12 Kasım 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

12 Kasım 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Balkanda siyasi rekabetler Eskiden Balkanlarda, Rusya ile A- vusturya biribirine zıt siyasetler takip ederlerdi. Bugün bunların yerlerini Fransa ile İtalya almış sayılır. İtalya ile Fransâ arasında bahri teslihatı tah dit konferansından evvel Sofya ve Bel. gratta tecelli etmişti. Fransanın Dalkanlarla alâkası, sulh Muahedelerinin temin etiği hududu mu hafaza için küçük devletlerin kuvvetleri nin bir araya getirmek istemesinden ne şet ediyor. Küçük itilâf bunun için te sis olunmuştu. Fransa, Lehistan ve Yu nanistan gibi devletlerin de siyasetleri» ni küçük itilâf siyasetine uydurmaları- nı bunun neticesi olarak umumi harpte kaybeden Macaristan, Avusturya vel Bulgaristanın bir şey istemelerine mâ mi olmayı istihdaf ediyordu. Balkan devletleri arasında Fransa- nm bu siyasetini bilhassa Yugoslavya hükümeti takip #'wektedir. Fransa bu nun mukabilinde, Yugoslavraya yar- dım ediyor ve Fransız sermayesi orada vâsi mikyasta çalı,ıyor, ayni zamanda Yugoslavyanın komşularile olan müna sebetlerini ıslaha gayret ediyor. Yugoslavya siyasilerinin emellerin- des. biri, Bulgaristanı Yugoslav ittiha- dma ilhak etmektir. Bu hattı hareket Fransanm siyasetine uygun geldiğin. den Fransa bu cereyanı teşvik etmek- tedir. Italya fse vaziyeti bambaşka görü- Yor. Eskiden İtalyanm başlıca hasmı Avusturya idi. A-ıstarya yıkıldıktan sonra ilalya, onun yerini alacak yeni bir blok feesslüs etmemesine çalışmak. tadır, 1974 .- .....« Yugoslavya ile ak- tetiği munhede ile bu memleketin Fran Sadan ve küçü. itilâftan ziyade kendi- “savyanın Macaristan ile anlaşma “olu, Tomanyayıküçülettii Miftan ayırmağa gayret “etmiş, Arna- Vatluğu, kendi nufuz dalresine almağa teşebbüs etmişti. Hatta Yunanistanm vya İle anlaşmasına karşı da bir teşebbüs vuku bulmuş, fakat M. Ve bu işi meharetle idare etmişti. İtalya, Bulgaristan ile Macaris ehemmiyet vermiş ve Sinyor Mu- *olüni sulh muahedelerinin bunlar le Binde tadili için sözler söylemişti. Balkanlarda İtalya, Fransa siyase- “nin vaziyeti budur. Bn Tekabetkâra De siyasetin en esaslı amilleri İtalya i- We Yugoslavya arasmdaki gerginliktir. d İtalya ile Yugoslavya arasmdaki a- Dalmaçya sahili üze Hindeki iddinlarıdır. Pakat asıl mesele bu değildir. Mesele, Fransa ile İtalya yosmda bir harp vukuu takdirinde VEvslavya ordusunun Fransa emrine gade olması kanaatidir. Sırplarda, 1. Halyanların Arnavutluk ordusunü aleyh rinde hazırlandıklarına kani bulunu- Sonra İtalyanm, Bulgaristanda küvvetlendirmesi onları ay- ie endişeye düşürüyor. Hele İtalya k| aya aristan arasındaki dostluk, Sırp Asabileştiriyor. İş din neticesi olarak Yuroslavfa. bip diplomasis!. * onun etrafında Ağ kurduğuna kani bulunmaktadır. ağa bar İle Fransa ile İtalya arı Pay rekabetlerin köklerinden biri a bulunuyor. — ,R. Kongreye davet $por kulübünden: yoygaelik umum! kongre 14-11- Kiran günü saat 10 da | Erkek Lisesi salonunda » Bilhassa nizamna- al bazı maddeleri tadil edil- Many Petiğinden San-Siyaba ehe, ? olanların bu kongreye bey Miyet atfedin teşriflerini eti i rica eder, Örtünmek için mi, korunmak için mi, süslenmek için mi ? Âlimler “süslenmek için!,, diyorlar ve iddialarını , delillerle En eski zamanlardan bu za- mana kadar elbiselerin geçirdiği tahavvülü gösteren bu resim insanların giyinmekten ne istih- daf ettiklerini anlatıyor. İnsan ne için giyinir.? ya süs- lenmek, ya örtünmek, yahut korunmak için, Acaba giyinmenin başlıca sa- iki hangisi? Korunmak mı? Hayır. Örtünmek mi? Hayır. Süöslenmek mi? Evet. Giyinmek ruhiyatını tetkik eden âlimlerin hepsi bu nokta üzerinde ittifak ediyorlar. Bunu ispat için şu sözler söy- leniyor : — Süslenmenin giyinmeğe saik olduğunu ispat eden delil maymunların halidir. Maymunlar üstlerine bir şeyler koydukları | rın giyinişinde daima hâkim ol- zaman derin bir zevk duyarlar. | muştur. .AERENE EEE YEANEEN EAA EENUAEANUUNAEAUANUE ANNEME SANAN EEE SEEENEEEEEEEA ENE. Cıhan boks şampiyonu Tunney muhakeme edilıyor Dempseyi yendiğim (zaman senede 200,000 isterlin kazanı- yordum. “İddialar doğru değildir.,, Tünney, umumi harpten beri 65 kere ringe girmiş ve yalnız bir defa mağlâp edilmiştir. Tün- (| mey mahkemede bunu gururla söylemiş ve “mahkemeye girip şıkarken - birçok - takdir kârları tarafından alkışlanmıştır. Muha- keme devam etmektedir. geçirdiği Diğer taraftan Tiera Del Fuc- godaki yarı vabşi adamlar çırıl sıplak dolaşırlar ve karlar sırt- larında erir. Buda insanların korunmak için giyinmeğe ehem- miyet vermediklerini gösterir. Örtünmek meselesi sırf bir itiyat meselesidir. Süslenmek, bilhassa kadmla- En eski zamanlardan bugüne kadar kadın elbiselerinin tahavvül Şayanı dikkat bir nokta, za- sadeleşmesidir. Bir birini takip eden devirlerde oson derece mükellef ve ağır elbise giyen kadınlar, ancak son zamanlarda en sade giyinişle en cazip şe- kilde görüneceklerini keşfetmiş- lerdir. Dercettiğimiz resim bunu pek azık gösteriyor. ye AŞ Felemek konsolosunnu başına gelenler Felemenk konsolosunun başma er- velki gece tuhaf bir hâdise gelmiştir, Konsolos M. Vilyam bir otomobile bine rek Taksime gitmiş, bu esnada benzin bittiğinden otomobil durmuş ve şoför benzin âramağa gitmiştir. Aradan 15 dakika geçip şoför avdet etmeyince M. Yilyam başka bir otomobile hinmek is- ihat, rahat purolarını içip, Geçm'ş bir moda Demokrasi, demokrasi... Bu lâf Av rupanın ve Amerikanın beyaz yakalıklı adamları tarafından bir dua diye teke rar edilir, Bu söz, tılısımlı bir asa gibi dir, . Tarih ondan hürmetle bahseder. Hukuku idare önünü ilikledikten sonra ona yüz sürer. Ukalâlar onu bir hiye roğlif haline sokmuşlardır, İ En âliminden en cahiline kadar her kes bunu diline virdetmiştir. Rahatını bulanlar, fotöylerinde ra- akşamları şampanyalarını, viskilerini yutanlar, kı rışık enselerinin yağları, barsakların hazzile düşünürler, kat, kat göbekleri. le konuşurlar, derler ki: Asrımız ve on dokuzuncu asır dünya ya demokrasiyi getirdi. Dünyuya hürri. yet geldi! Parlâmento sistemleri insan lara geniş nefes almak halkını verdi. Bu söz, dilden dile geçer Londra- dan Pekine,İspeçbergten,Macelân boğa- zina kadar dünyayı enine boyuna dola- şer. Kitaplar yazılır, gazeteler basılır ve dünyanm gül gülistan olduğu söy. lenir durur. Fakat, iş hiç te böyle değildir. Bu demokrasi ve hürriyet havası, bir gölgeden, bir resimden başka bir şey değildir. Çünkü dünya xıx asırdan beri müs temleke ile doldu, ve hürriyetsizlerin sa yısı milyarı geçti, Daha dünkü telgraflardan birisi, hürriyetin ve demokrasinin memleketi olduğu dilden dile tekrar edilen İn- gilterede, zencilerin beyazlar gibi mua mele görmesi hakkında ingiliz amele fırkasınım verdiği kararm uyandırdığı aksülâmelleri anlatıyordu. ... Emperyalist, siyah adamın hürriye- tine razı değil! Çünkü onu bir hayvan gibi işletiyor, Emperyalist sarı adamın hürriyetine razı değil! çünkü hür olursa onun ceb- temiş, ücret meselesinden çıkan bir ih- tilâf üzerine benzinsiz otomobilin şofö-| Tü M. Yilyanin Şapitisiir Köparak Haz! basile ortadan savuşmuştur. Açıkgöz şoför aranmaktadır. > ın en meşhur ENÖRÜ ZER ADEM YAL RİCHARD'İAUBER OR funmey maçlarından birinde İİ WM A 7/7 XX Sinemasında m a eee EN SON IBDAI OLAN lerinden olan Tünney, son haf- talar zarfında mühim bir dava ile karşılaşmıştır. Vaktile onunla mukavele yapan Tin Mara Tün- neyin yapılan mukavele ahkâmı- | na riayet etmediğini iddia ede- | rek 100,000 İngiliz lirası tazmi- nat istemiştir. Muhakeme son derece meraklı olmuş ve Tünney aleyhindeki iddiaları reddetmiştir. Muhakeme esnasında Tünney şu sözleri söylemiştir: — 1925 senesinde milyoner sporcu beni görerek şu sözleri söyledi: Sen benim dediğimi ya- parsan ben de seni şapiyon ya- parım. Maksadını anlamıştım. Benim Dempsey ile karşılaşmamı istiyordu. Bunu arladığımı gö- rünce, iki elini bana uzatlı ve “aferim, dedi. Benim Dempsey ile karşılaşmam, milyoner Rıkard için büyük bir gaye idi. Onun için Rıkard bana şu şekilde mu- kabele etti: — Şampiyonluğu kazandığın günden itibaren senede 14,000 İngiliz lirası ile yaşıyabilirsiniz? Benim için bu pek büyük bir meblağdı. 88001 BA yy LT Bg pi . m (HIRÇI Iâveten: Telsiz telgrafla m si ölmenin e KAN a taranan kanl ibya eden terip e © SEVGILININ SON SESİ Filminde ilâhi, mubrik sesi ile bütün dinleyenleri gaşyetmektedir Sözlü UFA-PATE halihazır dünya havadislerinde; Meşhur HİNT şairi RABINDRANAT TAGOR büriyete dair bir şiir okuyor Dehakâir SHAMESPEARE'in lâyemut eseri olan ve DOUGLAS FAIRBANKSile MERY PİKFORD Tarafından temsil edilen DON PETRU irae edilecektir m ln, > canlı bir resim Gr e SIZ Zamanımızın büyük tr. MAVİ ÇYO N KIZ) dünyayı ve sesli komik Nörasteı" zallyet ». ; K Chloros* SIROP DESCHIENS, PARI EMIL YANINGS Sözlü ve şarkılı şaheseri olan MELEK timinde ri bir müşteri halinden çıkması pek mümkündür. Emperiyalist 14 tarlasını sürdürüyor. Asrın cidali budur. Bir tek kelime $- le müstemlekeler kurtulmak istiyor, yarı müstemlekeler gözlerini açıyor, ve yarı müstemlekelerin bu kurtuluşu cidali başlamıştır bile, Türkiye bu' yarı müstemlekelerin mücadelesinde ideal bir ihtilâl bayrağı gibi göze çarpıyor. Müstemlekeleri ezen ve demokrasi boyayan adam bugün kendini kurtardı. Zı zamanki halini alıyor. Çünkü o kanlı bir ihtilâlle iş başma gelmişti, Şimdi de silâhlanıyor ve asıl çehresi ile mey- dana çıkıyor. Iş böyle ilerliyor. Tekâmül böyledir. AŞ 7 yi Fakat bizde hâlâ liberalizm, hukus | ku beşer beyannamesi gibi lâflar yeni moda diye revaçta... Buna şaşmamalı, Çünkü çocuk moda bize gelinciye kadar daima birkaç dü. züne torun sahibi olur. Fakat biz onun bunaklığını çocukluğuna, tazeliğine ve ririz. Tizdeki münevverlik böyledir iste, S.E. Romanya Rus malını almıyor Romanya maltbnatından “U- niversul ,, gazetesinde okundu” ğuna göre bir Frermz vapu- runun kalas limanma getiröp gümrüğe çıkardığı 50 vagon tuzlu balığın Rus mal olduğu anlaşılarak gümrükten çıkarılma» sına müsaade edilmemiştir. See MELEK ve FLHAMRA sınemaLarınDa ajedieni, sinemanın en büyük artisti Aryan iz hürriyetine düşmandır, Çünkü Gaz den bahseden adam, parlâmento ile göz ilâveten: Dünyanın en mükemmel sözlü gazetesi FOX JOURNAL, Bulgar kıralı Borisin i izdivaç merasimi ile sair halihazır dünya hâvadislerini muhtevidir Haşiye: Film üzerindeki Türkçe ve Fransızca izahatından maada büyük vazı sahne JOZEF VON STENBERG'in mahareti sayesinde film biç bir lisan bilmiyenler taralmdan da mükemmelen aplaşılır ESSESSESSEİ Çünkü ben, hayata girdiğim gün hafta da birer İsterlin ka- zanıyor ve bununla geçiniyordum. O zaman 16 yaşında idim.

Bu sayıdan diğer sayfalar: