13 Ağustos 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

13 Ağustos 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

<AKIY ,Küçük ağrı ve Ay- | Gazinin vaziyeti Sabık Paris sefiri Fethi B., Ser- best Cümhuriyet fırkası namile ye- ni bir fırka teşkil ediyor. Bu fırka cümhuriyetgilik ve lâyiklik esasla” rmda Cümhuriyet Halk fırkasın- dan farklı değildir. Bununla bera» ber iktisadi, idari ve siyasi bir ta- ket edecektir. Eğer ley dağlarında harekât mr (Vet tarafı 1 inci suy/'ada) yardım görmekte idiler. Dünkü nüshamızda yazdığımız veçhile hü İkümetimiz, İranın cevabi notasın- Idaki teşriki mesai kaydına istina- den tenkile başlamılmak üzere or- Kayaş'ta Ç'” çayır yanan bir günün akşamında, dostlarım: — Gel sana bir Ankara Cuw- masının safhalarını seyrettirelim. Dediler. Biz «Cebeci» deyiz. Akşam. ” Sİ dumuza telgrafla cmir vermişti. yaklaşıp gölgeler uzamadan, şe- kım esaslarda ve bunların tatbika-| Ordumuz, Ağrıdağının İran hudu-| hre inmenin imkânı yoktur. Bir tında Halk fırkasma muhalif hare-İdu dahilindeki kısmını da ihata et-|haftadanberi kendimi hattı üstüva- Cümhuriyetlmek üzere iki koldan harekâta baş Halk fırkasının başında sadece İs-İlamıştı. met Paşa, Serbest Cümhuriyet fır- Dün gece Ankara muhabirimiz- kasının başımda da yalnız Fethi B.)den gelen malümat ihatanm ikmal! bulunsaydı, bu iki lider tarafından edilmiş sayılabileceğini bildirmek- idare edilecek iki fırka hakkında|t9dir. Bugün, yarın da dağa doğru herkes kolayca bir hüküm verebi- harekâta başlanacaktır. Tayyare” lerimiz ordumuza muavenet et lir, yeni fırkanın Halk fırkasma|mek, dağın İran hududu dahilinde- karşı ne dereceye kadar muvaffak|ki kısımları üstünde uçmaktadır- olup olamıyacağını daha ziyade İ-'lar, sabetle tahmin edebilirdi. Fakat İran hükümeti, cevabi notasın- görüyoruz ki bir çok kimseleri te-'da hudutla müşterek askeri hare- reddüde düşüren bir nokta vardır:İkâta muvafakat etmemekle bera- Gazi Hz. Reisicümhur oldukla-İber teşriki mesaiye taraftar oldu- rı vakit bizzat teşkil ve tesis ettik-| ğunu bildirmekte idi. Hükümeti- leri Cümhuriyet Halk fırkasının ri-)miz buna istinaden İran toprağına Yyasetine - yk sahsiyetlerine ve-| geçerek dağın ihatasına başlanma- kâleten - tedir. Bu itibarla İsmet Paşa Hz. hakkında Gazi Hz.nin yüksek te- veccühlerinin şimdiye kadar oldu- ğü gibi kat'ıyyen değişmemiş oldu- ğu şüphesizdir. Ayni zaraanda Ga- ismet Paşayı getirmiştir.) nu in de b: â miş, Bugün de bu vekâlet devam etmek: ile acik Bir seti içleilimdii; kolordu kumandanma bildir- ayni zamanda İran hükümeti- Bu notada İran arazisinde bizi iz'aç eden aşiretlerin tenkili için harekâta geçileceği, küçük Ağrı ve ge dağlarının şi kolay- laştırı! için işgal olunac: zi Hz. Cümhuriyet Halk fırkasmı| haber verilmiştir. İr ağı ran hükümeti gene kendi şahsi fırkası olarak ta-|de hududumuz dahilinde kendisini nrmakta ve yalnız Reisicümhur ol-|iz'aç eden eşkiya bulunduğunu his- dukları için Simi fırka işlerile iş-|sederse bunları Poli mek üzere! tigal etmemektedir. topraklarımıza geçebilei hatta! Fethi Beye gelince, İsmet Paşa|bu hususta bizden yardım da gö- gibi o da Gazi Hz.nin eski bir şah-|recektir. Bu cihet te İran hüküme- si dostu ve fikir ve içtihat arkada-|tine bildirilmiştir. Bir taraftan da sıdır, Fethi Beyin teşkil ettiği Ser-| Ağrıdağı ve Aybey dağlarındaki bets Cümhuriyet fırkasına karşı da) cskiyanın firarma meydan veril gene Gazi Hz. çok bariz bir tevec-| memek üzere icap eden tedbirler cüh göstermektedir. . Hatta en ya- alınmıştır. Şakiler kâmilen dağda- imha edileceklerdir. kenışahsi dostlarından bazı zevat! : #lar r e FATİN BEYİN KATİLLERİ bu yeni fırkaya iltihak etmişlerdir. Malazgirt xamtakasmda eğkiya- İşte bu vaziyeti görünce bir ta-İlar tarafından feci surette şehit e- kım kimseler tereddüde düşmüş-| dilen merhum doktor yüzbaşı Fa- ler, acaba bu iki fırka arasmda) gin Beyle arkadaşının katillerinden Gazi Hz. nasıl bir vaziyet alacak-| oldukları anlaşılan Aşır köylü yedi lar diye düşünmeğe lüzum görmüş-| kişi Karaköse müfrezesi tarafın- lerdir. Ve ihtimal ki bu tarzda bir)dan yakalanarak Muşa getirilmiş tereddüt yeni bir fırka teskil et-ve Adliyeye teslim ödilmiştir. mek istiyen Fethi Beyin zihnine de gelmiştir. MARDİN HAVALİSİNDE Mardin, 11 (A.A.) — Bugün Onun için Gazi Hz. Fethi Beyin| Mardin ve mülhakatında tam bir mektubuna verdiği cevapta bu ci- sükün vardir. Herkes iş ve gücile heti çok sarih olarak ifade etmiş- tir, Cevabın sonunda: “Reisitür- hur bulunduğum müddet Reisi: hurluğun uhteme tevdi ettiği yük- sek ve kanuni vazifeleri hükümet- te olan ve olmıyan fırkalara karşı bir âdilâne ve bitarafane ifa edeceği- meşguldür. Suriye hududu üzerin- de bulunmakta olan çapulcu ve sergerdeler Fransız kumandanı nezdindeki teşebbüsat neticesinde kâmilen Derizora teb'it edilmiştir. Mardin valisi vilâyet halkma beyanuame neşrederek Suriye- deki hainlerin memleket aleyhin- me ve İâyik ciimhuriyet esası dahi-İdeki tahrikâtma karşı halkın dik- linde frrkanızın her nevi siyasi fe-İkat ve teyakkuzunu celbetmekte- aliyet cereyanlarınm bir mâniaya)dir. 'uğramıyacağına emniyet edebilir- siniz.,, demiştir. HACO Cenup hududumuza tecavüz &- Binaenaleyh Reisicümhur Hz.-|dip kaçan ve Suriyede Fransızlar nin birbirlerine muhalif birer fırka|tarafından tevkif edilen Haco De- lideri olan İsmet Paşaya ve Fethi/rizorda bulunmaktadır, oradan Şa- Beye karşı olan vaziyetleri bir ba-|'7a gönderilecektir. banın iki evlâdına karşı olan vazi- KIRMIZI KİTAP yetinden hiç farklı değildir. İşte) | Hariciye vekâleti, Şark isyanı- bu vaziyet nazarı dikkate alındığı!nın iç yüzünü bildiren, vesikaya takdirde her iki firkanın müstakil) müstenit kırmızı bir kitap çıkara- mücadele ve muarazaları müvace- caktır. Kitap Fransızca ve Türkçe besinde büyük vatan halâskârınm) olacaktır. nasıl bir hattı hareket ittihaz ede- cekleri daha salim bir surette tak: dir edilebilir. MHekme' Asun Rumlar mallarını satmak istiyorlar Etabli rumlar ne olur neolk maz mülâhazasile mallarını elden şıkarmıya çalışmaktadırlar. Gün- de 20-30 Rum emvali metrüke idaresine müracaat etmektedir. Halbuki itilâfnamenin ademi tatbiki için hiç bir sebep olma- dığından Rumların bn telâşları manasızdır. YANLIŞ BİR HABER Tims'in İstanbul muhabiri şu malümatı veriyor: “Gayri resmi bir surette haber verildiğine göre Erkânharp reisi Fevzi Paşa Kürdüstana hareket edecektir. İştanbul kolordusu ku- mandanı Şükrü Naili Paşa, Şark vilâyetlerinde © başkumandanlığa namzet olarak gösterilmektedir. Iranla münasebatımız dostanedir Ankara, 12 (A.A) — Bazıla- rı mübalağalı diğerleri mutedi- lâne olmakla beraber Türkiye- Iran arasında gerginliğe dair çı- karılan haberler asılsizdir. İki da sanıyorum, Etrafımızı - mez bir alev bududu m ve odalarımız da etüvden fark- sızdır. Ancak geç saatlerde ha- va biraz kımıldar, a; gözleri yakan civalı parla matlaşır. Çıkıp gezinmek istıra- rileşince, insan aksi gibi hür- riyet ihtilâlciliği başlar. İşte bu- nun içindir ki “Kayaş, teklifini sevinerek kabul ettik, Oraya tren de var, fakat bek- lersek Kayaşın zevkli demlerine yetişemiyeceğiz. Şehre telefon ederek bir otomohil getirttik. Ankarada şoförler entalihli züm- redir. Bir kere taksiler elli ve yetmiş kuruşla başlıyor ve sonra yolda canı nasıl isterse öyle yazıyor. Cebeciden Kayseri de- mir yoluna muvâzi giden el bir şosa yapılmış. Ride yol bir patikayı andırıyordu. Şimdi büyüyüp genişlemiş. Çıp- lak sırtiarda epiy koştuktan son- ra karşımızda tirşe bir söğütlük belirdi. İçimizde eğer âşıklar ol- masa idi, ağaçlığa yaklaşırken doğan aydan bahsetmiyecektim. Fakat dedim ya yeni âşıklar için aylı gece, güzel bir dekor. hele onların doğuşları, haylı heyecanlı demlerdir. Seven edibi mubitin dilberliği coşturur, bu güzellik içine düşen görül bir sünger gi M bi teklifleri emip kabül eder. Âşıklara tavsiye ederim bu il- hamlı zamanları fırsat bilsinler, istifade etsinler!,. Kayaş, Fulurya gibi bir ağaç- lk, Tıpkı oradaki gibi ağaçlar altında rakı sofraları kurulmuş” tur. Her gölgelikten bir 0- fonun Gi in naraları Si Şoför yıldırım gibi sürüyor, çitler ağaçlar Kiz geçiyor. Par- makları, hatta aj ? Far gördeleri ” bile mm we sonra deceğimiz yere vardık. Burası — saç masalı bir kır gazinosu. Süsü, i yok, pim Gap danbedin da İ.. Sazı cazbandı yok. Ya- kötü bir gramofon ve bo- zuk plaklarla müşterilerin musiki ihtiyacına cevap veriyorlar Meş- kur “Adalar, türküsü çalınırken parmak şakırtıları duyarak ba- şımı çevirdim, Bir yosma otur- duğu yerde çalkanarak kıvırı- yordu. Meğer bunlar “Tabaren, barının artistleri imiş. Gündüz- leri burada, geceleri > or. âlemi eğlendiriyorlarmış!.. e, ank Ki edebildik mi? Dönüşte, &on trenler yetişmek (o için koşan halk ta Kayaş r an garyaya benzediğini görür gibi oldüm. sanane vasi YA hükümet arasındaki münasebat dostanedir. Hudutta asayişin te- yidi etrafında cereyan eden mü- zakerat hep bu hava ve esaş dahilinde olup bu müzakeratın mevzuu daha ziyade teknik va- didedir. Şekavete mukavemet, birinin diğerinin arazisinde şuriş ikama muhalefeti zâten iki hü- kümet arazisinda mer'i ahkâmı ahdiye icabatından olduktan baş- ka İran hükümetinin cevdbi no- tası bu noktada sarih teminatı mubtevidir. Ve son hadise üze- rine Tahran hükümetince ittihaz edilmiş olan tedabirden ve icta- attan bahsedilmektedir. FEDAYİLERİ A sm a >4 — VAKIT 13 Alus'os 1990 e CENNET Sa > EE Sem Yezeni Örer uza 23 ZEZE aramama mama EK ala il Kudüs etrafında kanlı bir muharebe İki tarafta döğüşmeği dini bir fariza sayıyordu 112 — Salâhattin, kuvvetlerini Sıhyon' kapısma sevkettikten sonra gece den mariziniklarını İcurmuş, gün! doğarken bunlar harekete geçmiş” ti. İki tarafın mawcinikları işliyor- ken Kudüsten çıkanlarla Müslü- manlar arasında kanlı bir mubâ- rebe vukubulmuştu. Bu muharebe zaptu rapt içinde ve kumandaya ri- âyet ve itaat dairesinde vukubulmu yordu. İslâm müverrihi İbnülesir! bunu tasvir ediyorken şu sözleri söylüyor: “İki tarafın her biri can- la başla dögüşmeyi dini bir farize,| edası zarur! bir vazife sayıyordu. Hiç bir kimse, büyüklerin ve ya; anların emrine or du. Gerilemek için veya bir tarafa sığınarak döğüşmek için emirler bunları verildiği helde bir kimse dinlemiyor, ve mütemadiyen dö- ğüşüyordu. Her gün firenklerin at- lları şehir baricine çıkarak öteye beriye akm ediyor ve mukabele görüyordu. Bu sırada şehit olan- lardan biri emir (İzzettin İsa) idi. dikten sonra meseleyi anlattı. Ümeranın büyüklerinden biri olan bu zatın babası, Caber kalesinin sahibi idi. Kendisi her gün muha- sözlerini tebliğ etmişti. Patrik sultanın cevabını dia rarkeşlerin Balebek emiresini ken dişine nasıl teslim ettiklerini ve ©“ ınun teslimi için koştukları şartları izah etti. ö Sonunda şu sözleri söyledi: — Balebek emiresi elimizdedir. “ Görüyorsunuz ki, Sultan Salâhat- tin ancak onu iade ettikten sonra | bizimle müzakereye girişeceğini söylüyor. O halde bu kızın elimiz- de bulunması bizim için faydalı olacaktır, Fakat esrarkeşlere karşi olan taahhütlerimizi ne yapaca” ğız? ; Firenklerin o zaman en mute- beri olan Ramle prensi Balyan ce vap verdi: — Sizin o taahhüdünüzün bir kıymeti yoktur. Altmiş bin kişinin hayatı mevzubahs oluyorken es rarkeşlere verilen taahhüt düşü" nülmez. Bir diğeri onu teyit etti: — Esrarkeşler isterlerse onu Sultanım ordugâhından o kaçırsın- lar. Bizim vazifemiz Sultanın ak» rebeye iştirak eder ve büyük kah-|rabası olan Balebek emiresini ona ramanlıklar gösterirdi. Havas velteslim etmektir. avamın hepsi onu severlerdi. Onun| (Bütün cemaat buna muvafakat şehadeti müslümanlar üzerinde de-|ettiler. Patrik te muvafakat eden rinden tesir etmiş, bunun neticesiller arasında idi. olarak müslümanlarm (hamleleri (Buna karar verdikten sonrs daha fazla şiddet kesbetmişti. Fi-|patrik şu mülâhazayı dermiyan et- renkler mevkilerinden atılmış vejti: şehre ilticaya mecbur kalmışlardı.) . — Fakat Balebek emiresini ne üslümanlar surların etrafındaki|mukabilinde iade edeceğiz? Sul hendeklere varmışlar, onu geçmiş-İtan bunun için bir şey vadetti mi? ler ve sura yaklaşarak önü delme-| (Heyetin reisi cevap verdi; ğe başlamışlardı. Bir taraftan sur-| | — Hayır, müsbet bir şey vadet- lar deliniyörken tirendazlar okla-)medi. Fakat bizi dinliyeceğini va- rile, manciniklar wermilerile onla-| detti. rı himaye ediyor, surlar üzerindeki) —— Yalnız bizi dinlemekten ne firenkleri uzaklaşmağa mecbur e-|çıkar? Ya bizi dinlerde istedikleri" derek surlarm kolaylıkla delinme-|mizi reddederse ne yaparız? sini temin ediyorlardı. Firenkler,| ( Patrikin bu sözleri hepsini dü- müslümanların şiddetli savletini, mancinikların mütemadi hareketi- A kle anlamışlar hel » bunların rüesası toplanarak takip edecekleri hattı hareketi kararlaş- tırmak istemişlerdi.,, Şehrin içindeki büyükler ne ya- pacaklarmı müzekere (ediyorken şiddetli münakaşalara dalmışlar, nihâyet sultan Salâhattinin merba- metine ilticaya karar vermişlerdi. Bunların teşkil ettikleri bir heyet Sultanın karargâhma gönderilmiş, beyet Sultanm huzuruna girereklili merhamet dilemişti. Sultan şu cevabı verdi: — Sizin lâyık ve müstahik oldu ğunuz şey, 492 de islâmlara yaptığı şündürdü. Sultan, akrabası olan bir kadın için ne gibi bir fedakârlığa katla- nabilirdi?... Büyük bir zaferi bir kadını kurtarmak itin feda eder miydi? Buna imkân yoktu. O hal- de Sultandan ne istemeli idi? Firenklerden biri şu teklifi der- miyan etti: — Biz Sultandan bir şey istemi" yelim. Fakat Balebek emiresinden şeraitimizi kabul ettiğine dair bir taahhüt alalım ve bu taahhüdü © nunla birlikte Sultana takdim ede" im. Bir diğeri bu teklif ile istihfaf etti: — Balebek emiresinin vereceği taahhüt bir kıymeti haiz değildir. apmakta ada |devam ettiğinizin mukabilidir. Siz ISultan, bunu kabul edecek olsa bi” nızın ve ondan sonra yi İe önün vüzerası, ümerasi bunu © zaman müslümanları katlettiniz ve kadmları esir aldmız. Bizim de! buna göre hareket etmemiz lâzim gelir, Fakat biz gene size acıyaca- ğız ve sizi dinliyeceğiz. Fakat bun- dan evvel size emrediyorum. Der- hal şehre dönünüz ve şehirde pat- rikiniz tarafından saklanılan Bale- bek emiresini buraya getiriniz. Bu- nu yapmadıkça sizinle konuşa" mami, Fakat heyetin içinde Balebek emiresinin Kudüste bulunduğun- dan haberi olan bir kimse yok gibi idi. Haberi olanlar onun bu derece mühim bir şahsiyet olduğunu tak- dir etmiyorlardı. Heyetin reisi ce- kabul etmezler ve Sultan da onu kabul etmemeğe mecbur olur. Baş” ka bir düşününüz. Mecliste hazır olanların i düşündüler, fakat birisi de Meli nin ellerinde olan hayatından na“ sıl istifade edeceklerine dair bir şey söyliyemedi. Nihayet patrik: — Bu işi bana bırakınız. Ben bu akşam, düşünür ve bir şeye ka” rar veririm. Siz de onu kabul eder* siniz! dedi, Patrikin bu teklifi kabul edildi ve meclis dağıldı. Şayanı hayret bir nokta patri” kin meclisinde hazır bulunanların ayrılmasından bir kaç dakika son" vap vermiş ve şu sözleri söylemiş.!'ra Kudüste bulunan fedayilerin ti: mecliste en her şeyden haber” — Balebek emiresinin Kudüste|dar olmaları ve baş dainin hemen bulunduğundan haberimiz yoktur.|patrike müracaat etmesidir. Madem ki onun iadesini emredi- Patrik, baş daiyi kabul etmiş ve yorsunuz, müsaade ediniz, şehrejonunla konuşmuştu. Baş dainin ilk dönelim ve meseleyi tahkik ederek) sözlerinden onun her şeye vakıf icabma bakalım. — Geri dönebilirsiniz! Heyet geri dönmüş ve Sultanm! o anlaşılıyordu. Baş dai sor” e (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: