2 Nisan 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

2 Nisan 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 8 — VAKIT 27 NSAN 1931 Ortâ devirde bir Türk - | Bir dava Yunan itilafı 6 ıncı asırda, orta Asya Türkleri, hudutlarından giren bütün yolcu ve eşyaları dezenfekte ediyorlardı eğ b Bizans ile Türkler arasında ilk ittifak bu oluyordu. Bununla beraber, Bizans. imparatoru mütereddit idi. irani» İerle bir harbe girişmeden evvel, Türkler hakkında sahici bir ma- lümat almak istedi. Bu işide, Anadolu o kontlarından. ( Vali ) Kilikyalı Zemarhos'a havale etti, Zemarhos büyük bir maiyet ve Türk elçisinin odelâletile Sinop- Gireson yolundan Türkistana gitti. Türk o hudutlarna gelince, Bizanslılar, garip telâkki ettik- leri bir kayda tabi tutuldular; Türk memurları kokulu odunlar yaktılar ve Bizanslıların eşyaları- mi alevlerden geçirdiler. Bütün maâiyeti efradı ve hattâ elçi bile bu mecburiyetten hariç bırakıl madı, Türkler, diyor Zemarhas, bü muamele esnasında uğursuz- lukları defetmek “için Barbar kelimeler telâffuz ediyorlardı.,, *Bu sihirbazlık veyâ üfürükcü- lök muamelesinin asl manası sadece sıhhi tedbirlerden ibaretti, 6Gncı asırda, orta Asya Türk- leri, hüdutlarından giren &şiya ve yöleulân dezenfekte ediyor Vardı, Nihayet, Bizans elçileri, Hakan Dizavulosun Ek-Dağ vadisindeki karaşgâhma geldi, . .Menandr; “gayet iyi muhafaza edilmiş olan bu iki kelimenin manasını şu suretle aplatiyor. Ek, ona nazaran altın, ve dağ da dağ demektir. Fakat bize kalırsa, bunu Ak-Dağ suretinde tashih etmek lazımdır ki bu gün- kü Türk lisanında bile bu kelime mevcuttur. Muhtemeldir ki bu sebepten Alın dağlarına altay denilmiş olsun, Hakan, bir at tarafından çekilen iki tekerlekli altın bir taht üstüne oturmuş ve işlemeli bir ipek çadırda oturu- yordu (*;. Zemarhos vsul olan nutku söyledi ve İmperator namına, Hakanm bütün düşmanlarını zapt ve teshir etmesini temenni etme suretile imperâtorun dostluk his- leri hakkında teminat verdi “ Sonra ziyafetler yapıldı ve Me- nandrın söylediğine göre Bizans- hılara, Üzüm şarabı olmıyan bar- bar içkiler ikram edildi. Bize kalırsa bu içki, Türklerin ve Arnavutların (kullandıkları böza olsa gerektir (1) (Sakın kı- mız olmasın?!) | laştılar. Menandır barbinin olup olmadığım söylemiyorsada diğer suretle yapılmış | menbalar olduğunu yazıyorlar. Kat'i olarak bilinen “bir şey varsa Zemarhosun refakatinde bir Türk beyeti olduğu halde Bizan- sa dönüşüdür. Bu Türk heyeti bir hevi siyasi mümessil gibi Istanbulda kalacaktı, Bu sefare- tin reisi Menandr tarafından Tah- ma diye anılıyordu ve Türklerin tarhan (2) rütbesini haiz idi. Her iki heyet, Zemarhos'un nezaretinde, iranilerin elinden kurtularak Rusyanın şimalinden Istanbula geldiler. Bundan sonraki sekiz sene zarfında İstanbula 6 Türk elçisi daha geldi ve Istanbulda 106 kişilik bir Türk kolonisi teşekkül etti. Bu Türkler, ipekli kumaşlar kokulu, kiymetli taşlar ticaretile hepi oluyorlardı. 6 da imperator Tiberyüs ekini a sefaret leri akat bu apı- rk li samim ler Dizavu'os ittifakının o ahkâmına Bizanslıların riayet etmediklerini zannediyorlardı. o Dizavulos da ölmüş ve hükümdarlık kardeşi Dombo-Hana Geçmişti. Dombo Han ise, daha ziyade çin tara- fma ehemmiyet veriyordu. Ve Zaten Buda mezhebine girmişti. Şark — vilâyetleri o Dizavulosun oğlu tarafindan idare ediliyor- su ki,şona Menandr Türksantos ismini veriyordu. Bu isim Yuna- | nileşmiş gözüküyor ise de, Türk Menandr eski Türklerin haşme- | tini anlatıyor. Dizavulos altın bir yatak üzerinde yalıyor, sitm ib- rik ve leğenler kullanıyordu. Evi altın işlemeli pek kiymetli ipekli perdelerle süslü idi. Dört ayaklı hayvanlar temsil eden gümüş ve alım heykelcikler vardı. Buda Türklerin Totemci olduklarına bir başka delil daha teşkil eder. Hakan, Bizans elçisinin hizme- tine, Şerşis isminde bir çerkes cariyeyi Fam dö şambr olarak verdi. Bü isim âcem ismi gibi görünliyor. Dizavulos irana karşı sefere karar verinişti. Bizans el- çisini, erkânı harbiyesi : arasına aldı. Yarı yolda, sülh teklifine gel: | temirren aidatını vermiş olan aza | kelimesi mevcuttur. Moşopul ostan aynen fa, (4) İşleme. ipekli çaditları Tük sul tanları da kullanırlar ve bunlara hüme- yun otağı derler. Otak kelimesi çök eski bir Türk kelimesidir. Sonradan çadır ve Arapca olan hayme kelimesi kullanıldı. (2İ Bu rütbe hakikt Türk olan eski Bugurlarda da vardı Talitiler iş bankasının kumbara kur'ası dün çekildi Türkiye iş bankasının kumba- ra kur'ası dün Ankarada çekik miştir. ikramiye kazanan kutular ve sahipleri şunlardır: is Istanbulda 16524 No.lı be- sap ve 13405 No.lı kumbara sa- hibi Necdet Cemil B. 500 lira, 2- Istanbulda 18259 No.lı hesap ve 21207 No.lı kumbara sahibi A. Fethi B. 200 lira, 3- Samsun- da 411 No.lı hesap ve 8631 No, lı kumbara sahibi Sabri B. 100 lira, 4- Adanada 2055 Nalı hesap ve 34016 No.lı kumbara sahibi Fevzi B. 75 lira, 5- Zon- guldektn 671 No.lı hesap ve 23281 No'h kumbara sahibi Cevat B. 75 lira, G-izımirde 2902 No.lı hesap ve 37330 No.l kumbara sahibi Adnan B. namı na Cevat B. 50 lira kazanmış- lardır. — amam TURING KLUP KONGRESİ 5 NİSANDA Turing klüöbün senelik kongre- si nisanın beşinde Parapalas salonlannda toplanacaktır. Tu- ring klübün bini memleketimiz- de ve altı bini balkan memle- ketlerinde olmak üzere yedi bin azası vardır. Nizamname mucibince senelik kongreye ancak iki sene müs- miş bir acem elçisi ile karşı. | iştirak edebilecektir. lk lk ilk ei Si İN öd İli Yİ Ml ck ük Gazetelerimizi tahkir eden firati Gömülcünede muha- keme edildi ve mahküm oldu. Garbi Trakyadaki Türkler ara- sında fesat tohumları saçmıya çalışan bazı hainler zaman zaman faaliyette bulunmaktan geri kalmı- yorlar. Bunlara mukabil Türklüğü ve Türklüğün şerefini muhafaza için çalışan bamiyetli gençler de yok değildir. Geçenlerde Gü- mülcinede (İstanbul gazeteleri bayii Halil Necati EF, firarilerden Çerkes (o Mehmedin O kahve- sinde :müftülük (kâtibi Ah- met efendiye bir İstanbul gaze- tesi vermekte iken kahveye gi- ren firari Hafız Cemal durup du- rurken istanbul gazeteleri, ga- zetecileri ve Türk inkılâbının rehberleri hakkında ağzına ge- len küfürleri savurmıya başla” mıştı. Hafız Necati Ef. millet ve memleketine yapılan hakarete tahammül edemiyerek Hafız Ce- mali nezaketle terbiye hudutlârı dahiline davet etmiş, fakat be ihtardan büsbütün hiddetlenen firari Cemal tefevvühatına de- vam etmekle beraber ayni za- manda Halil Necatinin şabsına da tecavüze başlamıştı. Hafız Cemal bu arada: “Sizde şapka giyerek onlardan oldunuz, alçak» lar, dinsizler, topunuza şöyle yapayım, böyle yapayım!,, şek- linde galiz küförlerde bulunmuş- tur. & ER ği Halil Necati Ef; şahsına yapı» lan hakaretten dolayı müddeiu- mumiliğe, Türklüğe yapılan ha- karetten dolayı da valii umumi- ye müracaat ederek şikâyette bulunmuştu: Valii umuminin em- ri üzerine emniyeti umumiye müdürü firari Cemali celbede- rek bir daha bu kabil bir hare- kette bulunduğu taktirde Ludut haticine çıkarılacağını kendisine hildirmiştir. İşgal senelerinde Edirnede “Temin; gazetesini çıkarmış olan firarilerden Münir Mustafa, Konyalı Nuri, Mustafa Sabrinin çıkarmakta olduğu ga- zetede çalışın iaşeci Hasan em- niyeti umumiye müdürlüğüne 'gi- derek merkum hakkında hüsnü şahadette ve genç Türklere dair tezviratta bulunmak istemişler, fakat emniyeti umümiye daire- sinden tardedilmişlerdir. Tezvir- çiler bu sefer birkaç yalancı şa- hit tedarik ederek Halil Necati Ef. aleyhinde mukabil bir dava açmışlar, fakat Yunan mahke- mesi şahitlerin yalancı olduğunu meydana çıkarmış ve Halil Ne- cati Ef. nin beraetine karar ver- miştir. Diğer taraftan Halil Ne- cati Ef.nin Hafız Cemal, aleyhi- ne açlığı bakaret davası rü'yet edilmiş ve kahvede münevver fikirli genç bir Türk hakkında lisanen tecavüzde bulunan firari Cemal mahküm edilmiştir. Birçok münevver ve yeni fikirli genç Türkler başlarında şapka olduğu halde mahlemeve ce'mişlerdir, Defte darlık a ŞEFİK B. BURSADAN DÖNDÜ Bir otomobil meselesinden do- layı mubakeme edilmekte oldy- ğu Üvrsa ağır ceza mahkemesi- ne giden defterdar Şefik Bey şehrimize dönmüştür. Mahkeme bazı evrakın celbi içn başka bir güne talik edilmiştir. edilen yeni bir kürsü Mektebin âli kısmı iktisat mektebi , unvanını alıyor Ali Ticaret mektebimizde son günlerde (o bir o kooperatifçilik kürsüsü ihdas edilerek Ulumu âliyei ticariye ve Yüksek ticaret kisımlarında bu dersin hukuki- yatı gösterilmeğe başlanmıştır. Dersin iktisadi onazariyatı ile muamelât, hesabat ve muhase- besi de hemen tedrisata başlan- mak üzeredir. Memleketimizde ilk defa müs- takil bir ders halinde gösteril- meğe başlanan bu derslerden şimdilik mektep talebesi istifade etmektedir. Fakat bu istifadeyi ileride o umumileştirmek, daha faydalı, daha teknik bir nelice- ye doğru götürmek düşünülmek- tedir. Yeni ihdas edilen ders ve ta- kip olunan meksat bakkında kendisile görüşen bir muharriri- mize mektep müdürü H. Hösnü bey Şu izahatı vermiştir: — Kooperatifçilik dersleri 930 bütçesile ihdas edilmiştir. içinde bulunduğumuz bu yaz sömeset- trinde tedrisata başlamamız için vekâletten emir gelir gelmez müdetrisler meclisinde müzakere ettik; derslerin göstereceği dev- çelerle sınıfları ve saatleri ayır- dık; müfredat programlarını tes- bit ettik, yalnız talebeye- mi okutturulacaktır? — Dersler, * vekâletin - teklifi veçhile «mektebin. Ulümu. âliyei ticariye kısmı ile yüksek kısmın umumi ders programları dahiline alınmıştır. Dersler kaç guruba ayrılırsa ayrılsın esas itibatile (Kooperatifçilik kürsüsü etrafında toplanır. Üç gurup dersten iktı- böltürüne dahil addolunabileceği için bilhassa Ulümu âliye kad- rosu içinde esaslı derslerden biri olacaktır. Bu itibarla kooperatif bukukiyatı (Ove © muhasebesile muamelât (Ove (hesabatı da a kürsünün © mütemmim detslerini teşkil etmektedir. Derslerin programları, şimdilik mektepte (okutulacağına göre ibzar edilmiştir. — Mektepte ayrıca bir enstitü yapılacağından bahsediliyor? - Mektep bütçesine ilâve edilen kooperatif dersleri tahsi- salının vaz'ından istihdaf olunan maksadı vekâlet sarih bir kararla bildirmiştir; memleket iktısadiya- tında kooperatifçilik mefküresi- | nin ilmi esaslara istinaden tees- sÖs ve İnlişarının temini matlup- tur, Mektep bu nevi teşekkül'erin istediği evsafta iş ve ilim adamı yetiştirmeğe gayret edeceğine | göre şüphesir, kooperatifçiliğin nazari ve ameli surette İlmen tedvinine de çalışacaktır. Vazife- miz budur. Mektebe merbut olarak ayrica bir enstitü teşkilinin çok faydalı ve İlnm olduğuna kaniiz. Bu noktadan da mecliste müzakere- de bulunduk. Gelecek ders se- nesi bidayetinde bir kooperat'f enstitüsünün faaliyete geçmesi bususundaki o mütaleatimizı bir mazbata ile vekâlete 'arzsttik. Memleketin bu günkü © bayati sadi kısmı ki Koöperatif nazariye- si ve tarihi dersi demektir. Doğ- rudan doğruya umumi iktisat | EŞ Nİ “ Yüksek ticaret ve ibtiyaçları içinde böyle bir mü- esseseye vücut vermek zaruridir. iştirakin, yeni ve güzel bir tarğı olan bu nevi, Iktisadi te- şekküllere muhtelif kooperatif şekil Ve hareketlerine halkımızın nazarı dikkatini celbetmek, alâ- kadar olmak istiyenlere, alâka göstermiş olanlara yakından ve kolayca rehberlik edecek mahi- yette teknik malümat vermek, kooperatiflerin teşkil ve idare- deti hakkında tetkikat ve neşri- yatta bulunmak için böyle bir enstitü, bir taharri müessesesine elbette ihtiyaç vardır. — Enstitü faaliyetinin umumi» leştirilmesi, programı görüşü dü mü? — — Noktai nazarımızı vekâlete arzettiğimi o söylemiştim; bunun neticesini beklemek mecburiye- tindeyiz. Tasvip edilirse, ensti-. tönün vazifesi, mesal tarzı, ens” ij ütüye telebe olarak girecek, is tifade için gelecek kimselerin. tâbi olacağı şartlar ve geniş bir halk kütlesinin alâkadar edilme” si gibi hususat hakkında aynca bir karar ittihaz edileceği tabii” Ni dir; bu, aldcağımız direktife | iş muallâktır. ğ — Mektebin kısımları b da bir isim iltibası meselesi mevzuubahis idi, bir karar veril" di mi? İ — Evet, vekâlet bu iltibası? ref'i için “birkarar ittibazıni emretmişti, Müderrisler mecli bu hususu da görüşmüş, mazba” tasını yazmıştır; onu da arzettik: | Mektep ticari tedrisatta “bul nan bir müessesedir, ancak il tısadi tedrisatta bu derece ehem” miyet ve dikkatle takip olunü Hususile (iktısat ve şehbenderlik denilen bir ihtisas şubösi, ikti | sadi tedrisata daha çok yer verifi ; olarak (Yüksek ticaret ve iktıst mektebi) denilmesini muva” bulduk. Derece ve mahiyetine ' tan şimdiki yüksek ticaret kıs” orta mekteplerin fevkinde iht sas, meslek mektebidir veya Ticaret Jisesidir. Bu mekte d başka memleketlerdeki em di nefEcole süpericur de comm€! (Höhere handelsşehule) gibi X.. vanlar veriliyor. Onun için #*... diye kadar, yüksek icar KA i diyorduk. o Halbuki, di yüksek sıfatı fakülteler Bar di İ deki âli mekteplere veriliş İ setekim, biz de Ulümu # ticariyeye yüksek ticaret 2 ; lısat ismini vermeği döş / Bu ikinci kısma verilecek ii ları tespit ederek veköleti. sibine bıraktık, Neticede “4 mezunların müktesep b da halel gelmemek izer€ hi iltibasın kalkacağı v€ bet kısmın derece ve ye göre tarılncağı tabiidir “ii 4 | | | lnhiserlarda idi yi İ RİSE EE EE İIEEME OLS OZ » Zeki TÜTÜN İDARESİ 5. R ÇOK ALIM yAPıY0 Olise gelen ma'ümsta tütün inhisar idaresi Sa mübayaalını arltırmıştır. 26 martta Samsunda 6 milyon 375 kilo tütün ki” KGF EZ LAZ EF TELE FES EELERM EA

Bu sayıdan diğer sayfalar: