12 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

12 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Limanda Haliç Sülüs Son Vaziyeti Haliç şirketinin vaziyeti hakkında vilâyet ve iktısat vekâletine mü- racaaltı bulunduğunu yazmıştık. Öğrendiğimize o göre; şirketin vaziyetini bir an evvel tayin edebilmek için iktisat vekâletile vilâyet tetkikata devam etmek- tedir. Ancak Haliç şirketinin müşkül vaziyetten bir an evvel kurtarılması için yaptığı müte- addit müracaatlar üzerine iktısat vekâleti, vilâyet ve Haliç şirketi rfümessillerinden müteşekkil bir komisyon teşkiline karar veril- | miştir. Komisyon kısa bir müd- det içinde şirketin istediklerini tetkik ederek, ne gibi tedbirler alınması lâzım geldiğin tesbit edecek ve bir rapor hazırlıya- caktır. Darılmışlardı Barıştılar Birkaç ay evvel Çankırı meb”. usu Talât Bey ile sabık meb'us Ishak Rafet Bey arasında bir dil münakaşası çıkmış, Fakat bu münakaşa bir müddet sonra hedefini Okaybederek her iki Zatın arası fena halde açılmıştı. Bir müddet evvel de iş mahke- ye kadar intikal etmiş, her iki taraf birbirleri aleyhine dava açmışlardı. İki münevver zat arasındaki bu vaziyet dostlarını tessüre sevketmiş ve barışma tawassutunda bulunulmuştur. Kas-! tamonu mebusu velet Çelebi, Hasan Fehmi ve Hamit Zebir “Beyler tavassut etmişler, ishak “Rafet Beyle Talât Bey barış- mışlardır. Kimyagerler Cemiyetinde Türk kimyager cemiyeti sene- fik toplantısını dün halk evinde yapmıştır. İçtimaı eski idare he- yeti reisi ve darölfünunu kimya şöbesi müderrislerinden Şevket bey açarak cemiyetin bir senelik faaliyet raporunu okumuş, he- sabat devredilmiştir. Bundan sonra Türk fabrikalarında ecne- bi kimyagerlerine Türk kimya- gerler ilticası teşebbüsü görü- şülmüştür. Ankaradaki cemiyetle temas- lafla bulunmak üzre idare he- yetinin lüzumunda bir mümessil seçmesi kararlaştırılmış ve diğer idare intihabatına geçilmiştir. Reisliğe Cevat Mazhar, umu- ni kâtipliğe Ekrem, veznedar- ğa Sabahattin, azalığa Zihni, Ihsan, Raşit ve binbaşı Mehmet Ali beyler seçilmişlerdir. Eyüp otobüslerine rağbet azalıyor Eyüple Yemiş arasında işleyen otobüslere son zamanlarda rağ- bet azalmıştır. Bunun yegâne sebebi de otobüslerin Eminönüne kadat gidememeleridir. Çünkü Eminönünden, Kerestecilere kadar en aşağı on dakikalık çamurlu bir yol vardır. Halk Haliç vapur- larile gitmeği bu yolu yörümiye tercih etmektedir. Öğrendiğimize göre ku yüz- | den müşterileri bir haylı azalan otoküsçüler O Eminönüne kadar gidebilmelerine müsaade edilme- si için vilâyete müracaata karar vermişleridir. Darülfünnn me- zunu kadınlar E amenğğimin ee Beynelmilel birliğe mensup bir murahhas şehrimizde fetkikat yapıyor (Beynelmilel darülfünün mezunu kadınlar birliği) Oo murahhaslarından Mm. Amelie Arado tetkikat yapmak üzre şehrimize gelmiştir. Budapeş - tede bir kız lisesinin muallimelerin - den olan ve fen doktoru unvanını ha- iz bulunan Mm, Arado, şehrimizde bazı mektepleri gezmiş ve kadın bir. liğile temas etmistir. Mm. Arado din kendisile görüşen bir muharririmize seyahatinin sehep- leri ve birliğin maksadı hakkımda su izahatı vermiştir: — Geçen senenin teşrinievvelinden- beri azası bulunduğum birlik hesab. na bir tetkik seyahati (o yapıyorum. Merkezi Londrada olan bi mize Türkiye, Rusya, Amerika Şimali Afrikadan boşka hemen her memleketin (Darülfünun mezunu ka- dın birlikleri) dahildir. Birlik bana iki sene rilmesinj temin ve ayrıca | masraflari deruhte etti. Birliğimizin gayesi darülfünun mezunu kadınlar arasında tesanüt temin etmek, genç kızların tâli tahsil görmelerini ve kız Miseleri için muallim yetişmesini te - mine çalışmaktır. Beynelmilel birlik muhtelif mem» leketlerdeki şubelerine bu maksatla tahsisat verir. Bundan haşka şubele- rimiz arasında muallim mübadelesi de yaparız. Söylediğim gibi Türkiye birliğimi- ze dahil bulunmamakla beraber Bal- kanlara kadar geldiğimden İstifade i ederek İstanbula da gelmekte ve bu suretle seyahatimin neticeleri hak » İ kında yazacağım eser için tetkikatımı biraz daha şümullü bir hale zetir- mek fikrinden kendim: alamadım, İlk mektep müfettişlerinden Ali Ruhi bey isminde bir zatla tanışmış - trm, Onun deliletile bir ilk mektep, bir kez Tisesi ve bir muallim mektebi- ni ziyaret ettim. Bu ziyaretler beni çok alâkadar etti, Çünkü memlekette inkılâptan sonra genç kızların tahsil ve terbiyesi yolunda yapılan terakkis yi çok şayanı hayret buldum. Diğer taraftan kadın bi temas etlim. Ve birliğiz beynelmilel teşekkülümüze girmesini teklif ettim. Fakat bana, Türk kadınmm bütün hu kukunu kazandığı, her hususa erkek- lerle müsavi bulunduğu, binaenaleyh birliğin herhangi bir beynelmilel ka-| * dın teşekkülüne girmiye lüzum gör « mediğj cevabı verildi. İtiraf edeyim, bü cevap beni çok şaşırttı, Biz Avru- pa kadmları da bütün hukukumüuza sahibiz. Erkeklerle beraber herhangi bir işi yapabiliriz. Fakat bununla beraber (Beynelmilel darülfünun me- zunu kadınlar birliği) ne girmekte hiç bir mahzur görmüyoruz. ———— a ——— C. H. F. nahyse kongreleri devam ediyor Cümhuriyet Halk fırkası nahiye kongreleri devam ediyor. Dün de Küçükpazar, Eyüp, Yeşilköy, Galata, Fındıklı, Büyükdere, Ulu- köy, Kemerburgaz, Erenköy, Bostancı, Kızıltoprak, Yeldeğir- meni, Beylerbeyi, Kısıklı, Doğan- cılar, Yenimahalle ve Anadolu nahiyeleri köngrelerini yapmış- lardır. elm Bir konferans Anadoludaki seyahatinden av- det eden kıymetli tayyarecimiz Vecihi bey kugün saat 17 de Halk evinde tayyarecilik ve Ana- doludaki seyahati hakkında bir konferans verecektir. Bu konfe- ransa herkes girebilir. e ki Kangaldaki hadisenin muhakemesi Ankaradan bildirildiğine göre Kangal hakimini öldüren asker- lik şubesi reisi Ferit beyin mü- dafaai nefs halinde bu fili ika ettiği noktasından mahkemece beraetine karar verilmiştir. ! yolcularından Hindistan,! Poliste: “Bir Kayık Devrildi Dün İneboludan gelen vapur Yusuf Efendinin eşyasını alan sandalcı Ali, hava- nın muhalefeti ve vapurun dal- ğaları karşısında sandalını idare İ edememiş ve sandal Galata rıhtımı açıklarında devrilmiştir. Sandalın içinde bulunan sandal cı Ali ile beraber yolculardan Ömer ve eşyalar denize dökül müşlerse de etraftan yetişilerek kurtarılmış'ardır. Kardeş kavğası Beşiktaş'ta Kılıç Alide Camcı çıkmaz sokağında 10 numaralı evde oturan Abdurrahman ve Bahtiyar isminde iki kar- deş arasında dün miras mes'elesi yüzünden çıkan ihtilâf büyük bir kavğa ile neticelenmiştir. Kavgaya Bahtiyarın oğlu Asım da iştirak etmiş ve neticede üçü- de yaralanmışlardır. Bunlardan yarası ağır olan Bahtiyar tedavi edilmek üzre Beyoğlu zükür hastanesine kaldırılmıştır. Bir dayak iddiası Taksimde Şişli sokağında 24 numaralı evde oturan Rasime hanım dün öğleden sonra polis merkezine müracaat ederek aynı evde oturan Niyazi Efendile Hatice hanım tarafından düğül- düğünü iddia etmiştir. Polis bu ihbar üzerine tahkikata başla- mıştır, Bugün ve saat 21,30 di Bir Hak Lu e Celâl Halk geesi, Yakında: MAYA Şehit Belediyesi Şehir Tiyaftosu UN Oyundan sonra 1 hususi tramvay. ii Cumartesi ve pazar günleri ten- — balk gecesi. z tiy; Raşit Rıza ve arkadaşları Bu akşam Canavar imınzum €er de, Müellifi: Faruk Nafiz. 100 - 150, Localar 400 - 500 Üsküdar Hâle sinemasında (Ruhum annem» mümessili: (Victor Bu akşam ilk Defa olarak DAVID GOLDER “Sinema âleminde bir tarihi kayıt eden film, adi milyonlarca temaşa fından alkışlanan film. “Bütün dü kiran tara! Harry Baur Paul Andral re Gaston Jacguet ından, İâveten: Fox dünyu hava- disleri. Korsika baydudarile n Fransa, İngiltere FutSol maçı Ye £ yarışları» Cemiyeti Ak- celsesi. Bu müstesna Gela için yerlerinizi te- darik ediniz. Tel B O. 1656 düöğvliye kartları ba bafra için muteber değildir. Serbest ASRi Sinemada Bugün ve yarın Sant 161.2 matnelerinde Programa ilâveten ZENGiN VARYETE NUMEROLARI Meşhur | İspanyol Mugannisi URiIBARRİI ile Eksantrik Canbazlar JESSY ve HAVEL leri | Darülbedayi Temsilleri | Fiaclar | Acuzenin Müellifi : Nizamettin Nazif Definesi Ressamı : Münif Fehim Namuslu adamlar namuslar leke sürenleri boş komazlar!. — en Mamafi, ne olursa olsun, ortayı kış»! ri i. Bu adamlar, karar vermiş n İçinde, yeniçeri rasında bir memnuniyelsizlik, icap ederse bir kıyam, bir isyan yarata- caklardı.. Ne olursa olacaktı; Kera'nm kellesini bunlara aratacaktı . Kahvesini bitirince gene düşer gibi — Belki,, — dedi — Cülüs bahşiş de kâfi derecede o olmıyacak.. Bayram üstü yeniçeri parasız kalırsa, lükleri a damdan Bu sefer, odabaşı sözlerini tamam.| lamasına bile meydan bırakmamıştı: — Vezirim. Beyhude nefes tüketir.| sin.. Biz hepimiz saadetlü kurbanız.. Ve senden dahi meninunuz.. Hiç bir suretle kazan dırmıya niyetimiz yoktur. Bu sözleri yüksek sesle söylemiş ve derhal ayağa kalkmıştı. Vezir de ayağa kalkir: — Yaa. Siz de mi böyle düşünür - sünüz ağala Faraza sen Samsun - Ocakta bir güna alâmet yoktur. cu başı. Sen baş çavuş. Hepiniz bu! derece sadakat içindesiniz öyle mi? Ve cevap vermesini imkânsız bıra - kan isticalle Samsuncu başıya yak - Taştı, elini kuşağının o arasına soktu çıkardı. Yüzünde şeytani bir tebes » süm belirmi; Velfecrj okuyan göz- Irele korkunç suratlı adama bakarak: — Bu nedir? — dedi — Şu madeni kutu içinde olan nedir ? Samsuncu sustu. — Ben söyliyeyim (o sana.. Su bir macundur ki, kadınlar ağlıyan çocuk- Tarın ağızlarma birer parmak çalar - Yar.. Değil mi? Korkunç yüzlü adam, bu hareke. te bir mana verememişti. Şaşkın şaş- kn mırıldandı: — Beli. Öyledir. . — O halde.-Ne gesiyorvbu ? Çocuk musun sen? söylerken (o odabaşıya e, ve elini, İtiraz etmesine vermeden kuşağı arasına sok- senin — Oooo. Bak!, Seninki hem kalım, hem büyük... Gel bakayım sen. Sen- de de var değil mi? Ver bakayım s6 ninkini de zam. Corbact çarnaçar elini cebine sok tu, büyücek bir kutu çıkardı: — Bu ne zerafet ağn hazretleri, Gümüş bir kutuda taşıyorsunuz ma- cununuzu.. Ver seninkini de! Başçavuş da kuşağından küçücük bir kuluyu uzatınca, vezirin yüzü bir- denbire değ — Hey gidi hey.. — diye söylen - di. — Ehli ırza musallat olan bu belâ nedir? Kaşları çatıldı: — Bumu yeyince uyuyorsunuz de- gil mi ağalar?. Odabaşı, bu işten paşanın neler çkarmak istediğinden bihaber: — Evvelleri pek tutmuyordu. — dedi.— — Tabii tutmazdı.. Çocukların mas cunundan yerdiniz de ondan.. Halbu- ki şimdi.. . — Keramet kutularda mı diyecek- sin paşa?. — Hayır sizin (o sersemliğinizde.. Bu macun çocuk macunu değildir, Ah maklara mahsus bir maddedir. Ve sesin; birdenbire yükselterek! yumruklarını sıktı: — Anah. Ne hallere düşmüş bizim! orta., Ağalar sizi ortamızın haysiyeti. ni korumıya davet ederim. . Dört adam tuhaf tuhaf bakıştılar. — Ortanın haysiyetile bü macun | kutuları arasında bir münasebet bu- İ lamadığınızı görüyorum. Fak ka da etmiyorum. Size bir şey miyeceğim., Yalnız bir şey tavsiye e- deceğim.. Bu gece yemekten sonra, yer gibi yapmız, fakat yemeyiniz bu macundan,. Sonra uyur gibj yapımız. Arifseniz, üçüncü ortanın namusunu nasıl lekelediklerini derhal anlarsı - nIZ.. Zabitler bir kat daha şaşalamış - lardı. Fazla olarak hepsini o berbat bir merak sarmıştı. hatta! padişaha kull beyayet! İ züine ise hiç kimse bakm “Uyumaymız!?,, 4 Bu tavsiyede muhakkak Dİ agi met vardı. Demek ki evlerindt gece bir şeyler dönüyordu d& na varamıyorlardı. Başlarını ne eğmişler, susuoyrlardı. Yı kinkâr bir sesle ve elini sallıy9 Hadi., — dedi — Şimdi gidi menhus kutular bende kalsif- sabah, dileyen gelir burdan Fakat. Sesi şimdi gayet âmirane bir henk almışir, devam etti: — Fakat kutularınızı sanal rar verdiğiniz takdirde, cum üçüncü ortaya teveccüh eden bi fe olacaktır. Namuslu adami”. muslarına leke sürenlerj boş lar... Ve cevap beklemedi. larla onlardan uzaklaştı. girip kapısmı kilitledi. Zorbalar bir an düşünceli si celi bakıştılar, sonra ikişer ikişer dan çıktılar... ON DÖRDÜNCÜ KISIM Karıları ölümü g Ertesi gün değil, daha ertesi yoöni perşembe günü, öğleye üçüncü ortadan dört kol, mah semtlere doğru kışladan uzaklar Bunlardan biri Fatih camii km mahallelerden birinde, ni bir kuyuya bitişik bir evin ön a Geniş Yan durmuştu. Komşu evlerden hınçkırık geliyor, ağlıyan kadın başlar! balardan sarkıyordu. Üçüncü ortadan gelen kold# yüz kişiden fazla adam vardi. arif hiç birinin çenesinj bıçak açmıy gi Mamafi çok beklemediler, MN ra, kapının iki kanadı birden ve İçi lemiz bir evin taşlığında ” baş Grtüleri ve âyeti bohçatat? lü bir kadın tabutu gözükmüstl ne o anda yelken kulaklı, korkü” ge rat Samsuncubaşı kapmın yavaş yavaş geçmişti. ü* Ne bir; “başın sağ olsun" oldu, ne de yanına yanaşın.. yar Yalnız kel ağasının verdiği ret üzerine yedi sekiz kişi de ve tabutu amuzlıyarak sokağ i dılar, Bir cenazeyi takip eden ayak Ji “ kaldırımları dile getiren hüzü" manası vardır. yar” Ağır ağır ve nalçalı kurdun ze sürüyerek gecip gidenlerin ardi mahalle kadmları uzun 74 ka kaldılar. Sonra hıçkırıkla” e” di. Mahalle gene horozlara, V€ kahkahalara kaldı. Üçüncü orta kışlasından İ dört kol, üçer beşer dakika! lalarla Fatih camiinin avles0#/ eti mişlerdi. Bunların her biri de bohçalar ve ipekli bas örtüleri lü birer tabut getirmişti. Tabutları ayrı ayrı ye, dular ve namazları ayrı ayrı yola tan sonra, dört kol birden züldü. mezarlığın» si servileri altına yanyana gir dört tabutta, üçüncü yeniçeri yas nın dört rüknü ile ve “bir kocamak niyetiyle, nikâh Edirnekapı yete. miş dört genç kadmın heyaf çak re bürünmüş ve oluklu Bur” lar rile delik deşik edilmiş vü lıydı. O gün üçüncü orta ca” ağzını açmamış, Samsunc ge Mez edememişti. Odabaşının hiddet “€ me yanına varılamamıştı. 0 tün gün ağlamıştı. » çime” Matbuat balos” 9 Şubutta

Bu sayıdan diğer sayfalar: