7 Ağustos 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

7 Ağustos 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

amaa Istanbul gezintileri i Kasım Ef. Hazretlerinin teşriflerine seksen beş gün kaldı! Aklı ve pârasi olan sade apartman yaptıracağına parasını ta, tos böceği ile karınca - un hikâyesini bilirsiniz. için şu iki manzaraya iyi yakmaz! o ö hem # La plâjda, ve birde bakarsınız ki, tur mjy pavada zarif zarif “res dü hatti, ler çizmiş: “Yol görün havasını çalıyorler. Bi Serin pınar başları, ılrk kum- ve Biller ve etrafları oltın çeh- tal, AY çiçeklerile çevrilmiş şef- di mürdüm kokulu bağlar şim- k Yek enfes ama, ah, şu yukar- za, simlerde gördüğünüz man - alar olmasaydı! h, Ey güler yüzlü, sürmeli göz- dileri yani mandalar, siyah in- kap, Şuval çuval taşıyın baka - İl Şimdi okkası dört buçuk - ım elinde kalan bu çu an kadir ve kıymeti bun - tal, esen beş gün sonra anla- Mik suyun ortasındaki kızgın gib rampa eden şu yelken- 2 baktıkça, insanın, bunlar- Ne birinin direğine çıksam da e oradan denize fırlat - N iyeteği geliyor. Fakat, bu, vaki temenni. Seksen beş gün k, ne bu ılık sulu, kızgm kaya- tartan sahili, ne bu sahilde başi uykusuna dalmış yelken Viz, hatirlarsmız. O zaman ak tam, fikriniz, hissiniz, hayaliniz dekg Dile bu yelkenlilerin için - Baca, siyah hamüuleye sapla - k ve size: rü , ödrürlükte kömür, mangal başı Şarkısını çağırtacaktır. bayi ler şimdi serin pınar “rap nda, ılık kumsallarda ve keremi çehreli ay çiçeklerile kal, , şeftali ve mürdüm ko- tana arda fing atarken İs - ba 0 köşesine, bucağına ara- ve kayık kayık taşınan Mr iyi dostuna yan , sonra karışmam ha, at Ağustosböceğine dönersi- ki gü Di o halde? Bitti, 9 haldesi Pek hoşuma S Bi kaderci kâfi mi? nim için evet. Hem ho- *dilgi Biden kimselerin rahatsız tin İstemem... Yumruğunu sıkarak bir Vaziyette Raulün ı. Fakat Raul hiç Ozmadan ve bilâkis bü- »ezaketle ilerliyerek sa- açıverdi. Başmü- tapkasnı kafasına çay e br vaziyette ri, Pencereden, onun mu * 4 HE bu su başında, yarm öbür gün filân bağda - m doğru ac acı kes -| ne raiyane bir keyiftir. lüşlü kadın | Arsen Lüpenin yeni bir macerası tane Karası eserken karmcadan $u tok cevabı alırsınız: — Yazın nerde çaldın, oynadın, ner* de üttün zıpladınsa şimdi de git, orada ısın | Gerek arabada, gerek kayık * ta, gerekse deve sırtında kömü - rün okkası hep dörtle dört buçuk arası,. Aklı ve parası olan sade apartıman yaplıracağına para » İ sını biraz da kömüre yatırsa! Dört buçuk, sekiz buçuk.. A- rada yarı yarıya kâr var. İnsan iki üç sene bu işle meşgul olsa zannederim ki, Fatih yangın yer lerinde mükellef bir “Kömür pa i Jas,, yaptırır. Kış kömürcülüğünün zevkini | pek bilmem ama, yaz kömürcü- lüğünün de kendine göre pek hoş, pek şairane zevkleri vardır. Ii Meselâ şu manda arabasını, ta Çatalca köylerinden, Karadeniz sahillerinden çekerek buraya ge- tirenler burada arabayı boşaltıp da bir mehtaplı gecede . geriye döndüler miydi, değmeyin keyif lerine! İçi yumuşak saman dolu olan çuvaldan şiltelerin üzerine yan gelip, gecenin serin poyrazı- na göğüs açarak yarı uykuda, yarı uyanık, gacır gucur köyün yolunu tutmak az doyulur zevk- lerden midir? Hele O susadıkça kalkıp heybeden bir karpuz ya- kalamak ve onun sularını çene - den aşağı akıtarak şapır o şupur yemek, sonra ilk mola verilen ağaçlıklı bir dere başında güler yüzlü, sürmeli gözlü, obabayani mandaları suya salvererek, sö - ğütlerin altma yanlayıp onların dere içinde geviş (getirmelerini seyretmek ne ömürdür, ne sade, Tetrika No: 18 avini Flament ile yavaş © yavaş caddeyi © tuttuklarını görerek müsterih olmuştu. Şimdiki hal - de sarışm dilber tehlikeden kur- tulmuştu. Raul, eline bir baston alarak tavana vurdu. Bir dakika sonra içeri marki d'Erlemont'un kâti- bi Kurvil giriyordu: — Yukarıya demin güzel bir sarışın kız geldi, gördün mü? — Evet efendim, marki ile konuştular. — Dinledin mi? — Evet. — Ne duydun? — Hiç. birazda kömüre yatırsa... ” Ya kayıklardaki zevk? Şile - den, İrvadan veya daha öteler - den kıvrak bir poyrazla yelken- leri doldurup küçük, kıvırcık dal galarla hafif hafif ve seke seke sallanarak boğazın yolunu tut - mak; Kâradenizin tabii bir iksir gibi ciğerleri yelpazeliyen kar » puz kokulu havasile sık sk acı » karak elile esmer köy somunla - rını kırıp zeytin ve domates sa- latasına kulaç atmak biz şehirli- lerden hangisine nasip olmuş can- dan gelme bir lezzet ve bir işti- hadır? Kömür kayıklarının diğer bir zevki de burada (bulundukları zamandır. Yelkenlilerde ne pire - vardır, | ne tahtakurusu, ne sivrisinek, ne diğer haşarat! Baş taraf da, kıç | taraf da gece gündüz ne cibinlik | ister, ne filit, nede kilit! Biz kapalı evlerimizin kafesli, pan curlu, perdeli, saksılı ve kasvet- li odalarında sıcaktan, sıkıntı » dan, terden aman allah çağırır « ken onlar yosun kokulu sahiller- de denizleri yalıyarak gelen pü- für püfür rüzgârlara karşı öyle hafif, öyle deliksiz, öyle şifalı bir uyku çekerler ki.. Sabah akşam, istedikleri gibi doya doya ve en tabii şekildeki banyoları da ca- ba! Doğrusu kömürcülüğün bu şe- killerine pek bayılırım, fakat, ma halle aralarındaki kış kömürcü- lüğünden hiç hoşlanmam! Za - ten kışın kendisinden hoşlan « mam, karıncanın tok cevabından korktuğum için bunu kendimle beraber size de hatırlatıyorum. Osman Cmal — Hımbil!. Raul da, tıpkı başmüfettiş Jorjörenin maiyetine (o söylediği gibi bu sözü kullanırdı. Fakat Raul söylerken, adileşmiyor, her zamanki sevimli tarzını kaybet- miyordu. Kurvil beyaz ve dört köşe sakallı muhterem bir cen - tilmendi. Daima redingot giyer, tıknaz bir hâkim gibi hareket e - derdi. Konuştuğu zamanlar gü zel kelimeler arar, bulur, sesine bir hususi ahenk verirdi. — Marki ile misafir kız o ka” dar alçak bir sesle görüşüyor * | lardi ki en hassas bir kulağın bi | le sözlerini duymak ihtimali yok | tu.. Raul Kurvilin sözünü kesti: Yarış — Bana bak, dedi, senin bu | kilisede vaız veren bir papas € - | dası ve mantığı ile söylediğin bu İ diğ2 & ki Evvelki gün yapılan a koşularının neticelerini dün Kısacı yazmıştık. Va oşlatı takip eden mütehussıs arkadaşımız bu yarışlara ait görüşlerini ve tenkirleri- Di şu sürede tesbit edivor : Durgun bir lodos havasının arttırdığı boğucu sıcağa rağmen “Veliefendi,, Cuma günü tenha denmiyecek kadar kalaalıktı. Yarışlar en müşkilpesentleri tatmin edecek şekilde oldu. Her koşuya tam ilân olunduğu saatte başlanıyor, müşterek bahis he- sapları çabuk yapiliyor, tediyat koşuların hemen akabinde ifa olunuyordu. Bu suretle tertip ve tanzim bususünda mükemmeli- yete yakın bir tarzda yapılan yarışların sırf spor itibarile halkin heyecanını tahrik edi- ci sahnelerine de şahit olduk. Günün başlıca koşusu 375 lira mükâfatlı ve (2000) metrelik yük- lü koşu idi, A. Sabri Hanımın Romanyadan getirttiği Piper ilk dafa olarak memleketimizin bu seneki en kuvvetli hayvanların- dan ikisi ile bu koşuda karşıla şacaktı, Geçen haftaki kolay ka- i zancına İstinat edenler çok ol- duğundan. Piper rakiplerinden ziyade tutulmuştu. Ekseriyet Pi- perin kazanacağına hükmetmişti. Halbuki netice berakis oldu ve Strombolis, Şneley'in zorlu bini- şile yarışı kazandı. Koşu, tabiri amiyanesile kıran kırana oldu. Çıkışta Strombolis öne atılarak alabildiğine hızlı koşmak suretile arkadaşı Frig'in lehine, koşunun revişini tanzim ediyordu. Bir boy gerisinde Pi- per onu kolayca takip ediyor Friz ise son derece hızlı giden öndekilere yetişebilmek için çok zabmet çekiyordu. Son devir dö- nüldükten sonra üç at arasında mücadele başladı. Pek uzun sür- miyen bu mücadele neticesinde Strombolis, Piper'in iki boy ile- risine geçerek vaziyete tamamile bakim oldu. Frig ahır arkadaşı- nın yarım boy arkasında rakip ats yaklaşmıya çalışırken son gayretini sarfedeceğe benziyordu. Böylece yarış kolan yerine yirmi otuz metrelik kısa bir mesafe kKalıncıya kadar devam eder ve Piperin kazanacağına hükmolu- nurken Strombolis son ve kat'i bir bamiz ile Piperi yanladı. Tekrar kamçı kamçıya çetin bir mücadele başladı. Sonunda St- rombolis bu mücadeleden galip rak yarışı bir büyük farkla or aldı sözler fena halde canımı sıkıyor. Bana cevap ver, fakat benimle konuşma.. Kurvil bu sözleri birer iltifat telâkki ediyormuş gibi, hürmetle iğildi. Raul, devam citi: -—— Mösyö Kurvil, yaptığım i- yilikleri kimsenin yüzüne vur - mak adetim değildir. Yalnız şu- nu söyliyebilirim ki beyaz saka- knm ve görünüşünün verdiği te- | sire rağmen, evvelâ seni sonra ihtiyar annenle babanı sefalet - ten kurtardım. — Mösyö Raul, size karşı o- lan minnettarlığımın hududu yok tur. — Sus, Bana cevap veresin diye konuşmuyorum. Maksadım sadece küçük bir nutuk irat et- mektir. Seni bir çok işlerde kul- landım. İtiraf edersin ki, hep » sinde büyük bir acemilik, bir ik İndi 2: 5 — VAKIT 7 Ağustos 1932 — OR: a Ş İLEN arda gördüklerim! Strombolis'in, cesaret, gayret ve azım gibi hasletler ve Şme- ley'in iyi binişi sayes'nde kazan. dığına şüpbe yoktur. Ancak Piyerle kendi arasında ve lehi- ne olan beş kilo yük farkının bet.ce üzerine tesir yaptığını da kaydetmek lâzıdır. Yani bu mesafede o Strombolis (o Piyere i yalnız dört kilo verebilir kanaa- tindeyim. Piyer, taraftarlarının kendine karşı besledikleri itima- da lâyık olduğunu güzel koşu- sile ispat etti. Yerli ve Arap at ve kısrak- larına mahsus olan satış koşusu da spor noktai nazarından çok güzel oldu. Acemi ve usta bini- ci arasındaki fark bu koşuda bariz surette meydana çıktı. Koşunun başından sonuna ka” dar en önde koşarak hayvanının ayağına uygun ve bu işten biraz fazla bir sür'atle gitdek usulünü takip eden Bayram bütün yarış i imtidadınca âdeta yalnız koştu demek caizdir. Başgözde olarak yarışa giren Tayyarın binicisi belki sahibinin tenbihlerine itti- baen Mes'udun arkasından gidip koşunun sonlarına doğru faaliye- te geçmek ve o suretle kazan- mak yolunu ihtiyar etmiş olabi- lir ki zannımizca bu tarz kendi aleyhine neticelenmiştir. Bu yüz- den Tayyar bir daha güç ele geçirebileceği nadir fırsatlardan birini kaçırdı yarışı Mes'ut bir buçuk boy farkile Tayyardan aldı. . Müşterek bahisten kazanılan para miktarı; Çifte bahisten 150 kuruşa mukabil 51 lifa; Kazanan hayvan üzerine bah. solunan bir liraya mukabil sıra- sile, 510, 390, 270, 175 kuruş; Sıraya giren hayvanlar üzerine bahsolunan bir liraya mukabil i sırasile, 240, 180, 145, 125, 120 100 kuruştur. Galatasaray Olimpiyatiardan Haberler Lus Angelesten gelen son ha- berlerin hulâsasına göre üç adım atlamayı Namba kazanmıştır. Bu atlet 15,75 atlıyarak dünya reko runu kırmıştır. Cirit atma finalinde OMatti kazanmış ve dördüncü defa o - larak olimpiyat rekorunu kır - mıştır. Derece 69,08 dir. İskrim- (Lütfen sayıfayı çeviriniz) Hn gösterdin. Sakalına - İ ve namuslu bir adam şekline kar- şı duyduğum bürmetten dolayı, sana darılmadım. Fakat seni tayin ettiğim yeni vazifede ne yapacaktın? Marki d'Erlemont'- un entrikalarına karşı beni mu- hafaza edecek, çekmeceleri a « | çacak, içinde neler olduğunu öğ renecek, kapılardan dinliyerek konuşulanları odinliyecektin. Ne tice ne oldu? Hiç.. Markinin sen den çekindiği muhakkak. Niha - yet, ne zaman gizli telefonu kul lanmak istesen.. burada bulunup | geçirdiğim iki saat içinde tam u yuduğum zamanı bulup beni u- yandırıyorsun. Bu şerâit altında. — Bu şerait altında benimle çalışamıyacağınızı söylemek isti- yorsunuz, zannederim.. Kurvilin hali cidden acına ». cak bir haldi. (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: