5 Nisan 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

5 Nisan 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TEE — 4 — VAKIT 5 Nisan 1932 Günün haberleri Ihtisas mahkemesinde dün verilen kararlar Muhtelif O kaçakçılık maznunları cezalandırıldılar İzmitte İhsaniye mahiyesinin Mesudiye köyünden Haf Ah- met, kaçakçılık cörmünden maz- nun olarak mevcuden İhtisas mahkemesine verilmiş ve dün muhakeme edilmiştir. Hafız Ahmet Ef., köyünde bakkallık, manifaturacılık ve kö- mürcülük eden bir adamdır. Bir gün şüpbe üzerine evinde bir ıraştırma yapılmış, evin üst ka- unda, dükkânma tahsis ettiği erde alti paket içinde iki ok- L 300 dirhem kıyılmış kaçak lütün ve ayrıca çekmecesinde de 17 defter 1275 varak sıgara kâ- gıdı bulunmuş, derhal hakkında zabıt tutularak adliyeye verilmiş. Mezun, evvelâ eörmünü inkâr etmiş, sonra başka türlü söyle- miştir. İddaasına göre, sızara kâ- larını ve tütüncü dükkânma akan Kürt Osman isminde bi- ridir, sebep, eski bir düşmanlık- tır. Mahkeme bu iddaayı varit gör- memiş, mazoun Hafız Ahmedin 6 ay hapis ve tütünlerden 20 1i- ra, sigara kâğıtlarından da 1275 kuruş para cezasile mahkümiye- miyen eahillerdir. Daha üzerinden bir sene geçme - di. Romanya ve Yuzoslavya Fransa- dan istikraz yaptılar, Bu iki devletin de borç alma şartları aynı Fransx formülüne tabidir. Şartlardan barları 1 — Yüzde 7,5 faiz, yüzde 75 is 1 konto, mecmuu yüzde on beş! öe 2 — Ro yya ve Yugoslavya Fran| sanın harlef siyasetine müzaheret « deceklerdir. 3 — Alman paralardan bir kısmı eski borçlara mahsup edilecektir. 4 — Borç alan devletler bundan sonraki harp malzemesini (Fransa - dan satım alacaklardır. 5 — Borç alan memleketlerin ma - liyesi Fransız bankası tarafından mü rakabe edilecektir. 6 — Borç alan devletler derhal parlâmanter (bir hale girecekler ve Mberal frrkalarm programlarmı tat bik edeceklerdir. Bu formül tatbi - katmm Yuşoslaryada (ilk tesiri Yu goslavyadaki kıral Aleksandr dik - tatörlüğü yerine parlâmanter idare « nin hariçi tazyikle tecessüs etmes; ol- muştur. Niçin sermaye bu kadar siyasi he deflerle beraber hareket ediyor? Çün kü sermaye tam iktisadi gayeleri el. de edeceği yerlere kesafetlice akıp git mektedir. Bu gün bizim yapacağımız işler müstakil Türkiyenin kurtuluş plâ » nma göre Türk menfaatleridir. Tür - kiyeye gelecek fziri alneak sermaye. nin hedefi kendine göre bir plân ta - kip etmektir. Bu plân Balkanlar ve Türkiye için (oancak siyasidir. İk. tsadi olmasma imkân yektur. Nite - kim Türkiyenin © devletçi iktosat sis temiyle ileri sürdüğü faaliyetlerde kazanç ve kâr getirmek gaye değil -| dir, Maksat, umumi hizmetleri mede| möleştirmektir. Onun için bu teseb -! büslerde biz şimdiye kadar azami fes dakârlığa katlandığımız halde ikti) sağ! yardım görmedik. İsmet pasa hükümetinin prosramı| iş sahiplerine karşı harp değildir. İsi met paşa hükümetinin & programı İs Teri Türkiyenin Lorandaki hedefle - rine uydurmaktır. Hükümet simdiye kadar bundan şaşmadı. Bundan geri odörmevi düşünen - ler, Lord Gürrenun sözünü hatırla - amlar. Ve yeni baştan bir istiklâl harbine, yeni baştan bir Sakaryaya, bir Dumlupmara, yeni baştan bir Mu danyaya, ve yeni bsşian bir HLerana hazırlananlar. Bu son imtihandır. SADRİ ETEM tine karar vermiştir, Ahmet tev- kif edilmiştir. Havsn, mahkemede tetkik edildi Evinde 'kaçak sıgara kâğıdı ve tütün kıymağa mahsus havan bu- lunduğundan dolayı Hayık ismin- de birinin dokuzuncu ihtisas mahkamesinde muhakemesine baş- Janılmıştır ve dava, bulunan hava- nın kullanılıp kullanılamıyacağı- nın bir ebli vukuf tarafından tes- piti için düne birakılmışlı. Dün mubhakemeye devam olunmuş, in- hisar fen memurlarından Şeref Bey ehli vukuf olarak dinlenil- miştir. Bulunan parçalar Şeref Beye dermimi bu parçaların tütün ıymağa icahsus bavana ait olup olmadığı ve bu haliyle kullanıp kullanılmıyacağı kendisinden 80- rulmuştur, Şeref bey parçaları birbirine ekledikten sonra, bunun tütün kıymıya mahsus havan olduğunu, ancak barı parçaları soksan bu- lunduğundan, kullanılmıyacağını söylemiştir. Neticede mahkeme, maznunun havan meselesinden beraetine, ancak evinde sekiz defter ka- çak siğara kâğıdın bu'undurdu- ğu sabit olduğundan, 6 ay ha- pis, ber varakı birer kuruştan 520 kuruş para cezasiyle mah- kümiyetine karar vermiştir. Sanasaryan hanı Sanasaryan Ohamna, metruk emvalden oldu”u kaydiyle vilâ- yet vaz'ıyet etmiş, Ermeni pat- rikbanesi bundan dolayı dava açmıştı. Üç senedenberi Eskişe- hir İstanbul, arasmda dolaşan bu dava hakkında, geçenlerde Ermenilerin lehine bir karar ve- rilmişti. Vilâyet bu kararı da temyiz etmiye karar vermiştir. Bu defa temyiz mahkemesinin heyeti umu- miyesi toplanarak Sanasaryan hanı meselesini tetkik edecek, kat'i kararını verecektir. Kaçak domuz sucuğu Bakkal Estapana satmya ça- ıştığı sırada elinde İl okka kaçak domuz sucuğu yakalandı- ğı için mahkemeye sevk edilen Sirkecide sarraf Yuda oğlu Isak efendinin o muhakemesine dün gömrükdeki iht mahkeme. sinde devam edilmiştir. Bunların dükkünma şimendü- fer memurlarından Fehim efendi an bırakıldığı bakkında- ki iddiası sabit olmadığından, suçlu 6 ay hapse mahküm Ool- muştur. Şimendüfer memuru Fehim efendiyle bakkal Estepan berat etmişlerdir. Ipek masa örlüleri Üzerinde kaçak ipek masa ör- tüleri bulunduğu için mabkeme- ye sevk edilen Eye vapuru aş: çısı Mehmet ağıma dün güm- rükteki ihtisas o mahkemesinde muhakemesine bakılmış, Mehmet ağa, badisenin yeni kanundan evvel olduğu naratı dikkate alı narak, eski kanun mucibince dört ay hapse mahküm olmuş- tor. Hakim eski kanun mucibin- ce verildiğinden hakimin inları, ilâmın temyizden tastikine tehir edilmiştir. Elr berat korarı Manifeslo barici eşya bulun duğu iddiasiyle gürrük idaresi tarafından mahkemeye verilen İ 18,05 Balalayka konseri — 19 konser— - Takvim Salı Çarşamba 5 nisan 6 nisan 28 Zilkade 29 Zilkade Gün doğuşu SAT 536 . batışı 1838 1839 Sabah nimazı 437 435 Öğle , 27 12.16 Ikindi 1545 15.55 Akşam ,, 1838 1839 Yatsı a1 v2 İmsak 453 352 Yılın geçen günleri 95 06 »' kalan 278 at Çaylak firaması A Hava — Dün sıcıklık azami 25, aspat 12 dereceydi. o Begün O hiva hafif bulutlu olacak ve rüzgir lodosten cesecektir. | Radyo | Istanbul — 18 den 19 a kadar gramofon, 19,30 dan 2030 a kadar Ha. fiz Burhan beyin iştirâkile sax, 2030 dan 21 e kadar o gramofonla o Karmen zi, 21 den 22 e kadır Hafız Burhan le saz, 92 den 2290 « kadar orkestra Viyana — 1230 vonser — 15 plak — 1640 konser - 17,45 konser — S0.05 konser — 23,.'0 dans. Mellsberg — 750 jimnastik ve musiki — 19,30 konser — 14,30 plak— MW musiki — 1700 könter. Bükreş — 13 pist — 18 orkes- tra — 2030 opetadan nakil, Budapeşlo — 10,15 konser fe mon ve teganni — 1805 konser — J8 Tsipan musikisi — 2040 konser — 23 Tsigan musikisi Oslo — 1530 plak — 91 filsrmo: rik konser — 2315 Macır havaları meyhane havaları, #oskova — 9dın2i e kadar neşriyat. Varşova — 1310 dan 1545 e kadar plak — 1835 senlonik musiki — 21,15 halt komteri'*— 9310 piyano konseri — 93.80 dins. Paris — 845 jimnsstik — 945 eenisiki — TO haber 1480” mülki 2) 2145 İngiliz ve Alman matbcon haber- leri — 22 eski şarkılar — 2230 haber 2315 haber. Yarin G'nisan Viyana — 1230 bonser — 13,40 konser — 15 plak 18 konser — 90,59 operet parçalan — 2220 konser 20,05 konser, Helisberg — 730 jimnssiik ve mosiki — 9730 Jimnastik — 120 kon- ser — 1730 konser — 21,45 konser— 2230 konser Bükreş — 13 plsk — 18 muhtelif Romen havaları — 2040 taganri — 2140 Steç — 92 piyano sola - 2295 Banjo solo Budepeşle — 105 konser — 20 konser — 921 konser — 24 Tsigan musikisi, Oslo — 18 konser — 2i orkestra könseti 93,135 Norveç romansları, Moskova — (Odan ?f e kadar neşriyat Varşova — 18,35 halk konseri — 20,45 radyo gazete — 2215 taganni — 22,45 Rethnven — 24 dans. Paris — 845 Jimnasik — 945 musiki — 21,45 babet — 2290 haber 9945 konser — 9330 Konser, in II Golos vapuru acenlasının dün gümrükteki İhtisas mahkem :sinde muhakemesine bakılmış ve suç sabit olmadığından acentanın be- raetine İrarar verilmiştir. Papazın davası Mabkümiyetle Neticelendi “Jamanak,. neşriyat müdürü, bir! sene hapse, iki bin lira tazmi- nata mahküm oldu Papas Kirkor Karabetyan Ef, tarafından, hakkında bakaret ma- hiyetinde neşriyatta bulunduğu iddaasile « Jamanak » ismindeki ermenice gazete aleyhine açılan dava dön İstanbul ikinci ceza mabkemesinde neticelenmiştir. Mahkeme, «Jamanak» gazetesi neşriyat müdürü Mardiros Ko- çanyan Efendiyi bir sene hapse ve iki bin lira tazminata mabküm etmiştir, Kalpte İğne — Ne kalacak mısınız? — Daha doğrusu gitmiyeceğiz. Kaçmıyacağız. Bu kabil değildir. — Fakat mahvolacaksınız. Üç güne kalmaz tevkif edilirsiniz! — Kim bilir? Ümit ederim ki bir şey olmaz. Fakat her şeye rağ- men bir yere gitmiyeceğimize «- min olunuz. Bunun için size yes min edebilirim. Zira, biz, asla bir meseleyi, halletmeden yarıda br- rakmış kimseler değiliz. — Çıldırdınız mı? Hapse atr- lacakemız. — Korkumuz yok. — Yalan söyliyorsunuz. Biraz evvel korktuğunuzu gözleriniz- den okudum. Sonya ayağa kalkmış elini uzat- mıştız — Bununla beraber, sözlerinizi! kalbimin en derin köşesinde sak- İıyacağım, ve bizi kurtarmak iste- diğinizi aşla unutmıyacağım. Ve mühendis kapıdanı. çıkar ken ilâve etti: — Sekiz güne kadar, belki her şey bitmiş olur. Mühendis, otomobilini evin sağ duvarınm kenarma bırakmıştı. Or dan binayı dönerek kendi evine gitmek daha kolay oluyordu. Lar- tig tam otomobilini hareket etti - receği zaman, başka bir otomobil sesi duydu. Bu Elenaydı. Onunla karşılaşmamak için, mühendis bir müddet bekledi. Bulunduğu yerden salonun için de görüşülenleri (| işitebilirdi.. Fakat Oo mühendis, — dinlemek arzusunda değildi. Buna rağmen salonda Elena'nın kardeşine şu sözleri söylediğini duydu: — Marki vadetti. Yarn ha- yishemese, eidatek, Bekler seyi itiraf o edebileceğini söylet- tiriyorum. Bunun © ehemmiyeti yok. Çünkü bir Haftaya kalmaz. onu hapisten çıkartırım. FRANOY GEZMİYE KARAR VERİYOR O gece Lartig hiç uyumadı. İli kız kardeşler kaçmaktan im tina elmislerdi. Kendilerine ve- rilen Firar fırsatını İullanmax is- tememişlerdi. Kendilerini çok kuv vetli zannediyorlar. Ve Fra» noy, çute reisinin tü erkek oldu» ğunu zannetmek'e o aldanıyordu. Çete reisi, Elena Greşorovnadan başı birisi değil, OO emredi - vor. Yo ya da onun emriyle hare- ket ediyordu. Patrise gelince, pa“ rayla tutulmuş bir katilden baş- ka birsey değildi. Elena bir (sekiz gün) den bah setmisti, Mühendis içinden: — Yeni bir cinayet daha olur- sa, diyordu, ben de onların şerik cürmü olacağım. Fakat hayır. Madem ki Patris bapisterdi, kimse bir cinayet ya pamazdı. Sonra, Sonyaya aşkını itiraf ettiği zaman, genç kızın şöz! lerindeki terssürü (o hatırlryordu. Onu dinlemisti: — Yarabbim, ne güzeldi, ne güzeldi? Sabaha karşı bir az dalar gibi oldu, gözleri yanarak uyudu. Ne yapacağını < bilmiyordu. Gidip Kastelmeyrana bunları anlata - cak mıydı? Bu, boşu boşuna bir düşman kazanmaktan (başka bir sey değildi. Hayır, doğrusu, gi * dip polise habar vermekti. Namus| lw bir adamın vazifesi buydu. Sonyaya (o kurtulmamın çaresini! göstermişti. Fakat rededimişti. Sekiz güne kadar ven! bir terti - batın neticeleneceğini ümit edi - yordu. — En iyisi, dedi, Franoy'a gi- dip dunışayım. Meşhur polis hafiyesi, şimdi o- nun yegâne istinat noktasıydı. Şüphesiz onun hükümleri en iyi hükümlerdi. Gidip ikikız kar» deşleri haber vermekten o menet memiş miydi? İçinden, mühendis Franoy'a çok minnettardı. Bina Nakleden ja. enaleyh, erkenden Franoya git“ ti. Onu, karısıyle beraber bahçe - lerinde buldu. Yeni evliler çiçek topluyorlardı. Madam Franoy, mühendisi karşıladı: — Bonjur Lartig, dedi, pek yorgun bir yüzünüz var. yle madam, hemen hemen uyumadım. Franoy: — Anlıyorum, dedi, pek erken geldiniz.. — Affedersiniz, rahatsız et « — Yok efendim, onun için söy lemiyorum. Zaten pek erken kal kıyoruz. Şunu demek istedim ki her halde bu kadar erken gelişi - nizin bir sebebi olsa gerek. — Sadece sizden bir nasihat rica edeceğim. — Hay hay. Buyrunuz içeri girelim. o Jülyet sen de kal, bel- ki kadınlık inceliğinden istifade ederiz. Hep beraber içeri girdiler. Mü- hendis: — İşte, dedi çiki kelimeyle hu- lâsa edeyim. Bildiğiniz sebepten dolayı Sonyaya firar etmesini teklif ettim. Fakat reddetti. — Ne diyorsunuz, red mi etti? — Burada sekiz sün daha kal maları lâzımmış. Elena şatodan dönünce kız kardeşine, (o Patrise itiraf etmesi için haber gönderi « ğini söyledi. — Vay, demek kendini bu ka- dar kuvvetli telâkki ediyor. — Bütün bunlara ne dersiniz? Gidip haber vermiyelim mi? — Hayır azizim. İhbar etmive ceksiniz. Bunu da pek âlâ bili- sevmek çok iyi Karı koca bakıştılar. Jülyet tebessüm o 2diyordu. -Franoy de vam etti, — Yalnız, çabuk harekete geç meliyiz. Onları ihbar etmiyelim amma, yeni bir sey yapmalarma mâni olalım. Hiç olmazsa şunu öğrensinler ki bir şey yapmala “ rma imkân yoktur ve buradan kaçmaktan başka çareleri kalma mıştır. — O halde na yapacağız. — Gayet kolay, hapishaneye, Patrisi kacırnenklarını haber ve ririz, dikkat ederler. Önümüz - de Anha sekiz gün var. Halbuki bir şey bilmiyoruz. Ve bu müd - det içinde ber şeyi öğrenmek mecburiyatindeyiz. Bu şeytan karlınlar insanı şasırtacak dere « cede kurnazca hareket ediyorlar. Jülvet müdahale etti: © — Azizim, çok rica ederim, bü haftanı dostumuza hasret.. Ve süzel sarışın, ilâve etti: — Hem de kendini bekâr te - likki ederek.. — Canım bunu söylemesi ko « lay amma.. Lartig'e yardım etmek lâ- zem, Belki kurtarılacak bir kaç kişi daha vardır. Hatta on beş gündür bu işle meşgul olman lâ - zımdı. Belki de en son cinayete mâni olabilirdin. Franoy düşünüyordu. sını Yere atarak söndürdü: — Hakkın var, dedi, kat'iy - yen bu işle mesgul olmalıyım. Polis hafiyelik damarları ka - barmıştı. Bir av köpeği gibi, ha vada, av kokusunu duyuyordu. — Sekiz gün bile vaktimiz yok, diyordu, bu az bir zamandır. Tek rar ediyorum ki, bildiğimiz hiç bir şey Hic. Olduğumuz telmeyran, Gregorovna, Oviyak » tan ibaret bir müselles çevirmiş. Otemobillerimizle bir o köşeye, bir o köseve baş vurup duruyoruz. Netice: Hiç! Franoy kalktı, pencereye yali- laştı, dısarıya baktı. İki dakike sonra dönerek: (Bitmedi) . Sigara

Bu sayıdan diğer sayfalar: