10 Eylül 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9

10 Eylül 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 9
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Eski Dile Bir Nazar : : “Şunları anlıyabilene aşkolsun ! an Zün, bir yazımda eski- Ni bni arzuhalle- ların nasıl yazıldığına . b AÇ nümune göstermiş dene bu tarzda yazılmış an- daş bir Yazı nümunesini de ay- Meğredeceğim demiştim, Sö- Mya ni, bana, bir mesire mahalini Ne iu” © antika yazıyı da Miyan Si Ba, mesirei Tarlayı Mısır *dayı mavecebe aleyna Maç ye veçbile mübaşeret Meçhile mübaderet kılınur san dil mabzunu perişa- sa ve evkatı berudur senayı seha- envai gumum ile m pe ekdarı dünya r idügümden dünkü Perşembe ahşamı biraz ve defi melâl ve kesbi rey zımnında Edirne in de vaki ve avamın tarlası tabir ettikleri (Tar- Yan ) bam mahalli dilara a Ea aieaya azimet ey- arlayı mısır) denilen sahal harici surda ve bir tepede kâin olup şimalen mahallesi cenuben kab- dirne şarkan Tek- garben dahi Otak- Ve münzevi kariyyeleri ile Mevsimi sayfta her HEM TEE N ln, ve ve lâyubsa birer senkparei kabri | atiki yakut ile memlu musevi meşatlığı itlak edilen bir va- hai metruke mevcuttur ki bu- rada bhalici derseadet misali tabak ayan ve nümayati o'up be- ni adem tuli müddet oltarafa nasbi (o niğâh kendüyü mai mürekkep ve hat- tı talik ile tabrir (oOve tetsim olunmuş bir lJavhayı (o garra- yı tabiat muvacehesinde zannü güman eyler. İşte fakiri pür taksir dün ak- şam ber veçhi balâ tarif olunan bu mahalli dilküşaya bilazime çent saat mıktarı orada aram- saz ve İengerendaz olup derunü dilden refi melâl ve defi kelâle say ile orada istirahat güzin olduğum müddetçe (Ahminelaşk ve haletihi) kelâmı hikmet ami- zini virdi zebon ve dahi bu veçhile bir hayli imraı zaman eyledim durdum. Imdi bu (fakiri pür taksir misillâ kalpleri narı hic- ran ve aleşi suzanla muhrik olan ibvanı kirama bir mıktar alızı infirah ve kesbi inşirah eyleme- leri için işbu mahalli ferahfeza- ya teşrif buyurmalarinı acizane taysiye ile hatmi kelâm ve cüm- lesine ezcanidil yegân yegân se- lâm ederim. SÜRÜ. Kğ 4 kesrünnasil Ketebehülfakir e katlar ve e dali Mehmet Şakir 1 KÜYüNde'uzeri lâyüat | Temize çeken: Osman Cemal Sonubi Amerika Almanya ve müs- © ihtilam temlekeleri o de Chli, 9 (A.A) — Memleketlerle Peru mü- Bolivya-Paraguay ara- tif kalli için Şiliye kısın arazinin Bolivyaya derpiş eylemektedir. Bo- N ârazinin bedelini ken- Paraguay tarafından te- altına alınacak bir istikraz etle tere eyliyecektir. iri Müttehidenin bu is- akdini teshil edeceği Gülüşlü Rl ak Johannesburg, 9 (A.A) — Ce- nubi Afrika ittihadı bükümeti | ittikate adeta | ———& ——— başvekil M. Hertzog, kendi fikir | ve mütaleasının dalma Almanya himayesi altında bulunan cenubi Afrika arazisinin eski inkişafı iktısadisine tekrar mazhar ola- bilmesi için ancak Alman köylü ve çiftçisinin elinde bulunması icap edeceği noktasında musir İ olduğunu. beyan etmiştir. ı Kadın! mn Lüpenin 2 pr macerâsı — 42 Mata» tiz Günden Aksama doğru sokağa çıkı- yle dolaşıyor «A aynı saatte çıkıyor, dikkati celp etme il refakat etmiyordu. iğ Vale rıhtımındaki pe geçiyor, İri tarassut etmek ihti- oda tedbirli m Fakat göze çarpa” Mae vk lime 5 a bir gün, Mavi ga €n on beş gün son“ Mağ va Ş a ve Kün geçerken, Klarayı çkarak bir oto- İD uzaklaştığını gör“ Kevin takibe kalkışmamış- malz ğırarak gidip kapı- almasını söyledi. sonra geldi ve sarı ü kadının ikidir eve ge- İ kimseyi yanlış görmem, Tüchçeye çenicen : fa. lip Markiyi görmek istediğini fa- kat Marki henüz seyahatte olduğu için dönüp gittiğini kapıcıdan öğ- rendiğini bildirdi. Raul : — Tuhaf, dedi, bana bir şey söylemedi. Acaba gene ne yap- mak istiyor?. Raul eve döndü. On beş dakika sonra, Klara, gayet neş'eli bir ta- vırla içeri girdi. Raul: — Parise mi indin? . Dedi. — Hayır, koruda dolaştım. Ni- çin soruyorsun?, — Çünkü seni orada gördüm. Klara güldü: Asyadaki Devletler arasında Milletler Cemiyetinin gönderdiği heyetin raporu Toio, 9 (A. A. ) — Lyiton komisyonu raporu Mançuzide statükorun iadesi imkânı o'ma- dığını teslim etmekte ve mezkür kıt'anın oaskerikten O tecridini ismen Çinin bakkı kükümranisi altında kalmakla beraber Japon müşavirlerinin yardımına mazhar olacak bir muhlariyete nail ol ması fikrini telkin eylemektedir. Bundan başka Milletler cemi- yetinin mürakabesi altında olmak şartile Çin ile Japonya ve yeni Mançuri devleti arasında doğ- rudan doğruya müzakerat icra edebileceklerdir, Bu bapta. resmi mahafilde, Japonyanın derhal yeni Mançuri devletini tasdik etmek niyetin- de olmakla beraber yakın bir âtide Çin ile yeni Mançuri dev- leti. arasında doğrudan doğruya müzakerat icrasını da tavsiye edeceği söylenmektedir. Japon hükümeti, Lytton rapo- ru mifadından haberdar olduk- tan sonra Mançuri hakkında beyanatta bulunmak arzusunda olduğundan Cenevre mahafilini haberdar eylemiş ve binaena- leyh ber iki vesikanın yekdiğe- rine merbut bir kül balinde okunabilmesini teminen mevzuu babis beyanat ibzar edilinceye kadar raporun neşrinin tehir edilmesini Milletler Cemiyetin- den talep etmiştir. Şiddetli “kasırgalar Nevyork, 9 (A A) — Pazartesi günündenberi Amerikanın bütün Atlas Okyanosu sahillerile Antil adaları denizindn şiddetli kasır- galar yalamakta ve hâlen yeni İngiltere kıt'asının bütün sahilleri imtidadınca akur bir savletle devam etmektedir. Bahama'nın North o Albaco adası üzerinde Meyan kasırga- dan 7 insan telef olmuş, bir- çokları da yaralanmıştır. Burada pek az ev sağlam kalmış diğer- leri tamamen yıkılmıştır. Şimdi- ki halde ahali gıda maddelerin- den ve içecek sudan mahrum bulunmaktadır. | Klara Raula baktı. Lâtife et miyordu. Ciddi, hattâ ağır bir surette konuşuyordu. Sesinde bi- raz da dargınlık vardı. — Beni nerede gördün?. — Markinin evinden çıkarken. — Emin misin?. — Eminim, hattâ kapıcı senin oraya ikidir gittiğini de söyledi. Klara kıpkırmızı kesilmişti ve ne cevap vereceğini bilmiyordu. Raul sordu: — Cevap vermiyorsun?, Klara gene susuyordu.. — Bu ziyaretleri tabii bulmıyo- rum. Bana karşı ne diye böyle sak lyorsun?. Niçin böyle yapıyor- sun?, Raul onun gen sustuğunu gö- rünce yan;na oturdu ve ellerini | ellerine alarak, tatlı bir sesle : — Gene mi esrar, küçük Klara, dedi, doğru değil. (o Hareketin — Belki, dedi, hayalinde gör- | doğru değil.. Bu gibi şeyler ikimiz müşündür. — Hayır, bizzat seni gördüm.. — Kabil değil!. İdi de birbirimize karşı bir çekin- gözlerimle | genlik uyandırır. Klara şiddetle itiraz etti: — Hayır.. Hayır.. Ben on — Pek kabil.. Ben gördüğüm | çekinmiyorum, Raul, ye Fakat çekiniyor gibi pi MİR ŞA Yeni bir tenis oyuncusu Kan şehrinde geçen gülünç bir hadise Sahaya atlayan maymun uslu uslu tenis oyununa başlamış.. Fransada Kan şehrinde gs çende luaf bir hadise olmuştur. Bu şehirde Karlton nındaki tenis oynamıya mahsus saha, birçok mühim maçların ya- pıldığı yerdir. Yalnız mevsimle- rinde plâja koşan zenginler, bu- rade müsabakaları seyretmiye, tenis oynamıya da zaman ayırma- yı ihmal etmezler. Geçende birgün bir gün, bir taraftan sahada tenis oynanır, bir taraftan seyirciler bem oyu- nu takip eder, hem yiyip içer- lerken, tenis sahası kenarında birdenbire bir maymun seçilir. Civardaki o Çingenelere ait olan Bubul ismindeki bu may- mum, basılsa fırsat bulup, onla” rin arasından uzaklaşmış. Yolu buraya düşmüş. Seyirciler, Oo maymunu görür görmez fevkalâde telâş eder- ler, maymun o sabaya (atlar, oynıyanların ellerindeu fırlattık- ları raketlerden birisini alarak, toplara vurmağ ve tenis oyna- mağa başlar. Evvela telaş etmelerine râğ- men, maymunun uslu uslu tenis oynamakla meşgul olduğunu gö- i tenler, biraz sak'n'eşrler. Fakat oteli ya- | bu. vaziyet uzun sürmez. May- mup, sanki etrafındakilerin oyuna ! iştirak etmemelerine öfkelenmiş gib', birdenbire topları raketle seyircilere doğru fırlatmıya ko- yulur. Pat... Küt! Toplar, şuna bun isabet eder ve tam manasile bir panik olur. Ceptlimen seyirciler kaşar, kibar madamlar baygın- lıklar geçirir, Ancak seyirciler arasında bu- lunan birkaç kişi maymunu ya kalamak teşebbüsünde bulunmı- ya cesaret gösterebilir, yanına yaklaşırlar. Boşuna! Maymun, yanına yaklaşanı ısırır, pençeler, Gürültü, patırdı... Bir hayli uğ- raşılır. Nihayet maymun, büfeye atlayıp bir şişe viskiyi dikerken, güçle kendisini ele geçirirler, hemen sımsıkı bağlarlar. Etrafta hayli heyecan uyan- dıran bu hadise esnasında, bir çok meşhur kimseler orada hâ- zır bulunuyormuş. Bu arada ka- dın artistlerden Pegi Joyse, Dolli hemşirelerden Rozi, Moris Şö- valye ve Fransız ediplerinden Moris Dökobra da varmış!.. Mançuride Çin huku-| Harp borçları ve In- ku meselesi Nevyork, 9 (A.A.) — Mançu- riye idari “muhtariyet “verilmesi ve mubtar ârazide Japon mü- şavirlerinin bulunması suretile Mançurideki Çin hukuku bü- kümranisinin (tasdiki (fikrinin Iytton komisyonu © tarafından verilen raporun esâsını teşkil ettiği zannediliyor, Bu telkinat, Japonyanın Pekin mümessiline atfedilmektedir. Lytton saporunun suretleri Japon ve Çin hükümetlerinin elinde bulunmasına rağmen bir iki bökümette raporun Milletler cemiyeti konseyine tevdiinden evvel muhteviyatını tetkik ede- memek mecburiyetindedir. m amm mm yorsun. Söyle bana canim. Nen varsa söyle?. Nihayet bir gün her şeyi öğreneceğimi zannetmiyor- musun?. Belki ozaman pek geç olur, canım söyle.. Klara az kalsın söyliyecekti... Yüzü alt üst olmuştu. Her “halde içinde sakladığı şeyler pek © feci şeylerdi. Fakat cesaret edemedi. ve hüngür hüngür ağlamıya baş- | hyarak: şayet susarsam bunun, senin için na karşı muameleni değiştirmiye- şeyler senin için ne kadar ehem- | miyetsiz şeyler. Fakat benim için değil.. Bilirsin ki kadınlar çocuk- / lara benzerler.. Onlar gibi düşü- İ nürler.. Belki affet, söyliyemiyeceğim. . Raul sabırsızlanmıştı. Fakat: — Peki, dedi, öyle olsuh. Fakat kat'iyyen bir daha oraya dönmeni istemiyorum. Zira, orada İri Pol- la karşılaşman ibtimali çok bü- yük, o olmazsa Jorjöre ile., Anla- dın mi ö ğini söyle. Bil öyli im | i ceğini söy sen söyliyeceğim | bir surette tarassut edilmiyordu... haksızım.. Fakat | İ ne yapayım.. Elimde değil,. Beni | bir hata işlemişti. Zira maiyetin- i deki memurları tarassutta un makla beraber açıkçası da e i — Raul, dedi, beni affet. Ve| ehemmiyeti olmadığını söyle. Ba- | giliz Amerika ihtilafı Nevyork, 9 (A.A) — Nevyork Times gazetesinin yi gö- azdığına re, İngilterenin barp borçlarına ait İngiliz - Amerika itilâfındaki moraloryom maddesini öne sür- mek niyetinde olmadığına dair olarak Londradan gelen haber mali mahafilde bazı mertebe hayrete tevlit etmektedir. Amerikalı bankerler, İngilte- renin, tediyatın altiyen talikini derpiş ettiği hakkındaki telkina- ta büyük ehemmiyet atfetmek» tedirler, k Britanya hükümeti, he a DUE Bö "ogeka Lise di vaziyetleri bhasebile (böyle bir tedbirden ziyade kâr ede- ceklerini ileri sürmektedir. “Klara derhal büyük bir bir e endişe düymuştu: — Öyle ise, dedi, sen de gitme. Benim için tehlikeli olan bir yer, senin için de tehlikelidir. Raul vadetti.. Klara da on beş gün mütemadiyen köşkten dışarı çıkmamağı kabul etmişti. On beş gün sonra, Raul ile beraber, meç. hul bir semte hareket edeceklerdi. Tuzuk Raul, Markinin evinin tarassut altında olduğunu söylemekle . al- darmıyordu. Fakat burası daimi Aksi takdirde muhakkak ki o tas yaflarda bir mesele çıkardı. Jorjöre bizzat Markinin “evini tarassut etmemek suretile büyük çiyorlardı. Bunun için Sarı Klara- nın ziyaretleri ile Kurvil'in taras« ; sutlarından < haber alamamıştı. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: