24 Temmuz 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

24 Temmuz 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i Sayı 39 | 0S? varili ; * İm Meşhedi atıyor | | w €ş dost, mahalle kah- iç çardağı altında toplan- 3 buzlu âyranlar, limonata- SİP. nargile tokurdatarak kon yayorlardı. eşhur avcılardan çakar al- , ehmet Beyi attığ b. yin anlattığı he- anlı bir ay hikâyesinden son- edi Cafer söze başladı; Özüm size bir sayyadlıh İatiray nakledem.., Kira | hr bulunanlar, Meşhedinin wi, ütat bir martaval atacağına bire olarak, “dudaklarında gizli tebessümle kulak kesildiler. 3 pa Filme etti: e anda, birgün bıl- avına çıbımıştık.. meded e İle bıldircınların çohluğun ha iç emi, Asüman bir gara De Hemen çifteye yapıştı- gibi endaht etmeğe başla- mom kom bom !... Eom Tarik N:emi sordu : Ulan moruk, çifteyi doldur- k Ni Mu'un? | hedi omuz silkti: | te 8 münasebet gardaşım, Yak nasebet, doldurmağa biç Yoktil., T Papagan eti Nadi efendi, bir gün tipi “li Caferi yemeğe davet St. Sofraya bir tepsi âlâ kı: | hi hindi kondu, Herkes işti- ak, poe Yalniz Meşhedi zdi, Srdu'ar, Yahu neden öyle iştihasız- p Yoksa hindiyi beğenmedin 2 Bek, Beğ ji < çek, Beğenmemişem.. “ Acaip, Bundan daha lezzetli vi mu? ri Kibet olur gardaşım ? < pöngi etmiş o bakayım? ğ ağ Pappagan eti hemmin et- b yahşiydi! Allah, Allah. Papagan eti- zeki hangi ete benziyor? voyyun etine, guzzu etine, iç *tinen tavvuk etine, civciv po etine.. Hasılı bütün ij © Pappaganın ettide ken- > 3imin mukallitti agal,. | Biri beş geçel Aş Shedinin cebinde bir çalar i Bala, ardır. Ara sıra bafif hafif ğ > İliş i in 2 Y İma Bir gün, gene yelek ce- tatlı bir çın gelince Viğedi fırsatı yakaladı : i Saat bir beş geçeyi çaldı. sordu ; İni Ulan katakllci başı, biç vr geçeyi çalar m? #hedi hiç istifini bozmadan: “© Özümün saati beş de illeridi 4. “ik, iahmin < ççallığım, * var kocacığım?.. ni manton terziden gel < Eeğil mi? Soyayır! h. Tabii egki mantonla tiyatro- ezsin, ei İ Tabii ş le, ben de bunu bildiğim İ Neyyire kendime bir bilet y Li > 24 Temmuz 1932 YAKIT'ip ilğyesi ala amma | e LE yg, | * ? * Pazar , Perşembe Günleri Neşrolunur Mizah SŞayıfası * * iki kelime Çocuk aklı Küçük Aydın sor Misafir ile evin du: küçük kızı arasında: — Baba, ebeddiyet ne demek? — Sonu olnuyan işey demek.. — Ezeliyet? — Başlangıcı ol muyan şeğ« — Demek ki, € - bediyyet ve ezeliye - fe en iyi misal araba tekerleği!.. Bu yaşta! Salamon efendi, sekiz yaşındaki oğlu Mişomun yalan söyle diğine kızmıştı; — Edepsiz, diyor du.. Daha bu yaşta a dam aldatmıya utan mıyör musun?.. z > # iğrenir, O başka! Reşat Bey, Büyük idereye gidiyordu. Va İpur müthiş kalaba - ilik, Çaresiz alt ka - 'maraye indi. Fakat yol biter tükenir gi- bi değil ki. Canı & - kilmıya — başlamıştı. Bu aralık biletleri kesmiye gelen memu ra sordu: — Azizim burada cigara içebilir mi - yim? — Hayır efendim. — Neden? — Alt kamarelır da cigara içmek memrdur. — Peki ama, ibi yerdeki bir yığın cigara artıkları ne - dir? i — Efendim onla- re müsaade İsteme - den içmişler! 2g 'Allah korusun! | Genç kiz, kendi. sine yılışan gence: | — Beyhude üzü - lüyorsunuz, o dedi. kalbim, kendisini İmağlüp etmek ist; - | yenlere kargı şiddet. İle müdafaa (edecek — Bunu neye gü venerek söylüyoran - nuz? — Içersindeki bak isörel. | Pazar ola Delikanlı — Kala balık yerlerden hiç hoşlanmam. Kız — Öyle ise ni- çin kalbime girmek istiyorsunuz? «.. ! ! i l (yg gg yy Küçük mebrüre büyük annesini hiç be- ğenmez, Hatta, onun kış ayvası gibi por- suk yüzüne, çipil gözlerine baktıkça adeta Bir gün sordu: — Büyük anne.. € — Ne var yavrum? yy ya ” yy gg yy yg Iki mektep arkadaşı idiler.Birine allah: yürü ya kulum, demiş, alabildiğine zengin etmişti. Öbürü, meteliğe kurşun atan c'nstendi. Bir gün iki eski arkadaş karşılaştılar. Söz arasında, züj zengine: yy gr senin adın ne baka- — Maşallah. Hay. di gel yanıma da seni biraz sevyim . — Hayar efendim, gelemem. — Neden?. — Annem bana sa- kın oturduğun yer- den kımıldama. Mi-! safir kanapenin yırtı. ğını görmesin diye tenbih etli efendim! —Yahu şu köpeğe şaşıyorum, ta yarım saatlik yoldan kokumu ahyor, ne dersin? — Güzelce bir yıkan derim azizim!.. Tavsiye — Acaba büyüdüğüm zaman bende $a- na benziyecek miyim? — Elbet kızım. Yaramazlık etmezsen benzersin... — Küçük Mebrure, bu sözü duyduktan sonra, bütün ev halkının yaka silktiği bir yaramaz oldu! Yanlış Reşat bey, sinirle- rinden (o rahatsızdı. Doktora gitti. Uzun bir muayene. Son ra istintak — Evli misiniz? — Evet, — Nedir o çare? — Zevcenizi o bir kaç ay için tebdiliha| vaya gönderin!. Taze Müşteri, (otelin garsonuna sordu: — Bu istakoz na - sıl, İyi mi? — Enfes beyim, enfes. Bir haftadır, — Eyvah kocacığım, yirmi sen* evvel düğünümüz olan ev zatı dliniz gibi kibar yanmış!.. bir müşleri gelse de — Elbet karıcığım... Bu dünya etme bulma dünyasıdır. Kim- versek diye saklıye - senin abı kimsede kalmaz! ruz! Merak — Acaba, dedi, ben senin kadar zengin olsa idim, ne yapardım?.. N Zengin züğürde cevap verdi... | — O bir şey değil. Ya ben senin gibi züğürt olsaydım acaba ne yapardım y Çifte — Söylemem. — Ama söylersen sana beş kuruş veri. rim. — lemall Hakkı. Ver bakalım on ku. ruş!u Yaş mesetesi — Ahmet bey. Hemşireniz mi bik - yük, siz mi büyüksüz nüz? — Efendim, bu se ne o benden bir yaş! büyük. Gelecek sene! ayni yaşta olacağız.) Öbür sene, ben onu bir yaş geçeceğim?! — Azizim rüyada evli bir adam kendini bekâr görürse ne olur? — Uyanınca inkisarı hayal olur! : Muktesit kadın Karı koca, akşam üstü tatlı — Küçük hanım) tatlı konuşuyorlar : — Eh, bu günne yaptın baka- lım? — Biraz çarşıya gittim.. — Ya... — Kendime üç çift ipek çorap aldım.. öyle ucuz ki söylesem şa- şarsın... — Dörder liraya mı? — Yook.. artık ucuz dedim- se de bedava demedim ya... âltı- şar lirayal.. Nasıl iyi değil mi? — İyiyi, — Sonra, güzel Bursa ipekli- leri gelmiş.. Onlardan da altı takım iç çamaşırlığı aldım. — Mükemmel... — Bir kostümlük, bir de par- desülük aldım. O Biliyorsunya, pardesüm fena olmuştu... —Ali... — Iki çift de eldiven aldım. Değiş tokuş giyerem, idarel olur. Enfes... — Sonra, sanada bir buyun bağı beğendim. — Teşekkür ederim karıcığım. — A, estağfurullab, teşekküre değer bir şey değil... — Bakayım, nerede?.. — Şey. Beğendim ama, sonra düşündüm, Almaktan vaz geçtim, — Neden? — Daha geçen sene aldığın yep yeni duruyor.. Lüzumsuz ye- re masraf etmeyim dedim.. — Elbet karıcığım, elbet.. Ek- sik olma.. — Ya.. Bak ne idareli, ne muktesit karin var, gördün mü?, Çocuk müjdesi! Misafirle çocuk arasında! — Hanım teyze.. — Ne var yavrum? — Benim resmi mi yapsı- Dz â... — Ben ressam değilim ki ço- cuğum.. — Yalan... Ressamsınız ! — Değilim yavrum. Kim söy- ledi sana? — Şey.. Dün gece annem ba- bama söylerken doydum: Celile banım öyle güzel beya sürüyor, öyle güzel boya sörüyor ki dedi | an. Istimlâk! Merhum borizan Tevfik, ope- ratör Cemil paşanın Şehremini olup birçok yerleri istimlâk ede- .İ rek cadde ve park yapmakla meşgul olduğu bir sirada bıyık-. larını kestirmişti, Bir gün, Kadıköy vapurunda Tevfiğe sordular; — Maşallah Tevfik Bey.. Bi- yıklar?.. Borizan Tevfik gülüms'yerek cevap verdi; : — Cemil paşa istimlâk ettil mn Lokantada Garson — Beyefendi, bifteği nasıl buldunuz?.. o ği Müşteri — Tesadüfen azizim,. Patatesleri kasıştırırsen bu'uver diml ğ AR TEZİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: