23 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

23 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Uludağın Dağ yolu âleme kavuşmuştuk. Muhit küçülüyor genişliyordu | fakat ağ, Bursayı yaz, kış inci vesile taclar, © Proğramı MA göre seyahati i az Ml 2 ete hasrede- le rağ tepesindeki oteide ih» : incak, sonra dağ tepesine ir yolun ortasında cennet gi» pi kd olan Dulu baba mevki- ek emeğini yedikten son Ulud Gibi arımızın hemen enden hazırlanmışlardı. «bir otobüs arkadaş'arı, bir ı zi götürecekti. ktık. Bursr” ş Bey, Ve R ç “za Rusen Bey, ve Lütfü Beyle birlikte Sambaşka bir âlem Mi Ağ yoluna sapar sapmaz bam şka bir âleme kavuştuğumuz belli idi. Bursa altımızda kal) Müşir. Ve biz sanki otomobil ile| gitmiyor, tayyare ile uçuyorduk.| bak yolunun üstünden aşağıya ktıkça Bursa küçülüyor, Bursa Ovası küçülüyor, bütün muhit kü- Sülüyor, fakat ufuk genişliyor, w| büyüyor ve tabiat âlemi il İ | Yordu, Gide gide etrafımıza baktığı” a zaman Bursayı göremez ol - uk. Bursa tabiatin göğsünde bir rüt parçası idi. İnsan elinin attığı mamure çok geçmeden! İatin) geniş sinesinde kaybol-! Huş ve hilkatin büyük eseri; hik) katin uçsuz bucaksız vüsati her hâkim oluştu. ma or srrla o#le3 yolu'ta- 2el Sdiyordur.. Etraf ne kadar gür ve dağ ne kadar muhteşemdi. | lar O arasından nüfuz eden » ta uzakları görüyordu. Deniz İçler yaklaşmış ve etrafı kap- N tepeler ne kadar sıklaşmış- » (Çam ormanında bir yaya Gidiyer, gidiyor, sür'atle gidi- ei Bir çam ormanına vardığı- w zaman “Dulu,, baba dediler. a. «uza Ruşen anlatmağa başla” “ Rivayete göre fetik zamanm- urada gazilere ayran dağıtan bı Mm varmış! Onun namına İmiş ana “Dulu,, baba a akat bu baba Ker kimse ken- ne güzel bir mevki bulmuş? Kr, gözleri okşıyan, ortalığı gölgelere garkeden enine eş na serpilmiş gürbüz çamlar, 8 tarlalar, mer'alar ve niha- Apollon gölü!, tomobil bir lâhza bile dur-! an ilerledi. Yolun her dönü- b nde yep yeni bir güzellik, bam| yo ka bir manzara! Biz bunları b, ma şiriti gibi baş, döndüren i sür'atle görüp geçiyor, ve ta- in güzelliğini damla damla içi- il,“ Adım başında tesadüf e- "n. adım başında gözü okşıyan,! 7 ği başında kalbe ferahlık ve -! d,,; adım başında ruhu sarhoş & i.,, tabiat lâvhaları, tabiat eser- edi) ve nihayet her lâhza tenefüs » wn saf, berrak, nefis hava içi rl mütemadiyen ilerliyor, yükse-| p,, Yükseliyoruz.. , bu güzellikler, bir vi eni o kadar sarhoş etti ki Mobilin köşesinde e ve Vw eğ Ur yıkılır gibi oldum. Meğer Mim gipilik yalnız beni değil, be- “a - İ, İCE nice insanları sar- Kalı, “miş! o Tabiatne kadar Mo bir, , 7 bunca bed dan 3 vMmeden, ; Bibi geçip nı birer ne talmar) reva ne gitmek l Y, site beş dakika süren yük- ' Yakın 3 sonra dağın zirvesine çok! çi Uludağ oteline vardık.| ! Uludağın tepesinden na sapar sapmaz bam ufuk Temmuz ortasında karlı tepâlerdâ ağ başına oturtulan bu “beton! bina, bizi tabiatin sinesinden çeke rek kendi koynuna aldı da 0 sa” yede deminki sarhoşluktan kurtu) labildik.. | Uludağ oteli Konfur dediğimiz kelimenin bü! tün mânasını tahakkuk ettiren U-| ludağ otelinin güzel bir odasında! bir iki saatlik bir ahatten son ra büyük salonda öğle yemeğine indim, Yemek yedikten sonra iyis| den iyiye açılmıştım. | Deniz yüzünden 2100 metre kadar yüksekte idik. (Hava, bi- zim -alıştığımız şehir havası değil, hafif ve serin.. Bir kaç yüz metre yüksekte, yani yaya olarak bir sa“ atlik mesafede ezeli karlarla m.es- tur zirve!, Gezmiye ve konuşmıya basladık.! Uludağ oteli idarei hususi eseridir. iBna, modern, tefri tesisat mükemmeldir. Burada her istediğinizi bülüyor ve istediği4 niz gibi istirahat edebiliyorsunuz. | Kafalarını dinlendirmek istiyen kir adamları için bundan iyi bir yer tasavur olunamaz. Sporcular, tepelere tırmanarak, dağ başın- da karlara dalarak istifade edebi- lirler. Zaif ve nahif insanlar, bu-| rada iştihalarının açıldığını o ve günden güne kuvvet ve sıhhat ka- zandıklarını görürler, | Zaiflemek istiyenler gene bu! rada spor yaparak, © yürüyerek! maksatlarına ererler. Burası ne kadar kalabalık olur- sa olsun, insanın huzuru zerre ka» dar muhtel olmıyor, tabiatin kud- reti o kadar hâkim ki hiç bir ses ,onun sükünunu bozamıyor. Tepenzde karlarile kış mevsi- mi bükümferma iken, Uludağ o- telinde tam bir ilkbahar veya se rin bir yaz mevsimi yaşıyorsunuz. Muhteşem ve zarif Otelin hâkim olduğu manzara! çok vakur, muhteşem ve zariftir.' İstanbuldan gördüğümüz Uludağ açık havalarda İstanbulu gözler » den esirgemiyor. Beni buralarda dolaştıran sa bık eKşişe yeni ismini veren dok- tor Osman Şevki Beyle karşılaş- tık. Bursanın her tarafını her karışını tarihile ve bütün macera-| sile tanryan doktor Şevki Bey, bis! ze bütün etraf ve ahvali hakkım! da çok kıymetli malümat yererek bizi aydınlattı, Bizi misafir eden arkadaşlar! Duju babada bekledikleri için inmek za! manı gelmişti. Tekrar otomobile! atladık ve yarım saat sonra Dulu! babaya vardık. Göndüzün, oto- mobilin sür'atinden biraz ve pek kısa bir zaman rahatsız olduğu -| muzu haber alan misafirperver o-| cilerin hepsi de bizi sıhhatli ve ş örerek son derötv mempun| oldular, Çimenlerin üstüne ve çamların! altma serilen halıların çini üreme oturarak tatlı tatlı İkonuş- tuk. Arkadaşlar, kuzular çevirt -| ları Tepesin | ların kızıllığı arasında uçan de başka bir Uludağ oteli miş, yemekler hazırlamış, Du baba civarındaki mandıranın ne-| fis peynirlerinden tatlılar yapmış- lardı. Samimi sobetler, samimi has - bühaller içinde fevkalâde bir iti- na ve muvaffakıyetle iştiha ile yedik ve kah- ç im çoktan beri mütehassir olduğumuz bir â- lemdi, Sathı bahirden binden faz- la metre yüksekte, temiz ve ber - rak bir hava içinde, koyu © İer altında ve tam gurup vakt dost ellerile hazırlanan . yemeği yemekli hazırlanan! yerken duyduğumuz neş'enin pa| yanı yoktu. Apollon kıp kızıldı ğazasini Acaba Ul i rada mış olsaydı daha iyi olmaz mıy » dı?. dedim.. İlerde burada da, bu gok güzel mevkide de bir otel yas pılacağını mubakkak sayıyorum.| Bu kadar temiz havalı, çamlı, ne-| zaretli mükemmel bir mevkti çıp- lak bırakmak reva değildir. Dulu babanm yeşilliği ile ufuk: bir kuş gibi hareket et Tayyare- den farksız otomobilimiz yere # niyordü. Çok geçmeden Çekirge ve Bursa, elektrik lâmbalarile süs- lenmiş bir sema gibi görünüyordu. Şehrin ufkunda, sığacak bir saha arıyan tayyareler gibi, döne döne iniyorduk. Gece kandil gecesi olduğu için şehrin bütün minareleri de pırıl İspırıl yanıyordu. Bursasm gecesi- ni kat kat güze Şehre vardığ Uludağ günü yaşadığımı diyorduk. O kadar tatlı, canlı, «in- de ve neş'eli idik., O.R. Bulgar-Romen hudur- dunda öldürülen haydutlar Geçenlerde, Bulgarya ile Ro - manya hududunda haydutlar la müsademeler olduğunu yazmış! tık. Bu gibi hadiselerin bir daba| tekrarlanmasına mâni olmak i gin Romanya ve Bulgaristan hü » kümetleri, bu arazide taharriyat yapmışlardır. Romanya tarafında| birçok tevkifat yapılmıştır. Bulga ristanda 154, avni mıntakada on beş kadar tehlikeli haydut yaka -| lanmıştır. Bundan başka, polisp'üğ haydut cesedi bulmuştur. Burler, Romanya hudut muhafızları “ile! müsademede vurulmuş olan hây * dutlara ati Yerli mallar sergisi Sanayi Bil Dördüncü yerli mallar de yer almış olan mües sestleri Temmuz 1902 tarihine ka- inden ; yapıl-! | ağus dar yerlerini izhar etmeleri aksi takdlıde işbu yerlerin müracsst etmekte olan di ger müesseselere verileceği İlin olunur. casa “Işık! Büyük Alman edi- binin sou sözü Göte'nin ölürken söylediği bü | sözdegizli bir mâna var mıdır? Paris, 20 (A.A) — Goet ölmeden evvel söylemiş ol son sözün “İşik!,; kelimesinden İ ibaret olduğunda hemen, hemen iltfak vardır. Uzun müddet bu sözlere rem- | zi bir mânâ izafe edilmiştir. All hastalıkları larından profesör Dumas, Tıp akademesinde bu sözün delâlet etmekte olduğu hakiki manaya mütahassıs- | bamledilmesi icabedeceğini söy lemiştir. Goethe'nin iki defa ışık iste- miş -o'd rivayet edilmektedir; Birisi 22 Mart 1832 sabahı fecir İ vaktı odasında ışıklar söndürül- ü, diğeride ölmeden evvel mün takarröbü anında bütün hâvâsı umumiyetle zayıflamakta İ olduğunedn saat 11.30da rüye- tinin zayıflamağa başladığını bis- setliği zaman... Bir milyon liralık Mücevher çalınmış Bir Alman gazetesinin verdiği habere göre beynelmilel zabıta Moiz Ventora isminde Türk te- | aramakla | baası bir Yahudiyi meşguldür.. Bu adam bir milyon liralık mücevherat mazmun bulanüyormuş. Mücevher Nevyorka gönderilmek birsızliğile yalnız | üzre Morakoda bir antikacı ma- işleten bu mâznun ta rafırdan vapura verilmiş. Rodar is Mar- evker Madam minde, bir kadına aitmiş. nun da ayni vapurla Amerikaya gitmiş ve paket yolda kaybol- şmutur. Matbamıza gelen eserler: a mm Oz dilimize duğra Maallim Hüseyin Kâzım Bey tarafın- dan çıkarılan bu dil ve © yat mec muştr. Ru sayı Suph müasnın 3 Üncü sa Fuat Raif, Dr. Cate Nori, De. Rıza N pları ve Kâzım Beyin Ce Bey hak ında dikkace değer bir ve ayrıca “Darülfünun kapıları dır, makalesi ve şirler'e.dolu » Ahmet, Pevlerin mühim: ya- Şahaber 0 DAVETLER | Malüâllere tütün ik- ramiyesi dağıtılıyor Beyoğlu askerlik şubesinden: pazar, 9 ağustns perşembe, ağustos pa salı, £I Kasımpaşa nahiveşi 10 ağu ahı, 18 ağus z erşembe msaskerlik şubesinde muka İrani ve cfrat şehit senesi tülün edileceğinden yukarda ikişer foteğirat beş kuruşluk bi: Il aş cüzdanları ve resmileriyle ikramiyeleri tevzi ünlerde ve yazı'ı rlikte saat 9 dan 12 jar Beyoğlu askerlik $ pdeki komisyona mü a etmeleri ilâm olurr. 324 doğumlu eczacı Ye baylarlara Beyoğlu askerlik çubesivden : Beyoğlu askerlik ş Je kayıtı ve şube mınıakasında: ikam nan yerli ve yabancı 394 d bunlarla muameleve tabi diş şacı ve baytarların hemen şubeye müra. arındırki emri tebellüğ ecmeleri hekimi diş hekimleri, | nakasa yapılacaktır. | pazartesi 7 VAKIT 23 Temmuz 1937 e Izmir - Pire - iskenderiye postası btumından mir Ekspres postâlarında: Istanbul - İzmir ücretleri, azli GRAZ ERASER! rkeci'den hare- | (Zoaguldak, O Inebole, ın, Ordu, Giresun, Trab zon, Sürmene ve Rize) ye çi- & decekir. Kuklarelindeki kıl'at ibticayı io bwu ot ve 0 kilo sığır eli kapalı zerf- la münakasaya konmuştur. Olun ihalesi 30-7.932 Pazar günü saat 15 de Sığır etinin ihalesi 31-7- 932 Pazartesi günü saat 15 dir. Taliplerin vakti muayyenin- de teklif ve teminat mektuplari- le birlikte Kırklareli Satın alma komisy racaatları. (466) (3016) Beber parçası 250,000 kilo ol- mak üzere 4 parça halinde âyrı ayrı şartnamelerle aleni münaka- saya konulan Fırkanın Tekirdâ- gındaki kıt'at için bir milyon ki- lo odunun görülen lüzum üzerine 24-7-932 Pazar günü saat 16 da ihalesi yapılmak üzere talik edil- diğinin taliplerin Çorlu Alım Sa- | tn Komisyonuna müracaatları, c | 67) (8500) Askeri fabrika- lar ilânları Muhafız Eölüğüne Kilo 0 Şeker 200 Yerli pirinci 0 Şehriye 0 Sade yağı 0 Sabun 350 Nohut 0 Kuruüzüm 0 Çay 0 Reçel 300 Bulgur 200 Kurufasulya 60 Sirke 800 Gaz O Tuz Askeri san'atlar Mektebine Kilo 2600 5000 900 1300 400 1000 s00 10 200 0 0 0 0 1000 10 6 Kalemdir Askeri San'atlar mektebi ile Bakırköy Barut fabrikaları Mu- hatız bölüğü efr için balâda yazıh erzak alınacaktır. 11 8-932 petşembe günl saat 14 te mü- Talip olan- sameleri görmek için Ai V» perşembe günleri Eğ'eden sonra “Ve münakasaya iştirak etmek için de 11-B- 932 de Toptanede Askeri fabrika. ları yollama binasında satın al- ma komisyonuna müracaat ys lemeleri, © (3423) ğ ların; şa

Bu sayıdan diğer sayfalar: