11 Mayıs 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

11 Mayıs 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İN Ismet Paşa ve Talât Paşa vag bariyet Türkiyesinin Baş- Moskovadan döndü. tübü yıkarak i bi yep yeni bir ufuk İşinde vatana avdek etti, et Pş. eski tarihin deko- | deniz ve Türk kara sula” | PM merhal merhale arkada akan Rus ıklimine, kudutta Yakalanmış bir esir kafilesi gibi kalenen Osmanlı diplomat az değildi. Çara Padişahın selâmını gö- 5 Tali e Osmanlı sadrıâzamı $. Kırımdı | İs | Bati? Onun ella "dönüşü Bozlar orlasında eriyen bir or- * rüc'atinden daha hazindi. dip a sıra Rusyayla yapılan Omasi misafirlikleri Osmanlı »#'Omasi hezimelinin, surala vu- Kitty, ir kabahat gibi yöz ka- ".. i Karadeniz aynı Karadeniz, dal- aynı dalgalar, Volga o de yatağından akardı. Sa- y İİ daya, ve gün de o günkü gibi Değişen iki ruh, değişen iki Menfaat, bozgundan kuvvete ge- e memleket İsmet Paşayı dan a seyahatinde Talât Paşa- SAN ayırıyor. A'üt Paşa padişahtan selâm o» türdü. Kazak suvarılerinin at ii öm ve yalın kılınçların gör- ON ee yaşlı mağlübun hin İsmet Pş. inkılâp memleketine lap milletinin selâmını gö- , Emperyaliz.n önünde kırılmı- a kılıcın, emperyalizm önünde : k “kılıca selâmini söyledi. met Pş. bizs yarınki istiklâl Nİ m malzemesini getirdi. Is- MP, bize getirdiği hediyeler- “5 Kavvetli Türkiyenin istikbalini ' €diyor. İşte iki dönüş ara- ndaki ark. Hi © Sadri Etem Doumer'in istirahati ruhu Için ayin dalar gün evvel Pariste öl- Mite m Fransa Reisicümhuru tuk, effa M. Doumerin istirshati İçin yarın saat 10da Pan. Tika a » Esprit kilisesinde âyin yapılacaktır. Mera- Ge Fransız sefiri Kont de ap brun, şehrimizdeki Fransız- imiz eenebi sefirlerle hüküme- caki, na bir zat hazır bulu- Vilâvrlin Zaro ağa için bir müracaat Zaro ağavın refikası Kudret H. ve torunları vilâyete tekrar müracaat ederek Zaro ağanın İ hükümet marifetile getirtilmesini istemişlerdir.” Zaro ağadan refikasına gene bir mektupla &ç İngiliz lirası gelmiştir. Zaro ağa mektubunda, İ Ingilterede rahat yaşadığından, henüa İstanbula dönmek fikrinde olmadığından, ihtimal bir sene sonra avdet edebileceğinden bahsetmektedir. Haber verileiğine göre Kudret Hanımın, belediyede Zaro ağa- için bir dava açmak fasavvurun- dadır. Poliste: Aroavut köyünde Yani ısmin- de beş yaşlarında bir çocuk pencere önünde oynarken birden bire muvazenesini o kaybederek sokağa düşmüş ve ağır suretle yaralanmıştır. Pangaltıda Raif isminde sekiz yaşlarında bir çocuk dün cad- deden gçerken hususi plaka ta- şıyan bir otomobilin altında ka- larak başının muhtelif yerlerin- den tehlikeli surette yaralanmış- tır, Kazay sebep olan otomobil aranılmaktadır. Bir genç denize düştü boğuldu; Evve ki akşam. Ahırkapıda bir deniz kazası olmuş, Sultanahmet te oturan alıçı Kadri ustanın oğlu 28 yaşında Halil isminde biri kazaen denize düşerek bo- | gulmuşlur. Gülhanede onuncu tıbbi müsamere Bu seneki Gülhane tıbbi mü- samerelerinin onuncusu, Gülhane konferans salonunda yapılmıştır. Dahiliye muavini Dr. Raif bey tarafından Ponkres re si tümörü Dahiliye muavini Dr. Nutullab bey tarafından “Batınlenfo sar- kom,, Dahiliye muavini Dr, Re- fik bey tarafından “Kebat üstün- de müslaraz ko'on,, Muallim Ap- dülkadir bey tarafından “Bron şektazı vak'aları,, takdim edil- miştir. o Münakaşalara Muallim Bürhanettin Osman, Apdülkadir Lütfi, Lütfi, Süreyya Hidayet, Niyazi Ismet ve doktor Sezai Yazan : Yusuf Ziya re OSMAN man, kor. bu ei yavaş yavaş hararetle- genç kızın getirdiği taze ıya başlıyordu! Emine, ne âlemde?.. Binde orme ivy o Di rine yü- arğan, Annesiyle bir kıskançlık i Şıkardı .. Malüm ya, M Ağa idam bel Ter Bu, ir zaafı vardı! Nimgş Aralık, ortadan kaybolan ç, tekrar gelmişti. esinin mesin kaçırmak» — *mek hazır, dedi... İva çaya küçük bir tebessümle i- — Ma rada daha lezzetli ko- Mağa 1 ; kalktılar. o Fahamet, ç kolunu epi Baka ağ e gene eski Şeker Os- i genç adem, ilk defa canlı ve rahat yürüyordu.. Eevin kapısına uzanan kısa yolu geçerken, başlarına, erik ağaçlarının beyaz çiçekleri dö- küldü.. Fahamet, çapkın bir kahka- hayla aklından geçeni söyledi: — Osman, gelin oluyorum sandım.. Bak, ağaçlar konfeti serpiyorlar |. Bu şaka, kendisini güldürdü. Cemalın yüzündeki hortumu bir az daha sarkıttı ve Osmanın damarlarından bir kokaim mah- lâlü geçirdi! Loş ve serin taşlığın sağında- bi odaya girdiler. Bahçe gibi bir sofra hazırlanmıştı, ve API vE . e nın bakiyeli maaşlarını alamadığı | iki çocuk ağır yaralı EZ Kraliçeler gitti Bir hafta evvel şehrimize ge- len Romanya kraliçesi Maria , iyle büyül sl | Hiz. iyle büyük kızı Yugoslavya | a yn eee kraliçesi Marie Hz. leri dün ak- şamki semplon ekspresile Bel- grada gitmişlerdir. Kraliçeler dün öğle yemeğini misafir oldukları Rober Kollej ikinci müdürü Mr. Hentingtonun evinde yemişler ve hiç bir yere çıkmamışlar saat on yedide Ro- ber Kollejden otomobille hare- ket ederek yanlarında mihman- İ darları Melek Şevket ve Nermin | Muvaffak H. lar olduğu halde Sirkeci istasyonuna gelmişlerdir. Kraliçeler otomobillerinden in- İ dikten sonra Sirkeci garının bir salonunda bir müddet durmuşlar | ve teşyilerine gelen vali Mubid- idin B. logiliz sefiri Sir Corç Klerk ve Romanya sefiri M. Karp Yugoslavya maslabatgüzarı M. Yovanoviç ve diğer bazı 2e- vatla görüşmüşler, vali Muhiddin Beye şehirde gösterilen misafir- perverlikten dolayı teşekkür et- mişlerdir. Romanya ktaliçesi mihmandar- ları Melek Şevket ve Nermin Muvaffak hanımlara büyük ke tada imzalı birer fotoğrafını he- diye etmiş ve Fransızca: *— Sizlere çok teşekkür ederim. Fos toşralımı buradı geçirdiğim günlerin bir hatırası olarak kabul etmenizi rica ede. rim, İstanbul ziyatetimi ve bilhassa Bo” Baziçinde sizinle birlikre yaptığım Jâtif gezintiyi Onutamıyacağıd. | Deniştir. Hanımlar kraliçe Hz.ne te- şekkür © etmişler, > Yugoslavya kraliçesi de mihmandar H. lara hararetle teşekkür ederken: “— Beraberinde i&ir “getirmediğim : için size kendi resmimi veremedipime çök müteessifim , Demiştir * Kraliçeler bundan sonra tre- nin yanıma gelmişler, burada | kendilerine belediye Ingiliz sefiri ! ve koloniler namına bir çok bü- ketler verilmiş, teşyie gelen ze- vatla vedalaştıktan sonra vagon- larına geçmişler, tren 17,35 de hareket etmiştir. Romanya kraliçesi Belgradta bir hafta kaldıktan sonra Bük- reşe dönecektir. Selim Sırrı beyin konferansı Selim Sırrı B. yarınki perşem- be günü akşamı saat sekiz bu- çukta İstanbul radyosunda mu- tat konferansını verecektir. Mev- zu: “Bolu yolunda seyahat inti- baları a va dır. Fahamet oturdu: — Aman ne güzel şeyler... Domatesler, salatalar, turplar, zeytinler... Vallahi ağzım su- landı!., Sonra, Şeker Osmana döndü: — Şöyle, yanıma oturmaz mı- sıv?.. Cemal, sende bu tarafa!.. Ve derhal neş'eli bir yemek başladı... — Kuzu harikulâde olmuş, Hanımfendi... — Artık fennda olsa affet- meniz lâzım,, Ahçı kitabındân başka ustam yok! — Ne söylüyorsunuz. Bunlar sizin marifetleriniz mi?.. Şayanı hayret!,. — Biraz salata.. — Memnuniyetle.. Biraz değil hatta birçok alırım! — Yeşil zeytinde ne güzel bir reçine kokusu var.. — Benim gözlerim zeytin yağlı baklada |... ” Ne rasgele bir. yere e mi de Dip pi ğa ee ey ! Çolak Hayri'nin muhakemesi İ nunun 337 senesinde hakikaten KP M, Günün Haberleri Adliyede: Idamdan iki sene hapse Feriköyünde zevcesi Seheri vazıyette yakalaması üzerine bı- çağile her ikisini de öldüren ara- bacı İbrahimin muhakemesi dün Ağırcezada görülmüştür. Mah- keme evvelâ İbrahimi 450 inci maddeyle idama mahküm etmiş, sonra meşhut cürmü nazarı iti- bare alarak bu cezayı 2 sene ağır hapse indirmiştir. Sultanahmette Şükrü çavuşu öldürmekten mazmun suçlu çolak Hayri, Sabri, ve Arifin muhake- melerine Ağırcezada dün de devam olunmuştur. o Müddeiu- mumi Cemil Bey, muhakemenin geçen celsesinde; kendi tetkik- lerine istinaden, maznun çolak Hayrinin 337 senelerinde bir rüsumat memurunu öldürdüğünü ve muhakemesi görüleceği gün de jandarmanm elinden kurtu: larak Kuvayı omilliyeye iltihak ettiğini söylemiş, Bu cihetin alâ- kadar makamdan sorulmasını istemişti. Gelen cevapta, mar böyle bir cürüm yaptığı bildi- rilmiştir. Dünkü celsede, çolak Hayri tarafından işlenilen bu suçun ne suretle bertaraf edil diğinin, tecil veya affa uğrayıp uğramadığının tetkikine karar verilmiştir. Oluz şahit dinlenildi ibtilâs cürmünden maznun ola- | rak ağır cezada muhakemelerine başlanan Bakırköy mal müdürü | Nail, sarraf Mehmet Beyler ve | rüfekası hakkındaki davaya dün de devam olunmuştur. Muhake- menin dünkü celsesinde tam otuz şahit dinlenilmiştir. Bu dikkate şayan davanın icabet etmiyen şahitlerinin adedi de bundan aşağı değildir. Mehkeme, yek miyen şabitlerin dinlenilmesine lüzum görmüş ve muhakemeyi başka güne birakınıştır. Limon kralı berâat etti Kaçakçılık O maznunu olarak bir müddettenberi sekizinci ihti- | sas mahkemesinde muhskeme | edilen limon tacirlerinden Diya- | mandi Ef. hakkında mahkeme | dün kararını bildirmiştir. Mahkeme Diyamandi Ef. nin kaçakçılık cürmünden beraatine ancak 145 sandık limonun res- Bu seneki Afyon vazıyetimiz Ihracat ofisinin muhtelif mın takalardan aldığı malümata üöre memleketimizin bu seneki afyon vaziyeti şudur: Bilecikte zeriyat tamamen mah- volmuştur. Kütahya, Tavşanlı, Emetde kışlık zeriyat yoktur. Yazlık zeriyat 2 bin dösüm 3 bin kilo raddesindedir. Geçen seneye nisbetle altıda birdir. Re- ko'tenin 1800 ile 2000 kilo ara- sında olacağı tahmin ediliyor. ' Bursada ekilen arazi 11,903 dö- nüm, atılan tohum 8078 kilodur. Edirne, zeriyat 364 dönüm, to- bum 354 kilodur. Balıkesir 37,243 dönüm kışlık zeriyattan yüzde 801 buzulmuştur. Yazlık zeriyat iyidir. İstihsal tahminleri yüzde 20 kış- lıktan, yüzde 30 yazlıktan olmak üzre 50 nisbetindedir. Malatya kışlık kâmilen yanmış; yazlık ze- riyat 1500 dönüm istihsal 6 bin kilo tahmin edilmektedir. Akşe- hir, kışlık zeriyat tamamen mah- volmuştur. Yazlık zeriyattan 75- 100 sandık istibsal tahmin olun- maktadır. Geçen seneki istihsal 450 sandıktı. Boluvadin yazlık ve kışlık zeriyat tamamen mah- volmuşlur. Fındık stoku lbracat ofisine gelen malümata göre 30 nisanda muhtelif mın takalarda 830,665 kilo kabuklu 70,320 kilo kabuksuz fındık sto- ku vardır. Şeker tiatları indi Dün de gümrükten mühim mikdarda toz ve parca şeker i çıkarılmış olduğundan piyasada şeker bollanmıştır. Bu vazıyet karşısında şeker fiatlarını yük- seltmiş olan kenar semtlerdeki bakkallar da dündeü'itibaren”fi- atları indirmiye başlamışlardır. Dün bakkallarda umumiyetle toz şeker 48 kuruştan satılmıştır. srererraemanana, verilmesine ve 145 sandık limon limon için kanunsuz gümrük muamele- sine tevessül ettikleri ihbar ve iddia olunan alâkadar gümrük memurları hakkında iddia ma- kamının kanuni takibatta bulu- nabilmesi için iddia makamına tezkere yazılmasına karar veril miştir, “Köroğlu, gazetesi sleyhine dava Oğrendiğimize göre müddei umumilikçe Köroğlu gazetesinin 7 mayıs tarihli nüshasında çıkan bir yazı matbuat kanununa mu- halif addedilmiş ve gazete âley- mi verildikten sonra kendisine — Aman Hanımefendi, o ne 0?.. Su böreği galiba. Eh mah- voldum bugün |.. Her mevzu üzerinde konuşu- luyordu: Şapka modası, yerli kumaş, sinema haberleri, aşk... Bir aralık, Fabamet, tabağın- daki pilicin lâdes kemiğini gös- tererek Osmana sordu: — Nasıl, kendine güvene bili- yor musun?.. « — Hay hay.. Tutuşalım! — Ama aldatırım, — Muhakkak. Ondan eminim! Fahamet, bu cevaptaki iğneyi anlamıştı. Gözleri şeytan şeytan yandı : — Kâfir. Ne demek istiyor- sun bakayım ?.. — Estağfurullah. Hiç. Hiç bir şey değil! Ve iki ahbap, lâdes kemiği- nin iki ucundan totup durdular: bine dava açılmıştır. daldı. Osmanın gönlünden ve söylenmez arzular geçti, Faha- melin şimarık zekâsı ne muzip- likler buldu.. Uzun... Nihayet genç kız teklif etti: — Sen beni aldatırsın?.. Bu- na karışmam, Senin bileceğin iş, Yok, eğer ben seni aldalırsam.. Gözlerini Osmanın gözlerine karıştırdı: — Hiç iltirez yok, değil mi?.. — Peki... — Bu akşam bize gideri; hafta kalırsın! tee, Gelişir Böyle bir ihtimal, Osmanın (| as'a hatırına gelmemişti. Kendisinde buna takat görü- yor muydu?. Malüm değil... Fakat, en ziyade hemşiresi razı olmadı; — Bu akşam mı?.. Ne söy- odadan lüyorsunuz ?.. o Daha r bahçeye çıksa yorgun düşüyor. — Nesine? - Nesine istersen.. Sen söyle! Şimdiki haline bakmayınız. Sizin neş'enizle canlandı! Gözler, bir dakika düşünceye > Kii ( KİN

Bu sayıdan diğer sayfalar: