20 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

20 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

sebebi Bizde sür'atle bir klavye tesbit edilmesi lâzımdır ? Yeni harflerin kabulü sırasın- da yazı makinelerinde Türk kı- lâvyesinin tespiti yolunda muh- terem Vakıt gazetesi sütunlarını bu meseleye açmış ve epice yazı yazılmıştı. Biz ozaman Türk kı- lâvyasının kat'i surette tespiti- ni talep etmiş ve tespit edilme- diği taktirde tevellüt edecek mahzurları da birer birer izah e Dil encümeni o zaman büyük bir hüsnü niyetle bu me- seleyi halletmek istedi ve makine acentalaırını çağırdı. Fakat bu zevat ilim adamı olmadıkları ve hemen hepsi İisanımızı bilme- dikleri için (rum, ermeni... ) ve ancak ticcari menfaatlerini ileri sürerek kendilerince bidayette sipariş edilen makinelerin reva- emı teminiçin şahsi iddialarda bulundular, Nihayet Dil encüme- ni yalmz Türk kılavyası diye wxgö den gayri harflerin yerlerini o gün ilân etti, Fakat avnı zamanda beynelmilel kılâv- <<nin serbest olduğunu da bil urdi. Bu büyük bir mahzurdu ve çok geçmeden beynelmilel kılâvye diye ortaya türlü türlü tipte kı- lâvyeler çıktı. Bilâhare hükümetce kılâvye beri başka başka olarak makineler sipariş edildi. Bunlarda portatif ve bllyük 42 tüşlü diye taksimlere uğrıyarak asıl esa- sından değişik kılâvye tertiple- ende idi. Buna Dil encümeni de iiraz etmedi. Bundan sonra “abii her marka kensidine .::4s bir kılâvye yaptığı gibi morka beş on çeşit kılâvye :,ssaya makine çıki başla-ı. O kadarki bu gün 20-30 türlü kılâvye saymak mümkün- dür. Halbuki böyle bir garibe dünyanın hiç bir yerinde görül meg. Bu gün Arjantin cümhuri- yelisin Litranyanın bir kılâvyesi vardır. Fakat Türkiyenin sabit bir kılâvyesi yoktur ve bu bizim için çok şayanı teessüftür, fakat iş teessüf etmekle bitmiyor, Bugün bu şerait içinde hakiki surette hiç kimsenin daktilo i kabil değildir. Kılav- yelerin tehalüfünden dolayı bir makine üzerinde çalışan usta bir daktilo diğer bir makine önünde acemi oluyor, elleri duruyor. Çünkü bir harfi meselâ ber kılavye yerini değiştiriyor ç harfi kâb ortada kâh sonda belki sekiz on yerde... Bu adeta piyanoda (fa mire) anahtarla- rının her piyanoda başka bâşka yere konması gibi tahayyülübile kabil olmıyan bir şekil Tedrisatta ise bu müşkül daha ziyade artıyor. On parmak usu- lüne tevfikan (muayyen bir kılâviye üzerinde toplu bir hal- de tedrisate girişmek beyhude bir zahmet olur. Farzediniz sınıfta on beş makine var bun- lar beş türlü kılâviyeli ise burada parmakların yerlerini göstermek nasıl kabil olur? Herkese kendi makinesine göre bir usul öğretmek lâm. Tabii iş o zaman umum metot cerçivesinden çıkıyor ve toplu tedrisat kabil olamıyor. Sonra bu hususta eser yaz- mak ta kabil değildir. Halbu ki. e Daktilo yetişmemesinin Sofya konsolosluzundan me- muriyeti merkeze tahvil edilen Nüzhet Haşim B. şehrimize gel- miştir, Tüccardan ve Alpullu şeker fabrikası meclisi idare reisi Hay- ri B. dünkü ekspresle şehrimi- ze gelmiştir. (Nevyork Heralt) gazetesinin Şarkta bir tetkik seyahati ya- pan Paris muhabiri M. Stov dünkü ekspresle | Avrupadan şehrimize gelmiştir. İskenderiye fahri Konsolosu Aslan B. dün İzmir vapuru ile Mısırdan şehrimize gelmiştir. müm etmediğini gösterdi bu şe- rait içinde daha uzun müddet ve belki hiç bir zamanda taam- müm etmiyecektir. Yani bizde daktilo yetişmiyecektir. Daktilo- luk oyuncak halinde kalır. Bu meselenin bu kadar ka- rışık bir hal almasının sebebi aşikârdır. 1 — Bidayette bu mesele tüccari bir iş telâkki edilmiş ve ilmi kıymeti verilmemiştir; bun- dan dolayı tüccâri menfaatlar tesadüm etmiştir. nedir ? Garpte keyfiyet hiç te böyle Karışık değildir. (Orada “her memlekette bir klaviye vardır. Bu klaviye belki İngiliz belki Fransız kaladiyesine benzer fa- kat o lisana göre bir hususiyeti vardır sonra bu klaviyeyi kim- se tadil edemez daha da kimse başka bir kaladiyeli Uomakine memlekete idhal edilemez. Bizde ise bunun tamamile aksi... e bim fabrikası bir kaç rlü klaviye yapar yani si; üzerine hatta İstanbulda enli değiştiriliyor. Bu gün İstanbulda otuza yakın klaviye mevcut demek otuz par- mak usulü vardır demektir. Diğer memleketlerde böyle bir garibe yoktur. Diğer memleketlerde le garibeye tesadüf edilmez, Ma Amerikan, Ingiliz, Fransız, İtal- yan lisanlarından sarfı nazar me- selâ Macar, Leh, Çek lisanlarını ele alalım. Buralarda muntazam bir klaviye tesbit edilmiş, ve buna riayet orada mecburi ol- muştur, Mesele bu. satırlarda yazıldı- ından daha mühimdir, ve netice itibarile bizim için çok muzur olmuştur. Bu müşkülâtı anlamak içim bir makinede yazmak kâfi değildir. Bir kaç muhtelif klavi- yeli makinede yazı yazmak mec- buriyetinde kalındığı zaman işin güçlüğü meydana çıkar. m Me gün Vakıt ga- tesinin etmiş old daktilo müsabakası çok e müşkülâtla hazırlanmıştır; Her- kese birer birer yazdığı makina- nın kılâvyesi sorulmuş olduğu halde neticede arzu edilen kı- lâvye tertibinde makina bulun- va — bir çok daktilolar u müsabakaya iştirâk e u ya işti deme- münhasıran ilim adamları çaği- nlmamış ve iyi tetkik ettirilme- mişti , 3 — Beynelmilel, milli klâv- ye diye bir taksim yapmağa lüzum yoktu. Y 4 — Hükümetçe son defa alınan portatif o makineler ve büyük makineler için ayrı ayrı klâvye tesbiti de bu mahzuru tevlit etmiştir; hele böyle bir taksim hiç bir yerde görülme- miştir, 5 Klavye doğru” ve yanlış tesbit edilir edilmez derhal kat” iyyet kesbetmeli idi. Her marka- nın bir kaç türlü klavye yapma- sına müsade edilmemeli idi. O halde ne yapmalı? Evvelâ bu iş için salâhiyettar zevatı seçip bir klevya komisyonu teşkil etmek lâzundır. Bu komisyon gerek dil encü- meni ve gerekse vekâletlerle ve k bususl müessese ve eşbas tara- Müsabaka neticesini > fından yapılan klavyeleri topla. de güçlük çekilmiştir. Iki Sr © | malı ve hepnini bir esama irca bıkın kopyaları karşılaştırıldığı zaman makinalarının kılâvyaları- - da hazarı dikkate slmak icap etmiştir. Meselâ birinci gelen Mediha hanımın makinası Un- dervood idi fakat her markanın olduğu gibi bu makinanın da bir şok çeşit kılâvyası mevcut idi ün olarak bu makinanın bazı erini iki vuru azı kabil olabilirdi. Mezelâ (0 72 3 harflerini (9) ile (0) ve (u) tar- zında diğerlerinde ise bu hâl olmadığından hakem heyeti bu hanımın sür'atini çok takdir et- mişti, Bukadar çok ve birbirine .uymıyan kılavyalarla nasıl yazı makinası öğretilecegi anlaşılmaz. Bizzat bu karışık kılavjalar kar- şısında talebem önünde tok müşkilat içinde kaldığımı. itiraf lidir. Çünkü klevyaların muha- lefetinden başka eldeki klavye- lerde nefsülemre muvafık değil- dir, Bu suretle vücude gelecek kılâvyenin sabit ve Türkçenin yegâne kılâvyesi olduğu ilân edilmek. Ayni zamanda badema böyle bir karışıklığa meydan vermemek için yapılacak kılâvye muhtelif kılâvyeli hiç bir mak” nenin Türkiyeye ithal edilmemesi ve yerli (makine tamircileri tarafindan (bunun (hariçinde kılâvye tadili yapılmaması hususu bır kanunla tespit ve ilân edilmelidir. Bu esas konduktan sonra Avrupada şimdiye kadar yapılan kılâvyelerin bu yeni kılâvyeye 2 — Klâvye komisyonuna | için tevkifat yapmalı yani baş- | tan bir klevya vücude getirilme- | etmek mecburiyetindeyim, Bitta- bi talebe de ö; lât çekiyor, Yel Son musabakada parmak usulünün yazılara peri ve sıh- bati temin ettigi görüldü fakat on parmakla ve bakmadan yaz. mağı öğretmek için elde muay- yen sabit bir kılayya olması icab eder. Son tecrübe bizde he- nüz on parmak usulünün taam- göre tadil edilmesi meselesi ka- iyor ki Komisyon bu bususun hakkında münasip bir sureti tesviye bulur. Bu işin daha fazla sürünce- mede kalmasına imkân yoktur. Yeknazarda ehemmiyetsiz gö- ründüğü için şimdiye kadar ihmal edilen bu meselenin artık halledilmesi icap eder. An Ticaret mektebi daktilo seailimi Hâmit .. N — ——— 7 — VAKIT 20 Temmuz 1939 * i Meraklı şeyler | Himalayaya tırmananlar Heyet, haftalarca mesai neticesinde şarki Hi malayalar hakkında bir çok malümat toplad Muhtelif o milletlere mensup . iza erbabı fenden mürekkep bir iğ heyet bundan bir kaç ay mu- kaddem Şarki Himalaya dağla- rını dolaşarak arzın en yük- sek tepelerinden olan Kaçıncın- kaya tırmanmak azmile Hindistana gitmişti. Heyet bir çok mesai- sine rağmen Kaçinçinka tepesine çıkamadı; fakat Himalaya hak- kında bir çok bilgiler toplamağ» muvaffak oldu. Heyet (azasında (o profesör Dyrenfürt heyetin muvaffak ol- duğu şeyleri şöylece saymaktadır: 1 — Şimdiye kadar kat'edil- memiş olan Nepolgay geçidi geçilmiştir. Bu geçit «Sikim» z Prof. Dyrenfürt eyaletini rapteder. Badema bu 4 — 7418 metre irti Yonsorug tepesi ilk defa ! Şnayder ve Herman ti aşılmıştır. Bundan başka mühim tetebbtler icra edilmiş” metre İrtifamdaki Dodang geçit kullanıla bilecektir 2 — 7150 metre irtifamdaki Nepol tepesi ilk defa olarak İ Şnayder tarafından açılmıştır. 3 — 6000 Metre irtifadaki | Ivusvug geçidi aşılmıştır. Bu ge- | ma dağı da Şnayder ve Hörl ! çit 3İ senedenberi aşılmamıştı. | tarafından aşılmıştır. a İ Bu suretle Kaçinçinga kıt'asının Professör Dyrenfürt günün k rinde Kaçinçinkaya çıkılabil ğine emin olduğunu söyle: etrafı ilk defa olarak dolaşılmış- tır, İşine Ticaret mahkemesinden Balatta Süreyya Paşa fabrika- sını temsilen Atıf B. imzalı ve hiç kimseye ciro edilmemiş olan 3670 Türk lirasını havi 21 Ha- ziran 930 vadeli ve Bedrettin Apanay zade namına muharrer | bir kıt'a bonoyu 4 Haziran 930 “tarihinde * zayi öylemiş” ve imez- kür senedin iptali hakkında ha- mili olan Bedrettin Ef, mahke- meye müracaat etmiş olduğun- dan kırk beş gön zarfında sene- din mahkemeye ibrazı lüzumu ve ibraz edilmediği halde bu müddetin hitamında senedin ip- taline karar verileceği birinci defa olmak üzre ilân olunur. Defterdarlık ilân SATILIK EY — No.62 g4 Hacı Manol sokağı, İni rahor İlyas bey mahal Yedikule, 2 katta, 6 1 matbalı vesaireyi. mildir. Talımin”edilen”Kış meti peşin para 1800 satış açık arttırma 2 ağusi 930 cumarlesi 14,30 de terdarlıkta. (R-282) Zayiler Hüviyet cüzdanımı kaybetti Yenisini çıkaracağımdan hüki yoktur. 1927 doğumlu Şemsettin oğlu ÇÜ (280 — 55) Iktısat ve usuü defteri Muallimi aranıyor Zonguldak Yüksek maadin ve sanayi mühendisi n müdüriyetine müracaat edilmesi ilân olunar. Yüksek n mezunu olmak şarttır. amana ei Tahlisiye u | Müdüriyet (ii üdirliğinde mu Rümeli tahlisiye mıntakası merkezi olan Kumköy (Kilyos) met kiinde müdüriyet binası ittisalindeki dairenin tecdiden inşası yi gün müddetle ve kapalı zarf usulile münakasaya vazedilmiştir. Bedeli keşfi dokuz bin küsur liradan ibaret olan mezkür han nin ihalesi 10 ağustos 930 pazar günü saat İdte icra kılın dan Mp bu baptaki şartname ve projelerini görmek üz Galata'da rıhtım caddesindeki idarei merkeziyeye müracaatları, — İstanbul ifhalat gümrüğü müdürlüğünden: o Adet Nevi Cinsi eşya Marka Kilo 191 Parça Müstamel köhne demirbaş eşya (... O 575 20 Çuval Kuru bezelya DD 9964... 1 Güyüm Boyasız ispirtosuz vernik LM 31402 B4 Çuval Patates Hed ii) 75 Bala Kuru ot, e şt pe i | 16 Sandık Çukulata H.C 509'T 10 ,, — Çukulata KC 304) Balada muharrer yedi kalem eşya 21/7/9390 tarim Tstanbu gümrüğü satış komisyonunda bilmüzayede satılacağı ili

Bu sayıdan diğer sayfalar: