June 8, 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

June 8, 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bektaşilik propagğ Kasımpaşada evvelki gece şa- yanı dikkat bir arbede oldu Bektaşi şeyhliği iddiasını güden altı kişi müritlerini alka taarruza teşvik ettiler Iki taraf boğul boğaza geldi. Boğuşma ne- ticesinde ağır surette yaralananlar var! 'velki gece Kasımpaşada bir viğea olmuş, neticede Kedilerine bektaşi şeyhi dedirten Ha Yobaz derdest edilmislerdir. nin tafsilâtı şöyledir: Asımpaşada Piyalede oturan Sngenelerin eceleri altıya baliğ ke bu şeyhlerin evlerine topla- rak gizliden gizliye icrayı ayin ettiklerin; eahelenin sabık muh- tarı Tahsin efendi öğrenmiş VE bunu polise ihbar etmiştir. Yobazlar muharrem girince işi Arıtmışlar kadın, erkek bütün püritlerini evvelki gece gene ev- lerine toplamışlardır. Bu sırada sabık muhtar Tah- in €fendinin zevcesi ayin yapı- cak evlerden birinin önünden Seçerken şeyhin evine girmekte olan kadın omüritlerden birisi kendisine tecavüz etmiş ve arâ- arnda kavga çıkmıştır. b Neticede kadınm başma evde deyen diğer bektaşi kadınları ,Planmışlar ve dayak atmıya mışlardır. Gürültüye Tabsin iendi ve bektaşi olmıyan ma- kalenin ve civarın kadın ve er- d leri gelmişler, sokak ortasın- ii toplanan dört yüz kişi bir- Jap re boğazlaşmıya beşlamış- Sl arada Tahsin Efendinin, ley tarlarının ve bektaşi şeyh- ca ın evlerinin hemen bütün N kırılmış, Zehra, Habibe, *emiye, Şefikâ isminde dört in ve Hasan isminde birisi yı rla - mubtelif © yerlerinden lin alanmışlardır. Kavga mahal- ii Polisler yetişmiş ve güçlükle Vgacıları ayır: g lardır. v Bektaşi şeyhlerinden (o Sarı akkal, Ali, Hasan Talsin, Rıza eler yakalanmışlar ve dün l | Hadiseve sahne olan evler polis müdüriyetine getirilmişler- dir, Bunlar hakkında polis birin- ci şubesi tahkikata başlamış, bu şeyhlerin halkı bektaşiliğe teş- vik ettikleri anlaşılmıştır. Şeyh- ler bugün müddei umumiliğe teslim edileceklerdir. Diş doktoru Şevki B.in evinde gerip bir sirkat vek'ası oldu Maruf diş doktorlarımızdan Ahmet Şevki beyin evi soyol- muştur. Bunu doktorun gaze- temize gönder- diği bir açık mektuptan anlı- yoruz, Sirkat ol- dukça (o şayanı dikkat bir şe- kild& yapılmış, hırsızlar Şevki beyin yattığı o- daya kadar gi- rerek başı ucun- da asılı duran ceketini almışlar- dır. Doktorun mektubunu der- cediyoruz: «Cesur Sarik! 31 Mayıs cumartesi sabahi saat dörtile beş arasında Divan yolunda Cebeciler sokağında 11 numaralı bendehaneye sokak penceresinden ihtiyarı zahmet ederek teşrif etmişsin. Ta yatak odama kadar gelmişsin, duvarda asılı*olan ceketimi almışsın. Be- nim gibi elinin emeğile, alnının terile geçinenlerin evinde alına- cak başka ne olabilir. Ceket ve cebindeki para size helâl olsun. yalnız ceketin cebinde bulunan ve hiç kimsenin işine yaramıya- cak olan hüviyet cüzdanımı, hesap defteri vesaire evrakı andası i etmiştiştir. Kadmcağız ölmüş, sefil adam ADİ | bret! Kızının namusuna te- cavüz etti ve karısını öldürdü! Tirede Arsalık köyünde iğrenç bir tecavüz olmuş, bunu bir de sefil bir &inayet takip etmiştir. Sefil ihtiyar heyeti azasından Galip isminde bir ahlâksızdır. Bu canavar dul kızı OAyşeye tecavüz ederek sefil ihtirasını tatmin etmek istemiş,kiz feryada başlamış,” annesi yetişmiş, sefil adam emeline muvaffak olamı- yacağını görünce (tabancasını çekerek Ayşeyi sol kolundan vurmüş, Sönra da karısı Kâ- mile hanıma çevirerek biçare kadının göğsünü delik deşik jandarmalar tarafından yakalan- mıştır. İzmir memurları Saat 8 dan (14) de kadar galışacaklar İzmir refiklerimizin verdikleri haberlere göre İzmirde devairde yeni messi saati 8 den (14)e kalay edin de bu şekilde Devridaimci çalışıyor Uzun . zamanlardanberi “ Devridaim ,, makinesi icat et- mek için meşgul olan Mümin Sadık efendinin şimdi de İzmire gittiğini - yazmıştık. Sadik Ef. orada beyanalta bulunmuş, “sik- letle tezyidi kuvvet, usulünün | tatbik edildiği zaman © gayet | kolay olduğunu, meselenin bir bu usuldeki inceliği hesap etmek bulunduğunu, 20 senedir bu usulü bulmak için çalıştığını, kendisine ! “Deli,, dediklerinin, nihayet usulü İ keşfedince beratını — aldığını, imdi çalışmasında devam etti- lemiştir. —1930—. Daktila sampiyonu A yapan altı kişi te 3 — VAKIT 8 Haziran 1930 o vkif edildi İşte halledilecek mesele / "ui i Türkiyede âlim denecek bir tek adamımız yok mu ? Şekip Beyin beyanatına Köprülü zade cevap veriyor Faat B. Dartilfünun ruhiyat müderris, Şekip B. Darülfünundaki ısla- hattan bahsederken, «bizde he- i müz âlim mevcut olduğunu bil | miyorum» demiştir, Şekip B. diğer taraftan, Ede- biyat ve Fen fakültelerinin da- rülfünunun esasını teşkil etiğini, bunların mesaisi olmadan diğer- lerinde ilim teşekkül edemiyece- ğini söylemiştir. Bu beyanatın yoktur, cümlesi hakkında bir muharririmiz (beynelmilel ilmi şöhreti olan Edebiyat fakülte- si reisi Köprülü zade Fuat Beyle görüşmüştür. Fuat Bey şunları söylemiştir: “bizde âlim Hindistan ahvali hakkında alr- | Musabaka şartları Daktilo şampiyonluğu mü- * sabakasının icra Sureti ve ne zaman yapılacağı bu müsaba- 3 kayı idare ile iştiğal eden he- yet tarafından kararlaştırılmış- tır, Kararlaştırılan esasat şun- lardır: 1 — Şampiyonluk O müsa- bakası Ticaret mektebi âlisin- 3 de icra edilecektir. 2 — Müsabaka temmuzun ilk haftasında yapılacaktır. 3 — Müsabakaya (iştirak edenlerin hangi makine ile azmıya alıştıklarını evvelden kaydettirmeleri lâzımdır. 4 — Müsabaka günü vw saati bilâhare iştirak edenlere bildirilecektir. 5 — Müsabakaya erkekler de iştirak edebilir. Her memlekette daktilu şampıyonu müsabaka ile anla- şılmıştır. Memleketimizde bu- nun tesbiti için ilk teşebbüs eden “ VAKİT ,, şampiyon- loğu kazanacak olana ve di- r muyaffakıyet gösterenlere # birer kıymettar batıra vere- j cektir. yy Bg lütfen ve mürüvveten istediğiniz bir yere bırakıp bendenize bir mektup ile bildirmenizi rica ederim, » ari e e ' i ) : i # : # i aa gg a İY TN nan pek mubtasar ve nakıs ma- lümatın mahiyetini ve asıl haki- ! kafini anlamak imkânı tamamile münseliptir. Mesafenin uzaklığı ve haberlerin sansörden geçmesi hakikati anlamağa mani olmakla beraber ara sıra ban mühim haberler de sızmaktadır. Çikago Tribün (muhabiri (gazetesinin Hindistan vilâyetlerinden ve bü- yük şehirlerinden bir kacın zi- yaret etmiş ve müşahedelerini yazmıştır. Muhabirin anlatışına göre kendisi Benares, Saknav, İKaveunpur, Allahabat, Agra, Del- hi şehirlerini gezmiş, her yerde halkın Gandi lehinde hareket ettiğini görmüştür. Bu müşahedeler neticesinde Çikağo Tribun muhabiri Gandi tarafından başlanılan hareketin tam manasile milli bir hareket olduğuna kani olmuştur. Şimdiye kadar Hindistan Müs- lümanlarının milli harekete iş- tirak etmedikleri işaa edilmiş isede hakikat bunun aksinedir. Delhide 20,000 müslüman top- lananrak istiklâl ve (hurriyet cidaline iştirak için karar ver- mişler, Agaada Hindularla Müs- | lümanlar bir arada toplanarak program dairesinde ( hareketi Şekip B. — İsmi bütün dünyaca tânılan ve beynelmilel takdir kazanan âlimler hakiki âlimlerdir. Benim telâkkime göre insan başka türlü âlim sayılamaz. Beyanatın diğer kısmı hakkın- da Hukuk fakültesi reisi Tahir B. demiştir ki: — Ben Şekip Beyin beyana- tından Hukuk ve Tıp fakültele- rinin tabii seyirlerini takip ettik- lerini Edebiyat ve Fen fakültele- rinin ise en çok ıslaha muhtaç oldukları (manasını çıkardım. Böyle bir iddia serdedilebilir ve bizim fakülteyi alâkadar etmez.,, Amerikalı bir rnuharrire göre Bütün Hindi stan Gandi ile beraber- dir.Mücadele ciddi ve umumidir —i li. kararlastırmışlar, Lahorda aynı manzara görülmüştür. Çikago Tribun muhaberi Dek ! hiden Bombaya kadar seyahat etmiş, trenle 36 saat devam eden bu uzun yolculuk esna- sında Hintlilerin, her yerde, daima artan bir gayretle istiklâl için çalıştıklarını görmüştür. Her yerde yüzlerce insan, işini göcünü birakarak milli teş- kilatın kendisine verdiği vazi- feyi deruhte etmektedir. Hükü- metin tevkif ettiği gönüllülerin yeri derhal başkaları tarafından işgal olunuyor. Her istasyonda duyulan #es, yeni Hint marşıdır. İzci ve keş- şaf kafileleri Hindistanın milli bayrağı olan kırmızı yeşil beyaz bayrağı taşıyarak milli marşları terennüm ediyor ve gönüllülere her yardımda bulunuyorlar. Çikağo Tribun muhabiri tek grahna şu sözlerle (nihayet veriyor: “Hintlilerin vatanperverliği ve milli vazifeyi ifa hususunda gayretleri, Gandinin başladığı milli cidalin ciddiyetini göster- mektedir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: