10 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

10 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

şampiyonu Nassi Amerikalı Franki Jenaro ile Fransız Angelmanın döğüşü çok patırdılı oldu Dünya sinek siklet boks şampiyo mu Fratki Jenâro, Pariste Fransız- ların genç ümidi Angelman ile dö- güştü ve ünvanını muhafaza etti, Bu maç, yeni açılmış olan o spor sarayında yapılmıştır. Yedi bin kişi den fazla seyirci vardı. Maç üç dâki- kalık on beş râvunttan (ibaretti ve orta hakemi bir Alman, yan hakem. lerinin biri Fransız, ötekisi de Ame- rikalı idi. On beş ravuntluk maç ne ticesinde Amerikalı sayı hesabile gi lip addedilince bütün halk ve bik hassa üçüncü mevkij işga) eden Fran- stxlar siddetli surette protesto ettiler.) Pw protesto 6 dereceye kadar -afttr ki, sandalyalar yerlerinden söküldü, şişeler ve" tahta parçaları ringe atık mafia başlandı. Çünkü maç, hakikatte Amerikalı tarafmdan kazanılmış olmasına rağ- men, halk tarafından bariz bir şekil de kazanılmış addedilmiyordu. Zira, Amerikalı, birçok memnu hareket- lerde bulunmuş ve hatta bir defasm! dn Hakem tarafımdan maç durduruk| ni" öüretile resmi bir ihtara bile nğ- a Dünkü Futbol maçları ikinci ta- Dün Taksim stadında başlan» kılar arasmda lik maçına Mrs; şiit maçlarma da devam edilmiş tir. Lik maçi Fenerbahçe ile Kasımpa- şa İkinci takımları arasında yapıla- caktı. Fakat sis dolayısile . Fener- bahçe takımı gelemediğinden Kasım- EN : cevap verdik ki hiç biri ramıştı ve son ravuntlarda genç fran sız hücuma bile geçmişti. Aslmda biraz da (Chauven) olan Fransızlar bü neticeyi yukardaki se. beplerden beğenmemişlerdir, itiraz. larm şiddeti, ancak polisin müdaha- lesi ve çok şiddetli bir müdahalesile teskin edilebilmiştir. Parisin bu yeni boks salonu Şimdi harap bir manzara arzetmektedir. Maamafih dünya şampiyonu OFranki Jenaro ile bir başka ümit olan Pe. rezin de döğüşmesi için teşebbüsata da geçilmiştir. çenin birinci, ikinej ve üçüncü takım. ları muhtelif takımlarla talim yap. mişlardir. “ Fenerbahçe YIL Modanm üçüncü takımını 0-3 yenmiş,” Fener- bahçe TI Eyüp birinci takımile bera. bere kalmış, Fenerbahçe I Modanın birinci takımını 0 — 3 ile yenmiştir. paşa seremoni yapmıştır. Yalnız ge-' emek zaruri olduğu için bu sere- cağı anlaşılmaktadır. Şilt maçları Beylerbeyi — Hilâl, Süleymaniye — Topkapı, nadolu — İstanbulspor takımları arasında Y&-| pılmış neticede Beylerbeyi bire karşı üç, Süleymaniye bire karşı iki, İs tanbulspor sıfıra karşı bir sayı ile maçları kazanmışlardır. İstanbul- spor -— Anadolu maçı hayli şiddetli olmuştur. Hava güzel olduğu için stadyumda bir hayli seyirci vardı. Kadıköy sahasında Kadıköy sahasında da Fenerbah- üzli Kuvvetler içinde | Noktası noktasma bu hnber doğ- ru idi, Gözden kayibetiğtimiz on Ru; kıtası bu süretle bulunmuş olacaktı. Galiba Ruslar bizim cenüptaki zaif tarafımızı keşfetmişlerdi. o Bu defa A; 0. K. pezdinde benim ayni haberi tekidimi hiç bir şahis istihza ile kar; şılamadı. Kadın — Ziyaretçi ların taaruz fikri bizim (için adi haiz olmakla beraber; Petresburg, Briyaniski ve daha bü yük silâh fabrikalarınm berhava edil meside başlıca vazifelerimizdendi. Ay ni zamandâ (Molodecno) civarındaki büyük şimendifer köprüsünün sürati mümküne ile tahribinde lâzımdı. Bri- yansla silâh (fabrikasının berhava edilmesi Mazora havale olundu. Ma- zor kâfi derece parayı birlikte aldık- tan sonra benimle ertesi gece yola çıktı. Mazori en emin olarak Heresina daki geçitten Rusyaya sevkedecek- tim. Mesut addettiğimiz bu geceyi sel 5 — VAKIT 10 Teşrinevvel 1931 <5 US Dünya sinek sıklet boks !Atinadaki İelanimimepillerikimler di? Müsabakalara girmiyen atletlerin bu hareketlerine sonuna kadar teessüf etmemiye imkân yoktur Balkan olimpiyadı nihayet bit- t. Bulgarlarla yaptığımız maç hariç olmak üzere Sofya müsa- bakalarmda aldığımız memnuni- yete değer heticelere mukabil Atinaya giden Türk ekipi yüz bin seyircinin önünde öyle bir yeniliş yenildi ki, Biribirini ta- kiben gele haberleri okurken müteessir olmıyan bir vatandaş yüzü kızarmıyan bir sporcu bul- matun imkânı yok gibidir. Niçin yenildik? Bu şuali o kadar sorduk ve buna o kadar ar tık tekrara hacet olmasa gerek- tir. Sahamız yoktu, maddi, ma- nevi bir çok eksiklerimiz vardı. Bunu atletlerimizin mühim bir kısmı da bizzat tasdik ediyorlar, hariçte müsabaka yapacak ka- biliyetimiz olmadığına işaret edi- yorlardı. iyi netice are mız muhakkak addediliyor. Buna rağmen gidildi ve bildik- lerimize rağmen çocuklarımızın azmini düşünerek - galibiyet de- ğil- fakat biraz iyi haberler al- mayı ümit ettik, Çünkü iyi ne- tice alamamakla hezimet şeklinde mağlüöp olmak arasında çok mesafe olduğunu da unutmuyor. duk. Haberler gelmiye başladı ve her haberde yüz bin seyir cinin önünde derecelerin en 80 nuna kadar düştük. Teniste bile üğüntülüğe kadar düştük; Ne ök- muştu? gene yağmur mu yağıniştı, saha soukmuydü, çamı U, ne olmuştu? Hayır bunların hiç | Dün Beşiktaş kulübüne mensup atletler aralarında bir koşu tertip etmişlerdir. Resmimiz koşulardan evvel alınmıştır. ” aya tesadüf etmeden bizim siperlere geldim Bu sırada casusluk çok» müşkül “olmağa başlamıştı. Casuslarımın mik gibi yağmur ve zifiri karanlık İçeriliar, fazla eksildi. Hiç kimse casusluk sinde geçirdik. yapmak istemiyordu. Terkettiğim ca Geçide daha evel kuvet: gönderi| kıs miktarı 159 olmuştu. Bir <ezife ile miştim; ben Mazori ile daha ileri YAl| eönderilip dört hafta dahi sakil Sö niz. gittim, Karanlığın “ şiddetinden) miyenlerin isimleri “üzerine içe hiç yarım saaten fazla bir mesafe döş işarti yapıyordum. Bu isar, mezi man içine girmiştik. > er işareti idi, tekli yi bitirdikten sonra etrafın aydınlanma; ith ğa başladığını hissettik. Mazar korku Pan sea ma e suzca ileriledi ve kayboldu. Lİ erim ai m Avdet için daha bir kaç dakika Yü-|hepsi ölmüş değildi. Bir kısmı bu teh- rümeden Rus siperleri yakınında burİlikeli vazifeyi deruhte etmiyerek teş Tunduğumüu hissettim. Yer yer duman)yilâttan çıkmışlardı ki en muvafık tarz lar yükseliyordu. Seyyar askeri mut-İda bundan ibaretti. faklar görülüyordu. Ruslara görün- Sabırsızlıkla Mazurun avdetini bek meden -sıvışmanın imkânr yoktu. Sürllediğim zamanlarda o 06 numarallın aâtle kararımı verdim. En sik yapraklı) avdet ettiğini haber verdiler. Ehemi-' büyük bir ağacım tepesine tirmandım.| yetli malümat getirmekle beraber te Dalların sıklığı arasında beni görme-ferruat kabilinden olarak © (Molodeç- leri imkân haricinde idi. no) civarmdaki büyük şimendifer köp- Tecriüme eden: Doğan Yıldız. biri olmamıştı. Sonradan haber aldık ki kendisine en güvendi- ğimiz iki atletimiz başlama işa- reti veren bir Yunan hakemi olduğu içih müsabakalara girme- mişler.. Hatta büyüklerimizin ar- 7usuha ragmen girmemişler. Ko- şularda en çok rol oynıyan bu gençler olduğuna göre onların müsabakalara girmemesi esasen iyi. olmıyan, iyi bazırlanmıyan takımımızı maddi, manevi şekilde sarsmış ve hırpalamış. Hayret değilmi, Sebepleri ne kadar kuv- yetli olursa olsun bu iki atletin tavır ve kareketine sonuna kadar teessüf etmemiye imkân yoktur. Bundan sonra yapacağımız şey- lerde, hemen berkesin ittifak et- tiği noktalar vardır: Facianın mes'ullerini tayin et- mek, sporu disiplin altına almak, iş başına iş bilen adamları ge tirmek ve Türk baryağını tam manasile temsile kabiliyetli lâa- kal yüz atlet ve iki futbol takımı yetiştirinciye kadar hariçle te- ması kesmek. Adanada Fener - Galatasaray! Toros sporla Sey han spor arasındaki maç çok heyecanlı oldu Toros ve Seyhan spor tökimleri arasında yapılan son maçlardan bir manzarı X İşaretli oyuncu Fenerbahçenin eski ve maruf oyuncusu İsmet Beydir Hususf Adana muhabirimiz yazıyor; Adanada 3 senedenberi cansız bir devre geçiren spor hayatı benüz yeni bir teşekkül olan “Toros spor,, un teşvikile yeni- den canlandı. Cuma günü çok heyecanlı bir maç seyrettik, Bu maç“Torosspor,la “Seyhanspor,, takımları arasında cereyan etti. Bu iki takım buranın Fener ve Galatasarayıdır. Halk “Toros, takımına Fener, Seyhan takımına da Galatasaray diye isim tak- mıştır, Bunun sebebi Toros takı- mının formasının sarı lâcivert olması ve takımdada (o Fenerin eşki ve maruf (o oyuncularından Ismet, Ragıp ve Avni beylerin bulunmalarıdır. Seyhan takımının forması da sarıkırmızıdır ve bu takımda da man âvdele koyuldum. Hiç bir manjjbeni enterese etmiyor muş ket ediyordum. Şu halde bizim tahrip bölüğü adamakıllı faaliyette demekti. Bu haberi ayni zamanda Rus gazete. lerinde de okumuştum. Mazur ile Golbanın da avdet günleri idi, Mer ge- ce Bresina civarında bu iki cesur ca- süsün gelecekleri noktada avdetlerini bekliyordum. Yine bir gece ayni mevkide köpe im Hektor ile beraber ( bekliyordum. Kaz sürüsü gibi altı kişi biribiri arka- sında karanlıkta benim bulunduğum istikamete gelmiye başladılar. Biraz yürüdükten sonra meçhul kafile dur. du, gizlice konuştuklarını hissediyor. dum. Bunlardan beş kişi geri döndü- ler ve kayboldular. Yalnız birisi ya- rım saat kadar hareket etmeden etra- fı dinledi, karar vermiş gibi Bresina istikametindeki çalılıklara doğru yürü meğe başladı. Elinde tüfeği - yoktu. Çalılar arasmda kaybolmasına mey. dan veremezdim Derhal takibe başla. dım. Bir şey İsitmiş gibi durdu. Geri- Bütün gün karanlık çökilnceye ka-İrüsünün adamlarımız tarafından tab-İye döndü, tekrar şayan: dikkat küçük| bazı Galatasaraylı - oyuncular vardır. Revanş maçı çok (heyecanlı oldu. Dört bine yakın seyirci vardı. Halk Istanbulda olduğu gibi çok güzel oynıyan İsmet beye: — Yaşa yavuz İsmet, diye bağırıyordu. Neticede Toros bir sayı farkla mağlüp oldu. Maa- baza hakemin oyunu bitaraf bir hisle idare etmediği de söyleni- yordu. Önümüzdeki lik (O maçlarınn çok hararetli geçeceği ve isim lerini o saydığım . güzide spor“ cularımızın — teşvikile © sporün Adanada çok terakki edeceği anlaşılmaktadır. Adananın bütün içindedirler. u bir asker idi, Mümanaat göstermeden durmuş bana bakıyordu. Ben kendisine bir kelime söylemeden nehir istikametini güster- dim. Mutfane beni takibe başladı. Be- iraberce kayığa bindik. Hiç bir keli me konuşmadan kürek çekerek (o beni istediğim noktaya, karşı sahile geçir- di. Bütün suallerime, evet, hayır ma- uasında başımı sallıyordu. “Sen konuşmak bilmiyor o musun? Sorduğum zaman bana cevap veri, “Pek; efendim, diye öyle mece bir sesle cevap verdi ki, karşımdakini bir köse zannettim. “Nereden geliyorsun”... | “Minskten geliyorum., o Bu kelime ileri yine bir asker sesine benzemiyen İince bir telâffuzla söyledi. Esir ettiğim bu adamı daha yakın- İdan süzmiye başladım. Küçük tüysüz bir sima, siyah İrj gözlerile korkarak bâna bakıyordu. Geniş kulcaları hiza- sında kadın elbisesine ait “bir parça İzözüküyordu. “Sen bir hanım kıza benziyorsun, dar sırsıklam yağmur #ltmda oldu- İrip kalıplarile berhava edilmiş oldu-adımlarla hızlı hızlı yürümeğe devam! dedim, Yüzünü tirişturnraği SİLİN ğum yerde bekledim. ğundan bahsetti. Bu habere icimden etti. Ben kendisine oldukça yaklaş. du, küçük asker ağzile itirafa büğle Her tarafta gürültü kesildiği za-İçok memnun olmakla beraber zahiren|mıştım ki Hektor meçhul şahsı panto- dı, (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: