrin tekrar ve tekit ettim ve baştan başa bir cürüm sahası olan c sabneyi kapattırdım. Bu esnada Muhlis Sabahattin Bey sahneye çıkarak hakkımda ma üm olar av mfiribane ve tahkir miz sö ri sarfetti. Gene bana sazile ve mekamımın verdği ve emrettiği hususu a kastile ve 4 smmasileyh taralından söylenilen hahareti amiz sözlerin balk üze- rinde bıraktığı fena tesiri derhal iza'e maksadile beyanatının ya'an olduğunu, bilet meselesinden do- layı aramızda mesbuk hiç bir müna eret ve şahsı bir husumet mevcut olmad ğını ve kendini ne evvelden ne de şimdi tanr dıımı ve kanuni vazilemi ifa gttiğimi söyledim, Bu sözleri söy lerken sahnede değil, sabnenin kenarında idim. Mumai'eyh'n be- yanatı üzerine galeyana gelen balk birçok sözler sar'ediyor ve bunların hiç birisi anlaşılamıyor- du, Bu sırada samiinden birkaç ki- şi bana karşı söz söyledise de bunların ne şöhislarını tanıdım, nede söylediklerini anladım Mü teakiben bu hadiseye sebebiyet verenleri karakola celbettidim, karakolda gerek Muhlis Bey, ge- tek rülekası ulüvvü cenabıma ik tica ettiklerini söyliyerek hakla- rında kanuni takibatta bulunma: .maklığımı ve aflarım rica ve İs- trbam ettiler. Orada da cevaben Kanuni vazifemi yapacağımı tek- rar ettim. Maksadım esâsen pi yesin tamamen men'i değil, cü- rüm teşkil eden o sahneyi kapat- maktı. Ben de bunu yaptım. Muhlis Sahattin Beye gelince; badiseden © bahsetmeden © evvel mevrua mukaddeme addedilebile- cek fikir ve mütalausından bah- setmiş, her milletin her şubede binlerce san'attan yetiştirdiğini, san'atkârın bu bol'uğuna rağmen milletlerin bu san'atkârlarını kuş sütü ile beslediğini, onların maddi ve manevi hiç bir muzahereti esir- gemediğini, kıskanmadığını, bizde ise adedi beş buguğa varmıyan bu zümrenin hatır ve hayale gele- bilecek bilcümle maddi mahru- miyetlerle senelerce mücadele et- tiğini söylemiş vedemiştir ki: “ San'atkâr inkişaf kudretini bir lokma kuru ekmek yoluna sarf ve feda ederek, karnını san" atinden çalarak doyurmuş bir za- vallı halinde kalmıştır. Sonra bu azemetli vö asil mü- cadele, mutlak bir takdir ister ken onu büyüklü küçüklü herkes bırpalamış, bakır görmüştür Tanburi Cemil gibi kendi işi- nin dahisi olan bir şahsiyet, yok- suzluk hastalığının yumruklarını yeye yeye ö'düğü zaman, ölüsünü, ücreti belediyeden tesviye edilen dört tane sırık hamalı kaldırmış tır, Hoca İsmail Hakkı merhum ço'uğunun rızkını tedarik etmek için sokağa çıkacak cibise bula- mamıştı. Bu #ciya tahammül edemiyerek mütbiş iztıraplar içinde dünyasına veda edince, ailesi kefenliyebil- mek için cebinde beş kâğıt bu lamamıştır. Bütün bu acı ve ağ- atıcı misalleri önlerinde gördük- leri halde san'at yolunda yürü- meyi göze aldıran zümre, her halde tebcil ve takdire sayandır. Ben bu itikattayım. San'arkârı hakir ve zelil görmek adeta bir arzuyu umumi halini almıştır. Dikkat ediniz! Bir baldırıçıplak her bangi bir fırsattan istifade ederek mi'yon kazanir, ve sonra bir lüks otomobille halkın ara- sında mağrurane dolaşır, kimsenin gözüne batmaz. Bir san'atkâr tram- vayın ikinci mevkiinde görüldü mü herkes birbirine hayretle baka kalır. Çünkü herkes onu bilet parasını nasıl ödeyebildiğine mü- tehayyirdir. İşte bizim, maruz kaldığımız ber türlü haksızlık, kadirnaşinas- hk bu hazımsızlığın neticesidir. Ekmeğini san'atile kazanan bir lerdin, veyahut bir zümrenin, sanki vatanda ve kanunda yeri yoktur. Onu bir gün belediye tola'lar . Öbür gün Darül'aczâ memuru çekiştirir, kakıştırır, kimse bun- dan mes'ul olmaz. Daha düne kadar hâkimler artistlerin şebade- tini kabul etmezler, Zabıta şikâyetini dinlemezdi Asırlardan beri kafalarda yerle şen bu kanaati bu zihniyeti ko- parıp atab'lmek kolay mıdır zan- nedersiniz? Ben neler görmedim nelere şahit olmadım a beyim? Anadoluda yaptığım müteaddit seyahatlerde her hangi bir iş için ziyaretine gittiğim en küçük bir memur bile, benim kendisini alelusul selâmladığımı görünce kapının önünde nasıl yerlere iğilmediğime, nasıl eteğinin birini bırakıp odiğerini (O öpmediğime, karşısında elpençe divan dürma- dığıma (o hayretle bakakalmıştı. İşte bu zihniyettir ki, san'atkârın her türlü hukukunu yiyen ve ke miren bir mikrop olmuştur. Gelelim hadisei malümeye: Bu tiyatro hadisesi sırf tatil keyfiye- tinin iyi idare edilmemiş olma: sından tevellüt etmiş bir mesele- dir. Biz kanuna ve kanunu tem- sil eden şahsiyete dil uzatabilecek kustahlardan, cahillerden değiliz. Biz sadece hakkını korumayı bi- rada bunu görmüş! Atina, 26 (Apo) — Ankara Yunan sefiri hariciye nezaretine gönderdiği teleraflarda Ankara da ittlâf için samimi bir arzu müşahede ettiğini bildirmiştir. M. Venizelos hariciye nezaretine gelerek Yunan sefirinden gelen telgraflar hakkında şube müdür. İerile uzun müddet görüşmüş, sefire gönderilecek talimat hak kında bazı direktifler vermiştir Bir suikast Rivayeti tekzip olunuyur Son posta ile gelen Londra gazetelerinin bazıları yeni Efgan kıra Nadir Hanın katlolunduğuna dalr bazı şayialar devran ettiğini, fakat bu haber'erin esassız o'du ğunu kaydetmektedrler. Efgan sefareti de bu şayıalara ehemmi: yet vermemiştir, —— — —— — len ve bakkını korumak suretile cümburiyet vatanına lâyık bir va- tandaş olmayı düşünen insanlarız. Ben şu kanaattayım ki: O heye- canlı anda halkın bana karşı olan muhabbetine güvenecek ortaya atılmamış o olsaydım, O heyecanı umumi daha ziyade artacaktı. Bilet meselesinden bahsetmeye mecbur o'uşum, hakkımı kurtar- mak içindi. Aksi takdirde ben balk nazarında bâyasızca bir piyesin temsiline müsaade eden bir bayasız telâkki edilirdim, Kendimi halkın ve kanunun nazarında bu hayasız lıktan tenzih etmek istemek, bir hak sayılmıyor mu? Bir makamı âlinin beni bazı sözlerimi avam'eripane bulmasına cidden çok müteris vana ear 0 sözleri cümburiyet kanunlarına karşı beslediğin hissi itimat ve merbutiyetin sevkiyle söylemiştim. Cümhuriyete olan aşk ve merbu- tiyetin bugünkü iktidar neslinin mektep sıralarında dırsk cürüt tüğü zamanlardan başlar. Bu iti- barla benim (tahakkuk etmiş idealim olan bu devirde, bukuku: ma tecavüz edilmesi beni fazla mütahassiş kılmış olabilir. Yoksa avamfiripliği hatırıma bile getir. medim. i İstanbuldan Denizliye 26 saatte gitmek kabil olacak a Anadolu refikinzin verdiği bir babere göre Aydın şimendifer kum- panyası mühim bir teşebbüste bu- tunmaktadır. Bu teşebbüs İzmir ile Denizli arasında haftada bir iş leyen ekspresi ikiye İblâz etmek, Eğirdiden itibaren İzmire kadar olan istasyonlardan İstanbula gidecek olan yolcuların en kısa bir zaman Zar. lında İstanbul seyahatini yapabil- melerini temin için de ekspres gün lerinde İzmirden İstanbul arasınd. bir vapur işletmektir. Bu takdird. Istanbul - Denizli ve havelisi sey. yahat müdded hemen hemen bi güne inmiş olacaktr. Bu tasavvuru Devlet demir yol. ları Idaresi tesbit etiği gibi Seyri. selsin İdaresinin de bu hüsüstaki teklifi kabul edeceği muhkkak adde- dilmektedir. Dilenci mi milyoner mi?! İzmirde Karşıyakada Ali ismin- de bir dilenci ölmüş ve vasiyetna- mesinde bir teneke altın bırakdığını bildirmiştir. Bu dilencinin fihaki ka bir teneke alunı çıkmıştı. | Memlekette Vakıt Tosyada kooperati Köylü tufeyli murabahacılardan kurtulacağına pek memnundur Hususi Tosya muhabirimiz ya- zıyor : N Köy zirai kredi kopetatifleri tesisi hakkında Ziraat bankasının teşebbüsü burada bilhassa pirinç istihsal sahasını teşkil eden köy- ler arasında iyi bir tesir yaptı. İlk kooperatif, bir iki köyün işti rakile birkaç güne kadar Çevlik ! köyü merkezinde tesis edilmiş bu'unacaktır. Köylümüzün koope ratife karsı izhar ettiği bu rağbet ve memnuniyet, artık tufeyli mu rabahacılardan kurtularak kendi sayi ve kendi serveile iş yap- mak istediğine büyük bir delil teşkil ediyor. Diğer köylerde ve kasaba merkezlerinde de ieşkilâ- ta çalışı'msk'adır. Bunlardan başka köy sandık- larında bir iki senedir muhtelif varidattan tasırruf edilerek birik- miş ve halen ihtiyacı olan renç- ber'ere her köyün sandıği tara- fından ayrı ayrı ikraz suretiyle tenmiye edilmiş 20,000 lirayı mü- tecavız bir sermaye mevcuttur ki; bununlada yakında ayrıca bir (köy bankası ) açılması ve bu sermayenin toplu bir surette ia resi tasavvur edilmektedir. Tosyada Oönümüzdeki halta içinde bir (Köy yatı dershanesi) de açılacaktır. Dersbanenin otuz talebeyi o ibtiva eden kadrosu, | muallimi olmıyan ve Millet mek- tepleri açılamıyan köylerden te | Slm Pb senbene İSİ“BDüvdunuz m millet mekteplerinin adedi otuza baliğ olmaktadır. Yatı mektebi masarifi için hu- susi idareden iki bin lira tahsıs edilmiştir. Mütebakı üç bin liraya yakın iaşe, ilbas ve saire masraf- larını köylü ve kasaba halkının semihane yardımı temin eyle mektedir. Rifat Ünyede vaziyet Ünye muhabir'mizden: Sekiz on gün evvel Müskirat bayli Mahmut el, gece evine giderken beş şahsı meçhul ve müsellâh tarafından önü- ne çıkılarak biç bir tataftan imdat ve İstimdadına meydan bırakılma- dan evine götürülmüş, mevcut nu- ut ve eşyası kâmilen, hane eşyası kısmen ahzü gaspolunmuştur. Hü. kümet hadiseye ayni zamanda ve ehemmiyetle vaziyet etmiş ve bun- lann izi üzerinde yürümeğe başla- miştir, Tahkikat ve takibatın strat ve şiddeti vak'anın faillerini | şaşırtmış Türk Bugün çıkan 9 uncu nushasında şayanı di gö EEE TEE Şa “ yale) ve hepsi de yakayı ele “© dir. Buulardan Hacı Ahmet maruf şaki mecruhan diğerleri çif yen derdest edilmişlerdi" cürmiyenin çoğunun da de diği söylenmektedir. ZEhyali zıraiye Bu sene pek mebzül dan dolayı zürra senei beli€ © sulünden — bihakkin endiş © idi. iki buçuk aydan beri “yl eden kurak, zürram yüzünü £ müş ve herkes o mahsulinU havalarla kaldırmıştır. Hiwali ıhtisadiye | Son zamanlarda piyesi. bir darlık vardır. Fındık ) bu sene maalesef hiç yok” i buki yalnız fındıktan kaza. g bim mıktarda para giriyordi” ii İ enaleyb fındık mahsulünün * l buhranı iktısadınin başlıca * yl rindne olmak üzre gösteri | «-*Vatandaş, ç Medeni ve her Türk | vatanında okur yazi | olmıyanlar yakışmı Onun için oku) yazma — bilmiyenl& millet > mektepleri götürmek herkesin 0 rr ayrı borcudur. l N Ev salın alınacak “5 Sahilden Rumelihisarına Fen Bostancıya kadar ve kurtuluş j nihayet 2500 lira farla anık EĞİ nn Darülbedeyide Şetu veye j etmeleri rica olunur | i M Puankar8i! i Arjantine gidip konf : lar verecekmiş Buenos - Ayres 27 (A Nacion gazetesi M. Puar'r Arjantin, ziyaret edeceğini rada bir çok konferanslar ğini haber vermektedir. Misket üzümünden yese surette ima) edile” Ankara Kibar gazinolarin 1“ bakkallarda bulunu” 2 Spor kkat ” kaleler ve resimler bula'aksınız. Ahmet Fetgeri nin ( Fu'bole stadyomu ) isimli meka'eleri, Kurtdereli - Gulen. neticesi, san maçlar, Galatasaray manın sonu, ikramiyeli müsabaka i 9 m karşı ). Eşref Sel pe His Makalei müsabatas” ve saye,

Bu sayıdan diğer sayfalar: