2 Ağustos 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

2 Ağustos 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' — 2 — VAKIT 2 Ağustos 1931 - sözler, bize Roma Hükümetinin ha-Jnı ret ve inkâr ile karşılamaktır. dise hakkındaki noktai nazarmı ap a.) bunların düşünüşüne göre İsanın ha Imakla ve İsayı müdafaa etmekle meş gul olmuşlardır. İsa hakkında, böyle Devriâlem seyahati 6 güne iniyor! çık ifade etmektedir. Roma beükümeki| yatına ve akibetine Odair, hiristiyanibir hücum vuku bulmuş olsaydı, ye idaresi, siyasi bir şahsiyetle mes. menbalarından çıkmıyan bir vesika yoklonlar, bu medaret için bir şeyler gul olmuş ve siyasi bir oşâhsiyeti'tur. Çünkü hiç bir kimse, bu İncil-İyazmağa mecbur kalırlardı. Fakat bu İdam etmiştir. İlerin anlattığı adamı o görmemiş, ve Esasen bu hadise, siyasi bir ma.Jonun akibetine şahit olmamıştır. O- hiyeti haiz olmasaydı, Romalıların o'nun için İsanın salb olduğunu haçın nunla alâkadar olmalarına sebep bu./üzerindeki yazılar, bir takım din Junmazdı. Roma memurları, Yahu.'dar adamların uydurmalarından iha- diler arasında kopan dini münakaşa rettir, Hele İsaya ait menkabeler es lara karışmaktan daima çekinirler velki bir hirafenin yenilenmiş bir o şek- onlara zerre kadar ehemmiyet vermez İlinden başka bir şey değildi. Her ta mahiyette bir hücum vuku bulmadığı için bunların eserlerinde bu çeşit mü- dafaaların bir izine bile tesadüf etmi-| yoruz. Demek ki on sekizinci asra kadar, hiç bir kimse, İsanın taribi bir şahsi. yet olduğundan şüphe etmemiştir. On sekizinci asra kadar hıristiyan- lerdi. Onların böyle bir işe müdaha- Je etmeleri için bir meselenin © siyasi bir. mahiyet alması icap ederdi. İsa hadisesinde de böyle olmuş, bu hadi. senin siyasi mahiyet alması, onların müdahalesini intaç etmişti. Bu mahi yette olan bir hadisenin rafından Roma imparatoruna arzt za rurt idi, Romanın idari teamülleri bu merkezde id. Roma idaresine ait bü- tün vesikalar bunu İspat ediyor. Bu böyle olduktan sonra imparatorun Ku düsteki mümessili olan (o (Pilate) de bu şekilde harekete mecburdu, Tmpa-! ratorun bu memuru bu şekilde hare. ket ederek bu mühim hâdise hakkında bir rapor yazmış ve imparatora gön- dermişse neden bu hadisata muasır o. Tan müverrihlerin biri de bundan bah- setmiyor?!.. İlim adamlarının birçokları bu su- aller karşısında şaşırmakta ve bir ta- kım cezri cevaplar vermek mecburi. bir vali ta- rafta revaç bulan bu hirafe, dün. yaya gelen, ıstırap çeken, ölen, son ra dirilen bir ilâhtan * bahseder. Isa jhakkında söylenen sözrde obu hira ifenin bir tekrarından ibarettir. Meseleyi bu (o şekilde telâkki eden muharirlere, ilk defa olarak on seki. zinci asırda tesadüf (oediyoruz. Bu İdüşünüş birçok şüpheler uyandırmış ve bir takım fikir hareketleri vücuda getirmiştir. Janjsk Russo, Emil ünyanlı eserin- de bu şüpheleri şu şekilde ifade & ider: "İneillerin hakikati fade ettiklerini gösteren birçok deliller varsa da bu İnciller, o kadar inanılmaz, o kadar müstekreh şeylerle doludur ki kafalı bir adamın bunları anlamasına © ve kabul etmesine imkân yoktur. (Jose füs) un bir eserinde İsa hak- kmda bir fasıl vardır. cillerden farksız bir sürette yazılmış. lar ile muhalifleri arasında vuku bu- lan münakaşalar, İsanın tarihiyeti, İsa namında birinin dünyaya gelip gelme diği, idam olunup olunmadığı, yahu- dilerin hükümdarı sıfatile Romalı Pila- te tarafından > haça gerilip gerilmedi. ği üzerinde değildi. On sekizinci asra kadar bu mesele lerin biri de münakaşa olunmamıştır. Münakaşa olunan (meseleler, İsanın ölümü mağlup eden favkalbeşer bir in-' san, onun beşeriyet tarafından bekle) nen rehakâr evlât allahın doğurduğu yegâne evlât olup olmadığı gibi mesele lerdi. Bugün biğim elimizde İsa ile arka- daşları hakkmda, onların tarafından bırakılan bir kitap veya yazılı bir şey) yok. Bununla berâber on (sekizinci asırdan evel bir kimse, İsanın (tarihi yetinde kalmaktadırlar. tır, Eski yahudi muharrilerin bir çoğu! Çocukluğumuzda — Jülvernin | salardı nihayet 6-7 içi Bunların mühim geniler karganmda|— yajier. bu Tüütin küvetfek iristiy'en JE MANMAEİ KEREYE bahsetmemis. . 80 günde devriâlem romanı tatlı | de tekrar ilk azimet ve kğ yaptıkları, İnetilerin bütün. yi lar tarafından uydurularak oraya e ge nie göre bir eseri olarak zevk ile | olan Nevyorka varacaklardır. Allam yardımcısı olsun Birkaç haftalilâve olunduğuna o kanidir. Volte), jah saaloğimiğ tai Jakop, ! yalmz | Bunun için de bugün kü tayye- eveline kadar dünya beni yalnız başı.Jbu kanaatini ifade ettikten SORTAİ kocasını ağzından gu sözleri düymuş- vapur ve vasıta- | reden üç misli büyüklükte ve ma bırakıyor ve hem rahat rahat çalışı) Josefüs ile yahudi Filo | gibi zevatın), sy aıralı len, mabede karşi şid ları ile 80 günde tasavvur etti- | kuvvette bir tayyare yapılması, yordum. Fakat gçen haftadan beri p-/“mesih, ten kat'iyen hahsetmedikleri| gi vir hücum tertip ederek mabedin) gi devriâlem şimdi tayyare va- | bu (tayyare (içerisine de © damdaki telefon sabahtan gece yarısı- ni söyliyerek der ki: “ O halde bazı- nisbette fazla benzim alınması na kadar çalıyor. Bütün huzurum kay.|ları tarafından İddia edildiği gibi Isa) eiyis edildiğini iğdin edilemez. | 2âmanda filen tahakkuk etmiş | kâfi gelecek demektir. Bu tarz- boldu. Şüphesiz muvaffakiyetimle if am hiç de gelmediğine mi Kail ola- z : i i tihar ilini Buna rağmen ben fır.|cağız7!. Hayır! Çünkü İsanm ölümün) , Bu sözü hristiyanların uydurmuş eyer Pak meden da bir devriâlem seyabati tertip sat bulup çalışıyorum. Fenemenkli va-|den sonra yalnız onun lehinde de. olduğuna a verilemez. nayi rikeli günde gelen e edildiği takdirde geçilecek yer tandaşlarrm gösterdikleri kayıtsızlık. Zil, #leyhinde de yâzı © yazılmıştır.DU yale e » tayyaraciler leri göstermek için hazırladığı" tan çok müştekiyim. Fenemenk gaze-|O hülde İsa naminda (bir adam var,jsadüf etmi s3 Fivaye beklemiyerek buradan derhal | mızbir krokiyi buraya dercediyo- telerinin hiç biri benim keşfime dardı! (1) den Jakop çe e benzin palıp hareket etmiş ol- | ruz. bir şey yazmadı. Amsterdamdaki bü.) | Volterin bu telâkkisi, çok mühimjde mabedin e şahit ba le ink 0 eni ninde; yiik kanser müessesesi bile (o mesaimidir. Bunu bilâhara göreceğiz. İsanın bu er is vene eri, ye me ile alâkadar olmadı. F İdi elmediğine kail o olanlar, Akibo namında birine —i . du akara, 1 (Telefon) — e nuz ki ben İn a e eee lie İsahin * bir şair ta|ti. Bu sörümüsl ravisi, İsanm r yat Tân terfi Tistesinin İntişârile Mili yorum. Hedefim zengin olmak değil. rafından ibda olunduğunu söyliyor!bebiyet verdiği hadiseleri gören bir & müdafaa vekâleti zat işleri kı- lar. Filhakika , ilk İncili (o yazan zat,damdı. Sonra bu sözün nakilleri hep Karaman, bu tarihi kasaba az za- kim olursa olsun, onun, yaşadığı devitarihi şahsiyetlerdir. Onların nakiletmanda büyük himmetlerle asri bir hale rin en büyük şairlerinden biri ol-.|tikleri bu söz, dost sözü değildi. Bil girmektedir. Memleket günden güne duğunda şüphe Yoktür. Fakat (salâkis bu sözler, Isamm aleyhinde bulun) yeni binalar, kaldırımlarla, mümkün din getiren Ove onu (tel./mak için söylenmişti. Bunların beyar| mertebe tanzim, tezyin ve imar edil. dir. Ben yalnız insanları ve bilhas Ba fakirleri tedavi için çalışıyorum. “Avrupanın her tarafından hasta- Jar geliyor ve burada teselli ve şifa bu dem şubesi meşgul olmaktadır. Vekiller geliyor Ankara, 1 (Telefon) — Mali- ( ! i falar fakir in-|Yeni bir : ri â ümmi ie Bunlar arak kin eden bir adamdı. Bu o a-|natından, Nasralr İsa mamrnda bir &:| ektedir. Kaymakâmi Mehmet Ali Bel ye vekili B. yarın akşam, iktisat yerlerden kalkarak benim reyimi al.dâ | mevhum veya; muhayyelidamın, bir iğtişaşçının, bir sapmışIN| e bu hususta gok meşkür mesaisi gö-) vekili Şeref B. salıya, Maarif bir şahsiyet olsaydı, onun getirdiğildünyaya gelen, yaşıyan, Musevi şeraiti rülüyor. dine muhasm olanlar, . bu muhayyellkendine göre tevil etmiş, onun incil Karaman kirk bin o nüfusu ve şahsiyeti, hücumlarına hedef (o ittihaziler tarafmdan rivayet olunan sözlelar köyüne merkezden geseler ve köy ederek onun sözleri ve itikatlarile meş-İrinden bazılarınm bir müddet ağızlar) anunu ahkâmma tevfikan telefon hat! mak için buralara kadar zahmet edi. yorlar. Bunlarm ellerinde kalan bir. kaç kuruşu almaktan utanırım. “Dea müstakil bir adamım, vekili Esat B. cumaya, Dahiliye ; vekili Şükrü Kaya B. 10 ağus- tosa doğru, Ankara valisi B. de Bâklıyacak hiç bir şeyim yok!, Doktor Bendien daha sonra İngil- İere kanser cemiyetine karşı © verdiği imtihandan bahsetmiş ve bu imtihanm tam bir muvaffakıyetle neticelendiğini söylemiştir. Doktor Bendien Londraya davet e- dilmiştir. Kendisi Londrada tip âle- mine malâmat ve tafsilât verecektir. Kendisi tecrübelerini Londrada en vasi mikyasta yapacak ve tecrübeler esnasında yüz doktor, hasta bakıcı ve hastanım kanı tahlil olunacaktır. VAKTın Tefrikası : 49 Kızılcık Dalları YAZAN REŞAT NURİ Hakikat şu ki konakta Bülen- din Gülsümü sevmesini kıskanan sade Nadide hanım değildi. Bu muhabbeti anne ile teyze- lerde (o çekemiyorlar, O çocuğun “Cüssü... Cüssü,, diye adeta has- ta olduğunu gördükçe kızı bo. ğacak gibi oluyorlardı. Gülsüme gelince, o bunların hiç birinin farkında (değildi. Bu yeni muhabbet onun şaşı gözlerini perdelemiş dünyayı görmez bir ha- işti, Kız Bülendin hiç bir kahrından! şikâyet etmiyordu. Çocuk bir gün mangaldan kaşık dolusu kıvılcımlı kül alarak kızın gözlerine serp- miş, bir gün de kahve değirmeni» nin kolunu olanca kuvvetile suratı” na çarparak üst dudağını yarmış, gul olmazlardı. Bilâkis bu muhasım- lar, İsanın muhayyel bir şahsiyet oldu ğunu söyliyerek, yeni dine hilcum için her şeyden fazla bu müthiş silâhı kul. anırlardı. Halbuki vaziyeti: tetkik ettiğimiz takdirde, hıristiyanlığa karşı en şid- detli husumeti gösterenlerin bile, İsa. yı mevhum ve mühayyel şahsiyet say- madiklarmı görürür. Hıristiyanlar en eski zamanlardan beri, İsa aleyhinde yazılan eserlere karşı reddiyeler yaz- (0 Yolter “Allah ve insanlar... bir dişini o kırmıştı. Kız bunları adeta çocuğun iltifatları, zarif şa- kaları gibi sevinç ve iftihar ile an- latıyordu. Bir gün odada dominalarla oy- nıyorlardı. Kapı çalındı. Gülsüm çocuğu yalnız bırakarak aşağı koş- tu. Bir dakika sonra soluk soluğa odaya döndüğü zaman ne görsün çocuk yek. Birdenrire (şaşırdı. “Bülent. Bülent,, diye © bağırarak sofaya koştu. Onun telâşı büyük hanımı ürküttü ve konakta bir kr- yamettir koptu. Hanrmefendi : — Gülsüm — evlâdımı bul bo- ğarım seni, diye bağırıyor, tehli- kesiz yerleri aramayı akıl etmiye- rek dam merdivenlerine, konağın izbe; budrumlarından (kapalı sarnıçlara saldırıyordu. da dolaşmış olduğunu anlıyoruz. ———— a — Borca karşı zahire Ankara, 1 (Telefon) — Ziraat bankası Yunan borcuna kârşı bankanın zahire alması için emir beklemektedir. Balkan olimpiyadına iştirakimiz. Ankara, (Telefon) — Balkan olimpiyadına gönderilmek Üzere Ankara spor mıntakası 4 genci p etmişti Allahtan olacak © © dakika da! büyük hanımın havalandırmak için sandıktan çıkarılmış samur kürkü odanın bir köşesinde kıpırdadı, al- tından Bülendin başı çıktı. Çocuk keyfinden bayılıyor, ağzındaki tek tük dişlerin arasından sular akıyor du. Teyzeler çocuğa koşarak kürk. le beraber kucaklarına kaptılar, Dürdane hanım çocuk bulundu- ğu halde ahnesinin hâlâ Gülsümü! dövmekte devam ettiğini görerek: — Ayol anne... Çıldırdın mı? Baksana kızın kabahati olmadığı meydana çıktı, diye bağırdı. Odada bir kahkaha koptu. Ha- nrmefendi kendi şaşkınlığına ken- di de gülüyor: — Sahi öyle... Asıl döğülecek bu afacan ya... Şaşırdım, diyordu. tı temdidi gibi, hükümet ve O halkın muamelâtını teshil edecek vesaiti fenni ye İle kaza ve köyler ( biribirlerine raptedilmiştir. - Karamanın on sekiz köyünde mektep yapılmış ve köylü yar rularmın tedrisatma fevkalâde ehem- miyet verilmiş ve hatta merkez kasa bada Üç mektep de inşa edilmiştir. Ka yanın maarif hayatı birçok yerlere fa ik denecek bir haldedir. Bu hususta eski ve kıymetli o maarifçilerimizden Konya maarif müdürü Hasip Beyin de ehemmiyetli himmet ve hizmeti sebket nımda yeni bir korku uyanıyor: — Aferin size... Yumurcağı teşvik edin de her zaman saklan- sın... Aklımızı başımızdan alsın, diye söyleniyordu. Maamafih çocuğun bu (şakası bir zekâ alâmeti olduğu için biraz sonra büyük anne de onu öpmek- ten kendini ea Nadide hanımın evlâtlık cihe- tinden olduğu gibi aşçı ve orta hiz metçisi cihetinden de başı derttey- di. Bunlardan en iyisini taş çatlasa (Okonakta iki (Oaydan faz- la tutamazdı. Nedense (erkek bu kerşembeye Istanbula hareket edeceklerdir. Adliye vekilimiz Yalovada bulunan Yusuf Ke- mal Bey, Yalovadan Ankaraya hareket etmiştir. mektedir. Karaman kasabasının son zamanlarda elektrikle tenvirine ve en mühim bir ihtiyacının teminine çalışı!- makta olduğu şükranla kaydedilmeğe değer, b De yüz verilecek insanlar olmadığını pek iyi » bildiği halde yeni hizmetçiyi kibar yüzünün en tatlı bir tebessümile kai ailesini hayatını sorar, yatını anlatır, biraz vefa ve sada- kat gösterirse ölünciye kadar ba- kılacağını vaadederlerdi. Bu ilk konuşma esnasında hiz- metçiler, ondan aldıkları cesaretle eski efendilerini çekiştirirlerdi... Nadide banım işin » içyüzünü bilmeden hak verir, onlar eski ka- pılarında çok arından ya- hut hakaret gördüklerinden - şikâ- yet ederlerse kendi konaktaki işle- rşısına alır, i ha aşçıların kimi hırsız, kimi müs-İrin hafifliğinden; kendinin ve ço- rif, kimi âsi çıkıyordu. Kadınlaricuklarının tatlı dilinden bahseder- onlardan daha beterdi. İhtiyarla-İdi. rı pis ve pasaklı, tazeleri aşifteydi. Bu konak onların bildiği evler Bir aralık aklına bir tehlike da- Sevinç ve saadetin verdiği kalp ha geldi. Bir elile Gülsümün #aç-yumuşaklığile Gülsüme o halâllık larını yakalayıp bir elile kendi göz!bedel bir mercan terlik vaadetti. lerini kapıyarak: Bu dakikada dayak gibi mer- — Ben tahammül © edemem...'can terlik deGülsümün umurunda Pencereden kaldırımlara ( bakın..|değildi. Çocuk bulundu ya. O ye- Sırma saçlı evlâdım al kanlar için-)ter.... da sokaklarda mı yatıyor? (Diye haykırdı. Hanımlar Bülendi kucaktan ku cağa gezdirip öperken obüyük ha- Kimi hırsızlık eder, kimi hiç yok-İgibi değildir. Hizmetçi ile hanım tan dedikodular çıkararak aklarasında fark yoktur. Herkes is- halkını birbirine düşürürdü. tediği kadar yer, istediği kadar çar Hasılı paşa öldü öleli konaktan|lışır yeter ki hizmetçi biraz iyi ah- bir tabur hizmetçi ve aşcı geçmiş-İlâklı ve güler yüzlü olsun. Hatta ti. Bunlardan bir tanesinin — bilelşu soysuz Gülsüme bile bir aile ço- adam çıkmamış olmasına rağmen|cuğundan iyi muamele edilmiştir. hanımefendi her yeni (o hizmetçiyi|Fakat ne çare ki o adam değildir. büyük bir ümit ve hüsnü telâkkile (Bitmedi) 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: