7 Nisan 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

7 Nisan 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İntıbalarını anlatıyor Polanyada Snon şehri darüllünunu Madeniyat müderrisi profesör Weilberg bir kaç gündenberi şehrimizde bulur- maktadır. Profesör dün kendisiyle görüşen bir muharririmize şunları söylemiştir * İstanbulu evvelce tasavvur et- tiğimden daha güzel buldum. Şehrinizin hususiyeti güzelliği- nin tâbii oluşudur. Halbuki bir çok Avrupa şehirleri sun'i vası- talarla ve sonradan güzelleştiril- ir, Seyahatim tetkik omaksadile değildir. Fakat zamanım müsait olsaydi bilhassa Anadoluda tet- kat yapmayı çok isterdim. Boğaziçinde gezerken bir çok mermer saraylar olduğunu gör- düm, Eğer bu sarayların inşasın- da kullanılan mermerler Anado- ludan getirilmiş ise memleketiniz şok in. mermer ocaklarına malik bulunuyor demektir. Buda memleket için böyük bir m e t m geçerken bilhassa Çarrara şehrini ziyaret ettim. Şehir adeta bir mermer ocağına benziyordu. Bütün binalar beyaz mermerden yapılmıştı. Şehirde gözün alabildiği her şey yollara, bulunan tozlara kadar azdı, Istanbuldan sonra Yunanistana gideceğim ve Pire, Atina ve orfoyu ziyaret ettikten sonra memlekete döneceğim. Poliste : Saman Bir yavru ateşe Düşerek yandı Bakır köyünde Şamlar karye- sinde sakin Ali ağanın 3 yaşın- daki oğlu Ahmedi annesi evde yalnız bırakmış, Ahmet mangal- daki ateşle oynamaya başlamış ve bir aralık ateşe düşerek ağır Sr yanmış, annesi gelmeden ka, in tahkikat yapılmak- Silivride bir hadise yön Mehmet oğlu li kavga etmişler ve eker biçakla Şevketi sol bi X betta öğründen agır su r, Carih yakalanmıştır. gz Kacak yar meselesi liyor Bir Bulgar gazetesinin Bulga- erene tardı memleketimize mühim ” Sigara girdiğini mev- selesi Üzerine, inhisar- i bu kaçak sigaralar meselesini ehemmiyetle tetkika başlamıştır. Yemen siyasileri Yemende cibal kısmında bir sınıf vardırki hiz onlara (siyasi) deriz. Bunlar belli başlı aşiret ve kabile rüesasıdır. Bunları bükü- mete bağlamak, kendilerinden azami istifade edile bilmek için maaş tabsis edilmiştir. Bunlar arasında ayda 100 altın alanlar ; gibi 3 liraya razı olanlar. da Bu sınıf 93 te ihdas edilmişti. Fakat o vakit bu adamlar > hir rütbe ve nsaba nail o öylece maaş alırınış., Sonraları her va'i kendi- Ve hoş gelen şekli tatbik etmiş, Madeniyat mütehassısı AAA FA ESEK Mahmut Nedim Bey 30 Senelik Siyasi Esrarı ifşa Ediyor ! NA ammanan Tefrika: S5 » Tercüme ve iktibas hakkı mahfuz Gizli işler meydana çıkarılacak Rıhtım şirketine ait antrepolarda yapılan hırsızlık tahkikatı ilerliyor Rıhtım şirketine alt antrepolarda vukua getirilen yüz binlerce liralık hırsızlık hakkında bugün tahkikatı - mıza devam ettik, Aldığımız malüma- ta göre; antrepolara ithal edilen e$ - yalardan çalımanlardan muayen ticare tanelere ait eşyalardır.Bunların beher | sandığı asgari 3 bin lira kıymetinde | eşyayı ihtiya etmektedir. Yalnız bir tlearetaneye ait 54 bin liralık eşyanın! antrepolarda ne olduğu meçhul kal - İ mıştır. Gümrük müfettişleri yaptıkları tahkikatı yalnız gümrüğün hukuku - nu araştırmak suretiyle yaptıkların - dan çalınma hakkında takibat yap - mamışlardır. Bu sebeplerden dolayı gümrük ve inhisarlar vekâleti heyeti teftişiye riyaseti yeniden tahkikat ic Bu rekabet Bir kısım vapurcuları yok edebilir.. Vapurcular arasında öteden- beri mevcut rekabet, son gün- ler zarfında yeniden artmıştır. Dün, bu bususta, alâkadar bir zat kendisiyle görüşen bir mu- harririmize şunları söylemiştir; Ke narı söylemek lâ- umgelirse rekabetin çoğaldığını iddia etmek doğru ekiş Çün. ki bu rekabet uzun zamandan beri devam etmektedir. Ve aşa- ğı yukarı aynı şekli muhafaza etmektedir. Fazla yolcuyla kalkabilmek için vapurcuların çoğu Ücretleri yarı yarıya azaltmışlardır. Ma- mafih rekabetin daha >iyade artması çok muhtemeldir. Çün- kü; rekabet zeminini alele üçüncü mevki veya güverte yol- cuları teşkil etmektedirler. Bi- maenaleyb; havaların ısınması ta- biatiyle (güverte o yolculı a rağbeti de fazlasiyle ara tır, Bu varıyet dahilinde de üc- retlerin daha ziyade düşmiye- ceğini kimse temin edemez. Bu Samsuna bir liraya kadar yolcu götürlyorlar. Bu miktarın 80e yahut daha aşağıya düşmesi beklenebilir. Fakat vapurcular arasındaki kumpanyaların müşkül vaziyete düşmelerine sebebiyet vermesi de mümkün ve muhtemeldir.,, Diğer taraftan vapurcular bir- liği reisi Muzaffer B.de, kendi- siyle görüşen bir muharririmize, vaziyette bir fevkalâdelik olma- dığını, bu şekilde rekabetin öte- denberi devam etmekte olduğu- nu söylemiştir. - : 3 z ( Son Yemen Valisi ) fakat netice bu tufeyli sınıf baki kalmıştır. Ancak bunlarında diğer me- murini devlet gibi ekseriya ma- aşları tedahülde kalırdı.. İşte o vakit de kıyametler (o kopardı. Çünkü (siyasiyyun) ne devlet mü- zayekası, ne buhrandır. hiç bir $€y dinliyemez anlıyamazlardı.. — Para.. para! derlerdi. — Ne söyleseniz, ne anlatsa- 1 0 ayni şeyi tekrar eder- — Para... Para, isteriz. ... Harbı umumiye (yaklaştığımız bu öldürücü rekabetin birçok | | rasma lüzüm görmüş ve bu hususta verilen mevsuk ve esaslı izahat üze » rine tahkikata başlanmıştır. Gümrük ve inhisarlar vekâleti bu sui istimal ve sirkatlere £ 928 senesi| temmuz ayında haber verildiğine gö- re İnhkikatım uzun müddet sürünce - mede kalmasını şayanı dikkat görmüş! ve ilk defa tahkikata haşlayıp da i mum müdürlükten gelen hir emir ü zerine tahkikatı başka bir milfettişe devreden müfettişlerin ifadelerine müracaat edilerek (meselenin gizli safhalarının meydana çıkarılmasına karar vermiştir. Söylendiğine göre; 8,5 sene evvel! 90 kişilik bir tâdat heyetiyle tesbit e dilmekte olan Stj istimal tahkikatı - İnhisarlar Bir kısım memurlar yakında Ankaraya gidecekler Inhisarların birleştirilmesi iş» leri hakkında izahat vermek üzere Ankaraya giden Tütün inbisarı müdürü Hüsnü Beyin daha bir kaç gün orada kalarak bazırlanmakta olan yeni inhisar- lar bütçesiyle kadroları bakkım- da vekâlete lüzum görülen iza” hatı vereceği anlaşılmaktadır. Gelen haberlere göre Hüsnü Beyin şehrimize dönüşünü mü- teakıp bir kısım inhisar me- | murlarının Ankaraya nakilleri mukarrerdir. Gidecek memurlar Ankarada vekâletin inhisar mer- ii kalemini teşkil edecekler- ir, Mamafih düne kadar şebri- mize bu hususta biç bir emir tebliğ edilmemiştir. Hüsnü Bey geldikten sonra şehrimizdeki inhisar idarelerinde oidare şube müdürlerinden mürekkep birko- misyon toplanarak idaredemevcut memurların sicilleri üzerinde tet- kikatyapacakve hazırlanan esaslar tekrar içtimalarına başlıyacak olan inhisarlar umumi müdürlerinden müteşekkil komisyona verilecek- tir. Bu tetkikat neticesinde bir- leşme kadrosuna girecek veya tasfiyeye tabi tutulacak memür- lar tesbit edilecektir. Hüsnü Bey Ankarada tütün inhisarında tasfiyelerine lüzum görülen bir kısım memurlara ait Oo muamelelerlede o meşgul olmaktadır. £ lohisarlarda | bu- lunan bazı memurlar meb'usla- günlerde bu siyasilerin gene bir hayli aylıkları birikmiş bulunu- yordu. İstediler musirren istedi- ler (Tahsilât vukuunda..), (- Is- tanbuldan para gelir gelmez...) diyorduk, fakat ne tahsilât ya- pılabiliyor, ne de İstanbuldan para geliyordu. Ve bir sabah bütün (siyasi) ler dört bir taraf- tan San'ayı kuşattılar. Haddi zatında (siyasi) Jerin adedi üç yüzü geçmezdi, fakat evvelce de söylediğim veçhile (siyasi) mut- | laka bir kabile reisidir. İşte bunlar peşlerine taktıkları mai- yetleri ile San'a önüne geldiler, basmane bir tavür ve vazıyet aldılar. Şehir halkı telâş ve kor- kuya düştü, — Hemen şimdi, bugün pa- ralarımızı mutlaka isteriz. Yok- sa... diye haber gönderirler. Para yoktu. Fakat vaz'yet de tehlikeli idi. lik iş olarak kumandanlığa, nın sürüncemede bırakılması sirkatle maznun olanların izlerini kaybetme - lerine imkân vermiştir. Bu mühim meseleyle bizzat güm - rük ve inhisarlar vekili müsteşarı Â- dil Bey meşgul olmaktadır. Son Za - manlarda Âdil Beye rıhtım sirkatle - rinde medhaldar olanlar hakkmda mufassal malüâmat verilmiş ve çalı - nan eşyaların kimlere ait olduğu, na» sıl çalındığı ve hangi bankalar tara. fından bedellerinin tahsil olunduğu tafsilâtiyle anlatılmıştır. Bugün tahakkuk eden neticeye gör! re rıhtım şirketinin gümrük nizamna mesini tamamiyle tetkik etmiyerek hazine haklarınm çalınmasına mey - dan vermiş olduğudur, o Tahkikatın mühim safhası bitmiştir. 800 EASEEEANAEEE A AAAREEEEAA BEDENE LEKE Tek araba Tramvay şirketinin yeni bir tasavvuru Tramvay şirketi, üçay zarfın- | da, bütün hatlardaki nakliyatı tek vagona indirmeye karar vermiştir. Bu karar, bem kaza- ların önüne geçmek hem seyrü- seferde azami sür'at temin ey- lemek için verilmektedir. Maa- haza henüz Belediyece de kabul edilmiş bir vaziyet yoktur. Tram- vay şirketi hu şekli tatbiki ta- mamiyle kararlaştırdığı takdirde mevcut arabalarını ortadan ke- serek biraz uzatacaktır. Yani 18 oturacak yerden ibaret olan arabaları 24 kişilik yapacaktır. Arabaların yarısı birinci, yarısı ikinci olacaktır. Maamafih Karaköy, Şişane, Bayezit gibi kavislerden bu uzun arabaların viraj yapmaları imkâ- nı olup olmadığı fennen tetkik edilecek, sonra bu mesele hak- kında bir karar verilecektir. Maçka - Eminönü Şimdiye kadar Maçka — Sir- keci ve Kurtuluş — Sirkeci ara- sında işlemekte olan tramvay arabaları dündenberi Maçka — Eminönü ve Kurtuluş — Emin- önü arasında seferlere (o başla” mışlardır. Bu suretle daha fazla sür'at temin edilmiştir. rımıza omektuplarla müracaat ederek yapılacak tasfiyede, tek amirin raporu çok defa bitaraf olamıyacağı için, iki amir tara- fından verilecek rapor üzerine muamele yürütülmesini istemiş- lerdir. askerin kat'iyen bu işe müda- | hassa iffet ve vamus, gayret hale etmemesini ve işin hal ve tesviyesini bana bırakmalarını bildirdim. Siyasiler cevabımız geçikince taşkınlıklar yapmağa başladılar, San'a çarşısının yağma edileceği rivayetleri büyük bir paniğe sebebiyet verdi. Nümayiş olsun diye şehir kapılarında silâh at- mağ başladılar. (San'a) adeta muhâsara edilmişti. Evvelâ haber gönderdim, da- gılsınlar, sonra bu işi görüşürüz, | dedim, dinlemediler, bir başka tecrübe yaparak, bu sefer belli | başlı siyasi rücsayı, görüşmek üzere yanıma davet ettim, gel diler. Fakat benim odama gir- meden defterdarın odasına hü- cum ettiler, defterdar Muzaffer Beydi. Muzaffer Bey senelerce Yemende muhtelif memuriyetler. de bu'unarak ora ahvalini iyice öğrenmiş ve bilmiş fakat bil i | NUN EE EİN yn? Para Demagojisi Demagojinin her türlüsü fenadır, Hele iktısatta demagoji. Eski Atina nın demagogları halkı aldatmak için güzel sözden, zekâdan istifade eder lerdi. o Atinanın odemagojisi Sofist İn elinde İncele, incele güzel bir sans at halini almış, Fakat devrimizin demagojisi, (kaba ve hantaldır. De magog artık güneş altında pırıl pini yanan bir medar kuşunun açılan kanaatları gibi göz kamaştıran belâga te el sürmüyor. OO, ne bir nutuk me rakfısı, ne ahenkli girmek istiyen adamıdır. O Kalas balıkta o bir kaya parçası üstüne çi « kıyor. Blindeki altın kesesini gkir « datıyor. o Alten sesini duyan parasız- lar, bezginler, yorgunlar, bitaplar, rüyalarında para hulyasını yakala « mak için boş günlerini bir ökse halis ne koyanlar ağızları açık (bu güzel şıngırımın etrafında toplanıyor» lar. i Devrin demagyku böyle sessiz müs tuk söylüyor. Li sözün kalplere ÇE YT NE 7 YY ya AY 3 — VAKİT 7 Nisan 1937 — Son zamanlarda Tir sürü ikisi allâmesi (peyda oldu. Kime rTasgelsa niz buhrandan, bütçeden bahsediyor; Ve herkes bütçenin o müvazelenmesi için bir muska, bir kocakarı ilâci has tırlıyor: 2 — “Memlekete para gelsin!,, Bu demagojinin altında sinsi bis menfaat yılanın dişleri sırıit« yar. Bu demagoli, vakıa Türkiyenin asıl bünyesini teskil eden köylüler X« çin faydalı değildir. e Çünkü Türk müsiahsilinin en çok zarar ettiği sö neler o Osmanlı (o imparatorluğunun memlekete en çok (sermaye getirdik ği senelerdir. En çok imtiyazlar v& rip başkalarına iş verdiği zamanla dır, Bu demagoji Türkiyenin şehit halkına da kârlı değildir. nj kolunu (o sallıyân imtiyazların ye rine yerleşmesinden sonra ana Va « tan şehirlerinde — Babil esaretine gö“ türülen yahudiler gibi ana vatan kazancının o hasretiyle kavruldu. O gün bu gündür imtiyazlarla kuvvet « lenen ecnebi müesseseler | şehir hak kımın tezgâhları pazara çıkardı. Onu kâfi görmedi. Evinin sedirini, mutfağının o tenceresini pazara Çi» kardı. Onu da kâfi görmedi, evinin damındaki (o kiremitleri pazara çi « kardı kâfi görmedi. Yatağını, yorga« nımı pazara götürdü, gene kâfi göre medi, bu gün “Ey gaziler, in: z “Altım toprak üstüm yaprak, Tom ramı harp (o meydanlarında değil, hattâ şehir sokaklarında değil, pi m rimizin içinde dodaklarımızda daniyor, o İmtiyazlı şirketler bire ha lâ dünyanın (en pahalı ğini, en pahalı nakliye vasıtalarını, en pa halı ve kötü suyunu içiriyor. m ve dirayeti ile kendini herkese sevdirmiş çok kıymetli ve gaf“ retli bir arkadaştı. (1) Defterdarın odasına saladırıldığını haber alınca yerimden fırladım, o tarafa koştum, hâlâ gözleri- min önündedir : Defterdar Muzaffer Bey ma- sanın başında ayakta dimdik du- ruyor, gözlüklerinin arkasında parıldıyan gözleri, üzerine atık mıya müheyya siyasilere mâtuf ve çok cesur bir hareketle: — Boşuna uğraşıy orsunuz, dev- letten böyle para istenmez, ayıp- tır.. Sonrada para yok işte. (Bitmedi) | T11 Bütün parasızlık dertlerinin üze tine yüklendiği. bu muhterem örkadaş gece gündüz yorgunluk bilmez bir «e yiyle bitap düşmüş ve nihayet mütareke- ye yakın Yemende hepimizin göz yaş» Yarı arasında irtibali darübeka eylemiştir. Burada tekinr Kendisini râhmetle yade- derim, çünkü” Türkiyenin şehir halkı huğuttan eli”

Bu sayıdan diğer sayfalar: