9 Nisan 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

9 Nisan 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ey | ehkindii çe AŞ Yi in i ) A OR İİ ŞA Ng eg PM N k . z i z ; ; va : k k 3 : ş i Ğ — 4 — VAKIT 9 NSAN Cehaletin dampingi Devirlerin gecer âkçe gibi üzerleri- ne damgalarını vurduğu kelimeler, iz ler var. (atebie felekmertebe) sözünde yıldız dekoru içinde sakallı, sırmalı ve gaga burunlu bir profili ve kırmı” fesli Abdülhamit devri yaşar. (Devri dilâira) Resne dağmda do gan, Anknra kalesinde batan meşruti. yet kültü i, ve meşrutiyet coğrafya #mı anlatır. (Anafor) baştan başa bir harptir. Cihan harbi için geçen günlerin sayısı kadar öilt yazıldı fakat hicbiri. hiçbir erkâ kelimesi kadar büyük harbi anlatamaz. Damping günümüzün haleti ruhiye) değil, sini anlatmak için iktisat mezarlığından cikarıp gi hortlaktır, Hakikaten dünyanın ne tarafına bak sanız bir hortlakla karşılaşmış gibi kor Kulu yüzler görürsünüz. Korkuyorlar. Sanki | bir ğin o başındayız. Dudakları İryanların hisleri biririhine geciyor. Çığ gibi bir ping. Dünyada d ing var mıdır? Eğer herkesten işit e İnanan, kulaktan olma muharrire, mütefekkire sorarsa» vız evet. Fakat her şeyden evvel (Dam ping) i tarif etmek TAzım. Damping bir malın maliyet fiya! düşürmek İçin, ayni malı memleke' e pahalıya satmak, buna mukabji rümrük manialarını aşarak, ecnebi memleketlerinde daha yenz olarak pi- vasaya sürmektir, Sovyetler memleke tinde pahalıya mal satmak mevzuu ba- hin değildir. Sovyet rejimine nazaran. Yine Sevyet rejimine nazaran malr vhahlaştıran miütevassıt ve sermaye- darın hissesi ortadan kaldırılmıştır. Bu saretle maliyet fiyatları düşüyor.! İşin bu tarafr bizi alâkadar etmez.! Fakat: 1 « Türkiyeyi İngiliz ve gazetelerinden okuyanlar, 2 — Türkiyede ithnlât eşyası ile ta- itaplarmın irdiği biri pani- uçuk» artarak) kelime: Dame! Pransix| 1931 vb ” lar. 0 ivermek moebüriyetini KE A Ae Di fe it olan cihetine gelince öyle paruları yedirmekten mes'ut olan Sün m KI hatıralar itiraflar demek bül dadı ile evim genç beylerinden bi-| bunların hududunu ve sümu. ri için büyü yaptıran Melekper Kalda-| lünü tayin edeçek olan herkesin, hat- dan başlıyarak, aralarında alüka de. /ta başkalarına karşı teseyyüp zahmeti dikleri kalp rabıtasile daima çiit çift bulunan hanımlardan ve atlıyarak sokak köşelerinde uzun mu- layyen saatlerin lüttundan bir dakika- 'larda bile, ne başkalarının içine girme|lrk bir müşahedeye muntazır olanlara İğe salühiyeti ne de kendilerinin başka |kadar kimleri kimleri görmüyorum. Ba İlarını mahremiyeti dairesine almağıjna bu neviden müşahedeleri mebzuli-! yetle bahşeden en müsait zemin Antu- anım zümresiydi, Bu zeminde genç hız! larla genç erkekler hir arada idiler, ve bunlar hep biribirlerine bağlanmış gi biydiler. İçlerinde pek ameli ve tatbi- ki mazariyelere salik olanlar ekseriye-! ti teşkil etmekler beraber fitretlerinin | şire ve hayale temayülünü serbest bırakan ve muvakkat bir uh irana bir facia ve haile azamet ve şid detini getirenler vardı, Baralar Arasinda Gençlik buhranları, ilk aşklar (| | Hatıralar itiraflar değildir — iki zıt nümune -—- Tedavi seyahatları — Bir vak'a — ihtiyar veznedarın telâşı ve teşekktirü Ea — Yazan : Halit Ziya Hatıralar ürasında dolaşırken gençken gülümsüyorum, ve bu gençlik mud lik devresinin belki en »iyade galeyan|hikesinin, yahut fasiasınm, ve heyecan İle dolu olan bir zeminin sahnelerinde takım takım kahraman-! de tevakkuf etmemek doğru mudur? lar, herbiri başka neviden bir serrüzeşt | Bu Ssunlin cevabını herkesin hesabına le gözlerimin önünden geçiyor. görmüyorum. Nefsi buluy ni ihtiyar etmeksizin, kendisine ait o- lan takdir hissidir. Ben zannediyorum ki hayatı umumi hayata karışmıa olan hakkı olamıyan bir hafi halkası vardır. Bu esası böylece tesbit ettikten son ra bu zeminde yine söylenecek seyler, anlatılar ktindür; yalnız mürikün değil hatta bel ki de lâzımdır. Onun için olmalıdır ki umumi hava- ya karışmak ihtiyacile suyun üstüne çi- kıp patlıyan hubabeler kabilinden etra- fımdakilere, biraz da bana &it, bu cins ten hatıraların geçmiş seneler tahaka tını yırtarak meydana çıkmasına mâni öolmıyacağım. Bütün etrafımda muaş ka maceralarından örülmüş bir zinci- kelimelerile ifade edilebilen derecele- rinden başlıyarak aşk denilen ve hat- ilcek parçalâr bulmak müm- ha yakın olan âlemde iki zıt nümune- sini Nevzatta ve Süleyman Beyde hu- i v : luyorum, rin deverarı vardı: Arzu, emel, heves Bunlardan birincinnin hiçbir fi. Ap bul edilen manasile âşık görmedim, fa ta iptilâ şiddetine kadar etrafımda he men bütün dostlarımın, aşinalarımın ıhranlarma şahit idim; hep hayatın öyle bir devresinde idik ki hilkatin kin hünü teşkil eden bu hararetin en şedit ateşlerile sarılmış idik. Şimdi düşünür PAL BA OAEERMNİ eee ecem reesee rn müstakbel istismar kabiliyetlerini ayyüş eden bazı müesseseler. 3 Memlekette tröstler tesis ede rek gümrük kanunlarını kendi lehleri ne tadil ettirmek istiyenler elele vere rek yürüyorlar. Ve el ele tutarak iler liyen ba kafilenin makiyajı hüzün ifa- de bi r. Gözleri yaşlı. dilinde tek bir kelime: j Damping! Bitiyoruz, mahvoluyoruz!,. Eyvah! *.* Dampingden mütcessir bir dosta rasgeldim, Bana dedi ki; “— Monşer yazaanıza şu damping için. Ne olmuş! “.— Ne olacak 45 kuruşa satılan ampulleri Ruslar İstanbulda 16 kury.|telik bir şart şa satıyorlar. İktısadiyat mahvoluyor. paramızdan bir kısmı elimizde kalır.. !dı. kendilerine iş buluyorlurdı. Şimdi körlettiler. Bu müteahhitlerin çoğu yine ecnebi sermayedarlarıdır. Yerli ufak tefek ocaklar sermayesi- lik yüzünden Fransız ve İtalyan grup larına kiralandılar. G nelik istih salât arttı, Rir buçuk milyo: dar çıktı, Fakat bundan kim ti. Amele elli kuruştan daha fazla yev miye almıyor. Amelenin yaşama şartla h rı iyileşmiş değildir. Bu mıntakada yer tehassıslar, mühendisler filân da var- *rda açıktadır istihsalin artmasına! nen kazandığımız bu! Bir de Üs-| hilkümet yerli kömürle! ri kendi müesseseleri için yüzde on da mürlei essesele, tarafından satın alınır. Hü- “w Fakat ya şimdiye kadar serma- kümetin himayesile,. Geri kalan kısmın yesini bu işe koyan şirket ne yapacak? Bana bu sözleri söyliyen (x) yaban. cı şirketinin memuru idi, dr: “ — Biz, dedim. - geniş halk küt-|nakledildiğini de hesap etmek şartile*| temezi lesinin “menfaatlerini o düşünüyoruz. Türkiyenin temel kütlesinin teşkil e den yerli müstahsıla göre hesap yürütü yoruz. Kızdı, ilerledi. ». Bir başkası anlattı. mahvolüyormuş!. Bak gazete yazıyor. Hakikaten bir gazete açmış ağzını, Yummuş gözünü., Bana yana yakıla çimentodan bah-| tğnlerimizle rus Rus rekabetine uğraması ihtimali var-! dır. Fakat bir ton kömürün Zongul;| daktan Pireye kadar 175 kuruşa nakle- O verdiğim cevaba memnun olma-İdildiğini, ona mukabil Bakırköyünden Beykoza bir ton kömürün 140 kuruşu Bu hale damping neylesin! ... Tütün meselesinde ne oldu. Her- kes türlü türlü söylüyor. Tütün işile alâkadar olan çok mühim sermaveliİra gönderiyorlardı. Vapura kadar gö- İbir müesseseye birkaç gündür bir arka #üymi, sal yerleştirmiştik. Henüz ha Çimentomuz! daşımız boyuna gidiyor. Damping hak-| mules kmda tütünl sedeni yakaldım. Çimento işi ile uğra-İdampinz münasebeti anlaşılamıyor. şan İki adamin yanına götürdüm. ki den kapandı, Fiatları tröst İndirmiyor. halbuki Çekoslovakya çimentoları trös tün satışma rikabet ediyorlar. Ben he- nüz Rus çimentosuna tesadüf etmedim. “ — Ya hu nesriyat dedik, gülerek! cevap verdi: | “© mu dedi, Meşhur bir müteah- hit vardır, Bu müteahhit bir vesile ile hem zazete ile, hem de tröstle alâka- dardır onun için. ”.. Kömür meselesinden bahsediyor- lar. Türkieydeki kömür ocakları son on sene içinde harikulâde bir — süratle Fransız ve İtsiyan şirketleri arasında taksim edilmiştir. On sene evveline dar Fransız ve İalyan sermayesinin yanında münferit Türk sermayesi de, çalışıyordu. ! Bu münferit sermavelere sahip © Janların işlettikleri ocaklardan bir kis) mı sekiz senedir müteahhitler tarafın. dan işletildi. Müteahhitler en kolay şekilde, en! .cuz tarzda İstihsal vapmak istediler/vam bir seneyi 13 ay yapacakmış. Bu e muvaffak oldular, o kadar ki mid. hususta me dersin? İetleri nihâyet bulduğu zaman ocakla- iktısatçılığa hücum gerek, SADRİ ETEM #iasasana sap vera 008 Wr0Nn 280 LASMSAN PE RALAASE YALAN SEN ELAE ENSAR EEE BASAK & Bican Efendi Maruf B. — Bican Ef. Cemiyeti Ak- kat eğer bunda bir tenakuz görülmez- se diyeceğim ki onu her zaman âşık gör İdüm. Zekâsınm fevkalâde şiddetine na zive teşkil edecek derecede bir sevmek lihtiyacının ifrat haline müptelâ olan onda bu ihtiyaç öyle taşkm idi ki yal- nız bir ferdin üzerinde toplanamazdı, onun yüzlerce dilpesendi vardı, sanki sevmek onda öyle bir çağlıyan idi ki kendisine bir Yatak yapamıyarak dal- gaları geniş bir sahaya yayılmadıkça sükün bulmazdı. şairdi. Bir hayal adamı idi. Onun altı ayda nihayet senede bir değişen, fakat la içi olunca şiddetini hir dar un 14“ ** trarak muhayyelesinin, hassasiyetinin! ülüre, üfüre şişirdiği obir galeyanla! emen bir bürkün eritin alan aşkla! vi 6 İçe ini gö: k Yi bir sermaye eslıştığı zaman yerli mü Ay ki bir facia olmakta gecikmez! vazifesini görüyordu, İlmkânmüi bulamiyan bu aşklarda çit- İtikçe donuk, tutuk. olurdu. tün ânadını takip eden bir dikkati var , kö.|dı Ki ikide birde dedemin nezdinde ter “. İyi ya a canım dışarıya çikan fozlasile olsa satın alacaktır. Bu Kö: (hat alarak hasta çocuğunu seyyaho-' her buhranda İstanbula, rula, Mısıra seyahatleri oldu; hepsin- den şifayap olarak avdet eder, fakat s'hhat devresi üç beş hafta ancak sür dükten sonra yeni bir aşk hastalığına tutulurdu. a lanladıktan sonra, İs ta da vâkıf olmuş bulunurdum. ilir nerede gitmis. kaftan bağlanan tekalit maaşımı senede bir defa mı? muhtelif Arabacı Aptullah bütün eline geçen gençlerden inkişafta Süleyman B. her şeyden ziyade Lir Ye hep tatmin edilemiyen, sükün siyah bir Valdesinin onda bü musabiyetin bü) Bir vak'ayı hatırlıyorum: Yine bir tedavi maksadile onu Mısı abamın mağazasına dönmüş! Bir türlü şivesini kaybedemiyen türk | z sözün doğrusu bizi yıkan damping de- çesile: — Ah! dedi, biliyorsunuz ne ol “e SON ganyan EEE gil, hesapsız, kitapsız rakamsız hacı ba yi e li bir ecnebi şirke! rkiyede çimen-|ha iktısadiyatıdır. Çünkü cehalet onun Bev ka: vapur kalkacak, o kimbi'candan bahsetmemek ii bir to tröstü teşkil etti. İki fabrika ba yüzlla bize senelerdir. damping yapıyor. tele Güm — Demek istiyordu ki onu ancak ben! aasinmi Bican Ef — Memnunum, bizim er-, Maruf B. — Senin ev kendinin. ba) oO— Bizim ev ise rar dahn ala fena i bulunmuştu. İ .0a0108090980441500180000004088 099205246 BRAAUMAAD EDA | bilirdim. Hakikaten bunu keşfetmek Bu iki nevi sevdazedeginın bana dalhiç zor değildi. Derhal fırladım, nere de olması lâzrmgeleceğinde tereddüde mahal yoktu. rı civarında işgal eden bir Alman birahanesinde bulacağrmdan emin idim. Buraya birin.! ci defa olarak gidiyordum; fakat emin) hatvelerle merdivenleri çıktım, ezme. darı kapıda nöbetçi bıraktım, içeri gir dim ve elimle koymuş gibi Süleyman Beyi hiç müşteri zamanı olmıyan bira- hanenin bu tenha saatinde, masaların üstüne yığılmış iskemlelerin arasında, henüz çocuk denecek kadar küçük sarı bir Alman kızmın karşısında, ayakta, kül kesilmiş bir çehre İle, bulanık göz| lerle susuyor gördüm, Onun aşki sakin di. Kızın mai gözleri birahanenin loş havasını yararak pencereden akan bir ziya hatta Send in, oda da esner gibi bir hali vardı. Biraz öte de baba, birahanenin sahibi, büfede iç ki şişelerini tanzim behanesile mürakıp! levhada bir tebeddü! olmadı, Omuzüna adam! dokundum : soktuk. Ancak merdiven alındıktan son ra ihtiyar veznedar iki ellerimi yakala di ve titrek sesile, hu defa fransızcnya müracaat ederek: — Mersi, mon bey!. dedi ve o zumana kudar zaptedilen he- : ikmal etmiyen vapurun hare)yecan yaşları sapsarı benzinde sakalı imizin vaziyetini rakam! ketine epeyce bir zaman vardı, ben ve'nın arâsından yuvarlanmağa başladı. la öğrenelim diye.. Meğer bu rakam de'd, iğ nen şey ne acaip şeymiş: bir türlü tü- tüm, Bir aralık karşımda dudakları'sa o da gençliğinin bir aşk hatırasını tütünleri arasmdaki gitriyen, benzi sapsarı, heyecanından ne mı düşündü?... fesi tutulmuş, dedemin ihtiyar vezneda| Her şeyden evvel rakamsız, hesapsız! ını gördüm. da ben yalnız lâkayıt, bifütur bir © Çimento işile alâkadar sattersr dedi kitapsız Yy: rt, tn: ir “e-| iz. ne zaman gittiniz, Süleyman dır, diyorum; fakat belki hir fik heye. İbulmıyacağım.. ve rüfekası : her|bandan kalma. GELİŞİ m İŞ Diktatör, mü operatör mu? emil Pş. şehir işleri hak- C kında e Şimdi de operatör Emin B. beyanata başladı. Orta yaşlı operatör de, beş beş yo- karı, ihtiyar operati bir fi- kirdedir. Yalnız Emin Beyin Pa- “ ilâveten ileri sürdüğü mu- t var: “Istanbul şehri için bir dikta- diktatöre değil, yaç var demiştir. Şişmanlar imdilik yol, otel masrafla- rında tenzilât yaptırmak için uğraşan © şişmanlarımızdan 150 kişi haziran ayında bir Av- rupa seyahatına çıkacaklarmış. Herhalde bu kafile Avrupada bulunduğu müddetçe Istanbul vapurlarında ve tramvaylarda yer sıkıntısı çekmiyeceğiz sa- dirim, Şişeciler Sirke Diyoyeni mağuazala ir ferhanenin üst katımı Ben yanlarma gidinceye kadar bul — Haydi!.. dedim. Aramızda mütekabil vaziyet çoktan) kolaylaştırılması icap ettiği k değişmişti. Onun bana daima itnat e- den bir teslimiyeti vardı. Ne bir iti- > ğ raz, ne beni orada görmekten mütevel- 900 bin ton kadarı Türk mü-jş, çıkarırdı, Böylelikle bu ezeli âşıkın|lit bir nidayı taaceüp.. Sadece elini kı- I Parise, Be-'za uzattı, korka korka. Bir saniyelik sakit bir veda! Sonra buradan kaçar-! casına seri adımlarla çıktık, kapıda -& bırsızlığından tepinen ihtiyar vezneda rın: — Ah! bu nasıl is!.. demesine mu kabele etmiyerek ferhanenin diğer ka- talıklara beni agâh etmek is|pısından aştık, rıhtıma çıktık. Vapurun , lâkin ben derhal anlardım, yelson dakikalarıydı, İn, tafsilâ|merdivenden Süleyman Beyi lınmak üzre olan içeriye Geçirdiği telâşın tesiri miydi? yok- Bu kadar muaşakat galeyanı arasıl- ager olarak mı kaldım? şte burada tevakkuf etmek lâzım-| sebep operatöre ihti- | Y Fransa - Italya bahr itilâfı “Pötipariziyen,, den: Bir ma tarihinde akdolunan Fransız ita yan bahri itilâfı henüz imza edi memiştir. On beş gündenbe Londrada in'ikat eden itilâfmı meyi tahrir komitesi içtimaları! 14 nisana bırakmıştır. Frans murahhasları Parise avdet ettik leri gibi italya murahhasları da R: maya döndüler. Paskalya dolay sı ile yapılan bu tatil esnasınd son omüşkülâtın halline sar gayret edilmesine intizar olun. Or. Tarafeyin eksperleri bazı müşl lât ile karşılaştıkları zaman siya: recüllerin biraz yardım etme! icap ediyor. M. “Briyan,, ! “ Kedorse,, de italya sefiri N Manzoni ile görüşmesinin sebel budur. Şayanı itimat bir menbi dan öğrendiğimiz veçhile nibi metnin kaleme alınması esnasıf da görülen müşkülüt iki üç nok taya münhasır olup itilâfın heye! umumiyesine zarar iras €d mahiyette değildirler. Asker top lanırken itilâfın bazı eşkâline Yi bahusus eski sefsinin yerini başkalarının ikamesine müteallh i noktalarda icap ettiği kadar vö zuh bulunmadığı anlaşılmıştır. 1933 çe kadar yerlerine yenif ikame olunacak gemiler hakkıt daki itilâf tamdır. Fakat 1933 den 1936 ya: kadar olan detteki ikamelerin usulü hak kında noktal nazarlar değişiyo” Fransız noktai nazarınca bu det zarfında eskiyecek olan fain tecdit edilecek, Fransız riyesinin italyan babriyesine tefevrulr vine — muhalasa aksini iddia etmekte ve 1933 sonra ikame yapılmıyarak iti mibayet bulduğu zaman mutasavver — olanterki bahriye konferansında atini ileri sürmektedir. Şu h daha fenni bir tarzda tefevvuk ve tesavi tezleri karşılaşmış bulunuyorlar. Avusturya » Almanya gü: meselesi bu münakaşa inzimam etti, Romada bu mesele karşısında ihtiyatkâi hareket ediliyor. Maksadın tyüs-Şober projesi Cemiyeti vamda müzakere edilirken faal bir vaziyet alınarak bi kabele bazı bahri tavizat etmek olddğu varittir, Ne olsun it sefirinin M. ile başladığı müzakeratta / yan edecek mukabil noktai zar taatilerinin, itilâfın taha kuna henüz mani olan Mi murahhasların Londrada yi içtima edecekleri 14 Nisan di hinden O mukaddem Halit Ziya: Uşşaki zade ümit olunabilir. #/ Seyahat arzusu ... ev sahibi bizden bir sa aylık istiyecek... Zaten dan insana hayır mi gelir?

Bu sayıdan diğer sayfalar: