24 Temmuz 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

24 Temmuz 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balıkçılık mütehassısı beya- natta bulunuyor “ Türk sularının eşi bulunmaz balıkları bütün cihanda revaç temin edecektir ! ,, M, Veberman balıkçılık muallimi olmak üzere Hvru- pava talebe gönderileceğini söyliverek alınması lazımgelen #edbirleri anlatıyor M. Velorman Bir aydanberi balıkçılığımız | sakkında Marmara ve Bandırma | sevabilinde tetkikat yayan balık- | çılık mütebassısı müşaviri M. Veberman şehrimize dönmüş, dün kerisile görüşen bir n.u- barririmize mubtelif meseleler bakkında şu izahatı vermiştir ; — Balıkçılık ve mutahassısı hakkında İstanbul matbuatında yazılan muhtelif şeyleri okuyor ve bunları balıkçılık için büyük bir alâka olarak telakki ediyo- rum. Binaenaley evvela memle- ketin terakkisinde b oyniyan matbuatın büyük vazi- fe ve alâkasından taktirle bahs- etmek birinci emelimdir. Ben bilâmum imar ve islah işlerinde gazetelerin yardımlarını r ettiğim için işlerimin tenkidine | memnun olur ve bu hususta efkârı umumiyeyi anlamak, on- ları dinlemek isterim, Bu cüm- leden olarak son zamanlarda ba- na yapılan bir hücumu ecnebi balıkçılık mutahassısı henüz Tür- kiyeye celbine lüzum olmadığı hakkındaki neşriyatınıda tetkik ettim fakat bu bahıs hükümetin | iktisadi projesine dahil ve bu- nun tatbiki de Türkiye nüfusunu temsil eden heyeti umumiyede büyük bir ekseriyetle kabul edildiği için cevap vermekte mazurum. Ben bunları teminen Marmara bavzasında uzun bir tetkik sey- yahati yaparak bazı neticeler elde ettim ve bir rapor hazırla- dım, Buna göre ilk evvelâ be- nimle beraber tetkikat yaparak çalışacak — pratisyen © gençlere ihtiyaç vardır. Darülfünun veya lise mezunlarından her hangi bir ecnebi lisana vakıf olupta buna talip olan efendilere şimdilik yüz lira tahsisat verilecek müta- hassısların hususi talim ve terbi- yesi altında yetiştirilerek Avru- paya gönderileceklerdir. * Başlıca neler yapılacak ?, Türkiyenin mili ve iktısadi refahını temin edecek en mü- bim menabiin biri de Türkiye- nin denizleri ve deniz mabsulle- ridir. İşte hazırlanan program ve iktisadi projede bu mahsul- i den istifade imkânı düşünülmüş ve bilhassa şu maddeler kabul İ ediliniştir: 1 — Sistematik tetebbüat icrası , 2 — Türkiye balıkçılığının in- kişafı için bir balıkçılık enstitü- sü teşkili, Bu efendiler Avrupada br senelik ihzari faaliyeti müteakip memleketimize dönecekler, sahil şehirlerindeki ilk mekteplerde ve bahriye müesseselerinde mir allim ve balıkçılık mütahassısı olarak. istihdam edileceklerdir. Bu suretle istikbalde memleketin ü rından yüksek balık- mülahassısları yelişmiş ola- caktır, Balıkçılığın inkişafı için Bundan maada dahil, piyasada daima balık bulundurabilmesinin temini ve ihracatın arttırılması için elzem ülen en mühim tetkikat ve çılık “« VAKIT ,in tefrikası: 13 BU'KADIR e Yazan: &. & Van Daya — Mükemmel. Hiç birşey unu- tulmamış. Yalnız hakikat müs- tesna ! Markam neş'eli idi. Bu sefer o, sordu: — Sahi mi? Şaka bertaraf Vans, işin esası, tahkikatın seyri hakkındaki fikriniz ne dir? — Canım ben bu yolda bir müptedi, bir amatörüm. Sizin gibi işin kurdu olmuş profesiyonellere akıl öğretmek ne haddimel söz- 'erime belki gülersiniz! Meselâ pu Bensonun takma saçları yok- mu, işte o bence pek mühim bir şey. — Yalnız bu kadar mı? — Hayır yaka ile gravat da var, — Ya bardağın içinde duran takma dişler. — Alay etmeyin, keza onlarda. Nakleden: Ömer Fehm kıymet, iktidar bahislerinde göke çıkardığınız. Hat, o biçare Hat- şık bunları görmedi. bile. Hep sathi şeylere baktılar, hep Bey- lik şeyleri aradılar, — Bana öyle geliyor ki bizim tahkikat şeklimizi beğenmediniz! , (77 Nasıl beğeneyim. Yapılan işler baştan başa münâsibetsiz, lüzumsuz... Buna mukabil lüzum- lular bir kenara atıldı, Canım uzun Söze ne hacetl Daha ilk adımda yürünecek, araştırılacak bir değil, beş değil, tam on iki nokta vardı. Peki vardı dâ ne oldu? Onlar safsatayı, manasız- lığı buna tercih ettiler, Cigara izmaritleri, pencere parmaklık- ları ile meşgul oldular. Vans'ın sözleri Markamı hem güldürmüş, hem de kızdırmıştı; — Yooo biz bu fikirde deği- Kıral Ferdinand | Bulgaristana geldiği | doğru değil ! i Geçen gün Bulgaristan sabık İ kralı Ferdinand'ın tayyare ile Bulgaristana geldiği ve mümana- at görmeden Bulgar topraklarına indiği haberi veriliyordu. Bu hu- | susta malümat talep ettiğimiz Bulgaristan sefareti haberin aslı olmadığını, sabık Kral Ferdi- nandın Avusturyadaki malikâne- sinde olduğunu bildirmiştir. tedbirler şunlardır: 1 — Bilhassa balık akınları va balık yatak yerlerinin tayini / 2 — Balıkçılara (o mükemmel takımlar, kayıklar, motorlar ve sairenin tedarikini kolaylaştırıcı teşkilât yapılması ve suhulet iracsi, 3 — Kooperatif şirketleri teş- kili, kredi temin kanunları vaz'ı | ve balıkçılıkla meşgul bulunam ların mesleklerinde meharet temini için icap ederse tedrisatta bu- lunulması. 4 — Mahalli piyasalarda de- | polar ve balıkhanelerde fenni vesait tesisi, 5 — Balık ihracat tacirlerine suhulet iraesi. 6 — Ecnebi piyasaların ihti- yacına göre işlenmemiş balıkla- nn envainin tezyidi ve ihzar usullerinin iyileştirilmesi ve hi- maye piyasası ile rekabet ede- bilmelerinin temini. 7 — Muhtelif balıkların mü- | tekâmil muhafaza usu'lerile, na- kıl ve konserveciliğin memlekette ta'mimine çalışılarak Avrupadan gelen işlenmiş balık ithalinin azal- tılması, Bülün bunlari 've diğer bir çok tedbirleri tabii zaman birer birer hakikat yapacak ve Türk sularının eşi bulunmaz balıkları değil yalnız memleketinizde bütün cihanda revaç temin edecektir.,, M. Veberiman Ankarava gitti. | Bu izahatım ve tetkikat ne- İ Keesini bir raporla İktisat vek: tine bildirmek için dün akşam An- karaya hareket etmiştir. Oradan i Iktisat vekili Şakir beyle görüş- tükten sonra tekrar şehrimize dönecek ve projesini tatbika baş- i itimadımız vardır. O mutlak muvaffak olacaktır. — Kanaatlere hürmet etmek borçtur. Siz şimdi yeni haberle- | ri söyleyin ! | Markam bir lâbza etti. Sonra: — Tabii lâf aramızda, dedi. Bensonun hususi bayatı hakkın- da tahkikat yapan memurlar şöminenin üstündeki çanta ile eldivenlerin sahikesini buldular. Bunda benim tahzinim gibi | mendilin markası en büyük amil oldu. Kadın Benson ile birlikte | yemek yemiş. Bir operetartisti... Ismi Moriyel Senkler. — Vah vah pek yazık, işte buna acıdım. o Memurların bu | kadını bulamıyacaklarını zanne- diyordum. Ilk işim kendisine bir taziyetname göndermek olsun. Demek şimdi siz bu zavallı- i l İ tereddüt ya işkence edeceksiniz, öyle mi? — İsticvap edeceğim. Eğer işkenceden bunu kastediyorsanız. Markam yemeğini bitirdikten | sonra kalktık, cıgara salonuna i bunları Zabıtaya emniyet ve | g İ Markam'ın Diş “tabipleri ile Diş tabipleri dişçilere meydan okuyorlar Kenan B. Zamgoçyan efendiyi imti- hana davet Haçik Zamgoçyan isminde bir primli dişçi diş tabipleri hak- kında bazı sözler söylemiş, mek» tepten çıkan diş tabiplerinin hiç bir şey bilmediklerini, tecrübeli olan primli dişçilerin mesleğe daha ziyade vukufları olduğunu iddia etmişti. Bu sözler diş ta- biplerini kızdırdı. Geçen cuma günü yaptıkları kongrede bu dişçinin mahkemeye verilmesini ve ayni zamanda etibba odasına da müracaat edilmesini karar- laştırdılar. Diş tabiplerinin asa- biyetleri henüz yatışmamıştır . Bunu dün, mektebin bu seneki mezunlarından diş tabibi Çelebi zade Kenan Ferit beyden aldı- ğımız bir mektup anlatmaktadır. Mektubu aynen dercediyoruz: “Otuz senelik bir dişçinin Türkiye darülfünunu Tıp fakül- tesinden mezun olan yeni diş tabipleri (o hakkındaki (o hadna- şinasane beyanatı küstahlık ke- limesi ile tavsif olunabilir; bu- nunla ben ve benim gibi diş tabibi arkadaşların müstakbel faaliyetlerine (o darbe istenmiştir. O dişçi hükümetin bir lütfü iie mektep, medrese görmeden asepsi antiseps nedir bilmeden vurulmak bir müsaadename almış, icrayı san'at ediyor; hezeyan etmese, rahat dürsa olmaz mı? Biz, rontken, “teşrih “ve fizyo» loji, bakteriyoloji, gayri uzvi, tahlili keyefi, fizik, müfredatı tıp ve fenni tedavi, emrazı umumiye, ilâh... derslerini okuduk. imtihan verdik; mezun İ olduk.Acaba kendisi bu derslerin ne demek olduğunu biliyor mu? Eu gün mektebe girmek istese de okuyup : anlayabilecek kifayeti varmı dır?.. Yoktur. Çünkü, bilmiyorlarsa haber vereyim ki diş tababeti i mektebine girmek için lise mezu- nu olmak şartlır. Kendisi lisede tk. Orada kumandan Ben- son ile karşılaştık. Kumandan Markamı görünce selâm verdi İ ve yanımıza geldi. Elli yaşlarında toparlak yüzlü, iri ve kuvvetli bir adamdı; bizi selâmladı. Markam'a dönerek: — Dünden beri çok düşün düm, dedi. Hatırıma yalnız Lon- der Pifibe geldi; tanırmısınız ken- disini? Alven'ın çok samimi dostu idi. Size faydalı malümat verece- ğini zarnederim. Dün kendisini hatırlayamadım; çünki kendisi şehirde oturmaz. Long İzland'ın bir kenarına çekilmiştir .Ha, ne | dersiniz ? Doğrusunu söylemek İ Jüzimgelirsa bu faciada bize yar- dım edecek başka hiç, ama hiç kimseyi tanımıyorum. Kumandan sözünü bitirince derin derin içini çekti; müteessir gürünüyordu. Markam cevap verdi: — Kumandan, bu gözel fikir. Derhal not edelim. Kendisi ile konuşurum. Bu mükâleme geçerken Vans pencerede © dışarı (bakıyordu. cevabından sonra kimyai uzvi, | Ça EYE 3 — VAKIT 24 Temmuz 1930 — dişçiler arasında etmektedir Kenan bey değil hangi iptidaide tahsil gör müştür? z Kıymeti meslekiye noktasın- dan onlarla kendimizi mukayese etmek istemeyiz. Fakat efkârı umumiye huzurunda meselenin Öğ tevazzubu çok lüzumlu hale geldi. Yirmi günlük bir mezun sıfa- tile diş tababetinin gerek protez gerekse dantisteri operatuar ve gerekse stomatoloji branşlarından kendisinin intihap edeceği tanın- mış bir heyeti mümeyyize huzu- runda hem nazari ve hem de ameli olmak şartıle imtihana ba“ zır ve amadeyim! j Mağlüp olduğum takdirde kıymetli ve sevsili mesleği, terke ederek fahriyen onun kabinesin çalışacağım, Fakat galip çıkarsam acaba kendisi ne yapacak? Be- ğenmediği yeni mezun bir diş tabibinin bu davetini, bu meydan okuyuşunu acaba kabul etmek cesaretini gösterecek mi?... ————— i İrtihal Tanınmış tüccarlarımızdan Ma- nizade Hacı Ibrahim Etem Et, irtihal etmiştir. Dün ihtifalâtla. Eyipsultandaki aile mezarlığ gömülmüştür. Merhuma mağ *emenni, ailesine taziyet ederiz. döndü. Doğrudan doğruyı mandana hitap ederek: , — Birde miralay Ostrander var, dedi. Kendisini bir çok defa- lar kardeşinizle görmüşlüm. o Kumandan Vans'ın mükâle- meye karışmasından memnü olmamış göründü. —Hiç canım...dedi; Şöyle bir tanışıklık, Faydalı olacağımı zan etmiyorum, Şey, Hak, Mi kam, onu soracaktım. Şimdiye kadar bir ip ucu ele geçire ; nizmi ? Hiç ümit etmiyorum ya! Markam cıgarasını ağzınd. çıkardı; dalgın dalgın : ş — Vallahi ne söyleyim dedi. Bir az bir şeyler var. Meselâ akşamı kardeşinizin yanında bur lunan kadını ele geçirdik. Markam bir koltuğa oturdu; ktan | daha fazla şeyler söyleyip söy» lememekte tereddüt ed görünüyurdu. Nihayet karar verdi — Velhasil iddi'a namem kâfi delillere malikim dedi, Kumandan ellerini Markamın omuzlarına koydu. Gayri tabii bir sesle bağır N (Devamı var) ye Li

Bu sayıdan diğer sayfalar: