10 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

10 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sayıfa 4 arm 390052298 3802 3 AŞA SAREEANES3252222) Tenkit ! i ve fikir arasında j Bema erene ere ette empeetet ete eegetemmsn an sereeetazsarzzner İsi ES İRİZESLISEİ VAKIT 7 i Kitaplar i Kooperatifçilik dersleri — Türkiyede zürrai koope- ratif hareketi — Umumi içtimaıyat BA Son üç senedir yüksek iktisat ve ticaret mektebinde $essiz, fa - kat özlü bir faaliyet var. Bir ta - raftan yüksek iktisat ve ticafet mektebi dershanelerinde teğri . sat takviye edilirken beri taraf - tan da keyfiyet ve kemijet itiba- rile epey mühim sayılacak bir hay li neşriyat yapılmıştır. 340 teşki « lâtından beri yüksek iktisat ve ti caret mektebinin neşrettiği özlü eserlerin sayısı yirmiyi geçmiştir. Birkaç senede böyle özlü eserler, neşreden iktisat vekâletinin bü yüksek mektebi fikir hayatına yap tığı rehberlikle darülfününün ih- mal ettiği bir sahayı İktsmen del - durmuş oluyor. Yüksek iktısat ve ticaret mek- tebi neşriyatının &oh sayıstnt yük sek iktisat ve ticaret mektebinde açılmış olan serbest (kooperatif dersleri teşkil etmektedir. Bu derslerde muallimler kendi noktai nazarlarını, kendi telâkki- lerini izah etmişlerdir. Kooperatifçilik dersleri: Sup- hi Nuri, Hakkı Nezihi, Rezi Sa ka, Mehmet Servet beylerin tak « rirlerinden mürekkeptir. Ticaret mektebine müdavim ol mıyan, yahut kooperatif hakkın- da hem esaslı, hem de vazih ma - lümat istiyenler (o kooperatifçilik derslerinden pek çok istifade € « deceklerdir. Sırası geldikçe bu dersleri ayrı ayrı tetkik edece» Yiz. isg üz Türkiyede zürral kooperatif hareketi Bu eserin muharriri o İsmail Hüsrev beydir. İsmail Hüsrev B, Kadrodaki neşriyatı, ve (iktisat tedrisatı hakkında neşrettiği ol » gun eserile iktrsadi hadiseler hak kındaki noktai nazarını söylemiş bir müelliftir. Bizde o prensipine sadık, görüşünü bir sisteme rapte den muharrir ne kadar azdır. İs- mail Hüsrev bey Türkiyenin kur- tuluşu İçin asıl olan umdelerden birinin de kooperatif olduğuna ka nidir. Türkiyede zirai kooperatif hareketini bu akide ile yazmış « tır. İsmal Hüsrev bey bu eserinde sadece bir hakikati istemekle kal mamıştır. Bilâkis bü hakikatin ta- hakkuku için lâzım olan şartları pek objektif bir şekilde tetkik et mektedir. İsmail Hüsrev bey, kooperatif bakkında umumi malümat ver « 'dikten sonra tarif ve tasnif yapı- yor. Bundan sonra Türkiyede $i - rai kooperatiflerin teşekkülü için İâzım ölan afaki şartlarını tetkik ediyor, Köy iktısadiyatını, köyde börçlânmanın, nakit, mal, ve işü #erinden muhtelif şekillerini, ve kredi kööperatiflerinin hareketle rini, yâni sermayelerini, muamele lerini, kârın dağılma tarzımı, #oh vağiyetlerini anlatıyor. Hususi kooperatifler hakkın * da malümat veriyor. İsmail Hüs - rev Bey, 65 sayıfaya sıkıştırdığı bu eserde, tetkikleri pek canlıdır. İsmail Hüsrev bu eserile metot - çuluğa da bir misal vermiş olu - yor. 'düz ” Umumi içtimaiyat Galatasâray lisesi felsefe ve iç timaiyat hocası Hilmi Ziya beyin | dan bir gilt halinde neşredildi. Eserden bahiöstmeten &vvel, tale- bemizin eter neşrinde kitapçıları inizi ve inâ4'ül İlim #nakamlarını ikaz ödeğek öir öasaretle hareket» İerini takdirle kaydetmek icap & der, Neşriyatın pek seyrekleştiği | bir zamanda, &idâl bir esefi gün- deliklârinden artırdikleri para ile | basmak liyakatini gösteren genç - leri candan selâmlarım. | Hilmi Ziya Bey, Umumi İçti - maiyat eserinde içtimaıyatın tarih çesini yapıyor. 60 sayıfa içine #1 - gan bu kisim hakikaten faydalı - dır. Bundan #onra Hilmi Ziya B, içtimaiyatta usulden bahsediyor. Ve tasnife geçiyor. Hilmi Ziya be ya göre, temiyet klandan kabile » ye, kabileden siteye, siteden impa- ratorluğa, imparatorluktan Burga, A) Hilmi Ziya Bey. kitabinda yetten millet devrine geçer. Hilmi Ziya bey bilhassa içti - maiyat hakkında umumi malümat almak istiyenler için bu eseri ha- zırlamış olacak. Keridisi muayyen i bir içtimaiyat mektebini kabul et- miş değildir. Muhtelif sosyoloji mektepleri « nin telâkkilerini yan yana dize - rek gençlere muhtelif içtimaiyat mekteplerini mukayeseye imkân bırakmıştır. Bilhassa bahis niha- yetlerine ilâve edilen billiyograf- ya çalışmak istiyen gençler için ayrı bir mehaz olacaktir. Hilmi Ziya bey eserinin mukad dimesinde de bu eseri gençleri iç- timaiyatım felsefesi hakkında dü- şünmiye alıştırmak için yazdığı » nt söylemektedir. Hilmi Ziya Beyin eseri mat almak isteyenler için faydalı | olmakla beraber, ilmi olmaktan | ziyade felsefeci ruhunu taşıyan | metottan fazla, sisteme ehemmi- yet veren Hilmi Ziya Bey içtima- iyat kitabında da kendisini bu ka- rakterle ortaya atmaktadır. Hilmi Ziya Beyin umumi içtimaiyat mu- ayyeniyeti kendisine basamak yap mak istiyen bir felsefe telâkkisi- ni taşımaktadır. Bunun için kitap ilmi gözükme sine rağmen fazla “Doğum, a bağlanmıştır. Bize gelince, Hilmi Ziya Beyin detslerinden mürekkep bir | eilt Galatasaray talebe sandığı tarafın Bize gelince; Hilmi Ziya Bey, umumi içtimaiyatile kütüphane- mize, gençler için çok çorak olan sahada susuzluğa çare olacak bir eser vermiş oldu. Hilmi Ziya Beyin ülhumi içti- | maiyât eseriride ilim (Hususunda titiz olanların itiraz edecekleri noktalar şunlardır! A) Hilmi Ziya Bey kitabında bahislerin nihayetine birer biblo- rafya ilâve etmiştir. Bu bibloğ- rafyada otorite addedilebilecek İ şahsiyetler yanında otorite adde- dilemiyecek müelliflerin isimleri ve eserleri var. Bü eserler bir naza riyeyi kurmak için kâfi delil teş- kil edemezler. B) Hilmi Ziya Bey müracaat elliği veya müracaat edilmesini tavaiya ettiği eserlerden mahezleri işsret etmeli idi. İlmi iddia bu su- retle tevsik edilebilirdi. C) Hilmi Ziya Beyin bu iki malâ- | boltkdn dolayı âcele hükümler terrâiğ olasi pek cok mümkün- dür. —— Derebeyi veDersim Fitaitan öştınız rai, şarka döğ mıza tuhaf, tu , ler çıkar, Bun ardan bir tanesi, en wülüdimi de İ tebeyliktir. Ta Os x idörösi - nin ilk günündenberi devam edeh bu feodal teşekkül, i ğİ taa7- zuv tibarile cümikur di. Şarkta garp vil âye etler zemiyen toprağa #nhip olduğu gi bi ahalisine de tahakküm eden bir saka vardı. Orada bey her! şeydi. Şeyh Sait isyanile feodali- tohin müasır cemiyete nasıl yan baktığı, onu Hasıl ezmek, parça- lamak istediği meydana çıktı. ahkemesi Seğ » yit İdrisi Bitlisi zamanindan beri devam eden şark feodalitesinin teşrihini yaptı. Feodelite iktısa - di bünyesile, siyasi hamlelerile, dini ve ahlâki tslâkkilerile istik - lâl mahkemesi önünde pek bariz İ bir vasıf aldı. Dersim derebeyi arkadaşımız Naşit Hakkının şark vilâyetlerine yaptığı ve İçinden gördüğü bir ha yâttan parçalardır. Naşit nafiz bir gazeteci gözü ile size Dersi « mi ve Derebeyini anlatiyor. Na * şit bir masal söylemiyor fakat masallara girecek kadar senip bir cemiyet şekli olan şark feodalite- sini bir objektif meharetile tesbit ediyor. sd Bu kitap son haftanın hatta İ son ayların dikkate değer mühira İ bir eseridir diyebilirim, Gazeteci İ arkadaşımız Hüseyin o Avninin bir yarım müstemlike oluş tarihi son üç dört senedir yaşıyan bir telâkkiden kuvvetini almaktadır. Hatta denebilir ki, Hüseyin Avni bu nafiz cereyanı kitabında tes » bit etmiştir ve bu tesbit edilen va ktayı realitelerle süsliyerek teze kuvvet vertüiştir. Osmarlı İmpa - ratorluğu 19 uncu asırdan itiba- ren artık bir yarı müstemlikedir. Bu yarı müstemlike bütün evsafi- le öbür yari müstemlikelere ben * zer. Hüseyin Avni #iyesi, iktisadi, hukuki faaliyetleri Iktısadi bünye deki tahavvülleri ösas telikki e - derek tetkik ediyor. Arkadaşımız eserinde şahsi vak'aları tesbit e - derek adeta bir nevi istikra ile yârı müsteralike hükmüne varı- İ yor. Hüseyin Avninin eserinde gör düğüm kusurlar: A) Evvelâ Titabin itmi: Kita - bın istii, bir yarim teüstemlike o- luş tarihi yerine bir yarı müstem- Wke oluşu tarihi demek türkçe - Bin selikasına daha uygun gelir - di. B) Bu kuvvetli tözi ifede için 19 uncu asırda yarı #müstemlike açık pazar haline sokulan uzak ark ve gatpteki sermaye hare * ketleri daha vuzuhla ifade edile- bilirdi. C) Vesikalara biraz daha & - hemmiyet verilebilirdi. Bilhassa mukayese için daha bâzı râkam- lar toplandı. (Fakat bu noktada fazla ısrar etmiyeceğim çünkü biz | Bir yarım müstemtlike oluş tarihi Teli fakat cazibssiz —ı Kadın, ev bizmetinin, yüksek | ve necip faziletler veremiyeceği- hi asla zânnetmdintliğir. Meselâ, tasarrufu ele alalım: Bu, pek mü- tevazı ve pek umümi bir fazilet- tir. İnsanlar, ekseriya bu fazilete malik olmakla iftihat etmezler, bilâkis israf ile öğünürler. Hal bu merkezde iken, eğdr kadın koca- sınin, alın terile kazandığını ta“ sarruf eder, bu sürstle çocukları- ! na bir dilim ekmek artıtirsâ, eğer | tasarruf sayesinde, ailenin şeref ve haysiyetini — suzluğu asli örtemiyen yalancı ışildayışlarla ilk elin gözlerini kamaştırmaya tenezzül etmeksi- zin — muhafaza eder ve muhitin hürmelini mütevazı bir iffet ve mağrur bir sadelikle temin etmeğe muvaffak olursa, bayağı ve basit İ addedilen bu fazilet, bütün mâna- sile kahramanca bir fazilet ol maz mı?, Bilhassa, tasarruf yap- manın pek müşkül olduğu böyle bir zamanda ve İüks içinde yaşa- mend yarıştırıldığı, doymaz ve cinin her şeye hâkim olduğu böy- le bir cemiyet içinde... İntizam ve tertip de birer fa- zilettir. Fakat bunlar da soğuk, cazibesi az faziletlerden sayılır- lar. Halbuki, evdeki intizam, dü- şünüşte ve duyuştaki intizamdan doğar. Bu, bizzat saadet değilse de saadetin bir cüz'üdür. Bu biz- zat akıl ve idrak değildir. Fakat | akıl ve idrakin © şartlarından biridir. o Tecrübeli Obir göz için, hayatin sathım - daki intizam, daha derin ve daha dir. İntizam içinde olan bir aile İ ekseriya dirlik ve huzür içinde ya” | şayan bir ailedir. Maamafih, kadınm ev hayatım- da gösterebileceği yüksek kabili- yetler ve takdire lâyrk faziletler yalnız bunlardan ibaret değildir.. Kadın, eve, hilkatin kendine bah- şettiği diğer nimetleri de verebi- lir: Letafet ve zerafet, neş'e ve şataret! Tuhaf değil mi?. Ev hizmeti ve zerafet. İşte biribirine | düşman zannedilen iki kelime!... Fakat bu; her şeyi ayrıayrı tet- kik eden, gördüklerinin arkasında saklı duran şeyi görmekten &ciz olan ve maddi şeylerle ruhi ve manevi şeyler arasındaki gizli mü nasebetten gafil olan kimselerin telâkkisidir. Bilmezler ki her şeyi canlandı- ran, ona renk ve rayiha veren yük- sek bir duygunun tek bir: nehasıs dır, Bu duygu, ev hayatında göze hoş görünmiyecek şeyleri, sade ve mütevazi bir dikkatle gizlemek, lükse kapılmadan, büyük masraf- İâra katlanmadan zevk ve hayali ökşiyacak bir tarzda tertip etmek san'atini öğretir. En fakir bir kız bile pencstesi- hin Önüne bir saksı yerleştirebilir "ya! Bu, hayatin ön fena şârtlar dahilinde bile süslenebileceğini A EE e e EEE ESA EEE de bu nevi vesikaları toplamanın imkânsızlığına her eli kalem tu - tan şahit olmuştur) ve şüphesiz kuvvetli iddialar, kuvvetli deliller le büyük hakikate daha çok hu » dut kazandırmış olurdu. Tuğrul yanit lk bl bi Mütörcimi : zaruret ve yok-| teskin edilmez bir görenek ihtiya- | i bu cihet, aklı başında bir mükemmel bin intizamın delili. | İntizam «ve tertip birer fazilet fazilet sayılırlar! Zonguldak meb'usu vi İ göğtermez mi?. Zerafet, a gefvetimizin bize verdiği larlâ mütenasip ölutsa gayr! lâki sâyilmaz. ve) Tâbiat zarif değil maidif? mütevazi varlıklara, © i ihtişam ve şaşanları var dir?. Binaberin evin de bil göre zarafeti, güzelliği v€ şiiri vardır. Şiir, hayalpe! çu? mizin dedikleri gibi ne bide zak, ne de bizden yüksektir? da, burada, her yerde ve en sade şeyletdedir. Sofra gol bası safalari, “yavru temizlikleri... İşte size aile # Hayattan nasibini almak laka ateşli heyecanlar lüzum bulundüğunü zari zin bu küçük şeylerin saf aşkını tatabilenler ne me$'! 4 N sanlardır!.. ö » * 5 1 r Ev idaresinin en mühim “& mından biri de hizmetçi maktır. Nazik ve ciddi bir itü çin ehemmiyetle düşünülecöt; mesele teşkil eder. Hizmetçi lanmanın iki mühim esasi İntihap ve idare.. Hizmetçi ** y nin bir ev için ne kadar mü” mesele olduğu malâmdur. 5 Evin haricindeki işleri e dip masrafı gören ekser” metçilerdir. Bu itibarla evi sı, aşağı yukarı bunlarn eli yor demektir. Vakıa : ler, büyük ihtilâslar yapmsl'i kân bulamazlar. Fakat b” tefek sadakatsizliklerin d€ / vazı ve sıkı bir idareye muf” / lan bütçeleri şiddetle sa yekünlara varacağı muh: Maamafih bu cihet, hiz: bir evde yapabilecekleri f ancak pek ehemmiyetsiz ta” En vahim nokta, bunların Ti | larla olan teklifsizlikl Umumiyetle çocukların bi leri sevdiklerinde şüphe İ Çünkü bunlar çocuklars İ anadan babadan daha davranırlar. “ il Halbuki, çocuklarile 69 lâkadar olan bir ananın vi kere çöcüklarını hizmetçi”. marlaması zaruri olabilir” he yapmalı, nasıl bir ted 117. Çocukları hizmetçileri? olmaktan mennederek bi lancı gururumuzu onlar etmek mi?. Böyle bir b lünç ve tehlikelidir. Çocukların saf ve temis elbisesi ne şekilde olur yi onları eğlendiren kimseY? altını icap ettirir. ki bizmetçiletin ailedeki ri, ihmal edilmipecek kadir yi himdir.. İşte bunun işini rek dikkat ve a rek sadakat ve iştik ine bilhassa şeref ve iffi nebileceğimiz mal meleri İlkıtndır. Bir dak zaman içiki olsa bile, “ Zin yuhunu ve bedeni” cağimiz kimsslerderi mati istemekten vaz 1

Bu sayıdan diğer sayfalar: