25 Aralık 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

25 Aralık 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kadınların cevap vermesi lâzımgelen müşkül bir sual - Sizden bir misli ihtiyar adamı mu- - kabele görmeden sevebilir misiniz? ( Berlin) in meşhur bir sahne vıldızı sevdi ve bu uğuran Berlinin genç ve güzel artistlerin- den madmazel (E..) Almanyanın meş Mr Tomancısı Waldmar Bonselin eser lerini okumak itiyadında idi. Genç san âtkâr bu eserleri okuya okuya şu me Meeye varmıştı: Dünyada kendisini anlıyan bir tek #dam vardı. O da bu romanları yazan Tahları bu kadar muvaffakıyet ve kud Tetle tahlil eden adamdı. Genç kız Bon “lin eserlerini okuyunca onun bu ka Maati kuvvet buluyordu. Hele muhar- (Eron) ve İnciller (Alev) ve (Gençlik dalgaları) unvanlı eserlerini kuduktan sonra ona ruh arkadaşlığı “lacak adamın Bonsel olduğuna karar Vermişti. Gel zaman, git zaman genç kız bir Kün cenubi Bavyerada bulunduğu sıra A muharrire rasgelmiş, &ve kanaati Sarsılacağına, bütün bütün kuvvetlen. mişti, Alman edibi bu genç aşıkının hiç “lmazsa iki misli yaşında idi. Fakat Me zarar vardı. ımtıhara bue kalkıştı Muhaârrir, kıza birkaç cevap larını kesmiş, mukabele etmemeğe başlamıştı, Diğer taraftan genç kız, (o Bonsele| varmazsı yüşamıyacağına kani idi. Onun için son bir teşebbüse karar) g Muharriri #on defa görecek ve onu! iknaa muvaffak olamazsa kendini öl > dürecekti. öğl Matmaâzel (E...) evlenmeğe karar verdi. Bunun için mu) harriri ziyaret ederek onunla evlen- mek istediğini söyledi. Bonsel bu tek- Şimdi hâdiseye geliyoruz. Genç kız bu maksatla Berline gelmiş, fakat Bensel onu kabul etmemişti. Kızcağız! kapıyı açtırmak için uğraşmış, yum. ruklamış, açtıramayınca, sevdiği ye güne adama nail olamıyacağını anlı. yarak çantasından bir ustura çıkarmış ve müthiş bir çığlıkla yere düşmüştü. Herkes koşmuş, ve kız hemen hasta neye naklolunmuştur.. Öte taraftan tahkikat yapılmış, Bonsel istiçrap e dilmiş ve şu cevabı vermiştir: “Bu kızı pek az tanıyorum. Beni ilk| Fakat iş bundan ibaret te değildi.|lif karşısında şaşırmış, fakat teklifildefa olarak ziyarete geldiği zaman © Muharrir evli idi ve dört çocuğu vardı,| Kızcağız bunlara da aldırış etmed Bir. gün kalkarak muharririn Rİtti ve onunla konuştu. Bu konuşma| “hun hayranlığım, onun aşkını arttır. reddetmekte tereddüt etmişti, temiş, edemiyeceğini bildirmişti . Pakâtina hüsnü kabul 4,,genç kız, buna ehemmiyet vermiyerekİbenimle evlenmek Kendisi Reddettim. görterdim. istedi. evine) muharriri ikinci defa ziyaret etmek is) Bir muharrir Tomanmı okuyan ve be muharrir bu sefer onu kabulİğenen Kapılarmiya!, Hele Alman edibinin san'at ve İbü şekilde yüzüne kapandığını gören bütün kadmlarla evlenemez Genç aktiris seri tedbirler sayesin:| “İsbiyat hakkımdaki sözleri ne kadar'aktris mektuplar, telefonlar ve telg.|de tehlikeyi atlatmıştır. Rüzeldi, müsahebesi idi, G ne kadar tatlı Darül fünunda Fakülte meclisi bugün son h eyi tetkik edecek Fen fakültesinde hayvanat mü- “derisi M. Hovas ile müderris | Muavinlerinden Âdem Nezihi B. Arasında çıkan hadise hakkında- ki noktai nazarımızı dünkü nâs- hamızda yazmıştık. Fen fakültesi teisliğinin bir sui tefehhüm neti- <esi olduğuna kanaat getirerek | meselenin izam edilmemesine ka- tar verdiğini, hatta meselenin | fakülte meclisinde bile konuşul- Maması ibtimali olduğunuda ay- | nca kaydetmiştik. Filhakika dün tahaddüs eden Vaziyet bu mütaleamızda isabet ettiğimizi göstermiştir. Fakülte reisi Mustafa Hakkı dün öğle üzeri bir mubarriri- mize beyanatta bulunmuş, fakat akşam üzeri bunu tamamen tek- | “ip eder mahiyette sözler söyle- | miştir, Evvelâ öğle üzeri verilen | eyanatı nakledelim: — Hadiseyi tetkik ediyorum. | raflarla derdini anlatmağa başladı. Kız tehlikeyi atlattı ama zavallı mü Bütün bezi onun siren hararetlharrir hâlâ tehlike içinde! Siz ne der istedim. Bir zattan henüz cevap gelmediği bir fikir edinmiş değilim. Dersaneye olduğunu .da henüz bilmiyorum. İcap ederse mevzu bahis mü- derrisleri müvacehe edeceğim. Her halde hadise lâyık olduğu ehemmiyetle ve kemali ciddiyetle tetkik edilecek, sun'u teksirleri olduğu sabit olursa müsebbipler Darülfünun talimatnamesi dahi- linde tecziye edilecektir. Tetki- katımı bu akşama, olmazsa yarın öğleye kadar muhakkak bitire- cek ve meseleyi yarın içtima edecek olan fakülte müderrisler meclisine eğer bir karar verme- ğe kendimi salâbiyettâr görmez- sembir jüri sfatile hal ve fas- letmesi için; yeya karar verirsem | hadiseden haberdar etmek için vazedeceğim ,, Bu sözleri söyleyen Mustafa B. akşam üstü bakin ne diyor: — M. Hovas ve Ali Vehbi için bu hususta kat'i | evvelâ kimin gir- | ! diğini, münakaşaya kimin sebep B, le görüştüm. Hadisede bir sui tefebhüm olduğu anlaşıldı. Tec- ziyeyi mucip bir şey görülemedi. Hadiseye ders programında olan bir yanlışlık sebep olmuştur. M. Hovas Balta jeoloji istasyonu te- sisile meşgul olmağa başladık- tan sonra programda tadilât yapıldı. Bu esnada ayni saate iki müöderrisin ismi yazılmış. Her iki zat ta ayni saatte oderse gelince (Omalüm olan vaziyet tahaddüs etmiş. Mesele artık i kapanmıştır. Zaten izâm edilecek birşey yok. Bu hergün olabilir, makla beraber bugün edecek olan fakülte me Diğer taraftan M. Hovas dün bir muharririmize hadise hak- kında demiştir ki: — Hadiseden çok müteessi- rim, Ben kendi köşemde ilmi mesaimle, Balta İlmanında bir je- oloji istasyonu tesisile ve der- simle meşgulüm. Daha evvelde bir lâboratuvar —.....5 5. l Tefrika numarası : 16 amaaa Yazan ; “Garp cephesinde ... müellifi | Erik Maria Remargue böyle olmaz. Eğer bi kendi başımıza yaparız. İden emir almayız. Simdi gör de anla.. İlyi dikkat et bakayım... İki kuvvetli çekişle apuletlerini ko- pardı: — Ben bunu istediğim için yapıyo- arzunuz böyledir Lüdvige gelince © bizim mülazımımızdır. Apuletlerini çikarmı- rum. Yoksa sizin diye değil. yacaktır, Ona el sürenin vay haline Çolak bu hareketi başile tasvip etti. | Yüzü değişmişti. Mırıldandı: — Ben de cephede idim İHer ne olduğunu bilirim korkma... İdei. Fakat krrmızı hamailli adam Lad “hazır ol! Kalabalık her tarafa dağildi. Villi| vaziyeti aldı. Bu hareketini biz anla-İvig öyle gürültüye pabuç bırakacal- yanma| İdık; o ne üniformayı, ne de harbi se-Jlardan değildir. Langemark taarruzun Cephe arkadaşına selâmilda ne yaptığını hatırlarsın yal. np zabit ceketli adamm İdi ve daha sükün ile dedi ki: Be Şimdi sana bir şey söyliyeceğim. de sizin kadar bu işlerden bıktık. İk sonunu bulma İğus. Fak:t Sonra kesik kolunu sallıyarak ilâ. ve etti: — Verdünde yirminci fırka... Villi kısaca: — Biz de orada bulunduk... Haydi. Allaha ısmarladık! vig önünden geçerken lâmlıyordu... veriyordu. Yillinin evi hepimizinkinden yakım: yapacaksak Her halde siz babalık. Evin önünde durup kend sine bırakmak istediğimiz zaman kabul etmedi ve mücadeleci bir tavırla; “Ev- velâ Lüdvigi evine götürelim!,, patu- tes salatası ile ailemin nmasihatlerine nasıl olsa kavuşacağım!,, dedi. Yolda üzerimizi başımızı temizliyo- ruz. Ailelerimizin bizim bir kavga ge- çirmiş olduğumuzu billerini istemiyo- ruz. Lüdvigin yüzünü siliyorum. Ve annesinin birdenbire ürkmemesi için İsargısımın kanlı tarafını mümkün ol duğu kadar kapatıyorum. Her halde sonradan pansımanını değiştirtmek İ- çin hastaneye gitmesi icap edecek... Başka bir hâdise olmadan Lüdvigin İevine varıyoruz. Ellerimizi sıkıyor ai- lesinin oturduğu daireye çıkıyor. VilM! ye soruyorum: — Birkaç haftadanberi ona ne oldu! anlıyamadım. Villi cevap veriyor: — Dizanteriden olacak... yoksa Lüd- Tasdik ediyorum. Villi yor: — Hepsi düzelir. Haydi taliin açık ilâve edi- vere rek onu başından savmak İstemiş, fa-'SE kat buna muvaffak olamayınca cevap- | telefon ve telgraflara! Hadise artık kapanmış bulun- | sinemasında Sözlü, Sesli, şari kılı ve muzikalı REN KIZLARI filmini görenlere sorunuz. Müessir ve kuvvetli mevzuu şen ve eğlenceli sahne ile mevsimin en mükemmel fil- mi olduğunu söyliyeceklerdir. II (Owverture) Mikey “* R 55, hususi 75, Zabitan 40, m esnzmanınazmmnası iraesine başlanacak ve fa: MILT BEDAVACI bahusus ciddi bir ilim müessesesi olması lâzimgelen Darülfünunda böyle bir şey cerayan etmesine, mütecssifim. Ben tamamile haklı olduğuma iböyle bir hadise karşısında beim i bareketimden başka türlü hare- | ket etmenin mümkün olmadığına kaniim, Hadiseye Âdem beyin yersiz ve baksız asabiyeti sebep olmuştur. Hocalığina resmen tayin edil- i miş olduğum bir dersi takrirden mei dilmiş, olduğumu fakülte reisliğine bildirdim. Bu hadise vE fazla birşey söylemek istemem. i | lisine intikal etmiştir. Fakülte reisi beyin hadiseyi kapanmış | addetmesine rağmen alâkadar iki müderrisin de iştirak edeceği ! İ | lenin münakaşalara sebep olacağı ve yeni safhalar (o arzedeceği ! tahmin edilmektedir. Ankarada bulunan darülfünun emini Muammer Raşit B. bu hadise hakkında emin vekili | Mustafa Hakki B. den telefonla İ | izahat istemiştir. keyfiyetten haberdar edeceğim. » | ; , Ziraat kongresinin murahhasları Kânunusaninin beşinde Anka- ! rada toplanacak olan Ziraat kon- gresine Darülfünün namina mu- rahbes olarak fen fakültesinden Hâmit Nafiz B. ve M. Şapu ve M. Hovas ile edebiyattan Ibra- him Hakkı ve Hâmit Sadi B. ler radımın altı aydanberi ne ahlâki antrenman başlar. Annexi bilsen babalık. Mükemmel bir başç vuş olurdu. İhtiyarın altm gihi bü kalbi var fakat granit taşına gömülü. Yalnız olarak yoluma devam edi- yorum. Cihan değişiyor. Kulaklarım bir ırmak akarmış gibi uğulduyor. Ar tık eve gidinceye kadar başka bir şey duymuyorum. Yavaşça çıkıyorum. Ka- pınım Üzerine bir “hoş geldin! asıl mış. Yanma bir demet çiçek takılmış. Geldiğimi görmüşler; hepsi orada, va lidem ileride merdivenin yanında du-! ruyor.. Arkada pederim ve hemşirele. rim var, Geride yemek odası görü yor. Yemek koküyor; her tarafta bi şenlik hali var... soruyorum: — Neye böyle mecnunca masrafia bulundunuz? Çiçekler. yemekler ne yarar bu?. o kadar ehemmiyeti yuk ki... Fakat anne neye ağlıyorsun?. Bek işte avdet ettim. Harp bitti. ağlıyacak! bir şey yok ki... | Birdenbire kendimin de ağladığını: ve tuzlu göz yaşlarımın yanaklarının) dedikodulara sebep olmasına çok 'i g azat ydi) İ e İğ Kemali dikkatle dinleyen hazıranu j gaşveden bir muganni Bu mesele artık fakülte mec- | (Bir kavuk || bugünkü fakülte meclisinde mese- | tetkik edeceğim. Bir sant kadar umu-| mi bir heyecan gösterilir, Sonra yine| İhayatın nesini görebi Nâveten:RapsodieHongroise Maison De Musigue,,de Yeni fiatlar: Ikinci mevki 35, Birinci mevki ve balkon localar 300 ve 400 kuruş. ELELE sszssezzasaesRrRINIRaN ntazist dânsör ve muganni O N' un LAR ŞAHI Süperfilminin başlıca evsafı: POR ve EGLENCEDİR. gürültüler. PARIS DAMLARI ALTINDA Muazzam Fransızca filminde görülüp vir. PARIS DAMLARI ALTINDA Muazzam başlıca mümessili i i Fransı Albert Prei Darülbedayi Temsilleri en yi GM saat 21,30 da yarın matine sant 15,30da 1 Yazan: Müsahip ze ye ANN Alt yaşından aşağı ç BU AKŞAM Şehzadebaşında Türk salonunda KARI KADIN ORTA OYUNU Küçük Ismail Ef, Kavuklu AliB. Ayrca Karıgüş devrildi Iki tablo 3 perde FERAH SIN EMASINDA Bu akşam Gala gecesi zengin varyete Mezeya bale heyeti TIYATRO SINEMA yaptığın! İ Patates tatlısı, yumurta ve sucuk yedik. Ne harikulâde taam. İki sene denberi ne yumurta ne patates tatlı görmemiştim. Şimdi karnımız adama kıllı doymuş olduğu halde yemek oda» sında büyük masanm etrafında otur! yoruz. Lâmba yanmış, kanarya ötüyor; s0- ba sıcak... Köpeğim Volf masanın alt na uzanmış uyuyor.. Bundan güzel ne olabilir?.. pederim soruyor: | di Ernst neler z anlat. gördüğürü bize bi Di — Ne mi gördüm. ünerek cevap veriyorum: Doğrusunu tersen bir sey görmedim... Mütemadi- yen harbediyorduk.. Bu şerait altında rdim ki, Ne kadar araşlırsam bir şey bula mıyorum. Sivillerle cephe meseleleri ni konuşmakta ne mana var?. Başlı bildiğim bir şey de yok... Mazeret kamında diyorum ki: — Şüphesiz siz benden çok fazla r” müş (Dahası var

Bu sayıdan diğer sayfalar: