20 Nisan 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

20 Nisan 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

le 1 Se ge AZ e e — 4— VAKIT 20 NISAN 1931 İLİ z lan Harici ticaretin kooperatifleşmesi Harici ticaretin kooperatifleşmesi fikri İstanbulda olduğundan daha fax la İzmirde bomba gibi bir tesir yaptı. İzmir gazeteleri biribirlerine girdi. Gürültü patırtı hâlâ devam ediyor, Ta- bil harici ticaretin okooperatifleşmesi fikrine karşı cephe alanların yegâne si Tâhı kuvvetli bir kelimedir: Memle. Met!, Hangi mesele mevzuu bahis olsa der hal arkasından yevrine göre heybetli ve söylendiği zaman sular duran bir kelime beraber gelir. Harici ticaret meselesi konuşulur- ken de ayni mantıkla, ayni heybetli ke Timeye sarılanlar var. Onlar da vatan, millet memleket menfaatlerinden bah- sediyorlar, Eğer bu mücerret memleket kelime si önünde biraz tahlil kabiliyetinizi kay bederseniz memleketten bahseden va» tandaşların sözlerine (o inanabilirsiniz. Çünkü göz kamaştıracak kadar yüksek kıymetleri taşıyan bu kelimeler çok de fa mantık kuvvetini sıfıra indirebilir. Netekim şarktaki münakaşaların, şah- sl mücadelelerinin maskesi hep böyle büyük mücerret Mefhumlar olmuştur. ... Halbuki hakikati dinleyin: Bundan bir müddet evvel Adana ti caret odası neşrettiğ xunorunda diyor du ki: “— Biz mal n Mersinden sonra nereye «evkedildiğini bilmiyoruz. İhracat işleri Türklerin elinde değil. dir. İzmrde bir ticaret adamı, Osman zA| Bir hıristiyan talebeye Sezar'ı kim gı)hudi olduklarını anlar, de Lemi Bey İzmirin harici ticareti| gördü diye sorsalar, Romalılar diye ce | #9SUUN hakkında diyor ki: “Hıristiyanlarla yahudiler niçin geçinemiyorlar ? Bir Yunan gazetesinin dikkate şayan makalesi Atinada fransizca (Messager d'athönes) gazetesi paskal- ya yortuları münnsebetile bu defa bir makale yazmıştır. Bu makalede hiristiyanlık o âleminde yahudile re karşı Oötedenberi (omevcut olan düşmanlık hislerinin nasl değiş mekte olduğundan bahsedilmektedir. Şayanı dikkat olan bu makaleyi tercü- me ve neşrediyoruz: Her sene, İsanın çarmıha gerildiği zaman ölmeden evvel çektiği ıstırap hakkında, birçok yazılar yazılır ve yu hudilerin mes'uliyetinden bahsedilir. Pehriz haftası esnasında bütün hı. kadar Rusyada yahudiler aleyhine, hatta yahudi aleyhtarı olmıyanlar ta. rafından bile, bir hareket olduğu ma- lümdur. Bugün bile, Kudüste bir yahudi, İsanım mezarmın olduğu kilisenin s0- kağından geçmiye cesaret edemez. Anglikan kilisesine mensup Maks Hunterberg Londranın Nevington Grin kilisesinde 1911 senesinde verdiği bir yazda şöyle söylemişti: “Uzun zaman dır bir hadise nazarı dikkatimi celbe- diyor: hiçbir kimsenin sokakta o zehir| içirdikleri için Yunanlleri itham ettik leri görülmemiştir, 16 mer Luiyi giyyo tin ile idam ettikleri için Fransızları, 1 inci Şarlı idam ettikleri için İngiliz- leri hiç kimse itham etmiş değildir. vap vermez de Brütüs ile (Kassiyüs lisanile çıkan) ristiyan âleminde, bilhassa orta devird| Avrupada, ve çar rejiminin sukutuna| mi asırdanberi milletlerin kültürünün püpaslar tarafından verilmiş olmasi» dir. Bu sıfatla papaslar 20 asırdanbe- ri umumi viedanı zehirlemişlerdir. Yahudilerde de bu böyledir. Tarih gösterir ki yahudiler her fırsatta hıris tiyanlara mukabele etmekten geri kal mamışlardır, Bugün bile Avrupada ve bilhassa Fransada Yunanlılar hakkındaki telâk kiye bakınız. Son asırlara, hatta bu 2- sırda bile kısmen, fransız milletinin kültürü lâtin papaslar elinde kaldığı için, lâtin milletler nazarında yunani- ler adeta mürteci, ve yarım barbar gi- bi telâkki edilmektedir. Romanlarında, ve ikinci derecedeki güzete makalelerinde bu aynen böyle gözükür. Hatta en mühim yunan dost lari olan Şatobriyan, Koşen, dö Mar- sellüs, dö Vogüe Kudüse gider gitmez bu irsi zehirlenme arazından kendile- rini kurtaramadılar, Tolerans, milletlerin kardeşliği fi- kirleri, ancak papasların tedrisatından kurtulmuş olan cephelerde teze hüre fırsat bulabilirler. O zaman hr ristiyanlar anlarlar ki, İsanın dini ve siyasi bir muhalefet yaptığı partinin reisleri, ondan kurtulabilmek için Ro- malı valinin zayıf bir anmdan istifade etmişlerdir. O zaman o hiristiyan biz- zat İsanın kendisinin olduğu gibi ilk hıristiyanların ve eizzenin ya- ve kom- sevmeği öğreten “Ye mi İsanm, O hatırası mamına, çar “Piyasa, bilhassa İzmir piyasası he- der. Fakat İsayı kim çarmıha gerdi di mıha gerilmenin devir senesinde, yahu men hemen M. Jiro Alyoti, M. Salori,! ye 'sorsalâr bilâ tereddüt: Yahudiler di, müslüman ve pusperestleri mes'ut M. Vitel gibi ecnebi sermayedarlar Vel diye cevap verir. Pilat ile Kayif birer)2örÜp umumi refahm temini temenni. daha birçok musevi tacirlerin tahakkü mü altındadır. Hoca zade Ahmet, Şerif paşa zade Remzi, Kirkağaçlı Kâzım, Şerif zade Riza mahtumları, Süleymanoviç, İzmir Ni Talât Beyler gibi ihracatçı Türk ta- cilerimiz varsa da bunların. bazıları ecnebi sermayedarlar hesabıma çal. $#n birer mümessildir.,, | İzmir ticaret ve sanayi odasının neş rettiği bir eserde memleketin Iktisadi vaziyetinin ıslahı için deniliyor ki: “— İhracatın kontrolu, “— Hariç memleketler piyasaların- da milli komisyoncular bulundurmak. “ Maliyet fiyatını indirmek. teferrüattan ibarettirler.,, Bu papasın görüşü çok doğrudur. !Bu tam bir hakikattir. Sebebi de yir- sini izhar eder. (Messager d'Athöne) G.LA, Müşir Fuat Paşanın cenazesi . Dün Müşir Fuat Paşanın 'cenazesi|yiğitlerin torunları, belki torunlarının olundu. Cenaze, merhumun askeri merasim ile ve kesif bir cema-| oğulları idiler. Askerlikte atin iştiraki ile uhrevi makarrine tevdi|şerefli bir nam bırakan Fuat paşa bü- temiz ve tün hayatında mertliği ve cesaretile, Emirgündaki|doğruluğile temayüz etmiş asil bir si hanesinden Sirkeciye ve orudun Ayas!ma idi, sofya camiine getirilerek cenaze nama 4 orada eda olunmuştur. Namazm edasından sonra önde bir Onun dün Emirgindan, Ayassofya| ya, Ayasofyadan ( Babıâli ve Ankara! caddelerini dolaşarak Sirkeciden Eyü| “.« Kooperatifleri çoğaltmak lizım-| askeri müfreze, arkada cenaze ve onun|be giden tabutu, tam bir ittifak ve Ji. | dır, Bu misalleri daha ziyade artırmak aârkasmda (merhumun Oğulları ve kendine muasır ölan ricalden hayatta kalanlar ile onları takip eden bütün yakatle memleket bayrağına sarılmış: | tr, Ve bu memleket bayrağının arka imkânı vardır. Görülüyor ki memleket.) nesilleri temsil eden zevat geliyordu.|sında dört beş nesillik bir insan küt- te iki sebepten dolayı iktisadi vaziyeti lah için kooperatifleşmeye ihtiyaç vardır. 1 — Memlekette harici ticaret ya banci sermayenin elindedir. Bunu an- lamak için tanzimat hareketlerinden yani Türikyeye ecnebi sermayesinin gir diği devirlerden itibaren vaziyeti tet- kik etmek lâzımdır. Ecnebi sermayesi Türkiyeye girerken işleri de araların da taksim etmek suretile bir nevi anlaş ma vücude getirilmişlerdi. Fransız ser- mayesi ticaret müesseseleri, banaklar, liman ve umumi beledi tesisat ve istik razlar halinde çalışırken, lagiliş ser. mayesi de, bilhassa Türkiyedeki ihra- cat işlerini tröstler halinde elinde tut. maya çalışmıştır. Tabii ikinci hedefi, İngiliz ticaretini Türkiyede yükselt- cek bir mevkide bulundurmaktı, Hatta bir zamanlar İngiliz sermayesinin hü- kümete kunturatçılık ettiğini bilmiyen- ler yoktur. Yerli malı toplayıp hükü- metin ihtiyaçlarına arzeden İngiliz ser mayesi idi. Bugünkü ihracat işlerinde vaziyet ayni değilse de Türk harici ticareti mil MN ticaret firmalarımız elinde değildir. İthalât işlerinin yabancı sermaye €- Undeki vaziyetten nekadar canınız yan mışsa, ihracat işinin bu şeklinden de ziyan gören biziz. Çünkü yabancı ser- maye her iki sekilde Türkiyeyi kendi hesabına sadece (proleterize) ediyor. Mthalât işinde sadece satıcı, ihracat i- ginde sadece müşteri vaziyetinde bul muyor. Bir defa bu noktadan bu ser- mayenin hareketlerine karşı kendimizi korumak İçin çare arıyacağız. Çare ko operatiftir. 2 — Biz yalnı zyabancı sermayeden Mer iki tarafta matem alâmeti ola! rak tüfeklerini eğmiş askerler cadde| nin iki tarafından ilerlemekte idiler. | Cenaze bu tertip üzere Babıâli ve, Ankara eaddelerinden geçerek tekrar! Sirkeciye avdet etti, : Yollarda herkes büyük bir ölünün İgeetiğini anlıyor ve kaldırımlara dizi- liyorlardı. Filhakika merhum © Fuat Paşa ile birlikte tam bir asırlık tarihi fani her hayatın son merhalesine gidiyordu. Merhumun bir asırdan fazla süren hayatı, bir vukuat o mahşeri idi. Ve kendisi bu, vukunta hep yüksekten ka! rışmıştı. Onun bu gün cenazesine işti; rak eden Mehmetcikler, onun kuman; dası altında harbeden ve şan kazanan amam amaaa — değil, devlet rejimi, ve rejimin istinat. gâhı ola nhalkın refahı için de çalış» jmak mecburiyetindeyiz. Bu memleketin ihakiki unsuru olan müstahsılı himaye j Türkiye iktısadiyatının ve inkılâp hü. kümetinin yegâne şiaridır. Şu halde Türk müstahsılını beynelmilel piyasa» da daha İyi mal, daha ucuz mal sevke- der bir hale getirmek için istihsalden ihracat kooperatifine doğru bir hareket yapmyaa mecburuz .Biliriz bu vaziyet. ler içinde bazı zatların menfaatleri tehlikeye düşebilir. Meselâ ecnebi ser mâyedarların, ecnebi parasile geçinen lerin... ikerler kazılan mezarın önünde bir saf! Fakat büyük ve geniş halk kütlele. rinin menfaati düşünüldüğü »ıman ferdi mahiyet alan ıstırapları unutmak lâzımdır. Çünkü yeni Türkiye, mes'ut, müreffeh Türkiyeye buradan, bu kapı; dan gireceğiz. lesi derin bir huşu icinde gidiyordu, | Cenaze hususi bir vapurla Eyübe| götürülürken onu teşyi edenler de mo törlere bindiler ve onu takip ettiler. Bu kadar mütenevvi insan kütlesi tarafından teşyi olunan bir cenazeye nadiren tesadüf (edilir. Sabık sadın- zamlardan ve nazırlardan © ve âyan- dan başlıyarak münevver (İnsanların intisap ettikleri mesleklere mensup vatandaşlardan büşka, halk kütlesinin her çeşidi vardı. Hafızların Selâtüselâmları, ve tek. birleri arasında Eyüp (camiine giril. miş ve kasa bir duadan sonra merhu- mun aile mezarlığına varılmıştır, As- teşkil ettiler. Hafızlar Kuran hatim | ediyorlardı. Merhumun tabutu mezara indirilir) ken Kuran okunmağa (devam edilmiş ve bir askeri müfreze Türk ordusunun eski bir Paşasma son selâm ve ihtiram vazifesini görmüşlerdir. Cesedi toprağa ve ruhu şehit oğul- larının uhrevi harimine kavuşan mer- humun muhterem oğullarına ve bütün ailesine bir kerre dahn taziyet beyan ederiz. —————— — M. Venizelosun oğlu Yunan başvekili M. Venizelo- sun oğlunun bugün şehrimize muvasalâtı beklenmektedir. Mu- maileyhin yanında refikası ile maiyeti bulunacaktır. Bir münakasa Büyük Yunan müesseselerin- den biri memleketimizden on bin battaniye almak için bir mü- nakasa açmıştır, Simdi. Rasim Âli B. İhracı hakkındaki karar bir türlü tasdik edilmiyor Darülfünun divanı dün saat on dörtte toplanarak Rarim Âli B.in tedrisatta muvaffakıyetsiz- liğinden dolayı fakülteden çıka- rılması hakkında tıp fakültesi meclisinin verdiği kararı tekrar müzakere etmiştir. Divanın geçen içtimaında bu mesele hararetli münakaşalara sebep olmuş hatta müderrisler- den bir kısmı içtima: terket- miş, neticede usule ait bir nok- tanın ikmali için evrak tıp fa- kültesine iade edilmişti. Dünkü içtima hakkında sıkı bir ketü- miyet muhafaza edilmektetir. Darülfünun emini Muammer Raşit B. içtimadan sonra gaze- tecilere bu hususta fazla malü- mat vermek istememiş, kısaca demiştir ki: — Divan üsule ait bir nokta- tanın tıp fakültesi müderrisin meclisinden istizahına karar ver- miştir. Evrak iade edilmeden bu nokta sorulacaktır.,, Rasim Âli B. hakkında tıp fakültesi müderrisler meclis ta- rafından verilen ihraç kararının divanda iki defa müzakere edil- diği halde bir karar verileme- mesi bazı'rivayetlere meydan ver- miştir. Söylendiğine göre divan aza- sının ekseriyetini teşkil eden bir kısmı Rasim Âli B. hakkındaki kararın tastik edilmemesini iste- mektedir . Bunun için karar iki defadır tıp fakültesine iade edilmektedir. Bu noktadan tıp fakültesinin bu seferde ilk kara- rında ısrar ettiği taktirde vazi- yetin ne olacağı dikkate şayan görülmektedir. Divanın, tıp fakültesinin kararı darülfünuna bir buçuk ay evvel bildirildiği halde işin şimdiye kadar halledilememesini ve bir karar verilememesini darülfünun divanının bu meseleyi kapatmak istediğine hamledenler bile vardır. Mesele şimdiki halde tekrar tıp fakültesine gelmiş bulunmak- tadır. Haber aldığımıza göre tıp fakültesi meclisi salı veya çar- şamba günü toplanarak bu me- seleyi tekrar müzakere edecek ve cevabmı divana bildirecektir. Şişmanlarımızın seyahati Maruf şişmanlarımızın Avru- paya seyahate çıkacağı haberi ecnebi memleketler oşişmanlan araşında büyük bir alâka uyan- dırmıştır. Belçika ve Fransa şiş- manları ârkadaşlarını istikbal için şimdiden hazırlığa başlamışlardır. Şişmanlar cemiyeti reisi Akif B. in söylediğine göre seyahat için Anadoludan birçok müraca- atlar yapılmıştır. Kafile 150 ki- şilik olacak, sikletleri de cem'an 20 tonu geçmiyecektir. Diğer taraftan bir musevi de ! cemiyete müracaatla kendilerini Amerikaya da uğramağa davet etmiştir. a ayik li a Gümrükte teftiş Borsa komiseri Adil Beyin riyasetindeki Maliye heyeti tef- tişiyesi şehrimizdeki teftişlerine devam etmektedir. Müfettişler liman şirketinde işlerini bitirmiş- ler, Tahlisiye idaresi muamelâtı- nı tedkike başlamışlardır. Diğer taraftan gümrük müfet- tişleride şehrimizdeki faaliyetini arttırmışlardır. Âdil B. gidecek Osmanlı bankasının senelik içtimai yakında Londrada yapı- lacaktır. Bu münasebetle Kam- biyo borsalar komiser vekili Adil B. Londraya gidecektir. Bir maç İstanbulspor Fenerbahçeyi 4 * yendi. Bu hadise üzerinde spor muhs! rirleri artık istedikleri kadar kalem la dursunlar. Benim farkına vardığı bir nokta var ki o da bu galebeye Gi latasaraylıların serindiğidir. Amma b sevinme İstanbulspora (o muhabbeti değildir. Bu sebeple Fener şampiyonİ gu kaybediyor diye, Sahici Kraliçe Evvelki gün çıkan Cümhariyet ref kımızım ilk sayıfasımın beşinci ve alti cı sütünlarında şöyle bir serlevha vi dı: “İspanya kıraliçesi Parise vâsıl du.,, Bu serlevhayı okuyan birisi: — Hele şükür, dedi, şu gazete birf da sahici kıraliçelerden bahsetsin! yordu. Bülbül ve kafes — izmirde bir zat bülbülü et rerek kafeste beslemeğe muvaffak d muştur — gezeleler — İ Hey gidi yirminci asır, uzun rm kafese koyamadığı bir şeyi, bülbülü sen kafese koymağa, ona değil, fakat et yedirmeğe muvaffak dun! ? Topln Tğne | Bir haber Dün afyon piyasasını altüst etti Dün sabahki Cümhuriyet g#” zetesi Ankaradan aldığı bir t€ lefon haberile memleketimizde afyon ihracının men'i için rüklere emir verildiğini bildiri yordu. Hiç ümit edilmiyen ** beklenilmiyen bu haber ticai borsası muhitinde, piyasada hiş bir tesir yapmış esasen altı ay zarfında 45 liradan 9 raya düşmüş afyon fiyatları bif den sukuta meyal bir hal almf” tır. Öyle ki ellerinde mühim tarda afyon İstoku A piyasaya mal arzından çeki” Ortada ihracın men'ini m6 hiçbir sebep olmadığından ti&” ret borsası ile ticaret ofisi dö” bal telgrafla iktısat veki müracaat etmiş ve haberin men tekzibini istemişlerdir. Maamafih cevap müstai dahi gelse bu haber ti gösterecek ve afyon piyasası5Ü! umumi durgunluk, fiyat sukvt devam edecektir. Reşat Nuri B. Ankaradan bildirildiğine kiymetli romancılarımızdan allim ve muharrir Reşat Avrupa talebe müfetti, ğine © yin edilmiştir. i e Ben değilim! Aldığımız mektuptur: nizin İZnisan 931 tarih ve »umarlı nüshasının Sinci nin 3 üncü sütununda meyanında (Kayseride Osman Zeki ) namnda biri de muharrer bulunduğunu düm. goy Halbuki bendeniz ilk di gi Millet (omeclisinden 3 eti gündenberi siyasete i ve işiyle meşgul bulunmu$ 5 adamım, Meb'uslukla kat'iyen değilim, benim adres V€ tim (Kayseri: Uşşakı man Zeki)dir. Bu zati” var ise muvazzahan def runuz ki müşabehet b: si sun, yalnız Osman Zeki i# d değilim, iştibaha mabsi * mak üzere işbu me muhterem © gazetenizd€ rica ve bilvesile bi dö arzeylerim efendim. z Kayseri meb'usu A Uşşaki Zade Osm”

Bu sayıdan diğer sayfalar: