14 Aralık 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

14 Aralık 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| Mümkün olacaktı. # p , A O — - İN Sk ARP Vakıf hanı Kalmis mi oldu acaba ? Gazetede okudum: 1 — İcrave iflâs kanunu Alacaklı &m lehine tadil edilmeli, yani borçlu bis ile korkutulmalı! 2 -—- Tütün inhisarı kalkmalı! 3 — Ulman inhisarı kalkmalı! 4 — Devlet ticaret işlerine girmemeli| Meselâ: Sanayi ve Maadin bankası teşebbüslere rekabet etmemeli. Beyrisefain hakeza!.. | Bu haber ticaret odasının büyük toplanmalardan gizli konuşmalardan Wnra karar verdiği şeylerdir. İstanbu Müh derdi bunlarmış! .... Fethi B. bundan dört ay evel bir fır Yaptı. Program neşretti, nutuklar “öyledi, dedi ki: “Tera ve iflâs kanunu tadil edi) meli, *— İnhisarlar kalkmalı. “— Liman fnhisarı lağvolunmalı, “.- Devlet ticaret işine girmemeli, | Halk Fırkası, bu programi türk in kilâbının hedeflerine karşı dikilmiş bir Mâni telâkki etti Haklı idi. Çünkü ürkiyenin temekkünlükten kurtuluşu) #meak © iktısadiyatı — devletleştirerek Türkiyede serbest ticaret, liberaliz:| MİN jthalât (ticaretinin © ecnebiser. Müyesinin memleketteki röprezandan| İlrnm bir asra yakındır. alıştıkları Dir seydir. Arada hükümetin ağzma e mama gibi sokuşturmak istiyor. Osmanlı imparatorluğu Avrupa ser Müyesi altında resmi sermayeyi Koru- MA diye bir şey düşünemezdi. Onun ak böyle bir şey geçmezdi. Srebest| İrka da ayni şekilde düşündüğü için sadi sahada bir Osmanlı cümhuri Yeti vücuda getirmek istedi. Fakat tu hamadı. Kalmis apartımanmda bu Jâf'a' yeri ğü Prensip v Bugünkü Esir piyasası : 60 dolara 5 — VAKIT 14 Kânunevel 1930 —— bir kız, 80 dolara bir erkek Bahrıahmerin ıssız bir köşesinde bulunan minimini bir adacı 1 a a Ingiltere Bahriahmerdeki esir ticaretine mani olmak için bütün kuvvetile çalışıyor. Fakat müvaf- fak oluyormu? Hayır. bir mu- harrir bu mücadeleyi ve netice- lerini gösteren bir yazısında ba- kmız nasıl bir sahne tasvir edi- yor: «Bir Arap yelken gemisi gece yarısı Bahriahmerde yelken aç- mışlı. Çengel burunlu arap birdenbi- re başını uzattı. Ve etrafı dik- katle dinledi. Karanlıkta “bir va- mişti. Geminin üzerinde“yeşil bir zi- yanın panidadığını görüyor. Du- daklarında hafif bir mırıltı du- yuluyor. Ve küçük gemide çalak fakat sessiz hareketler başlıyor. Bu yelken gemisi Arabistan sa- hillerinden yüklenen bir esir ka- filesihi taşımaktadır. Debizde bir Kak kabül etmişlerdi. Dördüncü vatf hanı, sinsibir zekâ ile çevirme hareketi yapıyor.Kendisini “nik Fırkası firması altında gizliyere Ik Fırkasınm mücadele ettiği hedef Halk Fırkası namma ileri süre! istiyor. | ps tüccarin derdidir. Âlâ fakat Halk Ykaksı ithalât tüccarının ve Avruği| heayesine dayanarak iş yapanların kası değildir. Belki de Kalmis adını) tirmiş vakıf hanı oluvermiştir. . | Sadri Etem BüyükHokkabaz | Tefrika numarası : #zan İngiliz kontrol gemisi dolaşıyor ve yolunu üzerlerine çeviriyor. Esirler geminin alt kısmında muhafaza edilmektedir. e Arap kızgın kızgın söylenerek arala- rında dolaşıyor ve sükünu temin ediyor. Bir az sopra bu yelken geminin kuru balık nakleden diğer bir gemiden hiçbir farkı yoktur. Kohtrol gemisinin projektörü karanlığı kapıyor. Ve garip bir sahneyi meydana çıkarıyor. Memurların gice dürbünleri bu yelken gemisine doğru ziya yor. Memurlar Garbi gemide Akşam uyuyacağım sırada bir lâl dı fısıltısı ile uyatıryorum. purun makine gürültülerini işit. | dolaşırken görüyorlar. Her şeyin yerli yerinde olduğunu anlıyor- lar. Ve şüpheli bir hareket his- setmediklerinden projektörlerini söndürüyorlar.. Kontrol gemisi uzaklaşmışdır.,, Ne garipdirki Afrikanın siyah esirleri gelüp giderken çok mu- tidirler. Garp efendileri tehlike de olduğu xaman pek nadir ola- rak korku alâmeti gösterirler. Bu esirlerden bir çokları - Su- danlılar - Arabistanda Afrikadan daha iyi bir hayata kavuşacak” Irrina inanmaktadırlar. Bazılarıda kendi arzularile kendilerini Arap tacirlerine takdim ederler. Beritanya, Fransa ve İtatya bu ticaretle imücadele hazırlan- dığı gibi akvam cemiyeti de “siya fildişi, alım satımına karşı cidal açmağa ve bu uğurda bütün kudret ve salâhiyetini sarf ötmeye “Kayar” veriştir. “Gizli bir tahkik komisyonu Amerika- daki esir ticareti hakkında tah- kikat yapmaktadır. Akvam cemiyeti için Misyo- nerler, seyyahlar tarafından top- lanan malümat, Siyah esir tica- | rerine ait bazı barikulâde esrarı ihtiva ediyor. Meselâ Babriahmerin münsi bir kısmında başışat sahillerine yakın- ve yalınız Araplar tara- fından esirlere tahsis edilen bir adanın mevcudiyetini meydana çıkarmışlardır. Çocuklar ve genç kızlar esir- lerin kamçıları altında, ve ekse- ,pup gidiyormuş gibi oluyoruz. k bu barbarca ticaretin borsasıdır Il riya aç ve çıplak olarak bu adası,, nda esir pazarmda satıl- mak üzere terbiye edilirler. “Esirler adası,, arazısı volka- nik kraterlerle (dolu küçük bir adadır. Ada Bahriahmerin korku ve dehşet saçan bir noktasıdır. Tesadüfen burasını Okeşfeden tahkik heyeti bu tehlikeli işten vaz geçmek üzere olduğu bir sırada hafif hafi yoluna devam eden bir Arap yelken gemisine tesadüf etmişti. Geminin hamulesi mahpuslar- dan ibaretti. Sözü yine yukarıda sözletini naklettiğimiz mubarrire bırakalım: “Amerika dahilinde yakalanan İ erkek, kadın ve kızlardan mü- rekkep bir esir kafilesi korku dan titriyorlardı. Bu bedbaht sefilleri sürükliyen esir tacirleri ve esirciler ortada yoktu.. artık nihayete ermişti.,, Bahriahmerdeki kontrol gemi- leri gayet güç bir vazife kar- şısındadırlar.. Sahillerden geçen bir çok yelken gemileri göre- bilirler ve yakalayabilirler. Fakat bunların esir nakleden gemi ol- Bu adamların parlıları duğunu keşfetmek pek güçtür. Bir çok dakikalar köleler, köle tacirleri ile uzlaşmış gönüllü ko- ruyan vaziyettedirler. Bir esir taciri asrın avanatına tır. Bir ev kiralayarak ora- adaya getirirler. Ve bu “esirler | “Garp cephesinde .., müellifi , Kosole hırçın bir tavurla diyor- Frik Maria Remarguc€ | | : dar asker geçmiş ki artık yeni ge- çenler için şenlik hazırlıklarına lü- zum görülmüyor. Yalnız yağmur dan rengi kaçmış levhalarda yazıl- mış, “hoş gediniz!,, Gibi birkaç iba' re ile iktifaya mecburuz, Bu levha- ların etrafı yeşil kâğıtta meşe yap- rakları ile çevrilmiştir. Rast geldiğimiz adamlar asker görmeğe o kadar kanıksamışlar ki| geçtiğimiz zaman bize hemen he imen dikkat bile etmiyorlar. Fakat bizim için buraya gelme-| | n si yeni bir şeydir. Her nekadar gör jyorum. Evet. Hel.. Mülâzim Hel ağir şakıyor. O Amerikalılardan aldığı düğümüz Sölekekeleni aldırmadığıs İyoru konserva ve şeker stoklarını sat: mızı iddia ediyor isekte kuvvet veri Suçmalıyorsun be! iz Bu süzleri Kosole söylüyor. Velli tevap veriyor? A — Adeta ihanete uğramış, düş mana satılmış gibi bir şey... — Asla hilâfim yok.. Bugün teşkil ettiğimiz dizi düm gör. ikünden çok farklı... Terk edilmiş Yataktan fırlayıp avlıya çıkıyorlar.bir ordu içinde gaip olmuş bir bö- Onları takip ediyorum. Kumândanm!lük bitkin, harap bir halde yoluna yazıhanesinde ışık var içerisi görülü'devam ediyor. Portatif aletlerimiz yor. Hel masaya oturmuş; zabit ceketi her adımda şıkırdıyor ve onların şt- jve kasketi önlünde fakat eekette apulet-!kartısı boğuk ve denişmez bir ahe:| yok.. Arkasına bir nefer gocuğu giy-'nkle sanki d miş. Başını ellerine dayamış.. Ve . Of mümkün mü?. İnanamıyarak yaklaşt- Gel gözünle o VAKIT | 14 kânunevel Pazar 930 Dahilde İ aylığı Kuraş 150 400 800 750 M0 70 Hariçte RECEP 1349 Bu gecek Ay İl Güneşin coğuşu : 7,14 bah 1647 n doğuşu : 20,33 — datp: 1300 il Namaz vakitleri İİ Sükan Öğe İkindi Aleşam Yat bön 28 isa İSİŞ BİT Bu akşam Istanbulda | alattırka Sinemalar : Alkazar — İntikam tozağı Alemdar — Aşk tesmi geçidi Asri — Kızıl raks Beşiktaş Hilâl — Nuhun gemisi Etuval — Pembe köşkün ester Fihamıra — Coşkun belde Ekler — Yunan dyato dupu Fransız — Kukla üyatrosu Glorya — Lahit tapsodi l Hale —(Usküdar ) Allahsız kız KemalB. — Kanlı denizler Majik — Top ateşi altında Melek — Kırık kalp | Opera — Yırtıcı kuş Süreyya Kadiköy İlk büse Şık — Manolesku Enfiye ile mücadele Avrupada istimali pekk mahzurlu gö İrülmiyen enfiye aleyhinde mücadele etmek Üzere Amerikada (Nevyork) ta İbir cemiyet teşekkületmiştir. Bu cemi: yetin reisi ve müessisi (Bayer) nasim- dn bir doktordur. Doktor Bayer ve mu »kkipleri enfiyenin insan için öldürü- cü bir düşman olduğunu iddia etmekte İdirler. Doktor Bayerin iddinsma naza- İran enfiye müptelâları müruru 7 manla a klaşmaktadırlar, 000000 10 vaa nem ile birlikte oturur. | Ve yağlı müşterileri kabul eder bu kölelerin ekseriyeti Arabistan çiftliklerinde ağır işler için ve- yahut yorucu hidmetlerde kullün- mak üzere satılırlar. Daha sonra gözellikleri için | seçilmiş ve arabistan haremlerine İ mahsus olmak üzere hazırlan- miş siyah kızlar vardır. Erkek esir dolara kadar satılabilir. Gözel kızların fiyatı ise daha azdır. 60 dolar. ) BüvükHokkabaz | irlant,, asılı. Buradan o ka-)rasma aldı. Mini mini Betkenin İbıyıklarinı dizgin gibi çekiyor ve onun yüz ekşitmesine kahkaha ile gülüyor. . Küçük elleri ile askerix yanaklarma vuruyor. Betke bu Ici çük ellerden birini tutup bana gö» teriyor. Çocuk kendisini taşıyanın artık komiklik yapmadığını görün- ce ağlamağa başlıyor. teskin olmıyor.. Daha kuvvetle ağ yor. Nihayet Betke çocuğu yere bırakıyor. OKosole homurdanıyor: —Yahu! Biz ummacı mt ol- duk!.. Villi anlatıyor: — Siperlerden kopup gelenle- rin yüzünden korkuyorlar. yi şey ünlamıyorsunuz değilmi « Bir asker sakosu işte bu ka- - Kalanı... Bitti... e > Mit birimiz bir söz söyliyemiyor. tı, karşımızdaki tanıdığımız Hel de N bir tek sopa ile devriye çıkın de kurşun geçmez zannolünan emaşk Ayakta gör duran ve sör! te güçlük çeken bir adam.. Tijaden fısıldıyor: — Böyle ha!.. makla meşgul... ... İsi sözler ve samimi bakışlarla kar-İemin değiller... İşte bu kadar. 'şılaşsak şüphesiz mes'ut olurduk, Betke ona bir tekme savüruyor: i o Ertesi akşam Almanyaya var- Hiç olmazsa kadınlar yolda ge- — Haydi git! İdık, Şimdi artık etrafımızda Fran:çerken durup bir kücük taltif naza. İşlerimiz teessürle dolu, uzaklaşıyo-| sızca konuşulduğunu duymıyoruz.irı atsalar... Yüp, Tjsden mos yere ruz. Çi. hakikaten sulh olduğuna inanmağn bir kaçını baktırmağa uğrasıyor- Ertesi günü yakınımızdaki bir tabu-|başladık. O vakite kadar bir muka-|lar... Bir muvaffakıyet kazanamı- kumandanının, İmparatorun kaştığmı|bil emrin gelmesi fikri içimizi kemi|yorlar... Anlaşılan halimiz pek se- duyunca, kendi beynini patlattığmı!riyordu... Yarım sağ! Haydi cephes|fil... işidiyoruz. ye!... Emri verilebilirdi. Asker her) Nihayet onlar da vazgeciyorlar... Mülâzim Hel geliyor. Solgundur.|nedense işlerin pek yolunda gitme-| Valnız çocuklar bize refakat edi Yüzünün hali geceyi uykusuz geçir|sinden şüphelenir. Böyle taktirler-'yor. Onları ellerinden tutuyoruz ve diğini gösteriyor; İâzım gelen tali-|de neticenin fena olacağı kanaalı” yanımızda koşuyorlar, Bütün çi matı kısık bir sesle veriyor. Sonralnı besler... kulâtalarımızı onlara dağıtıyor odasına dönüyor. Hepimizin içi ye-| (Fakat yavaş yavaş içimizi tatlı)Yalnız evlerimize götürece; esli. Bize kalan son ümitte yok oldu|bir huluma baplıyor. Bir köye giri birkaç parçayı saklıyoruz Şimdi bastığımız yer altımızdan ko|yoruz. Yolun üzerinde solmuş bir) ( Betke bir küçük kızı kolları a- İ — Kosole cevapsız kalacaklardan değil mukabele ediyor: — Hele senin gibilerin suratm- dan.. Kızıl şeytan!.. Lüdvig Breyer yorgun bir halde diyor kiz — Kan kokuyoruz.. Mesele şu... Jüp söze karışıyor: — Gidip bir hamamlansak fena olmaz; belki kadmlar bize karşı daha tatlı davranırlar... Lüdvig düşünerek cevap veri- er bir banyo yapmak ki- (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: