19 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

19 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

lll YL Amane ve inkılâp Cümhuriyet halk fırkası umum! kâtibi Recep bey halk fırkasının ana hatları Ohakkında overdiği konfe- Tanstan sonra (samimi bir hasbühal yapıldı. Bu hasbühal arasında ko. nuşulan sözlerden biri şu idi. Bir va- tandaş diyordu ki: — Biz inkılâp yaptık, fakat an'a nelerimizi neden muhafaza etmedik? Vakız Recep (Beyin. halk fırka. smın milliyet mefhumundan ne anla. dığmı © vuzuhla anlatan maceralar. dan sonra (böyle bir sunlin hatıra gelmemesi icap eder. Fakat milliyetçiliği & geniş mana sile, yani tamamile (tarihi an'ane. ler şeklinde anlıyanlar için prensip- lerile, am'anelere sadakatsizlik bir tenakuzdur. Milliyeti yalnız maziye merbuti. yet manasında anlıyanlar için kül türde inkilâp diye bir şeyden bah. getmek acaiptir. | Halbuk; teokrasi. den ve teokrasinin bütün vasıfların. dan kurtulan bir cemiyet: geriye dö- nerek, geride kalan an'anelri me hu- kuk, me iktisat, ne ahlik formülü olarak kendine (hayat kaidesi yapi” maz. Bunlar geçmiş (günlerde bi- xim ruhlarımızda yaşardı. e Sevgili An'anelerimize hürmet edelim diye - mez, Maziyi ihya © ederek (romantik) bir milliyet davasmı güden cemiyet, gözlerini geriye çeviren ocemiyettir. © Inkılâpçı olmaktan uzektır. Bu cins milliyet hissi çok defa İstilâya toğrıyan ve yeğâne kurtuluş yolumu mazideki örnekte (bulan cemiyetler. de yaşar. Müstakil millet için örnek) hayattır. (Hayatım kendisidir. (Mi Üiyet) tarih değil yaşıyan. varolan cemiyetin, (hayatım bir merhalesi- dir. Bu cins millet yaşamak -işin kendi nev'inin (İçtimai mekanizma. &mı kullanmak (o mecburiyetindedir. Aynı cinste cemiyetlerdir ki müşte- rek bir medeniyet vücüde getirebilir- İer. Türk inlalâbı Türkiyeyi yalnız! süşmandan değil, eski kültürden de Kurtardı. & Ona yepyeni bir kültür sahası açtı, Bu kültür sehası an'ane- den değil, hayattan kuvvet alır, Bize an'aneden bahsedenler kaç- Mak, kurtulmak, öldürmek istediği Miz maziyi ideal diye ileri sürenler, ir, An'aneden alacağımız bir şey kal- mamıştır. Bir yeni devreye giren cemiyet ye. mi ölçülerle hayatı tanzim edecektir. İnkılâbın manası budur. o Çünkü her inktlâp bir am'aneyi yıkan, yeni bir an'ane vücude getiren bir atlamadır. Bir harekettir. SADRİ ETEM Adalar elektriği Adaların elektrikle tenviri için yapılmakta olan hazırlıklar de- yam etmektedir. Kartal ile Ada- lar arasındaki kab'onun düşen- mesi tamamlanmıştır, 29 teşrini evvel Gelariyek bayramında ei elektrik grieei — Benim için bir şey; söylemedi mi? s Hayır. Bir süküt — Allaha ısmarladık matmazel ve eğer müsazde ederseniz yene görüşü. rüz Karanlıkta, Sesilin temiz siması "Andreye tebessüm ediyordu. Sesli, ertesi gün işini bitirip de e dönerken, bir kapının içine saklan: — dd Süzanı kendisine intizar e- der bir vaziyette buldu. — Süzan, diyerek arkadaşıma doğru ilerledi. Süzan da: — Bonjur, Sesil, dedi. sizi görme- ğe geliyordum. ei — Ne iyi ettin. Amma ben de seni bekliyordum. Kendi kendime, Süza- nm beni unutmuş olması kabil değik dir,, diyordum. gel. haydi eve gi Um. Orada daha rahat konusuruz. Maarifte Maarif vekili Dün de bazı mektepleri gezdi, teftiş etti Maarif vekili Esat Bey, refa- katinde orta tedrisat müdürü Fuat Bey bulunduğu halde, dün sabah saat sekiz buçukta Gala- tasaray lisesini ziyaret etmiştir. Esat B., mektep müdürü Fethi B. tarafından karşılanmış, bazı sınıflara giderek ders esnasında hazır bulunmuştur. Bu ârada iktisat müderrisi Etem B. in ders verdiği sınıfa da girmiş, ders bittikten sonra talebelere ayrı ayrı sualler sormuştur. Suallerile milit ticaret mevzuuna da temas etmiş ve talebeden aldiği cevap- ları çok beğenmiştir. Esat B., öğleden sonra Üs- küdar ve cıvarmdaki ilk mektep- lerle Kadıköy erkek lisesini ve kız nan'atlar mektebini gezmiştir. Kadıköy lisesinde lisan, yazı, tarih ve coğrafya derslerinde bulunmuş, talebeye sualler sor- muş, aldığı cavaplardan pek memnun ki tır, Esat B. in bugün de bazı mek- tepleri teftişten sonra akşam trenile Ankarava gitmesi muh- temeldir. Huhuk tarihi derli bi öde seçilen Ağaoğlu Ahmet B. in müderrisliği henüz tasdikden gek memiştir, Darülfünunda derslere başlanmış olması itibarile Ağaoğlu Ahmet B. tasdikden gelinceye kadar bu varifesini vekâleten görecektir. Hukuk müderrisleri Dün kukuk fakültesi müderris» ler meclisi taplanarak bazı fa- külte meselelerini neticelendir- miştir, Gazi heykeli Izmirde kaidenin yapılmasına başlandı izmirde dikilecek Gazi hey- kelini yapan M. Kanonika izmir- deki mümessiline gönderdiği bir mektupta beykelin © izabesinin bitmekte olduğunu ve heykelin kaidesinin (belediyece sür'atle yapılması lâzımgeldiğini bildir miştir. Bu itibarla kaidenin inş asına başlaılmıştır. Haliç şirketinin vaziyeti Haliç şirketi idare meclisi 22 teşrinievvel perşembe günü saat 15 te Galatada Uvaginiyan ha- nında toplanarak şirketin vazi- yeti hakkında son kararını ve- Sesil, Süzanda bir çekingenlik,| Jadi, hem girmek, hem de kaçmak ister gi. teselli bi bir hal seziyordu. Fakat içeri gi- rer girmez, Süzan rahatlaştı: — Aman insan burada kendini ne kadar rahat buluyor, dedi, — Niçin öyleyse hiç gelmedin, liyorsun ki seni pek seviyorduk. Süzan, Sesilin elini eline aldı: — Sesil, dedi, zavallı baban! — Size haber göndermiştim, sima. dınız mı? Süzan başını eğli: — Aldım, dedi, gelmem lâzımdı fil mi?.. Kendimden Mm . kat gelemezdim Sesil.. Ben; affet. — Oh, rica ederim. Bunun sizin çin güç olduğunu pek ilâ anlıyorum. Süzan, Sesile hayretle baktı: — Anlıyor mıydınız? — Öyle ya. Fabrikadan koğulduk. tan sonra.. beni göremezdiniz.. Süzan heyecanla sordu: SPOR. || Burhanettin Bey Pongaltıda cinayet cevap veriyor Atletlerimiz Atinada niçin mağlüp ol- muşlardı? Atinada Balkan atletizm mü- sabakalarında mağlübiyetimiz ü zerine yapılan neşriyata kafile reisi Burhanettin bey cevap ver- mektedir. Burhanettin bey ce- vabının başında atletlerin çalış- mamış olarak gittikleri iddiasını reddetmekte ve bunu ispat için de atletlerimizin Atina müsaba- kalarında şu rekorları kırdıkla- rını söylemektedir: 100X4 Türkiye ve Balkan, 200 Türkiye ve Balkan, Türkiye disk, Türkiye gülle, Yunan usulü disk Türkiye, 1000 metre Türkiye, yak atlama Türkiye rekor- ri, Burhan B. bundan sonra at- letlerimizin girdikleri bütün mü- sabakalar hakkında izahat ver- mekte ve sözlerini şu cümle ile bitirmektedir: *Bu izahatımdan şoura balkan oyunları hakkında (efkârı umu- miyenin hükmü ne ise onu ka- bulde bir dakika bile tereddüt etmem.,, Seyrisefain takımı Şişli birinci takımını 4-1 mağ- lâp etti | Seyrisefain futbol tukımı dün Taksim stadyomundo Şişli Er- meni kulübü birinci takımile yaptığı maçı 4-J kazanmıştır. Seyrisefain takımı iki mühim o- yuncusundan.. mabrum olduğu halde sahaya çıkmış, buna rağ- men mukabil tarafı her iki dev- redede sıkıştırarak tek kale va- zıyetinde oynamıştır. Seyrisefaine verilen penaltıdan mukabil takım istifade edeme- miş ve mağlüp Olarak sahayı terketmiştir. Seyrisefain takımında en zi- pen Dazarı dikkati celp eden edat, Eşref, ilhami, Necdet ve ibrahim beyler olmuştur, Türk - Fransız ticaret mua- hedesi Fransa ile aktettiğimiz ticaret muabedesi mevkii meriyete geç- miştir, Bu muahede mucibince, Avrupa tarikile Marsilyaya sev- kolunan mallardan yüz kilo iti- barile 3,60 frank miktarmda alı- nan antrepo Munzam resmi kaldırılmış oluyor. Nede yordunuz. etti: altında koğulmuş bir memurla. leri yapıyordu. Sesil: ceğine hâlâ ağlıyorsun... çin sordu: — Bugün fabrikayâ gittin mi? i Büzan başı ile ret işareti yaptı: i -— Hayır m7. Niçin. hasta Neden olacsk, belki siz de, tahki kata rağmen, beni mücrim zannedi- — Eh. diyordu, eh. artık yetişir. Bundan sonra aramızda hiç bir şüp- he kalmadı değil mi?,. Bak.. Sevine- Sesil onu bir çocuk gibi teselliye uğraşıyordu. Mevzuu değiştirmek İ- | — Sesil, Sesil, nasıl olur da öyle zannederdim, oh. çok feci, çok feci. Ve hüngür hüngür #ğlamaya baş Sesil, arkadşımı kucaklıyarak — Ağlama. Süzan, ağlama", Beni senden çok evvel tânıyan Dütriyöler| bile mücrim zannettikten sonra. Sen ki beni onlardan #2 tantyordun., Böy») bi-İ le bile olmasa, müesseseden koğul- muş bir memurla görüşmemekte hak- lı idin. Hem de bu kadar nazik şerait Süzan, boğulacak gibi bir halde! hınçkırarak, mütemadiyen ret işaret “da değilsin ya? Karanlık sokakta Necati ve Muharrem yaralandı Evvelki gece Pangaltıda bir kişinin ölümü ve bir kişinin ağır surette yaralanmasile neti- celenen bir cinayet olmuştur. Nişantaşında Meşrutiyet ma- | ballesinde oturan demirci Necati ile arkadaşı Muaharremi gece tiyatro dönüşünde şoför Hasan ile Halil isminde iki kişi takip etmiştir. Nihayet karanlık bir 80- kak içinde dört kişi arasında müthiş bir kavga olmuştur. Halil ve Hasan taşıdıkları bi- çaklarla Necati ve arkadaşı Mu- barremi muhtelif yerlerinden ya- ralamışlardır. Hadiseye yetişen polisler Ha- san ve Halili yakalamışlar, ya- ralıları hastaneye kaldırmışlardır. Bir müddet sonra Muharrem aldığı yaraların tesirile ölmüştür. Hadire hakkında tahkikata baş- lanmıştır. Zavallı kadın Saadet isminde 60 yaşlarında bir kadın Sirkecide tramvadan atlarken düşmüş ve ağır surette yaralanmıştır. Şişli sırtlarında Otomobil içinde gasp dava- sından, müddelumumılik, i ceza İstiyor İstanbul ağırceza mahkeme- sinde, dün bir gasp davası rü- yet edilmiştir. Vak'a 26-25 haziran gecesi, Şişli haricinde olmuştur. Dört kişi, Taksimde şoför Recep efen- dinin 245 numaralı otomobiline binmişler, “bizi Halıcıoğluna gö- tör!,, demişler, otomobil “Darül- aceze,, civarına gelince, tuğla harmanlarına elli metre mesa- fede, otomobil durmuş ve bu sırada içlerinden biri, bıçak çek- miş, şoförü tehditle on altı lira- sını almış. Mahkemede iki kişi maznun mevkiinde bulmuyor: Bunlardan biri Yahya, diğeri Yunus. Meh- met ismindeki öçüncüsünün hü- viyeti lâyıkile anlaşılıp, buluna. mamış. Dördüncüsünün de kim olduğu meçhul Müddeiumumi O Burhan bey, iddasını serdetmiş, Yahyanın ge- ce bıçakla tehdit suretile gasp- tan 497 inci madde mucibince tecziyesini, Yunusun gasba iş- Süzan başını kaldırmadan mırık dandı. — Artık gitmiyeceğim. Sesil ısrar etmekten çekindi: 3 — VAKITI9 Teşrinevvel 1931 —— GELİŞİ — a > Yaşlı gemiler Refik Ahmedin gönderdiği (bir mektupta bir fıkra okudum. Bundan evvelkiler gibi as- falt yolları sitayişle — bir defa da- ha — yadetmeyi unutmıyan bu mek- tupta: “Pire limanında elli yaşını aşmış gemilerin işlemesi yasaktır! deni- liyordu. Bunu okuyan bir denizci! — Süphanallah diye hayret etti, ellisine basmamış gemiye nasıl bini- 1ir? Ondan evvel makine, tecrübesiz, dümen, toydur. Bu kadar (genç ve toy sefinelere (o nasıl can emniyet &- dilebilir? Nasıl bayılmazsın bizim canım İs- tanbula? Şu gemilerden hiçbiri kırk- tan, elliden, altmıştan aşağı değildir. Başka bir mecliste gene bu bahis üzerinde konuşulurken meraklı bir genç sordu: — Peki, Yunanlılar, ellisini geç miş gemileri ne yaparlar? Tecrübe görmüş bir ihtiyar cevap verdi: — Doğrayıp yıldız yupacak değiller ya, oğlum, bize satarlar! Topin İğne Belediyede: Yeni otobüs rağ siğ Bir ka kadar e ie Bakar 3): arasında da otobüs seferleri başlayacaktır. Bu bat için bir şirket tarafından 10 oto- büs yaptırılmıştır. Bu Aksaraya kadar 7,5 Yedikule ve Bakırköye kadar 18,5 kuruş alacaklardır. Mamafih bu ücret- ler belediye daimi encümenince tetkik edilmektedir. Ücretler kati surette tesbit edildikten sonra otobüsler işlemeye başlayacak- lardır. Mühim bir tedbir Belediyenin hududu haricinde ka” lan Kartal, Pendikte mezbaha ol- . madıgı öhetle kesilen etler 30-40 kuruşa satılmaktadır. Bu fiyat ucuzluğunu gören bazı kimseler üçüncü mevki trenle buralara giderek et almaktadır. Belediye bu halin ününe geçmek için ted- bir aramaya başlamıştır. tiraki anlaşılamadı; çalın- mış olduğunu bildiği on altı İi- radan bir lirasını almaktan ce- zalandırılmasını istemiştir. Mahkeme, müdafaa ve karar için sekiz teşrinisaniye bırakıl mıştır. 200 mübaşirin imtihanı Adliye dairesinde bu sabah mübaşirlik için müracaat eden lerin imtihanı yapılacaktır. ikiyüz kişi müracaat etmiştir. imtihanı kazananlardan bir kıs- mı da münhal yer açıldığı takdir- de, vazifeye alınacaktır. git de kardeşini bul. Bana adresini bıraktı. — Beni göreceğinizi zannediyor mıydınız? — Geleceğinizi biliyordum. ONe — Peki amma kardeşiniz; gördü. kadar sevindiğimi bilmezsin. Fakat nüz elbet. — Kardeşim mi? Süzan hayretle ayağa kalkmıştı, — Evet, kardeşinizi, Kardeşiniz bu. rada, haberiniz yok mu? — Kardeşim Pariste (mi? Ne za. mandan beri? — Dünden beri. hem de sizi arr yor. Kapıcmız sizin taşındığınızı! söylemiş, oda, sözü üzerine sizi aramaya (buraya! geldi. — Kardeşim mösyö Dütriyöyü de görmüş mü? — Sizin eski evde (buluşmuşlar. Dün fabrikaya (gitmediğiniz ve hiç de haber vermediğiniz için mösyö Pi. yer merak etmiş, size uğramış. Süzan ancak işitilebilecek bir ses. le inledi: — Kardeşim Pariste ha!.. Ah niçin altı ay evvel gelmedi? mösyö Dütriyönüni lirim.. — Sizi Malamadığı itin e kadar e e m seni bu akşam alıkoymaya hakkım yok. Çabuk koş da kardeşini bul. U. zakta değil. Süpren sokağında. Süzan korku ile haykırdı: — Mayır, gitmiyeceğim.. Gidemem. — Peki ama niçin (o benim küçük Süzanım.. Bak. işlerine karışmak is temem amma. eğer bir derdin varsa. bana söyle. belki sana yardım edebi» belki de seni muazzep eden şey o kadar ehemmiyetli bir mesele değildir, Süzan soğukkanlılığını iktisap için büyük bir gayret sarfediyordu. Göz yaşlarını sildi. Sesil devam ediyor. du: — Niçin fabrikaya gitmiyorsünüz, mösyü Piyerden mi kaçıyorsunuz? — Hayır. — O halde? ah benim küçük Si zanım, sizi cesur, çalışkan ai Yunanistanda , EK hane İİ i | i j i |

Bu sayıdan diğer sayfalar: