26 Ocak 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

26 Ocak 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

apatıldı payram tatilile bera- Tİİ şubata kadar. Belediyede: Sıhhıye Müdürü istifa etti i Belediye sıhhat işleri müdürü Doktor Neşet Osman bey bu vazifeden istifn etmiştir. Neşet Osman bey istifanamesini ev- velki akşam hasta bulunan vali ve belediye reisi Muhittin beye göndermiş ve Muhittin bey tara- fından bu istifanın kabul edildi- ği dün kendisine bildirilmiştir. Dün bir muharririmiz Neşet Osman beye müracaat ederek istifasının sebebini (Oöğrenmek istemiştir. | Neşet Osman bey sadece: — Ahvali sihhiyem, belediye- rip havaların itratsızlığı yü- e bâlâ salgın şeklinde de- başi stmektedir. Evvelki gece —— kar devamlı surette yağ- ii takdirde bu hastalığın önü- © aa zânnedilmişti. Fakat tiğinge etemadiyen tahavvül et- en matlup derecede kar Mâmıştır, ml n gene mekteplerde talebe iye pek azdı. Resmi daire- > bile erkân ve memurinin kısmı vazifeleri başına gele- tmektedirler, Ancak mektep “ebesinin yaşları küçük olması Magi in i k yüklü ol hhat Hçmdilerini hastalıktan sonra my e m kal» lar, yıla veçhile koruyamama- | mama mani oldu. Onun için ilkesi mevcuttur. istifa ettim. Bu hal ise grıbın binnetice di- ka hastalıklarla ihtilât yapma- i sebep olacaktır. Maarif he- sıhhiyesinin bu iddiası vilâ- #hhiye müdürlüğünce varit Si Memiş ve mekteplerin umu- dış ekilde tatiline lüzum olma- ileri sürülmüştü. Fakat vi- 0 makamı iki sıhhiye heyeti ka daki bu noktai nazar far- i ' tetkike lüzum görmüştür, va- va Faz'ı bey tarafından m tetkikat ve mektepler» ie alman malumat üzerine me- hir” Maarif sıhhiye heyetinin olduğu anlaşılmış ve umu- İri İatilin yapılmasına karar ve- - miştir. Bu karara nazaran şeb- ” zdeki resmi, hususi, akaliyet 8 #enebi mektepleri bu sabah- ? iberen yedi şubat akşamı: “ adar grip münasebetile ta- d edilmişlerdir. Sekiz şubatta İçin bayram tatili başladığı iz mektepler ancak on bir a açılara; tedrisata yeni- başlıyabileceklerdir. fler bey Parise gidiyor ii biyat fakültesi müderris- inden Muzaffer bey Pariste lanacak olan tarih tedrisatı im ine memleketimiz namı- Mek etmek üzere bu gün hareket edecektir. Darülfünun divanı kan un divanı yarın top mübim bazı meseleleri Sörüşe cektir. Demiştir. Bizim aldığımız bu- susi malümata göre belediyenin 932 büdçesi tanzim edilirken sıbhiyeye alt kısmından çıkan ihtilâf neticesi bu istifaya olmuştur belediye bir luzum hasıl sıhhat müdürlüğüde İktisat mü- dürlüğü gibi henüz münhaldir. Ekmek narhı Ekmek yedi fırancelaya 12 kuruş azami fiyat konulmuştur. Ihsaniye ağaçlandırılıyor. Usküdarda İhsaniyeye ağaç dikilmesine devam edilmektedir. Bu iş iki güne kadar bitecektir bundan sonra İstanbulda Top- kapu sarayının alt tarafındaki sahayada çam ağaçlari dikilecek- tir, Ağaçların werelere dikilece- ği şimdiden tesbit edilmiştir. Adliye Vekili gitti Evvelki sabah şehrimize gelen Adliye Vekili Yusuf Kemal B. dün Ankaraya dönmüştür. Gayrimübadilierin bir talebi Gayrimübadiller namma reisi eümhur Hz.ne bir telgraf gön derilmiştir. Telgrafta imza sahibi gayrı- mübadillerin çok perişan bir halde oldukları, ellerindeki bo- noları kırdırmak suretile yaşa- dıkları, paraları olmadıkları için em'âk müzayedesine iştirak et- İ mek üzre İzmire gidemedikleri bildirilmekte mubtelit komisyon da gayrımlibadiller namına sak- İı bulunan paranın alâkadarlara tevzii için emir verilmesi reca edilmektedi Li nı MN A ADA AN Mahmut Nedim Bey ( Son Yemen valisi ) 30 Senelik Siyasi Esrarı ifşa Ediyor ! mun mu Tefrika : 15 mmm Tercüme ve Üiibas hakkı mahfusdur. İkyıp “Yle, ya valkayaklarına ip bağ-| yorlar, yürür, zorla gireriz. til, , sürükliye sürükliye tekrar Ba-| © Bedevinn en nazik damarma, en Uy, ceğiz bunları. İ hassas noktasma dokunmuştum. De - alama atıldı: min köpüren, dizlerini gıcırdatan in- Ve bu evet.. Kelbena andena., san kitlesi yeni bir rüzgârla gene kü. Teri, 8€s, bu kelbena andens bin-i pürdü, fakat bu defa: Mrym bir anda bir feryat gi- — Doğru... Doğru... Doğru ye “ali, Salati, » Ve alisler yaparak ortalığı) zorla gireriz. Diye bağırıyorlardı. — Hadi o halde herkes yerli yeri, ne.. Rahatça yatm, yarm sabah er - kenden yola çıkacağız. Bir koyun sürüsü halinde uzaklaş! trlar, | Miralayın çadırma girdim, O ve arkadaşları korkudan sapsarı olmuş- lar, ve bir haylı ayılmışlardı: — Sen deli misin Allah aşkıma. Bu ne hal? — Ne bileyim ben ya hazretilvali.. Ne bileyim ben, neş'e ile biraz fazla j 8 Dİ bu ma? Si Re evet. Evet!. . Beni AYIp değil mi size. İYİ İşitebilmek için karşım- doğrulur gibi oldular. değil mi, yakışır mı sizin dedim, şurada hiç yok « kişiyiz. Evvelâ biz bum- kadar salimen götü- söz verdik, yemin h ! sjİ 7 yi ir kere. (e Baktık ki! kaçırmışım. 8 ei sokmak lem Ve son merhalede, biraz evvel at «| | Sİ bir müşkütlâk çıkarı lattığı büyük tehlikenin dehşetini yi ri Mi Fırtına şiddetli Evvelki gece yağmıya başlıyan kar dünde fasılalarla bütün gün yağmakta devam etmiştir. Dün kardan başka ara sıra doluda döşmüştür. Evvelki akşam ve dün Karadenizde, ve Marmarada dehşetli fırtınalar olmuş ve Ban- dırma İstanbul seferini yapan vaporlar zorlukla ve büyük te- ehhürle limanımıza gelmiştir. Karadenizde bulunan vapurlar da en yakın limanlara iltica etmiş- lerdir. Kazaya oğramış vapor yoktur. Dün limenımızdan kal kan (o vaporlar Kavağa kadar gitmişler ve fırtınanın şiddetin- den boğazdan çıkamamışlardır. Belediye, temizlik işleri ame- lesi vasıtasıyle dün şehrin ana caddelerindeki (o karları derhal toplalmıştır. Kar devam ettiği taktirde sokaklardaki karların tamamiyle temizlenmesi için be- lediye icabeden tedbirleri almış- tır. Bu meyanda kar makinası da işlemiye müheyya bir hale geti- rilmiştir. mİ Ticaret odasındaki komisyon Evvelce gümrüklerden geçen eşyanın yalnız yüzde beşi açıla- rak muayene edildigi içün açıcı ücreti yalnız bu nisbet üzerinde alınmaktaydı. Halbu ki son emir Üzerine €şyanın tamamı açılarak muayene edilmekte olduğundan açıcı ücreti yüzde doksan beş nisbetinde artmış ve buda tüccarla- rın şikâyetlerini davet etmişti. Nihayet tüccarların Haklı olan bu şikâyetleri karşısında yeni bir tarife hazırlamak Üzere bir komisyon teşkil edilmiştir. Bu komisyon ilk toplantısını dün öğleden son- ra Ticaret Odasinda yapmıştır. 'Kömisyon, Ticüret “odası reisi, Ticaret mıntaka müdürü, rusu- mat baş müdürü ve bir de be- lediye mümessilinden teşekkül etmektedir. Bu komisyonun ha- zırlıyacağı tarife iktisat vekâle- tine gönderilecek ve vekâletçe tastik edildikten sonra tatbik edilecektir. — Hariciye müsteşarı iyileşti geldi Bir müddettenberi Avrupada tedavi edilmekte olan Hariciye müsteşarı Numan B. dünkü Sem- plon Ekspresi'e Avrupadan şeh- rimize gelmiştir. Numan B. Pragda tedavi için dört hâfta kaldığım, tamamiyle iyileşdiğini, Bir kaç güne kadar ri öylemiştir. | 5 yavaş daha iyi anlıyarak; ve min) nettarane gözlerle bakarak: — Size nasıl teşekkiir o edeceğimi! bilmiyorum, dedi, buraya kadar ge! «| İ miş olmasaydınız, halimiz ne olacaktı İ pek âlâ tahmin ediyorum. Çadıra Seyit Abdülkadir ve beş on kişi daha girdi, oturdular, Miralay devam ediyordu: — Bizim için çok yoruldunuz, şim di bir de buradan San'aya dönüş var. Uzun ve meşakkatli bir yol. Bunlara hep bizim selâmetimiz için katlanıyor sünuz.. Hediyelerimizi de reddediyor sunuz. Bilmem ki size nasıl mukabele edeyim, Sonra birdenbire aklına bir şey gelmiş gibi: — Hüdeydede ve Adende harekele müheyya tayyarelerimiz var, emredi- niz, onlardan birini size tahsis ettire» yim, rahat bir seyahatle iki saatte sizi! #lan'aya götürsün.. Seyitler yerlerinden fırladdlar: — Gene mi mel'anet, diye bağırı » yorlardı, ve bir kaçı sanki hemen ha- valanıp uçuverecekmişim gib; üzerime eğilmişlerdi. Ben işi derhal şakaya vurdum ve gülerek: — Nasrl, dedim, bir solukta beni Seylana ulaştırabilir misin Mister Ja koh? Dedim. — Ah... Bakınız aklınıza gene Adliyede i Kaçakcılık aznunu Halyan genci boraet etti Sirkeci garında, üzerinde 300 am k öten ekmeği Sa mare kkında kanu ni takibat yapılan ve ilk olarak ibtisas mabkemesine sevkedilen Petroni Civani ismindeki Italyan gencinin muhakemesine dün de- vam edilmiştir. Mazounun yatak- lı vağunlarda müstahdem bulun- ması (dolayisiyle (ikametkâtu olmadığından ilk celsede tevki- fine ve muhakemenin mevkufen görülmesine karar verilmiş, güm- rükten bazı noktaların sorulma- sı için dava düne bırakılmıştı. Münferit hâkim yerinde Kud- retullah, O iddia (o mekamında Burhanettin beylerin bulunduğu dünkü celsede, gömrük idaresi- nin verdiği cevap okunmuştur, bu cevaptan anlaşıldığına göre giötenin (kilosu başına on küruş gümrük rusmu düşmek- tedir, Muddeiumumi Burhanettin B. kast cürmile hareketinin anla- şılamadığını ve gümrük idaresi» ninde neşgibi vene mıktar maddelerin kaçak addedileceği hakkında o Jazımgelen ihtarları yapmadığmı ileri sürerek maz- nun Petroni Civaninin beraetini istemişlir. Neticede mahkeme, maznunun beraetine karar ver- miştir, Asrif Oruç Beyin açtiğı dava “Yarın, sahibi Arif Oruç be- yin obakaretamiz ( neşriyattan dolayı Obazı Eskişehirliler ve Cumhüriyet * gazetesi “ aleyhine açdığı davaya dün ikinci'cezada devam edilmiştir. Dünkü celse- de, Cumhuriyet sabık mesul müdürü Agâh beyin mahkeme- ye gelmediği, ve Eskişehire yazılan omüzekkereyede benuz cevap verilmediği anlaşılmış, müzekkereye tekiden cevap iste- nilmesine, Agâh beyede tebligat icrasına karar verilerek muha- keme başka güne bırakılmıştır. Türk ortodoksları mezarlık istiyorlar Türk ortodokslarının vaki mü- racaatı Üzerine bunlar için Kâ- ğithaneye yakın bir mahalde hu susi bir mezarlık tesisi kararlaş- tırılmıştır. Mezarlığın mabali bak- kında tetkikat yapılmaktadır. Ter geliyor. Seyitler işaretimle yerlerine otur e AŞ MR 3—- VAKİT26 Kânunusani'193 Zem GÜNÜN ——. . e | Makdonald İstifa Edecek mi? Dünkü telgraflar, Ingiltere ka- binesinin bir bubran geçirdiğini anlatıyordu. Bu haberlere göre Makdonald kabinesi, himaye si- yasetinin tatbiki meselesinden dolayı ihtilâfa düşmüş ve muha- fazakârların reisi olan Mister Baldvin muhalif bir vaziyet almıştır. Mister Makdonald, bu sırada umumi intihabatı yenile- mek istemediğinden, onun bü kuvvetli muhalefeti karşısında is- tifa etmesi bekleniyor. Filhakika Mister Makdonaldin son günlerde kabinesini idare edemez bir halde olduğu mey- dana çıkmıştı. Fakat henüz belli olmıyan bir nokta Mister Makdo- naldin ne yapacağıydı. Çünkü Mis ter Makdonald isterse istifa ede- bileceği gibi isterse kabinesinde tadilât yapabilir, Hatta bugünkü meclisi feshederek intihabatı ye- nilemek de onun elindedir. Mister Makdonald hatırlarda olduğu veçhile amele fırkasın- den ayrıldıktan sonra İngiltere- nin iktisadi bulranım tabfif için milli bir hükümet teşkiline ta- raftar olmuş ve bunun için muhafazakâr fırkası ve ahrar fır- kasının bir kısmıyla teşriki me- sai etmiş, intihabat neticesinde büyük bir ekseriyet kazanmıştı. Intihabatı müteakip Mister Mak- donald bugünkü kabinesini teş- kil etmiş, her fırkaya mensup zevaltan müteşeklil olan kabine işbaşına geldikten sonra aradaki ihtilaflarda tezahür elmiye baş- lamıştı, Milli kabine, denilebilir ki, hiçbir mesele üzerinde fikir ittifakı temin edememektedir. Fakat bugünün en mühim ih- tilâf meselesi gümrük tarifeleri meselesidir, Makdonald kabinesi bu mese» le üzerinde iki kısma ayrılmış bulunuyor. Kabinenin bir kısmı azami derecede himayekâr bir tarifenin kabulüne taraftar bu- lunarak ve bu noktai nazarı bütün kuvvetile müdafaa ediyor ve itbalât #zerinde en ağır rüsu- mun vaz'ı Üzerinde ısrar ediyor. Tabii muhafazakârlar bu fikri iltizam ve onu bütün kuvvetle- (Lütfen sayfam çeviriniz.) Aylardanberi deram eden tahammül dular, Seyit Abdülkadir otururken rn! edilmez tazyıka boyun eğmiyen bir rıldanıyordu ; — Yarabbi, bu herifi bizim başı » mıza belâ mı gönderdin! *.. Ilk müjde! Sabahleyin çaylarımızı içiyorduk. Yarım sant sonra Hüdeydeye müte - veccihen yola çıkacaktık. Bir necap Mısır postasım gelirdi. Bu postaları İngilizlerin elinden kur- tararak getirtebilmek için hususi va #italar kullanıyordum. Şişkin bir yarf nazarı dikkatimi eelbetti, onu açtım, içinden arapça bir dan meşhur şeyh Mahmut Ebul'uyun- un çıkardığı El'efkâr grzetesiydi. Bu şeyh Türk muhibbi olarak se - nelerdenber; şöhret bulmuştu. Miralay Jakop gazeteyi elimde gös rTünce: — Oo. Dedi, bizim aziz dostumu» zun gazetesi. Ne yaman adamdır, kaç defa hapsedildi, kaç kere cezalandı- rıldı, nafile, bir türlü siz; sevmekten vazgeçmedi ve vazgeçemiyecek.. O güzeteye doğru eğilerek: — Gene neler yazmış acaba... Der | Türk kahramanı, Mustafa Kemal Ps» şa, maiyetiyle Anadoluya geçerek kor kak Babrâliye de, bütün düşmanlara da gür sesiyle haksızlıklara, zulme is yan ettiğini adalet ve istiklâl istediği nİ bağırıyor. Türkü bilen ve tanıyan lar şimdi gözlerini Anadolunun bir köşesindeki bu yeni harekete çevirmiş ler, oradan doğacak güneşi bekliyor» lar.) Hiç unutmam, en sonunda da şuş — Dayan bakalım, Mister Lloyd George! Yarabbi o anda ne hale geldim, bir çocuk gibi nasil sevindim, asla, â$ la tasvir edemem, Gazeteyi tutan elim titriyordu. Ye titrek sesimle bu satırları hzl okumıya başladım: Seyitler gazeteyi elimden aldılar, aldılar değil, kaptılar, ve bir Kur'an öper gibi, üçer defa öperek başlarma götürdüler, Ve bu müjdeyi bedevilere yetiştirmek için çadırdan fırladılar, Miralaya baktım, o: — Bu kadar senedir, bu havalide dolaşmış, çalışmış olduğum halde, di. yordu, bedevi ruhunu iyice aniryamân mış olduğumu görerek her lâhza cide ken, ben gazetenin ilk sayfasmda ke-| den müteessir oluyorum, bakmız be narları kırmızı kalemle çizilmiş bir) küçük ve ehemmiyetsiz haberi bile, sütunda şu satırları okuyardum: ç (Bitmedi) ülke in ek ili has iyi Gülğmimi side m liebe ikm sin inni anı al di ld nen

Bu sayıdan diğer sayfalar: