28 Aralık 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

28 Aralık 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

k AZ e * p p ENE 52 VAKTT 28 Kânunuevvel İS Tamam mam ya m ia aklanma ilinin aşmmamz si Gümüşlerimizi para yapamaz mıyız? RA m Sv ( Başmakalemizden mabaat | im harp ilân edildikten sonra yavaş yavaş altınlar ondan sonra gümüşler ortadan kalktı. Müba- dele vasıtası olarak yalnız kâğıt para kaldı. Halihazırda paramı- zın altın karşılığı olmadığı için sadece memleketimizin maddi ve manevi itibarına istinat et- mektedir. Bununla beraber borsada Türk parasının kıymet ölçüsü olarak altın mikyasına istinat eden Fransız frangı kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu noktai nazar- dan milli paramız sadece altin mikyasına istinat eden paralar vazıyetindedir. Bu vazıyet bizim için faydalı mıdır, zararlı mıdır? Bu meseleyi artık kat'i surette tetkik ve hak İletmek zamanı gelmiştir. Bir kaç | gön evvel bir makalede izah et- tiğimiz veçhile ahiren İngilterede altın mikyesi aleyhine kuvvetli | bir cereyan başlamıştır. Bunun | sebebi bütün dünyadaki altınla- rm birkaç memleket bankaları- na toplanmış ve bu altınların beynelmilel iktisadi ve mali ha- yat üzerinde bir tahakküm vası- tası haline gelmiş olmasıdır. Hiç şüphesiz İngiltereden başka bir çok memleketler, daha doğrusu dünya üzerindeki ekseri millet- ler altının yegâne kıymet mikyası olarak tanınmasından mütevellit zararlarına müteessir olmaktadır. Binaenaleyh onlar İngilterede başlıyan tek altın mikyası aley- bindeki cereyana taraftar bulun- maktadır. Türklerinde bu ekse- riyet arasında bulunmak Jâzım geldiğine göre şimdiden ( bime- talizm) çift mikyas tarafına geç- mekte bizim için menfaat vardır. Altınla beraber gümüşün de kıy- met mikyası olarak resmen ka- bul edilmesi lâzımdır. Esasen bugün şark ve cenup vilâyetlerimizin mübim bir kıs- mında gümüş filen tedavül vası- tası olarak kullanılıyor, Memle- ketin bir kısmında bu fili vazı- yet devam edip dururken diğer kısmının bu vasıtadan istifade etmemesi doğru değildir. Bina- €naleyh hükümetin gömüse bey- liralık bir gaz kaçakcılığı hak- kında ihbar vaki olduğu ve bu ihbardan üç ay kadar geçtiği halde hâlâ açılan tahkikatın ne- ticelendirilmediği teeyyüt etmiş» tir. Bu tahkikatın böyle aylarca sürüncemede kalmış olmasının sebebi Yaşua Bahar ticaretha- mesinin defterlerini ogösterme- mekte israr itmesi imiş! Bu ticarethane “defterlerinin ortadan kalkmış olması birkaç noktadan nazan dikkati calip görülüyor. Bir kerre ticaretha- , Beye maliye tetkik memuriyle rusymat memuru tarafından ya- pıldn ilk müracaatte hakikaten “defterlerimiz kilitlidir, anahtar kâtiptedir. Yarın gösteririz.,, de- nildiği halde ertesi günü “Def- terlerimiz ticaretbanemizin asıl merkezi olan Viyanadadır.,, tar- zmda bir cevap verilmiş olması- na göre defterlerin kaçırılması- na, takibata ve tetkikata memur edilen kimselerin sebebiyet ve- rip vermedikleri ciheti şayanı tetkiktir. | Madamki kaçakçılık hadisesinin isbatı için bu defter- lerin mutlak ele geçirilmiş ol- masi lâzım geliyordu. Bundan başka bu suretle hadisenin tes- biti müşküldü. O halde ilk günü vukubulan müracaatte “Anahtar nelmilel piyasadaki kıymetinden ne eksik, ne fazla olmamak üz- re muayyen bir kıymet koyması ve bu kıymet üzerinden gümüş İ para basarak kâğıt paranın ba- şında bunun da tedavül vasıtası olarak kullanılmasına müsaade etmesi, vergi mukabilinde gümüş para alması, hazine tediyatında isterse kâğıt parayla beraber gümüş parada vermesi bugün için alınacak ehemmiyetli ted- birlerden biridir. Fakat derhal ilâve edelim ki hükümetin gümüş para basması- nı isterken hariçten memleketi- mize gümüş İthal ederek bugün- kü kâğıt paramızın kıymetini düşürecek şekilde piyasaya mü- temadiyen gümüş para dökülme- s'ni kastetmiyoruz Bu tarzda bir hareket için ortada bir sebep olmadığı gibi bundan beklediği- miz fayda yerine bilâkis zarar verir. Fakat hükümetin elinde zaten gümüş bulunabilir. Bunları basmakta tabii biç bir mabzur yoktur. Bilâkis fayda vardır. Çünkü bugün ölü halinde olan bir servet piyasaya dökülerek fala bir kredi vasıtası olacaktır. Kezalik halkın elinde ev eşyası şeklinde, yabut külçe balinde gümüş mevcut olabilir. Onlarda küçük bir masraf mukabilinde ellerindeki gümüşleri para yapa- bilir. Bu suretle hakiki kıymeti üzerinden kullanabilir. Bugün elinde gümüş olanlar bunları sarfetmek isterse piya- sada mutlaka beynelmilel kıyme- ! tinin üçte birine vermiye mec- bur olmaktadır. Diğer taraftan halkın zararına sattığı gümüşler memleketten harice çıkmaktadır. Bu suretle hem balk, hem bükü- met, hem memleket gümüşün mübadele vasıtası olmaktan çık- mış bu'unmasından dolayı ayrı ayrı zarar görmektedir. İşte al- tanın yanında gümüşünde kıy- met mikyası olarak kabul edil mesi, hükümetin gümüş made- ninden para basarak piyasada tedavülüne müsuade etmesi bu zararlı vazıyetin önüne geçecek» tir. Mehmet Asım kâtiptedir. ,, tedbir almak, kâtibi aratmak icap etmezmiydi? Böyle bir va- ziyette defterlerin ertesi günü sahipleri tarafından teslim edi- leceği muhakkak o sa bile onla- rın elinde bütün bir gün ve ge- ce bırakılması doğru o urmuydu? Birkerre bu nokta ciddi surette tetkika muhtaçtır. Ikinci derecede Yaşua Babar müessesesi tarafından; “defter- lerimiz Viyanadaki merkezimiz- dedir.,, şeklinde bir mazeret ile- riye sürülmesi nasıl kabili kabul olabilir? İstanbulda işliyen bir ticarethanenin defterleri nasıl olurda OViyanaya gönderilir? Mevcut ticaret kanunları böyle bir muameleye müsait midir? Kanunlar müsait olsa ve ha- kikaten defterler Viyanada bu- lunsa bile derhal bir telgraf çekerek defterleri nihayet bir bafta zarfında getirtmek müm- kündü. O balde neden dolayı kaçakçılık ihbarı vaki olduktan ve resmi memurlar tarafından takibat başladıktan sonra iki üç ay geçiyor da niye defterler çı- karılmıyor? Ticarethane defter- lerini ortaya çıkarmıyorsa bunu temin için nasıl oluyor da ka- nuni bir vasıta bulunamıyor? Nihayet nazarı dikkate almak —— —— denilince derhal Harici Irak Başvekili Ankarada Ankara, 27 ( Vakıt) — Irak başvekili Nuri Pş. geldi. Istas- yonda başvekil IsmetPş., hariciye vekili TevfikRüştüB, , Irak sefiri ve sefareterkânı tarafından karşı- landı. İstasyondan İsmet Pş. ile beraber doğru başvekâlete git- tiler ve biraz görüşlüler. Nuri Pş. bilâhare“sefarethaneye gitti. Oğle yemeğini hususi surette IsmetPş.Hz.nin köşkünde yediler, Yemekte hariciye vekili ve Irak sefiri bulundu. Oradan sefarete gelerek istirahat ettiler, Yarın hususi temas'ara baslıvacaktır. Irak başvekiline ziyalet Ankara, 27 ( Vakıt) — Irak başvekili Nuri Pş. şerefine Riya- seticümhur umumi kâtibi TevfikB. bu akşam hususibir ziyafet verdi. Kaçakcılık lâyihası maliye &ncümeninde Ankara, 27 (Vakıt) — Müdâ- faa encümeni kaçakçılıkla mü- cadele teşkilâtı lâyihasının mü- zakeresini ikmal etmiş ve lâyiha maliye encümenine verilmiştir. Alış veriş edilen yerlerin umu- mi yerler sayılması kabul edildi. Kanun perşembe veyahut cumar- tesi meclisten çıkarılacaktır. Sabık ispanya Kraliçesinin mücevherleri Londra, 27 |A. AJ| — Deyli Ekspres Sabık Ispanya kral çesi- nin mücevherlerini Londra piya- sasında satılığa çıkarmak üzere müzakdrata. girmiş! olduğunu yazıyor. lâzım gelir ki mevzu bahsolan kaçakçılık meselesi bir kaç yüz kuruş veya bir kaç yüz lira de- ğildir. Tam 400,000 liranın dev- İet hazinesine verilmediği iddia edilmektedir. Ve böyle bir iddia karşısında böyle bir ticarethane- nin defterlerini saklaması, birinci günü şöyle bir mazeret, sonra böyle bir mazere ileriye sürmesi ciddi surette şüpheleri tahrik edecek bir sebep değil midir? Nihayet aliyyülâde bir kaç yüz liralık kazanç verg'si için çıka- nlması ve üç sene muhafazası i mecburi olan resmi ticarethane defterlerinin kaçakçılık gibi da- ha mühim bir cürüm iddiası kar- şısında üç aydan fazla bir zaman- danberi ortaya çıkarılamaması hayret edilecek bir hadise değil midir ? david golder Yözan: Nemirovsky Nakleden: fa Irene Nemirovsky, “David Gol- der,, isminde bir şaheser yaptı. “David Golder,, İrene Nemi- rovsky'nin ismini ebedileşlirdi. VAKIT, yeni sene ile beraber beşeri manası tam, bareket ve heyecanı tam, ve kıymeti bak- kındaki takdirlerin de tam ol- duğn bu eseri tefrikaya başlıya- caktır. ————— m — Beyoğlu Caddesinde Bir kaza | © RMA e Hariciye vekilimizin Tahran seyahati Vekil Bey bir iki güne kadar gidiyor Ankara, 27 (Vakıt) — Hariciye vekilimiz Tevfik Rüştü Bey Dört beş güne kadar Tabrana hareket edecektir. Vekil Beyit Moskova yoliyle gideceği ve ayrı yoldan Cenevreye döneci söyleniyorsa da henüz kat'i bir şey belli değildir. Bağdattan dönmesi ibtimalide zayıftır. Husrev Bey de Tevfik Rüştü Beyle beraber gidecektir. Tevfik Rüştü Beyin Tahrana gideceği fırkada görüşülmüştür. Korışumuz İranla dostluğumuzun kuvvetlenmesisi temin edecek olan bu seyahati lamışlardır. meb'uslar memnuniyetle karşi” Ecnebilere memieketimizde birçok işler yasak ediliyor Ankaya, 27 ( Vekıt) — Yarın Iktısat encümeni toplacacak ve Türkiyede eçnebi tebasının yapmesi yasak sanatlar lâyihasın! müzakere edecektir. Lâyihaya göre baytarlık, kimyagerlik, esnaf“ hk, küçük tacirlik, küçük sanatkârlık, veya satıcılık çalgıcılık mürettiplik, gazete satıcılığı, para oyunculuğu, bar şarkıcılığı, hekimlik, mühendislik, şöförlük, şöför muavinliği, garsonluk, sim sarlık, tellalık, tercumanlık, tayyare makinistliği, pilotluk, ecne bilerini, yapamiyacagı işlerdendir. Kanun çıkarsa ecnebilere altı” ay müddet, verilecektir. Bundan başka ecnebilerin vilayet, kazâ merkezi ölmıvan ver'erde dükkân acmamaları da teklif edilecektif« Bugün Meciiste Wüzakere Edilecek Kanun'ar Ankara, 27 ( Vakıt) — Yarın mecliste bariciye memurlarını mubassasat kanunu ikinci müzakereden geçecektir: Bundan başl8 Samsun heykeli, Manisa hastahanesi, ihtikâr kanunuda müzakere edilecekgir, | Üst tarafı 1 inci saylada çıkmış, oradan istklâ! caddesine doğrulmuştur. Galataseray mek- tebi önünde otomobillerin sıra- landığını görünce Vitesi açmış, sağda sıralanan otomobil ve tramvayların o soluna ilerlemiştir. Muba'if nizam şekilde ve sör- atle giden bu kamyon tam Zan- bak sokağının başına geldiği si- rada yolün sağını takip eden ve fakat bir tramvay arkasında ka- lan bir otomobil birdenbire görününce yolun sağına geçmek istiyen Celâlettin (o şaşırmış, di- reksiyonu büsbütün sola çevir- rince Zanbak sokağının köşesin- de kaldırıma çıkmış Altıparmak biraderle mağazasının camekân- ları önüne kadar ilerlemiş, önü- ne tesadüf eden insanları ezdik- ten sonra durmuştur. Sarhoş © lan şoför böyle feci bir kazaya sebep olunca kamyondan atla- mış, kaçmıya teşebbüs (o etmiş, fakat yetişen polis memurları tarafından yakalanmıştır. İstiklâl caddesinin geniş yaya kaldırımları Özerinde her türlü vasaiti nakliye kazasından emin bir surette gezerken (ayakları kopan, ezilen talisiz insanlar şunlardır. Ezilenler kimlerdir? Madmazel Mağdalini on yedi yaşındadır. Kalyoncu kulluğunda olurmaktadır. Pazar olduğu iç'n Beyoğlunda gezmiye çıkmiştir. Madam Bodana 42 yaşındadır. Tarlabaşında oturmaktadır. Ço: cuğu ile birlikte hem gezmek, hemde öteberi almak için sokağa çıkmıştır. Madam Aleksandra Şişliye misafirliğe gitmektedir. Komisyoncu Osman vasıf Bey Şişlide Hacı Mansur sokağında oturmaktadır. İşinden O çıkmış, gezerek evine gitmektedir. Re- cep, şölördür. e gezmektedir, Zafranbo'ulu Mehmek, simitci- dir. Akşam simidi satmaktadır. Mustafa Hösnü, seyyar satıcıdır. Kasımpaşada oturmaktadır. Matmazel Meğdelini kazada &a ağır yaralanandır. Sağ baca- geçm$, | ! j j i i ğı diz kapağından kopmuş, mâ" | halli vak'ada kalmıştır. Bundaf başka başından da ehemmiyetli surette yaralıdır. Madam Yuvasa sol ayağı kr rik, başından yaralıdır. Şoföf Recep sırtından yaralıdır. Amu” du fıkar sinin kırıldığı vasnsdil” mektedir. Simitçi Mehmetle sey” yar satıcı Mustafa Hasanın oyak” ları kırıktır. Vücutlarının da mu telif yerleri yara, bere içindedir. | Osman Vasıf beyle madam A leksanderin yaraları hafiftir. BU son ikisinden Maadası Beyoğl# zukur hastanesine kaldırılmıştı. Matmazel Mağdeliniye derh | ameliyat yapılmış, bacağı, dif kapagı yukarısından kesilmiştir Diğerlerine de lâzım gelen am€ liyat ve mudavat yapılmıştır. Kazaya nöbetçi müddeiuı muavinlerinden Şefik B. vaz'ıyet etmiş, dün gece geç vakte k# dar tahkikat ve mahalli vaked# keşif yapmakla meşguldür Ş$* för Celâlettin zabıta doktoru t#” rafından muayene edilmiş, ağ” nın rakı koktuğu ve sathoş o duğu tesbit olunmuştur. Kaz derhal Beyoğlunun her tarafınd# sür'atle şayi olmuş, sokakta esi. efradından kimseler bul&” panlarla maraklılar Taksim poli komiserliğinin önünü kaplamı$ lar, ezilenler hakkında malüms istemişlerdir. Şoför ne diyor? Şoför Celâlettin diyor ki: “Ben caddede sağ tarafı ben gidiyordum. Önümdede bir | otomobil — gidiyordu. Taksimi yaklaşınca birden bire önümü kesecek şekilde manevra yapt” Bende ona çarpmamak için dir reksiyonu sola kıvırdım. oldu. Kabahat önde giden $” föördedir.., il Fransada bir katil idam edildi. | Paris 27 (A.A.)— Bir ceva id ciyi öldürmüş olan Gauchet * cir vakti kiyotine edilmiştir. di Reisicümhur Doumer, | affetmekten Oimtina o etmiğ, Çevchet idam edilirken metak, | tipi muhafaz etmiş ve:““ cez&” | mustahak idim,, demiştir, | ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: