28 Ekim 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

28 Ekim 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Falih Rıfkı ve Zekeriya B. ler Neden birbirlerine hücum ediyorlar? Babil enddemi, bir müddettir el ki, Türk inklâpçıları cehli başa ketmiş olduğu bir huyunu tekrar izha- geçirmişlerdi. 1a başladı: Dedikodu ve şahsiyat| £ Hiç biz cehli başa geçirseydik, Zek. Şimdiye kadar bir takım hücumlar!riya Efendi ayak elti kalır mı idi? ve tarizler olmadı değil, Fakat bunla-| rın içinde en mühimmi Zekeriya Beyle Falih Rıfkı Bey arasında başlıyan mü- nakaşadır. Hâdise şöyle çıkmıştı; Falih Rıfkı Bey Rusyada iken Son) | Postada çıkan bir yazıda Falih Rıfkı Beyin ne kadar maaş adlığı sayılmış! ve neticede Bolu meb'usunun aylık ka- zaner İki bin liraya kadar çı kartılınıştı. Falih Rıfkı B. seyahatten dönünce bu yazıdan dolayı Zekeriya Beye şiddetli bir fikra ile mukabele et- ti Bunda Zekeriya Beyin Amerikada Bazirgânlik ve nâmus düşmanlığı tah sil ettiği söyleniyor ve Son Posta za zetesi, yazdıklarını tekzibe davet olu- nayordu, Falih Rıfkı B ,oi başka bir şey söyleseydim:! dan toplanan paradan dokuz Zekeriya B. Zekeriya gibi pis ruhlu adamlara Ru: hi gün geçtir ya Bey çe ar ne yaplıklarını anlat. i Aradan Zekeri, saydım?!. e kaleme sarıldı ve Bolu meb'usuna Acaba bunun da aksini Türk ink epeyce giddetli yazılmış bir yazı ilehü|,,, #.rkasinn tenkidi gibi cuma kalktı. Bu yazı böyle başlıyor.) v7 idi?. eee da; > ş Fakat o hiç hakikat, i i Sl dk Sli K iç ha le el sürer mi3, luk san'atini tehsil eden ve şimdi An- İş İNE ad Karada dalkavukların ustası geçin Romanyada mekle marul olan Falih Rıfkı Bey Rusyadan döner dönmez bana çatmak- Casuslar / ai ei ii Bir Sırp gazetesi ne diyor? eriya Bey bundan sonar Nev. Sırpça Politikadan: © Romanyadaki Yorktaki tahsilinden demokrusinin ne olduğundan, bir gazeteci vazifesinden bahsediyor, Nazım Hikmetin bir za. maânlar yazmış olduğu bir hiciv man-| zumesini Falih Beye hitaben tekrarlı. yordu. Burada evvelce yapılmış isnat larm bir kısmı tevil bir kısmı teyit olunuyordu. casos şebekesinin genişliği şayan hay- ret dereceyi bulmuştur. İp ucu elde edildiği gündenberi her gün müteaddit tevkifat vuku bulmakta” dır. Tevkif edilenler meysninda bükü- metin yüksek mevkilerini işgal edenler pek çoktur. Binbaşı Verzaro birkaç © senedenberi Zekeriya Bey, bu yazının sonlarında bu teşkildea mensup olduğunu ve mü | Falih Beye şu satırlarla da hücum & bendis Çolomon tarafından ikna edildi- | viyorduz ini itiraf : i Hini içim etmiştir. o Binbaşmın vazifesi | «Geceleri barlarda dolaşmaktan ve) 8sker teşkilât Vi manevreler er v mmm vakit bula.) malömat toplamak imiş. Hizmetine “ mu- * diğer encümeülere kabi teşkilân kendisine vam edemediğinizi ve oralardan vel ere Tevkif dim mn ediyoruz.,, tında Boris Vliçef. namında bir “Bulgar Son Posta müharririnin yazısı şöy-| mühendisi de vardır. Bu mühendis Dob- le bitiyordu: ruçadaki teşkilâtın reisi o makla bersber “Müstakbel nesiller için mahritmi.| Lehistan ve Çekoslovakyadeki teşki. ettiğiniz bu fakir halk ayni şeyi size Bir Fransız mühendisi de tevkif © e- tavsiye ederse her halde bunu çok gör.) dilerek ikametgâhı tabarri edilmiş o bir Dünkü Müliyette Falih Rıfkı Bey) ve yedi kilo gram ağırlığında teşkilire bu yazıya şöyle bir fıkra ile cevap ve.) Ait ve siik elde edilmiştir KÖPEK VE TAŞ *ör ve refikası tevkif edildiği gibi ordu. Adamın biri bir köye girmiş; üstü.) nun maruf zabitamndan birçoklarının duğu için taş bulup atamamış; larda tevkif edilmişlerdir. — Ne garip köy, demiş, köpekleri ba- a e e -.. .. Bugünlerde eski Babıdli caddesine Münü B Halk fırkasına mensup bir nâmss, ir anar * Wolcunun sözünü tekrar edebilir. Bir çingene çergesinin tekmil küfür! 7 çatlıyan Zekeriyaların bir sütununu doyurmağa elbermiyor. Alsam ne çıkar, hiç. Nihayet bu biri Bazeledir, yan yazan muharririnin makta olduğumu söyliyorum. — Hayir, hayir alıyor. eş yüz lira alıyormuşum. Yalan. Büt fe meydanda, müessese meydanda, tah Tum. Bir gün sonra İekrar: — Belki para olarak almiyor amma, Bunlar doğru olsa kusur değildir. Kusur olmiyan bir şeyin yalar olduğu- yete ve fedakârlığa alışmasını tavsiye) lu da idüre etmekte imiş çmemelisiniz.,, milyor Ley kıymetinde ecnebi parası riyordu: Pazarcıkta Rosef isminde bir profe- ne köpekler üşüşmüş; yer kaldırım ol.) medhaldar olduklar sebit olmuş ve bun. M boş birakıp taşları bağlamışlar? veliye, bir şeref uğrarsa. ancak ö“İDün Parise hareket etti Jeri, satış hırsından bütün &r damarla- — Şu gazeteden 250 lira alıyorsun!. <meğini öder. Almadığım için alma- Yok falan denlet müessesesinden kikten kolay ne var?. Tekzip edigo yediğine mahsup ediyorlar. Ru bile kadul ettiremiyorsunuz. “aris Sefirimiz Münür B. Mel'un herif devam ediyor: Yeni Parir Sefirimiz Münür B. — Hayir hayir alıyor. dünkü ekspresle mahalli me. m işin bir müllâkat verdim. Bu gerer etmiştir. ve kafalı yapsa beğe- r ind, li müdeki mab'oslarlan batak Fransız sefareti erkânile bir çok ü, > Falih Rıfkı Bey Rus ihtilâleileri — dostları hazar bulunmuştur. başa geçirdiler, dizer, be demek” - İçıkabileceklerini de söylemişlerdir. ! Cemal ve Hasan, çiçekçi Karlo, ! M. Kalyopi ve anası Anastasya, İ Dimitri isminde bir kör dilenci, 3 — VAKIT 78 Teşrinievvel 1930 —— yg m Babıâli caddesinde dedikodu i Feci bir inhidam | Dünyada olup biten şeyler İ (Üst tarafı birinci sahifemizde) Karaali kaptan sokağında Rum ki- lisesile kârgir evlerin arasinda bir birine bitişik iki harap ahşap ev vardır. Bunlardan 143 numaralı olanı M. Marinonun, diğeri 141 mumaralısı manav Yuvan ve Bo- dosundur, Biri sekiz diğer yedi odalı olan bu evlerin her odası ayrı ayrı kiraya verilmek ve her odada ikişer, üçer kişi oturmak- tadır çok harap bir halde bu- lunan bu evlerin tamirine içim de oturanların israrları Üzerine bir hafta evvel başlanmıştır. Hat- ta bu tamir meselesi kiracılarla ev sahipleri arasında ihtilâf çık- masına da sebep olmuş, bir aralık ev sahipleri tamir yaptırmıya- caklarını, istiyenlerin evi birakıp 2 Nihayet bir hafta evvel kiralar- üsa bir ruma verilmiş ve bu İ nin altında şekerci Andonun «ömür ardiyesi vardır. Kazadan evvel İ Dün sabah erkenden evde oturanlar işlerine gitmişlerdir. Bir aralık 30 kadar amele-mo- ruk Osmanın kahvesine gelmiş ve sekizde işlerine gitmişlerdir. | Sekizde tamirci Rıza da eve ) gelmiş ve dama çıkmıştır. Saat dokuzda 143 numaralı evin çatısından bazı sesler duyulmuş ve duvarlardan sıvalar dökülme- ğe başlamıştır. Kaza nasıl oldu Biraz sonra ev birdenbire ya- “nindaki dar sokağa doğru çök- müştür. 141 numaralı ev de ayni| zamada çökmüştür. Inhidam pek ! şiddetli ve ani olmuş ve sedası uzaklardan işitilmiştir. Gürültüye etraftan yetişilmiş ye derhal po- lis ve itfaiye haberdar edilmiştir. Pek az bir zaman sonra kaza yerine gelen etfaiye ikinci evin yıkılmayan bir parçasında kalan iki kişiyi merdivenle indirmiş ve derhal enkaz “altında kalan ve feryatları duyulanların kurtarı!- masına başlamıştır. Belediyenin ameleleri de iki mühendisin ne- EA anan ony Enkaz altından çıkanlar (Sağdan: Haysi, Raşit, Marika) Enkaz altından çıkarılan (Sağda: Zehra, Kalyopi, Hayriye Hİ dam evlerin damlarındaki kire- mitleri aktarmağa başlamıştır. Bu adam iki gön sonra bir : ve kiremitler dala ie halde kalmışır. Bu suretle damlar bir kaç gün kalmış ve yağan yağmurlar yice ıslatmıştır. Evvelki gün isminde (birisine 30 lira i zareti altnda çalışmağa başla- Gönlü isim iç miışlardır. Enkaz altından ilk çı- i karılan Sotiridir. Yarı beline Ere irade kadar ağır (tahtalar altında | Iki evde 34 kişi oturmaktadır. Oturanlar içinde Hayriye isminde 90 yaşında bir muhacir kadın ve oğlu, çamaşırcı Zehra H, oğlu kalan yirmi yaşındaki bu genç çok bağırmış ve çıkanlarak sedyeye konduğu zaman vücu- dundan fışkıran kanlara bakmıyarak sedyeden doğrulmuş ve kahkaha j ile gülerek “bende birşey yok, bana ne oldu,, gibi sözler söy- lemiştir. Bundan sonra çamaşırcı Zehra 90 yaşında muhacir Hay- riye, dilenci. Dimitti, Makbule, Fotika, Kalyopi,. Murat, Sotiri, Anastasya çıkarılmışlar ve oto- mobillerle hastaneye götürülmüş- lerdir. Baplardan yalnız Makbu- lenin yarası ağırdır. Bir saat deniz amelesinden Mehmet Ibra- him, karısı e diğer ismi Olğa Arnavut Sabriye H. oğlu | bela ve Şakir, MW. Fotika, Koço isminde bir çocuk, Anas- | tasya, Sultana isminde bir kız, kör Isak, Sotiri isminde bir genç bulunmaktadır. Evlerden birinin altında moruk Osman isminde Zaro ağumn Nevyorkta en çok devam citiği yerleden biri gü- zellik müesseseleridir. Son posta ile gelenLonrâ gazetelerinden biri Zaro ağanın güzellik müesseselerinde gördüğü itina neticesinde aldığı şekli gösteren bu resmi neşretmektedirler, ' altında kalan kahveci birisinin amele kahvesi, diğe! , sonra «ia İZ yaşında Sultanarın Zaro ağa güzellik müesseselerinde cesedi çıkarılmıştır. Mektebe git- mek üzre olan genç kızın mektep kıyafetile çıkarılması hazır bu- lunanları çok müteessir etmiştir. Enkazın kaldırılmasında polisler etfaiye ve 40 amele çalışmış ve öğleden sonra yağmurun şiddetli surette yağması çalışmayı sekte- ye uğratmıştır. Bunun üzerine bir müddet için faaliyet durmuş- tur. Kahveci moruk Osmanın ve Rızanın enkaz altından çıkanl- masına yağmur dinince başlan mıştır. Enkaz kaldırılırken siyah elbiseli bir cesede tesadüf edil- miş ve çıkarılarak merkeze gö- türülmüştür. o Yüzü © tanınmr yacak bir hale gelen bu zatın (taharri komiserlerinden Hasan Tahsin B. olduğu anlaşıl- mıştır. Komiser yandaki s0 i kaktan geçerken kaçayarak en- kaz altında kaldığı anlaşılmıştır. Dün gece yarısına kadar enka- zın kaldırılmasına etfaiye, polis ve ameleler çalışmışlardır. Enkaz Osman ve Rızadan başka eve süt ver- mek üzere giren sütçü Yahi bir, tenekeci yahudi, ve iki amelenin de kaldığı söylenmektedir. En- kazın kaldırılması için bugün de çalışılacaktır. Dün bir mubarri- rimiz enkaz altından çıkan 90 yaşında Hayriye ve Zehra Ha- nımlarla konuşmuştur. Hayriye H. şunları söylemiştir: «Oturu- yordum birdenbire bir sarsın işittim. Zelzele oluyor sandım. Sonra ev çöktü, Cihan başıma yıkıldı gibi oldu ve ben kendimi tahtaların altında buldum,, Zehra H. şunları söylemiştir: «Ütü yapacaktım. Pencereler sarsıldı. Ev bir yaria doğru eğildi. Elimdeki süpürgeyi attım. Evin y kılmakta olduğunun farkına var- dım. Kapınm dibine sindim gör- lerimi kapadım bile bile ölüme gidiyordum. Fakat çok şükür | kurtuldum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: